PKK İle Mücadele

Başlatan SKYWOLF, 11 Nisan 2009, 22:45:44

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 3 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Hükümetin "kürt açılımı" politikasını destekliyormusunuz?

Hayır desteklemiyorum,şiddetle karşıyım
64 (78%)
Evet destekliyorum, çok olumlu buluyorum
10 (12.2%)
Kararsızım, çünkü sonuçları hakkında emin olamıyorum
8 (9.8%)

Toplam Oy Verenler: 82

BDP ve İmralı tutanakları basına yansıdı!

28.08.2014 09:28
BDP ve İmralı tutanakları basına yansıdı!
Terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan'ın BDP heyeti ile İmralı'da yaptığı görüşmenin tutanakları ortaya çıktı.

PKK lideri Abdullah Öcalan'ın BDP heyeti ile İmralı'da yaptığı görüşmenin tutanakları ortaya çıktı. Aydınlık gazetesinden Ceyhun Bozkurt imzalı yayımlanan tutanaklar çok çarpıcı.

Aydınlık'ta yayınlanan 'Bakan'a söyleyin 50 yasa çıkaracak' başlığıyla yayımlanan o tutanaklar şöyle:

GİRİÞ: PKK'nın Suriye kolu PYD, Rojava olarak adlandırılan bir bölgeyi kontrol altına almış, PKK da içeride özellikle Hakkari ve Þırnak'ta silahlı saldırılarını artırmıştı. Böyle bir dönemde, 2012 yılının Eylül ayının sonunda Recep Tayyip Erdoğan'a bir mektup iletildi. Mektubu yazan, İmralı Cezaevi'nde hükümlü bulunan PKK lideri Abdullah Öcalan'dı. Öcalan, ara verilen açılım sürecinin yeniden başlatılmasını istiyordu. Mektubun içeriği, yapılan tüm çağrılara rağmen açıklanmadı.

Ardından örgütlü olarak başlatılan ölüm oruçlarını bir cümlesiyle Abdullah öcalan'ın bitirmesiyle, Öcalan'ın örgütte liderliği yeniden perçinlenmiş, AKP'nin 30 Eylül 2012'deki kongresinde açıkladığı 63 maddelik yol haritasına da açılımdan talepler serpiştirilmişti.

Yılın son günlerinde de, Tayyip Erdoğan katıldığı bir televizyon programında, MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın Abdullah Öcalan ile îmralı Cezaevi'nde görüştüğünü açıklayarak, yeni açılım sürecinin başladığını resmen duyurmuş oldu.

MİLLET İRADESİ HİÇE SAYILDI

Kapalı kapılar ardından Hükıımet-BDP-Öcalan-MİT-Kandil arasında görüşme ve mektup trafikleri yaşandı. Yine tüm çağrılara rağmen, kapalı kapılar ardında yapılan görüşmelere ilişkin tek bir bilgilendirme yapılmadı. Hükümet, reform paketi adı altında açılım sürecini yasalaştırdı, PKK'yı meşrulaştıracak adımlar attı. Meclis, dolayısıyla millet iradesi hiçe sayıldı.

Sadece 23 Þubat 2013 tarihinde yapılan ikinci BDP heyetinin İmralı ziyaretinin tutanakları basına sızdı. Ondan sonra Hükümetin ve BDP'nin tepki göstermesi üzerine bir daha hiçbir tutanak kamuoyuna yansımadı.  Aydınlık, BDP heyetlerinin Öcalan ile yaptığı görüşmelerin 4 tutanağına ulaştı.

Tutanaklar, adeta AKP hükümetinin ve PKK'nın "barış/çözüm süreci" dedikleri sürecin, ne olduğunu gözler önüne serdi.

MECLİS'E DAYATMALAR

O tutanaklarda Meclis'e ve Hükümet'e talimatlar göndermeden, CHP'ye akıl vermeye, Suriye'nin kuzeyinin bölünmesinin nasıl planlandığından MİT'le yapılan görüşmelere kadar çok sayıda bilgiler yer alıyor.

Aydınlık, açılım sürecine ışık tutacak bir haberler dizisine başlıyor.

Bugün, Öcalan'ın İmralı Cezaevi'nde HDP'liler aracılığıyla TBMM'ye nasıl dayatmalarda bulunduğunu, AKP'ye hangi mesajları gönderdiğini yayınlıyoruz.

AÇILIM adı altında İmralı'yla yürütülen pazarlıklar bugüne kadar halktan gizlendi. Bugüne kadar gizlenen ve bölünme yasalarına temel oluşturan görüşmelerin tutanaklarını açıklamaya başlıyoruz.

İmralı'ya giden önce BDP ve HDP kuruluşundan sonra da bu partinin heyetlerinin tuttuğu 4 tutanak, şu heyetlerin şu tarihlerdeki görüşmelerine ait:

3 Nisan 2013 tarihindeki 4'üncü görüşme: Heyette BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan ve BDP milletvekili Sırrı Süreyya önder yer aldı.

14 Nisan 2013 tarihindeki 5'inci görüşme: Heyette Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder yer aldı.

24 Haziran 2013 tarihindeki 7'nci görüşme: Heyette Selahattin Demirtaş ve Pervin Buldan yer aldı.

17 Ağustos 2013 tarihindeki 9'uncu görüşme: Heyette Selahattin Demirtaş ve Pervin Buldan yer aldı. Tutanakların başlığında BDP/HDP heyeti "Önder Apo" ifadesini kullanırken, tutanaklara göre heyettekiler Öcalan'a "Başkanım" sözleriyle hitap ediyor.

Öcalan'ın gülme, kızma gibi tepkileri de tutanağa geçirilmiş. Tutanaklarda, bazı isimler kısaltmasıyla verilirken, Öcalan'ın Hükümete yönelik tutum, Suriye, açılım, CHP'yle ilişki gibi birçok konuda heyete verdiği talimatlar da kayıt altına alınmış.

İşte o tutanaklar:

AKİL İNSANLAR HEYETİ'NE ATAMA YAPTI

BDP Heyeti: Akil insanlar Heyeti'ne dair Sn. Başbakan'ın yaklaşımları dar oldu. Bir ikna heyeti olarak görüyorlar. Biz isim önerilerimizi sunduk. Burada sizinle tartışmaları gerekiyordu.

Abdullah Öcalan: Evet. sanırım 49 kişi olacak ama öyle dedikleri gibi dar olmaz, bunlar tıkanmalara karşı da devreye girecek, sürecin sonuna kadar rol oynayacaklar. Öyle olur zaten.

Heyet: Sanırım 63 kişi olacak diye açıkladılar. Biz yola çıkarken yapıldı açıklama.

Öcalan: Öyle mi oldu. Niye 7 bölge 7'şer kişi değil mi? Bunların görevi önemlidir. Akil insanların devreye girmesi kabul edildi. Önemlidir bu.

(...)

Bu Akil İnsanlar Komisyonu'nda kadınlar kimler olabilirdi başka?

Heyet: NÜ.'yü önermiştik almamışlar. ZT (Zübevde Teker-Aydınlık)'yi önerdik, alınmış.

Öcalan: Onu ben de söylemiştim.

