PKK İle Mücadele

BOP MOP hicbirsey sokmez, hersey yine kendi elimizde. Biz guclu olalim kimse cevremizi istedigi gibi duzenleyemez. Biz guclu olmazsak icislerimize bile karisirlar, bu is boyle.

Karışıyorlar zaten...

Kürtlerin tek sorunu hala senin gibi Kürt düşmanlığı  yapanların olması. İstedikleri gibi Kürtçe konuşamıyorlar, mesela Türkçe bilmeyen bir kişi kendini Kürtçe savunamıyor, en iyi okullarında okusalar da çok azlar. En iyi araba dediğin katır falan mı? En iyi meslek dediğin inşaat ameleliği mi? Para? Kürtlerin büyük çoğunluğu fakir. Sorunlar bunlar, bu sorunlarda her iki tarafında hatası var. Devlet ve Pkk kavga ediyor. İki taraftanda bir kısım halk bu kavgayı daha da büyütüyor. Olan mehmetçiğe ve orada ki masum halka oluyor.

Olayın tersinden bakmışsın ama bakarken bir Kürdün bu yazıya nasıl bakacağını dikkate almamışsın. Sen Kürtlere  Pis işlerle uğraşan, yahudi gibi, haset, vatan haini, sorun dersen adam tabi isyan eder. Sorun senin zihniyetin ve senin zihniyetine aynı şekilde cevap veren Pkklılar. İki tarafta aslında aynı şeyi yapıyor. Bir taraf pis Kürtler diyor, Bir taraf pis Türkler diyor. Aslında ikiside aynı zihniyete sahip.

Kürtlerin fakirliği mi? Emin misin çok fakir olduklarına? Irkçılık olarak kimse algılamasın bunlar ama madem paran yok, en az bir düzine çocuk neden yaparsın. O çocukları okutamazsın, bakamazsın, sonra devlete kızarsın. Devlet senin uçkurunu düşünmek zorunda mı? Ezilmişlikten bahsediliyor, adaletsizlikten! Diğer vatandaşlardan farklı ona ne haklarınızda. Hiçbirşey yok değil mi? İstediğinizde okuyabiliyorsunuz. Doktor, mühendis, asker, bakan, başbakan, hatta cumhurbaşkanı bile olabiliyoRusunuz. Bu ülkenin kanunlarına uyduktan sonra diğer vatandaşlar gibi sizler de huzur içerisinde yaşayabiliyorsunuz. Daha da yazayım mı? Sayfalar sürer. Bırakın bu arabesk psikolojisiniz. Dürüst olun!

Benim esas meselem fakirlik zenginlik değil. Ben "Kürtler çok çocuk yapıyor, Kürtler zengin, Kürtler fakir, Kürtler aç, Kürtler tok, Kürtler iyi, Kürtler kötü" gibi genellemelerin tümüne karşıyım.

Bir PKK'lının ortalama ömrü 6 yıl 8 ay
Bir PKK'lının örgütte kaldığı süre, ortalama 6 yıl 8 ay.
21.04.2012 - 09:17

Hürriyet gazetesinden Gülden Aydın'ın haberine göre; Kuzey Teksas Üniversitesi doktoralı Batman Emniyet Müdür Yardımcısı Dr. Samih Teymur ile Rutgers Üniversitesi doktoralı Mardin Ömerli Emniyet Amiri Dr. Niyazi Ekici, 2007–2011 arasında öldürülen 790 PKK-KCK'lıyı araştırdı.
BİR PKK'LININ DAĞDAKİ ÖMRÜ

