İsrail İle İlgili Stratejik Değerlendirmeler ve Haberler

Başlatan the demons, 01 Nisan 2009, 18:37:07

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

#1710
Alıntı yapılan: Ocak - 11 Nisan 2025, 18:36:24İran bize rakip değil her alanda düşman bir devlettir, son 2500 yıldır sürekli çekişiyoruz.

Evvela komşularımızı doğru tespit edelim...
Türkiye' ye her konuda düşmanlık besleyen devletler hangileridir.

1- Ermenistan
2- Kıbrıs Rum kesimi
3- Yunanistan

Bunun dışındakiler örneğin Suriye; belli dönemlerde düşmanlık, belli dönemlerde dost olduğumuz ortada bir devletti. Suriye ile Ortak Bakanlık Kurulu Toplantısı yaptığımız dönemleri hatırlayınız.

Bulgaristan' da aynı şekildedir. Osmanlı bakiyesi Türklere yapılan zulümleri unutmadık. Şimdilerde aramız gayet iyidir.

Irak ise Saddam döneminde yaşadığı güç zehirlenmesine binaen Türkiye' ye zaman zaman kafa tutmaya çalışmıştır.

İran ise son 350 yıldır en istikrarlı komşumuzdur.

Görüleceği üzere İngiliz Dışişleri Bakanı Lord Palmeston' un ifadesiyle '' Sürekli dostluklar ya da düşmanlıklar yoktur, sürekli çıkarlar vardır'' Dolayısıyla çıkarların çatışdığı noktada düşmanlıklar başlar. O halde şuan itibariyle İran' la hangi çıkarlar çatışmaktadır ki ortada bir düşmanlık olsun?

İki devletinde en büyük problemi, bütünlüğünü koruyabilme problemidir. Beka sorunu dedikleri problem, ortak sorunumuz olarak ortada dururken; gidip dünyaları fethetme sevdasına düşmek, Osmanlının hatalarından ders almamak olur. Osmanlı devleti gücünün çok ötesinde ki hedeflere odaklandığı için yıkışmıştı. Hem dünyadaki gelişmeleri takip edemedi, hem de hayal dünyasında yaşadı. Yeni Osmanlıcılık sevdası, Türkiye Cumhuriyeti' nin yıkılması ile sonuçlanır. Tekrardan yeni bir devlet kurmak mümkün olur mu, o da bilinmez! Hayal dünyasında yaşamayalım diyoruz. 



    Mesajı Paylaş

Yazmayacağım diyorum adamı çileden çıkarıyorsunuz.

 Yahu balık hafızalı mısınız?

 Daha 6 ay olmadı Suriye'de bize karşı savaşıyorlardı.

 Irak'taki katliamlarını, Karabağ savaşında Ermenistan'a desteklerini vb.

 Terör örgütü PKK ve Hizbullah'a 40 yıldır destek vermiyor mu?

 Ne istikrarlı komşudan bahsediyorsunuz!

 Tekrar ediyorum, İran nükleer başlık elde ederse bizi tefe koyup oynatır.

 Türkiye'nin bir beka sorunu yoktur, bırakın bu korku propagandalarını.
 
 Türkiye Osmanlı'nın orta çağ devleti değil, Avrupa'nın hasta adamı hiç değil, o günler geride kaldı.
 
 Türkiye Cumhuriyeti devleti, Misak-i milli sınırları içinde, kalan tüm coğrafyayı tekrar ele almalıdır ve alacaktır da.
 
 Misak-i milli sınırları dışında da her yönden etkili olmalıdır, olacaktır da.

 Konjonktür biz istesek de istemesek de bizi bu yöne itiyor.

 Devlet 2010 yılında Abdullah Gül zamanında artık Emperyal olmaya karar verdi.Bu bir RTE veya AKP projesi falan değil.

 Not; Yandaş veya AKP'li değilim.
 

  Mesajı Paylaş

Alıntı yapılan: Ocak - 11 Nisan 2025, 21:18:05Yazmayacağım diyorum adamı çileden çıkarıyorsunuz.

