Büyük Ortadoğu Projesi

Başlatan SKYWOLF, 29 Mart 2009, 01:17:11

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

CIA eski yöneticisi Graham Fuller: Büyük Ortadoğu Projesi ÇÖKTÜ... BOP, Türkiye'nin idam fermanı!..



Fuller, Büyük Ortadoğu Projesi'nin felakete dönüştüğünü savundu ve 'Türkiye'nin Ortadoğu'da Amerikan planlarına dahil olmaması, kendi çıkarına daha uygundur' dedi.

CIA eski üst düzey yöneticilerinden Graham Fuller, Büyük Orta Doğu Projesi'nin bir felakete dönüştüğünü ve Türkiye'nin Orta Doğu'da Amerikan planlarına dahil olmamasının kendi çıkarına daha çok hizmet edeceğini söyledi.

Orta Doğu'da Türkiye ile Amerikan çıkarlarının birbiriyle uyuşmadığını söyleyen Fuller, Türkiye'nin Washington yörüngesinde olmayan bir siyaset izlemesi gerektiğini çünkü Amerikan planlarına dahil olmasının idam fermanını imzalaması anlamına geleceğini söyledi.

BBC Türkçe'nin sorularını yanıtlayan Fuller, Türkiye'nin kendi Kürt sorunun rehini haline geldiğini ve bölgesel bir güç olmak için Kürt sorununu çözmesi gerektiğini de vurguladı.

Amerikan istihbarat örgütlerini bir araya getiren ve geçtiğimiz günlerde küresel beklentiler raporu açıklayan Amerikan Ulusal İstihbarat Konseyi'nin başkan yardımcılığını da yapan Fuller, CIA için Türkiye, Suudi Arabistan, Lübnan ve Afganistan'da da çalışmış.

Fuller Türkiye'deki faaliyetleri, Türkiye ve İslam konusundaki düşünceleri nedeniyle çok eleştirilmiş tartışmalı bir isim.

Daha sonrasında Rand Corporation'da siyaset bilimci olarak görev yapan Fuller'la 20 Ocak'ta iktidarı devralacak alan Barack Obama'nın muhtemel Orta Doğu siyaseti ve bu siyasetin Türkiye ile ilişkilerine yansımasını konuştuk.

Fuller'a ilk olarak, ABD ile Türkiye'nin Orta Doğu siyasetlerindeki farklılığı sorduk?

GRAHAM FULLER: Üzülerek söylüyorum ki, Bush yönetimi altında geçen son sekiz yıldan bu yana, Amerika Birleşik Devletleri ile Türkiye, Orta Doğu'da ortak çıkarlara sahip değil. Dolayısıyla, İki ülkenin ortak bir amacı paylaştıkları fikrine katılmıyorum.

Bence, Amerika, oldukça etkisiz olduğu ortaya çıkan, teröre karşı küresel savaş stratejisi üzerinden, bölgedeki birçok ülkeye karşı kavgacı ve olumsuz bir siyaset izlemeye devam ederse, Türkiye, ABD'yi bölgedeki ilişkileri açısından iyi bir ortak olarak görmeyebilir.

Bu durumda da, Türkiye, kendi çıkarlarına daha uygun, rasyonel ve bağımsız bir siyaset izlemek durumunda kalacaktır. Bu da Amerikan çıkarlarının dışında bir çizgi izlemek anlamına gelir.

Burada özel olarak, Rusya, İran ve Suriye ile iyi ilişkiler geliştirmekten, Filistin siyasetinin Hamas da dahil olmak üzere unsurlarıyla ilişkiler kurmaktan söz ediyoruz. Ayrıca, ben Türkiye'nin komşularıyla iyi ilişkiler kurmasının faydalarını, Washington yönetimi bunu anlamamış olsa da, hem Türkiye hem de Amerika açısından şimdiden görmeye başladığımızı düşünüyorum.

