Sohbet...

Yöneticiler, Müteahhitler v.b. çoğu eğitimsiz, cahil kesimden, hasbelkader partilerin peşine düşüp buralara gelmiş veya getirilmiş insanlar.

Bunlardan ülkenin düzeltilmesini bekleyemezsin, bunlara öneri ve görüşlerini söylemeye bile gerek yok...Zaten bildiklerini okuyacaklar, en iyisini ben bilirim diye veya çıkarları onun gerektirdiği için.

Yeni nesil çok iyi, eskiler/yaşlılar bir an önce ölse de, yeni nesil o yaşlara gelse.

Eğitim şart...

Deprem, bütün toplumun ahlak ve eğitim seviyesini yükseltmemizi beklemiyor...

Suç işleyenin de " benim suçum değil,  beni ahlaklı yetistirseydiniz" diye bir savunma yapması dünyanın hiçbir yerinde kabul görmez..Japonya da da Suç işleniyor, İskandinav ülkelerinde de..

Her sorunda olduğu gibi, kısa orta ve uzun vade de yapılacaklar var...sizinki uzun vadeye giriyor, bizim söylediklerimiz kisa-orta vade..

Birbirlerini tamamlayan şeyler yani, zıt şeyler değil.. 

Sorun da o işte.

Uzun vade!

Veli Göçer'i hatırlar mısınız? Hani yaptığı binalar göçen müteahhit! Bu adama ne ceza verildi? Nerede şu anda bu adam?

99 depreminin üzerinden oldukça uzun bir vade geçti! Bu süre zarfında inşaat sektöründe yasal olarak da çok fazla değişiklikler yapıldı.

Peki sonuç değişti mi?

Düşünsenize mesela Jet Fadıl lakabıyla tanınan şahıs. Kaç defa dolandırıcılıktan tutuklandı? >> https://140journos.com/1987den-bugune-jet-fadil-4cc6a840693f
Geçenlerde yine tutuklandı. İnsanlar nasıl kanabiliyorlar defalarca.

Nüfus artıyor. Barınma ihtiyacı da buna paralel artıyor. Kendi nüfus artışımıza dışardan gelen sığınmacılar da eklenince talep fazla oluyor. Maliyetler de artıyor. Herkes ucuz olsun ama güvenli olsun istiyor. Mümkü mü? Aynı metrekare daireyi biri 2ye satıyor diğer, 3'e belki 4'e. Kazıkçı mı yoksa olması gerektiği şekilde yaptığı için mi fark var. Vatandaşa sorsan pahalı satan şeref.... Vatandaş apartmanın altında dükkan açacak. Ama içeride istediği şekilde düzenleme yapabilmek için kolonları kestiriyor. Mantıklı mı? Vatandaş daire alıyor, eşyalarını sığdıramıyor, kirişleri kırdırıyor. Olur mu? Daha çok şey var...

Ama yine birkaç kişi suçlanır, ceza verilir. Bir sonraki depremde yine aynı şeyler konuşulur.

Veli Göçer'e yeterli cezayı veremeyenler ( adam utanmadan hâlâ müteahhitlik yapıyor , yaptırılıyor)
bugünkü tablonun mimarlarıdır...

Her toplumun yapısı, dinamikleri farklıdır, toplumlar evrim sürecinde SKYWOLF hocamın dediği gibi ahlak sistemini oturtarak , cezasız da otokontrolllerini sağlayacaktır.
Ama o seviyeye bu toplumlar nasıl geldi... ?
Kumarbazı katran ve tüye bulayıp  kasaba dışlarına bıraktılar, at hırsızlarını astılar... Hukuk toplumsal yapı hazır olduğunda işe yarar...
45 bin kişi ölmüş hâlâ hukuk,ahlak diyoruz ... Asın gitsin hiç değilse 10 sene hafızalarda kalır bu kansızlar, bu geçecek 10 senede de gerekli zorlayıcı inşaat düzenlemeleri yapılır. 

Efendim denetim yok adam kayırma rüşvet var. Cezalar hafif caydırıcı değil gelişmiş ülkelere bakın hepsinde denetim ve caydırıcı cezalar var.
Trafikte selektör atıp takip mesafesini bozunca bile tacize giriyor kişi hapis cezası alıyor.
Bizim ülkemizde adam vuran dışarıda elini kolunu sallaya sallaya geziyor.
Maalesef kanunlarımız suclu lehine işliyor. Kendi toplumsal oz eleştirimizi yapıp hukuk devletinin gerektirdiği gibi yasalarimiz olmalı ve gerektiği gibi uygulanmalı.

