Sohbet...

Başlatan SÜVARİ, 10 Nisan 2009, 14:57:24

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 5 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Almanya, Japonya ve G. Kore' nin koşulları, Türkiye' nin koşullarıyla aynı değildir. ABD, bu üç devleti destekledi de Türkiye Cumhuriyeti Devletini niye desteklemedi? Cevabını aradığımız konu budur. Ve çok mantıklı birkaç açıklaması var.

Bu üç devletin üçünün de (Almanya, Japonya ve Güney Kore) hegamon bir devlet olma imkân ve ihtimalleri yoktur. Hem coğrafi konumları hem de kaynakları buna müsait değildir. Bu iki handikap, bu üç devletin hegamon dünya devleti olmalarını engelliyor ve hatta imkânsız hale getiriyor. Örneğin Almaya bir kara devletidir, denizlere çıkışı sınırlıdır ve sanayisini besleyecek yeraltı kaynaklarından yoksundur. Japonya dersek; o da bir ada devletidir, dünyadan izoledir, akraba milletleri yoktur-tek başınadır ve yeraltı kaynakları sınırlıdır. Kore deseniz, he keza aynı durumda... yarımada olmalarına rağmen son derece sınırlı bir alanda sıkışmış durumdadırlar ve hegamon güç olabilmeleri için gerekli olan tarihi derinlikten yoksundurlar.

PEKİ TÜRK MİLLETİ ÖYLE Mİ?

Türk milleti tarih boyunca İmparatorluklar kurmayı başarmış tarihin en kadim milletlerinden biridir. Hatta üç-dört milletinden biridir. Türkler, Çinliler, Farslar ve İbraniler gibi. İbranileri pas geçiyoruz; çünkü onların da ayrı handikapları var. Yeri olmadığı için İbranilerle Farsları pas geçiyoruz.

Özetle Türk milleti fırsatı bulduğunda İmparatorluğunu ilan eder ve adil şekilde de yönetir. Bu gerçeği bizim kadar yabancılarda biliyor. Örneğin meşhur İngiliz tarihçi Arnold Toybee' den aktarıldığı kadarıyla; ''dünyada imparatorluk kurabilecek yegâne iki millet vardır. Türkler ve İngilizler'' demiştir.

Yani Türk milletiyle muhatap oluyorsan iki kere düşüneceksin. Gerçek liderini bulduğunda her an için başınıza bela olabilir...! O nedenle Türk milletinin kuvvetlenmesi, gelişmesi istenmez ve istenmiyor da. Almanya, Japonya ve Güney Kore' yle aramızda ki fark budur. Türk milletinin hegamon bir dünya gücü olabilmesi için gerekli olan tarihi, coğrafi ve kültürel derinliği vardır.

Bi' de şu düşünceyi anlamıyorum, diyorlar ki; tamam bir yere kadar bağımsız devletiz ama niye Almanya, japonya veya G. Kore kadar zengin değiliz! Amerika bizi de zengin etsin diyorlar.  Arkadaşlar, diğer milletlerle aramızda ki farklardan biride budur.

Büyük Atatürk NUTUK adlı büyük eserinde bu sorunun cevabını vermiştir. Bugüne kadar Nutuk' u okumayanlar varsa, açsınlar ve bi' zahmet okusunlar. Bugün aradığımız cevapların neredeyse tümünü orada bulacaklardır. Çünkü tarih turnusol kâğıdı gibidir ve yaşanmışlıklar her devirde tekrarlanır. İbret almak istiyorsanız açıp okumalısınız -ki ibret alasınız.

Atatürk meseleyi anlatıyor anlatıyor ve sadede geliyor. Diyor ki;

Temel ilke, Türk Milletinin haysiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşamasıdır. Bu ilke ancak tam istiklale sahip olmakla gerçekleşebilir. Ne kadar ferah ve bolluk içinde olursa olsun istiklalden yoksun millet, medeni insanlık dünyası karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir davranışa layık olamaz.

Yabancı bir devletin koruyup kollayıcılığını kabul etmek insanlık vasıflarından yoksunluğu, güçsüzlük ve miskinliği itiraftan başka bir şey değildir. Gerçekten de bu seviyesizliğe düşmemiş olanların, isteyerek başına bir yabancı efendi getirmelerine asla ihtimal verilmez. Halbuki Türk'ün haysiyeti, gururu, kabiliyeti çok yüksek ve büyüktür.

BÖYLE BİR MİLLET, ESİR YAÞAMAKTANSA YOK OLSUN DAHA İYİDİR!...

