Sohbet...

Teşekkürler bilgiler için.

Rica ederim hocam. Amacım sadece bu zor günlerde insanları doğru bilgilendirmek, yanlış bilgiler / kanaatler varsa düzeltmek.

Hocam harikasın... Yukarıda ilk defa duyduğum Perde duvar (halk arasında deprem perdesi) yazınca hemen araştırdım internetten - öğrendim , ev alan arkadaşlara mutlaka bu uyarınızı ileteceğim ... Vallahi ufkumuzu açtınız...

Ben her gece yatağa girerken "bugün , dünden farklı ne öğrendim" diye sorarım kendime sizin sayenizde bugünü de boş geçmeyeceğim...
https://www.emirhanaydin.com.tr/2021/04/betonarme-perde-duvar-nedir.html

Korsan2 hocam arkadaş ne yapılacağını belirtmiş yukarıda...Bugünden itibaren ;

*Yeni inşaat ruhsatlarında Konut - ticaret ayrımı yapılarak konutların altına dükkan , vb şeyler hemen yasaklanmalı
*"Deprem perdesi" olmayan hiçbir binaya izin verilmemeli
*Zemin etüdü galiba 30 metre sınırı yeni geldi , mutlaka sıkı sıkıya denetlenmeli ayrıca 4 bina var yanyana 3'ü ayakta 1 tanesi çökmüş gibi olayları önlemek için her binanın zemin etüdü ayrı ayrı yapılmalı...
*Buna uymayıp yıkılan binanın Mütahhit,Mühendis,Miamar,Denetleyici ağır hapis cezası verilip bir daha asla bina yapmasına izin verilmemeli....

Cenazelerin yakınlarınca gömülmesi yasaklanmalı cenazelerde DNA örnekleri alınıp çok iyi izlenebilirlik sağlanacak şekilde defin işlemleri bir merkezden yönetilmeli aksi halde Marmara depremi sonrası cenaze bulamama cenaze karıştırma sorunları olacak. Teşhis edilenlerin bile DNA ları doğrulanmalı çünkü insanlar çok kere bütünlüğü bozulmamış yakınlarını bile teşhis edemiyor. Her hata bir başkasının da sorun yaşamasına sebep olur bu cenaze tasnifinin mutlaka DNA ile yapılması doğrulanması gerek. Gerçi DNA nın da bu kadar büyük örneklemede öyle sorunları ortaya çıkar ki aileler kahrolur

Pentagon: George HW Bush uçak gemisi Türkiye'ye gidiyor
Pentagon Sözcüsü Tuğgeneral Patrick Ryder, ABD'nin, 10 ili etkileyen Kahramanmaraş merkezli depremlerde arama kurtarma ve insani yardım çalışmalarına destek için USS George HW Bush uçak gemisinin Türkiye'ye gönderildiğini açıkladı.

Cenazelerin yakınlarınca gömülmesi yasaklanmalı cenazelerde DNA örnekleri alınıp çok iyi izlenebilirlik sağlanacak şekilde defin işlemleri bir merkezden yönetilmeli aksi halde Marmara depremi sonrası cenaze bulamama cenaze karıştırma sorunları olacak. Teşhis edilenlerin bile DNA ları doğrulanmalı çünkü insanlar çok kere bütünlüğü bozulmamış yakınlarını bile teşhis edemiyor. Her hata bir başkasının da sorun yaşamasına sebep olur bu cenaze tasnifinin mutlaka DNA ile yapılması doğrulanması gerek. Gerçi DNA nın da bu kadar büyük örneklemede öyle sorunları ortaya çıkar ki aileler kahrolur

Öyle yapılıyor zaten. DNA'sı, parmak izi alınıp fotoğrafları çekilip öyle gömülüyormuş. Zira yakınları bulursa nereye gömüldüğü, kim olduğu belli olsun diye.

Hatay depremin merkez üslerine bu kadar uzakken bu kadar büyük hasar görmesi bana çok garip gelmişti.

Prof. Dr. Þükrü Ersoy'un dediğine Hatay'ın toprağı jöle kıvamında bir toprakmış. Özellikle amik ovası toprağı çok yumuşakmış. Ne yazık ki bu yumuşak tarım arazilerine yapılan konutlar şehirde yıkımı daha da arttırmış. Gerçekten bina sapasağlam bile olsa o zemin yetersizse geçmiş olsun. C90 beton bile kullansan kar etmiyor.

