PKK İle Mücadele

Başlatan SKYWOLF, 11 Nisan 2009, 22:45:44

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Hükümetin "kürt açılımı" politikasını destekliyormusunuz?

Hayır desteklemiyorum,şiddetle karşıyım
64 (78%)
Evet destekliyorum, çok olumlu buluyorum
10 (12.2%)
Kararsızım, çünkü sonuçları hakkında emin olamıyorum
8 (9.8%)

Toplam Oy Verenler: 82

#890
İhanetin ve Aldanışın Kuşatmasındaki Hakkâri'de Terörle Mücadele

Hükümetin 2010 yılında hız verdiği demokratik açılım hamlelerinin, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerimizdeki iz düşümleri arzulanan ya da beklenen belirginliğe sahip olabildi mi? soRusunun cevabı "en zayıf halka" deyiminde saklı. Hakkâri şu anda bölgenin en zayıf halkası. Nitekim teröre dair yaşananlar, Hakkâri'nin terör örgütü tarafından bir pilot bölge olarak kullanıldığını gösteriyor. Yılların ihmalleri yönetici iradeyi öyle bir noktaya getirmiş ki, sorunların çözümü hep erteleniyor ve Ferhat'ın dağları delen iradesi bir türlü ortaya konamıyor. Yangının büyüklüğü "kovayla su taşıma" gayretlerinin anlamsız olduğu algısını dayatıyor ve beklenen büyük irade yine erteleniyor. Köşesinden başlayan yangının haritanın her yerini küle döndürmesi ise an meselesi.
Yıllar yokluklara çözüm olamamış. Yokluklar içerisinde kuşatılmış bir Hakkâri var ortada. Coğrafyası, şehri, ilçeleri ve köyleri ile bir kuşatmanın orta yerinde, çıplak kollarını göğe kaldırmış dağlar, bir medet dileniyor. Þehre bir "sümbül" kokusu yaymak gayretinde "Cilo"lar. Fakat haramiler yolları kesmiş, geçitleri tutmuş, dağları mesken edinmiş ve korku salmış tüm aşiretlere, Hakkâri'ye, Hakkârililere.
Köylerin istilasındaki şehir itaatkâr, ama güçlü olana.
Zap vadisi ağzını açmış, dilinin ucuyla bir şehir sunuyor gelenlere. Bu şehrin coğrafyası tam göbeğinin orta yerinden, isyan ve itaatin med-cezirlerini yaşayan/yaşatan Cilo Dağları ile göklerle olan bağlantısını devam ettiriyor. Gökyüzü herkesindir. En çok da Ciloların. Þairin Eyfel Kulesine benzettiği, "burcundan şahan geçirmeyen" Cilo Dağlarının.



