abd den türkiyeye ambargo 16.08.2010

Başlatan azarax, 16 Ağustos 2010, 11:31:55

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Kimse kusura bakmasın. ABD'nin çıkarları benim ülkemin çıkarlarından daha önemli değil benim için. Beyefendiler çökmekte olan ekonomilerini ayakta tutabilmek için dünyanın herhangi bir köşesinde masum insanların kanlarını dökerek herkesi birbirine düşürecek diye isteklerini yapmak zorunda değilim. Türkiye bir muz cumhuriyeti de değil. Müttefiklik ortak çıkarlar için geçerli. Ama o ortak çıkarlardan çok ABD'nin çıkarları ön plana çıkıyorsa bizim yaptığımız müttefiklik değil, resmen "eşşeklik" oluyor. Ki nedense hep birileri bize semer vurmaya çalışıyor.

Yaşadığımız toprakları görüyoruz. Ne güzel de özgürlük getirdiler Irak'a. Hergün onlarca masum ölüyor. Bölgede terör tavan yaptı. Sözde barış gelecekti. Ama herkes nedense birbirine düşman oldu. Þimdi beyefendiler bize askeri ambargo uygulamaktan bahsediyorlarmış. Neden? İran'a karşı kendilerini istedikleri şekilde maşa olmadığımız için mi? Gidip biryerleri bombalamadığımız için mi? Masun insanları katletmediğimiz için mi? Buyursunlar uygulasınlar ambargo. Ekonomileri daha beter tepe takla olsun da görelim. Hodri meydan. Mesajı Paylaş
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

Alıntı yapılan: SKYWOLF - 17 Ağustos 2010, 17:24:19
Kimse kusura bakmasın. ABD'nin çıkarları benim ülkemin çıkarlarından daha önemli değil benim için. Beyefendiler çökmekte olan ekonomilerini ayakta tutabilmek için dünyanın herhangi bir köşesinde masum insanların kanlarını dökerek herkesi birbirine düşürecek diye isteklerini yapmak zorunda değilim. Türkiye bir muz cumhuriyeti de değil. Müttefiklik ortak çıkarlar için geçerli. Ama o ortak çıkarlardan çok ABD'nin çıkarları ön plana çıkıyorsa bizim yaptığımız müttefiklik değil, resmen "eşşeklik" oluyor. Ki nedense hep birileri bize semer vurmaya çalışıyor.

Yaşadığımız toprakları görüyoruz. Ne güzel de özgürlük getirdiler Irak'a. Hergün onlarca masum ölüyor. Bölgede terör tavan yaptı. Sözde barış gelecekti. Ama herkes nedense birbirine düşman oldu. Þimdi beyefendiler bize askeri ambargo uygulamaktan bahsediyorlarmış. Neden? İran'a karşı kendilerini istedikleri şekilde maşa olmadığımız için mi? Gidip biryerleri bombalamadığımız için mi? Masun insanları katletmediğimiz için mi? Buyursunlar uygulasınlar ambargo. Ekonomileri daha beter tepe takla olsun da görelim. Hodri meydan.
%100 katılıyorum yönetilme yönet bu kadar basit.Biz baş kaldırmazsak başkası kaldıracak illa bir gün birisi baş kaldıracak bunlara. Mesajı Paylaş

Türkiye Somali'ye asker gönderir, Batı uşağı olur.. Afganistan'a asker gönderir, Amerikan eşeği olur.. Bosna'ya, Kosova'ya gider, "Nouveau Ottoman" olur.. Arnavutluk'a çıkar yaranamaz.. Lübnan'a gider, "Senin işin ne?" olur..

Bu konudaki eziklik hissimiz geçmez.. Ne yapsak da geçmez.. Oysa, vizyonunda kararlı ve güçlü ekonomisi, uzun dönemli bir dış politikası, ekonomik ve kültürel bağlar kurduğu bir hinterlandı, çıkarları için bayrak gösterebilen caydırıcı ve etkin bir ordusu olan Türkiye'nin anılan hinterlandında yeri geldiğinde asker gezdirebilmek ve stabilizasyon harekatları idare edip yönetebilmek için benzer harekatlara bazen yedek klubesinde de olsa katılınması gerekliliğini kimse anlamak istemez.. Anılan vizyonun temelleri ve köklerinin bu iştiraklerle atıldığı anılmaz, anlaşılmaz.. Ondan sonra da son dönemde uluslarası arenadaki atılımları ya bu hükümete mal olur korkusu ile tümden çizer geçeriz, ya da hükümet sanki bunu bileği ile kendi başarmış gibi kendi hanesine yazar..

