ALTAY Yeni Nesil Tank Projesi

Başlatan AVCI, 07 Nisan 2010, 18:44:16

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Altay Tankı Üretimi Kime Verilmeli?

Otokar
63 (44.7%)
FNSS
26 (18.4%)
BMC
23 (16.3%)
Ordu Donatım Fabrikaları
20 (14.2%)
Farklı bir düşüncem var. Aşağıya yazıyorum.
9 (6.4%)

Toplam Oy Verenler: 141

#2500
Bu kadar mi zor arkadaslar bu kadar mi zor ya..

Topla butun savunma sanayi firmlarini bir yerleskeye, doldur muhendisleri..

Iki sene icinde kullanima hazir motor ve guc grubu istiyorum su ozellillerde de..ver bir acik cek...

Yoksa bundan sonra hicbir ihaleye giremezsiniz de...

Basina da koy bir adam, 2 sene de vermezse istenileni ona gore operim de..

Cikar mi cikmaz mi yani..

Demek ki oncelik motor yapmak falan degil..

Mesajı Paylaş
What is steel compared to the hand that wields it?

Alıntı yapılan: Partikül - 23 Haziran 2020, 21:14:11

O teoriyi şöyle açıklayalım... Hocam, bizim müttefiklik ilişkimiz NATO' ya dayanıyor. Bu ülkeler aynı zamanda ekonomik model olarak da benzeş ülkelerdir. Ayrıca kendilerini HÜR DÜNYA olarak tanımlıyorlar...

-Ekonomik model olarak; Liberalizm,
-Yönetim şekli olarak; Demokrasi,
-Savunma doktrini olarak; NATO konseptini kabul etmişiz.

Bilenler veya hatırlayanlar için; Sovyetler Birliği dağıldığı dönemde Ukrayna Devleti adeta sefilleri oynuyordu. Bu durum hali hazırda değişmiş değildir. Fakat Ukrayna için O dönemler çok daha kötü günlerdi. Türkiye olarak ilk Tank ihalesine çıktığımız yıllarda Ukrayna' dan şöyle bir teklif gelmiş; elimizde kullanılmamış binlerce T-80 tankımız var. Sizin hatırınıza! tanesi 1 milyon dolardan 1000 tank verebiliriz. Bu teklife ne dersiniz demişler. Aslında çok cazip bir teklif... Tanesi 1 Milyon $; sudan ucuz! Adamlar iyice sıkışmış, 5 cent' e muhtaç hale gelmişler. Ellerinde ne var, ne yok satıp paraya çevirmeye çalışıyorlardı. Neyse, bu teklif bizimkilerin aklına yatmış. Dile kolay 1000 tank, üstelik sudan ucuz... Sonra ne oldu dersiniz? Tabii bu işler Amerikalıların kulağına gidiyor. Diyorlar ki, bizler MÜTTEFİKİZ; Ukrayna tankları NATO standartlarına uygun olmadığından, T-80 tanklarının alınmasına gönlümüz hiç razı değildir. Yok dilmez de alırsanız; şöyle olur, böyle olur! 

Peki bunları neye göre söylüyorlar, müttefiklik ilişkisine göre! Mademki NATO müttefikiyiz; NATO' nun kendine göre bir doktrini, konsepti, standart' ı vardır bunun dışına çıkamazsınız! Madem öyle çıkmayalım dediler ve ihale açtılar. İhaleye Ukraynalılar ve hatta Ruslar bile katıldı! Burası da ilginç... tamam Ukrayna' dan, Rusya' dan almıyorum, O zaman tankı sen ver! Ona da yok! dediler. Eyyyytt... O' na YOK, buna YOK! nedir bu yahu! O zaman bende kendi tankımı tasarlarım dedik işin içinden çıktık. İyi mi, şimdi de motoru vermiyorlar.

O halde ben ne yapmalıyım? Hatırlar mısınız, Sezen Aksu' nun şöyle bir şarkısı vardı;

Beni kategorize etme
Benle oynama
Yaftayı yapıştırıp
Bana isim koyma,

Matematikleştirme beni
Çarpma, bölme
Toplama çıkartma sakın
Beni hesaplaştırma...


İşte müttefiklerimize karşı bunların hepsini yapacağız-yapmak zorundayız. Müttefiklerimizi KATEGORİZE ediyorum ve diyorum ki;

A-GÜVENİLİR MÜTTEFİKLER
B-GÜVENİLMEZ MÜTTEFİKLER

olarak sınıflandırıyoruz. İşte konsept bu mantığa dayanıyor.

Oncelikle Eline kalemine saglik Sn Partikul her zaman oldugu gibi doyurucu  guzel bir yorum olmus.

+1

Yalniz bu konuda bir soru daha sormak istiyorum .

