Türkiye sınırının açılacağı iddiası

Azerbaycan'ın önderliğinde, tüm Türk dil ailesine mensup Orta Asya ülkeleri, KKTC ile olan kendi hava bağlantıları ile ilgilenmeye başladıklarını belirttiler. (Her ne kadar Azerbaycan, Avrupa Birliği'nin yaptığı güçlü baskılara karşı dayanıyor olsa da 2005'ten sonra KKTC'ye olan tarifeli uçuş seferlerini durdurmak zorunda kaldı.)

2005 Eylül'ünde Türkiye'nin denetiminde Yeni York'ta düzenlenen İslam Konferansı Örgütü'nde (İKÖ), üye ülkelere ve diğer devletlere Birleşmiş Milletler'in KKTC'ye yönelik kararlarını ve sınırlamalarını tanımamaları ve KKTC ile daha fazla doğrudan bağlantılar kurmaları yönünde çağrıda bulunuldu.
Ekim 2005'te Kırgızistan'ın gönderdiği büyük bir meclis kurulu, ekonomik ve kültürel bağlılıkları ile yakınlık bağlılıklarını göstermek amacıyla KKTC'ye vardı.

Diplomatik Temsilcilikler
Þu an Türkiye, KKTC'de bir elçiliği ve konsolosluğu olmasına rağmen sadece bir elçilik ile KKTC ile diplomatik ilişkilerini sürdürüyor. Diğer ülkelerden ise fiili olarak çalışan elçilikler ve konsolosluklar olmasına rağmen resmî olmayan temsil kurumları bulunmakta. Türkiye ise KKTC'nin ilişkilerini, resmî olmayan bu kurumlar ile birlikteymiş gibi göstermektedir. Lefkoşa'da (ki bu şehir KKTC'nin denetimindedir) hem İngiliz Yüksek Kurulu hem de Birleşik Devletler büyük elçiliği kendi resmî diplomatik konutlarında bulunmaktadır (her ne kadar bu diplomatik konutlar 1963Büyük Britanya'nın ya da Birleşik Devletler'in KKTC'deki resmî tanımlamasını göstermemektedir. öncesinden beri kullanılıyor olsa da). Bu sadece

Azerbaycan ve Gambiya yakın zamanda KKTC'yi sonunda resmî olarak tanıdıklarını ve içtenliklerini tüm dünyaya duyurdular. Bu iki ülke bunu şimdiye kadar doğrudan gerçekleştirmedi; fakat resmî olmayan bağlantılarını arttırdılar. Ayrıca diğer ülkelerin diplomatları, KKTC'nin büyük elçiliği ile olan buluşmalarını devam ettirmek için KKTC'nin Ankara'da bulunan elçiliğine yakın zamanda ziyaretler düzenlediler. KKTC'ye karşı ilgisini olumlu yönde değiştiren son ulus devlet Paraguay'dır.
Ayrıca KKTC'nin diğer şehirlerini temsil etmek ve ilk KKTC Temsilci Kurulu'na yardım etmek için KKTC tarafından onursal temsilciler atandı.

http://www.msxlabs.org/forum/kuzey-kibris-turk-cumhuriyeti/11514-kuzey-kibris-turk-cumhuriyeti-kktc.html

Türkiye'nin Ermenistan'la ilişkileri normalleştirmek için yaptığı görüşmelere tepki gösteren Azerbaycan yumuşama sinyalleri vermeye başladı. Erivan'la yapılan müzakerelerle ilgili olarak kendisine danışılmadığı için kızgın olan Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, bundan sonraki süreçte eşgüdüm yapılabilmesi için üst düzey bir temsilcisini Türkiye'ye yollamaya hazırlanıyor.
Ankara ile Erivan'ın, ilişkilerin normalleşmesine yönelik bir yol haritası üzerinde anlaştıklarına dair 24 Nisan öncesi yaptıkları açıklama, Ankara-Bakü hattında soğuk rüzgârlar estirdi. İki taraf arasındaki soğukluk özellikle uzunca bir süredir Erivan'la yürütülen görüşmelerden Azerbaycan'ın ne ölçüde haberdar edildiği üzerine yoğunlaştı. Başta Cumhurbaşkanı ve Başbakan olmak üzere Türk tarafı Azerbaycan'ın bilgilendirildiğini savunurken, Azeri tarafı ise çelişkili bilgiler aldığından şikayetçi oldu.
Bilgilendirme polemiği geçen hafta diplomatik platformlara taşındı. Bir dizi temas için Brüksel'e giden Aliyev, NATO Konsey toplantısına da katıldı. Toplantıda Türk-Ermeni uzlaşma süreci görüşülürken Türkiye'nin NATO Daimi Temsilcisi Büyükelçi Tacan İldem, Azerbaycan'ın da bu süreçten bilgilendirildiğini söyledi. Ancak aldığı yanıt soğuk duş etkisi yarattı. Aliyev, "bilgilendirmekle, danışmalarda bulunmak aynı şey değil," diyerek, Ermenistan'la yürütülen görüşmelerin Azerbaycan'la eşgüdüm içinde yapılmamasından duyduğu tepkiyi, diğer tüm ittifak üyelerinin önünde dile getirmiş oldu.
Aliyev, Türk - Ermeni görüşmeleri ile Azeri - Ermeni görüşmelerinin eşgüdüm içinde götürülmesini istiyor. Zira Ermenileri Yukarı Karabağ'da çözüme ikna edecek en önemli kozun Türkiye ile sınırların açılması olduğuna inanıyor.
Bu çerçevede, şimdiye kadar gösterdiği tüm tepkiye karşın, bundan sonraki sürecin eşgüdüm içinde ilerlemesi için Ankara'yla temasa geçen Aliyev "24 Nisan geride kaldığına göre, bundan sonra nasıl ilerleyeceğimizi görüşelim" mesajı gönderdi. Aliyev'in üst düzey bir temsilcisinin kısa bir süre içinde Ankara'ya gelmesi bekleniyor.

