Büyük Ortadoğu Projesi

Başlatan SKYWOLF, 29 Mart 2009, 01:17:11

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Altay tanklarinin T129 larla Barzo nun karargahina girdigi hayal ediyorum Mesajı Paylaş

Bugün ki manzara Hükümetin yanlış siyasetinin sonuçlarıdır.Analar ağlamasın,artık barış gelsin diye başlatılan süreç Türk Devletinin acizliği olarak algılanmış ve teröristler ve küstah Barzani tarafından zafere dönüştürülmek üzeredir.Bir an evvel bu  yanlış siyasetten dönmek gerekiyor.Zararın neresinden dönersek kar dır.Türk Milletinin geleceği Tayyip Erdoğan'ın başkanlık sistemi istemesi ,başkan olma hayallerine feda edilemez.                                            Mesajı Paylaş

#22
Kutsal vatan toprakları ,1071 Malazgirt Savaşı'ndan beri savaşa savaşa elde edilmiş, vatan toprağı haline getirilmiştir.O tarihten bugüne geçen bin yılda ecdadımızdan hiç bir kimsenin aklına "aman analar ağlamasın" diye tabir edebileceğimiz "dahice" bir fikir gelmemiştir.Her şartta düşmanla savaşmak hem dînin hem vatanseverliğin bir gereğidir.Barış savaş kazandıktan sonra yapılırsa netice verir.Kaybedilmiş bir savaştan sonra yapılan barış, kaybedene daha çok kaybettirir.Ortada savaşılması gereken bir ortam varken barış yapmaya çalışmak ise en zayıf anında olsa bile düşmana savaşma azim ve kararlılığı verir.Çünkü barış istemek acizlik olarak algılanır.Nitekim bu analar ağlamasın süreci acizlik olarak algılanmış,teröristlerin bitmez tükenmez istekleri küstahlaşmalarına da neden olmaktadır.Geç olmadan yanlıştan dönüp töröristlerin tepesine güçlü ve arkası kesilmeyecek balyoz darbeleri indirmezsek,gelecek nesillerimiz Kürtistan Devleti ile savaşmak zorunda kalacak. Mesajı Paylaş

Terörle mücadelede en önemli unsur bataklığı kurutmaktır.Bataklık ise teröre bölge halkı desteğinin kesilmesi operasyonlarıdır.Mao nin dediği gibi "köylü deniz ise gerilla balıktır".Gerilla balığı halk desteği denizinde yüzebilir ancak.Bu desteğin kesilemediği "analar ağlamasın"sürecinde törör örgütüne katılan yüzlerce kişiden anlayabiliyoruz.Teröristler Devletten daha güçlü olduklarını halkı inandırmıştır.Oysa ki en büyük organizasyon devlettir.Devletten daha büyüğü ise ancak daha iyi organize olabilmiş başka bir devlet olabilir.Bir terör örgütünün halka güçlü olduğunu inandırabilmesi hükümet siyasetinin ne kadar yanlış olduğunun en açık kanıtıdır.İnsanlar psikolojileri gereği güçlünün yanında olma eğilimindedir.Zayıf bir kişi bile mahalle kabadayısına yaranmaya çalışarak kendini güvene almak ister.Bu yalakalık durumlarını aşabilmek için devlet gücünü göstermelidir.O bölgenin halkı güce saygı duyar.Pasif insanları ,siyasetleri adam yerine koymaz.Devlet demek güç demektir.Gücünü göstermeyen devlete kimse saygı duymaz.Devlet olmak aynı zamanda kararlılığın ifadesidir.Kararlılık düşman savaşma azmini kıracaktır.Bunları yaparken bölge halkınıda kazanmaya çalışmak şarttır. Mesajı Paylaş

ABD'den bomba Kürdistan itirafı


ABD Dışişleri Bakanı John Kerry yaptığı açıklamada Irak Kürdistanı'nın bağımsız bir devlet olarak tanınmasının zamanının henüz gelmediğini söyledi.