Hakkâri'ye ulaşan bir yol var, ama yolun ötesi yok.
Hakkâri'de dağlar var, ama ağaçlar yok.
Hakkâri'de madenler var, ama ocaklar yok.
Hakkâri'de insanlar var, ama neşeleri, coşkuları yok.
Hakkâri'de aşiretler var, ama dirlik düzen yok.
Hakkâri'de kaçak var, kaçakçı var, hudutta asker var, ama yakalanan yok.
Hakkâri'de terör var, terörist var, polis var, asker var, ama sonuç yok.
Hakkâri'de her "var"ın karşısında bir de "yok" var. Varlık, yokluğun pençesinde ve bastırılmış durumda.
Vücudu saran damarlar gibi her tarafı dağlarla örülü Hakkâri'nin. Bu dağlar hem hayat veriyor Hakkâri'ye hem de canından bezdiriyor. Hayat, dağlara rağmen, fakat mecburen dağlarla birlikte devam ediyor. Birçok insan bu zorluğu kirli bir avantaja dönüştürmüş. Sınır boylarında kaçakçılık en tabii hak, en yaygın geçim kaynağı ve en büyük refah vesilesi. Aşiret düzenine karşı olma söyleminin burada bir geçerliliği yok. Çünkü bu düzene boyun eğmeyen yok.
Bugün Hakkâri'de dağlar bütün çağrışımlarından vazgeçmiş durumdalar. Dağla ilgili her söylem "örgüt"le ilgili bir çağrışıma bağlanmış vaziyette. "Örgüt" denince de anlaşılan tek şey var: Yöre halkının kullandığı şekliyle "PeKeKe", yani terör örgütü "PKK". PKK karakol basar, yol keser, araç yakar, ev basar. Dağa adam kaldırır, örgüte katılım sağlar, gençlere silah ve bomba eğitimi verir.
PKK vergi toplar, mahkeme kurar, ceza verir. Kepenk kapattırır, kontak kapattırır, düğünleri yasaklar. PKK terörist cenaze töreni organize eder, anma etkinliği düzenler. Taş attırır, molotof attırır, cam kırar. PKK imam öldürür, minibüs patlatır, çoluk çocuk demeden katliam yapar. Oy kullanma hakkını gasp eder, okulları boykot eder, camilere gitmeyi yasaklar. PKK dağların sahibi, şehrin efsanesi ve gençlerin idolüdür. PKK yasaktır, ama gerçektir. Silueti, şehrin ufuklarını örtmüş, halkın iradesini ipotek altına almış, sokakları buz kestirmiş, insanları canlı cesetlere çevirmiştir.
Hakkâri'nin kaderi bu manzara mı olmalıydı? Hayır! Fakat reel durum, bu kaderi kaçınılmaz kılıyor Hakkâri'ye ve de Hakkârililere. Bakar mısınız şu dağlardaki terörist gruplara. Dört yüze yakın terörist kol geziyor Hakkâri'nin dağlarında. Sınırlarının yakınında bulunanlar da dâhil edilince bine yaklaşıyor bu sayı. Hepsi bir yerde mi bunların? Hayır. Ama hepsi her yerde. Kanserli hücreler gibi ilin coğrafyasına nüfuz etmiş ve bütün bir şehri esir almış vaziyetteler:



Hakkâri-Þırnak sınır hattı. PKK literatüründe "Botan" sahası olarak adlandırılan alanın bir bölümü. Toplamda yüz kişilik terör grupları bu bölgeye yayılmış vaziyette. Başlarında Masiro kod adını kullanan Bedirhan ABO isimli terörist var. Hakkâri cephesi denen bölge, Karanlık ve Çoban dağları, Kavaklı, Armutlu köyleri ve çevresi tamamen terör örgütünün kontrolünde. Bu bölgeye yaklaşan yol eski Hakkâri-Þırnak karayolu. Hakkâri'den buraya karayolu ile girebilmek için "Þine" köprüsünden ve vadisinden geçiliyor. Fakat bu yol şu anda terör örgütünün kontrolünde. Girişlerde teröristler tarafından yol ve kimlik kontrolü yapılıyor. Hakkâri şehir merkezinde yapılan birçok eylem bu grubun talimatı ve desteği ile gerçekleştiriliyor. Terör örgütünün il merkezinden topladığı vergiler buraya aktarılıyor.