Bugüne kadar PKK ile ilgili somut rakamlara dayanan ilk akademik araştırma özelliğini taşıyor. PKK'lılarla ilgili bilgiler, örgütün internet, TV ve radyolarından elde edildi. Teymur ve Ekici, "Devletin resmi verileri değil, örgütün bizzat kendisinin ilan ettiği veriler. Ölen-öldürülen 790 teröristin dışında 1/3 oranında örgüt içi infazlar ve gizlenen ölümler de var. Aslında rakamlar daha yüksek" diyor. Rapor, önümüzdeki günlerde yayımlanacak ve devletin ilgili kurumlarına gönderilecek. Araştırmaya göre, öldürülen 790 PKK/ KCK'lının örgüte katılım yaşı ortalaması 19.5. En genç üye 15, en yaşlısı 30 yaşında. 2011'de öldürülen 175 PKK'lının örgütte kaldığı süre, ortalama 6 yıl 8 ay. Örgütte en uzun süre kalan, 1965 doğumlu ve 1987'de Lübnan'dan katılan, Ekim 2011'de Xakurke'da öldürülen Rüstem Cudi kod adlı Rüstem Osman. Aynı tarihte ve yerde öldürülen Alişer Koçgiri kod adlı Yücel Halis de örgüte 1988'de katılmış.
KATILIMDA İLK 5 BÖLGE

- 2007: Suriye (23), Diyarbakır (22) İstanbul (21), İran (18), K. Irak (13)
- 2008: Karma (61), K. Irak (13) İran (12), İstanbul (11), Diyarbakır (10)
- 2009: Karma (22), K. Irak (14) Suriye (13), Mardin (7), İran (6)
- 2010: Suriye (23), Van (17) Diyarbakır (16), K. Irak (14), İstanbul (7)
- 2011: Diyarbakır (25), İran (20) İstanbul (15), Suriye (15), Hakkâri (15)
ÖRGÜTTE KAÇ KİÞİ KAÇ YIL KALIYOR?

- 2007: 1–5 yıl: 62, 6–10 yıl: 100 11–15 yıl: 21
- 2008: 1–5 yıl: 41, 6–10 yıl: 80 11–15 yıl: 18
- 2009: 1–5 yıl: 40, 6–10 yıl: 32 11–15 yıl: 8
- 2010: 1–5 yıl: 50, 6–10 yıl: 46 11–15 yıl: 22
- 2011: 1–5 yıl: 50, 6–10 yıl: 45 11–15 yıl: 22
DEVLET ORANTISIZ YATIRIM YAPIYOR

Ülkemizin son yıllarda terör sorununu bir sosyal sorun olarak görüp topyekûn bir mücadeleye girdiği, bölgede ekonomik ve sosyal yatırımları bizce orantısız şekilde Doğu ve Güneydoğu'ya kaydırdığı gerçektir. Örgüte katılımın yüksek olduğu illerimizde devlet eliyle "Acıları unutma-unutturma ve bir daha yapmama sözü" vermesi ve sosyal, kültürel ve eğitsel faaliyetler yapması, bunu da başta güvenlik güçleri marifetiyle daha sonra da valilik, kaymakamlık, Milli Eğitim ve STK'ları harekete geçirmesi gerektiği kanaati hâsıl olmaktadır. Bu faaliyetlerin yukarıda bahsettiğimiz isim altında yapılması, "psikolojik harekât" adı altında yapılmaması gerektiği, kavramsal olarak bu terimin sıkıntılı olduğu kanaatimizdir.

http://www.ensonhaber.com/bir-pkklinin-ortalama-omru-6-yil-8-ay-2012-04-21.html

Asker hedef gösterdi polis nişan aldı
Çukurca'da, yaklaşık 200 teröristin katıldığı ve 24 askerin şehit olduğu kalleş saldırının tüm detayları ortaya çıktı.
22.04.2012 - 09:58

19 Ekim 2011 günü İlçe Jandarma Komutanlığı Asayiş Tepe, Keklik Tepe, Kale Tepe, Işıklı, Hantepe üs bölgeleri ile Emniyete ait polis lojmanları saldırıya uğramıştı. Saldırılar sonrası güvenlik güçleri Kazan Vadisi'nde geniş çaplı operasyon yürütmüş, terör örgütü çok ağır darbe almıştı. O saldırıya yardım-yataklıkla suçlanan kişiler yakalandı.

YİNE KAZAN VADİSİ

Akşam gazetesinin haberine göre; İl Jandarma, Çukurca İlçe Jandarma, Hakkari Emniyeti Terörle Mücadele ve Özel Harekat Þube ekipleri bu kez örgüte lojistik destek sağlayan yandaşların izini sürdü. Operasyonlar, Kazan Vadisi'nde yoğunlaştı. Çalışmalar özel kuvvetler de katıldı. Özel Harekat polisi ve Jandarma karış karış iz sürdü. Basılacak evler tespit edildi. Operasyonda 5'i kadın 23 kişi gözaltına alındı. 21'i savcılığa sevk edildi. Evlerde ise çok önemli belgelere ulaşıldı.