Sn Buraktunahan,
Geniş ve detaylı bilgiler için teşekkürler. Bu bana aşağıdaki kendi tecrübemizi anımsattı.
Kendi arsamız üzerine 5-6 yıl önce, müteahhitliğini üstlenip yaptığımız 7 katlı binamızda da sorumlu olarak işi verdiğimiz inşaat mühendisi, statik mühendisi ve mimar mühendis, dediğiniz sistemi uygulamışlardı. 3.75 metre derinlikli temel çukurunu kazmadan önce kazılacak bölümün etrafına yekpare çelik paneller/levhalar çaktılar. Daha sonra;  Binanın oturum sahasından 1.5 metre daha geniş bir alana 1metre derinlikte çelik örme beton döktüler. Sonra bu temele bağlı olarak 2.75 metre derinlikte çepeçevre bir perde beton duvar inşa ettiler. Burası şimdi binanın bodrumu aynı zamanda. Bu perde betonun belli yerlerinden dediğiniz gibi binanın boyunca genişliği 1.5 ile 2.5 metre arasında değişen 30cm kalınlığında perde duvarlar çıktılar. Bunların içinde 25mm demir kullandılar. İnşaatın tamamında da, hem kolon hem de kirişlerde ve kat aralarında C35 beton kullanıldı. Asansör boşluğunun ve merdiven boşluğunun tamamı da perde beton olarak çıkıldı.
Bu bina şu an ayakta. Yanındaki 30 ve 40 yaşındaki iki bina (perde betonsuz) çöküp yıkıldı.

Bu da sizin anlattıklarınızın ne kadar doğru olduğunu gösteriyor.
+1 ateşlendi

Hatay depremin merkez üslerine bu kadar uzakken bu kadar büyük hasar görmesi bana çok garip gelmişti.

Prof. Dr. Þükrü Ersoy'un dediğine Hatay'ın toprağı jöle kıvamında bir toprakmış. Özellikle amik ovası toprağı çok yumuşakmış. Ne yazık ki bu yumuşak tarım arazilerine yapılan konutlar şehirde yıkımı daha da arttırmış. Gerçekten bina sapasağlam bile olsa o zemin yetersizse geçmiş olsun. C90 beton bile kullansan kar etmiyor.

Maalesef öyle. Nehirlerin getirdiği alüvyonlu toprakla dolu alanlar hep bu şekilde. İnsanoğlu su kaynakları ve tarıma elverişli alanlara yakın yerleşmiş tarih boyunca. Þehirler bu nedenle genelde depreme dayanıklı olmayan bölgelerde. Tarım arazilerine de ne yazık ki imar veriyorlar. Talep var. Bu işin rantı var. Oy kazanma arzusu var. Çok şey var. Maalesef yaşadığımız felaketin benzerlerine defalarca şahit olacağız.

Hocam harikasın... Yukarıda ilk defa duyduğum Perde duvar (halk arasında deprem perdesi) yazınca hemen araştırdım internetten - öğrendim , ev alan arkadaşlara mutlaka bu uyarınızı ileteceğim ... Vallahi ufkumuzu açtınız...

Yeni ve faydalı şeyler öğrenmek güzel. Perde beton uygulaması zaten uzun zamandır var. İnşaatçı arkadaşlar biliyor. Acaba bu bütün binalar için zorunlu mu?

Yan komşumun karşı binanın altında işyeri var. Bir ara ziyarete gitmiştim. Geçenlerde Düzce'deki 6 büyüklüğümdeki depremden sonraydı. Yüksek tavanlı işyeri ve yeni taşındığında arkadaki duvarı kırdırarak alanı büyütmek istediğini ve bu amaçla bir usta çağırdığını söylemişti. Usta balyozu vermiş eline, kırabiliyorsan sen kır demiş. "Çok sağlam. Balyozla kıramazsın. Zaten kırmamalısın! Bu deprem için yapılmış bir takviye." Arkadaş tabi ki o duvarın tuğla değil, deprem perdesi olduğunu öğrenince kırdırmamış. Peki buna dikkat edenler yok mu? Ne yazık ki var!

Mühendisin işi zaten matematiktir mühendisinde matematiğini sadeleştireceklerse yandık biz demek ki. Onun yerine mühendislere yeni yönetmeliklerle ilgili hizmet içi eğitim ve sınavla alınan yeterlilik sertifikası gibi bir şey yapılmalı. Sonuçta mühendis adam bir sınıfta birisi anlatırsa illaki anlar. Doktorlar ömür boyu seminer seminer kongre kongre gezmezlerse köreliyorlar gündemi kaçırıyorlar fabrikadaki teknisyenler bile idare eğitimlere gönderiyor ama inşaat mühendisleri bir mezun oluyor bir ömür maşallah size valla

re hocam;

Galiba 2007 deprem yönetmeliğini hazırlıyorduk, geçmiş zaman çok hatırlamıyorum. Hazırlık çalıştaylarından birine Amerika'dan da ünlü bir hocayı konuşmacı olarak davet etmiştik.

Hiç unutmam hoca bize "lütfen, çok rica ediyorum, deprem yönetmeliğinizi çok sade ve basit yapın. Bizim gibi karmaşık ve anlaşılmaz yapmayın" diye adeta yalvarmıştı.

