Ermenistan Silahlı Kuvvetleri

Başlatan Falcon, 05 Haziran 2011, 23:41:50

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Arkadaşlar tarihin ve özellikle geçtiğimiz yüzyılın pratiğinden uzak değerlendirmeler yapıyorsunuz.

Öncelikle İran'da Kaçar Hanedanlığı yıkıldığında, Þah Rıza Pehlevi kendisi de Fars'tan çok Türk atadan olmasına karşın koyu bir Fars milliyetçiliği yaparak Türkleri ezmiştir. İran'da molla rejimi Þiiliği öne çıkarmasına karşın, koyu bir şekilde Türk düşmanıdırlar. Kendilerini Hint/Avrupa Kültürünün öncüllerinden sayarak Türkleri aşağılamak milli sporları haline gelmiştir. Bu bakımdan Þiilik öne çıkartılsa bile açıktan bir Türk düşmanlığı şeklinde Þiilik altında İran/Aryan milliyetçiliği bulunmaktadır. Bunun derin tarihi sebepleri de vardır. Öncelikle Þii öğretisi Arap Milliyetçisi İslam anlayışına karşı ilk olarak Yemen'de çıkmış ardından Mısır'a geçip Fatimiler liderliğinde gelişmiştir. Sunni Arap Halifeler gittikçe zayıflarken  Türk paralı asker/esirler kullanması ile başlayan süreçte, siyasi gücü Türklerin Sunni İslam'da görmesi ile Þiilere karşı Sunni Halife güçleri yanında yer aldığı bir gerçekliktir. Ancak başlangıçta hatta 16. Yüzyıl sonlarına kadar Türk Sunniliği de Arap Sunniliğinden epeyce farklıdır. Yine Þiilik de Alevilikten çok farklı bir mezhep olup, İran'da, Arap milliyetçiliğine karşı geliştiği söylenebilir. Selçukluların Türklüğü'ne karşı Þiiliğin İsmailiye koluna bağlı Hasan Sabbah'ın Haşhaşi iddialarına karşın aynı zamanda son derece keskin ve muhafazakar bir din anlayışına sahip olduğu da belirtilmektedir. Yani özetle İran'da Þiilik başlangıçta Araplara sonra da sunni Türklere karşı bir hareket özelliğini de göstermekteydi. Yine gerek Sunnilik gerekse Þiilik biz Türklerin başlangıçtaki İslam anlayışına göre sert mezheplerdi.

Buna karşın coğrafyaların Türkleşmesini sağlayan Alperenlerin Horasan İslam anlayışı ise Bektaşi anlayışı ile gelişmekte iken, Sarı Saltuk gibi erenler Müslümanlar yanısıra Hristiyanlar tarafından da eren (Saint) kabul edilebilecek derecede hoşgörü ve adalet timsali insanlardı. Bu bakımdan dini kılıç zoruyla zorla kabul ettirme yolunda olamayacakları gibi, fakir halk üzerinde de ganimet peşinde koşmuyor olmaları, aksine zenginlerden ganimet toplayıp, Müslüman, Hristiyan ayırmaksızın dağıtan kahramanlar olmaları da mümkün olup, yine İslam anlayışları da Bektaşi fıkralarındaki gibi olmasa da, Sunni Arap ulemanın eleştirdiği nitelikte olduğu açıktı.

