İsrail İle İlgili Stratejik Değerlendirmeler ve Haberler

Çocukken biraz çizgi filim izleseler oyun oynasalar bu gerçek değil yahu derlerdi. Kafalarında gerçek yalan masal mantık mantıksızlık çorba olmuş muhakeme yetenekleri kalmamış

İsrail her sene ABD den 3 milyar dolar hibe askeri yardım alıyor. Yardımın bir kısmı ABD silahı alma şartı taşıyor. Yani bu helikopter beleşe alındı aslında ve yeniden alınacak. Hatta İsrail bu sene ABD den ne alabilirim diye sıkıntıya bile giriyordur belkide.

İstanbul'dayım Skywolf

Bütün hava gücümüz yerleri bırakın casus uyduları Google Earth ile dahi metresi metresine belli şekilde bu sığınakların içinde bekliyor. Düşmanlarımızın bu koruganları ne kadar kolay vurabileceklerini düşündükçe diken diken oluyorum. Ben dedim on yıldır bu koruganları değiştirelim uçakları yer altında dağların içinde filan saklayalım diye. Ne olacak şimdi İsrail, İran, ABD, Fransa ve hatta Yunanistan hepsinin elinde bu sığınakları tam ortasından bir saat içinde vuracak silahlar var. Savaşın ilk saatinde zırzıbıdık kalırız vallahi.

Google Earh'a baktığımızda üslerimizin çoğunda uçak görmek bile zor. Dışarıda bile yokken hangarlarda olmamaları da mümkün. Belki sadece scramble durum için hazırda bekleyen birkaç uçak dışında bir şey yok. Belki zaten bahsettiğin şekilde gizli bölgelerde uçak dahil silah depolarımız vardır. Ama güvenlik nedeniyle belki kimse bilmiyordur.


Mesela tünellerde enine geçiş kapıları var. Yangına, basınca dayanıklı. Belki bunlar böyle bir amaçla yapılmış ama hiç birimiz bilmiyoruz.

Benimkisi sadece bir varsayım tabi. Bence de bahsettiğin şekilde güvenli ortam sağlamalıyız.

Bakınız Gazze savaşı iiçin İsrail'e destek amaçlı uçak gemisi gönderen ABD'nin bölgedeki mevcut yerleşimi. Bayağı kuşatmışlar aslında.


http://www.defenceturk.com/index.php?topic=349.msg152228;topicseen#msg152227

Bu uyarı çok uzun zamandır yapılıyor. Son yıllarda pek çok kişi rüyalarında Marmara denizinde beklenen büyük depremin gerçekleştiğini, bu deprem sonrasında ABD ve Yunan askerlerinin güvenliği sağlamak amacıyla ülkemizi işgal ettikleri, savaştığımızı ve çok kayıp verdiğimizi görüyor. Bu insanların geneli birbirinden habersiz, birbirlerini tanımıyorlar. Ama sıradışı olaylar yaşıyorlar.

Sohbet konusundaki ikinci videoda, çok uçuk geliyor olsa da Atatürk'le fiziksel olarak görüştüğünü söyleyen kişinin, Atatürk'ün yazdırdığını iddia ettiği notlarda Atatürk; "İstanbul depremi olduğu anda tüm hava kuvvetlerimizin düşmana saldırması gerektiğini" belirtiyor. Çünkü bu depremin yapay bir deprem olacağı, bu şekilde bir saldırı düzenleyeceklerini, bu depremle birlikte bize saldıracaklarını, askeri gücümüzü yitireceğimizi iddia ediyor. Diğerlerinden bağımsız olarak bu iddilarda bulunan bu kişi de, aldığı notlarda düşman olarak Yunan, ABD ve Fransa ordularından bahsediyor! Gerçekten çok uçuk gibi görünen bir iddia olsa da, bir süredir ABD'nin Yunanistan ve diğer Balkan ülkelerine yaptığı yığınağı, Fransa'nın Ege'de Türk Yunan savaşı sırasında Yunanistan'ı askeri destek sağlama açıklamalarını bizler biliyoruz. Örtüşen çok şey var ve bu iddianın gerçeğe dönüşme olasılığı, açıkta olan hangarlarıımızın vurulması olasılığı kadar var.

Þu basınımızın düştüğü duruma bak helikopterin düşürülme videosu diye ARMA 3 oyunundan bir video koymuşlar ne zaman adam olacak bu basınımız acaba? Þu videoyu koyarken siteye hiç mi araştırma yapmazsınız nasıl bir cahillikse. Birde bu işbilmezlerin haberlerini herkes okuyup seyrediyor...

https://www.haber7.com/dunya/haber/3359469-israil-basini-kassam-tugaylari-israil-helikopterini-vurdu

Bu kafa yüzünden bu halde İslam coğrafyası zaten...
Allah akil fikir versin bu medyaya da bunu öven kitlesine de...

