Sohbet...

Olabilir.

1999 depremine depremin merkezlerinden olan Geyve'de yakalandım. 2 gün mahsur kaldım ilçede. Sadece bu ilçede 40 kadar bina yıkıldı, 20'ye yakın can kaybı oldu. Devlet ilk 2-3 gün hiç tepki gösteremedi. Dönüş yolunda sadece deprem bölgesine ekmek getiren Ankara B. Þehir Belediyesi'nin otobüslerini gördüm.

bu sabah erken vakitte yine deprem oldu.
ben geçen depremde olduğu gibi gece üçte sebepsiz yere uyandım ve uyuyamadım.
belki komik gelecek;  ama ben depremi önceden hissediyor olabilir miyim?  diye düşündüm resmen.


bu arada bu sabah benim telefonda da bir uyarı gördüm;  ama  depremden önce değil de,  tam deprem anında geldi.
mesaj sesi filan çıkmadı,  merak edip telefonu elime aldım ve bildirimlere baktım.
sessiz bir bildirim gelmişti,  depremin bana uzaklığı ve şiddeti filan yazıyordu.
konum da internet de açıktı.

deprem de iki tane sarsıntı olur biri kırılma ile olan kısa darbe gibi olur o darbede fay kırılmış oluyor öbürü de saniyelerce sonra tabakanın öbür tabaka üzerinde kaymaya başlaması ile saniyelerce süren asıl yıkıcı sallayıcı deprem. Gece uykudan uyandıran o birinci darbedir ama anlık olduğu için depremi yakalayamazsın sonra bir kaç saniye içinde asıl deprem başlar. Bu yüzden önceden hissettiğini sanıyorsun oysa olan gerçek depremi hissettin
Bak burda görülüyor. Gelen SMS de aynı sebepten asıl sarsıntıdan önce gelebiliyor

bu sabah erken vakitte yine deprem oldu.
ben geçen depremde olduğu gibi gece üçte sebepsiz yere uyandım ve uyuyamadım.
belki komik gelecek;  ama ben depremi önceden hissediyor olabilir miyim?  diye düşündüm resmen.


bu arada bu sabah benim telefonda da bir uyarı gördüm;  ama  depremden önce değil de,  tam deprem anında geldi.
mesaj sesi filan çıkmadı,  merak edip telefonu elime aldım ve bildirimlere baktım.
sessiz bir bildirim gelmişti,  depremin bana uzaklığı ve şiddeti filan yazıyordu.
konum da internet de açıktı.

Bu sabahki depremi hiç hissetmedim. Bu defa bir uyarı mesajı falan da gelmedi. İlginç!

Depremi önceden hissediyor olabilirsin. Bazı insanların bazı konularda hisleri diğerlerine göre daha duyarlıdır.

1999 depremine depremin merkezlerinden olan Geyve'de yakalandım. 2 gün mahsur kaldım ilçede. Sadece bu ilçede 40 kadar bina yıkıldı, 20'ye yakın can kaybı oldu. Devlet ilk 2-3 gün hiç tepki gösteremedi. Dönüş yolunda sadece deprem bölgesine ekmek getiren Ankara B. Þehir Belediyesi'nin otobüslerini gördüm.

Ben de Sakarya merkezdeydim. O deprem tam bir felaketti. Elektrikler kesikti. Karanlıkta enkaz altında kalanları kurtarmaya çalışıyordu insanlar kendi imkanlarıyla. Çoğunluk zaten şok geçiriyordu. Ne olduğunu anlamaya çalışıyorlardı. Araçların radyolarındaki haberleri takip ediyorlardu. Haberler de tüyler ürperticiydi. Çoğu yerle iletişim kesilmişti. Avcılar'da yıkılan binalardan bahsederken , oradan yüzlerce kilometre uzaktaki Eskişehirde de 7 katlı bir binanın yıkıldığından bahsediyordu. Yani felaketin boyutları çok geniş bir alana yayılmıştı. Elektrikler günlerce yoktu. Su da aynı şekilde. Yolların çoğu kapalıydı. Otobanda yıkılan köprüler ve bu nedenle olan kazalar nedeniyle ulaşım zordu. Sabah ortalık aydınlanınca felaket daha net görünür oldu. Ondan sonra yardımlar yola çıkmaya başladı. Yaklaşık 10 kadar helikopter şehrin üzerinde uçuyordu. Yüzlerce bina enkaza dönüşmüştü ve yardım isteyenler çoktu. İmkanı olanlar şehir dışına çıkmaya çalışıyordu. Kilometrelerce araç kuyrukları vardı. Dönüş yollarında da yardım araçları doluydu. Hemen sabah iş makineleriyle kurtarma çalışmaları hızlandırıldı. Ancak o kadar çok enkaz vardı ki yeterli değildi. Daha önce defalarca deprem felaketi yaşamış bir şehirde hiç kimse bu kadar büyük bir afet beklemiyordu. Önceki depremlerden sonra yapılan binalar hasar görmezken, son dönemlerde yapılan binaların çoğu hasar gördü. Ayrınca depremden bir hafta öncesinde belediye meclisinden 7. kat için imar izni verildiği söyleniyordu.

