Sohbet...

Başlatan SÜVARİ, 10 Nisan 2009, 14:57:24

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 3 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

#310
Ali biraz ununu elemis,elegini asmis izlenimi birakmisti bende,orada ki yonetimden bazilari ile kapistigim ve zorla kendimi banlattigim donemde. Kendi is yogunlugundan ne sitede ne sosyal medyasinda aktif degil uzun suredir. Topragimin hayati ve isleri yolunda ise gerisinin koy ...... rahman gitsin... Mesajı Paylaş
Yaşam ne kadar güzel olsa da, ''Ölüm'' yaşamdan daha güzeldir; Layıkıyla öldükten sonra...

#311
şu eksiye basıp duran vatandaşlar burda birşey yazılınca eksiye basmak yerine farklı bir yorum getirinde bari kendi içinde boguldunuz saçmalığı savunacak bir iki kelamınız olsun. tek yaptıgınız işinize gelmeyene eksi basmak. kendi yaşamını senin eksilerinle devam ettirebilen bir ideolojiyi daha ne kadar benimseyecek o boş kafanız bilmiyorum. Ben karşıt bir yoruma asla eksi basmadım basmam direk hakkında ne biliyorsam yazarım ya doğruyu öğrenirim yada doğruyu ispat etmeye çalışırım ama sizde bu beyin nerde ? benim mevcut sistem/hükümet hakkında yazdıgım yoruma varsa bilgin cevap yaz doğrusu şudur budur de ama sizde oda yok. tek yapabildiğiniz şey eksiye basmak yahu zavallılığında bu kadarı.sizin gibiler oldukça , sizin gibilerin oy verdiği insanlar başımızda oldukça koca koca plazalarda homo sapiensler görmemiz gayet mümkün. basın eksiye basın yapabildiğiniz tek şeyi iyi yapın bari , hayata gelme amacınız süper mariodaki kablumbağa gibi yaşamak zaten sizede hakveriyorum. Mesajı Paylaş
TURK OGUZ BEGLERİ BUDUN EÞİDİN. ÜZE TENGRİ BASMASAR , ASRA YİR TELİNMESER , TÜRK BUDUN , İLİNGİN TÖRÜNGÜN KİM ARTATI UDAÇI ERTİ ?

#312
Oradan buraya uye gocu olabilir. Uye alimini kapatalim bence. Ama okumak kamuya acik kalsin. Garibanlar nasiplensin.

Not: su arti eksi olayi hakkaten baydi ya. Anadoludaki ucra bir kasaba mi burasi da oy hakki veriyoruz? Oy kullanmak isteyen anketlere katilsin. Mesajı Paylaş
''Başarının sırrı amaca sadakattir.''

En baştan itibaren ''beğendim/beğenmedim'' uygulamasını tasvip etmedim. Ancak kullandığım da olmuştur. Özellikle ''beğenmedim'' seçeneğini kullanmamaya özen gösteriyorum. Site kapandıktan sonra ki dönemde -yanlış olmasın- 1 kere beğendim seçeneğini kullanmışken, hiç beğenmedim seçeneğini kullanmadım. Kullanmayı da düşünmüyorum. Anlamsız geliyor. Mesajı Paylaş

#314
İtalyanların yaratıcılığı konusunda görüşlerimizi belirtmiştik. Kokpit.aero bu konuyla alakalı bir paylaşım yapmış. Defileyi drone' lara yaptırmışlar. Artık mankenler düşünsün:)

http://www.kokpit.aero/defileye-droneler-cikti

! No longer available Mesajı Paylaş

Bu dronlar ile ilgili bir uyarıda bulunmak istiyorum. Bazı video larda büyük ahenk ile eş güdümlü çalışan dronlar görüyoruz. Odada nerede ise iğneden iplik geçirecek hassaslıkta bir birine çarpmadan ahenk ile dolanan iş yapan dronlar var. bunun bir sırrı var bu odada köşelerde dronlara pozisyonlama yapmalarını sağlayan cihazlar var. Yani odada yaptığı şeyi dışarda yapamıyor bu dronlar. Otonom değiller yani orada özel koşullar sağlanmış dron odanın içinde o şekilde çalışabiliyor. Dışardada bunu aynı şekilde yaptırabilirsin tabi Kore olimpiyat açılışlarında olduğu gibi. ama dronu al götür sal her yerde öyle çalışsın durumu yok. Yani bu dronlara bakıp bakıp vazife biçmeyin bunu yapan şunuda yapar demeyin. Mesajı Paylaş
beğen

