Sohbet odası

Başlatan Hawkerx, 22 Ocak 2011, 00:30:23

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Alıntı yapılan: sahin1 - 20 Nisan 2024, 12:29:05
Ülkemizde 1965 nüfus sayımında bir tespit yapılmak istendi ve ana dil soruldu. Yanlış hatırlamıyorsam Kürtçeyi ana dil olarak ifade edenler 3.5 milyon kişi idiler. Nüfusumuz ise 31.4 milyon kişi idi. Oranı siz hesaplayın. Zaman içerisinde bölgesel şartlar sonucu Türk olmayan unsurlar oransal olarak artsa bile CIA sonucuna ancak ulaşabiliriz.
Sayin Sahin, 1965'te yapilan ana dil sorgusu bir kac nedenden oturu cok guvenli bir veri olarak kabul edilmez. Birincisi, bu soruyu bizzat devlet sordugu icin insanlarin korku veya baska nedenlerden oturu ana dilini dogru ifade etmeyebilecegi. Ikincisi de bircok yerde (ozellikle koylerde) turkce bilenlerin anadili turkce olarak varsayilmis. Mesela, urfa %47 turk cikiyor 1965'te, sehrin ilce ilce demografisini bilenler bunun mumkun olamayacagini bilir.

Mesajı Paylaş

Elbette ki öyledir. Lakin yine de bir veridir. Ayrıca, o tarihlerde terör vs gibi şeyler tam söz konusu değildir. İnsanların belli endişelerle durumlarını gizlemeleri fazla söz konusu değildir. İlaveten, o tarihlerde doğudan batıya tam bir göç de yoktur. Doğu-batı nüfus durumu bile bize belli verileri verebilir. Mesajı Paylaş

Maalesef Afgan göçmen dışında çoban bulmak zor. Parayı biraz bulan ağır işlerde çalışmak istemiyor. İnsanoğlunun yapısı.   Ama göçmenler konusunda ben özellikle Güney Asya'dan, Afrika'dan uzak durulması gerektiğini düşünüyorum. Okumaya gelenler ayrı. Kendi kültürümüzün de olumsuz etkilenmemesini düşünmemiz lazım. Sonuçta kalabalık gelenler kendilerinden de etkiler bırakıyor.   


Daha önce paylaştım mı bilmiyorum. Bakım 1000 yıllık bir yolculuğun hikayesi,
Mesajı Paylaş

#263
Alıntı yapılan: mehmet05 - 20 Nisan 2024, 15:03:12
Maalesef Afgan göçmen dışında çoban bulmak zor. Parayı biraz bulan ağır işlerde çalışmak istemiyor. İnsanoğlunun yapısı.   Ama göçmenler konusunda ben özellikle Güney Asya'dan, Afrika'dan uzak durulması gerektiğini düşünüyorum. Okumaya gelenler ayrı. Kendi kültürümüzün de olumsuz etkilenmemesini düşünmemiz lazım. Sonuçta kalabalık gelenler kendilerinden de etkiler bırakıyor.   


Daha önce paylaştım mı bilmiyorum. Bakım 1000 yıllık bir yolculuğun hikayesi,



O zaman bu alanda bir işgücü açığı varsa Çobanlık belgesi ile belli sayıda göçmen kabul edersiniz... Ülkelerinde zor durumda insanlar , yazık bunlara diye sınırları açarsanız olmaz...