Dolayısıyla benim burada kastettiğim yönetmelikteki basitlik ve sadelik asla matematik hesap yapılmaması değil. Kastettiğim şu; o karmaşık matematik hesapların, teorilerin, günlük hayatta inşa edilen ve sıradan insanların oturduğu, bina stokunun %99'unu oluşturan sıradan binaların inşa edilmesi aşamasında pratik hesaplara dönüştürülmesi.

Örneğin kırk yılda bir nükleer santral inşa edersiniz, marmaray inşa edersiniz ve matematik hesabın ve teorinin dibine vurursunuz. Çünkü çok özel ve önemli bir yapıdır, özen gerektirir. Alanında uzman, çok iyi yetişmiş, teoriye hakim mühendisler inşa eder.

Ama mahallede inşa edeceğiniz bir apartman, 3-5 katlı bir hastane, 3-5 katlı bir yüksek öğrenim yurdu, 3-5 katlı bir okul vb. binalar mühendislik anlamında sıradan binalardır.

Þöyle örnek vereyim: "Plak teorisi" diye bir ders vardır inşaat mühendisliğinde. Devasa bir derstir, doktora / yüksek lisans dersidir, lisansta gösterilmez. Odamızda, salonumuzda üzeri parke kaplı, halı serdiğimiz döşemelerimiz, aslında plak teorisine göre hesaplanmıştır. Plak teorisi dersinde matrisler, diferansiyel denklemler havada uçuşur. (kendimden biliyorum)

Oysa TS-500 standardında plak teorisi sıradan binalardaki dikdörtgen ve kare döşemeler için öyle sadeleştirilir ki, 2-3 tane basit formüle indirgenip herkesin anlayacağı basit tarzda hesap yöntemine dönüşür. Yani biz mühendisler odalarımızdaki döşemeleri hesaplarken matrisler, tansörler, diferansiyel denklemler kullanmayız.

Bir örnek daha vereyim; elastisite modülü biz mühendisler için her malzemede farklı, sabit bir sayısal değerden ibarettir. Abaklardan bakıp bulabilirsiniz. Örneğin betonun, demirin sabit elastisite modüll değerleri vardır.

Ama o tek bir sayıyı hesaplamak var ya, "elastisite teorisi" adında yüksek lisans / doktora dersinde 1 dönem boyunca okutulur. Matrisler, tansörler gırla gider, havada uçuşur. (kendimden biliyorum) O sabit tek bir modülün, devasa bir teorik arka planı vardır. O ders 4 yıllık lisansta mühendislere gösterilmez.

İşte bizim deprem yönetmeliği yukarıda bahsettiğim "Plak teorisi" ve "Elastisite teorisi" derslerindeki teorik derslere benziyor. Tabii ki deprem yönetmeliğinin teorik altyapısı sağlam olacak. Ama bunların yeri yönetmeliğin içi değil, olsa olsa ekidir.

Teori anlatan deprem yönetmeliği olmaz. Olursa da kimse anlamadığı için amacına ulaşmaz. Bunun sıradan binalar için pratik esaslara ve hesaplara dönüştürülmesi gerekir.

Dün TV'de ODTÜ'den Haluk SUCUOĞLU hoca vardı. Sağlam hocalardandır. Ayne şöyle dedi: "Biz hocalar olarak 20 yıldır yönetmeliği hazırladığımızı sanıyorduk, ama görünen o ki demek ki olmamış." dedi.

Bize pratik çözümler lazım, o da bu gece lazım.

Naçizane bir vatandaş olarak yorum yapmak gerekirse deprem ülkesi olmamıza üstüne son iki yılda ülkenin iki ucunda deprem olmasına rağmen organizasyon sıfır. Depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımız bu organize eksikliğinden ötürü hayatını kaybetti maalesef.
Ülkemizde o kadar helikopter nakliye uçağı ekvandasör Hilti vinç diğer insanı kaynaklar oldukça fazla olmasına rağmen deprem bölgesine yavaş bir şekilde nakledildi.

Sn Buraktunahan,

Belki soracagim sorulari aciklamis olabilirsiniz ancak kacirdim bu nedenle kisaca tekrardan aciklarmisiniz.

Hazirlanan deprem yonetmeligi ulke bazi icin mi hazirlanmistir, yoksa her cografik bolge ile gore mi?

Hazirlanan deprem yonetmeliginin baglayiciligi nedir?

Hazirlanan deprem yonetmeliginin etkin sekilde denetlenmesi kimin sorumlulugu altindadir?

Hazirlanan deprem yonetmeligi disinina cikildigi zaman uygulama nedir?

Hazirlanan deprem yonetmelikleri ne kadar sure araliklar ile guncellenirler?

Son sorum ise imar aflari ile deprem yonetmelikleri devre disi birakilmiyormu ?

Tesekkurler