Biz Mutefikleri Guvenilir ,Guvenilmez olarak ayristirinca  ne degisecek? 
" Bizler zaten kimin ne mal oldugunu bildigimizi dusunuyorum .Halen kimin ne oldugun anlayamamis olanlar aramizda var ise onlarin da tarafli olduklarini dusunurum .  Bizler kimin ne oldugunu biliyor isek, Nato icerisinde Guvenilir olmayan mutefik olarak o ulkeleri lanse etmemiz neyi degistirecek. Neticede  ismi uzerinde North Atlantic Pact , yani kulubun kurucu patronu belli . Sorunun cozumunun kendi icerimizde yatmakta oldugunu ve cikis yolumuzun kendi icimizde birlik ve calismadan gececegini dusunuyorum.

Klasik Sarkilar her zaman guzel ;) Mesajı Paylaş

Sıfırdan motor geliştirmek için bir firmaya çok büyük sübvansiyon verip bir 5-10 sene tank motorlarının işlemek için gerekli teknolojik altyapıyı tamamlamaları yolunda altyapı projeleri yapmalarını sağlamak lazım. Ondan sonraki 10-15 senede ise belki işe yarar prototipler çıkabilir.  Senin motorunu beğenmeyip sorunlu dediğin fin Wärtsilä 1938'den beri dizel motor üretiyor.

Yani bu yolda nasıl tei uçak motoru için dilek, yakut, inci vb. bir sürü alt yapı projesi başlatıp çoğunu tamamladı ve rolls royce yardımıyla ve f-110 üzerindeki uzmanlıklarına rağmen 12 yıl veriyorsa bizimde bu amaçta daha çok yolumuz var demektir. Mesajı Paylaş
Savaş Var Denildiğinde Biz;


Battlestar hocam siz tarihçisiniz. Tarihte ulusların yükseliş veya düşüşleri olur. Bu dönemleri de bazı kritik kırılmalar belirler. Rönesans,sanayi devrimi,coğrafi keşifler,tarımın keşfi,uçağın icadı ,fransız ihtilali  vb

Þunu demek istiyorum. Bizim gerçekten bu durumdan çıkmak için kritik bir kırılma,devrim,mucize vb her neyse bunu gerçekleştirmemiz lazım. Yüzlerce mühendislik fakültesi var ama hala 1000hp bir motor yapamıyoruz.

Buraya herkes tek birşey yazsın.Bizim ne yapmamız lazım.? Bu acizlik zincirini kırmak için yaşamamız-yapmamız gereken bu tarihsel kritik olay ne olmalı? Mesajı Paylaş

Alıntı yapılan: metin62 - 23 Haziran 2020, 22:12:58
Yalniz bu konuda bir soru daha sormak istiyorum .
Biz Mutefikleri Guvenilir ,Guvenilmez olarak ayristirinca  ne degisecek? 

Þöyle ki... proje bazlı düşünürsek, baştan tedbir alacağız; yok anlaşma bazında düşünürsek, ona göre hükümler koyacağız.  Hocam, maalesef ki biz bunların hiçbirisini yapmadık/yapmıyoruz. Örnek verelim;

Hatırlarsınız, sığınmacıların Avrupa' ya akın ettiği en cafcaflı dönemlerde; Merkel hanımefendi zırt pırt Türkiye' ye geliyordu. Peki, ne olmuştu? Suriye' den şu kadar milyon sığınmacı Avrupa' ya iltica etmek istiyor, bize yardım edin! diyordu. Tamam yardım edelim etmesine de... bunun ülkemize bir maliyeti var. Maliyetini karşılarsanız size yardım edebiliriz dedik. Eyvallah dediler ve Avrupa' ya sığınmacı akınını bir şekilde engelledik. Karşılığında bizlere -yanlış olmasın- 6 Milyar Euro vereceklerdi. Peki verdiler mi? Vermediler. Erdoğan ha' bire televizyonlara çıkıp şikayetçi oluyordu. Yahu arkadaş! biz seninle anlaşmadık mı? hani bize 6 Milyar Euro verecektin, ne oldu diyordu.

Peki bu durumda ne oldu; Avrupa Birliği ülkeleri GÜVENİLMEZ ÜLKE oldu. Güvenilmez oldukları zaten evvelden belliydi; Avrupa Birliği Süreci var, Gümrük birliği Süreci var... falan. O zaman anlaşmayı ona göre yapacaksın. Bizde peşin kardeş.  Cash para; ver 6 Milyar Euro' yu, hayrını gör demek gerekiyordu. Veya yarısı peşin, yarısı taksitle...