Neyse bu noktadan konumuza geri dönersek, Bektaşi ocağına bağlı Yeniçeri ocağından, nasıl koyu İslam anlayışına geçildiği ise daha çok Safavi-Osmanlı çekişmesi ile ilgilidir. Akkoyunluların Osmanlı'ya yenilmesinin ardından, İmparatorluk haline gelmiş olan Osmanlı Türkleri hakir görüp İstanbul'a seyahatlerini bile özel izne bağlamış ve yönetimden uzak tutulması gereken Sipahi kaynağı olarak görürken, Akkoyunlu Uzun Hasan'ın torunu İsmail Türkmen aşiretleri üzerinde Alevilik ve şeyhlik propagandalarına başlamıştı. Bu bakımdan Þah İsmail  Alevilik çalışması yaparak kendini dini şeyh olarak tanıtmakta ise demek ki, radikal bir Þii anlayışı yoktu. Yine toparladığı ordu da İranilerden değil Türklerden oluşuyordu. Osmanlı, Farsça ağırlıklı, Türkçe ve Arapça karması bir dil ile yazışırken, Þah İsmail Türkçe yazıp konuşuyordu. Bunun ötesinde Osmanlı Zağros Dağlarından koyu Sunni Þafi mezhebinden Kürt aşiretleri Doğu ve Güneydoğu Anadolu'ya getirip yerleştirip, Türkmen aşiretleri bölerek bu Kürt aşiretler emrine verirken, Þah İsmail ise tam tersine İrani olan Kürt aşiretleri bölerek Türkmen aşiretlerine bağlıyordu. Yani özetle bugünün PKK bölücülüğü sorunu, büyük oranda, Osmanlı-Safavi çekişmesinde Yavuz Sultan Selim, Kanuni ve 4. Murat  gibi padişahların o güne göre milliyetçilik değil, mezhep politikaları üzerinden aldıkları tedbirlerin sonucudur. Bunun ötesinde, Osmanlı ile Safavilerin kendilerini farklılaştırma ve dışlama politikaları da Türk Dünyasında ve İslam'da iki uçta radikalleşmenin artması sonuçlarını doğurmuştur. Þah İsmail sonrası İran her nasılsa Þiilikte gittikçe radikalleşirken, 1700lere Kasrı Þirin anlaşmasına kadar Osmanlı-Safavi çekişmesi iki Türk özlü devleti de gittikçe zayıflatmıştır.
Bugünün İran'ı anne-baba Türk olarak yaklaşık %25 nüfus, dede neneden ise %40 nüfus taşımaktadır. Buna karşın Türklere karşı yoğun bir Aryan  ve Aryanlaştırma politikası sosyal alanda ve özellikle internet aleminde aleni olarak ortadadır. Þİİ İRAN'IN,  AZERBAYCAN KARÞISINDA ERMENİSTAN MÜTTEFİKİ POLİTİKASI YETERİNCE ALENİ DEĞİL MİDİR Kİ, YOKSA BİZDE DE SUNNİ GÜDÜLÜ KÖRLÜK MÜ OLUÞMUÞTUR Kİ,  Þİİ MOLLALARIN TÜRK DÜÞMANLIĞI POLİTİKASINA KARÞI KÖRÜKLE YAKLAÞIM YAPILMAKTADIR. Üstelik bu söylemlerin arasında, hükümet ısrarla iranla çatışma ortamından uzak durmaya çalışırken, mezhepçi hükümet söylemi kafa karışıklığını göstermektedir.

Bu halde geçmişte Osmanlı_Safavi çekişmesi bugüne mirasını PKK  bölücülüğü, Türk Dünyasının bölünmesi, Orta Asya ile Anadolu bağının kopması, dinde radikalleşme gibi miraslar getirmişken, bugün çekişme devam edecek midir ? Nasıl ve hangi politikalarla devam edecektir ? Politikalarını bu güçler mi belirleyecektir, yoksa dışarıdan mı körüklenecektir ?  Çekişme yerine işbirliği yapılabilir mi, nasıl ve hangi yollarla yapılabilir ? Bunlar yarın için önemli sorulardır.
Mesajı Paylaş

İran dış politikada en tepeden en aşağıdaki bürokratına kadar sürekli sert ve saldırgan bir dil kullandığından insanlar iran kelimesini duyunca aklına sınırından ötesinde ulusal çıkarını savunan, ülkesi için heryere kafa tutan, israil, abd ve batı ile sürekli savaş halinde olan bir ülke geliyor. Ancak öyle değil.

İranın sahadaki vekilleri diye adlandırılan grup ve insanlar daha iranda devrim olmadan önce, hatta modern iran kurulmadan önce bile topraklarında yaşayan insanlardı. Yemendeki zeydiler gibi, lübnan şiileri, irak şiileri ve laskiye alevileri gibi. Bunları iran ortaya çıkarmadı veya taşımadı, iran sadece örgütlenme sancısı çeken bu kavimlere para gönderdi. Bugün irak şiileri necefe bağlı kuma değil, sadr ın iran tutumu açık. Husiler yine yemen iki parça olduğu zamandan beri orada hatta osmanlı döneminden beri. Belki bu saydıklarımda iranın en ciddi emeği lübnan hizbullahında vardır, o da emel hareketinden geçenlerle kuruldu, iran lübnana gelmeden önce de şii emel vardı.