Mesajı Paylaş

#264
Çobanların maaşı asgari ücret olsa bile günde iki vardiya çalıştıkları için pazar günü tatil hesabı ile mesai çift yazılarak ayda 3 tane asgari ücret almalılar. Pazar günüde iki vardiya fazla mesai yaparlar onda çift yaz haftada 4 vardiya mesai eder ada 6 olsa bir asgari ücret ederdi yaklaşık yani ayda toplam aylık 4 asgari ücret maaşları olmalı. Ama işyerinde uyudukları için oda patrona bir harcanan bir fedakarlıktır uyurkende aslında bir vardiya mesai yaparlar bir şeyler vermek gerekir onada patron gönlünden bir vardiya parası vermeli aslında çift vermesi lazım ama uyuduğu için anlaşma ile te kvardiya verir eder 5 asgari ücret maaş. 17x5 70 bin tl maaş verilmeli. Çobanlıkta asgari ücretle yapılacak iş değildir vasıflı eleman işidir maaşı 25 bin tle olsa 125 bin tl maaş vermek gerekir. Sigortası yemeği sigarası filan hariç. Versinler bu parayı Türk de çalışır. Bu hesap alay gibi gelebilir ama size hadi çoban ol deseler kağıdı kalemi alır bir hesap yaparsın güvenlik şirketinde sitede bekçi olmak daha karlı gelir yapmazsın olay bu. O zaman mecbur Afgan alalım denirse bu sefer adam gerçekten güvenlik işine gider bu seferde orada iş gücü fazlası olur. En iyisi Afgan'ı almayıp piyasanın 120 bine çoban çalıştırmasına mecbur etmektir. Aslında Afgan işçi almıyorlar senin benim maaşımı tırtıklıyorlar Mesajı Paylaş
Rusya Ukrayna savaşının çözümü bağımsız Kırım devletidir.

Almanlar işgücü ithal ederken bizi hangi işlerde kullandıysa bizim de amaç aynı ...

AKP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki, "mültecilerin kimse gönderemeyeceğini , bazı şehirlerde sanayiyi onlar ayakta tutuyorlar. Gaziantep sanayisine gidin yüzbinlerce insan en ağır ve en zor işlerde çalışıyorlar" demedi mi?

Sorsan ; Ensar , zor durumda din kardeşlerimiz , Hurmayı paylaş cart curt , ama asıl neden hep aynıdır hiç şaşmaz : Para Konuşur / Money Talks

Mesajı Paylaş

#266
Almanya gerçekten iş gücü açığı var da işçi ithal etti biz ise çay toplamak çobanlık yaptırmak için fiyat kırmak için eleman arıyoruz yoksa fazlası ile iş gücümüz var. Afgan yatacak yere razı onu keşfetmiş bizimkiler. Size bir seçenek sunuyorum Amerika'da asgari ücret 1500 dolar diyelim çiftlikte yatacaksın tavıklara bakacaksın ayda sana 2000 dolar verecekler şimdi sundular teklifi kabul et Amerika'da yaşıyor olacaksın kabul eder misin. Kabul edersin bir gideyim iş bulayım imkanları sonra görür tartarım önce bir kapak atayım dersin. Ama bir Amerikalı kabul etmez tüm günü çiftlikte mi geçiricem der en az 5000 dolar ister. Basiretli devlet vatandaşının 5000 dolar istemesine engel olacak önlemler almaz ancak hiç çalışacak adam kalmazsa işçi gelmesine izin verir Mesajı Paylaş
Rusya Ukrayna savaşının çözümü bağımsız Kırım devletidir.


ibrahim Haskoloğlu

Türkiye'de üretim yapan firmalar, Türkleri işten çıkarıp ucuz oldukları için Afrika'dan işçi getiriyor.

Gedik Piliç'in Afrika'dan getirdiği işçilerin Tiktok paylaşımlarından da görülüyor.

Bu olay Afrika'da o kadar yayılmış ki artık, bu tarz videolar Afrika'da trend oluyor.

Az önce gördüm X'te...
Mesajı Paylaş

Alıntı yapılan: Kapgan - 20 Nisan 2024, 02:08:51
Alıntı yapılan: Ocak - 19 Nisan 2024, 22:33:33

Özellikle 1877 Rus savaşı sonrasından itibaren 1950'li yıllara kadar Gayri Türk olan Balkan ve Kafkas milletleri ülkemiz sınırları içerisinde iskan edilmiştir. Bu unsurlar geldiğinde Türkçe bilmiyorlardı ve adapte olma süreçleri enaz iki nesil sürdü ve halen bu süreç devam ediyor.

