Sohbet...

Acaba bu ne olabilir?

Depremden 17 saniye önce görülen esrarengiz olay >> https://www.milliyet.com.tr/gundem/depremden-17-saniye-once-gorulen-esrarengiz-olay-6901543

.

Elektrostatik boşalma.

Ben onu sormuyorum. Videounun sesini açarak izlerseniz neden bahsettiğimi anlayacaksınız. O ışık patlamalarından önce gökten bir cismin düştüğünü söyülüyor oradakiler. Taş diyorlar. Videonun kalitesi iyi değil ve ben bir şey göremedim. Ancak videonun sonunda yaklaştırılmuş bir görüntü var. ORada arkadaşında siyah resnkli iz bırakan bir cisim görünüyor. Bir göktaşı falan olsa ışık saçardı. Ama kara bir cisim. O düştükten birkaç saniye sonra ışık patlamaları, oluyor. Onun ardından da deprem!

Yakınlaştırılmadan bir şey görünmüyor. Vİdeo'nun sonunda yakınlaştırılmış halinde siyah bir cismin geçtiği görünüyor. Göktaşı olamaz göktaşı atmosfere girdiği an yanmaya başlar ve yanarak düştüğü için arkasında bir kuyruk bırakır. Burada kapkara bir cisim görünüyor. Çok enteresan. Tabii montaj da olabilir. Ama videoda yakınlaştırılınca görünen bir cisim var.

onlar kameranın önünden düşen tozlar. Depremin ilk şok dalgasındaki sallantıda dökülen toslar rüzgardan uçuşmalar filan.

Bugün Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı ;  hani şu meşhur altın makas ile açılan sitenin tamamen yıkıldı diye soru sorulunca " Ben o müteahhitin işini doğru yaptığını düşünüyorum , deprem şiddetliydi " dedi belediye başkanı , kulaklarıma inanamadım.
Araştırma yok , bilimsel soruşturma yok beyefendi şimdiden yüzlerce kişinin öldüğü site müteahhitini aklama peşinde.

Sn Serkan1976,
Bu TV yayınıyla ilgili kaynağı paylaşabilirmisiniz acaba?

https://www.ahaber.com.tr/gundem/2023/02/10/chpli-hatay-buyuksehir-belediye-baskani-lutfu-savas-ronesans-rezidansin-mimarini-savundu-idealist-bir-insandir

Sn Serkan1976,
Bu AHaber. Ben buna pek inanmıyorum. Bu kasıtlı yazılmış ta olabilir. Onun için sizden TV yayını kaynağını rica etmiştim.
Bugünkü TV yayınındaki 10 küsür dakikalık konuşmasını iki defa izledim. Bayan spikerin binaların sağlamlığı konusunda sorduğu soruya , bu kadar şiddetli bir deprem için ne kadar dayanıklı yapsanızda bu binalar yıkılırdı dedi. Ben balkona çıktım ayakta duramadım yere düştüm depremin şiddetinden dedi.
Depremi yaşamış bir kişi olarak düşüncesini söyledi. Kendisi Tıp doktoru Doçent. İnşaatçı değil. Ona bu soruyu soran spiker de de hata var zaten.
O rezidanslar için bir soru sorulmadı ve kendisi de benim izlediğim programda bir şey söylemedi.
Onun için sizden hangi TV proğramı diye sormuştum.

Eleştirilerde bazen aşırıya kaçılıyor. Þimdi, öncelikle şunu kabul edelim: Bizdeki depremler, yüzeye yakın gerçekleştikleri için ve fay hatlarının çevresinde kalabalık yerleşimler olduğu için, gayet öldürücü depremler. Keza son depremlerde ölçülen ivmelenmeler 1.3 G - 2 G gibi şartnameleri çok çok aşan değerlerde idi. Üstelik arka arkaya aynı yerde 7.5 üzeri büyüklükte deprem oldu. Bunlar yaşanılan talihsizliklerdi, orası olayın Takdir-i İlahi kısmı. Biz düzeltebileceğimiz şeylere odaklanalım. Biraz geniş açıdan bakacağım izninizle.

Büyük resme baktığımda, inşaat endüstrisi açısından devasa bir verimsizlik görüyorum ben. Denetim diyoruz, iyi güzel ama, mevcut sistemde denetlenecek kişi sayısı olması gerektiğinden fazla. Adam okumamış, "İşsiz kalacağıma inşaat ustası olurum." demiş ve biz de bu vasıfsız kişiye örneğin beton dökme veya kolonları birleştirme gibi çok yaşamsal bir sorumluluk vermişiz. Böyle adamları denetlesen ne oluuur, denetlemesen ne oluuur! Biz bu tipten vasıfsız işgücünü denetlemek zorunda olmamalıyız. Bundan ötürü, inşaat teknolojimizi çok acilen değiştirmeliyiz. Hazır parçaları lego gibi birleştirmeye dayanan, vasıfsız insana fazla gerek duyulmayan, otomasyon bazlı sisteme geçmeliyiz.