BİLGİ TOPLAMIÞLAR

Gözaltındaki kişiler, Çukurca saldırısı öncesi bölgede bulunan güvenlik güçleri hakkında örgüte bilgi toplamak, saldırıya katılan teröristler ve silahlarını araçlarıyla taşımakla suçlanıyor. Zanlıların, saldırıda yaralanan örgüt üyelerinin tedavisine yardımcı olduğu, malzeme, erzak temin ettiği de saptandı.

O PLAN KARELERDE

Terör örgütünün keşif ve eylem hazırlığı öncesi Çukurca'ya sızdığı belirlendi. Ele geçen görüntüler arasında, bir kadın teröristin kamyonet arkasında taşınması, 'Brüsk' kod adlı Mizbah Ezer'in saldırı öncesi yaptığı planlama da var. Görüntülerde terörist, örgüt üyelerine bomba atmanın inceliklerini anlatıyor. Etkili bombalama olması güvenlik güçlerinin karşılık vereceğini, eylemden boş döneceklerini söylüyor.

http://www.ensonhaber.com/asker-hedef-gosterdi-polis-nisan-aldi-2012-04-22.html

Derinhaber - 24 Nisan 2012 09:59
İngiltere'de geçtiğimiz yaz toplantı düzenleyen PKK'nın paravan kuruluşu şimdi de Türkiye'de bir üniversitede toplantı düzenlemeye hazırlanıyor. İşte o kuruluş ve PKK ile derin bağlantıları
Geçtiğimiz yaz İngiltere'de Türkiye'den Cengiz Çandar, Ali Bayramoğlu Hasan Cemal gibi gazeteciler ile bazı siyasetçilerin de katıldığı bir konferans düzenleyen PKK'ya yakın DPI (Deocratic Progress Institute (DPI) Türkçesiyle Demokratik Gelişim Enstitüsü) kuruluşu, İstanbul'da Galatasaray Üniversitesi'nde toplantı düzenlemeye hazırlanıyor.

DPI, İngiltere'de aynı adreste faaliyet gösterdiği Kurdish Human Rights Project(KHRP) yani Kürt İnsan Hakları Girişimi'nin paravan kuruluşu.

ÖCALAN'IN AVUKATI KURMUÞ

Toplantıyı düzenleyen DPI'nin direktörlüğünü Kerim Yıldız yapıyor. Kerim Yıldız, aynı zamanda KHRP'nin başkanı. KHRP, Kerim Yıldız'la birlikte Abdullah Öcalan'ın Avukatı Stuart tarafından kurulmuş.

SİTESİNDE KÜRDİSTAN HARİTASI

KHRP, AİHM'de PKK'nın Türkiye aleyhine açtığı davaları takip ediyor. Sitesinde Türkiye, Suriye, İran ve Irak'ta toprakları olan Kürdistan haritası yer alıyor.

Bir plan dahilinde yapıldığı iddia edilen toplantıya AKP'ye yakın akademisyen ve yazarlarında davet edildiği öğrenildi.
İşte Yener Dönmez'in gündem bomba gibi düşecek yazısı;

PKK İstanbul'da toplantı düzenliyor

Evet sonunda bu da oldu.
PKK, farklı kılıflar altında Türkiye'de toplantı tertip etmeyi de başardı.
Üstelik de toplantı Galatasaray Üniversitesi'nde bu ayın 28'inde yapılacak.
Kimlerin katılacağını çok merak ediyorum doğrusu.

Konuyu açalım...

Toplantıyı düzenleyen kuruluş Deocratic Progress Institute (DPI)... Türkçesiyle Demokratik Gelişim Enstitüsü...

GEÇEN YAZ İNGİLTERE'DE TOPLANTI DÜZENLEMİÞLERDİ
Bu kuruluşu hatırlayacaksınız.
Daha önce İngiltere'de benzer bir toplantı düzenledi ve Türkiye'den siyasetçi ve yazarlar katıldı.

