Milli Piyade Tüfeği Projesi

Başlatan Þahinbey, 09 Şubat 2010, 10:54:51

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Alıntı yapılan: Falcon - 25 Temmuz 2011, 22:04:56
Sonuçta  bu zamana kadar bir çok tüfek kullanmış bir ordu ve ülke var.Orijanal tasarım birinci tasarımda çıkmaz kı
AK-47  SH-77 alman tüfeginden benzer olarak üretilmiştir.İlk tasarımın özgünlük konusu tartışılır ama gerçekten bence güzel ve birçok silahın karımsımı var elbette bende fn-2000 gibi farklı silah isterdim ama kendi tüfegimide begeniyorum ben güçlü ve güzel  ama gelecekte ne olur daha farklı varyasyonlar elbette geliştirilebilir.

arkadaş sen ak-47 ile sh-77 gördün mü neredeyse şarjor ile gez den başka bişi birbirine benzemiyo ama mehmetcik-1de aynısı hepsi kalıpları sistemi hani onu öncü alırsında tamamen kopya yapmassın   aradaki fark nerdeyse hic yok dipcik dışı nda Mesajı Paylaş

Tüfek kullanımı tüm birliklerde 2013 başı gibi başlar tahminen. O zamana kadar kesinlikle ufa değişiklikler olacaktır. Zaten protip yapmanın amacı feed-back alıp düzenleme yapmaktır. Ama baştan beri kafama bir şey takıldı. M-16 mekanizması kullanılıyor deniyor ve 16 larda benim bildiğim ısınma sorunu var. Onunla ilgili bir bilgi var mı? Mesajı Paylaş

Alıntı yapılan: EfsaneAsker - 30 Ağustos 2011, 00:33:54
Tüfek kullanımı tüm birliklerde 2013 başı gibi başlar tahminen. O zamana kadar kesinlikle ufa değişiklikler olacaktır. Zaten protip yapmanın amacı feed-back alıp düzenleme yapmaktır. Ama baştan beri kafama bir şey takıldı. M-16 mekanizması kullanılıyor deniyor ve 16 larda benim bildiğim ısınma sorunu var. Onunla ilgili bir bilgi var mı?

M16 demek çok kapsamlı bir mekanizma demektir.MKE nin M16 mekanizması dediği bilindik AR 15 mekanizmasıdır işte.Yoksa MKE M16 mekanizması diyorsa M16 larda A1 ve A3 modelleri dışında seri atış modu yerine 3 lü atış modu vardır,bu da demek oluyor ki bizim tüfekte de 3 lü mekanizma olacak.Yani uzun lafın kısası MKE nin m16 mekanizması dediği şey Ar 15 mekanizmasına tekabül eder... Mesajı Paylaş

#313
Alıntı yapılan: centurul - 27 Ağustos 2011, 03:32:00
Alıntı yapılan: Falcon - 25 Temmuz 2011, 22:04:56
Sonuçta  bu zamana kadar bir çok tüfek kullanmış bir ordu ve ülke var.Orijanal tasarım birinci tasarımda çıkmaz kı
AK-47  SH-77 alman tüfeginden benzer olarak üretilmiştir.İlk tasarımın özgünlük konusu tartışılır ama gerçekten bence güzel ve birçok silahın karımsımı var elbette bende fn-2000 gibi farklı silah isterdim ama kendi tüfegimide begeniyorum ben güçlü ve güzel  ama gelecekte ne olur daha farklı varyasyonlar elbette geliştirilebilir.