#316
https://goo.gl/7Xs5wC (google linki verdim çünkü adres çok uzun ve anlamsız karakterlere sahip)

Ukrayna haber ajansı OPK, ABD'nin 2016 yılında Ukrayna-Türkiye ortak projesine engel olduğunu belirtti. Haberde, Kiev ve Ankara'nın 2016 yılında askeri ve teknik işbirliği konusunda aktif görüşmeler yaptığı ve ortak füze, uçak ve hassas silahlara karşı savunma sistemlerinin üretimi konusunda anlaşmaya yaklaştığı ifade edildi. Ajansa konuşan bir kaynak, ABD'nin bu anlaşmaya şiddetle karşı çıktığını söyleyerek, "ABD, Türkiye'nin kontrolsüz güçlenmesinden korktu" dedi.

Sadfor.savtera.org forumunda Alkyone isimli üyeden alıntıdır. Önemli gördüm, buradada paylaşayım dedim.

https://mobile.twitter.com/TyrannosurusRex/status/968058626593128448
Mesajı Paylaş

" Bir köy, bir kasaba veya bir şehrin kalabalığına bakılsa, şehrin kalabalığında o kadar topal, topalların o kadar çeşitlisi, o kadar cüce, kambur, kör ve çolak görülür ki, insan kendini eşyanın şeklini bozan dışbükey bir camla etrafa bakıyorum zanneder. "
Ahmet Haşim'in 1919'da Manisa mebusu Refik Þevket (İnce) Bey'e yazdığı , Anadolu'nun perişanlığını anlatan mektuptan...