 Yahu balık hafızalı mısınız?

 Daha 6 ay olmadı Suriye'de bize karşı savaşıyorlardı.

Şu ifadelerden sonra, sizinle mantık çerçevesinde tartışılamayacağı anlaşılıyor. O nedenle bu konu başlığındaki son iletimi yazıyorum.

Bir iktidar uğruna, memleketin dahilinde birbirine tahammül edemeyen bir toplum haline dönüştürüldük. Toplumun yarısı diğer yarısına muhaliftir. Diğer tarafta, Türkiye Cumhuriyetiyle bütün duygusal bağlarını kopartmış bir Kürt oluşumu var. Adamlar açıkça BİZİM GÜNDEMİMİZ BAŞKADIR! diyor. ''Açlık mış, sefalet miş, yolsuzluk muş, yoksulluk muş!... bunlar bizi ilgilendirmiyor. Biz özerklik istiyoruz. Zaten özerk olduktan sonra, biz kendi halkımızı sefalet içinde yaşatmayız'' diyorlar.

Sizler bu gerçekleri hiç hesaba katmadan, dünyaları fethetme sevdasına düşmüşsünüz. Oysaki Türkiye' nin dinamikleri son derece kırılgan bir yapıdadır. En ufak bir kıvılcımda iç savaş ortamı yaratılabilir. Üstüne nereden geldikleri ve ne kadar oldukları tam olarak bilinmeyen ya da toplumdan saklanan SIĞINMACI problemi ile karşı karşıyayız. Bir iç karışıklık ortamında milyonlarla ifade edilen bu kimliksiz ve T.C. ile hiçbir duygusal bağı olmayan insanların, nasıl hareket edecekleri de belli değildir.

TÜRKİYE' NİN BEKA SORUNU YOK! diyorsunuz. Oysaki iktidar ortakları sürekli olarak, TÜRKİYE' NİN BEKA SORUNUDUR söylemleriyle, sürekli olarak yaygara koparıyor. Şayet beka sorunu yoksa bu teraneler neyin nesidir?

Bizler, Türkiye önündeki fırsatları değerlendirmesin demiyoruz, başka ülkelerin planlarına alet olmasın diyoruz. İran' a müdahale ABD-İsrail planıdır. Biz Amerikan uşağımayız ki Amerikan planlarına alet olalım diyoruz.

Bakınız 1. Körfez savaşının üzerinden 35 yıl geçmesine rağmen, Irak bir türlü istikrara kavuşamadı. Suriye aynı şekilde...  iç savaş 14 yıl sürdü, istikrarın ne zaman sağlanıp sağlanamayacağı ise belli değildir. Üstüne bir de İran'ın destabilite olduğunu düşünelim. Türkiye çepe çevre istikrarsız bir coğrafyada yaşamak zorunda kalacaktır. Oysaki en kötü istikrar bile istikrarsızlıktan iyidir. Üstelik yukarıda arz ettiğim şartlarda bu kadar istikrarsız bir iç cepheye sahipken!

Her şey ayan beyan ortada dururken, bu kadar istikrarsız bir coğrafyada yaşamak zorunda olup da akılsızca hareket eden ülkeleri bu coğrafyada yaşatmazlar. Yahu sadece Türkiye' deki sığınmacılar meselesi bile başlı başına bir beka sorunudur. Daha bunun Kürtçüsü var, Şeriatçısı var, Selefisi var, şusu var busu var. Nerede beka sorunu yoktur diyorsunuz yahu? Bunları hepsi bizim açımızdan teker teker beka sorunudur.

Ayrı dünyaların adamı olduğumuz anlaşıldığından, tartışmayı burada bitirerek okuyuculara saygılarımı sunuyorum. Tabii olarak, cevap hakkınız olduğu düşünüyorsanız, dilediğiniz şekilde yazabilirsiniz. 

 

  Mesajı Paylaş

#1713
Alıntı yapılan: Ocak - 11 Nisan 2025, 21:18:05Yazmayacağım diyorum adamı çileden çıkarıyorsunuz.

 Yahu balık hafızalı mısınız?

