Avrupa Birliği İle İlgili Gelişmeler ve Stratejik Gelişmeler

Kisa zamanli ekonomik sebeplerden cok, uzun donemli tarihsel, siyasak ve ideolojik sebepleri var Brexitin. 

Tarihinin buyuk bir cogunlugunu Avrupa'nin tek cati altinda birlesmemesi icin gerektiginde askeri yollara bile basvurarak engelleyen bir Ingiltere'nin, daha da fazla entegrasyon yoluna gitmek isteyen bir AB'de kalmak istememesi bir supriz degil...Uyesiyken daha fazla entegrasyon yonundeki her girisime engel koymustur, euroya ve schengene dahil olmamistir mesela..

Ingiltere, AB-disindaki ulkelerle iliskilerini gelistirmek ve buyuyen pazarlarla daha fazla ekonomik/siyasi iliskiler kurmak isteyen bir ulke olarak, AB'nin onune koyacagi engellerle ugrasmak istemedi..

Dis politikasi da her zaman AB'ye oranla daha fazla mudahaleci olmus, ABD yi kendi cikarlari dogrultusunda bir kaldirac olarak kullanmistir..

Cikarken AB'yide biraz sarsip, birlesmelerini geciktirebilirsem ne ala diyerek ve halk oylamasiyla kilifini uydurarak cikti..(AB'de kalmak isteyen gruplarin ve partilerin kampanyalarina bakarsaniz,zamanin basbakani dahil, onlarin bile AB'yi nasil yarim agizla savunduklarini gorursunuz)

AB, dunya siyasetinde ekonomik-siyasi-askeri-tarihi-cografi kisitlamalar sebebiyle kendi basina etki edemeyecek ulkeler icin faydali bir kaldirac, Ingiltere gibi bir ulkeye ise ayak bagi bence..(Ingiltereye kaldirac gerekliyse ABD var zaten)

AB'den mesaj: Yakınlaşma zamanı geldi



Türkiye-AB KPK Eş Başkan Sergey Lagodinsky, "Rusya'nın Ukrayna saldırısı, Türkiye'nin özel rolünü, bir arabulucu veya insani bir aktör olarak da ortaya koydu. Bu bize birbirimize bağlı kalmanın ne kadar önemli olduğunu da gösterdi. Türkiye bizim önemli bir ortağımızdır. AB ve Türkiye arasında bir ayrılık ortaya çıktı. Artık bu farklılıkları gidermenin ve köprüler oluşturmanın zamanı gelmiştir" dedi.
Haberin Devamı

TÜRKİYE ile AB arasında 4 yıl aradan sonra geçen hafta yapılan Karma Parlamento Komisyonu toplantısı tutanakları, Ukrayna savaşı ve sonrasındaki gelişmelerin ışığında Türkiye'nin konumu ve önemiyle ilgili ilginç değerlendirmeler yapıldığını ortaya koydu. AB hukukun üstünlüğü ve temel haklarla ilgili taleplerini sıralarken, güvenlik, dış politika ve enerjide ortak hareket vurgusu yapıldığı görüldü.

4 YIL ARADAN SONRA

Edinilen bilgiye göre, Brüksel'de yapılan toplantının tutanaklarında, AB Parlamentosu üyelerinin değerlendirmelerinde, özellikle Ukrayna savaşının etkisi görüldü. TBMM'ye sunulan tutanaklar, 4 yıl aradan sonra ilişkilerde ilk kez olumlu bir hava olduğunu ortaya koydu. Türkiye, Gümrük Birliği'nin revizyonunu isterken, reform çalışmalarına kesintisiz devam etme sözü de verdi. Görüşmelere ilişkin tutanaklar şöyle:

FARKLI YAKLAÞIM

Türkiye-AB KPK Eş Başkan Sergey Lagodinsky: Rusya'nın Ukrayna saldırısı, Türkiye'nin özel rolünü, sadece saldırganlığa karşı tavrıyla değil, aynı zamanda bir arabulucu veya insani bir aktör olarak da ortaya koydu. Bu bize birbirimize bağlı kalmanın ne kadar önemli olduğunu da gösterdi. Türkiye bizim önemli bir ortağımızdır. Ama siyasi düzlem geçtiğimiz yıllarda biraz değişti. Anlaşmazlıklar yaşandı aramızda. AB ve Türkiye arasında bir ayrılık ortaya çıktı. Artık bu farklılıkları gidermenin ve köprüler oluşturmanın zamanı gelmiştir. AB ile Türkiye arasında artık bir köprü kurulması, yakınlaşma olması zamanı gelmiştir. Zorlu süreçte, değerlerimiz üzerinden nasıl yaklaşırız buna bakmalıyız. Almanya milyonlarca Ukraynalıyı ağırlamak zorunda kalacak. 5-10 milyon Ukraynalının Avrupa'ya geleceğini öngörüyor. Þimdi sizi daha iyi anlıyoruz.

DESTEK SÖZLERİ

AB Parlamentosu üyesi Marko Malkoviç: Türkiye çok önemli bir ortaktır, AB'nin müttefiklerinden biridir. Zorluklar yaşadığımız doğru. Ama bu zorlukları aşma konusunda önemli adımlar attık. Bu toplantı da bunun en önemli kanıtlarından biridir. Ukrayna krizi, Türkiye-AB arasındaki ilişkilerin ne kadar güçlendirilmesi gerektiğini gösteriyor. Bu süreç, AB Türkiye arasında işbirliği kanallarının açılmasını kolaylaştıracaktır. Enerji başta olmak üzere, adımlar atılacaktır. Güvenlik ve dış politika konusunda Türkiye kilit ülkedir.

TÜRK HEYETİNİN BAKIÞI

AB Karma Parlamento Komisyonu Eş Başkanı AK Parti Milletvekili Emrah Karayel de 2'nci Dünya savaşından bu yana Avrupa'nın en karanlık günlerini yaşadığını belirterek şöyle konuştu: "Bizler AB'nin güvenilir bir uluslararası aktör olarak davranmasını ve Türkiye'yi AB yolcuğunda desteklemesini bekliyoruz. AB'ye katılım süreci, Türkiye'deki reform sürecinin en önemli itici güçtür. Müzakerelerdeki siyasi blokaja rağmen Türkiye reformlarına tüm hızıyla devam etmektedir. Ukrayna'daki trajedi hepimiz için bir uyarıdır. Türkiye gibi kilit bir ülkeyi AB dış ve güvenlik politikasının dışında tutmak, AB'nin hareket kabiliyetini sınırlamak anlamına gelir."

https://www.hurriyet.com.tr/dunya/yakinlasma-zamani-geldi-42027096

Hala AB katılım süreci diyorlar ya! Bravo!
Reformlar devam ediyormuş vs...

Diğer taraf da zorda kalınca "Türkiye çok önemli bir ortaktır", Ukraynalılar gelince bizi daha iyi anlamışlar  vs...

Bunca senedir oyaladılar, karaladılar, kandırdılar...
Þimdi mecbur kaldılar...
Yine şeker vereceğiz diye bizi kandırma çabasındalar...

Kandırma niyetinde değillerse, doğrudan AB'ye alsınlar Türkiye'yi!

Bana göre artık AB ye girmek bizim için gereksiz. Ab ile yeni bir gümrük birliği anlaşması/bizim için zorlayan koşulların bize uygun hale getirilmesi (AB herhangi bir ülkeyle gümrük konusunda bir anlaşma olduğunda otomatik olarak biz de katılıyoruz. Kendilerinin sömürgelerine sağladığı anlaşmalar bize uygun değil vb) ambargolar vb ortadan kaldırılması, enerji konularında bize yaklaşmaları, ege sorunun da artık daha adil olmaları, teröre destek vermemeleri .......... liste uzayabilir.

