Gönderen Konu: Sohbet odası  (Okunma sayısı 58249 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı sahin1

  • DefenceTurk
  • *
  • İleti: 398
  • 24
  • DefenceTurk.com
Ynt: Sohbet odası
« Yanıtla #640 : 31 Ağustos 2024, 21:13:42 »
Yanlış biliyorsam düzeltiniz. Batı mutfağında yemeğin sosu yemekten ayrı bir işlemdir. Ayrı hazırlanır, sonra yemeğe eklenir. Bizde sos yemekle beraber pişer. Dozunda kullanılırsa bizim yemeklerimizde oluşan sos daha lezzetlidir. Ben görev gereği Moğolistan, Tacikistan ve Kırgızistan'da bulundum. Pilav, et ve hamur yemeklerimiz birbirine çok benzer. Bu saydığım ülkelerde Buhara Pilavı temelli bir yemek var. Et, pirinç esaslıdır. İçine havuç, nohut vs. katılır. Bizde de benzeri vardır. Yine oralarda büyük yapılan mantı benzeri yemekler vardır. Bizde de vardır. Özellikle Çorum yöresinde Hinkal adıyla yapılanı andırır. Sarımsaklı yoğurt ve sade sarımsaklı sosla iyi gider. Sanırım Şavşat taraflarında da var. Zira bu iki yer Ahıska göçmenlerini barındırır. Görüleceği üzere, yemek kültürümüz birbirine yakındır.

Çevrimdışı marmara

  • DefenceTurk
  • *
  • İleti: 1018
  • 56
  • DefenceTurk.com
Ynt: Sohbet odası
« Yanıtla #641 : 31 Ağustos 2024, 21:42:57 »
Evet doğru, Slav, Germen, Anglo-Sakson mutfağında yemeğin sosu ayrı yapılır. Sosu üzerine dökerler ama yemek sosu yeterli emmediği için lezzetli olmaz. Bazı yemekleri vardır sosuyla birlikte yapılan başka kültürden alınan ama yine de bu kaideyi bozmaz.

Askerdeyken yemeğin sosu ayrı yapılırdı sosunda et olduğu için sadece yemeğini yerdik sosunu almazdık, yumurta falan eklerdik üzerine, tereyağı vs ile bir şekilde tadını çıkarırdık ;D.  Paralı askerliğe geçtikten sonra sadece kahvaltı yapardık askerlerle birlikte, öğle ve akşam yemeğini ayrı yapardık dana veya at etiyle. Evet biliyorum Türkiye'de at eti yenmez.

Kırgız veya Özbek mantısı hinkaliden bana göre daha lezzetlidir, Türk mantısının tadı farklı. Orijinal Özbek pilavı Orta Asya yemeklerinin kralıdır, asıl pilav oralardadır. Döner veya kebap yemek istersen en iyisini Türkiye'de yersin.

Çevrimdışı Denizci16

  • DefenceTurk
  • DefenceTurk
  • *
  • İleti: 3229
  • 82
  • DefenceTurk.com
Ynt: Sohbet odası
« Yanıtla #642 : 01 Eylül 2024, 21:33:00 »
http://youtube.com/shorts/DdgfHT7MC6M?si=Kz2u6JC1VDIf4RXC

Gözden kaçmış olabilir harp okulu mezuniyet töreni'ne dönem birincileri olarak kızlarımız damga vurdu,kendilerini tebrik ederim

Çevrimdışı korsan2

  • DefenceTurk
  • *
  • İleti: 471
  • 17
  • DefenceTurk.com
Ynt: Sohbet odası
« Yanıtla #643 : 05 Eylül 2024, 10:19:45 »
Mısır devlet başkanı geldi;  ama deniz yetki alanı anlaşmasına dair bir haber yok medyada.

ekonomik krizdeler,  İsrail bir yandan Etiyopya bir yandan BAE  bir yandan sıkıştırıyor;  ama  bizle  yine  deniz yetki anlaşması yapmıyorlar.
Türkiye'nin  dindaşlarıyla  anlaşma  olasılığı dindaşı olmayanlarla  anlaşma  olasılığından niye daha düşük?
tarihimizin yarısında  Rus savaşları var;  ama Rusya  bile bizimle bazı konularda gayet anlaşabiliyor,  hiçbir savaş yapmadığımız Mısır  bize hep soğuk,  hep ağırdan alıyor.

bence monşer ifadesiyle  zikredilen dönemde  bu coğrafyadan uzak durmakta haklılarmış monşerler.
umarım Etiyopya  barajı  tez zamanda yapar.