Bu tür sosyo-politik tiyatro oyunları alkışı bol ve yanağından makas alana yüz sürmeye meyilli yurttaşımıza sökebilir, ancak lojistiğin ve taktiğin, doğanın buz gibi soğuk gerçekleri şıpsevdiliği, hevesle ve plansız hareketi affetmeyecek kadar da acımasızdır.. Onların örenilmesi de üç günde, beş ayda, iki yılda ya da bir hükümet döneminde olmaz.. Türkiye'nin bir 74 Kıbrıs harekatı hazırlığı 10 yılı aşmış ve üç taban tabana zıt hükümet eskitmiş ancak milli gaye yerinde kalmıştır.. Konuşa konuşa eşek ettiğimiz barışı sağlama koruma operasyonlarımız TCG Derya'ya asker doldurup gönderip çadır kurdurmaktan çok daha ileri şekillerde tezahür eder.. Mesajı Paylaş

#13
Lale SARIİBRAHİMOĞLU— ANKARA

Türkiye'nin önemli silah alımlarına karar vermesi beklenen 17 Ekim İcra Komitesi toplantısı öncesinde Savunma Sanayii Müsteşarlığı'nda yapılan değerlendirme toplantısında, sivillerin Avrupa yapımı Typhoon uçaklarından da alınması önerisi, yalnızca Amerikan taarruz uçağı alımını isteyen askerlerin tepkisine yol açtı. Askeri heyet toplantıyı terk etti.


   Bağımlılık deyip atıp tutuyoruz.Hükümet tek ülkeye bağımlı olmayalım gelin avrupanın ef 2000 uçağı var ondan da alalım diyor.Bizim çok ileri görüşlü komutanlarımız varya (Hani teroristleri çoban zanneden zihniyetteki komutanlar)onlarda toplantı terkediyor.Sonra sonuç böyle oluyor.Elin Amerikan öküzü bize posta koyuyor.Kimse kusura bakmasın benim vergimle yıldız takıp o makama oturan (bazı) adamlar vırık cırık işlerle uğraşıyor,fişleme yapıyor vs.
   Eminim yine bu bazı ileri görüşlü komutanlarımız Rusyadan S400 alımınada karşıdır.Ve yine eminim Rusya PAK-FA yı koşulsuz bütün teknolojisiyle paylaşım yapsa ve bize verse toplantı terkedecek komutanlarımız vardır.
   Ve yine eminim bu yazdıklarıma karşı çıkacak bi sürü adamda bu forumda vardır.
    Ama ne yapalım gerçekler böyle Mesajı Paylaş

Yazdıklarına karşı çıkmak şu anda bize havanda su dövdürür.. Zira, Eski Sarıibrahim, şimdinin Kemal namlı Lale Hanım'ının 10 haberinin 8'inin epey ciddi üfürme olduğunu, kalan 2 haberde de yorumlara yorumlar katarak kervanlar düzüldüğünü biz biliyoruz..

Bilmesek de, bir öğrenelim aslını astarını.. Bu devirde tek bir haber ile adam kesecek heyecanı hevesi biz yitirdik Hocam.. "Nee öyle mi demişler asın o zaman!" havası bize çok eski dönemleri hatırlatıyor.. Haber için teşekkürler.. Eyvallah.. Biraz bekleyelim görelim..

Lale Hanım'ın insider bilgileri yanında benim de çok enteresan insider bilgilerim var ve o bilgiler senin bu haber ile "benim vergimle yıldız takıp beni satmasınlar kardeşim.." dediğin adamların kafasında çok farklı dertler de olduğu, bekara karı boşamanın süper kolay olduğu, pabucun bundan pahalı olduğu ve en önemlisi bu zaman zaman adamları ekipman kararlarında çok ince bir ip üzerinde yürümek zorunda kaldıklarını söylüyor..