Türkiye'nin arabuluculuk için nüfuzu yeterli mi?

BBC: Geçtiğimiz aylarda Türkiye'nin Suriye ile İsrail arasında arabuluculuk girişimlerini takip etmiştik ancak, sürecin devamına ilişkin şimdilerde çok şey duymuyoruz. Ayrıca, Başbakan Erdoğan'ın İran'la ABD arasında arabuluculuk yapma önerisine de Amerika'dan sıcak bir yaklaşım izlemedik. Sizce Türkiye'nin bölgede ciddi bir arabuluculuk rolü üstlenmek için yeterince nüfuzu var mı?

GRAHAM FULLER: Tabii ki Türkiye'nin, bölge ülkeleri üzerinde ve bölge diplomasisinde, Amerika, Rusya ya da Avrupa ülkelerinin sahip olduğu türden bir nüfuzu yok. Ancak Türkiye bir bölge ülkesi ve arabuluculuk yapmak istediği ülkeler de komşusu olan ülkeler. Dolayısıyla bunun bir önemi var.

İkinci nokta ise, bölgedeki düşünceleri etkilemedeki rolü... Türkiye birbirleriyle diyalog kurmayan ülkeleri diyaloga çağırıyor. Bu çağrı bile bazı kapıları açıyor ve bence eninde sonunda ülkeler, bu çağrıya ilgi duymaya başlayacaklar. Diyalogun, daha ileriki aşamalarında da arabuluculuk rolü daha büyük güçlerin eline geçebilir.

Herkesle dostluk siyaseti sürdürülebilir mi?

BBC: Daha önceki açıklamalarınızda da Türkiye'nin kimseyle düşman olmama siyaseti izlediğini vurguluyordunuz. Peki, sizce, birbirine düşman olan ülkelerin hepsiyle dost bir ilişki yürütme siyaseti, sürdürülebilir bir siyaset mi? Örneğin, Amerika ile İran arasındaki ilişkiler daha üst bir düzeyde gerginleşirse, Türkiye konumunu nasıl sürdürecek, bir taraf tutmak zorunda kalmayacak mı?

GRAHAM FULLER: Ben bu siyasetin sürdürülebilir olduğunu düşünüyorum. Bence Amerika Birleşik Devletleri'nin kendisi de buna benzer bir siyaseti, kendisi için uygulayabilir. Amerika, izlediği siyasetle kendisine düşman yaratıyor. Türkiye de bu tuzağa düştü daha önce.

Ama önümüzdeki dönemde Amerika ile Türkiye'nin İran'a yönelik siyasetinde değişiklikler olursa, bırakalım, öyle olsun. Sanırım Türkiye kendisi için doğru olanı yapmak zorunda kalacak ve bu da İran'la yakın ilişkiler kurmaktan geçiyor.

'Büyük Orta Doğu Projesi felakete dönüştü'

BBC: Amerika ile Türkiye'nin yollarının ayrı olduğunu söylüyorsunuz ancak birkaç yıl öncesine kadar Amerika Birleşik Devletleri'nin Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında Türkiye'ye önemli bir rol biçildiğinden bahsedilirdi? Ne değişti bu dönemde?

GRAHAM FULLER: O, Amerika'nın Büyük Ortadoğu Projesiydi ve bence bu proje, bir felakete dönüştü. Çünkü bölgede yalnızca daha büyük bir istikrarsızlık ve özel olarak Amerika'ya karşı daha büyük bir tepkiye yol açtı. Dolayısıyla ben Türkiye'nin bölgede, bir Amerikan planı dahilinde rol üstlenmesi gerektiği görüşüne katılmıyorum.

Samimiyetle söylemem gerekirse, bence Orta Doğu'da Amerikan planına dahil olmak, Türkiye'nin ya da bölgedeki başka ülkelerin çıkarları açısından idam fermanını imzalaması anlamına gelir.