Aynı olay şimdiki Suriyeliler için geçerli.

Ancak şöyle bir durum var, o zamanlar ülke coğrafyası boştu ve nüfusa ihtiyaç vardı. Þimdi ise coğrafyamız kendi kendine yetemiyor, en son bundan 30 yıl önce ülke nüfusu 60 milyon ve görece turist sayısı minimal iken, tarım ve hayvancılık bize yetiyordu.

Þu anda iyi bir planlama yapılırsa ülke coğrafyası 300 milyonu bile besler ama bu iyi planlama olayı biraz imkansız.

Þu durumda 10 milyona yakın göçmen ve 60 milyona yakın turist ile 150 milyona yetmeye uğraşıyoruz, Gıda ürünlerinin pahalı olmasının nedenlerinden biri de bu gerçekliktir yani sanayi toplumu olma yolunda ilerlerken tarım ve hayvancılık üretimimiz görece düştü.

İkinci olarak sanayi toplumu hatta refah toplumu olmaya doğru gidiyoruz ve maalesef uygulanan yanlış eğitim politikaları nedeniyle de son 10 yıldır sürekli artarak hem Tarım hem Hayvancılık hem de her türlü Sanayi üretimi için ara eleman ve kalifiye eleman sıkıntısı devam ediyor.

  Maalesef gençlerimizi üretime entegre edemedik, işte bu durumda Hayvancılık kısmında özellikle Afganlar olmak üzere, Tekstil sektöründe Pakiler ve hemen hemen her sektörde Suriyeliler istihdam ediliyor hatta bunlar piyasada bilinenin aksine ucuz işçi falan da değil, belki sadece SSK prim ödenmiyor olabilir ama onun haricinde bir Amele veya Usta veya Çoban bir Türk vatandaşı ne kadar alıyorsa aynısını belki sıkı çalışma ile fazlasını alıyorlar.

Çünkü ucuz işçiden ziyade bize işçi lazım, bizim gençlerimizin ülke şartlarına göre yüksek getirili olan ama yapmadığı tüm işlere bir şekilde istihdam gerekiyor ve hatta bize bir bu kadar daha eleman gerekiyor dolayısıyla üreticiler halen eleman arayışında yani herkes Suriyeliler gitsin diyor ama aslında gördüğüm kadarıyla üreticiler halinden memnun.

Kısacası Suriyeliler konusu "maalesef" artık ülkemizin bir gerçeği ve istemesek de buna alışmamız lazım ama tabii ki bu kadar cefa cekiyorsak en azından Misak-ı Milli sınırlarına kadar genişlemeliyiz ancak yine şöyle bir durum var ki; bu gelen Suriyeliler bizzat Nutuk'ta yazdığı gibi Osmanlı bakiyesi ve bizden yana olan Arap asıllı tebeanın torunları.

Ayrıca halihazırda ülke coğrafyası içerisinde zaten milyonlarca Arap asıllı Türk vatandaşımız var ve bildiğiniz üzere bazı il ve ilçelerde çoğunluk durumundalar ama tabii geçen 100 yıllık süreçte ülkemize adapte olmuşlardır.

Her ne kadar şimdi Suriyeliler ile toplumumuz arası bir çok sorun ve düşmanlık olsa da, iki nesil sonra bunlar unutulur ve kaynaşmış oluruz.

Þimdi sorulması gereken soru şu; Biz tarihin her döneminde imparatorluk kurmuş ve bu bilinç düzeyinde ve kodlarında bir milletiz, başarısız olmuş bir ulus devlet mi olmak istiyoruz yoksa geçmişteki gibi imparatorluk veya şimdiki adıyla Süper Güç mü olmak istiyoruz?