Hocam, bizler bu modeli gündelik hayatımızda kullanıyoruz zaten. Adam, uluslararası anlaşma yapıldığı halde anlaşmanın hükümlerine uymuyor. O zaman ne yapacaksınız? Ona göre tedbir alacaksınız.

GÜVENİLMEZ ÜLKELER yönetmeliği çıkartılır; bu ülkelerle anlaşma yapılacağı zaman veya ortak projelere başlanacağı zaman yönetmeliğe uygun şekilde hareket edilir. Nedir mesela, örneğimiz Almanya olsun...

- Projenin başında engel çıkartabilir; O halde alternatif partnerleri baştan tespit et
- Projenin ortasında engel çıkartabilir; O halde ihtiyacın olanı baştan temin et
- Projenin sonunda engel çıkartabilir; O halde anlaşma hükümlerini ona göre tanzim et

Güvenilmez Müttefiklere bu şekilde davranmak lazım. Mesajı Paylaş

Alıntı yapılan: serkan1976 - 23 Haziran 2020, 22:33:18
Battlestar hocam siz tarihçisiniz. Tarihte ulusların yükseliş veya düşüşleri olur. Bu dönemleri de bazı kritik kırılmalar belirler. Rönesans,sanayi devrimi,coğrafi keşifler,tarımın keşfi,uçağın icadı ,fransız ihtilali  vb

Þunu demek istiyorum. Bizim gerçekten bu durumdan çıkmak için kritik bir kırılma,devrim,mucize vb her neyse bunu gerçekleştirmemiz lazım. Yüzlerce mühendislik fakültesi var ama hala 1000hp bir motor yapamıyoruz.

Buraya herkes tek birşey yazsın.Bizim ne yapmamız lazım.? Bu acizlik zincirini kırmak için yaşamamız-yapmamız gereken bu tarihsel kritik olay ne olmalı?

Valla bilmiyorum şu an için öyle bir durum yok. Olsa bile Türk halkı için çok kanlı geçer. Ancak Devlet Planlama Teşkilatı , tarikatlardan ve fetöden temizleyip her alanda 5'er yıllık planlamalar yaparak bunlar uygulanırsa biraz yardımı olur. Onun dışında pragmatist bir devlet aklı olması lazım ve bu aklın uluslararası ihracatı politikasının kalbine koyup bütün devleti buna uygun pragmatist bir yaklaşımla dizayn etmesi lazım . Eğitimden, tarıma, tarımdan , sanayiye. Mesajı Paylaş
Savaş Var Denildiğinde Biz;


Alıntı yapılan: Partikül - 23 Haziran 2020, 22:45:52

GÜVENİLMEZ ÜLKELER yönetmeliği çıkartılır; bu ülkelerle anlaşma yapılacağı zaman veya ortak projelere başlanacağı zaman yönetmeliğe uygun şekilde hareket edilir. Nedir mesela, örneğimiz Almanya olsun...

- Projenin başında engel çıkartabilir; O halde alternatif partnerleri baştan tespit et
- Projenin ortasında engel çıkartabilir; O halde ihtiyacın olanı baştan temin et
- Projenin sonunda engel çıkartabilir; O halde anlaşma hükümlerini ona göre tanzim et

Güvenilmez Müttefiklere bu şekilde davranmak lazım.

Tesekkurler  :) Mesajı Paylaş

#2507
Komünist ülkeler gibi katı uygulanacak 5 yıllık kalkınma planları lazım bize...

Sanayi devrimi üzerinden 150 sene geçti biz hala sanayi devrimi başlatamadık...

Hizmet sektörüyle idare ediyor 80 milyonun 70 milyonu... Çiğ köfteci , kuaför , öğretmen , cep telefonu aksesuarcısı, oto galeri vb. Elle tutulur sanayi yok...Millet en az emekle en çok para derdinde
Adamlar motordan elektrik motoruna geçti biz hala dizel motor yapacağız Mesajı Paylaş

Alıntı yapılan: serkan1976 - 23 Haziran 2020, 22:33:18
Buraya herkes tek birşey yazsın.Bizim ne yapmamız lazım.? Bu acizlik zincirini kırmak için yaşamamız-yapmamız gereken bu tarihsel kritik olay ne olmalı?

Kurtuluş, Kuruluşta' dır.  Her ne kadar slogan vari bir cümle olasa da; KURULUÞ AYARLARINA DÖNMEK ZORUNDAYIZ.

Hocam, Atatürk devrimleri yarım kaldı. Atatürk sonrası dönem devrimcilerin dönemi değil, ne yazık ki ıslahatçıların dönemiydi. Reformu, Rönesansı, Sanayi Devrimini ve sonrasında Aydınlama Devrimini kaçırmış bir milletiz. İşte O nedenle Atatürk' ün acelesi vardı; AZ ZAMANDA ÇOK VE BÜYÜK İÞLER YAPMAK ZORUNDAYDIK. Ve yaptı da! 450' de yılda yapılabilecek işleri 15 yıla sığdırmıştır.