BBC: Peki, Ocak ayında iktidarı devralacak olan Obama iktidarının Orta Doğu siyasetinin Türkiye ile Amerika ilişkilerine nasıl bir etkisi olmasını bekliyorsunuz?

GRAHAM FULLER: Ben Obama yönetimi altında, Amerika'nın Ortadoğu'daki siyaseti açısından önemli değişiklere şahit olacağımız konusunda umutluyum. Bence Türkiye için, kendisini, İran, Suriye, Rusya ve Filistin konularında çok zorlamayacağını tahmin ettiğim bir Obama yönetimiyle iyi ilişkiler geliştirmek daha kolay olacak. Ancak, o gün gelene kadar Türkiye'nin kendi çıkarlarını merkeze alarak bağımsız ve barışçıl bir siyaset izlemesinin kendisi açısından daha doğru olacağını düşünüyorum.

BBC: Türkiye geçtiğimiz yıllarda önemli siyasi çalkantılara da sahne oldu. Bu konuda Bush yönetiminin, mesafeli bir tavır izlediğini gördük. Peki, sizce Obama yönetimin nasıl yaklaşması beklenebilir Türkiye'nin iç siyasi dengelerine?

GRAHAM FULLER: Obama yönetiminin, Bush yönetimiyle kıyaslandığında, Türkiye'de demokratik kurumların önemine daha çok vurgu yapacağını düşünüyorum. Çünkü Bush yönetimi, ilkesel düzeyde bir siyaset izlemedi ve genel olarak Türkiye'de Amerika'nın bölge siyasetine destek sunan kesimleri desteklemeyi doğru buldu. Ancak, en genel düzeyde Amerikalılar Türkiye'nin iç siyasetine fazla müdahil olmamayı doğru buluyorlar.

'Türkiye kendi Kürt sorununun rehini'

BBC: Siz aynı zamanda, Türkiye'nin dış politikasını Kürt meselesi üzerinden gördüğünü söylüyorsunuz. Peki, Kürt sorununu çözmeden Türkiye bir bölgesel güç olabilir mi?

GRAHAM FULLER: Hayır. Bu kesinlikle mümkün değil. Türkiye Kürt sorunu tarafından rehin alınmış durumda. Mutsuz bir Diyarbakır, Türkiye'yi bölgede güçsüz bir hale getirir ve Kürt sorununu manipüle etmek isteyen düşmanlarının yönelimlerine karşı daha savunmasız kılar. Bu Türkiye'nin Irak, İran ve Suriye ile ilişkilerinde elini bağlayan bir unsur olur.

Türkiye bu sorunu çözmeden, bu ülkelerle güven içinde bir ilişki kuramaz. Ancak, mutlu bir Diyarbakır, Türkiye'nin dış siyasetinde kullanabileceği çok önemli bir araç olacaktır. Türkiye, kendi Kürt sorununu çözebilirse, bölgede daha güçlü olabilecek ve o zaman İran, Irak ve Suriye'nin kendi Kürt nüfuslarından korkması gerekecek. Çünkü o zaman Türkiye Kürt meselesi konusunda söz hakkını eline geçirecektir.

BBC: Peki bunun kısa vadede gerçekleşmesini olası buluyor musunuz?

GRAHAM FULLER: Tabi bu tür meseleler bir gecede halledilmez. Ancak, Türkiye doğru yönde ilerlemeye başladı. Þimdi artık Iraklı Kürtlerle diyalog kurmaları gerektiğini anlıyorlar. Türkiye sorunu anladığını göstermeye başladı. Eğer Türkiye Iraklı Kürtlerle diyalogunu artırabilirse PKK sorununu çözebilir. Türk ordusu dahi, PKK üzerinde askeri baskının yanı sıra siyasi baskı yaratmanın önemini anlamış gibi görünüyor.

