Cumhuriyet Bayramımız Kutlu Olsun

Laik sistem neden bu durumlara maruz kaldı huzur veren bir konuşma yapacağım inşallah

Geçen yüzyılın hepsinde Cumhuriyet savunmada kalmaya kendisini mecbur hissetti karşısındaki tehlike olarak gördüğü şeylerle yüzleşmeye hazır kendini hissetmedi. Sonuçta bu iş doğru ile yanlışın terazisi değil halkların terazisi hangi kefe ağırsa o kazanıyor. 21 yy da ise artık Cumhuriyet tehdit ile yüzleşmeye kendisini hazır hissetti ve meydan okudu tehdidi serbest bıraktı. Þimdi o serbest kalan tehdidin elinden gelen her şeyi yaptığı dönemi yaşıyoruz. Bazıları bizi incitiyor ilkelerimize değerlerimize sataşma hissediyoruz ama Cumhuriyetin bunlarla göreceği bir zarar yok. İnternet çağı da bir faktör olarak devreye girdi İran Suudi Arabistan bile pes etme eşiğine geldi. Yeni her jenerasyonda değişim bu dönemin idaresinin arzu ettiği gibi olmuyor. Zaman Devrimin lehinde ilerliyor ülkemizde.

Her şey iyiye gidiyor gün gelecek bir rüzgardı geldi geçti diyeceğiz. Cumhuriyet bir yenilgi gerileme rövanş yaşamıyor sadece rakibi ile yüzleşmeye kendini hazır hissetti ve elinden geleni yap görelim dedi. Kalan kalabalığın gücü ile zafer sarhoşluğu yaşayanlar süreci analiz ettiklerinde içlerini umutsuzluk sarıyor inanın bana. İran da tüm okullar ana okulundan tıp fakültesine kadar hepsi imam hatip ama orda bile korku dağları sardı

1920 de Paris de at arabaları ile taşıma yapılıyordu arkadaşlar. Uygarlığımız çok taze bu yüzden gelişim muazzam olduğu ve ilerlemesi de muhteşem olduğu halde hala memnuniyetsizlik hissedebiliyoruz. Bunun tek izahı 100 değil ama 150 yıl önce nerdeyse Romalılar gibi yaşıyor olmamızdır. Kaçınılmaz bir aydınlığa gidiyoruz bunu durduracak bir güç yok hayat bu çünkü hayatı durduramazsın hayat nehri hep doğruya doğru akar. İsveç in 1930 da ki muhafazakarlığı bizim şimdiki muhafazakarlığımızdan daha fazlaydı. Değişim kaçınılmazdır ve gümbür gümbür devam ediyor

Þu arkadaş kendi kitabı olan Endişeli Muhafazakarlar Çağı kitabını bir video dizisi ile görselleştirmiş bence onunla bir başlangıç yapın eğer gidişattan memnun değilseniz huzur bulmak için. Bu linkte bir video dizisi var Sekülerleşme teorisi diye onu baştan sona izleyin.

https://www.youtube.com/watch?v=3hkmNQsVINk&list=PLfWogyUVBZz0ntOupKbzQWXI8rJFH6FKv

Ben Cumhuriyetin ve devrimlerinin devam edeceğine inancım tam. Onda bir problem yok. Ama okullarda saçma sapan etkinlikler , ülkede 100. yıla girme ile ilgili bir heyecan bir mutluluk yok, hani tamam deprem oldu sorunlarımız var ama eskiden benim çocukluğumda stadyumlarda 23 nisan kutlamaları falan olurdu. Üniversitemde bile ciddi bir hazırlık yok milli sevinç günü kutlama alışkanlığımızı ve güzelliğimiz kaybediyoruz.

Ben Cumhuriyetin ve devrimlerinin devam edeceğine inancım tam. Onda bir problem yok. Ama okullarda saçma sapan etkinlikler , ülkede 100. yıla girme ile ilgili bir heyecan bir mutluluk yok, hani tamam deprem oldu sorunlarımız var ama eskiden benim çocukluğumda stadyumlarda 23 nisan kutlamaları falan olurdu. Üniversitemde bile ciddi bir hazırlık yok milli sevinç günü kutlama alışkanlığımızı ve güzelliğimiz kaybediyoruz.

Çünkü bizim bildiğimiz "milli" kavramı bilinçli olarak değiştiriliyor.