Rusya'nın Sesi Radyosu'nun haberine göre, Kerry PBS kanalına verdiği mülakatta Kürdistan'ın bağımsızlığıyla ilgili "Hayır, şimdi bunun zamanı değil. Pek çok açıdan zamanı kesinlikle değil" dedi. "Sorunları bir bir çözmek gerektiğini" söyleyen Kerry sözlerini şöyle sürdürdü: "Irak Kürdistanı lideri Mesut Barzani'nin bunu anladığını düşünüyorum. Barzani Bağdat'ta yeni hükümet kurulmasına yardımcı oldu, Kürtler bunda yer aldılar. Kürtler Irak ve Þam İslam Devleti ile mücadelede birlik ve sağlam olmanın önemini anlıyorlar".

ABD Dışişleri Bakanı Kürdistan'ın tanınmasının Irak'taki parlamento koalisyonunu bozabileceğini de sözlerine ekledi.

http://www.muhalifbaski.com/abdden-bomba-kurdistan-itirafi-17182h.htm Mesajı Paylaş
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

İlker Başbuğ: Ülkenin ordusuna ihaneti
Oya ARMUTÇU / ANKARA 8 Ekim 2015
3'lü taarruz



Ergenekon davasının temyiz duruşması, dün eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un 'taarruzu'na sahne oldu. Emekli Orgeneral Başbuğ 'TSK'ya karşı oynanan oyunun arkasında Bush yönetimi ve paralel yapının olduğunu' belirtti. Hükümeti TSK'ya karşı Balyoz, Ergenekon kumpasına karşı sessiz kalmakla suçladı. Başbuğ, askerlerin yargılandığı davalar için "Tarih, bunu bir ülkenin, kendi ordusuna yapabileceği en büyük ihanet olarak yazacaktır" dedi.

Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, Ergenekon davasının dünkü temyiz duruşmasında, "savunma değil taarruz diyelim" nitelemesi yapıp suç duyurusunda bulunduğunu bildirdiği tarihi savunmasında, ABD eski Başkanı George Bush, paralel yapı ve hükümete yüklendi. Yargıtay 16. Ceza Dairesi'nden bozma kararının yanı sıra Türk Silahlı Kuvvetleri'ne (TSK) dönük komplonun ortaya çıkarılması için yönlendirici rol oynamasını isteyen Başbuğ'un konuşması özetle şöyle:


GÜL'E BALYOZ RESTİ

"2001'de ABD'de George W. Bush Başkan oldu. Onun dönemi, ılımlı İslam projesine inanan Yeni Muhafazakârların (Neo-Con) dönemi olarak ortaya çıkacaktı. Ayrıca Irak'a askeri müdahale planları üzerinde çalışmalara başlanmıştı. 15 Kasım 2002'de Ankara'daki ABD Büyükelçisi, Washington'a şöyle bir telgraf göndermişti: 'Türkiye'de ordu, bürokrasi ve yargıdan bir derin devlet vardır. Derin devletin merkezinde de ordu bulunmaktadır. Derin devlet, ABD'nin de desteklediği reformların önündeki en büyük engeldir.' Bush yönetimi; Türk ordusunu, derin devlet olarak görmekteydi. Bu derin devlet; Ortadoğu'nun yeniden şekillendirilmesine, ılımlı İslam konseptinin uygulanmasına, Türkiye'deki terör sorununun 'siyasi çözüm' ile çözülmesine engeldi. 1 Mart 2003'te tezkerenin geçmemesinin sorumluluğu da TSK'ya yıkılınca, bu yönetimin TSK'ya karşı yapılanlara sıcak baktığı, devlete ait bazı kurumların ve kurumlardaki bazı kişilerin bu oyunda rol aldıkları veya destek verdikleri ifade edilebilir.


Ulus devlet, üniter devlet ve laik devlet yapısından rahatsızlık duyanlar, ılımlı İslam projesini hayata geçirmek isteyenler, 2003'teki 1 Mart tezkeresinin bedelini TSK'ya ödetmek isteyenler, PKK terör sorununa 'siyasi çözüm' arayanlar için engel TSK idi. Karşıt kadrolar tasfiye edilmeliydi.


