abd den türkiyeye ambargo 16.08.2010

Başlatan azarax, 16 Ağustos 2010, 11:31:55

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

slm guzel haber ...kotu komsu insani mal sahibi yaparmis kendi silahli iha icin agirlik verilecek ...saygilar Mesajı Paylaş
Özgürlük için Pardus...

Çok üzüldüm,hatta hayal kırıklığına uğradım bütün millet kendimizi falezlerden aşağı atacaz.Vah vah dostumuzu üzdük yine desenize...Bu Türklerde çok oluyorlar artık utanmadan birde silahlı iha yapar gider başkalarınada satarlar şimdi...

Eh abd bize satmadığına göre Tai ve aslesana iş çıktı...Başlasınlar Tiha B yi üretmeye...
Mesajı Paylaş

Abd 74 deki hatayı tekrarlıyor desek gercekcimi olur?? biz 74 den beri ne yaptık??bilakis kendi savunma sanayimizi en az bir ada ülkesi olan tayvan yada 3 tarafı deniz ile cevrili Kore kadar ilerletebildikmi???74 den beri??pakistanın jf programina tukaka yaptık 3 cü nesil dedik ..elimizdeki hava kuvvetlerini tamammen abd menseli yaparak ne kazandık 1950 den beri??elimizdeki hava kuvveti abd istediği kadar kuvvetli..tüm dünyada reel politika havuc sopa taktiği ile yürüyor..tayvan neden kendi cruise füzesini yapmaya calıştı..Türkiye 1988 lerde uyumaya devam etti basımızdaki dert jeopolitik konumumuz o ülkelerden dahamı kolaydı..daha azmı düşmanımız vardı yada..Her an abd cıkarları ile ters düşülebilir..o zaman eldeki silahın ne önemi var kademeli olarak gelen ambargoda??

abd den silah alan hemde cok sayıda bol miktarda abd silah sanayisine gecmişte bağımlı yaşayan ülkelerin ordularının durumuna bakınız lütfen..örnek İran örnek Irak..Tüm dünyada alternatif üretimler gercekleşirken..ufak ada devletleri bile makul bütceler ile ucak cruize füzesi tasarlamaya calışırken..Ülkemizin abd menşeli silahlardan kurtulup her alanda kendini ambargoya karşı hazırlaması lazım..

ambargo kime uygulanır bu dünyada ?? güney amerikadaki muz cumhuriyetlerine .yada ortadoğudaki yapay çiçek misali petrol ülkelerine..onlara etki eder..ettide ..ama artık bize etmemeli..biri cıkıp kardeşim sen raiperı al ..2 adet senelerden beri gonderdiğin kobralarıda al..ben jsf den ayrılıyorum dedimi...o anlı şanlı nato ,ve abd silah lobisi silah satacak ülke bulamaz ortadoğuda...Türkiyenin Güvenliği ne ABD malı ucaklardadır.nede abd malı füzelerdedir..Ülkemizin güvenliği komşuları ile dengeli ve sağlam ticaret ile bölgesel barıştadır..

Ülkemizin kurucu felsefesi atatürkcülük ..bukadar abd ye silah alımlarında bağımlı olan bir ülke görse acaba nederdi??diyebileceği şeyi hepimiz tahmin edebiliyor isek ...demenin zamanı gelmişte gecmiştir..Ülkemizin kurucusu Atatürk incirlik üssünü kabul edermiydi?? komşuları ile batı yüzünden nato yüzünden kavgalı bir türkiye kabul edermiydi..

Bir arkadaşımızın dediği gibi aynaya bakmalıyız ama o aynaya bakarken aynaya bakmamızı sağlayan kurucu fikirin aslında ne istediğini anlayıp bakmalıyız her sabah..

saygılar Mesajı Paylaş

Teşekkürler sam amca. Ben ve benim gibi anti-amerikancılara bundan daha güzel bir hediye veremezdin. Mesajı Paylaş
''Başarının sırrı amaca sadakattir.''

Alıntı yapılan: lleo - 14 Ocak 2011, 19:01:48
slm guzel haber ...kotu komsu insani mal sahibi yaparmis kendi silahli iha icin agirlik verilecek ...saygilar
güzeldi  ;D Mesajı Paylaş
"toprak bordo kokacak,yağmur mavi yağacak."

