"Devlet Çökmez Başbakanım!"

Çökmek deyince benim aklıma ilk gelen isim, rahmetli Turgut Özal'dır. Nasıl mı?

1987 yılıdır.

Dönemin Başbakanı Turgut  Özal, bir yurt gezisinde otobüsün üzerinde konuşmaktadır.

Otobüsün üzeri kalabalıktır, Milletvekilleri, partililer ve o ilin Valisi vardır.

Başbakan  Özal, kalabalığın arasında kaldığı için, toplanan halk, kendisini doğru dürüst görememektedir; "Başbakan'ı göremiyoruz" diye bağırırlar.

Özal, Bakan ve milletvekillerine emreder:

"Yere çökün!"

Vali ayakta kalır, Özal ona da seslenir:

"Vali Bey, sen de çök!"

"Ben burada devleti temsil ediyorum ve Devlet çökmez Başbakanım!"

Özal kızar ve lâf dokundurur:

"Haklısın Vali Bey, sen çökersen devlet çöker!"

Sonra ne mi olur?

Vali merkeze alınır.

Ahmet AKYOL
22 Haziran 2010

Þimdi hiçkimse bana bu eğilmenin askeri bir gereklilik olduğunu söylemesin... Bazen algılar, olgulardan çok daha önemlidir... Eğer o kadar tehlikeliyse neden sınıra gittiniz? Koskoca ülkenin başbakanı ve genelkurmay başkanı eğilerek nasıl poz verir? Vali beyin dediği gibi:"Devlet nerde olursa olsun, hangi şartlarda olursa olsun çökmez başbakanım."

Yeri Geldiğinde devlet cephede çökerde

Otururda


Yaslanırda


Uyurda


Yerine zamanına görede kalkar bu devlet kalkmasını da bilir

Devleti oluşturan fertler olarak bizler önce kendimizi eleştirip bu devlete ne ölçüde yararımız var diye düşünüp daha da faydalı olmaya çalışmak yerine devletimizle uğraşırsak birgün gelir başkaları çöker bu devletimize....Eleştiri yaparken herkes önce kendinden başlasa daha yapıcı olur ki devlette bundan istifade eder.

Göstermiş olduğun resimlerde devlet yok... Savaş yapan komutan var... Ayrıca ilk resimde Atatürk çökmüyor bir tatbikatta siperdeki askerle konuşuyor...

Ve dediğim gibi "Bazen algılar, olgulardan çok daha önemlidir."

Göstermiş olduğun resimlerde devlet yok... Savaş yapan komutan var... Ayrıca ilk resimde Atatürk çökmüyor bir tatbikatta siperdeki askerle konuşuyor...

Ve dediğim gibi "Bazen algılar, olgulardan çok daha önemlidir."

1-Savaş yapan konutan da cephede devletini milletini temsilen savaş yapar.Komutanlarda devletini cephede temsil eder.Bir büyükelçinin tek başına başka ülkede kendi ülkesini temsil ettiği gibi..Kaldı ki Atatürkte Cumhurbaşkanı olarak resimde benzer bir durumda görülüyor ister tatbikat de ister durum değerlendirmesi.
2-Başbakanda orada komutanlarla konuşuyor siperdeki askerlerle de konuştu..Olan olay sonrası durum değerlendirmesi adına
3-Güzel kardeşim algıyla bulguyla olguyla uğraşacağına önce kendinle uğraş devletin milletin adına yararlı olmak adına...Anlatamıyoruz galiba

arkadaşlar nelerle uğraşıyorsunuz adamdan nefret edebilirsiniz ama bugüne kadar kaç devlet adamı sıfır noktasına gitti sınırın orası sıradan bir yer değil Irak sınırı amerikan başkanı gittiğinde ırağa haber bile verilmemişti aniden gitti acayip güvenlik önlemiyle siz hala çöktü çökmedi olayındasınız

Çok saçma bir tartışma veriyorsunuz bence.Orda eğilmek devletin eğildiğinimi gösteriyor.Ya 1500 metreden bir kanasçı hain, genelkurmay başkanı veya t.c nin başbakanını vursa ne olur ülkenin hali hiç düşündün mü,işte asıl o zaman örgüt devletimizin karşısında sözde kendini yüceltmiş olur.Hani olmayacak iş değil,zaten siperde epey engin, yani o adamı seviyoruz yada sevmiyoruz olayları sürekli bu noktaya getirmeyelim.

Göstermiş olduğun resimlerde devlet yok... Savaş yapan komutan var... Ayrıca ilk resimde Atatürk çökmüyor bir tatbikatta siperdeki askerle konuşuyor...

Ve dediğim gibi "Bazen algılar, olgulardan çok daha önemlidir."

Genelkurmay Başkanı sniper tehlikesi var demiş sen kafana göre hikaye anlatıyosun.

Orası o ziyaretten birkaç gün öncesinde şehitler verdiğimiz bir bölge. Kaldı ki teröristler bazen saldırdıkları yere tekrar saldırabiliyorlar. Fotoğraflarda görüldüğü üzere kum torbalarından yapılmış alçak bir siper var. Orada görev yapan askerler de bu siperi kullanarak kendilerini korumak durumundalar. Bu sadece başbakan için geçerli olan birşey değil.

Bu konunun tartışılması bile saçma. Ancak kendi düşüncemi söyleyecek olursam başbakanın bu konudaki samimiyetine kesinlikle güvenmiyorum. Özellikler birkaç hafta önce İsrail'e karşı esip gürlerken, şehitlerimizin ardından kimlerin yaptığını biliyoruz diyerek aynı tepkiyi göstermemesi beni bu güvensizliğe iten sayısız nedenden biri. Kendi açıklamasına göre mevzilere gitmeyi Genel Kurmay başkanımız teklif etmiş. Gitmiş ve yerinde görmüş oldu. Muhtemelen devlet burada imajı verecekti. Bence bundan siyasi çıkar sağlama isteği de vardı. Çünkü ben gittim muhalefet de gitsin demesi bunun göstergesi. Ama verdiği pozlar eleştiriye neden oldu. Samimi olsaydı bu eleştirilere "ben gittim siz de gidin" demezdi. O kadar şehidin ardından...