Ben Cumhuriyetin ve devrimlerinin devam edeceğine inancım tam. Onda bir problem yok. Ama okullarda saçma sapan etkinlikler , ülkede 100. yıla girme ile ilgili bir heyecan bir mutluluk yok, hani tamam deprem oldu sorunlarımız var ama eskiden benim çocukluğumda stadyumlarda 23 nisan kutlamaları falan olurdu. Üniversitemde bile ciddi bir hazırlık yok milli sevinç günü kutlama alışkanlığımızı ve güzelliğimiz kaybediyoruz.

Bayramların olduğu dönemde şimdiki dönemde bir geçiş garabetiydi ikisi de güzel değil ideal olan değil. Asıl Cumhuriyetin ideal şahane dönemi bu yaşanmak zorunda olunan sancılı dönemden sonra olacak bütün bir asırlık mücadele aslında bu yüzleşmenin sonrası içindi. Yüzleşmeden bu amaç gerçekleşemezdi bu yüzden hazır olununca yüzleşme süreci başladı. Bu birileri masada karar verdide oldu demek istemiyorum sosyoloji bunu dayattı bize. Ne yani rap rap statta asker gibi yürüyen liseliler dönemini mi arzulayacağız oda bir garabetti buda bir garabet her ikisi de böyle yaşanmalıydı yaşandı yaşanıyor. İkisi de güzel olan değil asıl güzellik asıl cumhuriyet bu dönem bitince başlayacak. 2030 bizim asıl cumhuriyetin başladığı dönemdir. Kolay değil coğrafyada devrim zaten olmaz ama illa olacaksa da bir asırdan önce tamamlanamıyor. Hiç enseyi karartacak bir şey yok çoğu gitti azı kaldı internet çağı geldi hayat gümbür gümbür ilerliyor. Orta yaşlılarımız bile Afganistan ile İsveç in nerdeyse aynı çağdaş ilkeler ile yaşadıkları günleri görecek öyle bir asırda yaşıyoruz. 2099 gelmeden Vatikan kendisini işlevsiz kaldığı gerekçesi ile fesh edecek bu asır böyle bir asır konuşturmayın insanı. Daha yüz yıl önce at arabası sürüyorduk hayat değişmiyor sanmayın

Çünkü bizim bildiğimiz "milli" kavramı bilinçli olarak değiştiriliyor.

Maalesef , ve asıl yakındığım konuda bu. Kasıtlı olarak milli değerlerimiz , kültürlerimiz değiştiriliyor.
Sn Re son dediğiniz yazı da hoşuma gitti belki bir gün konusu açılır bu başlık altında olmaz başka başlık altında Sekülerizm , Türk ve dünya milletlerinin kapıldığı akımlar sosyolojik değişimler hakkında konuşuruz.

Yazın bile böyle değildi, son zamanlarda özellikle Cumhuriyetin100. Yılı konusunda ataletsizlik, enerjisizlik beni çok üzüyor ve kaygılandırıyor.

Bayramların olduğu dönemde şimdiki dönemde bir geçiş garabetiydi ikisi de güzel değil ideal olan değil. Asıl Cumhuriyetin ideal şahane dönemi bu yaşanmak zorunda olunan sancılı dönemden sonra olacak bütün bir asırlık mücadele aslında bu yüzleşmenin sonrası içindi. Yüzleşmeden bu amaç gerçekleşemezdi bu yüzden hazır olununca yüzleşme süreci başladı. Bu birileri masada karar verdide oldu demek istemiyorum sosyoloji bunu dayattı bize. Ne yani rap rap statta asker gibi yürüyen liseliler dönemini mi arzulayacağız oda bir garabetti buda bir garabet her ikisi de böyle yaşanmalıydı yaşandı yaşanıyor. İkisi de güzel olan değil asıl güzellik asıl cumhuriyet bu dönem bitince başlayacak. 2030 bizim asıl cumhuriyetin başladığı dönemdir. Kolay değil coğrafyada devrim zaten olmaz ama illa olacaksa da bir asırdan önce tamamlanamıyor. Hiç enseyi karartacak bir şey yok çoğu gitti azı kaldı internet çağı geldi hayat gümbür gümbür ilerliyor. Orta yaşlılarımız bile Afganistan ile İsveç in nerdeyse aynı çağdaş ilkeler ile yaşadıkları günleri görecek öyle bir asırda yaşıyoruz. 2099 gelmeden Vatikan kendisini işlevsiz kaldığı gerekçesi ile fesh edecek bu asır böyle bir asır konuşturmayın insanı. Daha yüz yıl önce at arabası sürüyorduk hayat değişmiyor sanmayın