Çevrimdışı SH

  • DefenceTurk
  • *
  • İleti: 630
  • 41
  • DefenceTurk.com
Ynt: Sohbet odası
« Yanıtla #644 : 05 Eylül 2024, 10:57:41 »
Çünkü dindaşların hepsi içeriden çürümüş durumda. Ne kadar müslüman ülke varsa BAE'sinden tut da Suudilere, Irak'tan tut da Suriye'ye hepsi çürümüş durumda. 

Mısır ile böyle bir anlaşma gerçekleşmesi için önce Libya'daki sorunların çözülmesi gerekiyor. Libya'da halen Hafter'i destekliyorlar. Bu bir süreç ve adım adım gidilecektir. Başka sorunlar da var bildiğiniz gibi. Ayrıca geçen sene Avrupa Birliği'nden bir grup yetkili gelip bunu engellemek için ellerinden geleni yaptılar biliyorsunuz. Para bile teklif edildi. Bu iş er geç olacak da ne zaman olacak göreceğiz.

Bu arada MEB için bence o kadar büyük bir tehdit yok. Yunanistan istediği kadar yırtınsa da İtalya ile Yunanistan'ın yaptığı MEB anlaşmasında adalar göz önünde bulundurulmamıştır. O da bize büyük bir emsal teşkil etmekte. Bunun yanında zaten uluslararası kısma hiç girmiyorum bile. Orada da haklıyız.

 
« Son Düzenleme: 05 Eylül 2024, 10:58:48 Gönderen: SH »

Çevrimdışı metin62

  • 2020 Yılın Üyesi
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 2368
  • 186
  • DefenceTurk.com
Ynt: Sohbet odası
« Yanıtla #645 : 05 Eylül 2024, 11:37:49 »
Mısır devlet başkanı geldi;  ama deniz yetki alanı anlaşmasına dair bir haber yok medyada.

ekonomik krizdeler,  İsrail bir yandan Etiyopya bir yandan BAE  bir yandan sıkıştırıyor;  ama  bizle  yine  deniz yetki anlaşması yapmıyorlar.
Türkiye'nin  dindaşlarıyla  anlaşma  olasılığı dindaşı olmayanlarla  anlaşma  olasılığından niye daha düşük?
tarihimizin yarısında  Rus savaşları var;  ama Rusya  bile bizimle bazı konularda gayet anlaşabiliyor,  hiçbir savaş yapmadığımız Mısır  bize hep soğuk,  hep ağırdan alıyor.

bence monşer ifadesiyle  zikredilen dönemde  bu coğrafyadan uzak durmakta haklılarmış monşerler.
umarım Etiyopya  barajı  tez zamanda yapar.

Sn Korsan2,

Unutmayalim ki Misir ile iliskilerimiz en iyi zamaninda dahi  hape inisli cikisli olmustur. Misir gecmis tarihinden dolayi ulkesini halen bulunan cografyada lider bir ulke olarak gormektedir. Misirin bu dusuncesi sadece cografik konumu ile siirli olmayarak  Misir kendisini Arap ulkeleri icerisinde lider gormektedir. Misir Rus yorungesinden cikip  ABD yorungesine girip Israil ile anlasmasi sonucu ABD nin bolgede arka cikmakta oldugu ana ulkelerden biri konumuna gelmistir . Bu nedenle Misir ABD nin bolgesel planlari ile cakismakta olan her hangi bir olusumun parcasi olmayacagi gibi ABD nin tasvip etmeyecegi bolgesel planlarinda kendi ulkesi lehine olsa da parcasi olmaz. Hele hele Rakip gordugu Turkiye icin boyle bir riski su asamada almaz.

