Sohbet...

BAYKAR depremzedeler için 1000 konut bağışlayacağını açıkladı bugün. THY'de 1000 konut bağışlayacağını açıklamıştı. Çok güzel haberler bunlar. Zor zamanlarda seferber olabilen milletimiz, kötü günler geçiren kardeşlerimizin barınma sorununun çözümüne katkıda bulunacaktır.

Baykar gerçekten çok büyük yardımlarda bulundu. Muhtemelen yardımları 250 Milyon Doları geçecek.

Anladığım kadarıyla Kahraman Maraş'tasın. Geçmiş olsun. Umarım kaybınız yoktur.

Bugün Maraş'ın kurtuluş yıldönümü arkadaşlar. İnşallah bu sıkıntılardan da kısa sürede kurtuluruz.

Bu arada eskiden Maraşlı 46 kullanıcı adıyla bildiğimiz, artık Japon harfleriyle bir kullanıcı adı bulunan arkadaşımızı son iletisini 5 Þubatta göndermiş. Kendisinin Almanya'da yaşadığını hatırlıyorum. Son iletisinin IP adresi de Almanya'dan. Mevcut durum nedeniyle memlekere dönmüş olabilir. Dilerim onun için de herşey yolundadır. Bu şartlarda kimse için yolunda olmasa da temmenim bu yönde.

Teşekkür ederim, iyiyim. Çok şükür herhangi bir kaybımız da yok.

Baykar gerçekten çok büyük yardımlarda bulundu. Muhtemelen yardımları 250 Milyon Doları geçecek.

100 milyon doları geçtiler. AB'den daha  fazla yardımda bulundu adamlar.

teorikte bir veri tabanı sorgusu çalıştırarak şu anda göçük altında olanlar kolayca cep telefonu sinyalleri yorumlanarak yapılabilir. Herkesin cep telefonu sinyalleri kayıt ediliyor hukuki bir şey olursa kullanılabiliyor. Bu data analiz edilse bir kaç saniye içinde kimin göçük altında olduğu şu anda sinyali kesilmiş olsa bile anormal hareketsizlik durumu ile tahmin edilebilir yeri kestirilebilir. 30 bin ölü çıkan depremde ölümün kanıksandığı durumda kim ne yapsın denebilir ama önceden çalışılmış olunsa bir göçüğe bir ekip gittiğinde o ekibe verilebilecek tek tahmini kişi listesi bu gsm analizi ile çıkartılabilir. Bunlar tabi rahat zamanlarda düşünülüp çalışılacak en iyilenecek şeyler. Başka bir şeyde bu olası kişilere ulaşmak için göçük yakınına sinyal güçlendirici sistemler ile beton yığınının içine kadar sinyali en olabilecek hale getirip bu kişilere telefon ile ulaşıp temas kurmayı denemek lazım.

ABD'de adı açıklanmayan bir Pakistanlı Washington'daki Türkiye Büyükelçiliği'ne yürüyerek gitti, depremzedeler için 30 milyon dolar bağış yapıp yine sessiz bir şekilde büyükelçilikten ayrıldı. Depremden bu yana birçok Türkçe Twitter mesajı paylaşan Pakistan Başbakanı Þahbaz Þerif ise, ismi gizli tutulan Pakistanlının hareketinin yüreğine dokunduğunu yazdı.

Dünya genelinde oldukça büyük bir yardımlaşma var. Yardım etmeye çalışan herkese teşekkürler...

https://www.milliyet.com.tr/dunya/turk-buyukelciligine-yuruyerek-geldi-30-milyon-dolar-verip-sessizce-uzaklasti-6902389

Tahmini yıkımın boyutu,yeniden yapılanma,konut vb ne kadara malolur ülkemize?

Bugün bir yerde bir yazı okudum. Nerede gördüğümü hatırlmıyorum şu an. Önceki depremlerdeki yıkıma göre yapılan bir hesaplama yöntemi varmış. O hesaba göre yaşanan afetin maliyeti 84 milyar dolar civarında çıkıyormuş. Muhtemelen hesaba yıkılan binalar dahil, ancak yollar, köprüler, hurdaya dönen araçlar vs dahil değil!