Polis noktalarının taranması, zırhlı araçların seyir güzergâhlarına mayın döşenmesi, okul duvarlarına patlayıcı yerleştirilmesi bu bölgede faaliyet yürüten Serhat ve Serdar kod isimli teröristlerin sorumluluğunda gerçekleştiriliyor. Yakalanan ve teslim olan teröristler bu bölgedeki sığınaklar, erzak depoları, terörist miktarları, faaliyetleri ve yaptıkları eylemler hakkında her türlü bilgiyi veriyor. Buna rağmen bu bölgeye askeri operasyon yapılmıyor. Yapılmayış nedeni adeta bir sır gibi saklanıyor. Planlanan operasyonlar ise kolordu ve ordu komutanlıkları tarafından bir türlü onaylanmıyor. Yapılacak operasyonların da vatandaşa ve ilgililere "sus payı olarak" küçük birliklerle yapılması düşünülüyor. Þehir merkezinde İl Jandarma Alay Komutanlığının yanı sıra, yıllardır bu bölgede bulunan Hakkâri Dağ ve Komando Tugay Komutanlığı ile Jandarma Özel Harekât Taburu ve Polis Özel Harekât birliği de bulunuyor.
"Yüksekova/Cilo Eyaleti" bölgesi. Hakkâri'nin sembolü haline gelen Sümbül ve Cilo (Buzul) dağlarının da içerisinde bulunduğu bölge. Yüksekova ilçesini ve Hakkâri merkezinin Zap suyunun batısında kalan bölümünü kapsıyor. Çektar ve Numan kod isimli iki ayrı PKK tabur komutanının sorumluluğunda, yaklaşık yüz elli teröristin kontrolünde. Her türlü kaçakçılık ve terör eylemlerinin odağına dönüşen Yüksekova ilçesinin terör örgütü tarafından adeta kurtarılmış bölge ilan edilmesini sağlayan gruplar bu alanda ondan fazla bölgeye yayılmış durumda.