O HALDE YA İSTİKLAL,YA ÖLÜM!"


Mesajı Paylaş

#1151
Son bir kac iletiye cevaben..

1- Kimse Almanlar, Japonlar  sadece ABD yardimi sayesinde gelistiler demedi. Tabii ki gundelik deyimle esek gibi calistilar. Zaten bu milletler milli bilincleri kuvvetli milletlerdir, 2. Dunya savasinda yikilmadan oncede dendigi gibi gucluyduler..Japonya 1905'de Ruslari hem denizde hemde karada darmadagin etti ornegin.

2- Burada anlatmak istedigim ana nokta suydu: Hem Almanya Hem Japonya, kurulu dunya duzenini kendi lehlerine cevirme girisiminde bulununca (yaptiklari dogrudur demiyorum) karsilarinda kurulu duzen savunucularini buldular, yenildiler, yikildilar. Kurulu dunya duzenine dahil olmaya mecbur edildiklerinde, ya da bunu kabul ettiklerinde duzenin kurucu ve savunuculari bunun karsilginda onlarin gelismesine engel degil yardimci oldu.

3- Bati medeniyeti icin kendi kafalarinda "bati" medeniyetine dahil olmayan (bunu hristiyan ve beyaz olarak da okuyabilirsiniz) milletler icin tek bir statu vardir: "Ayak takimi".

Nedir "Ayak takimi"?: Bati medeniyetinin ongordugu, izin verdigi, onlarin cikarlarina hizmet ettigi alanlarda, belli sinirlar icerisinde onlara hizmet etmek icin var olan ve bu konumunu sorgulamayan, kendi kafalarinda batinin kurulu duzenini ve ustunlugunu kabul eden, batiya hizmet ederek kendini kurtarma derdinde olan, milli bilincten yoksun kitleler.

Bu statuye ekonomik, siyasi, askeri, kulturel ve belki de en onemlisi ideolojik olarak karsi cikan milletlere, ellerindeki her turlu imkani kullanarak cullanirlar..Amac sadece o ulke ya da milleti etkisiz hale getirmek degil, onu "bati"ya meydan okumanin insani ne hallere dusurdugunu gostermek icin ornek haline getirmektir. Japonyaya baglayacak olursak, emin olunuz ki eger 1. dunya savasinda atom bombasi teknolojik olarak var olsaydi, bombalari ilk yiyen, adim gibi eminimki, biz olacaktik..

Bu statuye ragzi olmus, o statuyu farkinda bile olmadan benliginin bir parcasi haline getiren milletler icin de, yine batiya biat etmenin "gelisme" icin ne kadar faydali olduguna ornek teskil etmesi amaciyla, her turlu yardim yapilir..

4- Tarih boyunca, Bati'ya SUREKLI ve ETKILI olarak meydan okuyan, meydan okumayi birakin siyasi, ekonomik, kulturel, askeri, bilimsel ve teknolojik anlamda ustunluk saglayan,hatta ezen ve belkide en onemlisi ideolojik olarak meydan okuyan tek millet Turk milletidir. Orneklerini yazinda bilinci olarak milli bilincimizi kaybedelim, tarihimizi bilmeyelim diye cok dalga gecerler ama Afrika'dan Endonezyaya, Hindistandan Steplere kadar emperyalism ile mucadele edip yerel halklarin yardimina kosan tek millet Turklerdir. Bagzilarinin begenmedigi Mustafa Kemal Ataturk ve onculugunu ettigi fiziki ve fikri mucadele, Hindistan, Afganistan, Pakistan, Guney Amerika devletleri ve hatta Cin'in bile ulusal mucadelelerine ornek teskil etmis ve umut vermistir.

5- Yenildigi zaman bile yenilgiyi kabul etmedigi ve mucadeleyi surdurdugu icin, ve bunu surekli ve inatli bir sekilde surdurdugu icin Bati icin en tehlikeli millet ve devlet Turklerdir. Bunun icin ellerinden geldigince 7/24 gizli ve aciktan bizimle mucadeleyi surdureceklerdir. Turk devlerinin guclenmesi demek, onlarin kafalarinda butun dunya somuru duzeninin tehlikeye girmesi, kendilerinin zamanla "ayak takimi" statusune donmeleri demektir. Onun icin bizimle yaptiklari neredeyse her savasta "Turkleri Asyaya" atmaktan bahsedeler. Firsat ellerine gecince, surgun, katliam, bunlarin hepsini uygulayacaklardir, zaten uygulamislar (bkz. Balkanlar, Orta Asya vs)