Siyasi iktidar ise 'Ne istediler de vermedik' ve 'aldatıldık' ifadeleri ile bu süreçte cemaate gerekli desteği verdiklerini, zaten kendi sözleriyle açıkça belirtmiştir. Bu konudaki rahatsızlığımızı her platformda ilgililerin dikkatine sunduk. Bir keresinde 'Bugün bize, yarın size olacak' da dedim. O günlerde sesimize kulak verilseydi, belki onca acıların yaşanması engellenebilirdi.


(Balyoz tutuklama kararının ardından) Karara baktık, hemen ilgili arkadaşlarla konuştuk. Dediler ki 'Bu karar yasal olarak yanlış. Hukuk olarak sağlamız.' O sırada Cumhurbaşkanı'nın (Abdullah Gül'ü kastediyor) İstanbul'da olduğunu öğrendim, kendisine gittim. 'Haberiniz var mı, hepsi general, orduyu yıkarız. Böyle bir orduyu komuta edemem, ya bırakacağım ya da onları vermeyeceğim' dedim. Bu davalar sürecince özellikle Beşiktaş Adliyesi'nde ifade verenler, ki hepimiz oradan geçtik, kendimizi kendi topraklarımızda yabancı bir ordunun askeri gibi hissettik.
Söylediklerimizi o zaman dikkate almayan siyasi makamlar, bu yaşananlara karşı şimdi de sessiz kalmaya devam edecek mi?


BÜTÜN KARARGÂHIMI ALDILAR

Balyoz davası TSK'ya vurulan en büyük darbedir. Bu darbe ile pek çok değerli Türk Silahlı Kuvvetleri personelinin TSK'dan ilişiği kesilmiştir. Tarih, bu davayı bir ülkenin, kendi ordusuna yapabileceği en büyük ihanet olarak yazacaktır. En büyük ihanettir. Bundan, hiç şüphem yok. Arkadaşlarımı aldılar önce, bütün karargâhımı aldılar. Yırtınıyoruz. Sorumluluğum var. Biz dışarıdayız ama onların acısını en az onlar kadar hissediyoruz. Sorumluluk var. Aslında ben de girsem mi? Derken, bu arzumuz yerine geldi. Gandhi der ki, 'Cezaevleri okuldur, herkesin geçmesi lazım.'


İÇİMİZDEKİ HAİNLER

İçimizdeki hain subaylar olmasaydı bu komploların bu kadar başarılı olması mümkün değildi. İçimizde hâlâ hainler var. Cemaatin işlenen hukuk cinayetlerinin faili olduğu anlaşılmaktadır. Elbette Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı en önemli ve en tehlikeli sorun cemaatin illegal yapılanmasıdır. Hele bu cemaat devleti ele geçirmeyi hedeflemiş ise bu tamamen gaflettir, ihanettir.


POLİS ZORLARSA ÇATIÞIN

ARKADAÞLARA emir verdik, dedik ki 'Polis gelirse sokmayın içeriye. Zorlarlarsa çatışın.' İnanın birkaç defa asker-polis karşı karşıya gelme durumunu yaşadı. Bunlardan biri 31 Aralık 2009 günü yaşandı. Polis, beyaz renkli Deniz Kuvvetleri'ne ait iki aracı durdurdu. Merkez Komutanlığı'na bilgi vermesi, beraber aramaları lazım. Hayır hiçbir bilgi yok. Araçları arıyorlar, 'araçtakiler bir hâkimi takip ediyor' diye. Kozmik Oda'daki aramayı yapan hakim şimdi, Yargıtay üyesi, ona suikast yapacaklarmış, ihbar öyle gidiyor. İşin ilginç yanı araçtan uzman çavuş çıktı. Deniz Kuvvetleri Komutanı'nın aşçısı. Araçta Allah'tan pırasa taşıyorlar.


KOZMİK ODA İÇİN BAÞBAKAN'IN YANITI

Kozmik Oda'ya girilmeden Başbakan'a aynen şunu söyledim, 'Psikolojik olarak doğru değil. Artı milli bazı planlarımız var, deşifre olur, ne diyorsunuz?' 'Girsinler.' Peki girsinler. Peki MİT TIR'ları olayında aynı hassasiyet niye gösterilmedi? Bunu da sormak durumundayım. En çok korktuğumuz asker-polis çatışmasıydı. Çünkü şunu söyledim: 'Yasadışı bir şey olursa kesinlikle gerekirse çatışın.' Usulüne göre hareket etmezse, benim adamım da mukabele edebilir. Başka bir şey kalmamıştı."



