PKK İle Mücadele

Taksim saldırısını TAK üstlendi!

15'i polis, 32 kişi yaralanmıştı
04 Kasım 2010 Perşembe, 13:16:31
Taksim saldırısını TAK üstlendi!

Taksim'de 31 Ekim'de 15'i polis 32 kişinin yaralanmasına yol açan intihar saldırısını Kürdistan Özgürlük Þahinleri (TAK) üstlendi.

Örgütün internet sitesinde yapılan açıklamada, intihar bombacısı Vedat Acar'ın eylemi kendi inisiyatifiyle gerçekleştirdiği iddia edildi. Açıklamada 'Derveş' kod adlı Vedat Acar'ın 2005'te örgüte katıldığı ve komuta kademesinde bulunduğu da kaydedildi.

Eylemin PKK'nın sözde ateşkes kararıyla bir ilgisinin olmadığını açıklayan TAK, "Bizim herhangi bir ateşkes kararımız olmamış ve böylesi bir açıklama yapılmamıştır" dedi.

http://www.haberturk.com/yasam/haber/568257-taksim-saldirisini-tak-ustlendi

Biri PKK diyor biri TAK nasıl bir basındır bu yahu

Bunların hepsi aynı, komünist örgütler.

Allahsız örgütler...

BDP'li Kaplan'dan çok tartışılacak sözler: 'PKK BİR GÜN MECLİSE GİRER'

06 Kasım 2010 Cumartesi 06:09
Genel kurulda BDP'li Hasip Kaplan'ın "PKK burada olsa..." sözleri kavganın fitilini ateşledi.


BDP'li Hasip Kaplan, PKK'nın Meclise gireceğini öne sürerek buna Brezilya ve Arjantin ve diğer Latin Amerika ülkelerini örnek gösterdi.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda yapılan, Milli Savunma Bakanlığı ve Savunma Sanayi Müsteşarlığı'nın, 2011 yılı bütçe görüşmelerinde tartışma çıktı. Vatan Gazetesi'inden Levent İçgen'in haberine göre, Hasip Kaplan, tüm silahlı güçlerin sivil otoriteye bağlanması gerektiğini belirterek bunun AB üyelik sürecinde temel kriter olduğunu söyledi.

'PKK TERÖRÜ DERSENİZ YANILGI OLUR'

Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'ne bir milletvekili olarak ulaşamadığından yakınan Kaplan, "Tehdit olarak sadece PKK terörü var derseniz en büyük yanılgıya imza atmış olursunuz. Bu konuyu geniş kapsamlı bir Kürt sorunu olarak almazsanız geçmişte yapılan hataların tekrarına düşersiniz. Kürt sorununu bir asayiş vakası olarak görüp, bunu bu şekilde bastırma anlayışıyla sorumluluğu TSK'ya attılar yıllar boyu. 30 yıldır gelen tüm hükümetler vicdansızlık yaptı sorumluluğu sadece TSK'nın üzerine atarak" diye konuştu. Kaplan"ın bu sözlerine diğer milletvekilleri tepki gösterdi.

'PKK BİR GÜN MECLİSE GİRER'

Kaplan'ın, CHP Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun bazı sözlerine yanıt vermeye çalışırken, konuşmasının bir bölümünde, "PKK burada olsa..." şeklinde sözler sarfetmesine, AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili Halil Aydoğan, "PKK, burada olamaz" diyerek tepki gösterdi. Kaplan, Aydoğan'ın bu sözlerine, "Yeri gelir olur. Brezilya'da devlet başkanı oldu. Latin Amerika ülkelerinin parlamentolarında şu anda bir sürü var" yanıtını verdi.

ASLANOĞLU-KAPLAN TARTIÞMASI

BDP'li Hasip Kaplan'ın "1993' ten bu yana bu diyalog, müzakere, tartışma adına ne derseniz deyin olmuştur. CHP ve MHP de koalisyonlarda yer aldı" deyince CHP'li Mevlüt Aslanoğlu, "Biz kimseyle konuşmadık" diye bağırarak cevap verince gergin bir diyalog yaşandı:
Aslanoğlu: Biz kimseyle görüşmedik, konuşmadık.
Kaplan: Asabımı bozma
Aslanoğlu: Lafını geri al
Kaplan: (Masaya yumruğunu vurarak) Yeter ya sabahtan beri huzur kaçırıyorsun.
Aslanoğlu: Parti ismi verme.
Kaplan: (Komisyon başkanlığına dönerek) Bu paraziti dinlemek zorunda mıyız?
Aslanoğlu: Ben bu ülkede parazit olmam, bölünmez bütünlük için canını veren kişiyim ben.


Kaynak : http://www.internethaber.com/bdpli-kaplandan-cok-tartisilacak-sozler-308168h.htm#ixzz14UVj37kb

Zaten meclistelerdi...Sanırım öcalan itini alacaklar meclise bunu kasdetmiş hasip karga...

Girer de, çıkabilir mi orasını bilemem.

7 aydır sır olarak tutulan Türkiye sınırındaki nükleer kaçakçılığın perde arkası belli oldu. İki Ermeni, yüzlerce km'lik bir alanı 150 yıl yaşanmaz hale getirebilecek 18 gram uranyumu sigara paketi içinde Gürcistan'a soktu.

Kaçakçılar, yüzde 90 oranında zenginleştirilmiş uranyumu gramı 10 bin dolardan polise satmak isterken yakayı ele verdi. Gürcü polisi, "Radyoaktif maddeler için asıl karaborsanın Türkiye'de olduğuna dair bir söylenti var" dedi.

