TARİH BOYUNCA SÜNGÜ VE SÜNGÜ SAVAÞI

Başlatan RekarnO, 24 Nisan 2009, 01:30:41

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Tarih Boyunca Süngü ve Süngü Savaşı



"Süngü çok az adam öldürmüştür ancak pek fazlasını korkutmuştur. Muharebe başladığında süngüler silahlara takılı olmalıdır." General George S. Patton Jr. - War As I Knew It (1947)

2. Dünya Savaşı'nın en büyük generallerinden biri olan General Patton, bu fikrini savaş sırasında dile getirmiştir.Peki, bu savaş insanlık tarihinin en kanlı savaşı olarak tarihe geçen ve konvansiyonel silah teknolojisinin akıl almaz boyutlara ulaştığı, hatta nükleer silahların ilk kez kullanıldığı savaş olmasına rağmen, bir tank taktisyeni olan Patton, ilkel bir silah olan süngüye neden bu kadar önem veriyordu? Sebep çok basitti: Süngünün psikolojik etkisi.
Süngü 17. Y.Y.'da Fransa'nın kırsal kesimlerinde devam eden gayri nizami savaşlarda ortaya çıktı. Güney Fransa'da küçük bir kasaba olan Bayonne'da köylüler barutları bittiği için, av bıçaklarını tüfeklerinin ucuna takmışlardı. İşte 20. Y.Y. başlarına kadar savaş meydanlarında askerlerin değişmez silahı olan ve ismini bu küçük kasabanın isminden alan (bayonet) süngü böyle ortaya çıkmıştı.
18. Y.Y.'da Avrupa ordularına tanıtılan süngü Amerikan Bağımsızlık Savaşı'nda kullanılmakla birlikte, özellikle Napolyon Savaşları'nda çok yaygın olarak kullanılmıştı. 2 metrelik tüfeklerin ucuna monte edilmiş 43 santimetrelik süngüler standart tehcizat haline gelmişti. Dönemin piyade taktiklerinde çok önemli bir yere sahip olmasının sebebi, o dönemin ilkel tüfeklerinin dolumunun çok uzun sürmesiydi. Açık arazide ilk yaylım ateşi açıldıktan sonra, düşmanın yaylım ateşi beklenir, sonra da süngü hücumuna kalkılırdı. Napolyon Savaşları'nda süngüyü en iyi kullanan ordu İngiliz ordusuydu. Dönemin Rus ordusu da bir silah olarak süngüye sıkı sıkıya sarılmıştı.Rusların süngü hakkında "Mermi aptacadır. Süngü zekicedir." dedikleri bilinir. Süngü, o dönemde süvariye karşı da eski dönemlerdeki mızrak gibi etkili bir silah olarak kullanılıyordu. Napolyon bu etkiyi özellikle Mısır seferinde kare düzeniyle savaştırdığı birliklerinin süvari akınlarına karşı koymasıyla görmüştü. Meşhur Piramitler Savaşı'nda Memlüklülerin Çerkez süvarisine ağır kayıplar verdirmekle beraber, kendi birlikleri çok az zarar görmüşlerdi.
Türk ordusu ise süngüyle 18 Y.Y. sonlarında tanışmıştı. Ancak dönemin Osmanlı piyadesi süngüye bir türlü alışamadı. Çünkü süngü kollektif ve belli bir formasyonda savaşan ordularda işe yarayan bir silahtı. Ama Osmanlı piyadesi zaten tüfeğini bile topluca değil, bireysel kullanıyordu. Süngünün Osmanlı ordusunda standart bir hal alması ve askerin bu silaha alışması 19. Y.Y. başlarında batılı ordu tarzına geçilmesiyle oldu. Fransız eğitmenler Osmanlı askerine süngü kullanmayı öğrettiler. Bu silah Türk ordusu tarafından Kore Savaşı'nın sonuna kadar kullanılacaktı.
19. Y.Y.'ın ikinci yarısında yaşanan ve ilk endüstriyel savaş olma özelliği taşıyan Amerikan İç Savaşı'nda da süngü yaygın bir şekilde kullanılmıştı. Bu savaşta iki tarafın orduları da daha hızlı doldurulabilen tüfeklere sahip olduklarından, süngü, eskiden olduğu gibi düşmana darbe vuran bir silah olmaktan çok, psikolojik bir silaha dönüşmeye başladı. Tabi bu psikolojik etkinin tesir etmediği inatçı düşmanlar çoğu kez "soğuk çeliği" tatmışlardı.