KOMUTANI İFADEYE YOLLAMADIK
3. Ordu Komutanı'nı (Ergenekon şüphelisi olarak savcılıkça ifadeye çağırılan Orgeneral Saldıray Berk) ifade vermeye göndermedik. Buradan açıkça söylüyorum. Başarılı olsalardı Balyoz'u Erzincan'da yaşayacaktık. İfade vermeye göndermedik.



BEN BİLE BORU SANDIM
ÖZELLİKLE, bu 'boru' sözcüğü üzerinden aleyhimde propaganda yapıldı. Basın toplantısında algı operasyonu kurbanıyım. O basın toplantısında 'boru' dememişim, yıllar sonra Silivri'de öğrendim ama o kadar çıktı ki, 'boru' dediğime ben de inandım. Sordular, 'Dediniz mi?' diye, ben de 'evet' dedim, dememişim ama desem ne olur. Meğer Deniz Baykal söylemiş, bizim üzerimize yıkıldı. Bunlar, 'Bu adam mühimmata boru, belgeye de kâğıt parçası dedi' diye kaldı.


Düşman ülkesinin savcısı kadar bile adil olamadılar

RUTİN bir yargılama içinde olduğumuzu kabul edebilir miyiz, elbette hayır. Neden? Bu davaların iddianamelerini hazırlayan savcılar kim? Görevlerinden uzaklaştırılan, suç örgütleriyle ilişkili oldukları ileri sürülen, kimi tutuklu, kimi yurtdışına kaçan savcılar bu iddianameleri hazırladılar. Üzülerek söylüyorum, bu iddianameleri hazırlayan kendi ülkemizdeki bu savcılar, bir düşman ülkenin savcısı kadar bile adil olamadılar.


NEO-CON'LAR KULLANDI

Fethullah Gülen'e gelince, özellikle ABD'de kalmasına yardımcı olan isimlere bakılırsa, o, Neo-Conlar tarafından ılımlı İslam konseptinin uygulanmasında kullanılabilecek bir kişi olarak değerlendirilmiş olabilir. Bu tip cemaatler, hedeflerine ulaşmada kendileri için en büyük engel olarak TSK'yı görmektedir. Görüleceği gibi; laiklik karşıtı hareketlerin ve Gülen cemaatinin hedeflerine ulaşması için en büyük engel TSK idi.
O zaman TSK halkın gözünde itibarsızlaştırılmalı ve sesi kesilmeliydi, karşıt kadrolar tasfiye edilmeliydi. İşte yaşanılan budur. Cemaatin, işlenen hukuk cinayetlerinin faili olduğu anlaşılmaktadır. Bu cinayeti yargı ve emniyete yerleştirdikleri kadrolar vasıtasıyla işlemiştir.

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/30259680.asp?_sgm_campaign=scn_a0046116293a0000&_sgm_source=30259680&_sgm_action=Click-Dynamic Mesajı Paylaş
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

sen kitap yaz, iyi para var. 'Silah arkadaşlarını zindanlara terk eden dönemin Genelkurmay Başkanı' olarak hafızalarımızda kalacaksın. Mesajı Paylaş

Dr Tarpley: Türkiye, Başına Geleceklerin Farkında Değil mi?
The-Bernard-Lewis-Plan-for-the-Middle-East



ABD'li tarihçi yazar Dr. Webster Griffin Tarpley, Press TV'de Türkiye'nin Suriye politikasını değerlendirdi. Tarpley, ABD başkanı Obama'nın Başbakan Erdoğan ile haftalık telefon konuşmaları yaptığını ve Erdoğan'ın hırs ve kibirlerine etki ederek yönlendirdiğini, Türkiye'nin, yeni Osmanlı aldatmacasıyla komşularıyla "sıfır sorun"dan "sıfır barış" pozisyonuna getirildiğini ve Türkiye'nin son birkaç yıldır Ortadoğu'da lider ülke olma isteğinin ABD tarafından körüklenip kullanıldığını öne sürdü.