Ondan "itidal" demekten başka yer yok galiba.. Zira cisimler gazetelerde olduklarındna daha büyük görünebiliyor.. Belki de yazmak lazım dikiz aynalarındaki gibi.. Mesajı Paylaş

Biraz daha yazabilirim sanırım..

90'lı yıllarda ABD'ye alternatif Avrupa envanteri yaratmak konusunda ciddi bir eğilim vardı.. Özellikle Super Cobra geciktirmesinden sonra.. O vesile ile hiç hesapsız, Eurocopter ile anlaşmalar imzalandı, kuvvetin çok memnun olduğu, aslanlar gibi kullandığı BlackHawk'lar yerine üstelik de alel acele MkI modeli olmak üzere Cougar tedarik edildi.. Üstelik dandik bir ortak üretim projesi ile..

En nihayetinde, Cougar'ların motor problemleri sanırım 2003-2005 arası ancak çözülebildi.. Hemen hepsi başta 1. Ordu ve Ege Ordusu olmak üzere Batı birliklerine kaydırıldı.. Çünkü Cougar'ın kabin altındaki hidrolik ve yakıt tesisatı, helikopterlerin sürekli PKK ateşi ile delik deşik olduu ortamda risk yarattı.. Zaten güç/ağırlık oranları özellikle ya aylarındaki yüksek irtifa operasyonlarında tayyareyi sıkıntılı bir hale soktu..

Türkiye Eurofighter'ı ciddi ciddi denedi ve düşündü.. Aslında Yeni Nesil Muharebe Uçağı projesinin JSF lehine sonuçlanmasını asker mi istedi yoksa SSM -ki SSM hükümetin bakanının müsteşarlığıdır- JSF projesinin endüstriyel paydaşı olmayı da mı seçti onu da aydınlatmak gerek.. Kuvvetin artık EF'ı istemediği bir gerçek.. Zira kuvvet o tayyareyi aldığında kendi bütçesi ile uçuracak.. Makul ve mevcut bütçe ile de bakım idame yükü ağır ve kuvvetin kurulu sisteminin tamamen dışında olan bir sistemi kuvvet kendine katmak istemedi.. Eğer ki EF projesi, 90'larda vaad ettiği üstün yetenekleri barındırabilseydi, bu kadar pahalı olmasaydı ve geliştirme aşamalarında yer almış olsaydık, ben kuvvetin buna ses çıkaracağını sanmıyorum.. Zira EF kuvvetçe performans parametreleri bağlamında beğenilen bir uçak.. Sadece bu paraya, bu külfete değecek kadar iyi değil, görüşü hakim..

Aynı görüşü aslında SSİK'nun sivil kanadı, yani MSB ve SSM personeli de paylaşıyor.. SSM Bayar'ın kendi beyanatıdır, "Geliştirilme, projelendirme aşamasında dahil olsaydık, farklı olabilirdi, ama EF'ın şu anda bize sunabileceği hiç bir endüstriyel/teknolojik kazanım yok.."

Zaten haber de "ille de Amerikan olsun dediler.." demiyor.. Ama ima ediyor.. Mesele hiç bir zaman Amerikan-Avrupalı mesnetinde değildi.. Olmadı hiç.. Ama EF bir tayyare; fiyatı, idamesi, silahları, masrafı ve performans parametreleri ile bir tayyare.. İsterse Güney Afrikalı olsun.. Bir tayyare.. Bu kadar kompleks bir aracı 20-30 yıl kullanma, bununla muharebe etme planlarını sadece bir hüviyete indirgemek, "şuralılık, buralılık" mesnetinde tırtıklamak da zaten tam Lale Hanım'a göre.. Çünkü mesele o kadar da basit değil.. Hiç de olmadı..
Üstelik, yakın zamana kadar F-104 uçuran, gördüü en modern tayyare F-16 olmuş ve 80'lerde kuvvetin bu tayyareyi özümseyebilmek için adeta kendini yeniden yarattığı gerçeği hatırlanırsa, zaten çok zor imkanlarla idame edilen bir gücün, makul ve ekonomik seviyelerde ama gerçekçi tutulması kaygısı daha iyi anlaşılabilir.. 