Unutmayalim ki Misir ABD yorungesine girmeden oncesi de Turkiye ile iliskilerinde her zaman icin temkinli ve bazen de aleyhimize dolaplar cevirdigini biliyoruz. Ornegin Misir Osmanli yonetimi altinda bulundugu sureyi baski ve geri kalmislik donemi olarak gorur , fakat Osmanlidan sonraki Ingiliz donemini Osmanli donemi kadar elestirmiyor. Misir kibris konusunda da hic bir zaman Turk tezlerini destekler olmamistir. Misir Makariosa vakti zamaninda T34 Tanklarini saglayan ve ayni donemde S2 HSS leri de aktarmak uzere olan ulkedir. Misir ayrietten inancsal olarak da  cogunluk Muslan olsa da Misirda Hiristiyan zengin , ve yuksek mevkilerde bulunan yillardan beri  yerlesik bir azinlik mevcuttur. 

Son olarak soylenebilecek ise Misir GKRY ve Yunanistan ile iyi iliskiler icerisinde olan bir ulkedir.Butun bunlarin uzerine Gazze /Filistin hakkindaki izlemekte oldugu politika da bir miktar kerhen yapilmaktadir . Israil ile olan iliskiler On plandadir.  Bu nedenle Misirin dikkat etmisseniz dogu Akdeniz konusundaki teklifi  daha once belirtildigi gibi buyrun Turkiye olarak sizler de GKRY,Israil, Misir onculuk etmekte oldugu konsorsiyuma siz de katilin. (Bu ABD teklifinin aynisi)  ikarilacak olan gazi ise ulkeniz uzerinizden Avrupaya ulastiralim.

Daha fazlasi su asamada beklenmemeli.

Çevrimdışı Gökbörü

  • DefenceTurk
  • *
  • İleti: 1561
  • 142
  • DefenceTurk.com
Ynt: Sohbet odası
« Yanıtla #646 : 05 Eylül 2024, 12:07:31 »
Olaya bir de başka açıdan bakalım....

Tarih boyunca Misira hakim güç ile Türkiye coğrafyasina hakim güç hep çatışmislar...Firavunlar ile Hititlere kadar gidebilirsiniz...tarihte bilinen ilk yazılı barış antlasmasi Misira hakim güç ile Türkiye coğrafyasina hakim güç arasında diye biliyorum, milattan önce 1259..

Yine tarih boyunca her iki alana da hakim olan güç zaten super güç oluyor...

Işbirliği olabilir o ayri konu ama hangi dönem olursa olsun öyle işin dogasina aykiri fazla şey beklememek lazım...

Ayni şey Türkiye cografyasina hakim güç ile İran coğrafyasina hakim güç içinde soylenebilir...iki tarafta Türk devleti olduğu zaman bile çatışma olmuş..
« Son Düzenleme: 05 Eylül 2024, 12:14:28 Gönderen: Gökbörü »
What is steel compared to the hand that wields it?

Çevrimdışı korsan2

  • DefenceTurk
  • *
  • İleti: 471
  • 17
  • DefenceTurk.com
Ynt: Sohbet odası
« Yanıtla #647 : 05 Eylül 2024, 12:24:09 »
Sn. metin62,
sizin ve Sn SH'in  paylaşımlarınıza büyük oranda katılıyorum;  ama  şu konu  biraz tartışmalı.

"Daha fazlasi su asamada beklenmemeli."

"Bu bir süreç ve adım adım gidilecektir. "

siz  bu uzlaşmazlığın,  asıl meseleye hiç  dokanmayıp  ufak tefek  konuları  ön plana çıkartmanın  bir süreç olduğunu ve  bu aşamanın geçmesini takiben asıl konuda da  uzlaşılacağını düşünüyorsunuz veya ben öyle anlıyorum.

benim düşüncem  malesef artık böyle değil.