 Daha 6 ay olmadı Suriye'de bize karşı savaşıyorlardı.

 Irak'taki katliamlarını, Karabağ savaşında Ermenistan'a desteklerini vb.

 Terör örgütü PKK ve Hizbullah'a 40 yıldır destek vermiyor mu?

 Ne istikrarlı komşudan bahsediyorsunuz!

 Tekrar ediyorum, İran nükleer başlık elde ederse bizi tefe koyup oynatır.

 Türkiye'nin bir beka sorunu yoktur, bırakın bu korku propagandalarını.
 
 Türkiye Osmanlı'nın orta çağ devleti değil, Avrupa'nın hasta adamı hiç değil, o günler geride kaldı.
 
 Türkiye Cumhuriyeti devleti, Misak-i milli sınırları içinde, kalan tüm coğrafyayı tekrar ele almalıdır ve alacaktır da.
 
 Misak-i milli sınırları dışında da her yönden etkili olmalıdır, olacaktır da.

 Konjonktür biz istesek de istemesek de bizi bu yöne itiyor.

 Devlet 2010 yılında Abdullah Gül zamanında artık Emperyal olmaya karar verdi.Bu bir RTE veya AKP projesi falan değil.

 Not; Yandaş veya AKP'li değilim.
 

 

Sn.Ocak

Her düşmanla ilgilenebilecek ve uğraşabilecek bir gücümüz yok

Evet İran ile kimi zaman dost kimi zaman düşman olduk ama son 350 yıldır sıcak bir savaş yok

Bende 1.körfez 1991 ve 3 Mart Tezkeresinde sizin gibi düşünüyorum

Fakat ....

Suriye'de ortak hareket ettiğimiz ABD hatta İsrail ile çıkar kavgası içindeyiz aynı şekil Suriye'de gaz veren abd bunun karşılığında bizim ödediğimiz bedeli karşılamadığı gibi üstüne üstün son 10 yıldır bize ambargo uygulamakta catsaa ilede bunu nirvanaya taşıdı.

Peki İran'a girelim mı?

ABD bize sm3 thaad ve pac3 konuşlandırcak mı?

Hibe adı altında 60 f35'i ABD Hava kuvvetlerinden Türkiye'ye transfer etçek mi?

F16 transfer etçek mi?

Para yardımında bulanacak mı? Malum ekonomi kötü savaşta dahada kötü olur ve milyonlarca İranlı göçmen ile uğraşacağız zararımızı kim karşılayacak?

Yani ortada bize vaadleri yok

Gelelim nükleer konusuna sadece bizemi tehdit

Suudi Arabistan var İsrail var hemde ABD'nin en sevdiği müttefikler yani onlarda düşünsün Mesajı Paylaş


 Elbette ne alacağımız konusu pazarlık halindedir. Ben bu durumdan stratejik olarak çok kazançlı çıkacağımızı düşünüyorum.

 Bu kez eski hataları yapmayalım ve ABD yanında saf olalım.

 İran açısından Suudiler ve İsrail ciddi rakip değildir ama Türkiye ile hegomanya savaşındalar.

 Bakalım bugün Umman'da İran-ABD toplantısı var, sonuç ne olacak göreceğiz. Mesajı Paylaş

Geçmişte maceracılar yüzünden koca imparatorluk dağıldı gitti. Allah bu memleketi maceracılardan korusun.

Vekalet savaşlarında birbiriyle mücadele etmeyen mi var.örneğin biz mısırla ve Suudi'lerle Libya'da çekişiyoruz, Rusya'yla ve ABD ile Suriye'de çekiştik, Afrika'da Fıransızlarla. Yani bunların hepsini düşman belleyip savaş açmak için fırsatmı aramak lazım.