(3 Nisan 2013 tarihli görüşme tutanağından)

'MİT'LE 'İKİNCİ AÞAMA Yİ PARLAMENTO ÇAĞRISI BAÞLATIR' DEDİK'

Öcalan: En önemli konuya geliyorum: Parlamento çağrısı. Bu konuya dair çok tartışma yürüttük. Sonuçta "ikinci aşamanın başlangıcı bu parlamento çağrısıyla olacak" dedik. (MİT Heyetiyle yaptığı görüşmeyi kastediyor-Aydınlık)

(...)

Bu çağrı ikinci aşamayı başlatacak. Nedir bu aşama? Yasal, anayasal sürecin öne çıktığı bir aşamadır.

Bu yeterli mi?

Heyet: Başkanım TBMM'de böyle bir mekanizma yok. Meclis'in "karar" şeklinde bir tasarruf mekanizması yok iç tüzükte. Ya bir kanun çıkarır ya da bir komisyon kurar. Ötesi bağlayıcı olmaz.

Öcalan: Ya, 3'te 2 çoğunlukla Meclis bir karar alırsa nasıl bağlayıcılığı olmaz. Anayasa bile değişir bu çoğunlukla. Hukuku tam bilerek konuşmalısınız.

Heyet: Yasa yaparsa bağlar ama karar dediğimiz şey bir temenni gibi olur. Bir yol bulmaya çalışalım, belki Meclis Başkanı da bir yol önerir. Kendisi de Meclis'in önümüzdeki dönem açılışında böyle bir şey yapabilir. Dört parti ortak bir önerge ile ancak Meclis'ten bir kınama ya da başka bir temenni kararı alabilir, bu da oturuma geçilmeden önce oluyor, bunun da bağlayıcılığı yok ama...

'TBMM 15 GÜN TATİL YAPSIN'

Öcalan: Peki, böyle bir şey meşruiyet sağlamaz mı?

Heyet: Meşruiyet sağlar tabi ki Başkanım ama yasalar karşısında bağlayıcı olmaz bu karar yine de. Meclis bu yaz Temmuz'la birlikte kapanacak, Ekim'de açılacak ayrıca. Sayın Çiçek bu yaz fazla tatil yapılmayacağını söyledi, Meclis'i çalıştırma gibi bir yaklaşımları var.

Öcalan: Tabi. Tatil kısa olmalı. Belki 15 gün falan. Olağanüstü bir dönemden geçiyoruz, Meclis de buna göre çalışmalı.

(3 Nisan 2013 tarihli görüşme tutanağından)

'ÇÖZÜM SÜRECİNİ DEĞERLENDİRME KOMİSYONU ÖNEMLİDİR'

Öcalan: ... parlamentoda "Çözüm Sürecini Değerlendirme Komisyonu" kuracaklar. Bu da önemlidir. İsimle ilgili sıkıntı çıkarmayacağız, ama hakikat komisyonu gibi çalışır, onun ön hazırlığı gibi ya da.

Çünkü tartıştık: sorun olmamalı! MHP karşı çıkabilir. CHP gelse iyi olur. İkna etmeye çalışın, gelmezlerse ne yapalım! "Demokratikleşmenin bütün maddelerini gündeme alacak bir komisyondur" deyin CHP'ye. İşte 16 madde falan açıkladılar, bunların hepsi bu komisyonun gündeme alacağı konulardır.

'BAĞIMSIZLIK DÜÞÜNCESİNDEN VAZGEÇMEDİM'

ÖCALAN: Basına yanlış şeyler yansıdı. (21 Mart 2013 tarihli Nevruz mesajı ile ilgili-Aydınlık) "Öcalan bağımsızlıktan, federasyondan, özerklikten bilmem neden vazgeçti" dediler. Ben hiçbir şeyden vazgeçmedim. Benim temel görüşüm şudur: Silahlı çatışmaya son verme, sıkı sıkıya yasal demokratik mücadeleye sarılma ile olur. Bu, "yasa çıktı, çıkmadı" tartışması da mesele değil. Bunların hepsi demokratik siyaset aşamasının birer parçasıdır sadece. Anayasal çoğunluk (330) ile Meclis bir çağrı yapabilir sanırım. (Biraz kızarak) Beni şaşırtmayın. "Tarihi çatışma sürecini sona erdirdik" dediysem "barış oldu" demiyorum. Legal siyasete evrensel bağlılıktan ve mücadeleden söz ediyorum. Hiçbir şeyden vazgeçmedim. Ben sadece, "demokratik Türkiye olmadan bunların hiçbiri olmaz, zamanı da değil, arabayı atın önüne koymayın" diyorum. Önce demokratik Türkiye olmalı.

(3 Nisan 2013 tarihli görüşme tutanağından)

'ADALET BAKANI'NA SELAM SÖYLE'

Öcalan: Çekilme başlarsa bunlar olabilir, belki gelenler olabilir.

(S.'ye dönerek (Selahattin Demirtaş kastediliyor-Aydınlık)) Adalet Bakanı'yla görüşün. Ölüm sınırında olan mahkumlar var. Bana mektuplar geliyor: Þakran Cezaevi'nde ve Tekirdağ'da sürecin canına okumak isteyen görevliler var. Zaten yasal çerçevesi oluşturuldu. Hasta mahkumlarda Adalet Bakanı çok seri davranmak zorunda. Kendisine selam söyle, "KCK tutuklularına dönük baskılar aslında süreci sabote etmeye dönük provokasyonlardır" dersiniz. Sizde olan cezaevi ile ilgili bilgileri de bu kapsamda aktarırsınız.

(3 Nisan 2013 tarihli görüşme tutanağından)

'BEÞİR ATALAY'LA NET KONUÞUN, 'BİTER' DEYİN'

Heyet: Bu defa arkadaşları çok da rahat görmedik, gelişmelerden dolayı kaygılar artmıştı.

Öcalan: Neden?

Heyet: Bu son dönem yaşanan gelişmeler nedeniyle. Özellikle hükümetin tutumu, size yaklaşımları, koruculuk meselesi, yeni karakolların inşası, tutuklu arkadaşların bırakılmaması, sizinle iletişimin sağlıklı olmaması. kısaca ikinci aşamaya dair umutlanıl belirmemiş olması nedeniyle kaygılarda artış olduğunu gözlemledik.

Öcalan: Dün bir AKP'li söylemiş, Mahir midir nedir işte. Tek bir kişi kalmayana kadar çekilme sürecek, ondan sonra bu adımlar atılabilir falan, işte bu yaklaşım Öcalan: Bir gazetede okudum, yeni korucu kadrolarından söz ediyordu. Hatta korucu köyleri, bölgeleri falan oluşturmak istiyorlar diye. Bunun anlamı bu işe dinamit koymaktır. İşte bu anlayış her şeyi bitirir.

Çıkış yavaşlatılmalı demiş olmamın sebebi de bunlardır. Yeni tepeleri ele geçirmekle falan olmaz. Bu tür şeylere dikkat edilmelidir. Yanılmıyorsam mektupta da 'izleme kurulları oluşmalı, gerillanın boşalttığı yerleri bunlar doldurmalı' diye yazmıştım. Köye dönüşler akın akın olmalı. Bunlar kendiliğinden olur diye düşünmüştüm.

Özellikle köye dönüşlerle ilgili siz de bir gündem açamadınız. AKP, geri çekilmeyi böyle anlıyorsa olmaz. Gerilla geri çekilirken yerine AKP'yi koyuyorlar. Bu yürümez, Bakanla konuşun "biter" deyin. Yeni karakollar falan olmaz.