BBC: Ancak, şiddetin son aylarda daha da arttığını, kentlere de şiddet olaylarının yansıdığını görüyoruz. Siz, tüm bunlara rağmen, sorunun çözüme doğru gittiğini gözlemleyebiliyor musunuz?

GRAHAM FULLER: Buna katılıyorum ve gerçekten rahatsız edici olduğunu düşünüyorum. Bu bir yandan, Kürt siyasetinin bazı unsurlarının çaresizliğine ya da sabırsızlığına işaret edebilir, diğer yandan da Türkiye'deki bazı muhafazakar unsurların sorunun çözümünü istememelerinin sonucu olabilir.

Ancak, bence dış siyasette yalnızca Irak ve İran'la siyasetin, müzakerelerin sonucunda düzelebilir. İç, siyasette ise, Kürtlerin kültürel hakları gibi konularda ilerleme sağlanması, Türkiye'nin sorunu çözme kabiliyetini artıracaktır.

http://www.nethaber.com/Dunya/81770/CIA-eski-yoneticisi-Graham-Fuller-Buyuk-Ortadogu Mesajı Paylaş
  • Gösterim 22,860 
  • Genel Askeri Konular Ve Stratejik Değerlendirmeler
  • 39 Yanıtlar


ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com



Büyük Ortadoğu Projesinin haritasına baktığımızda, Irak'ın bugünkü iç yapısında olduğu  gibi 3 kısıma bölündüğünü görebiliriz. Zaten 1. Körfez savaşı sonra iki paralel arasında bu yapı kurulmuştu. Irak'ın kuzeyinde, bu haritada görülen büyük kürdistan devletinin temeli olan bir devletçik de kuruldu. Kendi bayrağı, marşı, meclis, başbakanı vs olan gerçek bir devlet...

Buna takviye olarak ülkemiz sınırları içerisinde son yıllarda etnik milliyetçilik tek taraflı olarak inanılmaz derecede körüklendi. Haritanın ülkemiz sınırları içerisinde kalan  yapısı için zemin hazırlanmış oldu. AB kriterleri (dayatmaları) sonucu, olmayan bir sorunu var etmeyi başardık. Terör sorununu, "kürt sorunu"na çevirdik.

Planın bundan sonraki aşaması düşünülecek olursa, herhalde ülkenin doğu kısmı kurulacak kürt devletine, batısı ise AB'ye ve ABD'ye bağlı bir Ilımlı (!) İslam devletine bırakılacak. Bunun için de ülkenin en güvenilir kurumları yıpratılacaklar.

Sonuç olarak küçük devletçiklere bölünmüş olan dünyanın en zengin toprakları, emperyalizmin sömürüsüne açık olacaklar.

İnsanların içlerine yerleştirdikleri farklılık ve ezilmişlik duygusunu kullanarak, onları birer özgürlük savaşçısı haline getirme çabaları, bu grupları, intikam (!) alma hevesiyle sürekli birbirlerine düşmanca davranmaya sevk etmeleri... Bunun sonucunda da oraya özgürlük ve demokrasi getireceklerini söyleyerek yerleşen emperyalist güçler...

Bunlar hızlı bir şekilde Ortadoğu ve Hazar Havzası'ndaki enerji kaynaklarına sahip olmaya çalışmaktalar. Bunu yapmaya da mecburlar. Aksi takdirde ekonomileri hızla çökecek. Ayrıca enerji kaynaklarına sahip olma dışında, bu kanlı oyun, ekonomilerinin önemli bir kısmını oluşturan silah sanayiini de ayakta tutacaktır. Mesajı Paylaş
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