DPI'nın gerçek kimliğini gizleyen, PKK paravanı bir kuruluş olduğu ortaya çıkınca özellikle siyasetçiler toplantıya katıldıklarına bin pişman oldular.
(Hatırlarsınız, bir tek MHP'den kimse katılmamıştı bu toplantıya.)

İLK EMRE AKÖZ DEÞİFRE ETMİÞTİ

DPI'nin izini ilk süren Sabah Gazetesi'nden önemli bir köşe yazarı oldu.
Ne bir resmi internet sitesi ne de kurumsal bir kimliğine ulaşamayan Sabah Gazetesi yazarı, adres bilgileri üzerinden yaptığı incelemede, DPI ile Kurdish Human Rights Project (KHRP) yani Kürt İnsan Hakları Girişimi adlı kuruluşun "11 Guilford Street, London" adresinden faaliyet gösterdiklerini belirledi.

PKK ADINA FAALİYET GÖSTERİYOR

Kürt İnsan Hakları Girişimi, Kürt Ulusalcısı bir kuruluş ve PKK adına faaliyet gösteriyor. DPI'yle aynı adresi kullanmaları DPI'nin de PKK adına çalıştığının göstergesi ama dahası var.

KİM BU KERİM YILDIZ?

DPI'nin direktörlüğünü Kerim Yıldız yapıyor.
Peki Kerim Yıldız kim?
Kerim Yıldız, KPHR'nin başkanı.
Yani mevzu sadece "adres" değil.
İki kuruluşun da başında aynı isim var.

ÖCALAN'IN AVUKATI İLE BERABER KURMUÞ

KHRP, Kerim Yıldız'la birlikte Abdullah Öcalan'ın Avukatı Mark Muller Stuart tarafından kurulmuş.

KHRP'nin onursal başkanı ise İngiltere Lordlar Kamarası Üyesi Lord Eric Avebury.
Öcalan 1999 yılında yakalandığı zaman yapılan sorgusunda Lord Eric Avebury ile yüzyüze görüştüğünü ifade etmişti.

SİTESİNDE "KÜRDİSTAN" HARİTASI VAR

KHRP, AİHM'de PKK'nın Türkiye aleyhine açtığı davaları takip ediyor.
Sitesinde Türkiye, Suriye, İran ve Irak'ta toprakları olan bir Kürdistan haritası yer alıyor.

Evet PKK'nın kuruluşu KHRP'nin başkanı şimdi DPI Direktörü sıfatıyla, Türkiye'de toplantı düzenleyecek.
28 Nisan'da Galatasaray Üniversitesi'nde...

KİTABININ ÖNSÖZÜNÜ NEO-CON MİCHEAL RUBİN YAZDI

Kerim Yıldız, oldukça derin bir isim...
Kürtlerle ilgili yazdığı kitabın önsözünü ünlü neo-con Michael Rubin'in yazdığını söylemem yeter heralde.

İngiltere ve ABD'nin derin isimleriyle birlikte Kürt konusunda at oynatıyor.
Kitaplarına ve röportajlarına baktığınızda temel stratejisi, Güneydoğu'ya uluslar arası müdahale ve dört parçalı Kürdistan yapısını savunuyor.
Düzenlediği programlara oluk oluk para akıyor.
Finans kaynağını da siz tahmin edin.

KCK YERİNE DPI'YA MEÞRUİYET KAZANDIRACAKLAR

KCK'nın Yargıtay tarafından terör örgütü olarak nitelenmesiyle yeni bir legal yapı peşinde olan PKK'nın Avrupa Kanadı, DPI'nin Türkiye'de meşruiyet kazanmasına büyük önem veriyor.

DPI, Cengiz Çandar, Hasan Cemal, Ali Bayramoğlu gibi isimleri İngiltere'ye götürerek meşruiyet adımlarını bu yazarların köşelerinden sağlamaya çalışmıştı.
İz bırakmamak için son derece hassas davransalar da yukarıda saydığım bağlantılarla PKK ile organik bağı ortaya çıkmış oldu.