THS haber ajansı
@temmuzhaber

🔴Mısır, Gazze'ye yardım malzemelerinin girişine izin verilmemesi nedeniyle Gazze'de bulunan ABD  ve Yabancı ülke vatandaşlarının çıkışına izin vermeme kararı aldı.

https://twitter.com/temmuzhaber/status/1713192705575272590



lt col temmuz
@temmuz1919

İsrail

Ordusu

Hizbullah 'in ateşlemeye hazır 130.000 füzesi var. Bu bizim için çok çetin bir sorun

https://twitter.com/temmuz1919/status/1713199716618437051

İsrail Filistin ile ateşkes sağlamış doğru mu?

Doğru değil

Kudüs son 2000 yılda hep dünyanın o günkü süper gücünün elindeydi
Roma
Bizans
Araplar
Türkler
İngilizler
Þimdi İngilizlerden dünya süper güçlüğünü kim aldı Amarika. O zaman Kudüs İngilizlerden Amarikalılara geçmeli. Yıl oldu 21 yy bu işler biraz değişti ve Amarika orayı uzaktan İsrail eliyle sahip olmayı tercih etti. Ama kural değişmedi süpergüç kimse Kudüs onun hakkıdır.
Hal böyleyken Kudüs i Filistin e vermeyi istemek biraz komik bence.
Kudüs'ün tarihi bir görevi vardır dünyayı kim yönetiyorsa Kudüs o dönemde ona verilir.
Kudüs Amerikanın hakkıdır arkadaşlar.

Bakınız Gazze savaşı iiçin İsrail'e destek amaçlı uçak gemisi gönderen ABD'nin bölgedeki mevcut yerleşimi. Bayağı kuşatmışlar aslında.

Amerikalılar Kırım 'a ne zaman çıkarma yaptılar ?
Ukrayna'ya askeri yardım yapılınca biz kuşatılmış mı oluyoruz ? Keza Gürcistan da aynı şekilde ,adamlara biz de  karada ve denizde askeri yardımda bulunduk biz kimi kuşatmış olduk ?
Biraz şişirilmiş bir harita kim hazırladıysa artık.

Garantör ülkeler sorumluluk alsın



İki devletli çözüme İsrail'in zorlanması gerektiğini belirten Bakan Fidan, "Filistin'e garantör olacak ülkeler bölgeden olmalı. İsrail için de başka ülkeler garantör olsun. Bir antlaşmaya varıldıktan sonra garantör ülkeler de sorumluluk üstlensin" dedi.

DİDEM ÖZEL TÜMER - Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Türkiye'nin kalıcı barış için iki devletli ve garantörlük mekanizmasıyla desteklenen önerisini anlattı. Uluslararası toplumun iki devletli çözüme İsrail'i zorlaması gerektiğini belirten Fidan, Türkiye'nin garantörlüğü önerdiğini söyledi. 7 Ekim'deki Aksa Tufanı Operasyonu'nun başta İsrail olmak üzere herkes için sürpriz olduğunu söyleyen Fidan, İsrail topraklarına girenlerin sadece Hamas değil, diğer gruplar ve sivil unsurlar da olduğunu kaydetti. Fidan, "Bu, İsrail güvenlik sistemindeki zaafiyeti ortaya çıkaran, uzun yıllar tartışılacak olan bir konu" ifadelerini kullandı. Fidan özetle şunları söyledi:

İSRAİL AYRIM GÖZETMEDİ: Batılılar Hamas'ı terör örgütü olarak tanımladığı için her türlü faaliyetini terör çerçevesinde değerlendiriyorlar. Biz ise hiçbir kesimin sivilleri hedef almaması gerektiğini söylüyoruz. İsrail geçmişte de yaptığı üzere, misilleme yaparken yine hiçbir ayrım gözetmedi. Gerek Amerikalılara gerek İsraillilere gerek diğer taraflara sivillere yönelik tavırdan ciddi endişe duyduğumuzu belirttik.

ÇALIÞMALARDA İKİ KULVAR: Birincisi, İsrail'in misillemesiyle başlayan çatışmalarda, tarafları sivillerin daha fazla zarar görmesini önleyecek tavırlar almaya davet ediyoruz. Sivil nüfusu korkutarak bulundukları yerlerden, özellikle Gazze'nin kuzeyinden güneyine doğru hareket ettirmesi de kabul etmediğimiz bir şeydir. Sivillere yönelik saldırıların durması, Gazze'ye insani yardımın girmesi ve sivillerin mümkün olduğunca az etkilenmesine yönelik muhataplarımızla neler yapabiliriz, onun çalışmaları var. İkinci kulvarda da, bu sarmal durduktan sonra, bunun yaygınlaşmaması için ne yapmamız lazım ve bu kriz aslında kalıcı bir barış için fırsata dönüştürülebilir mi? Bunun arayışları içerisindeyiz, bu fikri muhataplarımıza aktarıyoruz.