(24 Haziran 2013 tarihli görüşme tutanağından)

'ANAYASAYA YANSIYACAK KAÇIÞ YOK'

Öcalan: Stratejik Önderlik demek en az Başbakan, Cumhurbaşkanı, Genelkurmay Başkanı demektir. Bunu bana siz dayattınız. Daracık yerde bunları yapmam mucizedir. Halklarımızın hatırı için yaptım. Sizlerin ricası üzerine yaptım. Ben kendim dayatmadım. Eski heyetin ricası oldu, şuralara birkaç not yaz dedi.

Ben de kaçmadım, rolümü oynadım. Eğer sağ kalabilirsem 40 yıllık bir savaşın onurlu bir barışı nasıl olacak bunları tartışın işte. Ardından bunların demokratik sözleşmeye dair paketi olacak. Tartışma olanakları artmıştır. Bunun stratejik tarafı da benim. Bu yıl olmazsa gelecek yıl anayasaya da yansıyacak, kaçış yok.

(17 Ağustos 2013 tarihli görüşme tutanağından)

PAKET ÖCALAN'IN ONAYINA SUNULMUÞ

BDP Heyetinin, 17 Ağustos 2013 tarihli dokuzuncu ziyaretinde çarpıcı bir ayrıntı göze çarptı.

Buna göre, BDP heyeti, hükümetin hazırladığı paketin Öcalan'ın onayına sunulacağını şu sözlerle açıkladı: "Hükümetin bazı bakanlarıyla 15 gün kadar önce görüştük. İkinci aşamaya dair ciddiyet görmediğimizi belirttik. Sert bir şekilde eleştirilerimiz oldu. Paketi biz henüz göremedik, kendileri çalışıp tamamladıktan sonra bizimle ve sizinle paylaşacaklarını ilettiler, yakın zamanda bekliyoruz artık."

'HEPİMİZİN SİYASET HAKKI VAR'

ÖCALAN: Sn. Beşir Bey'in bilmesi lazım, kendimizi asla tasfiye etmeyeceğiz. Cemil'den gerillaya kadar herkese siyaset hakkı, kimine simdi, kimine 5 ay sonra olur. 1 Eylül dediğimiz süre de budur. Ya stratejik çözeceğiz, ya da oyalamayı bırakacağız. Her çatışmanın bir barışı vardır, istiklal savası 2 yıl sürdü, şahadetleri de bundan azdır. Aşiret kavgası değil bu, kaldı ki onda bile bir barış antlaşması olur. Biz buna İmralı barışı diyelim, ya da tarihi Kürt-Türk ittifakı diyelim.

(17 Ağustos 2013 tarihli görüşme tutanağından)

'DÖNÜÞ YASASI ÇIKAR ERGENEKON DA BUNA DAHİL OLUR'

Öcalan: Tek taraflı paket kesinlikle olmaz. Sayın yetkili de bunu söyler. İzleme komitesinin parlamento ayağı da olabilir. KCK, Ergenekon, hukuk komedisi, trajedisi ile de ilgilenebilir. Çok önemli iki şeydir. Bunları çözümlemezsek Başbakanı da götürür. Okudum işte İlker Başbuğla ilgili Başbakan da konuşmuş. Af maf demeyeceğim, bu hatalı cezalardan nasıl dönülebilir. Bunun dışında da geri dönüş yasası olabilir.

(...)

Þimdi paketin bir parçası da olabilir dönüş yasası. Buna Ergenekon da dahil olur (...)

221. madde olmaz. Ya bu madde değişir ve ek yapılır ya da ayrı bir yasa olur. (...)

Yüzde 7'den yüksek baraj olmaz, AKP'nin de bizim de ihtiyacımız yok. Neden korkuyorlar.

(17 Ağustos 2013 tarihli görüşme tutanağından)

'GEREKİRSE 50 YASA ÇIKARAKLAR'

ÖCALAN: 100 yıllık sorunu çözüyoruz, kolay mı! Bakanla görüşüp söyleyin, gerekirse 50 yasa çıkaracaklar. Yasallık niye yanlış olsun? Bilmem PKK yasadan yararlanıp meşrulaşırmış, evet tabi ki öyle olacak. Amacımız bu yasadışılığı bitirmek değil midir? Bizi herhalde çocuk yerine koyuyorlar.

Böyle yürümez, kör dövüş devam eder, yazık olur. Anlamıyorlar bunlar.

Özal, Erbakan bana dediler ki her türlü yasal tedbire hazırız, orduyla görüştüğümüzde de aynısını söylediler.

Anlayamadım gitti, bu AKP niye bu kadar diretiyor? Siz de geçmişi AKP'ye anlatın biraz. Geçmişten beri devlet bize söz veriyordu, yasallık için.

Ama yasa olmaz diyorlarsa, aldatmaca vardır. Bu son tavrım da bundan dolayıdır. Kandil'dekiler aya mı gidecek. Endonezya'ya mı, Finlandiya'ya mı? Nereye gidecek, bir teki bile silah bırakmaz böyle olursa. (24 Haziran 2013 tarihli görüşme tutanağından)

8 KOMİSYON ÖNERİSİ

...Sizin AKP ile geliştireceğiniz diyalog, bizim devletle varacağımız sonucu bekliyor. Dün ve bugün vardığımız mutabakatı hükümet onaylarsa ve Kandile yazdığım mektup size verilirse 'fiilen ikinci aşamaya geçilmiştir" diyebiliriz. 8 ana başlık sundum (BDP'lilerin duyurduğu 8 komisyon önerisini kastediyor-Aydınlık) bunlar derinleştirmek istediğim konulardır.

'BDP/KANDİL SIKI DURSUN'

(...) Þimdi ikinci aşama için çatışmasızlık gerekliydi, 1 Haziran kararımda ısrarcıyım. "Adım adım süreç gelişir' dedik. Bıı konuda 'Öcalan'ın kendi iradesi vardır' dersiniz.

Bu devam de edecek ama asıl önem verdiği 2. aşamadır. Bu mektuptan sonra 2. aşamaya geçmek gerekir. (...) Þimdi devletin yanıtını bekleyeceğim. Ne zamana kadar yanıt gelir. (...) Siz ve Kandil sıkı duracaksınız, mektuptan haberdar oldunuz, 8 başlığı sayacağım, mektup yarın akşam ki toplantınıza yetişir. İçeriği de onaylanırsa süreç yürür.

(24 Haziran 2013 tarihli görüşme tutanağından)

ÖCALAN'IN SÖZLERİNİ MİT YETKİLİSİ ONAYLIYOR

ÖCALAN: AKP şimdi tek taraflı paket hazırlıyor, bunun en nihai sonucu çatışmadır. Tayyip Bey'e işte böyle yaparsan devlet taviz vermiş olur, PKK'yi tasfiye etmek mümkünken, birkaç da bombalama yaparsan olur deniyor. Bu tam bir tuzaktır, 20 yıldır bu sürecin içindeyim, biliyorum.

Sn. Başbakan, çözümü değil çözümsüzlüğü. barışı değil, silahsızlanmayı değil, büyük savaşı dayatmış olursun.

(...) Türk-Kürt savaşını dayatıyorlar.