sevgili başkan öncelikle teşekkür ederim
aslında amerikanın bu planında anlamadığım bir olay var ırakı mezhep olarak bölmüş ve kuveyti orda karakol olarak bırakmıştır.
1 sevgili yankeeler neden iranla şii arab devlet(!) i arasında bir tampon bölge oluşturmadı bu iranın elini güçlendirmekten başka bişi değildir
2 yemeni neden bölmedi çünkü yemende de mezhep sorunu var
3 bu konuda israilin çıkarları ile abdnin çıkarları örtüşüyormu? çünkü' 1956 yılında fransa ve israil kiderleri arasında  yapılan sevr konferansında ortaya Ben Gurionun (İSRAİLİN İLK BAÞBAKANI VE İKİNCİ SAVUNMA BAKANI ')ortaya attığı orta doğu yerleşim planında şöyle bir öneri getirmiştir
'' ürdünün varolma hakkı yoktur ve bölünmelidir.Ürdün ırmağının doğu yakası Irak a katılacaktırve arap mültecileri buraya yerleşecektir.BATI ÞERİA özerk bir bölge olarak israil'e verilecektir .Lübnan ,hristyan bölümünün dengeseini bozan müslüman bölegelerden kurtulacaktır.ırak,doğu şeria ve güney arap yarımadası ingilizlerin olacaktır .süveyş kanalı milletlerarası olacak ve kızıldeniz boğazları israilin kontrolü altına alınacaktır

aradan 53 sene geçti birçok şey değişti diyebilirsiniz fakat israilin veya abdnin politikaları değişmez. 1956 daki durum israilin lehine ancak şimdiki durum israilin aleyhine bu muhteşem ikili(!) arasında bir sürtünmemi var acaba diye insanın akılına gelmiyor değil

daha öncelerli ürdünün bölünmesini isteyenler neden şimdi büyük ürdün yapmak istiyorlar? israilin toprak artışı neden yok?
suudi arabistan neden  bukadar gözden çıkarıldı bu müslümanlarki (!) 1991 de ıraka karşı abdnin yanında yer aldılar?hicaz bölgesi neden bir ikinci vatikan olacak ve yönetiminde kim olacak ?

kaynak israilin beka stratejisi ve kürtler cevat eroğlu syf 54 Mesajı Paylaş

Alıntı Yaparadan 53 sene geçti birçok şey değişti diyebilirsiniz fakat israilin veya abdnin politikaları değişmez. 1956 daki durum israilin lehine ancak şimdiki durum israilin aleyhine bu muhteşem ikili(!) arasında bir sürtünmemi var acaba diye insanın akılına gelmiyor değil
daha öncelerli ürdünün bölünmesini isteyenler neden şimdi büyük ürdün yapmak istiyorlar? israilin toprak artışı neden yok?

Belki bir çeşit kamuflaj! Mesajı Paylaş
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

Alıntı yapılan: SKYWOLF - 29 Mart 2009, 01:17:11

BBC: Türkiye geçtiğimiz yıllarda önemli siyasi çalkantılara da sahne oldu. Bu konuda Bush yönetiminin, mesafeli bir tavır izlediğini gördük. Peki, sizce Obama yönetimin nasıl yaklaşması beklenebilir Türkiye'nin iç siyasi dengelerine?

GRAHAM FULLER: Obama yönetiminin, Bush yönetimiyle kıyaslandığında, Türkiye'de demokratik kurumların önemine daha çok vurgu yapacağını düşünüyorum. Çünkü Bush yönetimi, ilkesel düzeyde bir siyaset izlemedi ve genel olarak Türkiye'de Amerika'nın bölge siyasetine destek sunan kesimleri desteklemeyi doğru buldu. Ancak, en genel düzeyde Amerikalılar Türkiye'nin iç siyasetine fazla müdahil olmamayı doğru buluyorlar.