1. Dünya Savaşı'na gelindiğinde süngü artık tamamen psikolojik bir silah haline gelmişti. Çünkü savaş usülü çok değişmişti. Artık kuyruktan veya ağızdan dolmalı tüfekler gitmiş, yerine 5 mermilik kartuşu olan kurma kollu tüfekler ve makineli tüfekler gelmişti. Bu eskiye göre seri atışa sahip silahların karşısında süngünün pek şansı yoktu. Ama yine de savaşın tüm cepheleri bir çok süngü hücumuna tanık olmuştu. Süngü hücumları bu savaşta genelde yakın mevzi savaşlarında düşmanı mevzisinden atmak için kullanılmıştı. Ancak bu hücumlar eskiye nazaran çok daha ağır kayıplara sebep oluyordu. Bu tip süngü hücumlarında silahlar boşaltılır ve askerler sadece süngüyle hücum ederlerdi.
2. Dünya Savaşı'na gelindiğinde süngü yine standart tehcizattı. Ancak savaşın başlarında Alman ordusunun uyguladığı Yıldırım Harbi(Blitzkrieg), dünyayı şoka uğratmış ve bu savaşın diğer savaşlara benzemeyeceğinin ilk sinyallerini vermişti. Zırhlı birlik manevralarına, yoğun hava saldırılarına dayanan bu yeni savaş usülünde süngüye pek yer yoktu. Piyade silahları artık yarı otomatikti ve çoğu asker makineli tabancalar ile silahlandırılmıştı. Ancak yer yer süngü kullanımı görülmekteydi. Bunlar da artık cephanesiz kalmış veya tüm umutları tükenmiş birliklerin yaptığı tek tük istisnalardı. Bunlar batı cephesi için geçerliydi. Pasifikte ise yoğun ormanlık arazilerin oluşturduğu tropikal savaş alanlarında süngü hayati bir silahtı. Ormanlık arazide yaşanan yakın çatışmalarda süngüler devamlı surette takılı bulunuyordu. Japon Ordusu birliklerini tropikal şartlara çok iyi hazırlamıştı ve askerler devamlı surette tüfeklerini süngülerini takarak kullanıyorlardı. Ayrıca Japon askerleri çoğu kez işlerini süngü hücumuyla hallediyordu. Japonların banzai hücumları eski çağlarda yapılan süngü hücumlarını aratmayacak nitelikdeydi. Müttefikler de düşmanlarının bu uygulamasını bildiklerinden süngüyü yaygın bir şekilde kullanıyordu. Çünkü her an ormanın bir yerinden üzerilerine süngüyle saldıran bir Japon müfrezesiyle karşılaşma tehdidi vardı. Bu gibi bir durumda süngüleri takılıysa düşmanla göğüs göğüse çatışıyorlar, eğer süngüleri takılı değilse düşmana silahlarıyla ateş açtıktan sonra düşmanla teması kesmemeye gayret ederek geri çekiliyorlardı.
Kore Savaşı'na gelindiğinde süngü yine savaş meydanlarında görülmeye başladı. Özellikle Kuzey Koreli ve Çinli birlikler süngüyü yaygın bir şekilde kullanıyordu. Tabi Güney Kore ordusu ve BM güçleri de yeri geldiğinde süngülerini kullanmakta tereddüt etmiyorlardı. Bunu ise genelde umutsuz vakalarda yapıyorlardı. Bu umutsuz vakaların en meşhuru Türk Tugayı'nın Kunuri Muharebeleri'nde yaptığı süngü hücumlarıydı.
Vietnam Savaşı'nda savaşan iki tarafta da tam otomatik piyade tüfekleri olmasına rağmen süngü hücumlarına rastlanmıştır. Ancak süngü kullanan taraf genelde Vietnamlı birliklerdi. Tropikal savaş usülüne uygun hareket eden Vietnamlılar, AK47'lerinin üzerinden süngülerini eksik etmiyorlardı. ABD ordusu'nun da süngü kullandığı vakalar sayılı da olsa mevcuttur.
20. Y.Y.'da yaşanan en teknolojik savaşlar olan Falkland Savaşı'nda ve Irak'ta yapılan operasyonlarda süngü nadiren de olsa kullanılmıştır. Irak'da görev yapan Amerikan askerlerinin büyük bir kısmı süngüyü güvenilir bir silah olarak gördüklerini belirtmektedirler.
Tarih boyunca şiddetli taaruzlarda ve umutsuz son duruşlarda kullanılmış olan süngü, askeri bir sembol haline gelmiştir. "Süngü tak!" emri, askerlerde hep kötü bir his uyandırmıştır.Günümüzde her ordu süngüyü piyadelerine standart tehcizat olarak vermektedir. Zafer eskiden olduğu gibi süngünün ucunda olmasa da, süngünün devri geçmemiştir. Yakın dövüşte avantajlı bir silah olan süngü günümüz savaş usülleri uygulandığı müddetçe 21. Y.Y'da da piyadelerin standart tehcizatı olarak kalabilecek gibi gözüküyor.

