Türkiye'de Sivil Havacılık.

Başlatan kugos, 14 Ocak 2016, 18:48:31

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

   1903 de Wright kardeşlerin ilk uçuşu yapmalarıyla başlayan havacılık sektörü, çok geçmeden hızla ilerlemiş ve 1. Dünya savaşının ihtiyaç listesine uçakların eklenmesiyle, devrim hızında gelişmeler kaydetmiş, ülkemiz bu gelişmenin dışında kalmamış ve 1911 den itibaren havacılık ordumuza girmiştir. Türk silahlı kuvvetleri her zaman Hava kuvvetlerinin önemi konusunda duyarlı olmuş ve elden geldiğince çağı takip etmiştir.
   Sivil havacılık konusu maalesef her zaman 2. plandadır. Çok çeşitli bahaneler üretilse de en önemli sorun her zaman ekonomidir.1920 li ve 30 lu yıllar,yıkım halindeki ülkenin yeniden ayağa kalmaya çalıştığı ve 1929 ekonomik çöküntüsünün tüm dünyayı kasıp kavurduğu  dönemdir. Bunun yanında, bir de ödenen Osmanlı borçları göz ardı edilemez. Bu dönemde değil havacılık sanayii kurmak, insanların açlıktan ve hastalıktan kırılmamaları ve hayati önemdeki imalat sektörünün kurulması 1. derece önemliydi.Kayseri uçak fabrikası,Nuri Demirağ ve Vecihi Hürkuş'un faaliyetleri parasızlık sebebiyle geliştirilemedi. Tek alıcı devlet olduğu için ve devletin öncelik sıralaması halkın temel ihtiyaçlarını karşılamak olduğundan, Havacılık gelişimi silahlı kuvvetlerde ve Türk hava kurumunun sınırlı gayretlerinden ibaret kaldı.Tarih yazılırken, hep askeri ve siyasi tarih, birazda bilim tarihi yazılıyor. Göz ardı ettiğimiz ise ekonomi tarihi. Cumhuriyetin ilk 20 yılı, harap olmuş halkı ve ülkeyi ayakta  tutabilmek, ikincisi çıkacağı belli olan yeni savaşta, kendi ayakları üzerinde kalabilmekti. 2-3 yılda bir atılım yapan , sürekli yeni modellerin üretildiği, çoğu zengin ve gelişmiş  ülkenin bile uyum sağlamakta zorlandığı sektörde, havacılık sanayii kurmaya çalışmak, kıt kaynakları heba etmek olurdu. 
Devam edecek....... Mesajı Paylaş
  • Gösterim 3,737 
  • Sivil Havacılık ve Uzay
  • 7 Yanıtlar



Sayin kugos elinize saglik.
Bu Thk nin ve suanda Gokce kavaciligin haklariyla satin alarak giristikleri alanda bu modellerle ne yapabilirler. Siz bu atilimi sivil havacilikla ilgilenen biri olarak nasil buluyorsunuz. Buradan hem bu kurum ve firmaya,ulkeye ekmek cikarmi dersiniz. Ozellikle thk nin ilgilendigi ucak gayet iyiydi bildigim kadariyla.
Thk nin ki.



http://www.thk-ucak.com/44-basindan--turkkusu-ilk-ucus-icin-gun-sayiyor

Gokce havacilik.

