Ünlü Uçak Gemisi Türkiye'ye Geliyor

Ünlü Uçak Gemisi Türkiye'ye Geliyor



İspanya'nın hurdaya çıkarılan "Principe de Asturias" adlı ünlü uçak gemisinin, İspanyol-Türk ortaklığı tarafından Aliağa'da sökülmek üzere 2,4 milyon avroya satın alındığı bildirildi.

İspanya Savunma Bakanlığı kaynaklarından edinilen bilgiye göre, 25 yıl kadar hizmet verdikten sonra İspanya Savunma Bakanlığı tarafından 2013 yılında hurdaya çıkarılan uçak gemisi, yapılan ihalenin ardından 2,4 milyon avro ile en yüksek teklifi veren İspanyol-Türk ortaklığına satıldı.

İspanyol Surus Inversa ve Türk Leyal Gemi Söküm şirketleri tarafından oluşturulan "Union Temporal de Empresas" adlı ortaklığın kazandığı ihaledeki satışın, sunulan evrakın uygunluğunun incelenmesinin ardından resmiyet kazanacağı belirtildi.

10 BİN TONDAN FAZLA ÇELİK VE HURDA DEMİR

195,9 metre uzunluğundaki uçak gemisinde 10 bin tondan fazla çelik ve hurda demir bulunduğu ifade edildi.

2013 YILINDA HURDAYA ÇIKARILMIÞTI

Yıllık 30 milyon avroya yakın bakım ve kullanım masrafı olduğu belirtilen "Principe de Asturias" uçak gemisi, İspanya'daki ekonomik krizin etkisiyle alınan tasarruf ve modernleşme planları kapsamında 2013 yılı sonunda Savunma Bakanlığı tarafından hurdaya çıkarılmıştı.

İlk olarak 4,8 milyon avro satış fiyatı konulan gemi için alıcı çıkmamış ve fiyat 2,9 milyon avroya indirilmişti, ancak ikinci ihalede de satış yapılmamamıştı. 29 Eylül Perşembe günü yapılan üçüncü ihalede "Principe de Asturias"ın belirlenen asgari fiyatın çok az üzerinde bir rakama satıldı.

Geminin satış işlemlerinin tamamlanmasının ardından Aliağa'ya götürüleceği bildirildi.

http://www.sondakika.com/haber/haber-unlu-ucak-gemisi-turkiye-ye-geliyor-8817868/

  Daha önce yazıldı mı bilmiyorum ama, söküm için gelen uçak gemilerinin ayrıntılı incelenmesi yapılıp, ileride inşa projeleri ortaya çıkarsa fikir edinme amaçlı kullanılamaz mı?

Türkiye' nin uçak gemisi gerektirecek ölçekte küresel politikaları ve stratejileri yoktur.

Türkiye' nin uçak gemisi gerektirecek ölçekte küresel politikaları ve stratejileri yoktur.

Keşke olsa. Olmalı da!

Türkiye' nin uçak gemisi gerektirecek ölçekte küresel politikaları ve stratejileri yoktur.

Keşke olsa. Olmalı da!

Küresel politikaların olabilmesi için küresel çıkarların olması gerekiyor. Türkiye ise küresel değil bölgesel oyuncudur. Bölge dediğimiz yer ise; Balkanlar, Kafkasya ve Ortadoğu' yu kapsıyor. Kültürel ve etnik köklerimiz nedeniyle de Orta Asya da söz sahibiyiz. Ancak ne yazık ki, Orta Asya' da derinlik arz edecek ölçekte bir siyaset geliştiremedik.

Türkiye olarak öncelikli siyasetimiz bölgemizde ki barış ve huzur ortamını tesis etmek ve mevcut çıkar alanlarımızı korumak olmalıdır. Sonrasında süratle Türk Birliğini oluşturmaya çalışmalıyız. Sovyetler Birliği dağılalı 25 sene olduğu halde; halen bir arpa boyu yol almış değiliz. Bu kadar öngörüsüz, bu kadar çapsız siyaset ve devlet adamlığı olmaz!

Azerbaycan ile bir takım münasebetler geliştirmiş olmakla birlikte diğer Türk Cumhuriyetleri ile pek ilgili değilmişiz gibi görünüyor. Arap sever bir anlayışla olacak şeyler değildir. Oysa ki Büyük Atatürk' ün nasihatidir; ''Günün birinde Sovyetler Birliği dağılacaktır, şimdiden o günler için hazırlanmak lazımdır'' diyordu.

Hal böyle olunca, daha burnumuzun dibinde ki çıkar alanlarını bile koruyamıyoruz. Dolayısıyla ''Uçak Gemisi'' konusu, bizler için hem gereksiz hem de anlamsızdır.