Cilo Dağlarının dört bir yanını kuşatan bu terör grupları yöre halkı ile adeta iç içeler. İlçe merkezine girip çıkmak, köylerde konaklamak, halktan terör örgütü adına kimi zaman PKK liderlerinin talimatı ile kimi zaman da keyfi olarak vergi toplamak sıradan ve hiç kesintiye uğramadan devam eden faaliyetler.
Terör örgütüne katılımların en yüksek rakamlara ulaştığı yerlerden birisi Yüksekova. Terör örgütü üyelerinin hiç zorlanmadan, halkın tabiri ile "sabah şehirde akşam dağda" bulunabildiği bu yerde her şeyin bu derece aleni ve malum olduğu bu bölgede askeri operasyon yapılmıyor. Top ve havan sesleri, semada uçuşan uçak ve helikopterler, terör örgütüne müzahir yayın organlarında "bölgede büyük çaplı operasyon başlatıldı" haberlerine malzeme olmaktan öteye geçemiyor. Yüksekova ilçesinde bir Taktik Tümen Komutanlığı bulunmakta. Hakkâri ili ve ilçelerindeki bütün askeri birliklerin emir ve komutası bu tümene bağlı. Ayrıca ilçede bir Jandarma Özel Harekât Taburu (Efeler) bulunuyor.
"Þemdinli/Cilo Eyaleti" bölgesi. Sekvan ve Özgür kod isimli iki ayrı PKK tabur komutanının sorumluluğunda yüzden fazla teröristin faaliyet gösterdiği, Þemdinli ilçesinin tamamını kapsayan bir alan. Terörist gruplar Irak ve İran sınır boylarından Þemdinli ilçesi içerilerine kadar yayılmış durumdalar. İlçede onlarca karakol ve üs bölgesi, Jandarma Sınır Tugay Komutanlığının sorumluluğunda, dağılmış tespih taneleri gibi bir görüntü sergiliyor. "Biz her yerdeyiz" mantığı, aslında hiçbir yerde olunamadığının acı bir işareti.
Þemdinli'de de dağlar aynı kadere mahkûm: Top ve havan sesleri, uçak ve helikopter gürültüleri, İnsansız Hava Aracı görüntüleri burada da aynı haberlerin malzemesi oluyor: "Þemdinli'de hava hareketliliği", "Þemdinli'de top sesleri", "Þemdinli'de hava destekli operasyon başlatıldı". Terör örgütü burada da halk üzerindeki medya destekli üstünlüğünü devam ettiriyor. Gerçekte ise askeri anlamda sonuç alınmasına katkı sağlayacak bir operasyon yok ortada. Operasyonun sadece adı var.
"Geliya Zap" sahası. Zap suyunun çevresindeki alana terör örgütü tarafından verilen isim. Bu bölge Çukurca ilçesinin sınırları içerisinde. Kayalık, Cevizli ve Kazan köylerini birbirine bağlayan ve Kazan Vadisi olarak adlandırılan bölgede elli kişilik bir terörist grup var. Askerimizin kendi komutanlarının döşediği mayınlara basarak şehit düştüğü Han Tepe de bu alan içerisinde. Hebat kod adını kullanan Þakir Bulut isimli PKK tabur komutanının kontrolünde.
Çukurca ilçesi sınırları içerisinde ve aynı zamanda bu PKK taburunun çevresinde biri Sınır Tugayı, biri de Komando Tugayı olmak üzere iki adet tugay bulunuyor. Fakat giriş çıkışlarını Hebat kod isimli teröriste bağlı terör gruplarının kontrol ettiği Kazan Vadisine askeri operasyon yapılamıyor. Önceden belirlenmiş tepelere top atışları yapılarak bölgede askerin varlığı gösterilmek isteniyor. Silah ve patlayıcı maddelerin Hakkâri'ye sokulduğu en kritik sınır noktalarından birisi bu bölgedeki Çığlı köyü. Yakın zamanda sekiz adet anti tank mayını, bu köyün sınırları içerisinde, bir katırın üzerinde terk edilmiş vaziyette bulunmuştu. Olay hala gizemini koruyor.
Manzara ortada, fakat binlerce askerden oluşan tümen, tugaylar, hudut alayları, komando taburları, özel harekat birlikleri, jandarma birlikleri ve karakollar ortalıkta görünmüyor. Dağlarda tepelerde mevzilenilmiş. Herkes kaderine razı bekliyor. Terör kampları nerededir, kaç kişidir, başında kim vardır, biliniyor. Terör örgütünün her türlü faaliyeti bin bir türlü teknik imkânla izleniyor, değerlendiriliyor. Fakat TSK cephesinde tabir yerindeyse yaprak kıpırdamıyor. Düşman, Hakkâri'nin bağrına, PKK hançerini dayamış. Bu durum biliniyor ve elden bir şey gelmiyor (mu)?
Çaresiz miyiz?
Askersiz miyiz?
Aciz miyiz?
Beceriksiz miyiz?
Korkak mıyız?
Yoksa hepsinden öte ve hepsinden de ürperticisi, "hain" miyiz?
İhanetin türü, sonucunu değiştirmez. Gaflet içerisinde de olunabilir, kasıt içerisinde de. Sonuç değişmez. Her yenilgiye giden yolda bir ihanet damarı bulunabilir. Bu damarı kesmek ölümcül ise, o zaman damardaki kanı değiştirmek gerekecektir. İhanetin kuyusuna değil, kurtuluşun ve huzurun kuyusuna akacaksa kanımız "yaşasın ölüm". Bizden sonra gelenler yerimizi dolduracak ve bizim yarım kalan huzur marşımızı yüksek sesle seslendireceklerdir. Yok, ihanet duvarına bir taş daha koyanlardan biri de biz olacaksak, buna razı değiliz. Gerçekleri açıklayalım. Çıplak kıralı tasvir edelim ve "İhaneti gördüm" diye haykıralım.
İhanet çözümsüzlüğe, aldanış ise çözüme daha yakındır. Umudum o ki, aldanışı ihanet suretinde görmüş olalım. Ve aldananları derin gaflet uykusundan uyandıralım.

Mesajı Paylaş

ruhumuz var teslim etmeden önce

+1
Bazi askeri ve idari makamlari suclayan bir yazida olsa... yazilanlara katilmamak elde degil.
Tesekkurler, guzel bir paylasim, yanliz kaynak neresi onu ogrenebilir miyiz ?