Mesajı Paylaş
  • Gösterim 4,333 
  • Askeri Tarih
  • 4 Yanıtlar



Tarihteki Süngü Hücumlarından Örnekler

Stony Point - 16 Temmuz 1779 :

Amerikan Bağımsızlık Savaşı'nın en meşhur süngü hücumlarından biri bu savaşta yaşanmıştır.
General Henry Clinton komutasındaki İngiliz birlikleri bugünkü New York kentinin bulunduğu bölgede, Hudson Nehri kıyısında savunma yapmaya uygun taşlık bir buruna tahkimat yapmışlardı. Bu sayede Clinton, Hudson Nehri Havzası'nı tehdit ediyordu ve Connecticut sahil şeridi boyunca taarruz partileri yolluyordu.
General George Washington yaklaşık 1000 kişinin savunduğu bu müstahkem mevkiyi almak üzere "Çılgın" lakabıyla anılan General Anhony Wayne'i görevlendirdi. Wayne daha önceden savaşın bir diğer önemli süngü hücumu olan ve Paoli Katliamı olarak anılan süngü hücumunda, birliklerinin büyük bir kısmını yitirmişti. Þimdi intikam zamanıydı.
Wayne adamlarını 2 gruba ayırdı. 300 kişiden oluşan ilk grup kuzeydeki sazlıklardan geçecekti, Wayne'in komutasındaki diğer grup ise güneyden saldıracaktı. Wayne adamlarına tüfeklerini boşaltıp süngü takmalarını emretti. Herhangi bir kaza, olayın sürpriz etkisini bozabilirdi. Askerler karanlıkta birbirlerini görmek için şapkalarına beyaz kağıtlar iliştirmişlerdi. Ayrıca 3. bir birlik de yarımadanın cephesine düşmanı yanıltmak üzere ateş açmak için yerleştirilmişti.
İki taarruz birliği yerlerini aldıktan sonra 3. birlik müstahkem mevkiyi ateş altına aldı. Bir İngiliz birliği kaleden çıkıp bu birliğe saldırmak için harekete geçti. Bundan faydalanan asıl taarruz birlikleri kaleye süngüleriyle hücum ettiler. Kaleye geri çekilme istikameti kesilen İngiliz birliği teslim olmak zorunda kaldı. Kaleyi savunan 600 askerin 20'si öldürüldü, geri kalanlar ise esir alındı. Amerikan birlikleri ise 15 adam kaybettiler.
Süngünün psikolojik etkisi, taarruzun sürpriz etkisiyle birleşince, bu çok iyi savunulan bu mevzi ele geçirilmişti. Böylece düşmanın Hudson Vadisi'ni tehdidi önlenmişti.