arkadaş sen ak-47 ile sh-77 gördün mü neredeyse şarjor ile gez den başka bişi birbirine benzemiyo ama mehmetcik-1de aynısı hepsi kalıpları sistemi hani onu öncü alırsında tamamen kopya yapmassın   aradaki fark nerdeyse hic yok dipcik dışı nda
Sh-77 degil stg-44 olacak yanlış yazmısım.Orada bir karışıklık var düzeltelim.
Bununla ilgili bir kısa özet.
Stg-44 II.Dünya Savaşında Nazi Almanya'sında geliştirilmiştir.1942 yılında hizmete girmiştir.Son versiyonu olan MP44'ün 1944 yılında tasarlanması nedeni ile "44" kısaltmasıyla anılan dünyanın ilk modern saldırı tüfeğidir. StG 44'ün MP43 ve MP44 gibi versiyonları vardır. Bu versiyonlar orijinal StG 44'ün aynısıdır, aralarındaki tek fark üzerlerinde yapılan küçük değişikliklerdir. Aslında 1943 yılında tam olarak kullanıma hazır olmuştur, fakat 1942 yılında ilk üretildiği zamanlardan itibaren kullanıma sunulmuştur.Bu silah Nazi Almanyası'nın II. Dünya Savaşı'nda MP40 ve Kar 98K gibi silahların yerini alması için üretilmiş fakat malzeme kıtlığı ve müttefik devletlerin sürekli bombardımanı nedeniyle üretimi sınırlı kalmıştır.
AK-47 de bu silahtan esinlenerek üretilmiştir. 7.92 mm mermi kullanılarak kesintisiz dakikada 600 mermi atabilmektedir.
Uzunluk : 93 cm
Agırlık :5 kilo
Tam otomatik veya yarı otomatik olarak atış yapabilmektedir.
Dünyanın ilk saldırı tüfeği olarak kabul edilen Sturmgewehr 44 bütün silah şirketlerini etkileyerek tasarıma itmiştir. Sovyetler Birliği hemen saldırı tüfeği konseptini benimseyerek üretime geçmiştir. Mikhail Kalashnikov'un dünyaca ünlü AK-47 tüfeği MP44 üzerinden tasarlanmıştır. Tasarımı ve ölçüleri yakın olan AK-47, aslında mekanik olarak farklıdır.

Bende dedim ki dış tasarım olarak benzemektedir.Yani Uzunluk ve tasarım bakımından diger özellik bakımından zaten farklı bir mekanizmaya sahiptir.
    * AK-47: AK-47'nin asıl modelidir. Sabit dipçiklidir. (StG 44 tibi)
    * AKS-47: AK-47'nin katlanabilir dipçikli modelidir. (MP40 tibi)


AK-47
Uzunluk 900 mm
Agırlık 4.9-4.8 kg
Otomatik mekanizma

Mesajı Paylaş

Alıntı yapılan: centurul - 27 Ağustos 2011, 03:32:00
Alıntı yapılan: Falcon - 25 Temmuz 2011, 22:04:56
Sonuçta  bu zamana kadar bir çok tüfek kullanmış bir ordu ve ülke var.Orijanal tasarım birinci tasarımda çıkmaz kı
AK-47  SH-77 alman tüfeginden benzer olarak üretilmiştir.İlk tasarımın özgünlük konusu tartışılır ama gerçekten bence güzel ve birçok silahın karımsımı var elbette bende fn-2000 gibi farklı silah isterdim ama kendi tüfegimide begeniyorum ben güçlü ve güzel  ama gelecekte ne olur daha farklı varyasyonlar elbette geliştirilebilir.

arkadaş sen ak-47 ile sh-77 gördün mü neredeyse şarjor ile gez den başka bişi birbirine benzemiyo ama mehmetcik-1de aynısı hepsi kalıpları sistemi hani onu öncü alırsında tamamen kopya yapmassın   aradaki fark nerdeyse hic yok dipcik dışı nda
Ayrıca  dünyada bir çok tüfek degil bir çok alet birbirbine benzer çünkü herkes etkilenir.Birde biz mehmetçik 1 demiyoruz artık.Yeni gelen tüfek hakkında yazmıştım.
HK G-3 mekanizması Stg-44 mekanizması buna müthabıkan AK-47 FN Fall gibi gibi birçok tüfek birbirinin deneyi ve ya geliştirilmesiyle oluştu.
1.nesilden 2.ci nesile sonrada 3.cü nesile (1990'dan beri devam ediyoruz hadi bakalım) Mesajı Paylaş