barçın yinanç -referans

Aslında bu Ermeni meselesi yıllardan beri uluslararası arenada her konuda bize engel oluyor. Bunun yanında her sene nisan ayında ısıtıp ısıtıp tekrar koyuyorlar önümüze.Artık bu olayı aşmamız lazım. Bilmiyorum dışarıdan istendi de ondan mı bu girişimler ama Sayın Ahmet Davutoğlu'nun "komşularımızla 0 problem" anlayışının da bunda etkili olduğu kanaatindeyim. Tamam Azeri kardeşlerimizi kızdırmayalım ama büyük devlet olma yolunda bazı şeyleri de göze almamız lazım.

İngilizce ama Türkiye'nin dış politikaları hakkında fikir edinmek için önemli olduğunu düşündüğüm videoyu ekliyorum.

http://www.youtube.com/watch?v=wBPAp-CHuQM&feature=relatedhttp://www.youtube.com/watch?v=wBPAp-CHuQM&feature=related

Buyuk devlet olmakla buyuk iskembeye sahip olmak ayni seyler degildir.
Sifir problem bunu komsunuz da isterse mumkun olur.
Istemezse ne olacak?
"Istedigini veririz olur"
Bu olmaz.
Havucun kadar sopan olacak.
Bizim sopamiz nerede?
Bu politikada sopa eksik. Ermeniler Karabag'dan cekilmezse ne yapacagiz, Bir yil sonra baslattigimiz inisiyatifi geri mi alacagiz?
Kuzey Irak var, devlet oldu, adi konusuluyor, Kerkuk'de girsin oyle deniyorken.
Kibris meselesinde Annan planinin gerisinde bir cozume rumlari razi etmeye calisirken.
Sopa nerede?
Bize sopa bulundu: Soykirim derlermis. "Demezsen namertsin" demedik. O sopayla ihaleler verildi yillarca, lobiler beslendi. Her sefer cita biraz daha yukseltildi, konuya hassasiz ya! Ornegi Fransa'dir. Once kanun cikti, soykirim dendi. Bu kozu kaybedince simdi soykirim degildir deme yasagi icat edildi. Simdi Sarkozi onayi ile sopalaniyoruz. Karfur Reno ile bir karsi odun ataydik, bizim de sopamiz olurdu.
...
Temenni diplomasisi...

ERDOĞAN'DAN NET MESAJ
"İÞGAL SONA ERMEDEN SINIR KAPILARI AÇILAMAZ"

13.05.2009 12:58
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan'ın Yukarı Karabağ konusundaki hassasiyetinin Türkiye'nin de hassasiyeti olduğunu belirterek, ''İşgal ortadan kalkmadıktan sonra kapıların açılması mümkün değil'' dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan'ın Yukarı Karabağ konusundaki hassasiyetinin Türkiye'nin de hassasiyeti olduğunu belirterek, ''İşgal ortadan kalkmadıktan sonra kapıların açılması mümkün değil'' dedi.

Erdoğan ile Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Zağulba Sarayı'ndaki baş başa ve heyetler arası görüşmelerin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.

Başbakan Erdoğan, Aliyev ile iki ülke ilişkilerini en geniş anlamda görüşme fırsatı bulduklarını belirterek, şunları söyledi:

''Bizim tarihten bu yana birlikteliğimiz tartışılmaz. Buna gölge düşürme gayreti içine girenlere bu buluşmalarımız en güzel cevabı vermiş olacaktır. İkili ilişkilerimizin temelinde, bizim tek millet anlayışımız, iki devlet anlayışımız aynen devam etmektedir. Azerbaycan'ın özellikle Yukarı Karabağ konusundaki hassasiyeti, bizim aynen hassasiyetimizdir. Yukarı Karabağ konusu üzerinde bugüne kadar yapılmış olan bazı spekülasyonları Türkiye olarak, hükümet olarak bizim kabul etmemiz mümkün değil. Bugüne kadar nasıl kabul edilmediyse, bugün de kabul edilemez, bundan sonra da böyle bir şey asla kabul edilmeyecektir.