Savunma sanayisinden örnek vereceğim. Tabancalardan bahsedeceğim, kompleks silahlardan gitmeye gerek yok. Her önüne gelen atölye sahibine tabanca ürettiriyor muyuz? Ürettirmiyoruz, değil mi? Çünkü bu sonuçta bir silahtır ve şakası yoktur. Ülkede tabanca üreten ve özel sektörden olan üretici sayısı, benim bildiğim sadece 4 tane. Üstelik o üreticiler son teknoloji CNC cihazlarıyla, en kaliteli hammaddeleri kullanıyorlar. Yani otomasyona yatırım yapmışlar. Pekiii, tüm ömrümüzün geçtiği ve sadece kendimizin değil, tüm ailemizin canını emanet ettiğimiz evlerimizi üretenlerin sayısı neden bu kadar fazla? Üretimleri de hiiiç te öyle otomasyonla gerçekleşmiyor. Depremlerin şakası var mı!?

Müteahhitler, inşaat sektöründen beslenen sektörlerin fazlalığı nedeniyle ve aynı zamanda inşaat sektörü çok sayıda vasıfsız işçiye iş sağladığı için, özellikle popülist sağ iktidarlarca (AKP, DYP, ANAP vs vs) el üstünde tutuldu. Hatta siyaset onlar üzerinden finanse edildi. İnşaat sektörü dediğim şekilde dönüşümden geçtiğinde 3 ana konuda büyük değişimler göreceğiz. a) İnşaat maliyetleri zaman içerisinde düşecektir. b) Müteahhitlerin sayısı hızla azalacaktır. Büyük firmalar dışındakiler sektörden ayıklanacaklar. c) Vasıfsız işgücüne dönük istihdamı artık sağlamayacağı için, siyasetin finansmanı müteahhitlerin üzerinden yürümeyecek. Siyasetin finansmanı konusunda ufukta görülen reformlar da bu sayede kolaylaşacaktır.

Siyaset, yani devlet kendisini finanse edeni düzgün denetleyemez! Önce siyaseti özgürleştirmeliyiz. Bunun da yolu, inşaat sektörünü verimlileştirmekten geçiyor. İnşaat sektörü istihdam odaklı olmaktan çıkartılacak ve otomasyon bazlı yapılacak. 4 Adet tabanca imalatçısı ülkeye yetiyorsa, pekala 5 bilemedin 10 adet büyük inşaat firması da ihtiyacımızı karşılar.

Deprem oncesi yapilmis binalarin nasil depreme direnemedigini ikincil konu yapip. Deprem sonrasi yikilan ve agir hasarli olan binalarin yikimi sonrasinda cikacak olan bina aciginin kapatilmasi icin yapilacak buyuk projelerde bir onceki durum yasanmamasi icin nelere odaklanilmasi gerekliligini tartisalim.

Su anda devletin verecegi emir dogrultusunda bircok irili ufakli iyi is yapan veya calip cirpan firma soteye yatmis ellerini ovusturarak isaret fiseginin atilmasini beklemekte.  Yani yeni bir Rant kapisi acil yapilasma kisvesi altinda kapida gorundu betoncular utanmasalar bayram edecekler. Bizler bu defa bu isi denetleyebilecekmiyiz ki bir sonraki depremde yine birlikte aglamayalim yoksa bakin cok hizlica sizlere barinak yaptik. Bir sonrasi depremde de kacimiz burada olacak deyip bilineni mi yapacagiz?

Bu binalari eskisinin yerine mi kaldiracagiz ?
Yoksa yeni yerlesim birimlerimi kuracagiz?
hangi yonetmelige gore yapacagiz?
Nasil denetleyecegiz?

Gecmisi tartisirken asil odaklanmamiz gereken  gelecek cunku kurtulusumuz bu yoldan gecer.

Bugün Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı ;  hani şu meşhur altın makas ile açılan sitenin tamamen yıkıldı diye soru sorulunca " Ben o müteahhitin işini doğru yaptığını düşünüyorum , deprem şiddetliydi " dedi belediye başkanı , kulaklarıma inanamadım.
Araştırma yok , bilimsel soruşturma yok beyefendi şimdiden yüzlerce kişinin öldüğü site müteahhitini aklama peşinde.