Obama daha başkanlık koltuğuna oturmadan önce Obama'nın Türkiye hakkındaki düşüncelerini ve yapacaklarını söylemiş.Gerçekten güzel ve ilerici bir tespit yapmış Fuller. Mesajı Paylaş

cok fazla tepki aldı amerika ve israil...aşırı bir tepki çektiler dünyadan,bu sebeble  güzel görünmek ve barış barış diye dolaşacaklardır,ki yapıyorlarda,ama alttan alttan istediklerini yapacaklardır,da eee  yapınca ne olacak hedef ne kalacak...tüm dünya 1 devlet olsun ne olacak :)   

insanoğlu dertsiz başına dert açıyor,einstein dediği gibi 3.dünya savaşını bilemem ancak,4.cü dünya savaşı soplarlarla falan olacaktır gibi bir sözü var... Mesajı Paylaş

bence bu bop projesinin hayata geçme imkanı zaten yok.amerika bunu ortadoğu ülkelerine aba altından sopa göstermek için kullandı.yani eğer dediğimizi yapmazsanız sizi bu hale çeviririm dedi.şimdiyse yeni arayışlar peşinde. Mesajı Paylaş

söz konusu bir bop projesi yapılacaksa abd burda bütün dengeleri gözetmek zorunda herkese pay vermeli eh birilerin pay alması için diğerlerin de kaybetmesi lazım türkiyenin çıkarı hiç kimsenin kaybetmemesi yani sınırların korunması bu yüzden türkiye abd ile çıkar çatışması içindedir.bu projeyi engellemek için abd israil ilişkilerini bir şekilde bozmak lazım..
Mesajı Paylaş

bu proje rafa kaldırılıdı zaten yerine "Dinler arası dialog" aldı F.G. cematinin 20 yıldır uyguladıgı proje a.d.d ce resmen hayata geçiriliyor zaten  .ülkemizde örnekleri çoktur.

izleyiniz. Mesajı Paylaş

ABD Kongresi'nden Türkiye hakkında şok rapor!
"Laiklik, ülkedeki birçok vatandaşın dini özgürlüklerinin ihlal edilmesine yol açıyor"

02.05.2009 13:33
Amerika'da düzenlenen ve ABD Kongresi tarafından desteklenen dini özgürlüklerle ilgili bir panelde, Türkiye'de dini özgürlüklerin bozulmakta olduğu belirtildi. ..
Türkiye ve Rusya ile birlikte altı ülke, ABD Kongresi'nin bir komisyonu tarafından, belli din mensuplarının istedikleri gibi ibadet etme veya etmeme haklarının risk altında olduğu ülkeleri içeren bir izleme listesine dahil edildi.

Komisyon, Türkiye konusunda sorunun "laikliğin yorumlanması" olduğunu vurgulayarak, laikliğin "çoğunlukta ve özellikle azınlıkta olan dini topluluklar da dahil olmak üzere, ülkedeki birçok vatandaşın dini özgürlüklerinin ihlal edilmesi ile sonuçlandığını" kaydetti.

Komisyon raporunda "Anayasa Mahkemesi'nin, hükümetin üniversitelerde kadınların başörtüsü takabilmelerine yönelik çabalarını reddetmesi" de not edildi.

Washington'da düzenlenen panelde bir rapor sunan ABD Uluslararası Dini Özgürlük Komisyonu(USCIRF), ayrıca daha önce izleme listesinde olan Nijerya'yı da dünyanın en kötü ihlalcileri olarak belirttiği "belirli endişe içeren" 12 ülkenin bulunduğu listeye ekledi. Söz konusu raporda Bangladeş ise listeden çıkarıldı. Müslümanların yoğunlukta olduğu Bangladeş'te Aralık ayındaki seçimde önceki dönemlere nispeten daha az şiddet olayları yaşandığı ve geçici hükümetin yerine 15 partili bir koalisyonun yemin ederek göreve başladığı vurgulandı.

Türkiye ve Rusya'nın yanı sıra komisyon, Laos, Somali, Tacikistan ve Venezüella'yı izleme listesine aldı. Listede daha önce Mısır, Afganistan, Belarus ve Küba bulunuyordu. Bu ülkeler, buralardaki hükümetlerin dini sebeplerden dolayı halka karşı ayrımcılık uyguladığı ya da vatandaşları arasındaki dini şiddeti durdurmadığı veya durduramadığı için "izleme listesinde veya "belirli endişe içeren" ülkeler listesinde yer alıyorlar.