Normalde düşününce bu köy yakmalar, faili meçhuller falan Türk milliyetçisiyim diyenlerin yapmaması gereken şeyler. Arned zindanında yapılan insanlık dışı şeyler. Oraya bakın, orada sınırsız bir Kürt düşmanlığı, karşılığında da sınırsız bir Türk düşmanlığı yaratmak vardır. Hakikat komisyonları biraz da bunun için lazımdır. Öldür ama niye bu insanlık dışı yöntemi kullanıyorsun, amaç nefret uyandırmak.

Kurşuna diz bunun bile bir mantığı vardır. Ama onurunu kırıyor, jiteme, gladioya, paralel devlete kadar dayanır ucu. Geldiğimiz nokta tavşana kaçtazıya tut, iti ite kırdırma politikası.

Heyetle görüşme yaptığım sırada bile Hakkari'de köylü katliamı yaptılar, heyet bile şaşırdı.

MİT Yetkilisi: Heyet görüşürken tersinden de yaptılar, Malatya savcısı Müsteşara soruşturma açtı. (Suriye'de düşürülen Türk jeti ile ilgili soruşturma çerçevesinde Malatya Cumhuriyet Savcılığı'nın yürüttüğü soruşturma kapsamında MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın da dahil edilmesiyle ilgili-Aydınlık)

Öcalan: Evet, 33 asker olayına kadar böyledir. Sonuç olarak birileri 100 yıllık bu vekaleten savaşı istiyor.

AKP'ye gelişleri ise ilginç, AKP'nin içi biraz karışıktır. 2012'de bitirecektik ortaya MİT çıktı diyalog kurdu. Bizim de diyalogumuz elde kaldı. Sizin ve Kandil'in raporlarında belirttiği şikayetler. Reyhanlı olayı, Gezi olayları ve daha bilmediğimiz yüzlerce olay, hükümete bak işte terörle başarılı mücadele varken ne diye görüşüyorsun dediler. Sn. Beşir Atalay'a söyleyin net tavır koymalıdır.

(...)

Beşir Bey'in bilmesi lazım. Onunla periyodik, derinlikli, toplantılarımız önemle, titizlikle planlanmalı, kararlar hayata geçirilmeli. Sn. Erdoğan'ı ikinci bir Mursi'ye çevirirler. Paralel devlet devrede ama boşa çıkarabiliriz. Tek taraflı uyduruk demokrasi paketi yerine üzerinde birlikte çalışılmış, düzenlenmiş bir paket olmalı. BDP'nin rolü burada çok önemlidir. Birlikte tartışıp, uzlaşıp, karar alıp can siperane savunulur, TBMM de birlikte çıkarılır.

(17 Ağustos 2013 tarihli görüşme tutanağından)

'İSTESEK GERİLLA HALKIN İÇİNE SAKLANIR'

ÖCALAN: Yasalar çıkarsa ikinci aşama bitmiş olur. Bu arada geri çekilme de paralel yürür. Karşılıklı siz bize, biz size öneriler yaparız. AKP şunu bilmeli, kısmen gerilla içeride kalsa bile bu yanıltmasın. İstesek gerilla halkın içinde bile saklanır. Buna kafayı çok takmasınlar, önemli olan çatışmasızlıktır. KCK operasyonları olursa siyaseten siz, gerilla operasyonları olursa gerilla cevap verir.

Proje yasalaşırsa normalleşme aşamasına geçilir. İçeride dışarıda kimse kalmaz. Öyle genel af olmayabilir.

Meclis bir yolunu bulmak zorundadır. Yönetici-militan ayrımı yapmadan bir yolunu bulmak zorunda.

Hasta tutuklular hemen bırakılmalıdır. Biz nasıl elimizdekileri hemen bıraktıysak bakan bey de olumlu yaklaşmalı. Soracak bir şey var mı?

'BENİMLE OYNAYANLA SİZ DE OYUN OYNAYIN'

Heyet: Başkanım ben yine de parlamento takvimini hatırlatmak istiyorum. Sizler bir proje üzerinde çalışıyorsunuz ve Ekim 15'ten söz ediyorsunuz, ancak parlamento zaten 1 Temmuz'da tatile girip 1 Ekim'de açılacak. Açıldıktan sonra da çok kısa bir süremiz kalacak, sonrasında Kasım Aralık ayları bütçe tartışmaları, Ocak'tan itibaren de seçim süreci başlıyor ve sonraki üç yılın tamamı seçimlerle geçecek. Dolayısıyla hükümet herhangi bir adım atmazsa çok zaman kaybetmiş olacağız ve Kürtler açısından ciddi riskler ortaya çıkabilir. Bütün bunları da hesaplamamız gerekiyor.

Öcalan: Devlet bunu hükümetin oyunu için bir fırsata çevirirse Ekim 15'ten sonra savaş tarzınızı belirlersiniz. Ben zaten burada bitmişim demektir. Benle oyun oynayanla siz de oyununuzu oynarsınız. Bakın Taksim'e katılsaydınız bile hükümet giderdi, PKK şimdi belki 50 bin kişidir, umarım böyle olmaz, oyun olursa eliniz serbesttir. (...) Tarihsel kardeşlik bizim dediğimiz şekilde olur ancak.

Çıkışta basına yazarsınız. Öyle savaş tehdidi gibi şeyler olmasın, yanlış anlaşılır. Siz zaten benden daha iyi formüle ediyorsunuz.

(24 Haziran 2013 tarihli görüşme tutanağından)

'BİZ DE KCK'YI HAYATA GEÇİRİRİZ'

Öcalan: Biz de KCK'yi tek taraflı olarak hayata geçiririz. Yasaları, anayasası var. 1 Eylül'den itibaren biz de bunu yaparız. Birkaç gün bekleriz ilerleme olmazsa AKP'nin tek taraflı paketine karşılık biz de KCK'nin tek taraflı paketini hayata geçiririz.

Bu da giderek savaş demektir.

Burada hemen pratik bir öneri yapacağım. Sayın yetkili de getirdi bazı şikayetler. Þehitliklerin açılması, gerillanın görüntü vermesi, yol kesmeler, adam kaçırmalar, asayiş birimleri, buna karşılık gerillanın boşalttığı alanlarda köylüler birbirini öldürmeye başladı, karakollar, HES'ler, korucular falan.

'İZLEME KURULLARI OLUÞTURULMALI'

30 yıllık gerilla deneyimi çekilirken geride izleme kurulu bırakmalıydı. Biz bunu inşa etmeliyiz. Kiirt, Türk AKP'li fark etmez.

(17 Ağustos 2013 tarihli görüşme tutanağından)

http://www.ulusalpost.com/bdp-ve-imrali-tutanaklari-basina-yansidi-23941h.htm Mesajı Paylaş
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

Öcalan: Özerk bölgeler için anlaştık!
Ana Sayfa» ULUSAL
29.08.2014 09:24
Öcalan: Özerk bölgeler için anlaştık!
Terör örgütü PKK lideri Öcalan'ın İmralı'da BDP/HDP heyetiyle yaptığı görüşmeye ait olduğu iddia edilen tutanaklarda, Suriye konusunda da çarpıcı bilgiler yer alırken bölgede oluşacak özerk bölgeler için de MİT'le anlaşılacağı öne sürüldü.