Çağdaş Piyade Tüfeği
1943 yılında tasarlanan StG 44 bilinen anlamda savaş sahasında geniş olarak kullanılan ilk çağdaş piyade tüfeği olarak tarih sahnesinde yerini aldı. Klasik tüfek fişeği yerine onun kovanı kısaltılmış versiyonu olan 7,92x33 Kurz mermisi ateşleyebilen StG 44, hızlı ve atış gücü yüksek bir silahtı. Yüksek gücü ile nispeten geniş bir alanda etkili olabilen StG 44, piyadenin yıllar sonra tekrar tüfeği ile bağımsız hareket edebilmesine olanak sağlıyordu. Her ne kadar ABD tarafından da benzer bir silah olarak tanımlanabilecek M1 Carbine adlı kısa namlulu bir tüfek üretilmiş olsa da bu silah, StG 44'ün başarısını yakalamaktan uzaktı. Çünkü kullandığı mermi sadece tabanca mermisinden biraz güçlüydü.
StG-44'ün açtığı yolda piyade tüfeği anlayışı tamamen değişti. Ne kadar da bu silah üzerinden çalışmalara basladığı söylenen Sovyetler Birliği AK-47,kendi tasarım anlayışı ve geniş katılımlı tasarımcıların sunduğu silahların arasındaki denemeler sonucu nam-ı dığer Kalaşnikov'u geliştirdi. Ne kadar da mekanizma dışında görünüş acısından StG 44 oldukça silüeti benzeyen AK-47, üretildiği günden bu yana cereyan eden hemen hemen tüm savaşlarda başarı ile görev alarak bir efsane haline geldi. Basit ama etkili olan tüfek, piyade çatışmalarına dayanan yeni savaş doktrinleri içersinde büyük etki gösterdi.Tarihi bir ironi olark bu yıllarda milyarlarca dolar harcanıp geliştirilen çağdaş ve büyük sistemler nerdeyse hiç kullanılmazken, birkaç dolarlık bir maliyetle üretilebilen AK-47 , savaşların kaderini etkiledi.Yeni Arayışlar [değiştir]

Doğu cephesi Kalaşnikov'un keyfini sürerken, Batı yeni konseptlere yöneliyordu. Çeşitli muharebe raporlarını değerlendiren Batılı uzmanlar, büyük etkiye sahip 7,62 mm mühimmat ateşleyen tüfeklerin gerekenden fazla güçlü olduğu ve bazı dezavantajları da beraberinde getirdiğini fark etti. İlk olarak bu silahlar, taşımak için fazla ağırdı. Yüksek kalibreli bir mermi kullanılması ise geri tepmenin artmasına ve buna paralel olarak seri atışta silah kontrolün sağlanmasında güçlüklere yol açıyordu. Taşınabilir mühimmat sayısının az olması da diğer sorundu.

