Dünya bu belgeleri bekliyor!

Başlatan SKYWOLF, 28 Kasım 2010, 14:19:16

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

azerbeycan müstakil bir türk devleti aynen Türkmenistan gibi... Þu anda avrupaya bizden daha cok bağımlı olmak zorunda ...yada biz nekadar az bağımlı o da okadar rahat edebilirdi...

Mesela Erdoğan ahmedi nejat ilham aliyev 3 lüsü pek cok şeyi kafkaslarda değiştirebilirdi..olmadı..İlham aliyey babasının politikalarına devam etmiyor..kendi cıkarınca haklı olabilir..Ayrıca enerjiye tek gereksinimi olan ülkeler sadece avrupa kıtasında lerdir ..Bunlara gelişmekte olan Hindistanı ve Çinide katmalısınız..ileride türkmen ve azeri petrolleri daha rahat ulaşabilecekleri iran üstünden türkiye bağlantısı ile çine ve hindistana enerji akışı başlatabilir...belki iran turkiye suriye ürdun petrol ve gaz boru hattı..ordan kızıl deniz ...guney yarım küreye enerji kapısını acar..ve avrupanın tek pazar olduğu gerceğini elemine edebilir..ve avrupayı sadece rus doğal gazına ve hiç istemedikleri nükkleer enerjiye mahkum eder..yeni enerji şirketleri oluşturur milli olan ortaasya ve türk enerji şirketleri...Batıdaki dev şirketler gibi  BP ler shevronlar gibi....sheller gibi...kanımca İstenmeyen budur...

saygılar Mesajı Paylaş

bu vikilias cumhuriyetçilerin işi kesilikle ama ben sunu anlamadım koca abd nin ilker basbuğ gibi bir komutanu yokmu ki ! bunlar foto montajdır diyemiyorlar. malum,belgelere kağıt parcası law silahınada boru demişti:)) bu belgelr türkiyede cıksa  nederdi başbuğ ben onu merak ediyorum Mesajı Paylaş

'senaryo'..  'bu belgeleri ortaya dökenleri lanetliyorum' derdi.... Mesajı Paylaş

Azerbaycandan bakildiginda Turkiyeye cok guclu potansiyeli olan fakat bunu yeterince deyerlendiremeyen ve ya deyerlendirmeyen bir ulke olarak gozukuyor.Ancak yinede koklu ulke oldugu icin yeterince, bilinmeyen guc kaynaklarininda oldugu gorunusu var.Fakat Burdakilerin ve Orta Asyadakilerin(ulusalcilarin) beklediyi Turkiyenin bu bolgele daha sur'atle yayilmasi ve tesirini artirmasi.Ancak bunu goremeyince biraz hayal kirikligi yasaniyor.
Ancak su anda hem Azerbaycanda hemde Orta Asyada ulusalcilar diyil cikarcilar iktidarda.Ve onlar ulisalcilardan farkli olarak Turkiyeni hemde kendi diktatorlukleri icin tehlike gibi algiliyorlar.Ve hemde fazlasiyla batinin etkisinde oldugu yonunde bazi dusunceler var. Kisacasi suankiler "Evet Turkiye gelsin.Fakat bizim diktatorluyumuze ve diktatorluk cikarlarimiza saygi duysun.Batinin isteklerini ve ulusalciligi bir kenara koysun.Aksi takdirde bizim icin fark etmez.Ha Turkiye ha Rusya."
Bu konuda mesafeli davranan ozellikle Ozbekistan.Ozbekistan diktatorlukde ziyade fars(tacik) asilli cumurbaskani tarafindan yonetiliyor.
Yani burdakiler Turkiyenin kendinden cok kendisi ile getire bileceyi ulusalciligin yerli iktidarlara buyuk darbe vurabileceyi.
  Ve yine dediyim gibi Turkiyenin kendisini bile yeterince ozgur olmamasi dusuncesi
var.                                                                   
Mesajı Paylaş

Türkiye'deki nükleer silahlar nerede

Wikileaks ABD'nin atom bombaları Türkiye'de nerede olduğunu açıkladı
Wikileaks Türkiye'deki ABD'nin nükleer silahlarının nerede olduğunu açıkladı.

"ABD'nin Avrupa'daki nükleer silahları" konusu WikiLeaks belgelerinde ilk kez resmiyet kazandı.

AVRUPA'DAKİ NÜKLEER SİLAHLARIN YERİ İLK KEZ ORTAYA ÇIKTI
Yıllardır dünya basınında yazılan "ABD'nin Avrupa'daki nükleer silahları" konusu WikiLeaks belgelerinde ilk kez resmiyet kazandı. 2009 tarihli ABD belgesinde Türkiye, Almanya, Hollanda ve Belçika'daki atom bombalarından bahsedildi.