Panelde Rusya'nın listeye alınması konusunda "Adalet Bakanlığı bünyesinde dini grupları kontrol etmek ve izlemek için benzersiz yeni yapıyı" mahzurlu bulunduğu kaydedildi.

Komisyon, Türkiye konusunda sorunun ise "laikliğin yorumlanması" olduğunu ifade etti. Panelde, laikliğin "çoğunlukta ve özellikle azınlıkta olan dini topluluklar da dahil olmak üzere, ülkedeki birçok vatandaşın dini özgürlüklerinin ihlal edilmesi ile sonuçlandığı" vurgulandı. Raporda Anayasa Mahkemesi'nin, hükümetin üniversitelerde kadınların başörtüsü takabilmelerine yönelik çabalarını reddetmesi not edildi. Aynı zamanda Türk hükümetinin de dini azınlıkları tüzel varlıklar kabul etmeyi reddetmesi ve Müslüman olmayan toplulukların yasal ve dini haklarını reddeden devlet politikaları eleştirildi.

CONDOLEEZZA RİCE'IN 2 YIL GECİKMELİ ONAYLADIĞI LİSTELERDEKİ ÜLKELERE YAPTIRIM DA UYGULANABİLİYOR

Komisyon raporunda ABD Başkanı Barack Obama yönetiminden de en azından, yasalara uyup uluslararası dini özgürlükler konusunda özel bir elçi atayarak "gerekli ilgiyi göstermesini" istedi. Obama yönetimi halen söz konusu konu için özel bir elçi atamamıştı.

ABD'de 11 yıl önce kabul edilen yasaya göre USCIRF, "belirli endişe içeren" ülkelerin listesini Dışişleri Bakanlığı'na sunuyor. Bu ülkelere yaptırım uygulanmasını bile öngören liste hakkında son kararı ise bakanlık veriyor.

Komisyonun listesinde şu an Nijerya, Myanmar, Çin, Eritre, İran, Irak, Kuzey Kore, Pakistan, Suudi Arabistan, Sudan, Türkmenistan, Özbekistan ve Vietnam bulunuyor. Bakanlığın listesi ise bu ülkelerden Myanmar, Çin, Eritre, İran, Kuzey Kore, Suudi Arabistan, Sudan ve Özbekistan'ı içeriyor.

ABD eski Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, Obama resmen göreve başlamadan dört gün önce bazı ülkelerin çıkarılmış olduğu listeyi iki yıl gecikmeli olarak onaylamıştı. Listede yer almak, bazı ülkelere yaptırım getirebiliyor. Ancak söz konusu ülkelerden Suudi Arabistan'ın cezası süresiz olarak ve Özbekistan'ın cezası ise 180 günlüğüne silinmişti. Bu süreç Haziran ayında sona eriyor.

Kaynak : Cihan
Mesajı Paylaş
Herkes konusurken biz susarız , biz konuşunca tarih yazarız. DefenceTURK


Paylaş whatsappPaylaş facebookPaylaş linkedinPaylaş twitterPaylaş myspacePaylaş redditPaylaş diggPaylaş stumblePaylaş technoratiPaylaş delicious
İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren Replikacep.com sitemizde 5651 sayılı kanunun 8. maddesine ve T.C.Knın 125. maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur.Replikacep.com hakkında yapılacak tüm hukuksal şikayetleri İletişim sayfamızdan bize bildirdikten en geç 3 (üç) iş günü içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek gereken işlemler yapılacak ve site yöneticilerimiz tarafından bilgi verilecektir.
Footer menü
Hakkımızda
Bize Ulaşın
Biz Kimiz
Hizmetlerimiz