Dün yayınlanan yunan gazetesinin biride gizli ambargodan bahseyetmişti. Konuyla alaklı diye ekliyorum. Amborgalar işimize yarar güçlü bir savunma sanayi için üretim yapmamız şart.


MEİS ADASI YOK

Yayın Organı : Pontiki

Yayın Tarihi : 13 Ocak 2011 Perşembe

Kayıt Tarihi : 14 Ocak 2011 Cuma

Ülke : Yunanistan

Çeviri Yeri : Atina

Çeviri Þekli : Tam Metin

Çeviri Dili : Yunanca

"Meis Adası yok". Bu cümle Başbakan Yorgos Papandreu'nun geçen haftaki "görkemli" Erzurum ziyaretinin neticesini kısaca tarif ediyor. Orada, "Türk ihlallerine" ve "Kıbrıs'ta Türk işgaline" dair açıklamaların ardında Başbakan, Erdoğan'la görüşmelerinde Meis Adası ve Doğu Akdeniz bölgesinde Yunan Münhasır Ekonomik Bölgesini (MEB) çizme hakkını rafa kaldırdı!

Geçen haftadan beri size verdiğimiz bilgilere göre hükûmet, Türk-Yunan yakınlaşma sürecinde şu taktik üzerinde çalıştı:

- Ege'de kıta sahanlığının çizilmesine ilişkin görüşmeleri ilerletecek, silahlanmaların kısıtlanacağına dair iletişim açısından olumlu bir ortam şekillendirecek, ekonomik iş birliğini ve ortak yararlanmayı ilerletecek.

- Konuyla kimsenin uğraşmadığına inanarak Meis Adası kıta sahanlığı konusunu daha sonraya bırakıyor.

Bu taktiği değerlendiren deneyimli diplomatlar şunların altını çiziyor:

1. Ege'deki kıta sahanlığına ilişkin görüşmeler Yunan çıkarları açısından olumsuz bir ortamda ve Ankara'nın kabul ettirdiği çerçevede gerçekleşiyor. Başka bir ifadeyle, Yunanistan'ın kara sularını 12 deniz miline genişletmesi durumunda savaş tehdidi ve gri bölgelerin varlığı ortamında yapılıyor. Daha basit sözlerle, Yunanistan kara sularını genişletme hakkını bertaraf ettikten ve Türkiye'nin iddia ettiği; Ege'de egemenlikleri belirtilmemiş adacık, kayalık ve nüfuslu adaların var olduğunu kabul ettikten sonra pazarlığa başlıyor.

2. Oyunun tam gelişmekte olduğu bu dönemde Yunanistan'ın Güneydoğu Akdeniz'de MEB'nin çizilmesi konusundan vazgeçmiş olması, Türkiye'ye zaman içinde Meis Adası'nın Türk kıta sahanlığı üzerinde olduğu tezini yasallaştırma yeteneği sağlıyor.

Ayrıca Dışişleri Bakanlığı siyasi ve idari işler düzeyindeki liderliğinin geçen yazdan beri enerji alanında birçok vaatlerde bulunan Güneydoğu Akdeniz bölgesinde hükûmetin Yunan MEB'sinin çizilmesi konusunu bir kenara bırakma (başka bir ifadeyle bundan vazgeçme) kararına bahane sağlamak amacıyla bir argümanlar çerçevesi şekillendirmeye çalıştığının altı çizilmeli. Bu yöndeki çabanın bir örneği Dışişleri Bakanlığı liderliğinin AP.F.104174 sayılı belgeyle yetkili uzmana sunduğu sorular oluşturuyor. Söz konusu belgeyle Bakanlık dolaylı bir şekilde hükûmetin Meis Adası'nın Türk-Yunan müzakeresinden ayrı tutulmasını öneriyordu. Yetkili uzmanın Yunan diplomasisi liderliğinin isteklerine uyum sağlamadığı, bu tür bir seçeneğin Yunan çıkarları için felaket oluşturacağını raporuyla kanıtladığı vurgulanmaya değer bir olay. O günden bu güne Dışişleri Bakanlığının söz konusu memuru "buzdolabına" kaldırıldı.