Sn Serkan1976,
Bu TV yayınıyla ilgili kaynağı paylaşabilirmisiniz acaba?

https://www.ahaber.com.tr/gundem/2023/02/10/chpli-hatay-buyuksehir-belediye-baskani-lutfu-savas-ronesans-rezidansin-mimarini-savundu-idealist-bir-insandir

Sn Serkan1976,
Bu AHaber. Ben buna pek inanmıyorum. Bu kasıtlı yazılmış ta olabilir. Onun için sizden TV yayını kaynağını rica etmiştim.
Bugünkü TV yayınındaki 10 küsür dakikalık konuşmasını iki defa izledim. Bayan spikerin binaların sağlamlığı konusunda sorduğu soruya , bu kadar şiddetli bir deprem için ne kadar dayanıklı yapsanızda bu binalar yıkılırdı dedi. Ben balkona çıktım ayakta duramadım yere düştüm depremin şiddetinden dedi.
Depremi yaşamış bir kişi olarak düşüncesini söyledi. Kendisi Tıp doktoru Doçent. İnşaatçı değil. Ona bu soruyu soran spiker de de hata var zaten.
O rezidanslar için bir soru sorulmadı ve kendisi de benim izlediğim programda bir şey söylemedi.
Onun için sizden hangi TV proğramı diye sormuştum.

Sayın Yaşar ahaber değil show tv yayınında söyledi bunları siz de özetlemişsiniz zaten... Videonun en başında  " idealist bir insan yönetmeliğe aykırı iş yaptığını sanmıyorum diyor...
Zaten spikerin ilk sorusu bu siteyi soruyor...İdealist dediği kişi bu yurtdışına kaçarken yakalanan sahıs...

Soruşturma sonunda yine değerle yaparız

Deprem oncesi yapilmis binalarin nasil depreme direnemedigini ikincil konu yapip. Deprem sonrasi yikilan ve agir hasarli olan binalarin yikimi sonrasinda cikacak olan bina aciginin kapatilmasi icin yapilacak buyuk projelerde bir onceki durum yasanmamasi icin nelere odaklanilmasi gerekliligini tartisalim.

Su anda devletin verecegi emir dogrultusunda bircok irili ufakli iyi is yapan veya calip cirpan firma soteye yatmis ellerini ovusturarak isaret fiseginin atilmasini beklemekte.  Yani yeni bir Rant kapisi acil yapilasma kisvesi altinda kapida gorundu betoncular utanmasalar bayram edecekler. Bizler bu defa bu isi denetleyebilecekmiyiz ki bir sonraki depremde yine birlikte aglamayalim yoksa bakin cok hizlica sizlere barinak yaptik. Bir sonrasi depremde de kacimiz burada olacak deyip bilineni mi yapacagiz?

Bu binalari eskisinin yerine mi kaldiracagiz ?
Yoksa yeni yerlesim birimlerimi kuracagiz?
hangi yonetmelige gore yapacagiz?
Nasil denetleyecegiz?

Gecmisi tartisirken asil odaklanmamiz gereken  gelecek cunku kurtulusumuz bu yoldan gecer.

Bazı yerlerde, örneğin Hatay gibi, yeni bir kent kurulacak el mahkum. Oradaki yıkımın nedeni büyük ölçüde bozuk zemin. Þartnameler basitleştirilecek ve elden geçecek. Ufak firmaları Kanun zoruyla birleştirerek, büyük şirketler oluşturacağız. Ve bu şirketler de dediğim şekilde "sanayi tipi konut üretimi" yapacaklar.

@serkan1976'nın gösterdiği resimde, TOKİ sapasağlam ama yanındaki site yerle yeksan olmuş. Niye? Çünkü TOKİ yarı sanayi tipi üretilmiştir. Tünel Kalıp Sistemi yazıp Google'da arama yaptırabilirsiniz. Bir açıklaması burada: https://www.aetgrup.com/tunel-kalip-sistemi-nedir

Tünel Kalıp Sisteminden de ileride sistemler düşünüyorum. Binalar bu şekilde üretildiğinde, denetlenecek kişi ve malzeme sayısı da dramatik şekilde düşüyor. Duvarlar mesela, fabrikasında makinelerce üretilebilir. 10.000'Lerce şantiyeyi mi denetlemek kolay, yoksa 2-3 tane duvar fabrikasını mı? Bu şekilde düşünün.

"Betoncular bayram edecekler" veya "işaret fişeğini bekliyorlar" gibi suçlamalar da çok ayıp bu arada. Yakıştıramadım size! Kanuni alt yapıyı düzgün kurarsın, düzgün işletirsin ve rant olmaz. Kanunları işletmeyi kolaylaştırmak, Kanun yapmaktan başlar. Kanun vardır, uygulatması kolaydır. Kanun vardır, akıntıya kürek çeker ve feriştahı gelse düzgün uygulatamaz o Kanunu.