Bu konuda İsmet paşa' nın çok özel bir tespiti vardır, hatıralarında diyor ki;

'' Terakkiperver erkanı (Yani Atatürk' ün silah arkadaşları; İsmet İnönü, Kazım Karabekir, Fevzi Çakmak, Rauf Orbay, Ali Fuat Cebesoy...gibileri) reformcu kimselerdi ama Osmanlı reformcusu idiler. Ben dahil hiçbirimiz, reformculukta Atatürk metotlarını daha evvel görmüş, düşünmüş, benimsemiş değildik. Atatürk metotları meydana çıkınca, ben vaziyeti sükunetle mütalaa ederek; halin, zamanın tedbirleridir diye düşünmüşümdür. Atatürk' le konuşmalarımızda; yapabilirlerse, bu iş şimdi yapılır! dediği zaman... benim inanmam, ötekilerin korkması! Farkımız bundan ibarettir''

diyordu.

Falih Rıfkı Atay;

'' İsmet Bey, hiçbir zaman DEVRİMCİ olmamıştır. İlk gençliğinden beri tanışma fırsatı bulduğu insanlara kendini saydıran ve sevdiren bir vazife adamıydı. O bir düzen adamıdır, hiyerarşi adamıdır... ileriyi bir Tanzimatçıdır''
diyordu.

Oysaki memleketin makus talihini değiştirmenin tek yolu DEVRİM yapmaktı. ve devrim yapılmıştır ama ne yazık ki kadük/yarım kaldı. Çünkü memlekette Atatürk' ten başka Devrim yapabilecek tıynette bir insan bulunmuyordu. Bakınız' yukarıda kendisi itiraf ediyor yahu; HEPİMİZ TANZİMATÇI' YDIK, ATATÜRK İSE DEVRİMCİYDİ -diyor.

Peki ne yapmıştır; Atatürk öldükten sonra, kendisi gibi Tanzimatçı olanların tümünü iktidara ortak etmiştir. Çünkü kendisi de onlardandı. Gitti, CUMHURİYETİ İLAN EDERKEN BANA SORMADILAR! diyen Kazım KARABEKİR' i TBMM başkanı seçtirdi. O da ne yaptı biliyor musunuz? TBMM Başkanı sıfatıyla kasıla kasıla yurt içi gezilerine çıktığı günlerin birinde; yanına Þemsettin Günaltay ve Feridun Fikri Düşünsel' ide alarak Hasanoğlan Köy Enstitüsünü teftiş gitti. Her zaman yaptığı gibi teftişe okulun mutfağı ve resim atölyesinden başladı. Sınıflara girip dersleri dinledi, gördü ki; kızlarla erkekler sınıfa karışık giriyor, el ele tutuşup folklor oynuyordu. Çok müteessir oldu! Ertesi günmecliste intibalarını anlattı. Ona bu okullar birer KOMÜNİST YUVASI olmuştu. Terakkiperver Kazım Karabekir Paşa, O dönemde Muhafazakarlığın sembolü olmuştu. yapmak isteği fakat vefat ettiği için başaramadığı Köy enstitülerinin kapanması işi sonraki takipçilerine nasip oldu!! Ölüm tarihi (25 Ocak 1948)

Görüldüğü üzere, olay sadece bir şeyler yapma becerisi değildir, tam tersi zihniyet meselesidir. Tanzimatçılardan, ıslahatçılardan devrimci olmaz. Tanzimatçılar radikal ve ileriye dönük tedbirler alamaz. İşte Türkiye' nin zaafiyeti buradan kaynaklanıyor. ne yazık ki memleketi 80 yıldır Tanzimatçılar/ıslahatçılar yönetiyor.

Mesajı Paylaş

Hocam tespit güzel. Çözüm? Devrimci adamı nerden bulacağız. 100 yılda 1 tane zor geldi Mesajı Paylaş


Paylaş whatsappPaylaş facebookPaylaş linkedinPaylaş twitterPaylaş myspacePaylaş redditPaylaş diggPaylaş stumblePaylaş technoratiPaylaş delicious
İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren Replikacep.com sitemizde 5651 sayılı kanunun 8. maddesine ve T.C.Knın 125. maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur.Replikacep.com hakkında yapılacak tüm hukuksal şikayetleri İletişim sayfamızdan bize bildirdikten en geç 3 (üç) iş günü içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek gereken işlemler yapılacak ve site yöneticilerimiz tarafından bilgi verilecektir.
Footer menü
Hakkımızda
Bize Ulaşın
Biz Kimiz
Hizmetlerimiz