"Sevgili Refik,
İhtimal sana fazla yazıyorum. Fakat ben bundan memnunum. Bulunduğum noktalardan sana doğru uçurduğum bu mektuplarla pervaz-ı evraktan oluşmuş ve bütün mesafeler boyunca sürekli maddi ve manevi bir bağ ile kendimi sana bağlı tutmak istiyorum. İletişimimizin bu gidişhatı seni bunaltıyor mu? Geçen mektubumu Niğde'den yazmış ve o mektubu gönderdikten sonra sancağın bütün kazalarını teftişe çıkmıştım. Yirmi gün süren ve nice bağ ve bahçe safalarına rağmen ruhumda hiçbir hakikî lezzetin hatırasını bırakmayan bu devrenin sonunda bu ikinci mektubu gene Niğde'den yazıyorum. Gördüğüm Anadolu hakkında bilmem sana ne yazayım?
Öncelikle bu bölgede kimler yaşıyor? Görülen harabelerin yapıcısı hangi cins yaratıktır? Bunu, köy ve kasaba diye gördüğümüz renksiz harabe yığınlarına bakıp anlamak asla mümkün olmamıştır. Anadolu köylüsünü sınıflandırmada karıncalar cinsine ithal etmeli fikrindeyim. Gündüz ağaçsızlıktan dolayı müthiş bir güneş altında yanan ve gece en güzel yıldızlar altında bütün böceklerinin sonsuz sesleriyle uzanıp giden bu araziden herhangi saat geçilmiş olsa yalnız yiyeceğini tedarikle meşgul, "gıda" sabit fikirliliğiyle sersemleşmiş, neşesiz ve yorgun bir insaniyetin zor çalışma şartlarına tesadüf olunur. Sanki cehennemî bir fırın karşısından yeni ayrılmış gibi yüzleri kıpkırmızı, dudakları çatlak, elleri kuruyup siyahlaşan bütün bu insanlar ya gıda maddesini biçmekle, ya onu taşımakla, ya onu savurmakla veyahut onu metharlarına doğru çekip götürmekle meşgul görünür. Tıpkı karıncalar gibi, tıpkı karıncalar gibi...
Fakat boğazlarının kârına olarak aklın bütün maharetlerini ret ve iptal eden bu adamların boğazı da memnun etmekten pek uzak bulundukları, en zenginlerinin evinde geçirilen bir gecenin sabahında, nefis bir yemek diye sofraya getirilen suyla pişmiş uğursuz bir fasulyanın barsaklarda sebep olduğu gazlar ve ıstıraplar ile uyanılıp da anlaşıldığı zaman, bu akılsız kardeşlerin maksatsız hayatına, boşa giden üstün gayretle çalışmalarına karşı derin bir elem duymamak mümkün değildir. Refik; Ankara'da, Almanya imparatorunun Anadolu hastalıklarını tetkik etmek üzere gönderdiği bir tıp heyetinin bazı büyük rütbeli ileri gelenleriyle görüştüm. Bunlar, bir seneden beri her gelen hastayı ücretsiz muayene etmek ve mümkün olduğu kadar incelemelerini sıhhatli kişiler üzerinde(mektep talebesi gibi) yapmak suretiyle şunu anlamışlardır ki, Anadolu Türklerinin karınları kurtlarla yüklü ve kanları bu kurtların salgıladığı parazitlerle dolu bulunuyor. cinsi, yakın bir yok olma ile tehdit eden bu hâlin sebebi neymiş bilir misin? Beslenme eksikliği. Her ne kadar garip görünse de Anadolu Türkleri henüz ekmek yapımından bile habersizdirler. Yedikleri mayasız bir yufkadır ki, ne olduğunu yiyenlerin midesine bir sormalı. İstisnasız nakil araçları kağnıdır. Ellerinde esir olan öküzler ve bu türden hayvanlar için en zalim düşüncelerin bile icâdından aciz kalabileceği -bununla beraber ağır, dar ve maksada gayr-ı salih bu âlet- hiç şüphe yok ki, taş devri keşfi ve aletlerindendir. Kağnı bir araba değil, fakat, hayvana yapışıp onun hayat unsurlarına hortumunu sokan ve bu suretle kanını ve canını çeken bir canavardır. Uzaktan görüldüğü zaman heyet-i umumiyesiyle bir arabadan ziyade büyük ve korkunç bir karafatma hissini veren tarihe âşina bir göz için üzerindeki uzun değneği ve ayakta duran arabacısıyla dara ve keyhüsrev devirlerine ait taşlar üstünde çizilmiş ilkel arabaları hatırlatan bu kağnıların boyunduruğu altında masum hayvanların çektiği azabı gördükçe, onu sevkeden sakin köylünün insanlar gibi bir ruhu olup olmadığından şüphe ettim. Anadoluluların becerikliliği ancak öküz tezeğini kullanmakta ve onu kullanılmaya uygun bir hâle sokmak için buldukları çarelerin çeşitliliğinde görülür. Tezeğin bu adamlar nezdindeki kıymeti hayret vericidir. sürüler meraya çıkarken veyahut akşam şehre girerken kadın ve çocuk, gözleri nurlu bir noktaya cezp edilmiş gibi, öküz kıçlarından bir saniye dikkatlerini ayırmayarak ve yüzlerce rakipten geri kalmak korkusuyla seri adamlarla koşarak, öküz götünden düşen en ufak bok parçasını toplamak üzere dirseklerine kadar bulaşık elleri ve hırstan gözbebekleri fırlamış gözleriyle yere kapanırlar. Bu boklar toplanır, sepetlere doldurulur, evlere cem ettirilir ve nihayet bir altın mayası yoğurur gibi, altın gerdanlıklı genç kadınlar beyaz kollarıyla onu yoğururlar ve muntazam yuvarlaklar hâline koyup kurumak üzere duvara yapıştırırlar. Anadolu'nun duvarları bu öküz pislikleriyle sıvalıdır. bütün havalarında o hoş koku solunur. Yemekleri, sütleri, ekmekleri hep tezek dumanının kokusuyla ele alınmaz bir hâldedir. Eski Mısırlılardan ziyade Anadolular apis öküzüne hürmet etmeliydi. Öküz, burada hayatının genelinin zenbereğidir. Evlerine gelince, onlar da öyle: Duvarlar yontulmamış alelâde taşların, çalı çırpının, leylek yuvasında olduğu gibi, gelişigüzel dizilmesinden hasıl olmuştur. Baca nedir, bilir misin? Dibi kırık bir testi. Kızılırmak civarında, büsbütün ev inşasından da feragat ederek, toprağın maddesel özelliğinden yararlanarak dağları oymakla vücuda getirdikleri mağaralar içinde kuşlar gibi yaşarlar. Nevşehir'den yarım saat beride Güvercinlik adında kovuklardan oluşan bir köy vardır ki, hakikaten ancak bir güvercinlik olmaya yakışan bir köydür. Anadolu, külliyen temizlikten mahrumdur. Sakallı Celâl'in dediği gibi en nefis bir icatları olan yoğurt bile pislik mahsulünden başka bir şey değildir. Kaynamış süte kirli bir demir parçası yahut eski bir gümüş para atılsa sütün derhal yoğurda dönüşeceğini sen de bilirsin. Anadolu, hemen bir uçtan bir uca firengilidir. Anadoluların güzelliği de bozulmuştur. Bir köy, bir kasaba veya bir şehrin kalabalığına bakılsa, şehrin kalabalığında o kadar topal, topalların o kadar çeşitlisi, o kadar cüce, kambur, kör ve çolak görülür ki, insan kendini eşyanın şeklini bozan dışbükey bir camla etrafa bakıyorum zanneder. Bununla birlikte güzel oldukları zaman da güzelliklerinin emsalsiz olduğunu itiraf etmeli. Siyah, derin ve titretici gözlerle insana bakan şalvarlı, düzgün ölçülü anadolu kadınları; sizleri nasıl unutacağım? Gençleri, insanın bazen en mükemmel bir örneğini temsil ederler. Fakat, bunlar, nadirlerdendir., Refik. Anadolular hakkında sana daha çok yazacak şeyler varsa da mektuba gülünç bir makale süsü vermemek için bu konuyu burada kesiyorum. Anadolu seyahati artık benim için nihayet buluyor demektir. Bundan da üzgün değilim. ... Niğde teftişi son bulmuştur. İâşe Heyet-i Teftişiyesine girdiğim günden beri kazandırmış olduğum tutar iki bin liraya varmıştır. Benim zararım ise pek çoktur. Öncelikle sağlığım bozuldu. Hayli keçi eti yedim. Birçok da gereksiz masraflar ettim ve rahatımdan da birçok şey kaybettikten sonra yerimden de oldum. Yakında, belki, üç gün sonra İstanbul'a gidiyorum.
Ahmet Haşim 3 Eylül 1919 Mesajı Paylaş
Yaşam ne kadar güzel olsa da, ''Ölüm'' yaşamdan daha güzeldir; Layıkıyla öldükten sonra...