Medyanın konuyu büyütmemesinden aldıkları cesaretle şimdi ikinci adımı Türkiye'de attılar ve atıyorlar.

BU İLK TOPLANTILARI DEĞİL

İlk hamlenin sessiz olması için "Yeni Anayasa"yı öne sürdüler ve Mart 2011'den bu yana Galatasaray Üniversitesi'nde 3 kere Anayasayla ilgili toplantı düzenlediler.

9-11 Mart 2012 tarihleri arasında ise İstanbul Polonezköy'de medyaya yansımayan, kapalı kapılar arkasında yeni bir toplantı daha yapıldı.
Bu üç sacayağını kurduktan sonra şimdi asıl meseleye geliyorlar ve yeni toplantılarını 28 Nisan'da Galatasaray Üniversitesi'nde düzenleyecekler.
Toplantıya çağrılan isimlerden anladığım kadarıyla, bu toplantı hükümet üzerinde etki kurmak amacıyla düzenleniyor.

Toplantıya hükümete yakın bir çok gazeteci davet edildi.
Anlaşılan DPI bu gazeteciler üzerinden destek sağlamaya gayret edecek.
DPI'nin aleni bağlantılarını anlattım.
Dolayısıyla artık bilgisizlik bir mazeret olamaz.
Buradan toplantıya katılmayı düşünen herkesi ve Galatasaray Üniversitesi'ni uyarıyorum...

DPI, PKK adına faaliyet gösteriyor...
Bunu bile bile bu toplantıya kapılarını açan Galatasaray Üniversitesi'ni de toplantıya katılacak isimleri de şehitlerimizin huzurunda vicdanlarıyla baş başa bırakıyorum.http://www.aktifhaber.com/pkk-universitede-toplanti-duzenliyor-592193h.htm

Bu nasıl iş anlamadım Musamaha hainliğe zemin sağlıyor Allah sonumuzu hayretsin.

Ermeni uşakları rahatlıkla Taksim'de sözde ermeni soykırımını anma töreni düzenlerken pkknın üniversitelerde konferans vermesi pek şaşılacak birşey değil gibi geliyor.

Jandarma karakoluna saldırı

DHA
5 Mayıs 2012
Karakola saldırı
Diyarbakır'ın Hani ilçesinde, bir grup PKK'lı terörist, jandarma karakoluna roketatar ve uzun namlulu silahlarla saldırdı.

Askerlerin karşılık vermesiyle çatışma çıktı. Bir kişinin yaralandığı saldırı sonrası bölgede helikopter destekli operasyon başlatıldı.

Diyarbakır Valiliği'nden yapılan yazılı açıklamada, Hani ilçesi Topçular Jandarma Karakolu'na 8-10 kişi olduğu değerlendirilen teröristler tarafından roketatar ve uzun namlulu silahlarla saldırıda bulunulduğu kaydedildi. Saldırı sonrası askerlerin karşılık vermesiyle çatışma çıktığı, bölgeye jandarma özel hareket timleri ve skorsky helikopterlerinin gönderilip operasyon başlatıldığı bildirildi.

Valilik tarafından yapılan açıklama şöyle: "Teröristler tarafından atılan 2 roket 3 nolu mevziye isabet etmiş ve mevzide kısmi hasar meydana gelmiştir. Karakol personelinde herhangi bir yaralanma veya üzücü bir durum meydana gelmemiştir. Topçular Jandarma Karakolu'na saldırının öğrenilmesi üzerine 7'nci Kolordu Komutanlığı'ndan talep edilen helikopter bölgeye yönlendirilmiş ayrıca bir jandarma hareket timi de skorsky helikopteriyle bölgeye intikal etmiştir. Çatışma bittikten 10 dakika sonra 7 nolu mevzi istikametinde yapılan gözetlemede, bazı vatandaşların bir kişiyi araçla tahliye ettikleri görülmüştür. Yapılan incelemede bu kişinin teröristlerin ateş ettiği bölgede ayağından yaralandığı öğrenilmiştir. Yaralı, Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde tedaviye alınmıştır."