6- Bunlarin hicbiri "bize yaptirmiyorlar abicigim, yabanci gucler onumuze engel koyuyor, yaptirmazlar" demek icin bahane teskil edemez. Boyle bir dusunce tarzi zaten onlarin tam istedigidir. Baslamadan vazgecmeye ve "ayak takimi" olmaya ragzi olmak demektir. Birakin onlar tas koysunlar, bundan dogal ne olabilir ki? Bizde inatla her alanda daha fazla calismali ve bunlarin ustesinden gelmeliyiz..milli karakterimiz zaten budur.."Damarlarindaki asil kan" derken anlatilmak istenen de kanimca bu yondedir..

7- En onemli mucadele silahi, milli bilinctir. Bu milli ruh ve bilinc mutlaka korunmali ve gelistirilmelidir. Tarihimizin, dilimizin, "Turk aslinde yoktur" seklindeki sozde akademik calismalarin, ulkemizin etnik yapisini degistirmek icin yapilan girisimlerin (multeciler dahil) altinda yapan tek ve tek amac bu milli bilinci yok etmek, bizi bir "kitle" haline getirmektir.. Mesajı Paylaş
What is steel compared to the hand that wields it?

Evet, konu ile alakalı bir almanın güzel bir tespiti vardı, hatırlayanlar olur, " Evet, Almanya yıkıldı ama, Almanyanın üniversiteleri hala ayakta."

Bu durumda o zaman ki gelişen olaylarla ilgili bir etkiyi belirtmiştir diye düşünüyorum. Mesajı Paylaş

Alıntı yapılan: Alpars - 28 Haziran 2021, 13:12:05
Evet, konu ile alakalı bir almanın güzel bir tespiti vardı, hatırlayanlar olur, " Evet, Almanya yıkıldı ama, Almanyanın üniversiteleri hala ayakta."

Bu durumda o zaman ki gelişen olaylarla ilgili bir etkiyi belirtmiştir diye düşünüyorum.

Almanya'nın 2.Dünya savaşından 2'ye bölünmüş olarak çıktığını da bilmek lazım. Bu neden önemli?
Batı Almanya, Kapitalist; Doğu Almanya,  Komünist.
Tüm Batı Dünyası Kapitalist düşüncenin üstünlüğünü göstermek için Batı Almanya'yı tüm güçleriyle destekledi.

Almanya , soğuk savaş zamanı hangi ideolojinin daha üstün olduğunun ispatlanmaya çalışıldığı,  iki ideolojinin de tüm hünerlerini sergilediği en önemli sahneydi.

Tıpkı Bölünmüş Kore'yi komünizme bırakmamak için G.Kore'yi de aynı şekilde destekledikleri gibi. Mesajı Paylaş

aşı olmayanlara saygım var;  ama içime sinen bir tavır da değil. .
sonunda şöyle bir örnekle açıkladım.

aşı olmama hakkı, sarhoş olup araba sürme hakkı kadar bir haktır.
sarhoş olma hakkımız var, araba sürme hakkımız da var;  ama sarhoş kafayla araba sürerken gelip normal bir vatandaşın arabasına  çarptığımızda sadece kendimiz ölmüyoruz.
bu nedenden dolayı sarhoşken araba sürülmüyor.
  durum aşı olmama konusunda da aynı bence.
tamam, aşı olmama hakkımız var, aşı olmadan dışarı çıkma hakkımız da var;  ama aşı olmadan dışarı  çıktığımızda o hastalığı aşı olana da bulaştırıyoruz.
demek ki bu sadece bizi ilgilendiren bir durum değil.


asıl püf noktası şu:
aşı olanın da virüsü bulaştırabileceği hemen bir karşı savunma haline dönüşüyor.
doğru, aşı olan da bulaştırabilir;

ama bu savunmayı kabul edersek aynı mantıkla sarhoş olmayanlar da kaza yapıyor,  o zaman sarhoşken araba sürmek normal bir şey mi sayılmalı yani?
Mesajı Paylaş

Alıntı yapılan: korsan - 07 Temmuz 2021, 15:13:38
aşı olmayanlara saygım var;  ama içime sinen bir tavır da değil. .
sonunda şöyle bir örnekle açıkladım.