Alıntı yapılan: The.Turk - 24 Şubat 2018, 11:33:39
Ali biraz ununu elemis,elegini asmis izlenimi birakmisti bende,orada ki yonetimden bazilari ile kapistigim ve zorla kendimi banlattigim donemde. Kendi is yogunlugundan ne sitede ne sosyal medyasinda aktif degil uzun suredir. Topragimin hayati ve isleri yolunda ise gerisinin koy ...... rahman gitsin...

Unutmayınız ki buradaki birçoğunuz şuan arkasından tu kaka dediğiniz sitede yetiştiniz. Yöneticilerini beğenmeyebilirsiniz ama o site sadece yöneticilerden oluşmuyordu. Birçoğunuz biz akıncı grubundakilerin yazıları ile bilgileniyordunuz.

Þimdi bu yazmış olduğunuz  tamamının koy.... Rahman gitsin yazınızdan dolayı  o camiaya bir özür borçlusunuz. İnsanlar almış oldukları eğitim kadar görgü ve nezaket  kurallarına uyar. Mesajı Paylaş

Bende o sitede Akinci idim canim benim. Hangi haleti ruhiye ile okuduysan mesaji bilmiyorum, sitenin geri kalan kullanicilari icin degil,aktif olamamasina sebep olan seyler,hayatinda ki ugraslari icin soylenmis oldugunu idrak edebilmeliydin ve kimseden ozur dileyecek birsey oldugunu dusunmuyorum ;) Mesajı Paylaş
Yaşam ne kadar güzel olsa da, ''Ölüm'' yaşamdan daha güzeldir; Layıkıyla öldükten sonra...


Paylaş whatsappPaylaş facebookPaylaş linkedinPaylaş twitterPaylaş myspacePaylaş redditPaylaş diggPaylaş stumblePaylaş technoratiPaylaş delicious
İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren Replikacep.com sitemizde 5651 sayılı kanunun 8. maddesine ve T.C.Knın 125. maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur.Replikacep.com hakkında yapılacak tüm hukuksal şikayetleri İletişim sayfamızdan bize bildirdikten en geç 3 (üç) iş günü içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek gereken işlemler yapılacak ve site yöneticilerimiz tarafından bilgi verilecektir.
Footer menü
Hakkımızda
Bize Ulaşın
Biz Kimiz
Hizmetlerimiz