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/20486281.asp

ABD'den Uludere itirafı

Hürriyet Planet
16 Mayıs 2012
ABD'DEN ULUDERE "BOMBASI"!!!
Wall Street Journal gazetesi, Uludere'de meydana gelen ve 34 kişinin hayatını kaybetmesine neden olan hava operasyonunun, ABD'nin verdiği istihbarat üzerine gerçekleştirildiğini bildirdi.

Gazetenin ABD Savunma Bakanlığı yetkililerine dayandırdığı haberinde, operasyonun ABD yapımı bir insansız hava aracının verdiği istihbarata bağlı olarak yapıldığı öne sürüldü.

ABD Savunma Bakanlığı'ndan üst düzey bir yetkili, "Kararı Türkler verdi. (Operasyon) ABD'nin kararı değildi" dedi.

ABD'li yetkililer, daha önce Türkiye ile istihbarat paylaşımının sürdüğünü söylemiş ancak Uludere'de sivil can kayıplarına neden olan operasyonun istihbaratının ABD'den geldiği iddialarını kabul etmemişti. WSJ'nin haberiyle ABD'li yetkililer bu iddiaları ilk kez doğrulamış oldu.

ABD, Kasım 2007'de Türkiye'ye PKK ile mücadelesinde insansız hava aracı ile istihbarat desteği vermek amacıyla Ankara'da Ortak İstihbarat Bütünleşme Hücresi'ni kurdu. Merkezde, ABD'li ve Türk subaylar yan yana oturarak insansız hava araçlarından gelen gerçek zamanlı görüntüleri izliyor.

"BEN BU İÞLERLE İLGİLENMİYORUM"
ABD'nin Ankara Büyükelçisi Francis Ricciardone, bugün WSJ'in haberinde yer alan iddiaların sorulması üzerine "bu konularla ilgilenmediğini" söyledi.

Ricciardone, "Ben bu konularla hiç ilgilenmiyorum. Türk Amerikan Ticari ilişkilerinin gelişmesi için geziyorum" dedi.

Ancak Ricciardone, olaydan kısa bir süre sonra Uludere ile ilgili yaptığı açıklamada, ABD'nin Türkiye'nin sınır ötesi operasyonlarıyla hiçbir ilgisi olmadığını söylemiş ve "Uludere'de hedef seçimi konusunda hiçbir şey yapmadık. Biz PKK'ya karşı istihbarat desteği sağlıyoruz" demişti.

OLAY GECESİ NE OLDU?
WSJ'nin ayrıntılarına ulaştığı ABD Savunma Bakanlığı'nın Uludere olayıyla ilgili raporuna göre, 28 Aralık gecesi ABD'ye ait insansız hava araçları, sınırın Irak tarafında Türkiye'ye doğru ilerleyen bir konvoyun varlığını tespit etti.

Ankara'daki Bütünleşme Hücresi'nde bulunan ABD askeri görevlileri, teröristlerin sıkça geçiş noktası olarak kullandığı bu bölgede tespit edilen konvoydakilerin terörist mi yoksa sivil mi olduğunu belirleyemedi ve Türk tarafına durumu bildirdi.

Rapora göre, Ankara'daki hücrede bulunan ABD'li görevliler, Türk tarafına konvoyu daha yakından görebilmeleri amacıyla insansız hava aracını yaklaştırabileceklerini iletti. Ancak Türk tarafı bu öneriyi kabul etmeyerek, aracın daha uzak bir noktaya yönlendirilmesini istedi.

ABD de bu talebi kabul ederek, aracın yerini değiştirdi. ABD'li yetkililere göre, bu tarz isteklere uyulması standart bir prosedür.

WSJ'a konuşan görgü tanığı Servet Encü, bombardımandan kısa bir süre önce İsrail yapımı Heron aracının sesini duyduklarını ifade etti. Encü'ye göre, daha sonra savaş uçakları geldi ve bombardıman başladı.

ABD'DE ORTALIK KARIÞTI
Uludere olayı, ABD'de insansız hava araçlarından alınan istihbaratın yabancı devletlerle paylaşılmasına ilişkin tartışmaları da iyice alevlendirdi. Beyaz Saray ve Kongre'nin gündeminde bir süredir yer alan, "Öldürücü insansız hava aracı teknolojimiz konusunda müttefiklerimize ne kadar güvenebiliriz?" sorusu yeniden tartışmaya açıldı.