GEÇEN 11 Mart sabahın erken saatlerinde mandıracılıktan elde ettiği serveti kumarda kaybeden 63 yaşındaki Simbat Tonoyan ile Erivan Fizik Fakültesi'nde bilim adamı olan 59 yaşındaki Hrant Ohanyan adlı iki Ermeni, Gürcistan'ın başkenti Tiflis'te trenden gizlice indi. Polis tarafından izlendiklerinden habersizdiler. Gittikleri otelde ceplerinden bir sigara paketi çıkardılar. Ama sigara içmek için değil, çünkü paketin içinde sigara değil küçük bir nükleer bomba yapımında kullanılacak, yüksek oranda zenginleştirilmiş 18 gram uranyum vardı. İki kafadar bu numuneyi büyük bir ticaretin ön safhası olarak İslamcı bir grubun temsilcisine sattıklarını sanıyorlardı. Halbuki karşılarındaki Türkçe konuşan gizli bir Gürcü polisti. Onlarla otel odasında müşteri kılığında buluşan polisin üzerindeki radyasyon dedektörü sigara paketi çıkarılır çıkarılmaz alarm verdi. Operasyonda Ermeni karaborsacılar kıskıvrak yakalandı.

8 milyon dolarlık pazarlık

Nükleer işportacıları, eski bir kaçakçı olan Batum'dan bir ihbarcı haber vermişti. Simbat Tonoyan'ı izleyen polis onun Türkiye sınırını geçerken fotoğraflarını da çekmişti. Tonoyan'la "İslamcı bir örgütten" olduğunu söyleyerek temasa geçen Gürcü gizli polisi 120 gr uranyum istedi. Tonoyan da 8 milyon dolar fiyat biçti. 10 yıl hapis cezasıyla karşı karşıya olan iki kaçakçıdan Ohanyan'ın cebinde Garik Dadayan adlı bir Ermeni'ye yapılmış rekor miktarda havale bulundu. Dadayan da 2003'te Gürcistan'da 180 gram uranyumla yakalanmış ve bir süre hapis yatmıştı. Guardian'a konuşan Gürcistan İçişleri Bakanlığı'nda radyoaktif maddelerle ilgili soruşturmaları yürüten ekibin başındaki Archil Pavenişvili, "Kaçakçılar arasında, radyoaktif maddeler için asıl karaborsanın Türkiye'de olduğu şeklinde bir söylenti var. Ancak, bu malzemelerin Türkiye'de başarılı bir şekilde satılıp el değiştirdiği ile ilgili bir habere rastlamadım" dedi.
Bir atom bombası için 18 gramın 150 misli uranyum gerekiyor. Ancak bu miktar bile yüzlerce km'lik bir alanda yaşamı 150 yıl yok etmeye yetiyor.

Dev zula bir yerde saklı

Bu son üç yılda Gürcistan'da ele geçirilen üçüncü nükleer malzeme oldu. Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra 21 nükleer kaçakçılık vakası görüldü. Gürcistan'da yakalanan nükleer malzemelerin Sibirya'daki Novosibirsk nükleer yakıt tesisinden çalındığı saptandı. 2008'deki Gürcü-Rus savaşı yüzünden Rusya'dan kaçırılan malzemenin izinin sürülmesi de zorlaştı. Gürcü polisine göre Sovyet sonrası dönemde büyük oranda çalınan materyaller zaman zaman yeni satıcılara saklı bir yerden çıkarılıp pazarlanıyor.

Nerdun HACIOĞLU/MOSKOVA

Kaynak: http://www.hurriyet.com.tr/dunya/16249878.asp?gid=373

Haber aslında sıradan hale gelmiş bir nükleer kaçakçılık haberi..Sovyetler dağıldıktan sonra bu haberler çok sık rastlanır oldu. Hatta bu kaçaklığının büyük bölümünün Türkiye üzerinden yapıldığı da yazıldı çizildi. Ancak bu cümle çok ama çok ilginç;

soruşturmaları yürüten ekibin başındaki Archil Pavenişvili, "Kaçakçılar arasında, radyoaktif maddeler için asıl karaborsanın Türkiye'de olduğu şeklinde bir söylenti var. Ancak, bu malzemelerin Türkiye'de başarılı bir şekilde satılıp el değiştirdiği ile ilgili bir habere rastlamadım" dedi.

"başarılı bir şekilde satılıp el değiştidiği ile ilgili" bir haber yokmuş..Adam sanki nükleer malzemelerin Türkiye'ye geldikten sonra Türkiye dışına çıkmadığını sırra kadem bastığını ima ediyor, yani bu nükler malzemelerin Türkiye'nin elinde mi olduğunu ima ediyor yoksa Türkiye'ye geldikten sonra uluslararası terör örgütlerinin eline geçmeden istihbarat örgütleri tarafından ele geçirildiğini mi ima ediyor.   

haberin ne kadar doğru olduğu bilinmez ama  ortalıkta resmi olmayan zenginleştirilmiş uranyum olduğu hatta nükleer bombaların bile olduğunu düşünüyorum...  biraz uçuk gelebilir ama bence türkiyede rus yapımı nükleer bombaların olduğuna dahi inanıyorum  sonuçta  sovyetler dağılırken ortalıktan kaybolan birçok nükleer  bir şekilde başka ülkelerin eline geçmiştir  yada gayri resmi bir şekilde satılmıştır,  kolay değil ama minareyi çalan kılıfını hazırladıktan sonra minareyi çalmıştır  allah sonumuzu hayır etsin.