İsrail ve abd nin iran kurum binalarına ve askerlerine yaptığı onlarca saldırı var, ciddi olan bir devlet için hepsi savaş sebebi. İrandan çıt yok. Altyapısı çökmüş, eskimiş, sürekli isyan tehdidinden korkan rejimin yönettiği bir ülke. Zaman geçtikçe sivil kurum ve kuruluşlara daha çok devrim muhafızı geçiyor bu rejimin halktan gittikçe kopmaya başladığının delilidir. Özellikle kırsaldaki belediye başkanlarının neredeyse tamamı eski devrim muhafızı askeri. Dillere destan irandaki o mükemmel üniversitelerden? çıkan mükemmel insanlar iranda kalmıyor, kendini batıya atmayanları bizim ülkemize gelip hayat kadınlığını veya ayak işlerini dahi tercih ediyor. İran ile ilgili çok örnek verilebilir sadece bazılarını yazdım. Kullandıkları ev eşyalarından arabaya kadar herşeyde ülkemizden ortalama 20 sene gerideler.

İran hayatın hiçbir alanında bizim için tehdit değildir. İrandan gelebilecek tek olumsuzluk olası bir iç savaşta ülkemize gelecek olan milyonlarca mülteci meselesidir. İranın bize veya aerbaycana yapacağı her hamleye en sert şekilde cevap veröeliyiz. Konsolosluğu vurulan ama sesi çıkmayan adam şehrine füze atılsa yine sesi çıkmaz, halkına füze denemesi yaptım şehre düştü der. Mesajı Paylaş

İran

Drone gücü
Balistik füze gücü
Seyir füzesi gücü
Proxy güçler kullanabilmesi

İle bize bal gibide tehdittir hiçkimse iran'ı küçümsemesin...
İsrail bile baş edemezken. Mesajı Paylaş

Küçümsüyorum.

Sıraladınız sistemler en düşük kalite bir, ikincisi bugüne kadar bir sürü tokmak yedi ancak havlayarak yetinip geri durdu. Mesajı Paylaş

#44
Senelerden beri İsrail'i küçücük toprağa hapsetti 2006 da sadece Hizbullah ile İsrail'i dövdü

Rusları afganistan'da ezen
Rusya'yı Ukrayna da ezen
İsrail'i lübnan'da ezen

Savaş teknikleri yani gayrinizami harp konusunda ustalar... Mesajı Paylaş

"Türkmen aşiretleri bölerek bu Kürt aşiretler emrine verirken, Þah İsmail ise tam tersine İrani olan Kürt aşiretleri bölerek Türkmen aşiretlerine bağlıyordu. "

ilgimi çekti,  biraz daha açar mısınız?
okuyabileceğim bir kitap öneriniz var mı?

Þah İsmail Uzun Hasan'ın torunu muymuş?
mesela hangi aşiretler  bunlar?

bu İstanbul yasağı  konusu  nedir?
Mesajı Paylaş

Aynı haltı Suriye meselesinde de yedi bizim  şeriatçı sünni kafa... Suriye'de de Þii Esad gidecek  , sünni idare gelecek diye gaz yediler Batı'dan malum bataklığa düştük bu işten de en büyük düşmanı Suriye'yi parça pinçik eden İsrail-ABD kazandı..

Aynı senaryoyu şimdi İran için uyguluyorlar bunu yaparken de taaa Hz. Hüzesin olayına kadar gidip İslam Dünyasının hassasiyetlerini kullanıyorlar...

Takmışlar kafayı ÞİA meselesine , komünist kafa herşeyi ABD emperyalizmine taktığı gibi şeriatçı sünni kafa da " İsrail mi İran mı yok olsun önce İran yok olsun derler...