Türkiye istediğinde nükleer başlık üretecek teknolojiye sahip deyip övünenler, İran nükleere kavuşursa bizi tefe koyar diye korkar olmuş. Adamın hakkıdır üretmek, sende bağımsız ol sende yap.ne demişti reis "onlarda var bizde yok, ben bunu kabul etmiyorum"!! Mesajı Paylaş

Alıntı yapılan: SKYWOLF - 28 Mart 2025, 15:06:54
24 Ekim 1996 Bank Asya'nın açılışı...
FETÖnün bankası olarak bilinen. Açılışta elebaşısını da görebiliyorsunuz zaten.
FETÖ müslüman nüfusa sahip ülkelerde dini kullanarak insanları kandırmak, beyinlerini yıkayarak kontrol edebilecekleri müridler haline getirmek, onları o ülkelerin devlet kademelerine yerleştirerek kendi çıkarları için yönetme amaçlı kurulmuş bir CIA projesidir. Siyasette, sporda, toplumu yoğun ilgilediren her alanda ürettikleri yalan iftiralarla çok kişinini canını yakan, ülkenin altını üstüne getiren FETÖ. Hani şu 15 Temmuz'da darbe girişiminde bulunan FETÖ'den bahsediyorum. Başındaki melunun ABD'de yaşadığı, korunduğu ve orada öldüğü FETÖ.

Tarihe dikkat ettiniz mi? 1996...

Halen daha 2003 tezkeresine onay verseydik pkkyı bitirmemize ABD'nin izin vereceğine inanlar var. Bu cehaletin de ötesine geçiyor...

Biz eskiden de çok defa sınır ötesi operasyonlar yaptık. Teröristlere büyük kayıplar verdirdik. Ama eski paşaların anılarına bakarsanız pkknın nasıl ABD tarafından korunduğunu, bazı operasyonların nasıl durdurulduğunu görürsünüz.

Daha önce paylaştığım ileti.
Fotoğrafta ülkemizin neredeyse tüm kurumlarına sızdırılan hainlerin başıyla birlikte, onlar için ne istediler de vermedik, kandırıldık diyen kişi aynı karede. Her b..un altından okyanus ötesindekileri arıyorsunuz diyenler iyi baksın şu fotoğrafa. O dönem aynı zihniyetteki Yeni Osmanlıcılar diyordu ki, ABD Ortadoğu'da kaostan bıktı, buradaki ülkeleri hizaya getirip bizim kontrolümüze bırakarak çekilecek. Yeniden Osmanlıyı kuracaklar. Anladılar ki Ortadoğu'yu eskisi gibi sadece Osmanlı yönetebilir.

Allah akıl fikir versin. ABD sanki babanız, bize bütün Ortadoğu'yu bize hediye edecek. Ne kadar da masum görünüyorlar değil mi?

Sonrasında 15 Temmuz darbe girişimine kadar ne oldukları malum! Pislikleri halen temizlenebilmiş değil! Hala neyle uğraştığımızın farkın olmayanlar var. Türkiye'nin beka sorunu yok olduğunu iddia edenler var.

Fotoğraf 1996 yılında çekilmiş. Ama FETÖ adlı örgütün temeli 60'lı yıllara dayanıyor. Yani bazılarının Körfez Savaşı'na girseydik böyle olmazdı, bilmem nerede ABD'ye destek verseydik şöyle olmazdı vs söylemlerinin çok daha öncesine.

Yeni Osmanlıcılık da bunların ürünü!

İran konusunda ABD ile hareket etmemiz gerektiği, hatta ABD'nin bize bu konuda hiç bir vaatte bulunmadığını, ancak İran'ın parçalanması sonrasında masada söz sahibi olabileceğimiz gibi çelişkili ve mantıksız açıklamalarda bulunmak, bunca zamandır bizi kontrol altında tutup kendi çıkarları için kullanmaya çalışıp başımıza türlü felaketler getirenlere körü körüne bir bağlılıktır.



Mesajı Paylaş
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

#1717
Adam bir mektup yazdı , doları biraz artırdı sonuç malum...

Hala Osmanlıcılık oynayıp , içeride kitlelerini avutuyorlar...

Sayın Skywolf anlatmış yukarıda  , ben de 1000 kere yazdım anlatamadım...

Şöyle 20 senedir olanları unutup sadece sonuca bakın...