--"Dostlar" Tepeden Tırnağa Silahlı--

Yorgos Papandreu'nun Erzurum ziyareti ülke içi siyasi oyunda kendisine birçok puan kazandırmış olabilir fakat ulusal düzeyde durum kırmızı alarmda.

Papandreu, ihlaller ve adalar üzerinden uçuşlar hakkında çok iyi konuştu, ancak Türkiye konuşmalarla fikir değiştirmez. Bunu artık anlamalıyız. Bunu kanıtını, Papandreu'nun konuşmasından üç saat sonra Türkiye'nin operasyon açısından değerlendirmek amacıyla bütün filosunu Ege'ye çıkarması oluşturuyor.

Papandreu'nun söylemediği ve kapalı kapılar ardında "dost Tayyip'e" açıp açmadığını bilmediğimiz konu, Türkiye'nin devasa silahlanma programı! Gelişmekte olan silahlanma programları ve planlanmakta olan diğerleri o kadar büyük ki ABD bile kaygılanmaya başladı! Washington'da senatörler "Ankara'ya güvenmediklerini" söyleyerek Türkiye'ye F-35 savaş uçaklarının satılmamasını istediler. Diğer taraftan Türkiye, ABD'nin gayri resmî ambargosuyla karşı karşıya gelmiş olmaktan şikâyet ediyor; bir Türk diplomat Hürriyet gazetesine yaptığı açıklamada "Bu doğrudur çünkü yıllardır talep ettiğimiz insansız uçakları bize vermiyorlar." dedi.

Yunanistan'da gerçekten önemli olan ve Ege'de güç dengelerini tamamen altüst eden bu konuya ilgisizlik gösteriliyor. Yedek parça almadığımız için yere çakılıp kalan uçaklarımız var! Uçaklarımızın hazırlıklılık oranlarını yazarsak tüyleriniz ürperecek! Zırhlı araçlar için mühimmatımız, denizaltılar için torpillerimiz, akaryakıtımız dahi yok ve aleyhimizdeki ihlaller konusundan Erdoğan'ın önünde söz ettik diye bayram ediyoruz.

Abarttığımızı sanmayasınız diye komşumuz ülkenin delicesine harcadığı meblağları vurgulayan Hürriyet gazetesinde tarif edilen Türk silahlanma programını aktarıyoruz. Türkiye silahlanmalar için 2011 yılında 4,5 milyar dolar önümüzdeki on yılda da 15,5 milyar dolar harcayacak!

Türkiye on yıldan az bir dönemde şunlara sahip olacak:

- Maliyeti 15 milyar dolar olacak ve ödemesi on yıldan fazla sürecek 100 F-35 Joint Strike Fighter Lightening II savaş uçağı.

- Türk Hava Kuvvetleri mayıs ayından itibaren Yunanistan'ın 2005 yılında sipariş ettiği ve teslim aldığı 30 F-16 savaş uçağına karşı "denge" kuran 30 F-16 Block 50 savaş uçağını teslim almaya başlayacak. Türkiye daha eski F-16'larını modernize etme yönünde de ilerleyecek.

- 3 milyar maliyetli altı yeni U-291 denizaltı.

- Maliyeti 7 milyar olması beklenen saldırı helikopterleri.

- Satın alınacak uçaksavar-füzesavar savunma sistemlerinin maliyeti ve tamamen Türk olacak bir zırhlı aracın üretim maliyeti hâlâ belli değil.

Geçen aralıkta TBMM 11,3 milyar dolarlık bir "savunma" bütçe tasarısını onayladı; 2010 yılında 10,5 milyar dolardı. Söz konusu meblağ Türk bütçe tasarısının yüzde 5,4'ünü oluşturuyor.

Bu hesaplamada Jandarma (3 milyar) ve Sahil Koruma (210 milyon dolar) harcamaları yer almıyor.

Ege'ye sadece 100 F-35'lerin girişi dahi koşulları ve güç dengelerini tamamen değiştirecek. En azından üç yıldan bu yana Hava Kuvvetleri yetkilileri Savunma Bakanlığının iki farklı liderliğine vurgu yapıyor. Gerek Meymarakis gerekse Venizelos, hava orgenerallerine "sorunu anlamış olduklarını" söyledi. Buna rağmen hem YDP hem de PASOK, Ege'de gittikçe açılan havadaki "mesafe" dışında her şeyle uğraştı.