zaman kazanmaya çalışıyorlar.
Somali ve Etiyopya savaşırsa bizim Etiyopya'ya  destek olmamamız için   görünüşte  ilişkiler yumuşuyor.
bunu  yaparken asıl konulara hiç yaklaşmıyorlar bile,  sanki tıp  alanında  bir anlaşmaya   ihtiyaç mı vardı  mesela?
ilişkiler  düzelirmiş gibi  yapılırsa  Türkiye'nin,  "ilişkiler yeni düzelmeye başladı,  bu Etiyopya'ya  hiç destek vermeyelim aman"  diyeceklerini  düşünüyorlardır.
tabi bu esnada Mısır da bazı sorunlarından kurtulup güçlenirken Türkiye'nin  zayıf bir anını kolluyorlar.
en olmadı,  önümüzdeki seçimlerde  iktidar değişimiyle birlikte Türkiye'nin  Libya'dan  çıkmasını filan  ümit ediyorlar.
bu vaziyetteyken  bizimle anlaşmayan  bir ülke zaman içinde anlaşmaz bence.
---
doğu ekolünde uzlaşma kültürü  oturmuş değil;  çünkü   hepsi kendisini doğal lider olarak görüyor,  hepsi asil,  hepsi soylu.
Şanghay, Brics,  İslam dünyası ve Arap birliği...
bir sürü ortaklık var;  ama hiçbiri  kendi içindeki sorunları çözmeye malik olamamış.
bir zamanlar papa dünyayı ikiye bölüp yarısını Portekiz'e vermiş.
Portekiz   böyle bir geçmişi geçmişte bırakıp  bu gününü  yaşıyor ve uzlaşı içinde gayet mutlu  mesela.
Almanya ve Fransa aralarındaki sınır sorunlarını gömmüş ve uzlaşmış  mesela.


Çevrimdışı korsan2

  • DefenceTurk
  • *
  • İleti: 471
  • 17
  • DefenceTurk.com
Ynt: Sohbet odası
« Yanıtla #648 : 05 Eylül 2024, 13:21:09 »
Türkiye'nin   genişlemelerinin çok büyük kısmı,  dış gelişmelerin  Türkiye'yi  mecbur bıraktığı  genişlemelerdir.
örneğin Montrö  dış  dünyanın  uzlaştığı ve  bize sorduğu ve bizim kabul ettiğimiz bir şeydir.
İkinci Dünya savaşının ayak seslerini biz mi  duyurduk?  sömürgelerdeki ayaklanmaları biz mi  başlattık  sanki?
Hatay  kendi meclisinde oylama yapmış ve bize katılmıştır.
Hatay'ı  bağımsız devlet yapan biz değildik,  Fransa ve uluslar arası toplumdu.
Kıbrıs bir  etnik temizliği  durdurmak maksadıyla ve sınırlı yapılmıştır.
dikkat edin,  bunlar hep  bize dışarıdaki ortamın dayattığı  şeylerdir,  bunlar bir emperyal dürtüyle yapılmış fetihler  değildir.
Libya'ya da resmi ve hukuki bir davetle gittik  yani.
Kaddafi'yi biz devirmedik,  biz iç savaş başlatmadık,  kimseye de  bize resmi davet yollaması için baskı yapmadık.
bu durumu  batıya da doğuya da bir türlü anlatamıyoruz;  çünkü  anlamak işlerine gelmiyor.
mecbur bırakıldığımız her hamle,  bizim  emperyal  olma çabamızmış  gibi anlatılıyor   her yerde.
ha,  koca ülkede elbet  emperyal olmak  isteyen  gruplar da vardır tabi;  ama o emperyal olmanın da çeşitleri var muhakkak.
örneğin  neoosmanlıcılık  bir  modeldir; ama   muasır medeniyetler seviyesine çıkmış  bir Türkiye de  başka türlü  bir   modeldir.
emperyal  olmak istemekte de  bir kötülük  yoktur.
emperyal olmak  öcü  olmak değildir.
Alamanya  kendi  olduğu çemberde  bir kuvvet  olması hasebiyle  kendi çapında emperyaldir.
imparatorluk  zamanlarını  geçmişte bırakmış ve  bu haliyle  yeni bir emperyal model geliştirmeyi  başarmıştır.
kendi  dairesi içinde gayet etkilidir.

