PKK İle Mücadele

Kandil ve Mahmur'dan 40-50 kişilik yeni gruplar gelecek. Ancak bu kez kimsenin ruhu duymayacak. Sessizce Türkiye'ye girecekler!

başkanlığındaki "Açılım Zirvesi"nden "Kandil'den dönüşe devam" kararı çıktı. Bakan ve bürokratların katıldığı zirvede, PKK'lıların gelişi sırasında halkı infiale sürükleyen görüntülerin tekrar yaşanmaması kararı alındı.

Yeni Þafak'ta yer alan habere göre, Kandil ve Mahmur'dan sayıları 40-50 arasında bir grup gelecek. Ancak bunlar sessiz bir şekilde gelecekler ve bu kez ayaklarına hakim ya da savcı gönderilmeyecek, Habur'da seyyar bir adliye oluşturulmayacak

SUÇA BULAÞMAMIÞ OLANLAR...

34 kişilik grubun ardından gelecek olan bu ikinci grup da suça hiç bulaşmamış olanlardan oluşacak. Böylece bundan sonraki sürecin Mahmur'daki şova dönük görüntülerle değil, sessiz bir şekilde gelip, yargılandıktan sonra Türkiye'ye girişleri şeklinde olacağı kamuoyuna gösterilmiş olacak. Devamında Kandil ve Mahmur'dan sessiz gelişler devam edecek. 11 bin kişinin yaşadığı Mahmur'dan büyük kitleler halinde eve dönüşler olurken, Kandil'den daha küçük gruplar halinde gelinmesi söz konusu olacak.

KASIM VE ARALIKTA GELECEKLER

Kasım ve Aralık ayı sessiz dönüşlerin yoğunlaştığı dönem olacak. Bu arada sayıları 750 ile 1000 arasındaki Suriye ve İran kökenli militanların bir kısmının Suriye'ye gidişlerine de tanık olabileceğiz. Kandil'deki PKK'lı sayısının 4000-45000 civarında olduğu tahmin ediliyor. Bunların 1500'ünü suça bulaşmış olan militanlar oluşturuyor. İçlerinde önemli sayıda Suriyeli var. Suça bulaşmış olanlarla ilgili farklı bir mekanizma işletiliyor. Ancak öncelik suça bulaşmamış olanların getirilmesi.

ÞAHİNLER SUSTURULACAK

Bu arada kamuoyunda meydana gelen infial de dikkate alınarak DTP'nin şahinlerinin bir süre susması sağlanacak. Ahmet Türk ve Selahattin Demirtaş gibi makul isimler ön plana çıkacak, açıklamaları sürece zarar veren Emine Ayna, Sevahir Bayındır ve Aysel Tuğluk gibi "şahin" lerin susması sağlanacak.


HABERİNİZ OLMADAN GELECEKLER

AK Parti Hatay Milletvekili Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Üyesi Prof. Dr Mustafa Öztürk daha önce bu konuyu itiraf etmiş, dağdan inişlerin 6 aydır sürdüğünü, son 34 kişilik kafilenin kamuoyuna yansıdığını da belirterek "Biz bu işi sessiz sedasız yapacaktık. Provoke edildi. Daha çok terörist gelecek ama kimsenin haberi olmayacak. Bunu meclistekiler iyi biliyor" demişti
Öztürk şöyle konuşmuştu: "Biz bunları sessiz sedasız getirecektik ama provoke edildi. Bir gurup siyasi yapı bunu kamuoyunda kendilerine mal ederek siyasi rant elde etmek istiyor. Önemli miktarda da teslim almalar var ama bunların bir kısmı son 34 kişisi yansıdı. Tam rakamı bilmiyorum ama altı aylık bir süreçte bu sayı oldukça fazla, teslim olmalar baya bir kişi daha gelecek ve bunlardan hiç haberiniz bile olmayacak bu kadar net söylüyorum ve bu böyle olmalı."


http://www.internethaber.com/news_detail.php?id=214385

http://www.defenceturk.com/index.php?topic=1379.20

Gazeteci Tutkun Akbaş, son kitabında faili meçhule kurban giden Binbaşı Ersever'in kayıp kitabında yer alan bir mektubu yayımladı. Mektupta Irak Cumhurbaşkanı Talabani, terör örgütü lideri Abdullah Öcalan'a "Yüce muhterem kardeşim Abdullah Aziz Apo" şeklinde hitap ediyor..

Gazeteci Tutkun Akbaş, 1993'te faili meçhul bir cinayete kurban giden ve JİTEM elemanı olduğu öne sürülen binbaşı Ahmet Cem Ersever'in kayıp kitabı "Þam'daki Kemancı"da yer alan ilginç bir mektuba son kitabında yer verdi. Ersever'in hiç yayımlanmayan kitabında, 18 yıl önce, dönemin KYB lideri olan Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani'nin terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan'a yazdığı mektup bulunuyor.