Yıllardır tartışılan "Amerika'nın Soğuk Savaş döneminde Avrupa'ya gönderdiği nükleer silahlar hala Avrupa'da mı?" sorusuna cevap yine WikiLeaks belgelerinden geldi. Amerika'nın NATO aracılığıyla Avrupa ülkelerine verdiği nükleer bombaların Almanya, Belçika, Hollanda ve Türkiye'de bulunduğu yayınlanan rapordaki bir diyalogda ilk kez resmiyet kazandı. Amerikan atom bombalarının 200'den fazlasının hala Avrupa'da olduğunun yazıldığı belgelerde bu 4 ülkenin adı geçiyor. Buna konu olan belgede Amerikan Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Philip Gordon ile Almanya Başbakanı Angela Merkel'in dış siyaset danışmanı Christoph Heusgen arasında geçen diyalog yer alıyor. Heusgen, kendisine göre "20" taktik nükleer silahın Almanya'dan gönderilmesinin, Rusya'da "binlercesi" varken saçma geldiğini söylüyor. Silahların gönderilmesinin her iki tarafın da silahları bırakmasıyla değer kazanacağını belirtiyor.

Türkiye'yi zor durumda bırakır
Gordon bu görüşmenin notlarını yazdığı raporuna şunları ekliyor: "Almanya'nın, Belçika'nın ve Hollanda'nın silahını bırakması Türkiye'nin kendi stoğunu devam ettirebilmesini siyasi olarak çok zorlaştırır, böyle yapmaları gerektiğine inanmalarına rağmen..." Yıllardır savaş başlıklarını sakladığı iddia edilen bu dört ülke ve NATO sürekli açıklama yapmayı reddetmişti. Fakat dün NATO iddialar üzerine bir açıklama yaparak "sızıntı"yı, "Yasadışı ve tehlikeli" olarak yorumladı. Düzinelerce B-61 bombasının bulunduğu yıllardır öne sürülen İtalya ve Birleşik Krallık'ın adı ise belgelerde geçmiyor. Kısa menzilli nükleer silahlar Amerika'nın en eski nükleer silahları. 1950'lerde Soğuk Savaş zamanında ABD'nin NATO'ya bağlılığını göstermek için verdiği silahların artık hiç bir işe yaramadığı gerekçesiyle bazı Avrupalı siyasetçiler tarafından iade edilmesi istenmişti.

http://www.ensonhaber.com/turkiyedeki-nukleer-silahlar-nerede-2010-12-01.html Mesajı Paylaş
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

slm eee neredemis o bombalar????? Mesajı Paylaş
Özgürlük için Pardus...

'Saldırı halinde en fazla 12 dakikamız olacak'
   
            
AFP    4 Ocak 2011
Wikileaks'in yayımladığı ABD büyükelçiliklerine ait 2009 tarihli bir kriptoyla, İsrail Genelkurmay Başkanı Gabi Aşkenazi'nin ABD'li bir politikacıya büyük bir savaş hazırlığında olduklarını söylediği ortaya çıktı.

Dünya gündeminin nabzı Planet'te atıyor

Pazar günü yayımlanan belgeye göre, Aşkenazi, ABD Kongresi'ndeki bir politikacıya, Ortadoğu'da büyük bir savaşa hazırlandığını belirtti. Savaş hazırlıklarının muhtemelen Hamas veya Hizbullah'a karşı yapıldığı belirtilen belgede, Aşkenazi, "İsrail ordusunu geniş çaplı bir savaş için hazırlıyorum. Çünkü büyük ölçekli bir çatışmayı küçük bir harekata dönüştürmek, bunun tersini yapmaktan daha kolay" dedi.

Tel Aviv'deki ABD Büyükelçiliği'nden 15 Kasım 2009'da gönderilen kriptonun içeriğiyle ilgili haberler ilk olarak, Norveç'in Aftenposten gazetesinde yer aldı. Söz konusu gazete, Wikileaks'in elindeki ABD büyükelçiliklerine ait 251 bin 187 kriptoya erişebildiğini açıklamış ve Wikileaks içinde sızıntı olduğu şüpheleri doğmuştu.

HİZBULLAH'IN FÜZE TEHDİDİ

Belgede, Aşkenazi'nin konuştuğu ABD'li politikacının Demokrat Partili Kongre üyesi Ike Skelton olduğu belirtiliyor. Aşkenazi, Skelton'a, "İsrail'in karşısındaki füze tehdidi her zamankinden daha ciddi. Bu yüzden füze savunmasına bu kadar önem veriyoruz" dedi.