Mesajı Paylaş

Little Round Top - 2 Temmuz 1863

Amerikan tarihinin en meşhur süngü hücumu Amerikan İç Savaşı'nın Gettysburg Muharebeleri sırasında Little Round Top'da yaşanmıştır.
Albay Joshua L. Chamberlain komutasındaki 20. Maine Alayı, Little Round Top isimli, Federal ordunun sol kanadının en uç noktası olan tepeyi savunmakla görevlendirilmişti. Kendilerine, geri çekilmeleri ve tepeyi düşmanın ele geçirmesi halinde tüm Federal Ordu'nun kuşatılıp bozguna uğrayabileceği, o yüzden mevzilerini asla terketmemeleri gerektiği özellikle emredilmişti.
15. Alabama Alayı'na da bu tepenin ne pahasına olursa olsun alınması emredilmişti. 15. Alabama tepeye varana kadar yolda kayıplar vermişti ama tepenin eteklerine ulaşmıştı. Sonra yokuş yukarı hücuma geçtiler. Ancak tüm taarruzlarına rağmen 20. Maine Alayı yerinden kıpırdamıyordu. Sonradan yardımlarına 4. Alabama Alayı'da gelince, 20 Maine'in sol kanadına hücum ettiler. 20. Maine'in komutanı Albay Chamberlain birliğinin sol taraftaki yarısını belli bir açıyla sola çark ettirmiş ve sol kanada hücum eden birliklere karşı savunma oluşturmuştu.
Karşısındaki güneyli birliklerin devamlı saldırıları sonucu alayının tüm cephanesi tükenen Chamberlain'in tek bir seçeneği kalmıştı. Askerlerine süngü takmalarını emretti. Sol kanattaki birliklerini sağa doğru kapanan bir kapı gibi hareket ettirerek süngü hücumunu başlattı. Sol kanat birlikleri diğer birliklerin hizasına gelince de sabit duran birliklerini hücuma kaldırarak toplu halde yokuş aşağı süngü hücumuna kalktılar. Neye uğradığını şaşıran güneyliler çoğunlulla teslim oldular. Geri kalanlar ise kaçtılar. 15. Alabama Alayı'nın komutanı Albay Oates sonradan o anı şöyle tasvir edecekti: "Çılgına dönmüş bir sığır sürüsü gibi kaçıyorduk."
20. Maine, kendinden kat be kat üstün düşman kuvvetine karşı yer şekillerinin kendilerine verdiği avantajı kullanarak hücum etmiş ve onları geri püskürtmüştü. "Soğuk çelik" bir kez daha psikolojik etkisini göstermişti. Bu sayede Federallerin sol kanadı çökmekten kurtulmuş, muharebelerin hatta savaşın seyri değişmişti. Albay Chamberlain sonradan bu başarısından ötürü Amerikan Ordusu?nun en yüksek nişanı olan "Medal of Honor"(Þeref Madalyası) ile ödüllendirilecekti.