Talabani, "Yüce muhterem kardeşim Abdullah Aziz Apo" sözleriyle hitap ettiği Öcalan'dan, 6 ay - 1 yıl için ateşkes yapmasını, bu sürede Türkiye Cumhuriyeti ile siyasi çözüm yolları aramasını istiyor. Akbaş "Cem Ersever'in Son 90 Günü ve Kayıp Kitabı 'Þam'daki Kemancı'"da, Ersever'in kitabında yer alan ve 1991'de yazılan mektubu yayımladı.

Ersever'in kayıp kitabındaki mektupta Talabani Öcalan'a, siyasi çözümün sağlanması yolunda Türkiye Cumhuriyeti ile PKK'nın açık veya gizli bir anlaşma yapabileceğini söylüyor. Akbaş'ın kitabında aynen verdiği mektubun önemli bölümleri şöyle:

'Sıcak selamlar'

"Yüce muhterem kardeşim Abdullah Aziz Apo sıcak selamlar

Sana bazı doğruları izah etmek için mektubu gönderiyorum. Artık bütün Kürt liderler uluslararası hükümetleri her şeyi açıklamalı. Ortadoğu'daki içinde Kürtlerin yaşadığı ülkelerin hükümetleri beynelmilel hükümetlerce denetlenmeli, hareketleri sınırlandırılmalıdır. Bu çok önemli bir konudur, özellikle Kürtlerin haklarını kazanabilmeleri için Moskova'da yenileşme oldu. Avrupa'da ortak pazar çıktı, dünya değişti, demokratikleşme dünyaya yayılıyor. Avrupa'nın amacı önce Avrupa'yı sonra dünyayı birleştirmek. Avrupa insana özgürlük veriyor... Hürriyet, demokrasi veriyor. Bütün bunlar bizim gibiler için büyük bir hizmettir... Ama ben asıl konumuza geçiyorum. Bizler için yararlı yararsız birçok nokta var. Yararları olanlardan bahsedeyim. Birincisi, partinin demokratik ilkelerini yayınlamak; ikincisi insanlara haklarını vermek; üçüncüsü cumhuriyetlere özgürlüklerini vermek; dördüncüsü sınırları tespit etmek; beşincisi ise artık tek parti diktatörlüğünün sona ermesi. Bize faydalı noktalar bunlar...

'ABD yardım etti'

Moskova siyaseti sonrası ABD artık dünyayı etkiliyor... Soğuk savaşı bitirdi. Sonuçları şunlardır: İki kutup (doğu - batı) bitti. Bizler gibilere eziyet de bitiyor. Bizler gibilere, demokrasi arayanlara Avrupa ve ABD'den yardımlar oldu.

Tarafların sorunları masada tartışarak çözmesi yararlı olandır. Bakın, bunlara birkaç örnek Kamboçya, Afganistan, Yugoslavya, Etiyopya, Güney Amerika, Doğu Moskova, Baltık cumhuriyetleri. Terörizmi beynelmilel bir kanun ile durdurmak gerekir. Köylerin silah zoruyla katılımını istemek yanlıştır. Biz böyle bir kurban verdik. Sibibara böyle bir kurbandır.

Devrim nasıl olur: Millete yavaş yavaş bu fikir aşılanır, sonunda bütün millet hep birden ayaklanır. Devrim olur. Devrim mal gibi ithal ve ihraç edilmez. Artık devrim zamanları geçti. Bu devrimden vazgeçmek anlaşılmasın. Devrimi başarmanın koşulları çoktur. Sürat lazımdır. Milletin sesine kulak verilmelidir. Konuşma sonuç vermezse silah kullanılsın. Görüşme istediğini Birleşmiş Milletler önünde açıklayalım. Onların desteğini kazanalım. Burası çok önemlidir.

Aziz kardeşim,

Başka bir konuya geçelim. Bu da Kürdistan'la ilgili söylediğimiz noktalar olmazsa başarılı olunmaz... Þu bir gerçek ki Kürdistan'ın uzak görüşlü liderleri yok... Bazı ülkeler bize iktisadi konularda yardım ediyor. Silah veriyor. Her türlü yardıma rağmen hâlâ başarılamadı. Bizden yana bazı beynelmilel değişiklikler oldu ama bunları yeterli görmeyelim. Mücadele etmemiz lazım, treni kaçırmayalım. Bir atasözü var, Kürt'ün aklı iş geçtikten sonra başına gelir. Bunu kendimize tatbik etmeyelim. Geçirdiğimiz bunca zorlu günde ders almadık. Görüşmeler oldu bazı şehitler verildi... Bunlardan ders almadık. Anlaşma çalışmaları savaştan uzun sürdü. Kürtlere verilen zararlar diğer büyük ülkelerce bilinmiyor...