Aşkenazi, İran'ın elinde menzili İsrail'i kapsayan 300 kadar Þahap füzesi olduğuna dikkat çekti ve bir saldırı olasılığında, önlem alabilmek için sadece 10 veya 12 dakikaları bulunacağını belirtti. Buna rağmen, Aşkenazi, en büyük tehdidin Gazze'nin kontrolünü elinde bulunduran Hamas ve Lübnan'da siyasi gücü elinde bulunduran Hizbullah olduğunu ifade etti. Belgeye göre, Hizbullah'ın, İsrail'in içlerine ulaşabilen 40 bin civarında füzeye sahip olduğu belirtiliyor. ABD'li uzmanlar ise militan örgütün 50 bin füzelik bir cephaneliğe sahip olduğunu tahmin ediyor.

BİR DİĞER HEDEF HAMAS

2006 yılında Hizbullah ve İsrail arasında yaşanan İkinci Lübnan Savaşı'nda, çoğunluğu sivillerden oluşan 1,200 Lübnanlı hayatını kaybetti. İsrail cephesinde ise çoğu asker 160 kişi öldü.

Aşkenazi, 27 Aralık 2008'de Gazze'ye yönelik başlatılan "Dökme Kurşun Operasyonu"ndan yaklaşık bir yıl sonra yaptığı açıklamalarda, "İsrail aynı zamanda Gazze'yi yöneten Hamas ile de çatışma halinde" ifadesini kullanıyor.

Aşkenazi, "Hamas'ın İsrail'in en yoğun nüfusa sahip şehri Tel Aviv'i bombalama olasılığı olabilir" diyor.

18 Ocak 2009'da sona eren Dökme Kurşun Opreasyonu'nda, çoğunluğu sivil 1,400 Filistinli öldü. İsrail ise 10'u asker 13 zayiat verdi. İsrail, operasyonu Gazze Þeridi'nden sınır ötesine fırlatılan füzelere misilleme olarak başlatmıştı. Gazze Þeridi'ndeki harekatın ardından, İsrail sivilleri riske attığı yönünde uluslararası kamuoyunun ağır eleştirisine maruz kalmıştı.

Buna rağmen, sızdırılan belgede Aşkenazi'nin, "İsrail'in bir dahaki sefer yoğun nüfus içeren bölgelerde hiçbir kısıtlamayı dikkate almayacağını" ifade ettiği ve ordunun hiçbir zaman sivilleri bilerek hedef almadığı konusunda ısrar ettiği belirtiliyor.

AFP'nin "Israel preparing for 'large scale war' in Middle East: cable" başlıklı haberinden derlenmiştir.

http://www.hurriyet.com.tr/planet/16678711.asp?gid=286 Mesajı Paylaş
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

ABD Saddam'ı Kuveyt'i işgalde cesaretlendirmiş
            
A.A.    4 Ocak 2011
ABD Saddam'ı Kuveyt'i işgalde cesaretlendirmiş
ABD'nin 1990'da Saddam'ı Kuveyt'i işgale yönlendirdiği ileri sürülmüş ama kanıtlanamamıştı. Bu kanıt Wikileaks'in yayınladığı ABD Dışişleri Bakanlığı belgelerinde. ABD'nin Bağdat Büyükelçisi Glapsie, "Araplar arası işlerde taraf olmayız" diyor.

Wikileaks internet sitesi, Irak'ın idam edilen eski Devlet Başkanı Saddam Hüseyin'in, Kuveyt'i 1990 yılında işgal etmeden bir hafta önce ABD'nın Bağdat Büyükelçisi April Glaspie ile yaptığı tartışmalı görüşmeyle ilgili olarak Büyükelçi'nin Washington'a gönderdiği notu yayımladı.

Irak ordusu Kuveyt'i 2 Ağustos 1990'da işgal etmiş, işgalden bir hafta önce Saddam, Büyükelçi Glaspie'i kabul etmişti. Büyükelçi'nin bu görüşmedeki tutumunun işgale yol açtığı savunulmuş, bu yorum ve iddialar işgalin hemen sonrasında Batı basınında geniş biçimde yer almıştı.

Iraklı yetkililer, Saddam-Glaspie görüşmesinin tutanaklarını Batı basınına vermişti. Irak'ın verdiği bu tutanaklara dayanılarak, "ABD Saddam'ı, Kuveyt'i işgal etmeye teşvik etti" iddiası ortaya atılmıştı. Bu iddia da büyük ölçüde, Büyükelçi'nin görüşme sırasında, "biz Araplar arası sorunlara karışmayız" şeklinde, Büyükelçi'nin tutanaklarda yer aldığı belirtilen ifadelerine dayandırılmıştı.