deprem de iki tane sarsıntı olur biri kırılma ile olan kısa darbe gibi olur o darbede fay kırılmış oluyor öbürü de saniyelerce sonra tabakanın öbür tabaka üzerinde kaymaya başlaması ile saniyelerce süren asıl yıkıcı sallayıcı deprem. Gece uykudan uyandıran o birinci darbedir ama anlık olduğu için depremi yakalayamazsın sonra bir kaç saniye içinde asıl deprem başlar. Bu yüzden önceden hissettiğini sanıyorsun oysa olan gerçek depremi hissettin
Bak burda görülüyor. Gelen SMS de aynı sebepten asıl sarsıntıdan önce gelebiliyor

O ilk sarsıntıda değil, sarsıntıdan sattler önce uyanmış. Ancak bu anlattığını 17 Ağustos 1999 depreminde yaşadım ben. İlk andaki enerji çıkışı aşağıdan yukarıya bir sarsıntı yapar. Buna P dalgası deniyor. Ben bu sarsıntı ile anında uyanmıştım. Geçenki depremde de aynı şey oldu. Hemen ardından yatay S dalgaları gelir.

Böyle haberleri okuyunca aklıma Hacettepe üniversitesi görünmezlik sağlayan Boya icat etti ; enerji harcamadan çalışan motor icat  ettik saçmalıkları geliyor...

Eh, ona yakın bir haber. Oradan anlayın işte, işin zorluğunu. Zaten haberde tutarsızlık var. Önce "gaz hidrat" diyor, sonra da "hidrojen sülfür". Bu ikisi birbiri ile ilgili değildir.

Hidrojen sülfürden hidrojen elde etmekte bir numara yok. Basıyorsun doğru akımı, elektrolizle elde ediyorsun hidrojeni. Olsa olsa, elektroliz reaksiyonunda katalizör işini görecek malzeme konusunda bir yenilik olur.

Gaz hidratta ise olay başka. Yüksek basınç altında katıların içinde çözünmüş doğalgazı çıkartman lazım.

Bu kimya bilgisine aslında bu fotoğraf avatar olarak yakışır. 

@SKYWOLF;

Üstadım, iki üniversite okudum. İlki İTÜ Kimya Fakültesi Gıda Müh. bölümüydü. İkinci sınıfta bıraktım orasını. Kimya ile fazla hasbihal oluyorsunuz kimya fakültesinde, kimya bilgisi oradan geliyor.

Diğeri de Marmara Ün. Fen Ed. Fakültesi Matematik bölümü. Onu tamamladım. İkisinde de kötü öğrenciydim. Ödev yapmayı sevmediğim için! 

Avatarlara gelince; ilki Kurtlar Vadisindeki merzifonlu eroin profesörü idi. "merzifonlu" Kullanıcı adı oradan geliyor. İkincisi de Kemal Sunal'ın oynadığı Tokatçı filmindeki Çinli Þogun, ilaç gibi eroin yapan eleman! 

Haydaa,

merzifonlu en unutamadığın dizide Breaking Bad di dimi

Bir Kemal Sunal filmi anektodu da benden..."Talih kuşu" filminden...

Hamal Osman (Kemal Sunal) ; borçlu olduğu bakkal,kasap,manav'dan kaçmak için "Piyango bileti aldım çekilişten sonra paralarınızı peşin ödeyeceğim"

Manav : "Osman , bu piyango numarasıyla bizi en fazla 1 hafta daha uyutursun"...


Hükümet piyango çekiliş tarihini seçimlerin olacağı 2023 olarak açıkladı...Bütün tuşlara aynı anda basıyor , 2023'de uçak,tank,füze,petrol,doğal gaz vs..." çıkacak diye açıklamalar yapıyor ama tıpkı gariban Osman gibi .

Bakalım 2023'te balon patlayacak mı göreceğiz....