Abdullah Öcalan'ın BDP/HDP heyetleriyle yaptığı görüşmelere ait olduğu ileri sürülen tutanakların ikinci kısmı da yayınlandı. Tutanaklarda Öcalan'ın Suriye'deki özerk/kanton bölgelerin MİT heyetiyle planlandığını söylüyor. Öcalan, Suriye'de PYD'nin başrol oynayacağını belirtiyor.

Aydınlık gazetesinde yayımlanan İmralı tutanaklarının ayrıntıları şöyle:

Tutanaklarda, Abdullah Öcalan'ın BDP'lilere, Suriye konusunda da çarpıcı bilgiler verdiği ortaya çıktı. Öcalan, MİT heyetiyle Suriye üzerinde çalıştıklarını belirterek "Yeni oluşacak Suriye'de bizimkiler başat rol oynayacaklar. Orada özerk bölgeler olur, Kürtler, Aleviler hatta Araplar için de özerk bölgeler olacak gibi. İsviçre gibi özerk bölgeler" ifadelerini kullanmış.

PKK'nın Suriye kolu PYD, bu yılın başında 21 Ocak'ta Cizire'de, 27 Ocak'ta Kobani'de ve 29 Ocak'ta Kilis'in karşısına düşen Afrin'de özerk bölge kantonu ilan etti. Aydınlık'ın ele geçirdiği İmralı tutanakları, özerklik ilanının 5 ay öncesinde Abdullah Öcalan'ın Cizire, Afrin ve Kobani'de özerklik, kanton modeli önerdiğini de gösterdi.

İşte tutanaklarda yer alan ve Suriye'deki planlamanın iç yüzünü gösteren ilgili bölümler:

TUTANAKLAR VE HEYETTEKİLER

* 3 Nisan 2013 tarihindeki 4'üncü görüşme: Heyette BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan ve BDP milletvekili Sırrı Süreyya Önder yer aldı

* 14 Nisan 2013 tarihindeki 5'inci görüşme: Heyette Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder yer aldı

* 24 Haziran 2013 tarihindeki 7'nci görüşme:-Heyette Selahattin Demirtaş ve Pervin Buldan yer aldı

* 17 Ağustos 2013 tarihindeki 9'uncu görüşme: Heyette Selahattin Demirtaş ve Pervin Buldan yer aldı

NOT: Ara başlıklar tarafımızdan atılmıştır:

'KANDİL SÖYLEDİKLERİMDEN YOLA ÇIKARAK BELLİ NOKTAYA GELDİ'

Kandil de askeri çizgiyi uygulayamıyor. Düşünüyor ama uygulayamıyor. "Bağlıyız" diyorlar; bağlılık sadece kendilerini güçlendirir aslında. Bakın Suriye'de olaylar başladığında Kandil'in herhangi bir kararı var mıydı? Her iki cepheye katılmadan, HPG'yi de orada özgün örgütleme kararları var mıydı? Eminim yoktu ama benim daha önceki, iki yıl önce söylediklerimden yola çıkarak belli noktaya getirdiler. Aslında Kandil'in bu konuda yaptığı fazla bir şey yok, fazla da yaratıcı olamadılar. Oradaki halkımız bana bağlıdır, onlar bu noktaya gelmesinde başat rol oynadılar.

'HATAY'A DOĞRU İLERLEME OLABİLİR'

Haseke için söylüyorum: Çok önemlidir. Orayı ÖSO ya da Baas'a asla bırakmasınlar. Ele geçirirlerse katliam yaparlar. Haseke elden giderse sorumluluk onlardadır. Haseke için de bir öz savunma oluşmalı; sadece Kürtleri değil, oradaki Araplar ve Süryaniler dahil herkesin savunması yapılmalı. Sonra Hatay'a, Afrin'e doğru ilerleme olabilir.

'MİT'LE KARAR ALACAĞIZ, ÖZERKLİK OLACAK'

Zaten önümüzdeki günlerde Suriye'deki duruma dair heyetle (Kendisiyle düzenli bir şekilde görüşen MİT Heyeti'ni kastediyor -Aydınlık) konuşacağız, bazı kararlar alacağız herhalde. Yeni oluşacak Suriye'de bizimkiler başat rol oynayacaklar. Orada özerk bölgeler olur, Kürtler, Aleviler hatta Araplar için de özerk bölgeler olacak gibi. İsviçre gibi özerk bölgeler.

(3 Nisan 2013 tarihli görüşme tutanağından)

'KOBANİ, AFRİN, CİZİR'DE GEÇİCİ YÖNETİM OLUR, KANTON GİBİ'

Öcalan: Suriye'ye geçecektim. Dün heyetle tartıştım. Herhalde hayata geçer, MGK'da da tartışacaklar. Müslim geldi, bunu stratejik önemde görüyorlar, ben de önemli görüyorum. Bundan sonra şöyle olacak, bakın İsa Hüso'yu öldürdüler, Resulayn'a operasyon var, Suudi, Mısır'ı ve Nusra'yı destekliyor, Türkiye ile karşı karşıya gelmeleri olasıdır. Türkiye'nin Nusra'yı desteklemesi facia olur, herhalde desteklemiyorlar.

El Kaide saldırıları bitirilmeli, bitmezse facia olur. Orada Konseyin denetimi olur, geçici yönetim olur, kanton gibi, sonra da seçimler yapılır. Kobani, Afrin, El Cezir gibi bölgeler olur.

KCK'nin buraya müdahilliğiyle ilgili şöyle bir şey düşündük (MİT Heyeti ile mi düşünüldü?-Aydınlık). Burada doğrudan bizden bir arkadaşın üslenmesi olabilir.

Kamışlo, Efrin vb. de askeri değil siyasi üslenmeleri olur. Ama çok sıkı bir güvenlikleri olmalı, öldürülebilirler. İntizamlı bir kale gibi, şahsi değil kurul olarak çalışırlar. Bazıları falan gitti oraya ama onlar askeridir. KCK'den kim olabilir baksınlar, kadınlardan oraya uygun olan bir arkadaş iyidir.

(17 Ağustos 2013 tarihli görüşme tutanağından)

'SURİYE İÇİN HEYETLE (MİT) ÇALIÞIYORUZ'

Orada ayrıca eşbaşkan Asiye var. Kongra-Gel'in ağırlıklı çalışmaları oraya doğru kayar. Orada her şeye hâkim olacak, Türkiye, Suriye, ÖSO, PYD, KDP, YPG ile görüşmeler yapacak. Biz de Suriye için ortak proje açısından heyetle çalışıyoruz. Kapı da insani yardım için açık olacak. Olmazsa teslim olmak yok, sayı 50 bine çıkar, her köyün savunmasını yapar, savaşırlar. El Kaide falan vahşidir, çoluk çocuk kadın falan dinlemezler. Üçüncü yolun temsilcisi olarak Suriye Demokratik Birliği'ni oluştururlar, ÖSO'yla da görüşürler, Cenevre Konferansı'na da giderler. Biz de heyetle görüşürüz. Demokratik Suriye çözümüne böyle gidilir. Rusya, İran'la da görüşülür ama temel stratejik ittifak Türkiye iledir. Türkiye'ye öneriyoruz bunu. Sayın yetkili de bilsin artık onlar karar verirler. Barzani'den daha ilkeli bir ilişki olabilir. Zaten 900 km'lik sınır var, ekonomik, sosyal ilişkiler çok iyi gelişir. 900 km'lik sınır dostluk sınırı olur.