Doğru hayat değişiyor. Ancak her coğrafyada eşit değişmiyor. Epey yerde değişime büyük direnç var. Eski kalıplara takılıp kalan milyonlarca insan var. Mesela nüfusu müslüman yoğunluklu ülkelerin en sert yönetilenlerini ele alalım. Kur'an-ı Kerim ile birlikte, onun geldiği coğrafyada büyük bir devrim yaşanmıştı. O zamanki şartlara göre insanlar için büyük bir değişimdi. Bugün dünya hızla gelişiyor. Bahsettiğim ülkeler bu değişime ayak uyduramıyor. Bunu dini kullanarak yapıyorlar. Çünkü dinlerinin, insanlıkta devrim yarattığı koşullardaki bazı kurallarının bugün artık gerekli olmadığını kavramıyor, bu çağda geçmişi yaşamaya çalışıyorlar. Ve ne yazık ki bunu dinlerinin emri gibi kabul edip zorla dayatıyorlar.

Bu nedenle orta yaşlılarımızın Afganistan ile İsveç'in aynı çağdaş ilkelerle yaşadıklarını görebileceğini sanmıyorum. Belki birkaç nesil sonra olabilir!

SKYWOLF müslüman ülkelerde de insanlar değişiyor ama rejimler seçimle değişmediği için değişim idareye yansımıyor bu yüzden değişim yokmuş gibi bir tablo görülüyor. Jenerasyonlara bakmak gerek 20 yaş altı 30 yaş altı nesiller nasıl 50 yaş nesli nasıl. Değişim zaten insanların fikrinin değişmesi değildir yaşlıların fikri ile 18 yaşındakilerin fikri arasındaki farktır değişim. İnternet çağı bütün paradigmaları alt üst eden bir faktör oldu hiç bir şey eskisi gibi değil artık. Türkiye'50 yaş üstü ile seçime gidilse ve 25 yaş altı ile seçime gidilse tablodaki muazzam fark değişimin oranıdır işte. Her sene 550 bin kişi ölüyor Türkiye de ve yerine bir o kadar kişi doğuyor. Bu gidenlerle gelenlerin hissiyatları çok farklı gidende 8 e 2 bir tarafa meyil varken gelenlerde tam tersi oranda meyil var. Değişim budur işte yoksa Ahmet'in Mehmet'in fikrinin değişmesi değildir.  İnternet fakötüründe insanların fikrinide propoganda ile dayatma ile bağlayamıyorsun. Ortadoğu ülkeleride değişir iddiası tabi biraz şimdi futuristik geliyor ama emin olun orasıda kritik eşiğe ulaşınca direnemeyecek değişim baskısına.

Tabi ki değişecek. Ama çok kısa sürede değil malesef. Bizde bile tersine değişim var, 20-30 sene öncesine göre...

Cumhuriyet değerleri ve onun karşısındaki değerler terazinin iki eşit görüşü değildir. Zamanı kendi haline bıraktığınızda Cumhuriyet değerleri yönünde hayat ilerliyor. Bu yüzden bütün paraları kadroları sermayeyi askerleri polisleri hukuku öretmenler her şeyi Cumhuriyet değerleri karşısında seferber etseler buda yetmez birde tedbirli olup kat kat daha organize olsalar karşılarındaki Cumhuriyet değerlerine inananlarda yan gelip yatsa keyfine baksa yine kazanan Cumhuriyet değerleri olur. Demokrasinin oyla idareyi belirleme yönteminin bize dayattığı güncel durum bu değişimin olduğu gerçeğini saklamasın. Okulla TV ile idarenin lafları ile değişimin yönü saptırılamaz yaşam denen şey ağrı dağı gibidir üstünden yuvarlanır gider yolunu bulur durduramazsın onu. Mesela imam hatipler le bu gidişata dur denecek sanılıyor ama imam hatip dediğin yaşam ağrı dağı ise imam hatip eteklerindeki taş gibidir yaşamın karşısında. Yüzde 20 ile kaybedenler yüzde 48 ile kaybetmeye başladılar bu değişimdir işte değişmiyor sanmayın.

Konya da bir street view video su. Muhafazakarlık anlamında tulum çıkartılan bir şehir. Video da sezgisel olarak bir bakın 30 yaş üstü ve altı kesimlerin değişimine. Ne olacak bunun sonu bu 30 yaşın çocukları ne olacak birde onu düşünün. Yada bu 30 yaş altının ilk 18 yaş grubu nasıldır. O kadar zamanımız yok demeyin çünkü ilk okuldaki çocuk on yıl geçince anne baba oluyor. Bu ülkenin yarısı Kenan Evren kim diye sor tanımazlar.