Karşınıza çıkan tek tablo ; İsrail-ABD'nin düşmanı ülkelerin birer birer parçalandığı veya  bu ülkelere sadık hale getirildiği manzarasıdır...Aksini iddia eden yazsın.

Bütün akıllılar buna BOP diyor bazıları hala kanıt istiyor... Mesajı Paylaş

#1718
ABD'nin İran vs ile uğraşacak gücü yok. Trump daha ilk yönetime geldiği gün çok kırılgan durumdayız, ekonomimiz biranda çökebilir diye açıklamalar yapmıştı. Trump, Biden'a Dünya ekonomisi içinde %22 üretim yapan bir ekonomi bıraktı %17 ile geri teslim aldı.

Globalciler, globalleşmede, ABD Avrupalı aryanları teknoloji üreten "elfler" iken, globalleşme ile diğer toplumlar sanayi toplumu ve tarım toplumları olarak ayrılmıştı. Buna göre Uzak Doğu'ya sanayi toplumu rolü verilmişken, Global para piyasaları, ABD, Avrupa Merkez Bankaları parayı basıyor, Çin üretiyor, diğerleri borç ve batı dahil dünya halkları parayı borçlanarak tüketiyordu.  2005'li yıllar sonrası Çin iyice kontrolden çıkarak kendi teknolojisini üretmeye başladı. 2008 krizi ise fazlası ile basılan paranın geri çağrılarak yakılması, eritilmesi için ilk çabalardı. Bu çaba sonuçsuz kalınca, çözüm için bu kez daha fazla para basılması gerekti. COVİD krizi ise global dünyada gidişatı değiştirmek için ilk tatbikat gibi bir uygulama idi. Aynı zamanda sürdürülebilirlik, yeşil enerji, karbon ayakizi gibi çalışmaların hızlandığı dönem de olan bu dönemde, dünya ekonomileri soğutulmaya çalışıldı. Yine Panama kanalı, Süveyş kanalı gibi lojistik yollarına yapılan saldırılar ile Çin ticaret yolları yavaşlatılmaya çalışılmış ise de, yukarıda görülebileceği üzere, COVİD krizi öncesi %60 üzeri oyu olan Trump da kriz ile birlikte koltuğu Biden'a devretmişken, COVİD sonrası Çİn ekonomisi,  Çin'de yapılan bir kısım üretim Vietnam, Polonya, Tayland gibi ülkelere kaymasına rağmen, çok daha fazla büyüterek ilk meydan okumayı da kazandı.