(17 Ağustos 2013 tarihli görüşme tutanağından)

'SALİH MÜSLİM TOYLUK YAPMASIN ÖZERKLİK İSTESİN'

Salih Müslim'e selam söyleyin o da toyluk yapmasın. Bayrağı indirdik, özerklik niyetimiz yok falan ne gerek var. Ya bayrağı asma ya da böyle yapma. Özerklik niye istemesin, isteyecek tabi. (2013 yılı Temmuz ayında Ceylanpınar'ın karşı tarafına PYD bayrağı asılınca Türk kamuoyu büyük tepki göstermiş, bunun üzerine PYD, bayrağı indirmek zorunda kalmıştı. Salih Müslim de konuyla ilgili açıklamasında "Özerklik gibi bir niyetlerinin olmadığını" söylemişti. Öcalan bu olaya 1 ay sonra tepki vermiş oluyor-Aydınlık) Pratik deneyimlerinizi biraz Salih Müslim'le paylaşın. Türkiye'ye gelip gidebilir. Kapılar da açılır. Eski Suriye'yi kimse kuramaz artık, biz de böyle bir Suriye'de yaşamayız. Abdulhalim Haddam vardı, yanılmıyorsam Paris'te yaşıyor, onunla da görüşülebilir. Ayrıca Mustafa Atlas vardı, eğer bir çizgileri, partileri varsa dikkate alınabilirler.

(17 Ağustos 2013 tarihli görüşme tutanağından)

'SALİH MÜSLİM'LE GÖRÜÞMEDİM'

Heyet: Başkanım Salih Müslim'in de geldiği falan yazıldı?

Öcalan: Yok öyle bir şey olmadı, ama belki ileride o da gelebilir.

(17 Ağustos 2013 tarihli görüşme tutanağından)

ANKARA, PYD'DEN MUHALEFETLE HAREKET ETMESİNİ İSTEMİÞ!

Heyet: Suriye'de savaş ağırlıklı olarak Kürdistan'a Rojava'ya kaydırılmak isteniyor. Þam'da Halep'te zorlanan muhalifler ve özellikle radikal dinci gruplar Kürdistan'da üstlenebilmek için saldırıyorlar, İsa Hüso (Aracına konulan bombanın patlaması sonucu öldürülen PYD'nin eski eşbaşkanlarından Kürt Yüksek Konseyi üyesi-Aydınlık) suikastını biliyorsunuzdur?

Öcalan: Evet duydum, tanışıyoruz. Nasıl olmuş?

Heyet: Rejim ve KDP işi olabilir deniyor. Yine Salih Müslim'in Türkiye ve İran ziyaretleri oldu.

Öcalan: Ne diyorlarmış PYD'ye.

Heyet: Türkiye PYD'nin Suriye muhalefetiyle birlikte hareket etmesini istiyor.

'SURİYE'DE HOMOJEN YAÞAM MÜMKÜN DEĞİL'

Öcalan: Þimdi tabi devlet kendisini çatışmaya zorlayan durumların farkında değil, Reyhanlı gibi Kamışlo, Resulayn'a doğru aynı şeyleri kaydırmak istiyorlar. Bunu kararlaştırmışlar. KDP de Türkiye ve Suriye üzerinden hamle yapmak, El Partiyi hâkim kılmak istiyor, Suriye rejiminin de hesabına gelir bu.

Semelka hududunun kapatılması, peşmergenin yığılması falan, çok ciddi uyarmaları gerekir. Misliyle karşılık veririz denmeli. İsa Hüso olayı Sakine Cansız katliamı gibidir. Dedikleri gibi de olmuş olabilir belki. Araştırıp çıkarmalılar. Ailesine ve halkımıza başsağlığı diliyorum. Rojava'dakiler ilkeli yaklaşmalı, İsveç (Tutanaklarda İsveç olarak geçiyor, ancak İsviçre örneğini vermesi yüksek ihtimal-Aydınlık) gibi kantonlar, demokratik özerk bölgeler olur.

Hangi rejim olursa olsun, özerk yönetimler olacak artık. Başka çözüm yok, Suriye'de öyle homojen bir yapı ve yaşam mümkün değil artık. Salih bu çerçevede yaklaşmalı. Sizin de burada "Hükümet adım at" kampanyanıza bir anlam veremedim. (17 Ağustos 2013 tarihli görüşme tutanağından)

'SINIRLARI ESNEKLEÞTİRİN'

Buradan hemen konferanslara geçiyorum:

1. Diyarbakır merkezlidir. Hizbullah, Burkay, murkay, kim istiyorsa gelir. Son aşamaya kadar görevini sürdürür bu konferans.

2. Ankara merkezli HDK'nın yapacağıdır. Ortaya çıkacak sol boşluğu çok iyi değerlendirmeleri gerekir. Yapamayanlar olursa genç sosyalist arkadaşları da katsınlar mutlaka.

3. Avrupa'da yapılacak olandır, çerçevesini belirtmiştim zaten.

'SINIR ESNEK OLUR'

4. Hewler (Erbil) merkezli olanıdır. Çok önemlidir. Misakı Milli çerçevesinde yaklaşmalıdırlar. Suriye'dekiler de katılır; Araplar, Türkmenler, Süryaniler kim varsa. Sınırların değişiminden falan söz etmiyorum. İşte Zübeyir demişti; Hollanda-Belçika sınırı gibi esnek olur.

(3 Nisan 2013 tarihli görüşme tutanağından)

SURİYE SINIRI BRÜKSEL GİBİ OLUR

(Misak-ı Milli Komisyonu'nun kurulmasını önerdiği konuşmasında-Aydınlık) Aslında bu bir Türk-Kürt misakıdır ve birlikte kurtuluştur. Meclis bu misakı onayladı. Kürtler bölünmeyecekti ama ayırdılar. Bu sınırları değiştirmek artık öyle kolay değil ama sınırları faydaya çevirebiliriz. Ekonomik birlik, kardeşlik sınırına dönüştür. Suriye sınırı Brüksel gibi olur.

Heyet: Evet, Kürt bölgelerindeki bütün kapılar kapalı. Arap bölgelerindeki kapıları açık tuttular. Davutoğlu da kapıları yakın zamanda açmayı düşündüklerini söylemiş, zaten süreç gereği de böyle olacak demiş.

Öcalan: Kandil de bunu anlamalı. Tarihi bir ittifak doğuyor. Bütün Kürtler Türkiye ile sağlam bir ittifak kuracak. Ermeniler zaten bundan rahatsızlar. Misak-ı Milli Komisyonu bunu tartışacak. Türk-Kürt birliği olmadan kimse bölgede sağlam kalamaz. Ta Hititlerden beri bu ittifak vardır. Türkiye'deki Kürt sorununun çözümü eşittir Irak ve Suriye'deki hatta İran'daki sorunun çözümüdür. Bunun sonrası Ortadoğu demokratik ittifakıdır.

(24 Haziran 2013 tarihli görüşme tutanağından)

SURİYE'DE 40 BİN KİÞİLİK BİR GÜÇ İSTEDİ

Heyet: Sizin Suriye hakkında serzenişlerinizi Kandil'le paylaştık. Ta Tunus baharı başladığında meselenin Suriye'ye ve tüm Ortadoğu'ya olası yansımalarını hesapladıklarını, onunla eş zamanlı bir pratik geliştirdiklerini, sizin demokratik özerklik perspektifi temelli yaklaşımınızı hiç elden bırakmadıklarını, alan özgünlüğü bahsinde çok başarılı yürüdüklerini, şu anda 10 bine yakın bir gücün orada bulunduğunu, bunun çok kısa bir zaman içerisinde 20 binli rakamlara doğru evirilebileceğini aktardılar.