Abovvvvv...Bu çok acayip para mutlaka yeni vergi getirir bunlar ama seçim var 128 milyar deprem parasını da yol yaptık,hastane yaptık (dogruysa tabi) diye  geçiştirdiler...İşler zor...

Az önce bir enkazı gösteriyor , sütun 4 demirli alt kısmı  2 demirli denetimden sonra 4 yerine 2 demire geçmiş müteahhit.
Başka bina da da atık su borusu için kirişi delip geçmiş usta....

Suçu aleni belli olan inşaat Müteahhitlerini inşaatların önünde vinçlere asmak lazım.
Efendim sadece müteahhit değil bir sürü mühendis,belediye, siyasetçi,denetmen de suçlu deniliyor.
Müteahhiti asarsanız o müteahhitler bir daha denetleme yapana da mühendise de siyasetçiye de baskı yapmaz  asılacağını bilirse....

termal kamera işini anlamadım,  termal kamera enkaz altını görebiliyor mu?
bu  termal kamera değil de duvar arkası radar olmasın?
enkaz altındaki insanı gören termal kamera kayanın arkasına saklanmış teröristi de görür  mantıken.

şahsen,  millet olarak ani reflekslerimizin,  uzun vadeli reflekslerimizden çok daha  pozitif netice verdiğini düşünüyorum.
depreme hazırlık konusunda da,  hemen  bu gün  alabileceğimiz tedbirlerin,  uzun vadeli tedbirlerden daha  iyi  netice vereceğine inanıyorum.
son otuz yılda yedi ve üzeri büyük deprem görmeyen 67  ilde,  hemen bu gün  ne yapabiliriz?
bunun  peşine düşmek çok daha  kısa sürede,  çok daha  pozitif  netice üretir.

kendimce üç somut önerimi  belirtmiştim,  bence gayet uygulanabilir ve bir yıl  içinde de  ciddi mesafe alınır.
"sismik izolatör
konteyner cami ve hastahane zorunluluğu
fay  hattına  çok yakın yerlerde en çok iki kat
"

uzun vadeli planların neredeyse tamamında hep  yapı stoğunun  değişmesi  başlığı  önemli.
zaten,  bu uzun vadeli planların istenildiği kadar başarı  gösterememesinin nedeni de bu  yapı stoğu konusu.
yeni  yapılan  binalarda  bir takım kriterlerle  depremde hasar görmemek mümkündür;  ama   mevcut  bina stoğunun   belki  yarısından fazlasının  eski  olduğu  bir ülkede  bu tedbirlerle ancak bu kadar mesafe alırsın.
daha  anlaşılır dille konuşayım,  miğdeden konuşmaya gerek yok.

"depreme karşı tedbir olarak sıraladığımız şeylerin çoğu,  ülkemizdeki binaların yarısından çoğunu  ilgilendirmiyor  gördüğüm kadarıyla.
bunlar genelde  yeni  inşaatlarda  uygulanacak tedbirler;  oysa  yirmi yaş üstü  bina sayısı  yeni  binalardan  çok daha fazla gibi görünüyor,  kendimi  örnek vereyim. 
13  yıllık bir binada oturuyorum.  bana gelip deseler ki  bu  bina çürük  ve depremde ölürsün,  bu  binayı yıkıp depreme dayanıklı ve yönetmeliğe uygun yeni bir bina yap.
bu  benim açımdan  uygulanabilir bir öneri değil.
senin bana sunduğun uzun vadeli tedbir  malesef beni kapsamıyor  yani"

tüm  ülkeyi  bir yıl içinde yıkıp deprem yönetmeliğine uygun  yeni bir ülke  inşa etme fikri bana göre ütopya.
tedbir olarak ortaya konulan fikirlerin tamamına yakını  bu  ütopya  üzerine  odaklanıyor,  bu  yanlış.
yönetmeliğini yap,  yeni inşaat tekniklerini  kullan,  yeni  binalar yap...
bunlara  kimsenin burun kıvıracağı yok;  ama  bunlar yirmi otuz yılda   bir netice üretir.
deprem dediğin  otuz yıl boyunca olmayacağına dair sözleşme imzalamıyor.