Tarihin hiç bir döneminde tek bir Irk'a dayalı bir imparatorluk olmamıştır ve denemeleri de başarısız olmuştur bunun en yakın örneği Alman Nazi denemesidir. Günümüzde Abd, Rusya veya Çin hatta Hindistan, geçmişte Asur, Akad, Roma, Pers veya Cengiz imparatorlukları hatta bizim Hun veya Göktürk devletlerimiz bile çok uluslu ve çok inanışta toplulukları barındıran oluşumlardı.

Sanırım kimse farkında değil ama kimsenin dilinden Ulus devlet söylemleri düşmüyor ancak Türkiye Cumhuriyeti Devleti sınırları içerisinde Türk ırkına mensup olan vatandaş sayısı maalesef en fazla 35 milyon, gerisi herkesin bildiği 72 millet.

Sonuç olarak ne istiyoruz sorusuna vatandaşın bir yanıtı yok ama anladığım kadarıyla devlet artık kararını verdi ve Emperyal genlerine dönmeyi düşünüyor daha bugün sayın Bahçeli 2053 vizyonundan bahsetti, daha önce açıklanan 2053 ve 2071 hedeflerini inceleyen var mı acaba?

Çok uzattım, telefondan yazıyorum, hata yapmışsam affola.

Ulus devletin ırk ile ne alakası var? 35 milyonu  tek tek saydınız mı? 93 harbinde gelenlerin çoğu etnik olarak Türk'tür hatta hepsi Türk'tür. Boşnaklar ve Müslüman Arnavutlar da Türk olarak görüldükleri için sürüldüler ya da göçtüler. Yazdıklarınıza tek tek cevap vermek zaman kaybı, saçma sapan çocukça şeyler yazmışsınız. Bu kadar uzun yazıp insan bir tane doğru bir cümle kuramaz mı hayret vallahi! Allah akıl fikir versin siz ve sizin gibilere. Memleketin altına dinamit koydunuz..

Devlet Bahçeli'yi şahsen tanıyorsanız ona bilgisayar kullanmayı öğretin, güzel bir strateji oyununda istediği imparatorluğu kursun. Gerçek hayatta bu gayeler büyük kaos ve yıkım getirir.

Cerbeze yapacağınıza argümanlarla yanıt verin.

Kimse kabul etmek istemiyor sanırım ama Cumhuriyetin kuruluşu Türk milletinin üstünlüğüne dayanan bir ideoloji idi.

Türk tarih tezinden başlar Güneş dil teorisine, Lozan mübadillerinden tut Þark ıslahat kanununa oradan tut kurucu kadroların söylemlerine kadar girerdim ama gördüğüm kadarıyla bilginiz yok fikriniz var.

Dediğim gibi bu Ulus devlet denemesi başarısız olmuş, 1950'li yıllar sonrası yapılan Anayasa ve kanun değişiklikleri ve akabinde Eğitim sistemi ve diğer Devlet politikaları ile gittikçe yumuşak bir hâl almıştır, AKP hükümetleri sonrasında ise nerdeyse milliyetçilik bitmiş ve tekrar ümmetci ideolojiler baş göstermiştir.

Konumuza dönecek olursak, bu kadar çok sayıda göçmen almak ve buna göz yummak Cumhuriyetin değerleriyle açıklanamaz.

"Bence" Devlet aklı ; "Belli bir nüfusa ve güce ulaştım artık eski hesapları açmak gerekiyor" diye düşünüyor.

Bu eski hesap, ya Misak-ı Milli olur, ya Neo Osmanlı olur, ya Turan birliği olur, bunu zaman gösterecek. Gördüğüm kadarıyla Devlet denemelere başladı ve hangi yönde evrileceğini şu anda burada tartışıyoruz. Bu göçmen konusu da, Filistin konusu da, Türk birliği teşkilatı veya Zengezur meselesi de hep bu konuyla bağlantılıdır.