Mesajı Paylaş


Türk Askeri'nin Koşulsuz İtaati: 19 Mayıs Taarruzu - 19 Mayıs 1915

Bu taarruz, her ne kadar, aceleyle hatalı bir şekilde planlanıp hatalı icra edilerek ve bir kaç saat içerisinde 3400 Mehmetçiğin şehadetine sebep olarak başarısızlıkla sonuçlandıysa da, dünya tarihinde eşine az rastlanır bir süngü hücumudur. Somme veya Verdun'da Alman ve İtilaf birliklerinin nasıl ölümün muhakkak olduğu hücumlara kalktığı devamlı anlatılır ancak Gelibolu'daki 19 Mayıs taarruzu unutulagelmiştir.
19 Mayıs taarruz planı Enver Paşa'nın planıydı. Gelibolu'da kesin bir sonuç almak istediğini devamlı surette 5. Ordu Komutanı Liman von Sanders'e bildirmiştir. Sonunda 11 Mayıs 1915'de cephede Liman Paşa ile yaptığı görüşmede planını anlatmıştır. Liman von Sanders'in karşı çıkmasına karşın Enver Paşa planın icrasını emretmiştir.
3,5 km'lik bir hat boyunca 4 tümenle taarruz düşünülmüştür. Hücumun sol kanadını 19.Piyade Tümeni, merkezini 2. ve 16. Tümenler, sağ kanadını ise 16 Tümen oluşturuyordu.
Saat sabaha karşı 3:30'da başlayan taaruz adeta bir kan banyosuna dönüşmüş, düşmanın makaslama makineli tüfek ateşi ve siperlerden yapılan atışlar hücum dalgalarımızı eritti. Buna rağmen arka arkaya yeni dalgalar gönderilmeye devam etti. Ta ki 42.000 askerin hepsi gidene kadar. Bu dalgalarla hücuma kalkan Mehmetçikler de kendilerine verilen emirler doğrultusunda boş bir tüfek ve ucundaki süngüyle düşman ateşine açık arazide düşman siperine doğru hücum etmişlerdi. Gün ağarmaya başlarken, donanma topçusu da ateşe başlamış ve mevzilerine dönmeye çalışan Mehmetçikleri vurmuştur. Bir süre sonra ihtiyatların hepsi taarruzda kullanılmış olarak taarruz durduruldu.
Bu katliamda birliklerimiz o kadar çaresiz haldelerdi ki, Anzak birliklerinin aşçıları bile ön siperlere Türk vurmak için gelmiş ve başka askerlere para ödeyerek -kendi tabirleriyle- bu "hindi avına" katılmışlardı. 13.000 kişilik düşman kuvveti, 42.000 kişilik taaruzumuzu geri püskürtmüştür.
Taarruzu teknik yönden başarısız kılan unsurların başında keşif yetersizliği, topçu eksikliği vardı. Ancak taarruzun baskın tarzında oynayacağı psikolojik etkiyi ortadan kaldıran etkenlerin başında Türk siperlerinde yüksek sesle Marşlar, Kuran ve Ezan okunması ve birliklerimizin ön saflara getirilmesinde çok gürültülü davranılmasıdır. Tüm bu sebepler bu süngü hücumunun baskın tesirini ortadan kaldırmış, Türk Ordusu'na 3420 şehit, 6064 yaralı ve 486 kayba malolmuştur.
Mesajı Paylaş