Tüm bu nedenlerden dolayı NATO, 5,56 mm tüfekleri standartlaştırma kararı aldı. Yeni tüfekler, 200 fişeğin taşınması müsaade eden 7,62 mm'lerden farklı olarak ağırlıkta bir artış olmadan asker tarafından 300-400 fişek taşınmasını olanaklı hale getiriyordu. Daha düşük ağırlığa sahip 5,56 mm tüfeklerin geri tepmesi azaldığı için seri atışlarda kontrolü daha kolaydı. Ancak 5,56 mm'lik mermilerin çekirdek ağırlığı 7,62'den daha ağır olmuştu. 7,62'lerin kapladığı yer fazla olduğundan hep 7,62 daha ağır olarak bilinmiştir. Hatta kısa süre sonra NATO, 7.62.51 mm NATO mühammatınıda kullanmaya başlamıştır.
Ancak çözülmesi gereken bir konu daha kalmıştı; silahların uzunluğu. Çatışma alanının meskûn mahale kaymaya başlaması ile kullanıcı tarafından döndürülmesi nispeten zaman alan uzun tüfeklerin kullanım etkinliği düşmeye başlamıştı. Bu sorunu çözmek için namluyu kısaltmak, tüfeğin etkinliğini düşüyordu. Namlu boyunu aynı tutarak silahı kısaltmak için Bullpup adı verilen yeni bir tasarım ortaya cıktı. Þarjörün tetiğin ön kısımında yer aldığı klasik Piyade tüfeklerinden farklı olarak Bullpup tasarıma sahip tüfeklerin şarjörü kabzanın arkasına yerleştiriliyordu. Böylece aynınamlu uzunluğuna sahip olmakla birlikte daha kısa tüfekler yapmak mümkün olmuştu. Ancak Bullpup da kusursuz değildi. Boş kovanın kullanıcının kafasına çok yakın bir noktadan dışarı atılıyor olması nedeniyle, sağ elle kullanıma yönelik yapılan tüfeklerin solaklar tarafından kullanılmasında ciddi sorunlar ortaya çıktı. Bu sorumu çözmek için ayrıca sol elle kullanıma uygun tüfeklerin üretilmesi ile sorunun çözümü denense de bu doğal olarak maliyetleri yükseltti. Ancak günümüzde farklı çözümler de kullanılmaya başlandı. Örneğin FN Herstal üretimi F2000 tüfeklerinde boş kovan namlu ağzının hemen gerisinde yer alan bir boşluktan dışarı atılıyor. Bullpup tasarıma sahip tüfeklerle yapılan atışlarda sorunlarının sadece sağ veya sol elle kullanımdan kaynaklanmadığı fark edildi. Seri atışlar sırasında şarjörün boşalması ile tüfeğin dengesinde de bozulmalar yaşandığı görüldü. Bu sorun ise basit bir çözümle giderildi. Askerlerin bu duruma uyum sağlayarak tüfeğin etkinliğini devam ettirebilmeleri için eğtimleri arttırıldı. Ayrıca bu tip tüfeklerin en iyi bilinen örnekleri olan Steyr Aug,FN F2000, FAMAS, SA-80, SAR-21 ve Tavor gibi tüfeklere atış hassasiyetini arttırmak için standart olarak optik nişangâhlar ilave edildi. Sorunu çözmek için tüfeklere yerleştirilen optik nişangâhların oldukça etkili olduğunun görülmesi üzerine günümüzde klasik tasarıma sahip piyade tüfekleri de bu sistemlerle donatılmaya başladı.
Günümüzde ana muharip sınıfa dönüşen piyadenin en büyük kozu olan piyade tüfekleri farklı birçok görevde kullanmaya uygun bir yapıya kavuştu. Başlangıçta sadece yarı otomatik ve tam otomatik atış yapma kabiliyetine sahip piyade tüfekleri bugün üç farklı modda kullanılabiliyor.
Baskı atış için hala tam otomatik mod kullanılırken, savunmada mermilerin tek tek gönderildiği yarı otomatik mod tercih ediliyor.

Taarruz sırasında ise tüfek, tetiğe her basılışta hedefe üç mermi gönderiyor. Bu sayede askerin hedefe ulaşana kadar şarjöründeki fişeğinin bitmemesini hedefliyor. Oldukça yüksek atış hızlarına sahip günümüz piyade tüfekleri, otomatik atışta birkaç saniye içerisinde şarjöründeki tüm fişeği bitiriyor


Kaynak:
MSI Aylik Savunma Teknolojiler Dergisi sayı 2007-022 Mesajı Paylaş

Türk mühendislerin büyük başarısı

MKEK Genel Müdürü Ünal Önsipahioğlu, milli piyade tüfeğinin seri üretimine başlayacaklarını belirtti.
28.11.2011 - 15:57

Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu (MKEK) Genel Müdürü Ünal Önsipahioğlu, gelecek yılın Temmuz ayında milli piyade tüfeğinin seri üretimine başlayacaklarını kaydetti.
TEMMUZ AYINDA SERİ ÜRETİM BAÞLIYOR

Önsipahioğlu ve beraberindeki heyet, Gaziantep Sanayi Odası'nı (GSO) ziyaret etti. Sanayicilerle bir araya gelen MKEK Genel Müdürü Ünal Önsipahioğlu, ziyarette yaptığı konuşmada, Temmuz ayında seri üretimine başlayacakları milli piyade tüfeğinin bir kısım parçalarının da Gaziantep'te yapılacağını belirtti. Ünal Önsipahioğlu, şöyle konuştu:
'BİZ BUNLARLA GURUR DUYUYORUZ'