ABD DE İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜM İSTİYOR: İsrail bugüne kadar iki devletli çözüm sürecini askıya aldı. Filistinlilerle değil, diğer Arap ülkeleriyle barış yapmayı kendisine esas meşguliyet edindi. Çünkü onların perspektifinde sivil Filistin devleti yok. Neden yok? Daha önce İsrail, Araplar ve bölgedeki diğer ülkeler tarafından kabul edilmek gibi bir sorunla karşı karşıyaydı. Varlığı kabul edilince, bu sefer diğerini kabul etmemek daha kolay hale geldi. Amerikalılarla yaptığım görüşmede de gündeme getirdim, onlar da, "Biz de iki devletli çözüm istiyoruz" diyorlar. Ama, İsrail, eleştirilere aldırmadan kendi politikalarını ilerletmeye alışkın bir ülke.

BÖLGE ÜLKELERİ FİLİSTİN'İN GARANTÖRÜ OLMALI: İki devletli çözüme İsrail'i zorlayacak bir tavır içerisinde olması gerekiyor uluslararası toplumun. Bölgedeki ülkeler, Arap Ligi, İslam İşbirliği Ülkeleri Teşkilatı (İİT) buna önem vermeli. Filistin tarafına garantör olacak ülkelerin bölgeden olması gerektiğini telkin ediyoruz. Buna Türkiye de dahil. İsrail için de başka ülkeler garantör olsunlar. Her iki tarafın da mutabık kalacağı bir antlaşmaya varıldıktan sonra, bunun gereklerinin yerine getirilmesi hususunda garantör ülkeler sorumluluk üstlensin. İsrail bölgede kalıcı barış istiyorsa, kendisinin de güvenliğini istiyorsa, Filistinlilerin bir devleti olmalı. Hem Filistinliler hem de diğer devletler buna razı olacaklar. Ancak bu tür kompozisyonla kalıcı bir barış ortaya çıkar. Aksi taktirde Amerika ve Batı'nın askeri desteğiyle, siyasi desteğiyle belirli bir miktar caydırıcılık olur, güvenlik sorununu sadece ötelersiniz, biraz bastırırsınız. Ama barış garantiye alınmadıkça, hiçbir zaman için bölgedeki İsrail devleti ve halkı kendisini emniyette hissedemez. Kendisini sürekli emniyete alma adına sürekli başkalarına zulüm etme, şiddet uygulama ihtiyacı hissedecek. Bu sarmal kendiliğinden sürekli dönecek.

'İki devletli çözüm olmalı'

DAHA İYİSİ VARSA DEĞERLENDİRİRİZ: Bunu (garantörlük) çok dar bir halkada konuşuyoruz. İİT toplantısında daha geniş bir halkada dillendireceğim. Bu bir tekliftir, daha iyi teklifleri olan varsa onları da biz tabi ki değerlendiririz. Ama önemli olan bu krizi vesile bilerek iki devletli çözümü hayata geçirme yolunda adım atmaktır. Bölgeye kalıcı barışı getirmektir. Çıkış noktamız şu: Bu konunun sorumluluğunu, bölge ülkeleri üstlenmeli. Yani eğer Filistinliler içerisinde bu anlaşmanın hilafına davranacak olanlar varsa, bu ülkeler tavır koymalı. Tersi de diğer taraf için olmalı. Bu perspektif geliştirilebilir. (BM çatısı altında mı garantörlük?) Biz ana fikri ortaya koyuyoruz, sistematiğin ayrıca tartışılması gerektiğini söylüyoruz.

Bölgede Türkiye etkisi

TALEPLERİN % 95'İ KARÞIDAN: Yaptığımız görüşmelerin yüzde 95'i karşı tarafın talebi üzerine oldu. Bu Türkiye'nin önemini, ülkemizin görüşüne duyulan ihtiyacı ortaya koyan bir durum. Çinliler ve Ruslar, BMGK üyesi oldukları için onların ortak bir tutumda anlaşıp bir şey çıkarması önemli. Çin'in geçmişe kıyasla bölge meselelerine daha aktif ilgi duyması da dikkati çeken bir durum. Filistin meselesinde görüşlerimiz büyük bir ölçüde örtüşmekte. Temel problem uluslararası sistemin somut bir pozisyon geliştirememesi. Bunun aşılması için çalışıyoruz.

'Kınamayı geçmiyor'

TAVIRA DÖNÜÞTÜRME EKSİKLİĞİ: ABD merkezli sistem, kendi hilaflarına bir pozisyon olduğu zaman savaş öncesinde hemen yaptırım vesaireyi gündeme getiriyorlar. Ama işin içinde İsrail varsa, yıllardır kınamadan öteye geçilemiyor. Gazze'de, Batı Þeria'da ve diğer yerlerde Filistinlilerin topraklarını gasp etmeleri, iki devletli çözüme izin vermemeleri, Kudüs'ün pozisyonunu değiştirme çabaları karşısında hiçbir şey yapılmıyor. Sorun tespit ediliyor, sorunun etrafında büyük bir konsensüs oluşturuluyor fakat bu, bir türlü bir tavra dönüştürülemiyor. Dönüştürülemediği için de diğer tarafın kendi politikasını değiştirmesi için bir sebep de yok. Biz muhataplarımızla görüşmelerimizde, bu gerçeğin altını sürekli çiziyoruz.

https://www.milliyet.com.tr/yazarlar/didem-ozel-tumer/garantor-ulkeler-sorumluluk-alsin-7020849