Lale Hanım'ın 2006 tarihli haberi, İtalya-Türkiye arasındaki yakınlaşmanın zirve yaptığı, ATAK ihalesinin İtalya ile yeni imzalandığı, İtalya'nın aslında ABD üzerinden Türkiye'nin yeni stratejik partnerlerinden biri olduğu izleniminin oluştuğu dönemde muhtemelen bunu desteklemek içindi.. Hatta sonrasında da EF reklamları yerli dergilerde Alenia pazarlaması ve amblemi ile görülmeye başladı..

Bu haberin kendi amacı ve ekseni bir yana.. Buradan "sivil ABD boyunduruğundan kurtulalım diyor, ama namussuz asker ille de Amerikan diye tutturuyor." yorumu getirmek için çok erken, çok da az donemiz var.. Kendi söylediğimize kendimiz inanabiliriz, bunda bir beis yok, ama sonra da "zaten çoban da demişlerdi.. maalesef gerçek bu.." diye de bağlamak biraz enteresan bir metod değil mi?.. Ben "askerci" falan olduğum için değil ama, analitik bir adam olduğum ve epey bu işleri kurcaladığım için yadırgadım..

Bakalım "..bana bunun için itiraz edecek insanlar olacaktır.." boylamında, muhtemelen başkasından beklenen açık fikirli olma ve ezberden sakınma halinin telkini Hocam sana çalışacak mı?..

Velhasılı.. Burası Türkiye Hocam.. Hepimiz de birbirimize benzeriz.. Bir kurumumuz ne kadar iyi ise, bir diğeri de az çok o kadar iyidir.. Yok bir farkımız.. TSK da biz ne kadar iyi isek o kadar iyi.. Sen ne kadar gerçekçiysen o kadar gerçekçi.. O kadar aklı başında.. TSK biziz zaten.. Lale Hanım da bizden.. Nasıl şimdi Lale Hanım bulduğu her kırıntıyı bire beş katıp anlatıyorsa, asker de zamanında bunu yaptı, şimdi bedelini ödüyor.. Aynı teker dönüp duruyor.. Mesajı Paylaş

Alıntı yapılan: HDS - 17 Ağustos 2010, 20:10:43
Türkiye Somali'ye asker gönderir, Batı uşağı olur.. Afganistan'a asker gönderir, Amerikan eşeği olur.. Bosna'ya, Kosova'ya gider, "Nouveau Ottoman" olur.. Arnavutluk'a çıkar yaranamaz.. Lübnan'a gider, "Senin işin ne?" olur..

Bu konudaki eziklik hissimiz geçmez.. Ne yapsak da geçmez.. Oysa, vizyonunda kararlı ve güçlü ekonomisi, uzun dönemli bir dış politikası, ekonomik ve kültürel bağlar kurduğu bir hinterlandı, çıkarları için bayrak gösterebilen caydırıcı ve etkin bir ordusu olan Türkiye'nin anılan hinterlandında yeri geldiğinde asker gezdirebilmek ve stabilizasyon harekatları idare edip yönetebilmek için benzer harekatlara bazen yedek klubesinde de olsa katılınması gerekliliğini kimse anlamak istemez.. Anılan vizyonun temelleri ve köklerinin bu iştiraklerle atıldığı anılmaz, anlaşılmaz.. Ondan sonra da son dönemde uluslarası arenadaki atılımları ya bu hükümete mal olur korkusu ile tümden çizer geçeriz, ya da hükümet sanki bunu bileği ile kendi başarmış gibi kendi hanesine yazar..

Bu tür sosyo-politik tiyatro oyunları alkışı bol ve yanağından makas alana yüz sürmeye meyilli yurttaşımıza sökebilir, ancak lojistiğin ve taktiğin, doğanın buz gibi soğuk gerçekleri şıpsevdiliği, hevesle ve plansız hareketi affetmeyecek kadar da acımasızdır.. Onların örenilmesi de üç günde, beş ayda, iki yılda ya da bir hükümet döneminde olmaz.. Türkiye'nin bir 74 Kıbrıs harekatı hazırlığı 10 yılı aşmış ve üç taban tabana zıt hükümet eskitmiş ancak milli gaye yerinde kalmıştır.. Konuşa konuşa eşek ettiğimiz barışı sağlama koruma operasyonlarımız TCG Derya'ya asker doldurup gönderip çadır kurdurmaktan çok daha ileri şekillerde tezahür eder..