''Biz bunlarla gurur duyuyoruz. İnanıyoruz ki daha çok silah üreteceğiz ve sizlerle büyümeye devam edeceğiz. Örneğin milli makineli tüfek bunu takip ediyor. Milli 105'lik obüs bunu takip ediyor. Milli tank bunu takip ediyor. Bunlar hep özgün projeler. Milli taarruz helikopteri, milli savaş uçağı takip ediyor. MKEK bütün bu projelerde yer alıyor. Benim özlemim de üniversite-sanayi işbirliğini başlatmaktı. Bugün üniversite ile bu konuda bir Ar–Ge anlaşması imzalayacağız. Bazı projeleri de burada başlatacağız. Böylelikle biz Gaziantep'in savunma sanayinde hak ettiği yere gelmesini ve daha üst noktalara taşımayı planlıyoruz. MKEK bugün savunma sanayinde lider ve lokomotif konumunda. İşte bugün burada fabrika müdürleri arkadaşlarımızla bulunmamızın sebebi de budur.
'TÜRK İNSANI KAFASINA KOYDUĞU HER ÞEYİ YAPAR'

Þunu bilin ki MKEK artık Ankara'da oturup kendisine iş üreten bir kurum olmayacak. Biz arkadaşlarımız ile birlikte her zaman sanayicilerle birlikte olacağız. Biz, bizimle iş yapan, iş yapma potansiyeli olan herkesle çalışmaya hazırız. Biz inanıyoruz ki hem ülke savunma sanayinde hem de arkadaşlarımız standartlarını yükseltecekler.''

Türkiye'nin sanayi envanterini çıkardıklarını dile getiren Ünal Önsipahioğlu, ''Sanayicimizin ayağına giderek işbirliği yapmak istiyoruz. MKE, Türkiye'de sanayinin oluşmasında bir okul ve ekol olmuştur. Bu görevimize de devam ediyoruz. Türk insanı kafasına koyduğu, aklına koyduğu her şeyi yapar. Gaziantep'te bunun için buradayız. Gaziantep'in potansiyellerini biliyoruz. Gelin, görün, fabrikalarımızı gezin. Biz birlikte çalışmaya hazırız'' diye konuştu.

MKEK'nin Türkiye'de sanayinin oluşmasında bir okul ve ekol olduğunu yineleyen Önsipahioğlu, ''Türkiye'nin neresine giderseniz gidin, sanayinin içerisinde bir MKE'li buluyoruz. Bu görevimizi de halen devam ettiriyoruz'' dedi. Önsipahioğlu, bugün bin 24 alt yüklenicilerinin olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
SANAYİCİYİ MKE YETİÞTİRMİÞTİR

''Bunlar ciddi, önemli silah ve mühimmat parçaları yapan şirketler. Öyle şirketler var ki, kapısını açıp içeri girdiğiniz zaman tamamen bize çalışıyor. Mesela namlu kaplama işi yapıyoruz. MKE'de namlu kaplama tesisi kurmaya kalksak, 20-25 milyon dolar paraya ihtiyaç var. Ama bu işi Konya'da, Adapazarı'nda yapan sanayici var. Niye tekrar onun için yatırım yapayım? İşi ona veriyorum, kalkıyor o da bana geri veriyor. MKE bu ülkede sanayinin oluşmasında bir okul ve ekol olmuştur. Sanayiciyi MKE yetiştirmiştir. Türkiye'nin neresine giderseniz gidin, sanayinin içerisinde bir MKE'li buluyoruz. Bu görevimizi de halen devam ettiriyoruz.''
İHRACAT MİKTARI 45 MİLYON DOLAR

İhracata çok büyük önem verdiklerini, MKEK'nın yıllık ihracatının 6 yıl önce en fazla 4,5 milyon dolarken bugün 45 milyon dolar olduğunu söyleyen Önsipahioğlu, ''Bugün ihracat yapıp da parasını cebimize koyduğumuz ihracat miktarı 45 milyon dolar. İmzaladığımız kontrat miktarı 297 milyon dolar. Biz bugün Latin Amerika'nın hepsine ABD'ye, Kuzey Afrika'nın hepsine, Afrika ülkelerinin bazılarına, Arap ülkelerinin bütününe 61 ülkeye bugün itibariyle ihracat yapıyoruz. Bizimle beraber hareket eden bütün alt yüklenicilerin burada önü açılıyor'' ifadelerini kullandı. Ar-Ge'ye önem verdiklerini kaydeden Önsipahioğlu, ''Bizim olan ürünleri yapmanın zamanıdır. Türkiye'de bu güç vardır. Alt yüklenici olan sanayiciler ve siz arkadaşlarımla beraber her türlü ürünü başarabiliriz'' şeklinde konuştu.