'Zayıf noktamız'

Kürt liderler için yenilik şarttır... Bu liderler yeni hayat şartları ile aynı düzeye gelmelidir ve yeni düzeni anlamalıdır. Kürt liderler için önemli bir şart da herkese karşı diplomatik denenmesidir, kullanılmasıdır. Bunun önemini çok iyi bilmeliyiz. Bu nokta bizlerin zayıf taraflarıdır. Düşman bunu iyi biliyor ve bu zayıf noktamızı kullanıyor. Kürdistan'ın önemli bir konusu da silahsızlanma olmalıdır. Kardeşlerin birbirine düşmemesi gerekir... Kürdistan cephesinde birbirimiz aleyhinde konuşmayalım... Kürtler içinde yaşadığı devlet aleyhinde iş yapmamalı, yaptıklarını da devlet bilmelidir...

Aziz kardeşim,

Kendimizi Irak Kürdistanı içinde işleyelim, gayret edelim... Biz sizleri dinliyoruz. Irak'ta başka devlete izin vermeyelim. Biz, şu anda sınıra geldik.

Başka bir devlet ise (Türkiye gibi) sınırdan girdi, silahlı saldırı oldu. Halbuki bu gibi işler Saddam'dan başka kimseye hizmet etmez. Ben diyorum ki kitap, dergi, gazete gibi şeylerle fikir ve kültür mücadelesi çok önemlidir. Türkiye'de Kürt cepheler tek lidere bağlanmalı ve kötü laf söyleme, birbirini karalama durmalıdır. Saldırı Kürt milletini vurur, Saddam'a hizmet eder...

Sana diyorum ki; İlan et; ister açık ister gizli, ateşi bir yıl veya 6 ay kes, istersen zamanı uzatabilirsin. O arada oturup konuşulur ve siyasi çözüm aranır.

PKK ile hükümet arasında açık ve gizli bir anlaşma olur.

Milletvekilleri ile hükümet arasında bir anlaşma olur. Bu size çok faydalıdır. Kan dökülmesini durdurur. Turgut Özal'dan Süleyman Demirel'e kadar onlarla anlaşalım...

Zafere kadar yardımlaşalım. Görüşmek ümidi ile.

25.10.1991

Kardeşin C. Talabani."


http://www.sonsayfa.com/Haberler/Gundem/Yuce-muhterem-aziz-Apo-kardesim.html

PKK'YA AİT 2 TON ESRAR ELE GEÇİRİLDİ    

DİYARBAKIR'DA OPERASYON
PKK'YA AİT 2 TON ESRAR ELE GEÇİRİLDİ

09.11.2009 17:11
DİYARBAKIR,(AHT)-AHMET YUKUÞ

Diyarbakır İl Jandarma Komutanlığı narkotik timleri tarafından PKK'nın gelir kaynağı uyuşturucuya yönelik 36 ayrı noktaya yapılan baskında 2 ton esrar ve 1 milyon 214 kök kenevir bitkisi ele geçirildi.

Diyarbakır İl Jandarma Komutanlığı Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele ekipleri uyuşturucu tacirlerine büyük darbe indirdi. Jandarma narkotik timleri gözetiminde yüzlerce askerin katıldığı operasyonda tonlarca esrar yakalandı. Lice İlçesine bağlı Oyuklu, Bağlan, Yalaza, Ortaç, Dolunay ve Çavunlundur köylerinde 36 aynı noktaya eş zamanlı yapılan baskında 1 ton 497 kilogram kubar esrar, 220 kilogram toz esrar, 188 kilogram kenevir tohumu ve 1 milyon 214 kök kenevir bitkisi ele geçirildi. Suçüstü gözaltına alınan 6 şahsın verdiği ifadeler doğrultusunda olaylar ile ilgili bağlantılı 13 şahıs daha gözlem altına alındı.

Diyarbakır Valiliğinden yapılan açıklamada, PKK terör örgütünün maddi kaynak sağlayarak insanlık suçu işlenmesine ve tohum zehirlenmesine sebep olan uyuşturucu madde kaçakçılığı ile mücadelenin azimle devam edeceği vurgulandı.

Hakkari'nin Yüksekova ilçesinde güvenlik güçlerine taciz ateşi açıldığı belirtildi.
Genelkurmay Başkanlığı'nın internet sitesinde verilen bilgiye göre, Hakkâri'nin Yüksekova ilçesi dağlık arazi kesiminde, bölücü terör örgütü mensuplarınca güvenlik güçlerine taciz ateşi açıldı. Dün öğle saatlerinde açılan taciz ateşi sonucunda herhangi bir zayiat meydana gelmedi. Bu arada terör amaçlı örgüte üye olmak suçundan aranan bir kişi, Þırnak ili Uludere ilçesinde güvenlik güçlerince yakalandı.