http://www.defenceturk.com/index.php?topic=1711.60 Mesajı Paylaş

#2
  Hemen hemen her yeni teknolojinin, atılım yapıp ilerlemesi savaşlar sayesinde oldu.1.Dünya savaşından önce, 3-5 çılgın maceraperestin oyuncağı olan uçaklar, savaşın sonunda büyüyen yeni bir sanayii kolu oldu. 2. Dünya savaşında ise, savaşın belirleyici gücü oldu.Ezici müttefik hava gücü, Avrupa cephesinde Alman ordusunu, Pasifik'te ise Japon ordusunu adeta ezdi geçti. Savaşın sonuna kadar yüzbinlerce uçak üretilmiş, Yüzlerce fabrika kurulup, yüzbinlerce kalifiye eleman ve havacı personel yetişmiş, sektör yeni bir atılıma hazır hale gelmişti. Türkiye savaşa girmemiş fakat elden geldiğince hava kuvvetlerini takviye etmişti.Eldeki imkanlar sadece orduyu ayakta tutmaya ve savaş sebebiyle ortaya çıkan, yokluklan en az zararla çıkmaya harcandı. Ekonomik ve teknolojik olarak çok iyi durumda değildik. Savaşı kaybeden Almanya'nın, uçak teknolojisi açık ara dünyanın en ileri teknolojisiydi. Alman mühendisler ve teknolojisi, kazananlar tarafından adeta yağmalandı ve havacılıkta çığır açtı. Türkiye ayarında ülkeler olan Hindistan, Mısır ve Arjantin, alman mühendislerin yardımıyla uçak üretme girişiminde bulunmuş olmasına rağmen orta ve uzun vadede başarı gelmedi.Türkiye münferit bazı uçak üretme girişimlerinde bulunsa da sonuç başarısız oldu.Sebep "ekonomi". Dünya savaşı sonunda, savaşa taraf ülkelerin ellerinde onbinlerce uçak ve üretim kapasitesi vardı. Sudan ucuz fiyata bunları ellerinden çıkardılar. Türkiye gibi ülkeler neredeyse bedavaya istemediği kadar uçağa sahip oldu. Bugünle kıyaslarsak, Amerika'nın yüzlerce F16 ve F15'i ,İngiltere'nin ise yüzlerce eurofighter'ı bedavaya yakın fiyata vermesiyle aynı anlama geliyordu.Sonuçta  Sivil talebin olmaması, askeri ihtiyaçlarında çok ucuza temin edilmesi sebebiyle havacılık sanayii uzunca bir süre gelişmeden kaldı. Kıbrıs barış harekatı sonucu ambargoyu yiyene kadar bu böyle devam etti.
...devam edecek Mesajı Paylaş

  Çeşitli zamanlarda, uçak imalatı girişimleri başarısızla sonuçlanan Türkiye, Türk Hava Kurumunun çalışmaları hariç hemen hemen hiçbir sivil havacılık faaliyetine sahip olamadı.(Ticari yolcu taşımacılığı hariç) En temel sebep ekonomiydi. Þöyle ki 2. Dünya savaşı sonrasında, yüzlerce fabrika ve imalatçı askeri amaçla uçak üretir ve milyonlarca kalifiye eleman, hem imalat ve bakım onarım, hem de uçuş operasyonunda görevli iken, bu büyük endüstri kısa zamanda sivil hizmetler için üretim ve hizmet verir hale getirildi. Savaş sonrası Dünya ekonomisinin kabaca yarısına hakim olan ABD'nin öncülük ettiği bu sağlam alt yapı ile, batı dünyasında sivil havacılığın her branşında patlama oldu ve bu güne kadar gelişimini sürdürdü. Türkiye için maalesef ne o zaman ne de bugün sivil havacılığın gelişebileceği ortam olmadı ve yakın zamanda da zor görünüyor. Askeri ihtiyaçlar göz önüne alındığında,ATAK helikopteri  kısıtlamalardan  ve yetersiz platformlara karşı  zorunlu olarak imal edildi ediliyor.ANKA yine aynı sebeple imal ediliyor. Milli savaş uçağı ise, şu an için bir muamma. Atak helikopter projesinin yolu izlenirse daha kolay ve başarılı olması ihtimal dahilinde. Askeri sektörde zorunluluk olduğu için harcanan para ikinci planda , fayda birinci plan da oluyor. Sivil sektörde işler biraz değişik. Mesajı Paylaş