Wikileaks tarafından dün açıklanan belgelere göre de Büyükelçi Glaspie, Saddam ile yaptığı bu görüşmesine ilişkin notunu aynı gün, 25 Temmuz 1990'da ABD Dışişleri Bakanı'na gönderiyor. Notun başlığı, "Saddam'ın Başkan Bush'a Dostluk Mesajı" şeklinde. Büyükelçi'nin bu notta, Saddam'ın Kuveyt'i işgale hazırlandığına ilişkin bir izlenim edindiğine dair bir ifadesi olmadığı gibi, oldukça olumlu bir başlık kullanması dikkati çekiyor.

Büyükelçi'nin notuna göre Saddam Hüseyin görüşmede, Kuveyt dahil bazı Arap ülkelerinin politikaları sonucunda ekonomik açıdan zarara uğradıklarını anlatıyor ve oldukça uzun süren bu kabul sırasında Büyükelçi Glaspie, Irak liderine, Kuveyt sınırındaki Irak askeri yığınağını anımsatıyor ve "düşünceniz, planlarınız ne?" diye soruyor.

Saddam da bunun haklı bir soru olduğunu ifade ediyor ve ülkesinin ekonomik kayıpları gibi konulara değindikten sonra, Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek'in arabuluculuk çabalarına geçiyor, bu çabalar çerçevesinde Kuveytlilerin Irak ile müzakerelere girişmeye hazır olduklarının kendilerine iletildiğini, Kuveyt Veliaht Prensi (Başbakan) ve Irak'ın iki numarası olan İzzet İbrahim'in Riyad'da görüşeceklerini, daha sonra Kuveytlilerin cumartesi, pazar veya pazartesi günü, en geç 30 Temmuz 1990'da Bağdat'a geleceklerini ekliyor.

Saddam daha sonra, "Mübarek'e, bu toplantıya kadar hiç birşey olmayacak diye söz verdim" diyerek, müzakerelerden olumlu sonuç çıkacağı, Kuveytlilerin taviz vereceği umudunu dile getiriyor.

Büyükelçi Glapsie, olası müzakerelerden memnuniyetini, "bu güzel haberi duymaktan ötürü mutluyum" şeklinde ifade ediyor ve Saddam'ın da karşılık olarak, "Başkan Bush'a sıcak duygularımı iletiniz" dediğini ekliyor.

ABD'nin bu görüşme sırasında, "Kuveyt'i işgal etmene ses çıkarmayız" mesajı verdiğine dair iddialara yol açan o meşhur cümle de Büyükelçi Glaspie'in notunun devamında yer alıyor. Büyükelçi, Saddam'ın Başkan Bush'a sıcak selamlarını ilettiğini yazmasından sonraki paragrafta, Irak-Kuveyt sınır anlaşmazlığı konusunda kısa bir bilgi notu düşüyor ve ardından, Saddam'a şöyle dediğini yazıyor: "Büyükelçi (Saddam'a), 20 yıl önce Kuveyt'te görev yaptığını, o zaman da şimdi olduğu gibi, bu Araplar arası işlerde taraf olmadığımızı (ABD'nin belirli bir tavır geliştirmediğini) söyledi."

Glaspie bu görüşmeyle ilgili haberlerin ardından Dışişleri Bakanlığı'ndaki görevinden ayrılarak akademik hayatı seçmişti.

http://www.hurriyet.com.tr/dunya/16677100.asp?gid=373 Mesajı Paylaş
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com



Açık İstihbarat: Blackwater Türkiye üzerinden Irak'a helikopter kaçırıyor
12 Oca, 2011 | Kategori: Politika / Gündem | info@savunmasanayi.net

Wikileaks belgelerinde dikkatler Ankara - Washington - İstanbul üçgeninde yazışmalara çevrilmiş durumda.  Wikileaks'in eteğindeki taşlar döküldükçe her yerden bir ses çıkıyor.

Bu belgelerin;  bilinmeyeni bilinen kılan ve en önemlisi bundan sonra karşı karşıya gelecek taraflar arasında "bildiğini biliyorum" mesajını alenileştiren niteliğinden dolayı, uluslararası politikanın üzerine kurulu olduğu oyun teorisini boşa çıkaracağını da söyleyebiliriz.

Wikileaks vakasından sonra sadece uluslararası diplomasi/politika tarihi değil, oyun teorisininin de yeniden yazılması gerekebilir.