on  yıl  yemeden içmeden para biriktirmiş,  gidip biraz da kredi çekip  bir daire almış  adama "bu  bina yönetmeliğe uygun değil,  yık depreme dayanıklı bina yap,  deprem öldürmez  bina öldürür"  demek  benim gözümde somut bir çözüm önerisi değil.

İnsanları asmak, kesmek, öldürmek, işkence etmek sorunu çözmüyor. Ahlaklı toplum yetiştirmek gerek. Ahlak da bazılarının sandığı gibi giyim kuşamla olmuyor. Vicdanla oluyor.

İnsanları asmak, kesmek, öldürmek, işkence etmek sorunu çözmüyor. Ahlaklı toplum yetiştirmek gerek. Ahlak da bazılarının sandığı gibi giyim kuşamla olmuyor. Vicdanla oluyor.

Ben böyle düşünüyorum SKYWOLF Hocam....1 adamı öldüren kişi ile 200 insanı öldüren insanın cezası,cezasının şiddeti aynı olmamalı....

Galatasaray Sportif A.Þ. Başkanvekili Erden Timur, Kahramanmaraş ve 10 ili etkileyen depremin ardından gördüğü üç şehirdeki vahim durumu açıklarken şehirlerin yeniden inşasının katı bir uygulamayla yapılıp sadece yıkılan binaları yapanları değil imzayı atanların da tutuklaması gerektiğini belirtti.

Erden Timur , Türkiye'nin en büyük  inşaat firmalarından NEF inşaatın sahibi . Bu adam inşaat sektöründe en tepede insan. Demek ki bir bildiği var ve sözü dinlenmeli....


İnternetten Adıyaman'a yapılan Komagene Kültür Merkezinin resmine bir bakın arkadaşlar. Cam giydirme binada tek bir cam bile kırılmamış... Bu inşaatçılara can yakıcı, ibretlik cezalar verilmeli yatacak yerleri yok bunların.

Erden Timur, depremzedeler için tanesi 80 bin liradan 500 adet konteyner siparişi verdi.Ayni zamanda da büyük bir yardımsever....

Hoca tebeşirle tahtaya kocaman bir (1) rakamı yazıyor.
'Bakın' diyor. 'Bu, kişiliktir. Hayatta sahip olabileceğiniz en değerli şey...'
Sonra (1)'in yanına bir (0) koyuyor:
'Bu, başarıdır. Başarılı bir kişilik (1)'i (10) yapar'.
Bir (0) daha...
'Bu, tecrübedir. (10) iken (100) olursunuz'. Sıfırlar böyle uzayıp gidiyor:
Yetenek... Disiplin... Sevgi...
Eklenen her yeni (0)'ın kişiliği 10 kat zenginleştirdiğini anlatıyor hoca... Sonra eline silgiyi alıp en baştaki (1)'i siliyor. Geriye bir sürü sıfır kalıyor. Ve hoca yorumu patlatıyor:
'Kişiliğiniz yoksa öbürleri hiçtir'."

Ahlaklı toplum yetiştirerek ne 200 kişinin ne bir bir kişinin ölmemesini sağlamalıyız. Kişi yapacağı her şeyde, atacağı her adımda kendisine ve topluma fayda/zarar analizi yaparak vicdanlı davranırsa o toplum maddi ve manevi yönden gelişir. Þiddet ve ağır ceza geri kalmış, ahlaki değerlerini yitirmiş toplumlarda fazladır. Tabi ki ceza olmalıdır. Caydırmalıdır. Caydırmaktan çok yol göstermelidir. Ama ahlaklı kişilik yetiştirmezsek o cezalar sıfırdır.