#4
  Askeri havacılıkla sivil havacılık, bizim gibi ülkelerde birbirini takip edemiyor. Milli güvenlik olarak sıkıntılı bir bölgede olduğumuz için, kuvvetli bir hava kuvvetine ihtiyacımız var. Ambargo ve çeşitli kısıtlamalara tahammülümüz olmadığı için, milli projeleri, maliyetine bakmadan yürürlüğe koyabiliyoruz. Sivil havacılıkta maliyet ticari şirketlerin, yani halkın doğrudan sırtına bindiği için , ucuz alternatifler her zaman ön planda oluyor. Ülkenin kişi başı milli geliri ,10 bin doların biraz altı, biraz üstü gidip geldiği için, maliyet göz ardı edilemiyor.Sivil havacılıkta ticari olan ve ticari olmayan 2 ana dal var. Ticari olarak , taşımacılık, ilaçlama, gösteri, eğitim, harita  v.s. çeşitli dallar var. Ticari olmayan ise, sportif, şahsi kullanım, hobby v.s. keyfe keder kullanım geliyor. Her dal için ayrı uçak veya en azından bir uçağın ayrı versiyonları gerekir. Yani tek tip uçak üretip  piyasaya sürmek, sadece belirli ve kısıtlı  kesimlerin ihtiyacını giderebilecektir.Satış  sınırlı olacak 3-5 i geçmeyecektir.Güncel olan Milli yolcu uçağı projesi, baştan fiyasko olan bir savurganlık örneğidir. Seçilen uçak zaten piyasada tutmamış, üretim hattı kapalı bir uçaktır. Dizayn eden firma çoktan batıp gitti. Seçilen uçak sınıf itibarı ile bölgesel taşımacılık yapabilecek bir uçak olup,Türkiye de   pazar payı yoktur. THT, Top air zamanında denemiş lakin işlememiştir. Bora jet ise Anadolu jet adına Subcharter uçmasa batacaktır.Uçak imalatı işi için öncelikle, büyük firmalara parça temini, ardından ortak imalat ve son olarak, ihtiyaca göre yerli imalat safhaları  standart  uyulması gereken çizgidir.Bugün itibarı ile, sivil sektörde büyük firmalara  parça temini, askeri sektörde ortak imalat seviyesine ulaşıldığı görülüyor.ANKA da dizayn safhasına geldik. Kritik yüksek teknoloji gerektiren parçalar hariç yerli imkanlarla üretebiliyoruz.Fakat sivil sektörde imalat faaliyetine girecek kadar büyük pazarımız yok. Pazar olmayınca üreteceğin uçağı ne yapacaksın.100 birime mal edeceğin uçağı, yabancı firma 80 birime satarsa  ne olacak. Üniversite yıllarımda, okulumuz için alınan uçaklarda kullanılacak motorlar için Fransız ve ABD firmaları rekabete girmiş, maliyetinin altına motor satışı olmuştu.

..... devam edecek
......Ne yapılmalı... Mesajı Paylaş

   Sivil havacılığın gelişmesi için, öncelikle sağlam bir planlama gerekli.Ticari sivil havacılık ve ticari olmayan sivil havacılık için ayrı ayrı planlama yapılmalı. Ülkenin ekonomisi ve gelir seviyesi öncelikle dikkate alınmalı.
Öneriler:
1-Ülkenin 3 yanı denizlerle kaplı ve pek çok il merkezi yakınında doğal ve yapay göller olduğu için, amfibi uçaklar teşvik edilmeli, deniz ve göl kıyısındaki il merkezleri ve turistik ilçelere seaport kurulmalı.
2-Tüm il ve nüfusu kabaca 100.000 üzeri ilçe merkezlerine light (hafif) uçakların inebileceği toprak pistler yapılmalı. Yapımı ucuz, bakım onarımı kolaydır.Bu sayede hafif uçaklar havalimanına inme zorunluluğundan kurtulur.
3-Planör sporu mutlaka canlandırılmalı, teşvik edilmelidir.Yapısı basit ve görece ucuz olduğu için sportif havacılık için idealdir.Bir aracın arkasına bağlayıp saniyeler içinde havalandırabilirsiniz.
4-Ülkenin ekonomik durumuna uygun olan Microlight ve Ultralight tipi küçük hava araçları teşvik edilmeli.Orta karar bir otomobil fiyatına alınabilecek fiyattadırlar.Üstelik çoğu modeli katlanabildiği için uçuştan sonra katlayıp evinize götürebilirsiniz.
5-Sportif havacılık için, kısıtlamaların olmadığı (güvenlik hariç ) VFR(görerek uçuş) yapılabilecek,sınırları belirlenmiş,hava sahaları oluşturulmalıdır.Vatandaş kısıtlama olmadan güvenlik şartlarına uymak kaydıyla özgürce uçup havacılığın tadına varabilsin.
6-Uçak imalatı için acele edilmemeli, pazar büyümeye başlar ve talep olursa, yerli girişimciler ve yabancı üreticiler zaten imalat seçeneğini değerlendirir.Pazar çok küçük olduğu için, üretilecek uçaklara talep sınırlı olacaktır.
7-Çoğu kişi gözden kaçırdı veya önemsemedi fakat Çin yapısı Ehang 184 tipi elektrikli "İnsanlı İHA" bence  havacılıkta yeni bir döneme işaret ediyor.Yakında büyük küçük tüm firmalar bu tip pratik ve kullanımı basit araçlara yönelecektir.