Öcalan: Tabi 30 bin de olabilir, 40 bin de olabilir. Peki, Haseke konusunda söylediklerimi aktardın mı? Ne düşünüyorlar?

Heyet: Aktardım. (...) İşin doğrusu Haseke'ye dikkat çekmemek için biraz temkinli yol almaya çalıştıkları izlenimini edindim.

Öcalan: Haseke'ye ilişkin biz bir şey yapamazsak faşistler yapacak. Aradaki şeritleri, kemerleri bir cephe şeklinde geliştirmek gerekiyor. Suriye'deki yurtseverler, mezhepler hepsi bu cepheye girecek. Demokratik Suriye temelinde olacak.

(14 Nisan 2013 tarihli görüşme tutanağından)

'PYD KENDİ ORDU GÜCÜNÜ ARTIRACAK'

Öcalan: Ayrıca DTK Rojava'ya yardım konusunda utanç verici bir liyakat gösterdi. Kamyonlarla yardım gönderdiler. S. ve B. bana 'biz dilenci değil devrimciyiz' dediler. Bir de size özel aktarımlarım olacak, uygun görürseniz bir dahaki sefere S. Bey'e ya da P. Hanım'a söyleyeyim size aktarsınlar diyor.

Öcalan: Bu B. ile S.'ye cevaben bir şeyler söyleyeyim.

Heyet: Eleştirileri size değil Başkanım bizedir.

Öcalan: Öyle mi? S. ve B.'ye iletin; Suriye'deki uluslararası güçler iki kampı ayrı ayrı silahlandıracaklar. Biz kendi çıkarlarımız doğrultusunda gerekirse iki tarafla da ayrı ayrı taktik ittifaklar geliştirebiliriz. Süreç Suriye'de PYD çizgisinin doğruluğunu kanıtlamıştır.

Suriye'de çözüm PYD çizgisidir, herkes bunu daha iyi anlıyor artık. PYD çizgisi demokratiktir. Kendi ordu güçlerini artıracaklar, ideolojik olarak güçlenecekler.

Ayrıca her açıdan BDP'den daha güçlüdürler, nedir öyle BDP yardım falan bekliyorlar. Öz imkânlarıyla savaş ekonomisi uygulayacaklar. Bizim Türkiye ile uzlaşmamız gelişirse Suriye'ye de yansır. Benim adıma bir perspektif halinde Suriye'ye bir mektup yazsınlar. Selamlarımı da iletiyorum.

(24 Haziran 2013 tarihli görüşme tutanağından)







http://www.ulusalpost.com/ocalan-ozerk-bolgeler-icin-anlastik-24046h.htm Mesajı Paylaş
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com


Suc hükümette   onu secenlerde   bizlerde nasil bir milletiz hayret Mesajı Paylaş


PKK Silvan'da 8 okula saldırdı
Ergün YILMAZ / DHA
14 Eylül 2014

DİYARBAKIR'ın Lice ilçesi Yalaza köyündeki Kürtçe okul gerginliği önceki gece Silvan ilçesine sıçradı.

PKK'nın gençlik yapılanması olarak bilinen YDG-H üyeleri Atatürk İlköğretim Okulu ve müştemilatına, Atatürk Anaokulu'na, Silvan Lisesi, İmam Hatip Lisesi, Kız Teknik ve Meslek Lisesi, Fevzi Çakmak Ortaokulu ile Mehmet Adil Kepoğlu İlkokulu'na molotofkokteylli ve ses bombalı saldırı düzenledi. 14 Nisan Anaokulu'nda yangın çıktı ve maddi hasar oluştu. YDG-H'den yapılan açıklamada eylemlerin Yalaza köyündeki Kürtçe okula yapıldığı iddia edilen saldırıya misilleme amacıyla düzenlendiği ifade edildi.

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/27200057.asp Mesajı Paylaş
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com


PKK Bulanık'ta 3 okulu molotofla yaktı
Cevat DANIÞ/MUÞ, (DHA)
14 Eylül 2014

MUÞ'un Bulanık İlçesi'nde dün gece PKK'lı teröristler tarafından yaklaşık 2 bin öğrencinin eğitim-öğretim gördüğü 3 okula molotoflu saldırı düzenlendi. Çıkan yangınlarda kullanılamaz hale gelen okullarda yarın ders başı yapılamayacak.

Bulanık ilçesinde saat 00.15 sıralarında yüzlerini kapatan 60-70 kişilik terörist grup, ilk önce Yeni Mahalle'de bulunan Mehmet Akif İlköğretim okulunu ateşe verdi.

Grubun ikinci hedefinde ise Þehitlik Mahallesi'ndeki Fatih İlköğretim okulu oldu. 8 derslikli okula saldıran grup, kapıları kırarak içeriye girdi ve tahrip etti.

Buradan Kültür Mahallesi'nde bulunan 125'inci Yıl İlköğretim okuluna saldıran PKK yandaşları, okulu ateşe verdi.

Okullardaki yangınlar, itfaiye ekipleri tarafından saatler süren çalışmanın ardından söndürülebildi. Büyük çapta maddi hasarın meydana geldiği okullar kullanılamaz hale gelirken, 2014-2015 eğitim öğretim dönemi gecikmeli başlayacak. Okulların yakılması ile ilgili soruşturma başlatıldı.

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/27203288.asp?scenario_id=Sosyal1&action=ilginizicekebilir&label=HaberClick2&widget_id=7442391465549039 Mesajı Paylaş
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

Karayılan: Süreç anlamını yitirmiştir!
Ana Sayfa» ULUSAL
23.09.2014 07:57
Karayılan: Süreç anlamını yitirmiştir!
Terör örgütü PKK Yürütme Komitesi Üyesi Murat Karayılan önemli açıklamalarda bulundu.

PKK Yürütme Komitesi Üyesi Murat Karayılan, Sterk TV'de Kobani'deki IÞİD saldırılarına, hükümetin politikalarına ve 'çözüm süreci'ne ilişkin çok çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Karayılan, "HPG açısından bu sürecin anlamı kalmamıştır," dedi ve son sözün PKK lideri Abdullah Öcalan'ın söyleyeceğini söyledi.

"ELİMİZDE BELGELER VAR; TÜRKİYE BİR KEZ DAHA SIRTIMIZDAN VURDU"

IÞİD'in Kobani'ye saldırısını, "Bu Türkiye ve IÞİD'in ortak planı, elimizde belgeler var. Türkiye bir kez daha Kürtleri sırtından vurdu, bir daha ihanet etti; Türkiye Kobanê'yi satmak istedi, ama satamaz. Kobanê Kürdistandır" dedi.

BİZİM İÇİN SÜRECİN ANLAMI KALMADI

Konuşmasında, 'çözüm süreci'ne dair önemli açıklamalar yapan Karayılan, "Artık Türkiye bizi kandıramaz. Bu bir savaş ilanıdır. Hareketimizin yönetimi ve önderimiz değerlendirecektir, ama HPG açısından bu sürecin anlamı kalmamıştır" dedi.