Þimdi soruyorum İran yok olsa parçalansa bize faydası mı zararı mı olur? Mesajı Paylaş

Alıntı yapılan: serkan1976 - 12 Nisan 2024, 13:47:00
Aynı haltı Suriye meselesinde de yedi bizim  şeriatçı sünni kafa... Suriye'de de Þii Esad gidecek  , sünni idare gelecek diye gaz yediler Batı'dan malum bataklığa düştük bu işten de en büyük düşmanı Suriye'yi parça pinçik eden İsrail-ABD kazandı..

Aynı senaryoyu şimdi İran için uyguluyorlar bunu yaparken de taaa Hz. Hüzesin olayına kadar gidip İslam Dünyasının hassasiyetlerini kullanıyorlar...

Takmışlar kafayı ÞİA meselesine , komünist kafa herşeyi ABD emperyalizmine taktığı gibi şeriatçı sünni kafa da " İsrail mi İran mı yok olsun önce İran yok olsun derler...

Þimdi soruyorum İran yok olsa parçalansa bize faydası mı zararı mı olur?
Her cümlesine katılıyorum keşke beğeni ateşleyebilsem bilmiyorum, çocukluktan beri kafaya kazınan bazı tabular mantıklı düşüncenin önüne geçiyor malesef,ırakta da aynı oyun Suriye'de de şimdi sıra İran'da Mesajı Paylaş

Alıntı yapılan: serkan1976 - 12 Nisan 2024, 13:47:00
Aynı haltı Suriye meselesinde de yedi bizim  şeriatçı sünni kafa... Suriye'de de Þii Esad gidecek  , sünni idare gelecek diye gaz yediler Batı'dan malum bataklığa düştük bu işten de en büyük düşmanı Suriye'yi parça pinçik eden İsrail-ABD kazandı..

Aynı senaryoyu şimdi İran için uyguluyorlar bunu yaparken de taaa Hz. Hüzesin olayına kadar gidip İslam Dünyasının hassasiyetlerini kullanıyorlar...

Takmışlar kafayı ÞİA meselesine , komünist kafa herşeyi ABD emperyalizmine taktığı gibi şeriatçı sünni kafa da " İsrail mi İran mı yok olsun önce İran yok olsun derler...

Þimdi soruyorum İran yok olsa parçalansa bize faydası mı zararı mı olur?

Hem de katmer katmer faydası olur. Havlayan köpekten kurtulmuş ve etkinliğimiz ile bölgeye hakim oluruz.


Gerisini Türkiye ve Azerbaycan koalisyonu otoritesini oturtturur Mesajı Paylaş

Yazacak çok şey var da klavyem q ve üzerinize afiyet biraz rahatsızım. Yine de kısa kısa:
Suriye rejimi şii miymiş?
Türk dünyası geçmiş asırlarda birleşikmiş de sonradan mı bölünmüş?
İran konusunda ise ne fazla büyütelim, ne de çok küçümseyelim. İran daima rakibimizdir, fırsat bulursa canımıza okur. İran tarihini iyi okuyalım. Geçmiş asırlarda halkının çoğunluğunun mezhebi neymiş, sonra niye şiaya meyletmiş, araştıralım. Ayrıca, 30-40 sene önceki İran azerilerinin düşünce yapısı ile şimdiki hallerini iyi etüd edelim. Bir de, olur da İran azerileri bölünürse bu durumu Aliyev ailesi nasıl karşılar?, hadi çok sevindik diyelim, ki kimin içinde erir?

Arkadaşlar çok iyi araştırmak lazım, hazırlanmak lazım. Mesajı Paylaş


Paylaş whatsappPaylaş facebookPaylaş linkedinPaylaş twitterPaylaş myspacePaylaş redditPaylaş diggPaylaş stumblePaylaş technoratiPaylaş delicious
İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren Replikacep.com sitemizde 5651 sayılı kanunun 8. maddesine ve T.C.Knın 125. maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur.Replikacep.com hakkında yapılacak tüm hukuksal şikayetleri İletişim sayfamızdan bize bildirdikten en geç 3 (üç) iş günü içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek gereken işlemler yapılacak ve site yöneticilerimiz tarafından bilgi verilecektir.
Footer menü
Hakkımızda
Bize Ulaşın
Biz Kimiz
Hizmetlerimiz