Sonuç olarak,havacılık pahalı bir uğraştır.Önce gelir seviyesinin artması gerekir. Yukarıda saydığım maddeler bugün yapılabileceklerin listesidir.Eklenecek çok madde vardır elbet, ama bu işler kısa vadede olacak işler değildir. Mesajı Paylaş

Türk Kartalı, "en mükemmel uçak tasarımı" ödülünü aldı



Aquila ve Bursa Uzay ve Havacılık'ın sahibi Celal Gökçen, Türkiye'de üreteceği "Türk Kartalı ALPINA" uçak tasarımı ile Almanya'da düzenlenen uluslararası yarışmada kazandığı "Mükemmel Tasarım" ödülünü aldı.
"Türk Kartalı ALPINA", Avrupa'nın en prestijli yarışmaları arasında gösterilen "German Design Awards"da 10 yıl aradan sonra bir uçak tasarımına verilen "mükemmel tasarım" ödülüne layık görüldü. ALPINA'nın hem karaya hem suya inebilmesi, üstten kanatlı yapısı ve enerjisini tasarruflu kullanma özelliği, dünyaca ünlü tasarımcıların beğenisini topladı.

Uçağın "AQUA" ve 4 kişi kapasiteli "ALPINA D-DSNB" alternatifleri, "havacılık, deniz ve demiryolu taşıtları" kategorisinde altın ödül kazandı.
Alman Tasarım Konseyi tarafından 1969 yılından beri sanayi, üretim ve tasarım kültürünü desteklemek amacıyla Alman devletinin himayesinde düzenlenen "German Design Award 2019"un bu yılki ödül töreni, Uluslararası Frankfurt Fuarı kapsamında düzenlendi.

"Türk Kartalı ALPINA" isimli uçağı, Türkiye'de geliştirecek Aquila ve Bursa Uzay ve Havacılık'ın sahibi Celal Gökçen ile uçağın tasarımcısı ODTÜ Dr. Öğretim Üyesi Hakan Gürsu, ödül törenine katılarak ünlü tasarımcılarla başarılarının gururunu paylaştılar.

Aquila ve Bursa Uzay ve Havacılık'ın sahibi Celal Gökçen, ödül töreninin ardından AA muhabirine yaptığı açıklamada, dünya çapındaki sanayi devlerinin katıldığı yarışmada, havacılık alanında, son 10 yıldaki ilk altın ödülü "ALPINA" adlı Türk tasarımının kazanmasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Gökçen, "10 yılda ilk defa bir uçak bu yarışmada altın ödül aldı. Uçağın önemli bir ticari rakibi 2017 yılında bitmiş uçakla bronz ödül almıştı." dedi.

"BPLAS YENİ SEKTÖRLER İLE BÜYÜYOR"

Bu sene itibarıyla uçağın Türkiye'de üretilmesi için çalışma yürüttüklerini açıklayan Gökçen, şu değerlendirmelerde bulundu:
"İstenen sertifikasyonlara uyabildiği seviyede tabii ki Aquila'yı yerli yapacağız. Gönül istiyor ki yüzde 100'ünü yerli yapalım. Tüm bunları en erken 2021 yılı Mart ayına yetiştirebileceğimizi tahmin ediyoruz. Bu süreç epey kısa. Normalde uçaklar 4 ila 7 yıl arasında geliştirilebiliyor. Biz bazı çalışmalarımızı daha evvelden yaptığımız için bunları daha kısa zamanda yapabileceğimizi düşünüyoruz."