Herkesin net bir şekilde anlayabilmesi için allı pullu kelimeler kullanmadan anlatıyorum. Kimse benim yanağımdan makas alıp yüz sürmüyor. Bilen biliyor, bilmeyen derdine yansın.

Çok açık ve net belirttim. Müttefiklik ortak çıkarları gerektirir. Ortak çıkarlarda örneğin bizim için ABD işgali altındaki Irak'da halen pkk teröristleri eğitiliyorken, bizim askerimiz Afganista'da ABD çıkarları için kendini riske atıyorsa, kimse kusura bakmasın bu resmen eşşekliktir. ABD'de teknoloji var. Bizim 80 senedir ulaşamadığımız seviyedeler. Bu nedenle tabi ki o teknolojiyi kullanabilmek için karşılığını vermemiz gerekiyor. Ancak bu karşılığın da bir ölçüsü olmalı. Þu an biz herhangi bir ülkeye savaş açmış veya bir yerleri işgal etmiş, diktayla yönetilen bir ülkemiyiz ki bize askeri ambargodan bahsediliyor? Hangi hakla? Kaldı ki etrafımızdaki ülkelerin savaşlarla ezilmesi, parçalanıp bölünmesi, bölgenin istikrarsız yapısı bizim çıkarımıza mı? Buna tepki göstermek neden eziklik oluyor?

Teknolojik eksikliğimiz nedeniyle dışa bağımlı olmamız doğaldır. Ancak neden ağırlıklı olarak tek kaynağa bağlıyız? Neden o kaynak ne derse onu yapmak zorundayız? Böyle yaptıkça daha da fazla bağlanmıyor muyuz? İhtiyacımızı karşılayacak sistemleri edineceğimiz başka alternatifler yok mu?

Bir asıra merdiven dayadı ülkemiz, ki ondan öncesinde de asırlık devletlerimiz vardı bizim. Dünyayı yöneten... Þimdi ise teknolojik olarak, bizden sonra sıfırdan gelişmeye başlamış olan Almanya, Japonya, Güney Kore gibi ülkelerden gerideyiz halen. Bu zihniyetle birilerinin bizi şamaroğlanı gibi görmesi gayet normal. >:( Mesajı Paylaş
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

Bu tartışma benim ile Skywolf, benim ile şu arasında geçen bir tartışma, yarışma değil.. Bu bir teati.. Aslında kimsenin bir sözüne yazmadım ben yazdıklarımı.. Ama alınganlık hasıl olmuş.. Devam..

Kavramlar ve olgular epey karışık.. Epey çetrefilli.. Fikir yürütmek bizim ülkemizde ilk aklımıza geleni sağa sola yapıştırmak halini aldı.. Üstelik halen "şu böyledir, bu da bu demektir"leri bu kadar severken, elimizdeki tozun, taşın üzerine taş koymak da kolay olmuyor..

Afganistan'daki Türk birlik katılımını, Amerika'nın yönettiği bir organizasyondaki bir piyon hareketi olarak görmek çok sığ bir yaklaşım aslında.. Aslında yukarıda da onu anlatmaya çalışıyordum.. Bilmiyoruz, ama bilmediğimiz şey üzerine de steroidli milliyet nutuklarını dizi dizi sıralayıp, kendimizi de inandırıyoruz.. İnsan kendi söylediğine inanır, inanmak eğilimindedir.. Ama aklı bali insanın elindeki doneler, veriler değişirse, varsayımları ve bulguları da değişebilmelidir.. Oysa bize ağaç gibi sabit kalmak ve değişmemek öğütlenir.. Ama acaba aslı bu mudur?.. "Senin bu dediğine şu derler, bu derler.." diyerek kapı duvar kalmak mı araştırmaktır, yoksa hasbelkader vakıf olduğunu düşündüğünü yaylım ateşi gibi sıralamak mı?.. Hepimizin farklı bakışı olur buna..