Burada sebep-netice ilişkisi söz konusudur. Yukarı Karabağ'ın işgali bir sebeptir, kapıların kapanması bir neticedir. Orası işgal edildiği için Türkiye kapıları kapatmıştır. İşgal ortadan kalkmadıktan sonra kapıların açılması da mümkün değildir. Bunu çok açık net bir çok yerde ifade ettiğim gibi Bakü'de de bugün ifade etmiş oluyorum.

Atılması gereken diğer adım; Minsk sürecinin üçlüsü ABD, Rusya, Fransa 18 yıldır süren bu müzakereleri de süratlendirmesi ve bir an önce neticeye gidilmesidir. Burada da nihai karar değerli kardeşim Aliyev ile Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan'ın yapacakları görüşmelerle bir yere varılması konusudur. Ondan sonra bize de görev düşüyorsa, biz de üzerimize düşen görevimizi yaparız.''

Erdoğan, Azeri bir gazetecinin, ''Türkiye-Ermenistan sınırına'' ilişkin sorusunu yanıtlarken, bu konuyu gerek Londra'da, gerek Türkiye'de parlamentoda grup konuşmalarında açıkladığını anımsattı.

Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:

''Ben Türkiye'de parlamentodaki grup konuşmalarımda bunu defaatle açıkladım. Aynı şekilde televizyon programlarında açıkladım. Londra'da katıldığım G-20 zirvesinden sonra orada yaptığım bir konferansta aynı şekilde yine açıkladım. Israrla üzerinde durduğum konu şudur: Yukarı Karabağ'ın işgalinden sonra bizim sınır kapıları kapatılmıştır. Þimdi de işgal ortadan kalkmadıkça biz sınır kapılarını açmayız. Bunu kim söylüyor? Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanı söylüyor. Bundan daha başka garantili bir ifade olabilir mi?''

-''DAHA ADİL BİR RAKAMA ULAÞTIRACAĞIZ''-

Azeri bir gazetecinin, ''Türkiye'nin Rusya Federasyonu'ndan doğalgazı 400-450 dolara, Cezayir'den 300-350 dolara alırken, Azerbaycan'dan 120 dolara gaz almasının ne kadar adil olduğunu'' sorması üzerine Erdoğan, şunları söyledi:

''Tabii ilk kontrat yapıldığı zaman bu rakamdan bu iş başlatılmış vaziyette. Þu anda gelinen noktada tabiki ben bu rakamın adil olduğunu savunamam. Adil bir rakam değil. Onun için biz bugün değerli kardeşim Sayın Cumhurbaşkanı Aliyev'le bu görüşmeleri de yaptık. Socar'ın (Azerbaycan devlet petrol şirketi) başındaki Sayın Rövnag Abdullayev ile Enerji Bakanım bugün görüşmeleri yapacaklar ve bu görüşmeleri biraz sonra inşallah daha adil bir rakama ulaştıracağız, çalışıyoruz.''

AA

Erdoğan'ı hiç böyle duymadınız!
15 Mayıs 2009 Cuma 20:05
Başbakanı Ermenistan konusunda hiç bu kadar sert duymadınız. Erdoğan, Ermenileri resmen geri göndeririz dedi.

Polonya'da öğrencilerin sorularını cevaplandıran Başbakan Erdoğan, Ermenistan ile ilişkiler konusunda ilginç açıkmalar yaptı. Türkiye'de 40 bin kaçak Ermeni'nin yaşadığını belirterek, "Biz onları geri göndermiyoruz. Ancak gerekirse geri de göndeririz ama bunu insani bulmuyoruz" dedi.

İşte Erdoğan'ın o sözleri;

Türkiye - Ermenistan ilişkileri herşeyden bağımsız bir ilişki değildir. Bölgeyle ilintili konular vardır. Bunları yok farz etmek mümkün değildir. Azerbaycan - Ermenistan arasındaki sıkıntı bizi ister istemez bağlayan bir konudur. Þu anda bizim Ermenistan'dan istediğimiz bir konu var. Yukarı Dağlık Karabağ'dan Ermenistan'ın çekilmesidir. Bu kararı biz vermiyoruz, BM veriyor. Ve Ermenistan orada işgalci olduğunu kabul ediyor. Bunu kabul ettiğine göre oradan çekil. Ve orası işgal edildiği için Türkiye - Ermenistan sınır kapısı kapanmıştır. Sebep sonuç ilişki. Sebep ortadan kalkınca o kapı açılacaktır.

Þu anda benim ülkemde 40 bin kaçak Ermeni var. Niye bunlar bizim ülkemize gelip girdiler. Çünkü Ermenistan'da sıkıntı büyük, sefalet var. Þu anda bizim ülkemizde barınma mücadelesi veriyorlar. Gerekirse geri de göndeririz ama biz böyle bir şeyi insani yaklaşım olarak doğru bulmuyoruz.
http://www.internethaber.com/news_detail.php?id=192274