devletlerin de  milletlerin de artık  asil geçmişlerden  filan  vaz geçmesi gerekiyor.
Portekiz de İspanya da   Tordezillas'tan vaz geçmiş,  yeni  bir modelle de gayet iyi gidiyorlar.
demek ki  olabiliyor  yani.
güçlü  olmanın  yolu  gezegeni geçmişe resetlemekten geçmiyor,  başka yöntemler de var.
---
tabi İslam dünyası  bu  anlattıklarımdan çok çok uzaklarda.
burada Atatürk'ü  ve aziz şehitlerimizi  minnetle anmak gerek.



Çevrimdışı metin62

  • 2020 Yılın Üyesi
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 2368
  • 186
  • DefenceTurk.com
Ynt: Sohbet odası
« Yanıtla #649 : 05 Eylül 2024, 13:56:58 »

"Daha fazlasi su asamada beklenmemeli."

"Bu bir süreç ve adım adım gidilecektir. "

siz  bu uzlaşmazlığın,  asıl meseleye hiç  dokanmayıp  ufak tefek  konuları  ön plana çıkartmanın  bir süreç olduğunu ve  bu aşamanın geçmesini takiben asıl konuda da  uzlaşılacağını düşünüyorsunuz veya ben öyle anlıyorum.

benim düşüncem  malesef artık böyle değil.


Sn Korsan2,

Oncelikle Etiopya ve Somali konularina niye pek dokunmadigimi aciklayim. Her iki ulkedeki sorunlar uzerine fikir yurutebilecek kadar bilgi sahibi degilim bu nedenle .Bilgi dagarcigimin daha genis oldugu Dogu Akdeniz  ve Ortadogu havzasi hakkinda yorum yapmayi tercih ettim.

Gelelim "Daha fazlasi su asamada beklenmemeli." ile neyi kast ettim.
Sizin de algiladiginiz gibi Dogu Akdeniz politikamizin bir parcasi olan ve  Doğu Akdeniz’in iki uzun kıyıya sahip ülkesi Mısır ile yapılacak bir deniz yetki alanı sınırlandırma anlaşmasının iki ülke açısından da önemli avantajları bulunuyor.  Ancak su asamada bu beklenilmemeli derken sunu ifade etmeye calistim.

Oncelikle  Bu ise bastan ,katiyen olmaz gibi kesin hukumler vermenin dogru olmayacagini dusunuyorum.
Dunyamizin ve bulundugumuz cografya politikasinin hic bir zaman sabit olmadigini dusundugumuz zaman kesin hukumler iceren beyanat ve aciklamalarin pek de dogru sonuclara goturmeyecegine inanirim.

Dogu Akdeniz ve Ortadogu politikalari beyenelim veya beyenmeyelim iki ulke tarafindan dizayn edilmektedir . Birlesik kirallik ta eskilere dayanan emperyal tecrubelerinden dolayi hem bolgenin dizayninda yer almis hem de yillarca bolgede bulunan bugunku bir cok ulkenin olusumunda direk rol sahibidir. Birlesik kirallik halen bu cografyada  eskisi kadar askeri bir guc olmasada ana siyasi guctur. ABD Birlesik kiralligin cografyadaki askeri guc yerini almis olsa da ABD nin Ortadogu politikasi mentoru Birlesik kiralliktir.

Bu nedenle ABD ve Ingilterenin bolge ile planlarina uygun olmayan herhangi bir  siyasi acilim veya degisikligin olusmasi olanaksizdir.  Ornegin Bahsi gecen ulkeler icin oncelikli onem arz eden ve ulkemizin de o politikaya katkisi olmaksizin olamayacagi veya zorlanacaklari bir plan karsiligi ulkemiz lehine bir miktar elastikiyet gosterebilirler. (Elastikiyet demekle de onlarin belirleyecegi bir cerceve kast ettim)

Gerek ABD grekese Birlesik kirallik siyasi politikalarinin arkasinda ise bu ulkelerin finansorlugunu yapan dev petrol/gaz sirketleri yatmaktadir.