SON SÖZ ÖCALAN'IN

"Bu ihanetten sonra artık süreç anlamını yitirmiştir" diyerek açıklamasına devam eden Karayılan, "Ama son sözü Önder Apo (Abdullah Öcalan) söyleyecektir. Biz onun sözünü bekliyoruz," dedi.

http://www.ulusalpost.com/karayilan-surec-anlamini-yitirmistir-26420h.htm Mesajı Paylaş
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

Bu Þerefsizlere Artık Dur Diyecek Bir Devlet Görevlisi Yok mu?



Þırnak'ın Cizre ilçesinde PKK'nın gençlik örgütü YDG-H üyeleri tarafından Atatürk heykeli benzin dökülerek yakıldı.

1990 yılında yaşanan bir çatışmada yaşamlarını yitiren ve Uludere'nin Ortaköy köyünde bulunan karakol bahçesine gömülen 2 PKK'lı, toprağın altından çıkarıldıktan sonra Cizre'ye getirdi ve ilçedeki karşılama sırasında olaylar yaşandı.

Cumhuriyet Parkı'nda bulunan Atatürk heykeline saldıran PKK'lılar, heykele benzin dökerek yaktı. Alevler içinde kalan Mustafa Kemal Atatürk'ün heykeli kısa süre sonra küle dönerek yıkıldı.

YDG-H resmi hesaplarından yaptıkları açıklamada olayı sahiplendiler.

https://www.facebook.com/photo.php?fbid=872970476086865&set=a.469235169793733.127021.100001217626592&type=1

Mesajı Paylaş
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com


Üç Özel Harekat polisi şehit

Özcan ÇİRİÞ / BİTLİS,(DHA)
26 Eylül 2014
Üç Özel Harekat polisi şehit

Bitlis-Diyarbakır karayolundaki Arıcılık mevkiinde bulunan polis kontrol noktasına roketatarlı ve uzun namlulu silahlarla yapılan saldırı sonrası, bölgeye giden takviye ekibi taşıyan zırhlı aracın devrilmesi sonucu meydana gelen kazada yaralanan 5 Özel Harekat polisinden 3'ü kaldırıldıkları hastanede şehit oldu.

Bitlis Valisi Orhan Öztürk Bitlis Devlet Hastanesi'nde yaptığı açıklamada meydana gelen kazada yaralanan 5 polisten 3'ünün hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayak şehit olduğunu söyledi. Þehit polislerin isimlerinin; Fatih Sağır, Mustafa Aslan ve Eyüp Emre Kan olduğu öğrenildi. Aynı kazada yaralanan polis memurları Ramazan Sancaktar ve Mustafa Kızılay'ın tedavileri ise devam ediyor.

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/27283339.asp Mesajı Paylaş
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

AKP'nin büyük projesi 'çözüm süreci' bitti!



Ana Sayfa» ULUSAL
26.09.2014 14:33
AKP'nin büyük projesi 'çözüm süreci' bitti!
Habertürk gazetesi yazarı Fatih Altaylı, çözüm sürecinin bittiğini yazdı.

Habertürk gazetesi yazarı Fatih Altaylı, PKK'dan yapılan açıklamaların, AK Parti'nin en büyük projesi olan 'çözüm süreci'nin bittiğini gösterdiğini yazdı.

'Barış projesi'nin bitmesinin Türkiye'yi bölünmeyi götürebileceğini belirten Fatih Altaylı, "Türkiye'nin toprak ve devlet bütünlüğünü bugün artık koruyan tek güç Kürtler. Eğer onlar da bundan ümidi keserlerse Türkiye'nin işi çok zor" diye yazdı.

Fatih Altaylı'nın 'Türkiye'nin garantisi Kürtler' başlıklı bugünkü yazısı şöyle:

AK PARTİ'NİN EN ÖNEMLİ PROJESİ

Yanılmıyorsam, AK Parti'nin geçmiş döneminin ve AK Parti'nin yeni kurulan hükümetinin en önemli projelerinden biri "barış süreciydi".

PKK tarafından yapılan açıklamalar, "barış" ya da "çözüm" sürecinin sona erdiğini gösteriyor.
Kandil diye "yumuşatılan" PKK'dan, "Barış süreci fiilen bitmiştir. Silahlı eylem dönemi başlamıştır" açıklamaları geliyor.

İmralı denilen Öcalan'dan ise henüz bir ses yok.
PKK'nın mevcut duruma bakışı şu:
"Türk hükümeti Kürtlere karşı IÞİD'i destekliyor. Bizi IÞİD'e kırdırmak istiyor. Biz bunu kabul edemeyiz. Madem çözüm ve barış isteniyor, o zaman IÞİD'e karşı bizi korumanız lazım."
PKK'nın bakış açısıyla ve PKK'ya bugüne kadar verilen sözlere dayanarak bu mantığın doğru olduğunu söyleyebiliriz.

HÜKÜMETİN TANSU ÇİLLER'DEN FARKI YOK O ZAMAN...

Bu konu 2 yıl önce böyle ele alınsa "Düşmanımın düşmanı benim dostumdur" demek mümkündü, ama hükümetin meseleyi getirdiği noktada böyle bir söylem mümkün değil.
Bu olsa olsa Tansu Çiller dönemi söylemi olabilirdi, ama bugün geçerli olmaması lazım.
Eğer geçerli ise o zaman bugünün hükümetinin Tansu Çiller hükümetlerinden farkı yok.
Bu nedenle de siyasal Kürt hareketi, mevcut durumdan rahatsız ve bunu barış sürecinin bitişi olarak görüyor.

KÜRT DEVLETİNİN BOYUTUNA KARAR VERECEK OLANLAR KÜRTLER

Bunun sonucu ise kaçınılmaz olarak şu olacak:
Türkiye bölünmeye gidebilir.
Çünkü bugün İsrail farklı bir Ortadoğu öngörüyor.
ABD'nin de İsrail'den farklı bir Ortadoğu öngörmesi mümkün değil.
O Ortadoğu'da ise "bir Kürt devleti" var ve bu Kürt devletinin boyutuna karar verecek olanlar Türkiye'deki Kürtler.

Türkiye'nin toprak ve devlet bütünlüğünü bugün artık koruyan tek güç Kürtler.
Eğer onlar da bundan ümidi keserlerse Türkiye'nin işi çok zor.
Hükümet bunun farkında mı bilmiyorum.
Ama farkında olsalar iyi olacak.

http://www.ulusalpost.com/akpnin-buyuk-projesi-cozum-sureci-bitti-26765h.htm Mesajı Paylaş
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com


Paylaş whatsappPaylaş facebookPaylaş linkedinPaylaş twitterPaylaş myspacePaylaş redditPaylaş diggPaylaş stumblePaylaş technoratiPaylaş delicious
İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren Replikacep.com sitemizde 5651 sayılı kanunun 8. maddesine ve T.C.Knın 125. maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur.Replikacep.com hakkında yapılacak tüm hukuksal şikayetleri İletişim sayfamızdan bize bildirdikten en geç 3 (üç) iş günü içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek gereken işlemler yapılacak ve site yöneticilerimiz tarafından bilgi verilecektir.
Footer menü
Hakkımızda
Bize Ulaşın
Biz Kimiz
Hizmetlerimiz