Wikileaks belgelerinin sadece Türkiye merkezli değil, diğer başkentler merkezli incelemesi de, Türkiye'yi yakından ilgilendiren başka konuları günışığına çıkarıyor.

30 Ekim 2008 tarihinde Berlin'den , 22 Aralık 2008′de Berlin'den  ve 7 Þubat 2008 tarihinde Bağdat'tan çekilen kriptolarda ABD Büyükelçiliği , Irak'ta ve Afganistan'da ABD adına onlarca cinayete ve katliama imza atan Blackwater isimli (şimdiki adı Xe) özel ordu şirketi  ile ilgili merkezi uyarıyor.

Büyükelçilik;  Blackwater'ın , Afganistan'a nakletmek üzere  Almanya'da üç tane SA-330 J Puma (SSNET Not: AS 330L modelinin sivil pazar için geiştirilmiş versiyonu) helikopterleri satın aldığını fakat bu helikopterleri gerekli ihracat izni çıkmadan usulsüz olarak ülke dışına kaçırdığını ve bunun ortaya çıkması durumunda Almanya hükümetini Afganistan politikası açısından sıkıntıya sokabileceği konusunda uyarıyor.

Bu haberin bizi ilgilendiren kısmı ne?

Alman ekonomi bakanı ve Almanya'daki ABD Savunma İşbirliği Ofisinin , Alman yasalarına aykırı davrandığı yönündeki uyarılarını dikkate almayan eski ismi ile Blackwater, yeni ismi ile Xe şirketinin bir yan kuruluşu olan Presidential Airways şirketi bu helikopterleri önce İngiltere'ye, sonra Türkiye'ye götürüyor.

ABD Büyükelçiliği, Washington'a gönderdiği mesajda, Presidential Airways'in , Almanya ile ilgili sorun giderilene kadar helikopterleri Türkiye'de tutmaya ikna edilmesini istiyor.

Blackwater'in Türkiye'de kurduğu üssün Afganistan'a helikopter kaçırmak için kullanıldığını da bu haberle öğrenmiş oluyoruz.

Belki Blackwater başkanı da çıkıp, "Türkiye'de tek helikopterim olduğu kanıtlanırsa bu makamda oturmam" diyebilir.

Doğrunun yaşatmadığı, yalandan ise kimin öldüğünün merak edildiği bir ülkede yaşıyoruz netekim.

Açık İstihbarat

http://www.acikistihbarat.com Mesajı Paylaş
Özgürlük için Pardus...

Benim anlamadığım, wikileaks belgelerinin yeni bir şey söylüyormuş gibi algılanması.. pkknın kuzey ırakta bizzat mossad tarafından eğitildiğini bile yeni duyuyormuş gibi yapıyoruz. Oysa adamlar kaç yıldır burnumuzun dibindeler ve devlet yetkilileri her şeyin farkında. Aynı şey, 2006 yazındaki 33 günlük kuşatma için de yapıldı. Neymiş efendim, İsrail direniş karşısında hezimete uğramış. İki tane asker için Lübnan'a girmeyi göze alacaksın; ama direniş güçlerinin kapasitesini hesaplayamayacaksın. Sonra da topu, istihbarat örgütlerine atacaksın...

Adamlar son düğmeye basmıyor. Çünkü para lazım ve bunun da tek yolu, bizzat kendilerinin beslediği Hizbullah ve Hamas'a silah satmaktır. Zira Abd ve Avrupa ekonomileri bitmiş durumda. İsrail'in 2005 ve devamındaki yıllarda ekonomik açıdan zor bir dönemden geçtiğini hatırlayın. Taşlar, yerli yerine oturuyor.

Hükümetlerin 3 maymunu oynamaları doğaldır, tamam da, halklar neden böyle davranmakta ısrar eder, hiç anlamam. Mesajı Paylaş
bağımsızlık, benim karakterimdir!


Paylaş whatsappPaylaş facebookPaylaş linkedinPaylaş twitterPaylaş myspacePaylaş redditPaylaş diggPaylaş stumblePaylaş technoratiPaylaş delicious
İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren Replikacep.com sitemizde 5651 sayılı kanunun 8. maddesine ve T.C.Knın 125. maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur.Replikacep.com hakkında yapılacak tüm hukuksal şikayetleri İletişim sayfamızdan bize bildirdikten en geç 3 (üç) iş günü içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek gereken işlemler yapılacak ve site yöneticilerimiz tarafından bilgi verilecektir.
Footer menü
Hakkımızda
Bize Ulaşın
Biz Kimiz
Hizmetlerimiz