Tarpley, Yeni Osmanlıcılık fikriyle kandırıldığını iddia ederken, şu an Türkiye'nin başta Kürt sorunu olmak üzere, onlarca sorunun içine itildiğini ifade ederken, PKK'nın CIA destekli bir örgüt olduğunu, Türkiye, Suriye ve İran'a karşı kullanıldığını söyledi.

Yakın zamana kadar Fransa Cumhurbaşkanı Mitterand'ın eşi Danielle Mitterand'ın PKK'nın koruyucu azizesi rolünü üstlendiğini, İsrail'in de Mavi Marmara Gemisi krizi sonrası PKK'ya destek vereceğini ileri sürdüğünü anlattı. Tarpley, Yunanistan'ın da, içinde bulunduğu ekonomik sıkıntıya rağmen boş durmadığını, NATO aracılığıyla Türkiye aleyhtarlığı yaptığını ve hatta PKK'ya destek verdiğini iddia etti.

ABD ve NATO'nun 1979'daki Bernard Lewis Planı'nın Ortadoğu'da nasıl bir yapılanmayı planladığını açıkça ortaya koyduğunu söyleyen Tarpley, Türkiye hükümeti ve muhalefetinin bütün bu gerçeklere rağmen olup bitenin farkında olmamalarının anlaşılmaz bir durum olduğunu ifade etti.

Türkiye, ABD ve İngiltere ile ittifakın "Öldüren bir Kucaklaşma" olduğunu anlamalı... İngiltere ve ABD, Türkleri öldürene kadar sevecekler...

Birkaç kez Türkiye'ye ziyarette bulunup, birçok liderle görüştüğünü ifade eden tarihçi yazar, "Türkiye öncelikle, ABD ve İngiltere ile ittifakın öldüren bir kucaklaşma olduğunu anlamalıdır.

İngiliz ve Amerikalılar, Türkleri öldürene kadar sevecekler, Türkleri Suriye'ye karşı kullanacaklar ve bu çatışma ortamı, modern Türkiye'yi yok etmek için de bir fırsat olmuş olacak" dedi.

Obama'nın aldattığı Erdoğan ve Davutoğlu'nun, bu psikolojilerle kendi çukurlarını kazdığını ileri süren tarihçi Tarpley, "bu oyunda kazanacakları hiçbir şey yok, kaybedecekler" dedi. Ortadoğu ve Suriye sorunları yüzünden Rusya ile yakın bir gelecekte savaş ihtimalinin bile olabileceğini, olayların yakın bir gelecekte S. Arabistan ve Katar'a kayabileceğini ileri sürdü.

Türkler güney sınırlarını CIA'ya devretti...

Tarpley, CIA'nın kontrolsüz ve başıboş olarak, Türkiye'nin güneyinde dolandığını, İskenderun otellerinin El-Kaide militanlarıyla ve CIA ajanlarıyla dolu olduğunu iddia ederken, CIA'nın İncirlik üssünden güneydeki teröristleri kullandığını, bu işlerin geri dönüşünün Türkiye için felaket olacağını dile getirdi.



Dr. Webster Griffin Tarpley Kimdir:

1946 yılında doğan ABD'li yazar, tarihçi, ekonomist, gazeteci olan Tarpley, aynı zamanda Demokrat Parti üyesi.  Tarpley, 2005 yılında 9/11 Sentetik Terör: Made in USA kitabını yayınladı.

http://www.dailymarkets.info/dr-tarpley-turkiye-basina-geleceklerin-farkinda-degil-mi/ Mesajı Paylaş
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

Türkiye üzerinden doğalgaz dünyaya açılacak



Türkiye üzerinden dünyaya pazarlanacak Kürt gazı, Rusya'ya bağımlılığımızı azaltırken, Kuzey Irak'a trilyonlar kazandıracak.

Türkiye üzerinden doğalgaz dünyaya açılacak
Türkiye'nin yıllık 50 milyar metreküplük gaz ihtiyacının büyük bir bölümümü karşılayan Rusya ve İran'ın Suriye'yi bahane ederek cephe oluşturmalarının en büyük sebebinin Kürt gazı olduğu ortaya çıktı. Zira Kuzey Irak topraklarındaki gaz ve petrol rezervlerinin pazara sunulabilmesi durumunda trilyon dolarla ifade edilecek bir zenginliğin bölgeye taşınacağı hesaplanıyor.