Afganistan'daki Türk gücü bir ISAF gücü.. ABD orada ISAF bağlısı güçleri ve bunlardan bağımsız OEF operasyon güçleri ile bulunuyor.. Bundan dolayıdır ki, Afgan cephesindeki bazı ABD'li askerlerin kollarında ISAF amblemi varken, çoğunda yok.. ABD ve İngiliz operasyonlarının gölgesinde yürüyen bir de barışı ve sağlıklı yaşamı temin etme konusundaki faliyet var.. Öyle ya da böyle, savaş içerisinde, yönetimi olmayan, emniyet ve asayişi bulunmayan ve tarihsel olarak köklerimizin olduğunu, millet ve dildaşlarımızın barındığını söylediğimiz ülkeye "yardım"a gittiğimiz bir harekattır bu.. "İnsanlar"a gittiğimiz.. Oradaki kuvvetin varlık nedeni de Amerikalılar daha rahat adam öldürsün diye değil.. Ne amaç, ne de uygulama o değil.. Kim yürütüyorsa yürütsün, biri savaşın altında ezilen ve yakınlık duyduğumuz bir halka bir el uzatmak bu.. Ondan kurumumuzun adı Provincial Reconstruction Team..

ISAF harekatı, Almanya gibi daha önce Bosna'daki I/SFOR'un yöneticiliğini üstlenmiş ve uzun menzilli haberleşme, komuta/kontrol yetenekleri bizden çok daha gelişkin Almanya'yı dahi çok zorlayan bir harekat oldu.. Özellikle de bunca yıldır süren operasyonel tempo, PRT'lerin çok değişik projeleri hayata geçirebilmesine sahne olurken taktik alandaki demografi, sosyokültürel durum ve muharebe senaryoları da değişti.. Bu mesnette, ISAF görevi, Türkiye gibi katılımcılar için son derece öğretici bir harekat oldu..

En nihayetinde, G. Doğu'da 30 yıldır çok zor şartlar altında helikopter uçuruyor olabilirsiniz.. Ama ülkenizden kilometrelerce uzakta, çok daha zor bir coğrafyada tayyare uçurabilmek bambaşka bir dersmiş.. Kabil'de düşen S-70'imiz belki de buna bir örnek..

SFOR'a ilk gönderdiğimiz birlikler acaba nasıl intikal etti, nasıl hazırlık yapıldı?. Bilen var mı?.. İçinde olan?.. Somali'ye?.. Sonra Kosova'ya?.. Afganistan'da nasıl oldu?.. Lübnan?..

..

Son 10 senenin hikayesi olan yerli savunma sanayi projeleri ile garip bir kendini dev aynasında görme süreci çıktı ortaya.. Tuhaf bir heyecan.. Oysa ki şimdinin beğenilmeyen Amerikan savaş uçakları ile Kıbrıs'ı bombaladık.. Aynı tayyareler ile yıllarca Ege semalarını Yunan'a karşı koruduk.. Suriye ile hasbelkader kafa kafaya gelsek, arkamızı kollayacaklar, yine ekseriyetle hibe olarak gelmiş bu Amerikan tayyareleri, topları ve tanklarıydı.. Amerikan tasarımlı sistemlere yatkınlık da işte buradan geliyor.. Bir aşktan değil, bir zorunluluktan.. Þimdi de PKK kamplarını Amerikan malı tayyarelerden Amerikan malı bombalar atarak bombalıyoruz.. Bunun içerisinde de bombaladığımız yerlerin 2003'den beri Amerikan işgali altında olduğunu da hepten unutarak, tamamen çizip geçiyoruz..

Hollanda da yıllardır ABD menşeili tayyare uçuruyor.. Üstelik ciddi bir kısmını kendi üreterek.. Fokker gibi yerli imalatçıları olmasına rağmen.. Halen eski Amerikan tayyarelerini modernize ettirmek için yine ABD'ye ciddi paraalr dökmesine rağmen.. Ki "Düşmanı mı var canım?" diye hakir görülen Hollanda uzun yıllar bizden fazla F-16 üretti ve uçurdu..

Bu bir kalkınma meselesi.. Efelenme değil, kalkınma.. Biz yine altını çizdiğim ezikliklerimizle, efelik kaygılarımızla, "Osmanlı'nın dünyayı fethetme" nutku ile, hemen efeleniverelim istiyor, altında da bir şeyi beğenmiyoruz.. Ama çarklar öyle dönmüyor malesef..

O dev Osmanlı'dan geriye neden bu geri ülke kaldı sorusunun cevabı ise hepimizin günlük hayatlarında saklı.. Uzakta aramaktansa, kanımıza işlemiş zaaflarımıza, tembellik ve kötü alışkanlıklarımıza baksak buluruz..