AB'ye girmek boynumuza takılacak bir başka tasma olur. Ekonomik bazı faydaları var. Doğru. Bunun yanında AB ile sıkı fıkı ilişkiler neticesinde, kültürel ve eğitimsel olarak geri kalmışlığımız bir ölçüde belki giderilebilir. Ama buna değer mi?
En uygunu, AB değerlerine "yakın" bir politika ile, Norveç ve İngiltere gibi ayrıcalıklı bir ortaklık bize daha faydalı olan bir yöntem olur.
Zaten nüfusunun büyük kısmı müslüman olan ve bünyesinde milyonlarca potansiyel sorunlu mülteci barındıran bir ülkeyi kim aralarına almak ister ki? Bizim öncelikli olarak bu Suriyeli ve Afgan mültecilerden kurtulmamız lazım. Hem ekonomik, hem demografik hem de kültürel olarak memleketin düzenini bozuyorlar ve bizi geriye götürüyorlar.

Turkiyenin AB ye tam uye olmasinin gereksiz oldugu dusuncesine katilmiyorum. Ancak AB ye tam uye olmamizin ulkemiz icin bir zorunluluk olmadigi gorusundeyim.

Turkiyenin AB ye ilk basvurusundan itibaren gecen zaman zarfinda " 50 yil" surekli behaneler one surerek ki bunlarin bir cogu havadan sudan nedenlerdir. Aslinda ulkemizi tam uye yapma niyeti hic bir zaman olmadigina katiliyorum.

AB ulkemize ihtiyaci oldugu zaman, veya ulkemizde AB uyeliginin dip yaptigi zamanlarda sirf ulke insanin ilgisini cekebilmek icin yani bir baska deyisle bizleri oltada tutabilmek icin ilimli mesajlar verir.  Ancak bu mesajlarin pek artik inandiriciligi olmadigini da dusunenlerdenim. 

AB ye tam uye olamadik veya yapilmadik diye AB ye tam uye olmanin da gereksiz olmadigini dusunuyorum. AB uyesi olmak bir ayricalik oldugu yaninda demokrasimiz yaninda bircok konuda ulke olarak gelisimimize katki saglayabilecegine inaniyorum.Ancak tam uyelik olmadi diye gumruk birliginin iptalini de pireye kizip yorgan yakma gibi goruyorum.  Kanimca gumruk birliginin gunun sartlarina gore her iki tarfinda cikarina gelecek sekilde iyilestirlimesinin daha dogru olacagi kanisindayim.

Polonya Dışişleri Bakanı Zbigniew Rau, II. Dünya Savaşı sırasında Polonya'ya verilen zararlar için Almanya'dan tazminat talep eden diplomatik notayı imzalayarak Alman tarafına iletti.

Polonya, Almanya'dan 1.5 trilyon dolarlık tazminat talep ediyor.
https://mobile.twitter.com/MiddleastN/status/1576879634926669825?cxt=HHwWgsDQ1YvrmeIrAAAA

2. Dünya savaşının en bahtsız ülkesi Polonyadır. İki tarafın da en güçlü olduğu zamanda ortak saldırıya maruz kalmıştır. Kahpeliği sonuna kadar yaşamıştır.

Onun bunun iç işlerine veya uydurma soykırımlarına atıfta bulunan Almanya karşısında Polonyayı desteklemeliyiz.

Ermenistan Başbakanı Paşinyan.

🔴Yarın Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Prag'ta görüşeceğim.


Polonya

ABD ile Nükleer silah paylaşım programı için görüşmelere başladı.


OPEC
Kasım ayından itibaren günlük üretimi 2 milyon varil azaltma kararı aldı.

https://mobile.twitter.com/temmuz1919


Alman Hükümeti:

Eldeki tüm bilgiler, Kuzey Akım'a olanların bir #sabotaj eylemi olduğunu gösteriyor


Katar Enerji Bakanı, LNG ithal etmek isteyen bazı Avrupa ülkelerinin yeterli tecrübe, araç ve şirketleri olmadığını söyledi.

https://mobile.twitter.com/temmuz1919

Avrupalı şirketler Türk tedarikçilerini uyardı: 8,5 euroya verdiğiniz ürünü Kuzey Afrika ülkeleri 4,5 euroya üretebiliyor".


bloomberght.com
"8,5 euroya verdiğimiz ürünü Kuzey Afrika ülkeleri 4,5 euroya üretiyor" - Bloomberg HT