İspanyolların İngilizlerin Fransız ların okyanuslarda çok uzak adaları var. Kanarya adaları mesela İspanya nın 1200 km. Azor adaları Portekiz in yine ona yakın. İngilizlerin Fransız ların zaten dünyanın öbür ucunda adaları var. Bir tek italyan lar bize benziyor ama onların bile 400 km uzakta sardunya filan var yani zorlasalar mazeretleri çıkar. Uçak gemisi alalaım yapalım ama kendimize bari olsun bir mazaret izah üretmek lazım nerde kullanacağız biz bu gemileri. Zaten iç denizlere kıyısı olan gerçek bir deniz iyani okyanusu bile olmayan bir ülkeyiz farkında değiliz ama.  Bizim denizlerimize deniz bile demiyor başkaları onlar için deniz demek okyanus demek. Dünyada bir avuç ülkeyiz bu şekilde okyanusa kıyısı olamayan ama denizi olan ülke.

Türkiye' nin uçak gemisi gerektirecek ölçekte küresel politikaları ve stratejileri yoktur.

Keşke olsa. Olmalı da!

Küresel politikaların olabilmesi için küresel çıkarların olması gerekiyor. Türkiye ise küresel değil bölgesel oyuncudur. Bölge dediğimiz yer ise; Balkanlar, Kafkasya ve Ortadoğu' yu kapsıyor. Kültürel ve etnik köklerimiz nedeniyle de Orta Asya da söz sahibiyiz. Ancak ne yazık ki, Orta Asya' da derinlik arz edecek ölçekte bir siyaset geliştiremedik.

Türkiye olarak öncelikli siyasetimiz bölgemizde ki barış ve huzur ortamını tesis etmek ve mevcut çıkar alanlarımızı korumak olmalıdır. Sonrasında süratle Türk Birliğini oluşturmaya çalışmalıyız. Sovyetler Birliği dağılalı 25 sene olduğu halde; halen bir arpa boyu yol almış değiliz. Bu kadar öngörüsüz, bu kadar çapsız siyaset ve devlet adamlığı olmaz!

Azerbaycan ile bir takım münasebetler geliştirmiş olmakla birlikte diğer Türk Cumhuriyetleri ile pek ilgili değilmişiz gibi görünüyor. Arap sever bir anlayışla olacak şeyler değildir. Oysa ki Büyük Atatürk' ün nasihatidir; ''Günün birinde Sovyetler Birliği dağılacaktır, şimdiden o günler için hazırlanmak lazımdır'' diyordu.

Hal böyle olunca, daha burnumuzun dibinde ki çıkar alanlarını bile koruyamıyoruz. Dolayısıyla ''Uçak Gemisi'' konusu, bizler için hem gereksiz hem de anlamsızdır.

Uçak gemisi bu dediğin hayali gerçekleştirebilmek için aslında önemli bir etken. Bu bahsettiğin şe bile küreselleşmeninin bir parçası. Buna engel olmak isteyecek o kadar çok ülke varken ve bunların bazıları okyanus ötesindeyken, düşmanla kendi evinde çatışabilecek kadar güçlü olmak için uçak gemisi şart. İlle de uzaklarda bir adamız olmasına gerek yok! ABD'nin Ortadoğu'da bir eyaleti yok. Ama çıkarları var ve uçak gemileri burada. Rusya da uçak gemisini akdenize gönderiyor. Çıkarları bunu gerektiriyor. Bizim de yakın gelecekte bu gibi gereksinimleremizin olacağı kesin. Türkiye artık ekonomik ve teknolojik olarak bunu başabilecek seviyeye yakın!

Sayın hocam, siz çok iyi bilirsiniz ki; zaferler ilk önce zihinlerde kazanılır. Yani zihnen-fikren bu işi yapacağım, başaracağım demek icap ediyor. Bu ilk adımı atamıyorsanız, sizin de bahsettiğiniz üzere gerisi hayaldir.

Þimdi ne diyoruz ''Türk Dünyası ile Entegrasyon! '' Öyle değil mi?  Peki, Ne yaptılar, ne yapıyorlar belli mi? Milletin gözüne kül üfürüyorlar, resmen kandırıyorlar.

Konu biraz dağılacak gibi görünse de aslında yerindedir. Çünkü siyaset/ politika olmadan Silahlanma Stratejisi de olmaz malumunuz. Bizler Arap Emirlikleri gibi; şundan da alalım, bundan da alalım şeklinde akıl dışı silahlanacak uyduruk devletimsilerden değiliz.

Türkçü olduğunu iddia eden partiler, zümreler, insanlar var malumunuz; bunlar ne yapıyor? Yıllarca SSCB bir dağılsa da Türk kardeşlerimizle buluşsak diye ortalığı inleten Türkçülerin sesi soluğu duyulmaz oldu. Türk Cumhuriyetleri' ni FETÖ' cülere emanet etmişler; onlar ise sözde Türkçülük adı altında Amerikancılık yapmışlar. Orta Asya' daki Amerikan çıkarlarına hizmet etmişler. Artık kandırılan insanlardan bıktık usandık; yok mudur şu memlekette kandırılamayacak bir Türk evladı!

Büyük Atatürk, Türk milletinin varlığını  devam ettirebilmesinin koşulunun; Türk dünyası ile entegrasyon olduğunu her daim dile getirmiştir. Bu ekonomik entegrasyon olur, stratejik entegrasyon olur; ancak mutlaka bir şekilde entegrasyon şart. Batıya karşı, arkayı sağlama almak olarak düşünebilirsiniz.