Muş Merkez Kızılağaç köyü bölgesinde ise bölücü terör örgütü mensupları tarafından tuzaklanmış 1 adet el bombası bulundu. Bulunan el bombası imha edildi. Þırnak'ın İdil ilçesi dağlık arazi kesiminde, bölücü terör örgütü mensupları tarafından kullanılan üç mağara içerisinde de 450 kilo çeşitli gıda maddesi ele geçirildi.


kaynak:http://haber.mynet.com/detay/guncel

Bağımlılarda hep bu durumdan yakınıyorlar

İyisi gelmiyor ,Nevale bulamıyoruz gibisinden ,PKK ya bir ton küfür ediyorlar :D:D:D

Mersin'de polis merkezine saldırı
 400 kişilik PKK yandaşı karakola saldırdı.

Mersin'in Þevket Sümer Mahallesi'ndeki Siteler Polis Merkezi'ne, bir grup tarafından molotof kokteyli, taş ve havaifişek atıldı.

Alınan bilgiye göre, akşam saatlerinde Akdeniz ilçesi Siteler Polis Merkezi önüne gelen bir grup, güvenlik güçlerine ve binaya saldırdı. Polis merkezine taş ve molotof kokteyli ile havai fişek atan grup, polisin havaya uyarı ateşi açması ve bölgeye takviye ekiplerin gelmesiyle olayyerinden kaçtılar.Atılan molotof kokteyli, taş ve havai fişekler merkez ile merkez önündekipolis otolarında maddi hasara yol açtı. Kaçan saldırganların yakalanması için çalışma başlatıldı.

http://haber.gazetevatan.com/Mersinde_polis_merkezine_saldiri_/273429/1/Gundem

PKK İstanbul'u birbirine kattı

29 Kasım 2009 Pazar 21:01
Mersin'in ardından PKK sempatizanları bu kez de İstanbul'da gösteri yaptı. Bir grup eylemci polise saldırdı.

İstanbul Okmeydanı'nda PKK sempatizanları hava fişekler ve molotoflarla polise saldırdı. Sultanbeyli'de de 20'ye yakın yolcusu olan İETT otobüsüne 10 kişilik grup saldırdı.

PKK'nın kuruluş yıldönümünü bahane eden bir grup PKK sempatizanı, Okmeydanı Kuzey sokakta toplanarak yürüyüşe geçti. Þark Kahvesi'ne kadar yürüyen grup, burada önlem alan polisi görünce molotof kokteylleri ve havai fişeklerle saldırdı. Eylemci grubun, vatandaşların ve polislerin üzerine, fitillerini ateşleyerek attıkları molotof kokteylleri hasara neden oldu. Eylemcilerin attıkları havai fişekler, ayrıca vatandaşlarda korku ve paniğe neden oldu.

Polislerin, gruba tazyikli su ile müdahale etmesiyle eylemciler ara sokaklara girerek kaçtı. Atılan molotof kokteyllerinden bazı dükkanlar da zarar gördü. Polisler ile eylemciler arasındaki gerginlik devam ediyor.

SULTANBEYLİ'DE İETT OTOBÜSÜNE SALDIRI

Olay, 20:00 sıralarında Sultanbeyli Yavuz Selim Mahallesi Antalya Caddesi üzerinde meydana geldi. Durakta yolcu aldıktan sonra 20'ye yakın yolcusu ile hareket etmek üzere olan Abdullah Ülger'in kullandığı ve
Sultanbeyli - Ümraniye güzergahında çalışan İETT otobüsünün önü 10 kişilik yüzleri maskeli bir grup tarafından kesildi.

Otobüse taşlarla saldıran grup yolcuların otobüsten inmelerinin ardından otobüse molotof kokteylleri attı. Grup kaçarken yol üzerinde bulunan BİM markete de taşlarla saldırdı. Olay yerine gelen itfaiye yanan otobüsü söndürürken polis ekipleri olay yerinde inceleme çalışması başlattı.
Otobüs sürücüsü Abdullah Ülger, durukta yolcu aldıktan hemen sonra saldırının gerçekleştiğini söyleyerek, "Grup taşlarla saldırmaya başlayınca ben kapıları açtım ve yolcular indi, ben de indim. Saldırganlar molotof kokteylleri atarak otobüsü yaktı." dedi.

http://www.internethaber.com/news_detail.php?id=218643

Dağlarda terörist aramaya ne gerek var? Nasıl olsa terör bir özgürlük hareketine çevrilmedi mi birileri tarafından!

Bunlara Plastik mermi sıkılsa olmazmı ?