2053 ve 2071 vizyon belgesini, cıvık şakalar komiklikler falan yapacağınıza, bir okusaydınız, ne demek istediğimi belki biraz anlayabilirdiniz.

Mesajı Paylaş

Kimse kusura bakmasın da çoban açığı vs gibi nedenlerle öne sürülen işgücü açığı nedeniyle ülkemize eğitimsiz ve kalabalık kaçak göçmen doldurmanın  neresi mantıklı? Bu bir devlet projesiymiş gibi yorumlayan arkadaşlar var. Hatta bazı ''işe yaradığı hiç görülmemiş siyasilerin'' emperyal genlere dönme projesi olduğunu ima edenler bile. Gelenlerin de uyum sağlama sürecinden, asimilasyon vs bahsedenlerden. Yahu biz kendi kendimize yetemezken böyle aptalca bir uygulama olabilir mi? Bu duruma neden katlanmak zorundayız? Ülkelerindeki savaş, ekonomik durum vs nedenlerle her kaçıp gelene kapımızı açmak zorunda mıyız? Tamam olağanüstü durumlarda misafir edebiliriz ama adı üzerinde ''misafir''! Kalıcı değil! Olağanüstü durum neyse sona erdiğinde misafirlik sona erer. Ekonomimizin durumu ortada. Bu kadar kötü olmasının nedeni bazı zayıf akıllıların sandığı gibi üç harfli marketler vs değil! Bu şekilde ima edilen saçma sapan politikalar!

Çok basit bir örnek vereyim. Ev kiraları yüksek. Kiralık ev bulmanın neredeyse imkansız olması en büyük nedeni nedir şu an? Talep fazla, arz ise az. Ekonomi kuralı! Neden böyle? Oturduğum binada 9 daire var. Bunların üçünde TC vatandaşı olmayanlar var. Ben taşındığımda ise hiç yoktu. Þimdi üçte biri. Kendi artan nüfusumuza göre artan talebimize ek olarak %33.33 dışarıdan gelenlerin neden olduğu talep artışı var. Bu durumu bütün diğer alanlarda düşünün.

Bitti mi kardeşim savaş. Tamam artık evine dönebilirsin. Senin ülkende şartlar daha mı kötü, gidip düzeltmek için çaba harcayabilirsin!

Sen Emperyal projeler peşinde koşacağım diye her gelene kucak açıp kendini batıracağına, bölgesel ekonomik işbirliği projeleriyle o ülkelerin ekonomik şartlarını da geliştirecek projeler peşinde koş. Ne oldukları belirsiz göçmenleri kabul etmek yerine o ülkelerden buraya göçü önleyecek projeler için o ülkelerin devlet yönetimleriyle işbirliği yap. Sen de kazan, onlar da kazansın! İmparatorluk hayaliyle tribünlere oynayıp ülkedeki milyonlarca insanın geleceğini riske atacağına, o senin ülkenden daha az gelişmiş olan ülkelerin gelişimine yardım et de herkes kazansın. Tıpkı Avrupa Birliği gibi. Örnek al! Hatta daha iyisini yap. Açıkça akıl vermek gibi olsun! Mesajı Paylaş
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com


Paylaş whatsappPaylaş facebookPaylaş linkedinPaylaş twitterPaylaş myspacePaylaş redditPaylaş diggPaylaş stumblePaylaş technoratiPaylaş delicious
İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren Replikacep.com sitemizde 5651 sayılı kanunun 8. maddesine ve T.C.Knın 125. maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur.Replikacep.com hakkında yapılacak tüm hukuksal şikayetleri İletişim sayfamızdan bize bildirdikten en geç 3 (üç) iş günü içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek gereken işlemler yapılacak ve site yöneticilerimiz tarafından bilgi verilecektir.
Footer menü
Hakkımızda
Bize Ulaşın
Biz Kimiz
Hizmetlerimiz