Yani Skywolf hocam" siz ceza ile bu iş çözülmez " türü bir anlayıştasınız ben ve çoğu arkadaş da  cezaların caydırıcı olacağını düşünüyor...

Eğer böyle durumlarda ağır cezalar verilmiş (mesela 1999 depremi mütahhit ve denetmenleri) olup bu depremde yine yıkım olsaydı size hak verebilirdim...Gerçekten cezalar caydırıcı değil...

Bakın gurbetçi Almanya'dan tatile Türkiye'ye geliyor normalde Almanya'da yapmayı aklının ucuna bile getirmeyeceği davranışları burada çekinmeden yapıyor ,

Bakın gurbetçi Almanya'dan tatile Türkiye'ye geliyor normalde Almanya'da yapmayı aklının ucuna bile getirmeyeceği davranışları burada çekinmeden yapıyor ,
[/quote]

yok canim, ciddimisin,, ne gibi davranislar ogrenebilirmiyim .. mesela yaya gecinde yaya ya yol vermek icin durmasi gibimi mesela..durunca kufuru yiyince bir daha durmamasi..

Ceza ile toplum davranışı arasındaki ilişkiye dair Singapur örneği var. Maalesef cezalar uygulandığında son derece caydırıcı olabiliyor. Bize dair örneği ise Avrupa'da kurallara uyup, Türkiye'de öze dönen gurbetçi kardeşlerimiz. 

Bakın gurbetçi Almanya'dan tatile Türkiye'ye geliyor normalde Almanya'da yapmayı aklının ucuna bile getirmeyeceği davranışları burada çekinmeden yapıyor ,

Pet şişelerine insan eli değilmemiş doğaya atmamam da inşallah milletin tuhaf bakışını üzerime çekmem.



Meşhur lafımızı da unutmayalım, tuzumuz kuru.

yok canim, ciddimisin,, ne gibi davranislar ogrenebilirmiyim .. mesela yaya gecinde yaya ya yol vermek icin durmasi gibimi mesela..durunca kufuru yiyince bir daha durmamasi..

Basit bir örnek vereyim başıma gelenlerden. Sinyal vererek yan yola girerken durup karşıdan gelen araca yol veriyordum mesela. Arkadan Alman plakalı lüks bir SUV selektör yaparak hızla geliyordu. Zorla durdu. Bir de uzuuuun uzuuun korna çaldı ( artık ne demek istediyse Sanıyorum geldiği yerde yollara kontrolsüz girilip karşıdan gelen araçlarla kafa kafaya çarpışmak normal bir olay. Bizeki trafik canavarlarını aratmıyor bazıları. Hepsi değil tabi.

Yani Skywolf hocam" siz ceza ile bu iş çözülmez " türü bir anlayıştasınız ben ve çoğu arkadaş da  cezaların caydırıcı olacağını düşünüyor...
Eğer böyle durumlarda ağır cezalar verilmiş (mesela 1999 depremi mütahhit ve denetmenleri) olup bu depremde yine yıkım olsaydı size hak verebilirdim...Gerçekten cezalar caydırıcı değil...

Ben sorunu ortadan kaldıracak kadar caydırıcı olacağını düşünmüyorum. İdam cezası bile olsa.

Bu şuna benziyor; Elinizde bir çivi var ve onu duvara çakacaksınız. Tehlikeli iş. Ama düzgün tutamadığınız için vururken çivi yamuluyor ve elinize vuruyorsunuz. Bu durumdan dolayı çiviye kızıyorsunuz. Oysa çiviyi tutan da vuran da sizsiniz.

Burada cezadan çok işi gerçekten uzmanına vermek ve olması gerektiği şekilde denetlemek önemli. İş işten geçtikten sonra birilerinden hıncımızı çıkartmak yerine işin işten geçmesini önlemek lazım.

Depremin ilk gunu asker kislasindan cikti ,cikamadi ,yeresiz oranda cikti veya gec cikmasini da bir kenara birakalim cunku bunun ucu siyasete dayanir. Benim sormak istedigim su Depremin ilk gunu Sivil bir havalimani olan HATAY havalimani depremden pisti kullanilmaz duruma geldigi icin yardim ucaklari alani ancak birkac gun sonra kullanabildi.  Allah etmesin yarin bir baska bir depremde veya dusman taruzu neticesinde hava usslerimizin pistlerini ne cabuklukta devreye alabiliriz? 

Her halde Hataya fazla uzak olmayan incirlik ussumuzde bu tur saldiriya karsin hazir istihkam veya benzeri birlik bulunmaktadir? Var ise niye bu ekipaninda oraya yonlendirilmedi?