ABD, hükümetlerin militanlara karşı harekete geçmediği ya da geçemediği Pakistan ve Somali gibi ülkelerde, terörist olduğundan şüphelenilen kişilerin yerlerinin tespit edilmesinde ve bu kişilerin öldürülmesinde silahlı insansız hava araçları ile özel operasyon timlerini kullanıyor.

ABD, Yemen'de, insansız hava aracı operasyonlarını hükümetin onayına bağlı olarak gerçekleştiriyor. Türkiye'de ise operasyonlar için istihbarat sağlıyor ancak saldırılarda doğrudan rol oynamıyor.

WSJ haberinde, halen görevde olan ve eski ABD'li yetkililerin ifadelerine göre, bu tür anlaşmaların dezavantajını bu ülkelerin ABD istihbaratını Pentagon ve CIA'in kontrol edemediği şekillerde kullanmaları olarak tanımladı.

WSJ'ye göre, insansız hava aracı teknolojisini kullanan ülkelerin "meşru hedef" standartları birbirinden farklı. Dolayısıyla bu ortaklıklar ABD'nin kendi güvenliğini çok da ilgilendirmeyen meselelere dahil olması anlamına geliyor.

Temsilciler Meclisi İstihbarat Komitesi Başkanı Cumhuriyetçi Mike Rogers, WSJ'ye yaptığı açıklamada, "Ya bu istihbarat yabancı bir hükümete verilir ve onlar da bu istihbaratla yanlış bir şey yaparsa? Ya bu istihbarat onunla yanlış bir şey yapmak isteyen birilerinin eline geçerse?" diyerek kaygılarını dile getirdi.

TÜRKİYE'DE SORUÞTURMA SÜRÜYOR
Þırnak'ın Uludere ilçesinde sınırın Irak tarafına 28 Aralık gecesi düzenlenen bir hava operasyonunda, PKK'lı sanılan 34 köylü hayatını kaybetmişti.

Kamuoyunda büyük yankı uyandıran operasyona ilişkin incelemelerde bulunan İçişleri Bakanlığı müfettişlerinin hazırladığı rapor ve TBMM İnsan Hakları Komisyonu'na ait belgeler, olayla ilgili soruşturmayı yürüten Diyarbakır Özel Yetkili Başsavcılığı'na sunuldu. Başsavcılık ayrıca, Genelkurmay Başkanlığı'ndan insansız hava araçlarının aktardığı görüntüleri ve operasyonun bütün aşamalarıyla ilgili bilgi istemişti.

http://www.hurriyet.com.tr/planet/20566057.asp

TARIH   : 17 Mayıs 2012

SAAT    : 18:10

NO        : BA - 03 / 12

1.   Bazı basın yayın organlarında, bir yabancı gazeteye dayanarak verilen haberlerde, 28 Aralık 2011 tarihinde Uludere güneyinde sınır ötesinde meydana gelen olayda, ilk görüntünün ABD İnsansız Hava Aracından (Predatör) verildiği iddia edilmektedir.

2.   Haber gerçeği yansıtmamaktadır. Olayda grubun ilk görüntü tespiti Türk Silahlı Kuvvetlerine ait İnsansız Hava Aracı tarafından yapılmıştır. Konu ile ilgili ayrıntılı bilgiler olayı inceleyen makamlara gönderilmiştir.

      Kamuoyuna saygı ile duyurulur.

http://www.tsk.tr/3_basin_yayin_faaliyetleri/3_1_basin_aciklamalari/2012/ba_03.htm

http://siyaset.milliyet.com.tr/bahceli-o-bakana-sahip-cikti/siyaset/siyasetdetay/26.05.2012/1545509/default.htm

DEVLET adamlığı böyle olur işte.

Muhalefette olsan bile iktidarın iyi icraatı övülür.
Rüzgara karşı durman gerekse bile inandığın ilkeler gereği konuşursun.

Sayın Bahçeli'nin ilk açıklaması hala aklımda: ''Devlet, Uludere'de gerekeni yapmıştır.'' Bugün de büyük bir karakter ve dik duruş sergileyerek aynı pozisyonda olması takdire şayandır.