Dar çerçevede dile getirilen rakam ise Kuzey Irak'ta kişi başına düşen gelirin 100 bin doları aşması. Kürt gazının dünyadaki gaz rezervlerine göre çok fazla artısı bulunurken, gazın uluslararası pazara inmesi için en uygun rota Türkiye. Hava sahası ihlali nedeniyle düşürülen uçaklarından sonra, krizi derinleştirmek için her türlü algı yöntemini uygulayan Rusya, bu gelişmelerden dolayı büyük kaygı içinde. Rusya, Türkiye'nin Kuzey Irak doğalgaz Projesi'ndeki kararlılığı görünce Türk Akımı Boru Hattı ile ilgili kapılardan birini açık bıraktı.

Bunu da bizzat Putin'e çok yakın bir isim olan Rusya Enerji Bakanı Novak yaptı. Bakan Novak, 28 Aralık 2015'te Russiya 24 Televizyonuna yaptığı açıklamada, "Türk Akımı Boru Hattı ile ilgili müzakerelerin tekrar başlaması ihtimal dışı değil" diye konuştu.

Kürt gazının avantajları

İşletilmeye hazır

Çok önemli petrol ve gaz sahalarına sahip en son bölge

Mevcut rezervin çok üstünde doğal gaz yapılarının varlığı

Düşük üretim maliyeti

Lojistik avantaj

Hızla gelişen ilişkiler

Güvenli kaynaklar

Yeni petrol ve doğalgaz hatlarının gerekliliği

İSRAİL'DEN 'GAZI BİZ VERELİM' ÇAĞRISI

İlginç bir yumuşama haberi de Ortadoğu'dan geldi.

İsrail-Türkiye arasında Mavi Marmara krizi ile kopan ilişkileri Akdeniz ve Kürt gazı ısıttı. Bu durumda İsrail'in Akdeniz'de bulduğu 1 trilyon metreküplük gaz rezervinin batıya taşınmasındaki arayışının etkisi olduğu kesin.

İsrail, ilk planda üreteceği 30 milyar metreküp gazını 550 km'lik bir boru hattıyla Mersin'e indirmeyi planlıyor.

10 milyar metreküp gaz Türkiye'de kalırken 20 milyar metreküp gazın Türkiye üzerinden Avrupa'ya taşınması planlanıyor. İsrail gazı Rus gazına göre çok daha ucuz ve 1000 metreküpü 199 dolar olarak belirlendi.

http://www.milliyet.com.tr/turkiye-uzerinden-dogalgaz-dunyaya/dunya/detay/2173533/default.htm Mesajı Paylaş
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

Milliyet, Rusya'nın uçak krizinden sonra "algı yöntemleri" uyguladığını söyleyerek esas amacın Kürt gazından pay almak olduğunu belirtmiş. Aslında bunu yaparken kendisinin de algı yöntemi yaptığının farkında.  Bu bilgilere bakarak Suriye'nin karıştırılarak parçalanmaya çalışılmasının, Kürtlerin Akdeniz'e açılma çabalarının gerçek nedeninin, İsrail'in bu olaylardaki payının, Işid'in amacının, bizim katkımızın vs herşeyi daha net görebilmek mümkün!

İnsan hakları, demokrasi vs hepsi palavra!
Her zaman olduğu gibi... Mesajı Paylaş
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com


Paylaş whatsappPaylaş facebookPaylaş linkedinPaylaş twitterPaylaş myspacePaylaş redditPaylaş diggPaylaş stumblePaylaş technoratiPaylaş delicious
İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren Replikacep.com sitemizde 5651 sayılı kanunun 8. maddesine ve T.C.Knın 125. maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur.Replikacep.com hakkında yapılacak tüm hukuksal şikayetleri İletişim sayfamızdan bize bildirdikten en geç 3 (üç) iş günü içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek gereken işlemler yapılacak ve site yöneticilerimiz tarafından bilgi verilecektir.
Footer menü
Hakkımızda
Bize Ulaşın
Biz Kimiz
Hizmetlerimiz