Hava Kuvvetleri yetkililerine göre 2011 yılında kararların alınması gerekiyor: Ya yeni bir savaş uçağının seçilmesi ya da var olan uçakların modernizasyonu gerekecek. Hava Kuvvetleri yetkilileri "Bir karar almamız gerekir." diyor. Maliyet konusu ortaya konulduğunda "Önemli olan ülkenin savunmasına ayrılan ödeneklerin doğru paylaşılması ve doğru harcanmasıdır" diyorlar, aynı zamanda da hükûmetin Fransızlardan elimizdeki firkateynlerin (3.200 ton) hacminin iki misli olan 6.400 tonluk (!!!) firkateynleri satın alma yönündeki ısrarı nedeniyle öfkelerini dile getiriyorlar.Havadaki "delikleri" kapatmaya çalışan havacılar söz konusu firkateynler için "Deniz üssüne hatta Ege'ye sığamazlar." diyorlar.

--Güçlü Oyuncular İçin Oyun--

Başbakanın Yunanistan çapında bir canlı yayınla ülkenin IMF'nin ellerine teslim edildiğini açıkladığı Meis Adası'nın bugün Yunan egemenliğinin rafa kaldırıldığı bir toprak parçası oluşturması acaba "kaderin" bir ironisi mi?

Rusların geçen yıl Yunan hükûmetine bu toprak parçasında petrol ve doğal gaz yataklarının var olduğuna dair ciddi belirtilerden söz etmesi tesadüf mü?

Washington'un talebi üzerin geçen yazdan itibaren Yunan-İsrail ittifakının hızla ilerlemesi bu olayla bağlantılı mı?

Yukarıdaki sorulara verilebilecek cevap bir yana bölgede güçlü oyuncular için bir oyunun gelişmekte olduğu kesindir. Güneydoğu Akdeniz'deki enerji kaynaklarının paylaşımı ABD, Türkiye ve İsrail gibi geleneksel dostlar arasında sürtüşmelere neden oluyor.

Washington yerel süper güç trolünü sağlayacak özerk bir politika çizme yönündeki Türk amaçlarını seziyor. Amerikan çıkarlarıyla sıkı bağlantılı nükleer güç İsrail, Ankara'nın etkisinin aleyhinde artmasına izin verme niyetinde değil.

Yerel rekabetlerin sallanan gergin ipine çıkmış olan iflas etmiş Yunanistan'ın hükûmeti de düşmekten kurtulmaya çalışıyor.

Başka durumda hükûmetin tamamen zorunlu olan adımı atmış olacağı, kendi MEB'sinin sınırını çizerek ülke çıkarlarını güvence altına alacağı kesin olacaktı. Ancak bunu yapmıyor. Bu da tesadüf sayılamaz.


Kaynak: http://www.byegm.gov.tr/yayinicerikarsiv.aspx?Id=2&Haftalik=0#11 Mesajı Paylaş

Gördüğüm kadarıyla eski konu epey hit almış.  ;D

Alıntı yapılan: Loneatilla - 14 Ocak 2011, 19:39:10

abd den silah alan hemde cok sayıda bol miktarda abd silah sanayisine gecmişte bağımlı yaşayan ülkelerin ordularının durumuna bakınız lütfen..örnek İran örnek Irak..
saygılar

Irak ???
Geçmişte ne zaman ABD savunma sanayine bağımlı kalmış Irak hatırlayamadım.

ABD'den silah alan, hem de cok sayıda, bol miktarda... ABD silah sanayisine geçmişte bağımlı yaşayan ülkelerin ordularının durumuna bakınız...

Bakalım birkaçına...
Bahsi geçen Taywan mesela, kendi seyir füzesini ürettiği haberleri var forumda.
Güney Kore mesela, pek çok sistemi kendisi üretebiliyor artık.
Bu ülkelere Türkiye'yi de ekleyebiliriz artık... Mesajı Paylaş
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

Aslında ABD senatosu kendi kuyusunu kazıyor silah satışalarını zorlaştırıyorlar. Eğer ABD sürekli yeni ürünler ortaya çıkarıyorsa bunun tek sebebi onları alıcak ve ABD'ye para kazandıracak birilerinin olmasıdır. Mesajı Paylaş

1 ci körfez savasında ne abd nin nekadar silah sattığı belli idi ne avrupanın ne sattığı belliidi ıraka...oturup karsılıklı envanter cıkınca yıgdılar yarım milyon koalisyon askerini...