2. Dünya savası sonrası para sistemine bakarsak,
ABD ile ters düşen Fransa Başkanı De Gaule, ABD karşılıksız para basıyor, Fransa olarak altınlarımızı ABD'den geri istiyoruz deyince, öncelikle 68 öğrenci olayları ile ardından da darbe girişimi ile karşı karşıya kalınca Brettenwoods ekonomik sistemi iyice yürümez hale gelmişti. 1970 sonrasında ise Petro Dolar sistemi ile petrol sadece dolar karşılığı satılarak, dünya ekonomisi içinde petrol ihtiyacı karşılığı dolar basılarak, altın karşılık sistemi terk edilmişken, aslında aynı gelişmelere paralel olarak New Green Deal'ın ilk fikir adımları da atılmıştı. Buna göre petro dolar sisteminin yedeği olarak da yeşil enerji sisteminin felsefi alt yapısı tanımlanmaktaydı. Özünde sistem carbon ayakizine dayanmakta olup, kullanılan karbon miktarına göre öncelikle üreticilerin ardından insanların vergilendirilmesine dayanmaktadır. Yine büyükbaş hayvan üretiminin kısıtlanması, vergilerle yapılamaz hale getirilmesi, tarımda ise küçük üreticinin ortadan kalkması ile sonuçlanacak su, elektrik, gübre ilaç kullanımı sınırlamaları bulunmaktadır. Buna göre ağır karbon ve çevre vergileri getirilmekte iken, belirlenen limitleri aşarak üretime devam etmek isteyenler uluslararası sertifikaları satın almak durumunda kalacaktır. Bilindiği kadarıyla, uluslararı sertifikalar ise yine petrolü finanse eden ABD, Avrupa Merkez Bankaları sahipleri bankerler gibi para babaları tarafından finanse edilecek, vadeli  tahviller gibi ciro edilerek, uluslararası borsalarda, piyasalarda işlem göreceklerdir. Sistem işlerlik kazandıktan sonra dünya para piyasalarının hacminin 1/3'ünü Mew Green Deal kıymetli evraklarının oluşturması beklenmektedir. Bu sistemden ise en çok zarar görecekler yine ABD ve Çin gibi ülkelerin klasik sanayilerinin olması beklenilmekle, Çin anlaşmadan çekilmişken,  Trump'ın reddettiği anlaşmayı Biden, yeşil enerji için 100 Trilyon dolar basıp finanse edeceğiz diye kabul etmişken, şimdi Trump tekrar sistemi terk etti. Geçen bir termik santralin tekrar açılışında Trump , İklim Kanununu , birkez daha  "asalakların kanunu" olarak tanımlamıştı.  İnsanları finans piyasaları baronlarının köleleri haline getirecek olan bu sistem, karbon ayakizi ve kaydi elektronik para ile, ulaşımına, evinde ne yaktığına, yediğine, içtiğine müdahale imkanı tanıyabilecek bir tehlikeye yol açmakta iken, ABD'nin batık sisteminin bu adım ile de çözülemeyeceği, çok daha acil çözümler gerektiği anlaşılmakta. Zira sistem ABD dahil, batıdaki sanayiciyi de vuruyor. Globalleşme zaten bilgi toplumlarında sanayi kuruluşu istemiyordu, ancak bugün Dünya sıralamasında ilk 10 teknik üniversitenin 5 tanesi Çin'de bulunuyor. Dünya'da teknik bilimler anlamında çoğu konuda makalelerin %50'den fazlası Çin'de yazılıyor, bilimsel araştırmalar gittikçe artıyor. Yani batının bilim toplumu olma iddiası da hızla çöküyor. Yine yeşil enerji bakımından batarya teknolojisinde de Çin açık ara önde gidiyor. Batı için geriye kalanın sadece Finans ağası baronlar olma tehlikesi var. BU bakımdan Trump bu ağaların da ayağına çelme takıyor. COVİD dönemi %60 üzeri oyda iken başkanlığı kaybetmesi de, seçimlere sokulmama çabası da, suikast girişimleri de son derece ciddi bir  kavgayı ortaya koyuyor. 

Bu bakımlardan Trump'ı delilikler yapıyor sanmak fazlası ile hafife almak. Durum çoğu kişinin düşündüğünden çok daha acil. Pentagon ve Trump çıkış arıyor, amaçları, hedefleri açık, delilik olan yönü ise söylem ve tarzları. Ancak bunlar bile kısmen bilinçli olabilir. 

İran mı ? Şimdilik biraz tali bir konu kalıyor. Yine ABD'nin, İran'a etkin müdahalesi için sosyo ekonomik gücü olup olmadığı da şüpheli durumda gözüküyor. Ancak İran'ın  Çin'e  yakınlığı, ittifak durumu da etkileyici bir unsur olabilecektir.          Mesajı Paylaş

Bu arada olayların seyrini görmek için yahudi sermayesinin hareketlerini takip etmek faydalı olabilir. Mesajı Paylaş


Paylaş whatsappPaylaş facebookPaylaş linkedinPaylaş twitterPaylaş myspacePaylaş redditPaylaş diggPaylaş stumblePaylaş technoratiPaylaş delicious
İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren Replikacep.com sitemizde 5651 sayılı kanunun 8. maddesine ve T.C.Knın 125. maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur.Replikacep.com hakkında yapılacak tüm hukuksal şikayetleri İletişim sayfamızdan bize bildirdikten en geç 3 (üç) iş günü içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek gereken işlemler yapılacak ve site yöneticilerimiz tarafından bilgi verilecektir.
Footer menü
Hakkımızda
Bize Ulaşın
Biz Kimiz
Hizmetlerimiz