Sn Merzifonlu kardesim,

Ben yorumlarimi siyasi gorusumden ayristirarak yapan birisiyim oncelikle bu konuda bir anlasalim " ayrica kibrisliyim yani anavatanimda herhangi bir partiye de yakinligim yok "

Paylasmis oldugum Yorumumun son kismini belli ki Siz Betoncu dememden muhalefetin deyimi ile iktidara yakin cevreyi kast ettigimi algiladiniz.Bu yanlis  ben betoncu derken insaat sektorunde calisan sirketlerin tumunu kast ettim .Isaret fiseginden kastim ise Devletin aciklayacagi ihaleleri kast ettim ihalenin icerigine deginmedim. Elbette insaat sektoru icin depremin yikimi sonrasinda buyuk bir pazar da ortaya cikmaktadir bunu kabullenmek zorundayiz.

Bu olusacak olan buyuk pazarda elbette yolsuzluk ve rant da  olusacaktir . Bu yolsuzluk ve ranti minimuma indirgemek icin de sizin belirtmis oldugunuz gibi hukuki kanunlar ile ihale yasalari dahil tum kanunlar gozden gecirilmelidir.Yalniz kanun ve yasalar isin zeminini olusturur ancak. Yani bu yapilmis ve yapilacak olan kanun yoentmeliklerin vs seffaf ve saglikli olabilmesi icin de denetlem organin etkin bir  yapi olmalidir. Simdiye kadar niye CUVALLADIK ve ders almiyoruz cunku yaptigimiz kanun ve yonetmelikleri yine bir sekilde kendimiz deliyoruz . Delmekle de kalmiyoruz  hemde delikleri yeterince denetlemeye sahip degiliz. Denetledigimiz ve aykirilari da cikardigimiz aflar ile af ediyoruz. Artikk bazi seyler bizleri acitsa rencide etsede kabullenelim . Aciliyiz ama uyanalim artik. " Uyursunuz demiyorum size aman ha yine yanlis anlasilmasin"

Geçen gün bir uzman biz insaat sektorunde endüstriyellesemedik demişti çok doğru bir tespit gibime geldi...

Lego gibi bina yapma teknikleri var...içindeki elektrik şu tesisatina kadar duvarlari, bloklari hazirlayip çok kısa sürede birbirlerine ekleyip yapiyorlar...insaat bir bakima arazide değil fabrikada yapiliyor...denildigi gibi denetlemesi de kolay (gerçi arazide geldiginde biz onu bozmanin bir yolunu buluruz ama)

Bu saatten sonra bence ev seçme (büyük küçük,  şu yer bu yer şu firma bu firma hakkını kaybettik). Bütün binalari peyderpey yikip icabinda zemini sağlam olan yerlere yoresel ve tarihsel dokuya uygun standart evler yapmamız lazım.. Bir bakma her bina TOKI binasi olacak yani ,uzun vadeli kira ile insanlar odesin...kopyala yapistir bir insaat sistemine geçmek lazim...insaatcilara da sigorta zorunlulugu getireceksin 10 sene binanin yapisinda meydana grlem Bütün hasar ya da eksiklerden sorumlu olacaklar...zaman icinde işi beceremeyenler ve sigortadan durma para cekenleri sigorta firmalari sigortalamamaya ya da primleri astronomik yapmaya başlar, is de yapamazlar..ingilterede böyle yeni yapim binaların yapisi 10 sene sigortali, yapan sorumlu..duvardaki sıva çatlagindan binanin su elektrik tesisatina kadar

Kat malikleri anlasacakmis,  banyosu şu kadar büyük olsun içi mermer olsun vs yok...6 ayu geçmeyecek sure verilir cikilmasi icin, vakti geldiginde yikacaksin..o arada prefabrik konuk evleri yapar oraya alırsın, kira desteği verirsin vs.. 1 -2 senede teslim edilince insanlar yeni binalarına geçer..

Artik sözün bittiği yeri geçeli çok oldu, önlemlerin ve hareketlerin tehlikenin boyutuna göre düzenlenmesi lazim.
Önlem ile çözülür bu iş,  böyle bir olay olduktan sonra dünyadaki  bütün arama kurtarma ekiplerini yardımları isinlasan oraya yine de başa cikilmaZ

onlar kameranın önünden düşen tozlar. Depremin ilk şok dalgasındaki sallantıda dökülen toslar rüzgardan uçuşmalar filan.

Hayır. Görüntü depremin başlangıcından 17 saniye önce çekilmiş. Henüz hiçbir dalga yokken.