ırak iran savası boyunca kimin kime ne sattığı da belli ..Þah döneminde İran ordusun ne kadar bağımlı olduğu biliniyordu ..ambargolar her iki ülkeyede uygulandı kim tarafından ? abd tarafından ..sonuc ??şilide venezuellada , hatta fransaya bağımlı arjantinde ..neler oldu ?sonuc??taywan reagan doneminde abd cin eksenini iyi hesapladı ve abd ye okadar bağımlı olmadı..deniz altısı hollanda,fırkateyn yerli uretim ..cruise fuze programı 1980 lere dayanıyor..

Kore derseniz..o hala bağımlı..brezilya cemberi kırmaya calısıyor..afganistan catısması sırasında soyvetlere karsı sadık muttefik olan pakistan ??beğenilsede beğenilmesede jf üretiyor yada üretmeye calışıyor..kendi tarihimize dönelim..1 ci dunya savasından once angle saxon savas sırasında almanya silahlarına mahkumduk..sonuc?

not :bu gun guney Korede artan anti abd ruzgarı biraz daha fazla eserse yarın Kuzey Kore top atışı yapar..kim hangi blokta ?kim düşman kim dost ..ingiltere bile  abd bagımlısı oldugu sıralarda hissesine düşeni aldı suveyş harekatı sırasında ..fransanın başını cektiği anakıta avrupası de gol ve hükümetleride aldı payını abd bağımlılığı sonunda..kac adet ingiliz savaş jeti projesi abd silah lobileri yuzunden iptal edildi..

dünyayı iyi analiz etmek lazım ..farklı kültürleri tanımak ve anlamak lazım.. Mesajı Paylaş

Abd ile müttefikiz ama bununda dereceleri var.Misal abd italya,ingiltere ve ispanyaya tomahawk satıyor bize değil satmak hayalini dahi kurdurtmuyor...İsrail abd menşeyli uçaklara istediği modifikasyonları yapabilirken biz hurda f 4 e ancak dokunabiliyoruz f 16 hala yasak...

Üstüne üstlük sattığı hurdalara birde kullanım yasağı koyar...

Neyse gelelim asıl mevzuya abd kıta avrupasını nazi işgalinden kurtardımı kurtardı,Koreyi kurtardı mı kurtardı,japonyayı savaşta yenip üstüne çöktü mü çöktü eee daha ne olsun abd kendi kurdurduğu devletlere bize davrandığından farklı davranacak tabiki bir kısım devletle dini ve kültürel bağı da var ayrıca...

Sonuç eğer seni nazilerden abd kurtardı,komünist Kuzey Koreden de abd kurtardı ise hele japonya gibi tepesine bombayı yiyince teslim bayrağını çekmişsen çıkıp abdye rest çekemezsin...Çektirmez de aptal mı abd almanya japanya ve Korede 200 bin daimi askeri var.Yılda 10-15 milyar dolar bu üslerin abdye maliyeti boşuna tutmuyorya o akdar askeri abd...

Hepsini geçtimde biz neden abdye göbekten bağlandık hala onu anlamadım..Ne bizi savaşta yendi ne de nazilerden kurtardı.Hikayeden bir komünist tehditine karşı korumuşmuş..Onuda gördüm ruslar kübaya füzeyi dayıyınca bizi savunmasız bırakıp defolup gittiler...
Mesajı Paylaş


Paylaş whatsappPaylaş facebookPaylaş linkedinPaylaş twitterPaylaş myspacePaylaş redditPaylaş diggPaylaş stumblePaylaş technoratiPaylaş delicious
İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren Replikacep.com sitemizde 5651 sayılı kanunun 8. maddesine ve T.C.Knın 125. maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur.Replikacep.com hakkında yapılacak tüm hukuksal şikayetleri İletişim sayfamızdan bize bildirdikten en geç 3 (üç) iş günü içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek gereken işlemler yapılacak ve site yöneticilerimiz tarafından bilgi verilecektir.
Footer menü
Hakkımızda
Bize Ulaşın
Biz Kimiz
Hizmetlerimiz