MKE'nin tam 117 Ar-Ge projesini takip ettiğine vurgu yapan Önsipahioğlu, bu çalışmaların da bir yerden teknoloji transferi olmadığını dile getirdi. Önsipahioğlu, Ar-Ge çalışmalarının kendi mühendisleri, teknikerleri, teknisyenleri ve işçileri tarafından yapıldığını kaydetti.
http://www.ensonhaber.com/turk-muhendislerin-buyuk-basarisi-2011-11-28.html Mesajı Paylaş
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

iş yükleri çok  arttı  ama  üretim  hacminde  çok  fazla  büyüme  olmadı  ,  5 yıl  önce  neyse  bugünde  aynı  hacimdeler ,  gerçekten  büyütülmeye  en  çok  ihtiyacı  olan  kurum ,  yeni  fabrikalara  ve  yeni  elemanlara ihtiyaçları   var  , mkek  bu  şekilde  devam  edemez  ama  büyüme  içinde  bir  adım  atıldığını  görmüyorum.   altay  başlayacak  , çekili  obüs  projesi  ,  mpt ,  makineli tüfek  projesi  ,  ve  hergün  yenilenmekte  olan  mühimmat  imalatınıda  üstüne  koyarsak  mkek  önümüzdeki  5 yıl  içerisinde üretim hacmini  ikiye  katlar  yada  katlamak  zorunda... Mesajı Paylaş

yahu akaadşalr bu silahın benim ilk gördüğüm silahla hiççç alalkası yok mkek dalgamı geçiyor ilk silah hk-416 benziyordu sonra değiştirddielrmi hiç bir bilgüm yok lütfen yardım edinnnn ::) Mesajı Paylaş

Alıntı yapılan: altay - 02 Şubat 2012, 14:33:16
yahu akaadşalr bu silahın benim ilk gördüğüm silahla hiççç alalkası yok mkek dalgamı geçiyor ilk silah hk-416 benziyordu sonra değiştirddielrmi hiç bir bilgüm yok lütfen yardım edinnnn ::)
ilk silah mehmetcik-1  ise  tamamen farklı bir  tasarıma  gidildi  ve  halk  tabiriyle  (mehmetcik-2)  ortaya  çıktı tabi gerçekte  mehmetcik-2  diye bir  isim verilmedi  sadece millet  öyle isimlendirdi   , mehmetcik-1  özgün olmadığından kopya  gibi  göründüğünden  ve  testlerde  sanırım başarısız olduğundan yeni bir tasarıma  gidildi  , ilk  gördüğünüz silahla  yeni silah  tamamiyle  farklı  dizayna ve  özelliğe  sahip  ,  namlu çapındada değişiklik  yapıldı  ,5.56mm lik  namlu  7.65 mm  ile değiştirildi. Mesajı Paylaş


Paylaş whatsappPaylaş facebookPaylaş linkedinPaylaş twitterPaylaş myspacePaylaş redditPaylaş diggPaylaş stumblePaylaş technoratiPaylaş delicious
İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren Replikacep.com sitemizde 5651 sayılı kanunun 8. maddesine ve T.C.Knın 125. maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur.Replikacep.com hakkında yapılacak tüm hukuksal şikayetleri İletişim sayfamızdan bize bildirdikten en geç 3 (üç) iş günü içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek gereken işlemler yapılacak ve site yöneticilerimiz tarafından bilgi verilecektir.
Footer menü
Hakkımızda
Bize Ulaşın
Biz Kimiz
Hizmetlerimiz