Kunuri Muharebeleri: Türk Tugayı BM Güçlerini Kurtarıyor - 30 Kasım 1950

26 Kasım 1950'de Çin birlikleri 1. ve 9. Amerikan kolordularına karşı şiddetli bir hücuma başladılar. Amerikalılar geri çekilmeye başladılar. Türk Tugayı'na da geri çekilme emri gelmişti.
27 Kasım günü Çinlilerle karşılaşan keşif birliğimizin tamamı şehit edildi. Birliğimiz başının çaresine bakmak zorunda olduğunu ilk burada anladı.
28 Kasım günü gece 12'de Wawon Savaşı başladı ve sabaha kadar sürdü. Düşmanın tüm kuşatma manevraları karşı taarruzlarımızla geri püskürtüldü. Bu çatışmalarda Çinliler tarafından sarılan 1. Tabur düşmanla süngü muharebesine girdi. Öğleden sonra düşmanın Kunuri-Wawon yolunu kesmeye çalıştığını anlayan Tahsin Paşa, tugayın Sinnimni yönüne geri çekilmesini emretti. Çekilen birlikleri 3. Taburun 9. Bölüğü koruyacaktı. (Bu bölük 29 Kasım sabahı savunma yaparken 3. Tabur komutanı Binbaşı Lütfü Bilgin de dahil olmak üzere çok ağır kayıplar verecekti.)Tugayın 2 kanadı da açıktaydı çünkü müttefik BM birlikleri geri çekilmişlerdi! Kore savaşı boyunca düşman hep dost kuvvetlerin geri çekilmesi sonucu tugayımızı kuşatma şansını bulmuştu. Tüm Kore gazileri bu konuya özellikle dikkat çekerler.
Saat 18:30'da birliklerimiz Sinnimni yönüne çekilmeye başladılar. Bölgeye ilk varanlar savunma pozisyonu aldılar. Ancak savunmaya yerleşemeyen birlikler Kunuri yönüne geri püskürtüldüler fakat Sinnimni batısında yeniden organize olup yeniden savunmaya geçtiler.
29 Kasım günü bir piyade bölüğümüz, Sinnimni'de kuşatma altında kalan 2. Taburumuzu ve 2 Bölüğümüzü kurtarmak üzere hücuma kalktılar. Düşman çemberi yarıldı ve birliklerimiz Kaechon'a çekildiler.
29-30 Kasım gecesi düşman Hacham-Kunuri yolunu ele geçirdi ve kuşatmayı tamamladı. 30 Kasım günü 1. taburdan arta kalan birliklerimiz küçük rütbeli subayların ve astsubayların komutasında, küçük gruplar halinde Hacham bölgesinde kuşatmayı yarmaya çalıştılar ve bunu başararak tugayın kuşatmadan kurtulmasını sağladılar.
Bu 3 günlük muharebeler sonucu tugayımız Çinlilerin kuşatmayı tamamlamasını geciktirerek 9. Kolorduyu kuşatılmaktan ve 2 Tümeni imha olmaktan kurtarmıştır.
Bu muharebelerde birliğimizin mühimmatı tükenmiş ve Çin saldırılarını süngü hücumuyla püskürtmüşlerdir. Türk askeri bu umutsuz anlarda süngüsünü maharetle kullanmasını bilmiş ve düşmanın amacına ulaşmasını engellemiştir. Netekim bunun sonucunda layıkıyla övülmüştür.

Kore Savaşı'ndan sonra büyük süngü hücumlarına pek rastlanmaz. Vietnam Savaşı'nda Ia Drang Vadisi muharebesinde Amerikan Süvari Taburu komutanı Yarbay Hal Moore, 450 askeriyle 2000 kişilik Vietnam kuşatmasını -helikopterlerin de desteğiyle- bir süngü hücumuyla yarmıştı. Son olarak da geçtiğimiz yıllarda Irak'da etrafları sarılmış ve cephanesi bitmiş halde kalan bir İskoç birliği, etraflarını saran direnişçilere karşı süngü hücumuna kalkmış ve 20 direnişçiyi öldürmüştür


Mesajı Paylaş


Paylaş whatsappPaylaş facebookPaylaş linkedinPaylaş twitterPaylaş myspacePaylaş redditPaylaş diggPaylaş stumblePaylaş technoratiPaylaş delicious
İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren Replikacep.com sitemizde 5651 sayılı kanunun 8. maddesine ve T.C.Knın 125. maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur.Replikacep.com hakkında yapılacak tüm hukuksal şikayetleri İletişim sayfamızdan bize bildirdikten en geç 3 (üç) iş günü içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek gereken işlemler yapılacak ve site yöneticilerimiz tarafından bilgi verilecektir.
Footer menü
Hakkımızda
Bize Ulaşın
Biz Kimiz
Hizmetlerimiz