Mesajı Paylaş

Afganistan'daki Türk birlik katılımını, Amerika'nın yönettiği bir organizasyondaki bir piyon hareketi olarak görmüyorum ben. Aksine Afganistan'da, Somali'de, Kosova'da vs Türk birliklerinin bulunması NATO açısından son derece stratejik öneme sahip bir konu. Çünkü bağlarımız var. Oradaki askerlerimizin ABD'liler rahat adam öldürsünler diye orada olmadıklarını da biliyorum. Bunu da zaten söylemedim.  Ama askerlerimizin orada bulunması belki de oraların Irak'ın bugünkü haline dönüşmesine engel oldu.

Fakat karşı çıktığım askeri ambargo konusu Afganistan'la ilgili bile değil. Konu İran'a karşı İsrail ve ABD'nin çıkarlarına hizmet etmediğimiz için ambargo uygulanması. O zaman çıkarlarımız uyuşmuyor demektir. Ben İran'ın da Irak gibi parçalanmasının bizim çıkarlarımıza uygun olduğunu hiç sanmıyorum.

ABD uçaklarını bize keyfi olarak hibe ettiğini de sanmıyorum. Evet bu uçaklar bizim savunmamızı sağlamışlardır. Peki başka neler sağladılar. Özellikle soğuk savaş yıllarında.
Mesela hibe edilen savaş gemileri için 30 kuruşluk civatanın 5 dolara ABD'den alınması gibi pek çok müttefikliğe yakışır örneği de verebiliriz.

Ayrıca stratejik olarak Hollanda ile aynı hatta benzer bir konuda olduğumuzu da sanmıyorum. Hollanda'yı tehdit eden bir düşman var mı? Hollanda savunma konusunda tek kaynağa bağlı kalabilir ama bizim böyle bir lüksümüz olduğunu sanmıyorum. Özellikle müttefik olarak gördüklerimizin bölgemizde yaptıklarını gördükten sonra. Özellikle bombaladığımız pkk kamplarının 2003den beri ABD işgalinde olduğu gerçeğini göz önüne alırsak, 2003'den önce düzenlediğimiz sınır ötesi operasyonlarla pkkya ağır kayıplar verdirirken, 2003 sonrasında sınır ötesi operasyon konusunda ABD'den izin almak için ne kadar çaba sarfettiğimizi, bunun yanında sınırötesi operasyona 2003 öncesinin aksine karşı çıkan peşmergelerin de eklendiğini hatırlamakta fayda var. Mesajı Paylaş
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

#19
Unutulmaya yüz tutmuş bu konu sanırım reaper alımının iptali haberiyle şenlenir.ABD taraflarında (Hükümetimizn yoğun çabaları sonucu) son dönemde gözden gittikçe düşmekte olan kredibiltemiz Reaper İHA alımının reddedilmesi ile iyice günyüzüne çıkmış oldu.Senato aldığı kararla Türkiye'ye Silahlı Reaper ihalrın ve bazı gelişmiş silahların satılmasına onay vermedi.



Alıntı YapU.S. denies Turkey's request for combat UAVs
The United States has banned a range of advanced weapons for export to Turkey.
Officials said the administration of President Barack Obama has rejected a Turkish request for combat unmanned aerial vehicles as well as advanced munitions. They said the administration's decision came after consultations with Congress late last year. "There has been deep suspicion of Turkey in the United States, especially by Congress," an official said.
http://www.worldtribune.com/worldtribune/WTARC/2011/me_turkey1329_01_06.asp



Mesajı Paylaş


Paylaş whatsappPaylaş facebookPaylaş linkedinPaylaş twitterPaylaş myspacePaylaş redditPaylaş diggPaylaş stumblePaylaş technoratiPaylaş delicious
İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren Replikacep.com sitemizde 5651 sayılı kanunun 8. maddesine ve T.C.Knın 125. maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur.Replikacep.com hakkında yapılacak tüm hukuksal şikayetleri İletişim sayfamızdan bize bildirdikten en geç 3 (üç) iş günü içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek gereken işlemler yapılacak ve site yöneticilerimiz tarafından bilgi verilecektir.
Footer menü
Hakkımızda
Bize Ulaşın
Biz Kimiz
Hizmetlerimiz