aşı olmama hakkı, sarhoş olup araba sürme hakkı kadar bir haktır.
sarhoş olma hakkımız var, araba sürme hakkımız da var;  ama sarhoş kafayla araba sürerken gelip normal bir vatandaşın arabasına  çarptığımızda sadece kendimiz ölmüyoruz.
bu nedenden dolayı sarhoşken araba sürülmüyor.
  durum aşı olmama konusunda da aynı bence.
tamam, aşı olmama hakkımız var, aşı olmadan dışarı çıkma hakkımız da var;  ama aşı olmadan dışarı  çıktığımızda o hastalığı aşı olana da bulaştırıyoruz.
demek ki bu sadece bizi ilgilendiren bir durum değil.


asıl püf noktası şu:
aşı olanın da virüsü bulaştırabileceği hemen bir karşı savunma haline dönüşüyor.
doğru, aşı olan da bulaştırabilir;

ama bu savunmayı kabul edersek aynı mantıkla sarhoş olmayanlar da kaza yapıyor,  o zaman sarhoşken araba sürmek normal bir şey mi sayılmalı yani?

Birakin sarhoslugu, belli bir limitin uzerinde araba kullanmak bir suctur..

Kisinin haklari, baskalarinin haklarinin basladigi yerde biter diye bir laf vardir..

Asilarin zorunlu hale gelmesi belki asiriya kacan bir yaklasim olarak gorulebilir ama toplum sagligini korumak amaciyla asi olmayanlara bagzi sinirlamalar getirilmesi ve asi olmayi tesvik etmek makuldur..

Bati buna zaten basladi..yavas yavas asi olmayanlarin hayati kisitlanirken asi olanlara kolayliklar sunuluyor.

Birde isin ekonomik boyutu var tabi, bazi firmalar calisanlara asi olma zorunlulugu getiriyor, ulkeler arasi seyahatlerde asilananlara kolayliklar var, musteri cekmek isteyen isletmeler maske-sosyal mesafe olayina yukumluluk kalksa bile devam ediyor vs..

Teknik olarak asi olmak zorunlu degil ama kolay hayat yasamak icin zorunlu oluyor yavas yavas.. Mesajı Paylaş
What is steel compared to the hand that wields it?



"Define araması için Gümüşhane Valiliği ile Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü tarafından verilen izin sonucu katledilen 12 bin yıllık Dipsiz Göl berraklığına kavuşamadı. Prof. Dr. Osman Bektaş, "Dipsiz Göl artık ölmüştür" dedi.
Güncellenme: 11:45, 09/07/2021 "

https://www.sozcu.com.tr/hayatim/seyahat/dipsiz-gol-camur-gol-oldu/

konunun muhalefete bağlanmamış olması dikkat çekici.


Mesajı Paylaş

Biz doğa katliamı'nı severiz. 12.000 yılda buzullardan oluşan gölü 2 saatte halletmesini gayet iyi biliriz. Buna izin veren öküzi yetkililer  gölü imha edenden daha suçludur.

Ceza aldılar mı? Mesajı Paylaş

Ceza almaları kim olduklarına göre değişir...
Arkaları sağlamsa bir doğa parkına müdür bile olabilirler...
Yeni Türkiye... Mesajı Paylaş

Almanyanin Rheinland-Pfalz ve Nordreihn-Westpfahlen eyaletlerinde görülmemis bir sel felaketi yasaniyor. Düren sehirin civari, Hagen ve bir sürü köylere ulasimdan tamamen kopuk veya haritadan silindi. Bir cok yerlesim yerler  dere kenarindalar ve nehir yataklarindan uzak olduklari halde. Bu siddetle gelen yagmur altyapiya bakmiyor. Türkiyede bu afetleri cok yasadi. Su an aci bilanco 89 ölü ve 1300 kayip.

Enkazlarin altindan acil yardim cagrilari yapiliyor ama ekipler nedense oralara ulasamiyorlar.
Mesajı Paylaş


Paylaş whatsappPaylaş facebookPaylaş linkedinPaylaş twitterPaylaş myspacePaylaş redditPaylaş diggPaylaş stumblePaylaş technoratiPaylaş delicious
İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren Replikacep.com sitemizde 5651 sayılı kanunun 8. maddesine ve T.C.Knın 125. maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur.Replikacep.com hakkında yapılacak tüm hukuksal şikayetleri İletişim sayfamızdan bize bildirdikten en geç 3 (üç) iş günü içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek gereken işlemler yapılacak ve site yöneticilerimiz tarafından bilgi verilecektir.
Footer menü
Hakkımızda
Bize Ulaşın
Biz Kimiz
Hizmetlerimiz