Gökçen, havacılık alanındaki ilk büyük yatırımlarına ilişkin ise "Türkiye'nin ilk 500 büyük şirketi listesinde olan 1987 yılında kurulan BPLAS, Almanya'da 2015 yılında aldığı Aquila Uçak ve Havacılık Þirketi ile ileri teknoloji ve tasarıma dayalı öncü ürünlerle yeni sektörlerde büyümeyi hedefliyor. Hakan Gürsu önderliğindeki Designnobis tasarım ekibi ile uzun soluklu ve istikrarlı iş birliğimizin ortaya çıkardığı yenilikçi tasarımların katma değer yaratan ortak ürünlere dönüşmesi ve uluslararası başarıları getirmesi bizler ve ülkemiz için memnuniyet verici." diye konuştu.

Gökçen, 2014'te "dünyanın en iyi tasarımcısı" ödülünün sahibi olan Hakan Gürsu'nun başarılarında önemli bir yere sahip olduğunun altını çizerek, "Bize böyle bir imkan tanıdığı için kendisine müteşekkirim. Kendisiyle kıvanç duyuyorum. Gürsu'nun bu ödülle birlikte 197 ödülü var. Dünyada çok az tasarımcının bu kadar çok ödülü vardır sanıyorum." dedi.

"ÜSTTEN KANATLARI İLE ÇOK FONKSİYONEL"

"ALPINA", dünyada yeni trendlerden biri olan geri dönüşüm anlayışı ile tasarlandı. Enerji tasarrufu ile çalışacak uçak, kullanım ömrünü tamamlasa bile parçaları, yapboz gibi başka uçakların tasarımlarında kullanılabilecek. Uçağın, alanında yenilik taşıyan başka özellikleri de bulunuyor. Uçağın üstten kanatlı yapısı "çok fonksiyonel" olarak değerlendiriliyor. Hem karaya hem suya inebilen uçak, yukarıdan esen rüzgarlı bölgeler için süzülmeye uygun özellikler taşıyor.
Celal Gökçen'in sahibi olduğu Türk firması, uçağın Türkiye'deki fabrikalarında yerli imkanlarla üretilmesi için çalışma yürütüyor. "Aquila" İtalyanca kartal anlamına geliyor. Uçağın üretimi de Türkiye'de yapılacağı için adı "Türk Kartalı" konuldu. Ödüllü uçak, organ ve hasta nakilleri gibi kritik kargo hizmetlerinin yanı sıra hobi ve eğitim amacıyla kullanılabilecek. Bu tip uçaklar, Avrupa'da çok ilgi görüyor.

http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/turk-kartali-en-mukemmel-ucak-tasarimi-odulunu-aldi-41112826 Mesajı Paylaş
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

Alıntı YapMilli radarda sona yaklaşıldı.
Türkiye'nin ilk sivil havacılık amaçlı yaklaşım radar sistemi Milli Gözetim Radarı (MGR), Gaziantep Havalimanına kuruldu, test aşaması sonrasi hizmete başlayacak.MGR, yedekli mimaride PSR ve SSR'den olusuyor.PSR menzili 112km
https://www.aa.com.tr/tr/bilim-teknoloji/milli-radarda-sona-yaklasildi/1735471
Mesajı Paylaş
]


Paylaş whatsappPaylaş facebookPaylaş linkedinPaylaş twitterPaylaş myspacePaylaş redditPaylaş diggPaylaş stumblePaylaş technoratiPaylaş delicious
İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren Replikacep.com sitemizde 5651 sayılı kanunun 8. maddesine ve T.C.Knın 125. maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur.Replikacep.com hakkında yapılacak tüm hukuksal şikayetleri İletişim sayfamızdan bize bildirdikten en geç 3 (üç) iş günü içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek gereken işlemler yapılacak ve site yöneticilerimiz tarafından bilgi verilecektir.
Footer menü
Hakkımızda
Bize Ulaşın
Biz Kimiz
Hizmetlerimiz