(Samil Tayyar olabilir mi ?, Gazze Plani yazinizda ondan di...)
Mesajı Paylaş

Bu af denen şeyin birinci dereceden mağdurlarından biriyim..kaybettiğim insanları yerine hicbir hukuk hicbir kanun gittikleri yerden geri getiremez..rahşan affı ile cıkan bir suclu..zaten suclu...akıllanmayan bir suclu ..sucunu tam cekmemiş bir suclu..af edilir ise cıkar yeniden daha büyük bir suc işler..aynısı tahliye olan terroristler icinde gecerli..cıkarlar tekrardan kadrolarına geri donerler ..

Suc işleyen insan tekrardan işlemeye meğillidir..helede terrörist ise 1000 defa daha meğillidir..herşeyde örnek aldığımız abd ..nasıl af eder?? nasıl ceza verir..özendiğimiz japonyada hala idam cezası vardır..

AF yerine daha bilimsel olay yeri inceleme adli inceleme adli dedektiflik gibi kurumlar yapılandırırsınız sucsuz olanda zaten sucsuz ise afa bile gerek duymadan cıkar..

İstanbul 10 milyonluk bir şehirdir birtane adli tıp vardır ...o adli tıpta yeterlimidir ?? sonucu kac ayda gonderir ..otopsi nekadar surede sonuclanır ??? da yeni cmk yasası tutukluluk süresini cezaya sayar ...ya adli tıppı hızlı calışır duruma getirip kanunu cıkartırsınız yada cıkartmazsınız..

Elimizde envanter yok ..Bir kişi cıkıp açıklıyabilirmi rakkamları ..rahşan affından dolayı cıkan kaç suclu tekrardan suç işlemiştir..hangi suçu işlemiştir..tecavüzden girip cinayetmi işlemiştir..terrörden girip tekrar ırağın kuzeyinemi kacmıştır..

Af işe yarayan bir cözüm r..bilakis sade vatandaşların ,toplumdaki düzene ve ahlaki değerlere uyarak yaşayan vatandaşların hayatlarını altüst edebilecek bir uygulamadır..

Terrör terrördür sadece devlete karşı terrör suçu yoktur..vatandaşa karşıda vardır..bakın istanbulda metro büyüyor ulaşıcağı noktalar artıyor..yarın öbürgün kücük abd olma yolunda hızla ilerliyen ülkemizde metroda suclar artabilir..taksimde iki bar sahibi arasında catışma cıkmış ..yoldan gecen insan seken kurşunla vurulup ölmüş..buda toplum terrörüdür..toplumdaki kendini kontrol edemeyen hırsları yüzünden silaha sarılan yapıların işlediği terrör suclarıdır..

Taxici bir kardeşimiz vurulmuş...arkasından vurulmuş..işini yaparken öldürülmüş..Bu da bir terrördür taxicilere karşı işlenen bir terrör suçudur..Cıkan çatışma sırasında balkonda bulunan seken kurşunla vurulup ölen subay eşi .. oda terrör kurbanıdır..

Ülkemizdeki terrör tanımını batıdan dayatılan tanımlar yerine kendimize uygun tanımlar ile harflere döküp.terrörün hertürlüsünü ister ırağın kuzeyinden gelsin ister istanbulun göbeğinde olsun ...olmadan caydırmak icin af yerine başka yollar bulmak zorundayız..

saygılar Mesajı Paylaş

Eskiden askerden gelenler hep anlatırlardı "pusu attık 200 terörist pusuya düştü ve ateş ettirmediler ellerini kollarını sallayaarak önümüzden geçtiler hepsini öldürebilirdik"  inanmazdım böyle birşeyin imkansız olduğunu düşünürdüm.Anlatanların yalan attıklarını düşünürdüm bu hikayeyi birçok kişilerden ve iyi tanıdığım yalan söyleme ihtimali olmayan insanlardan da dinleyince bu sefer fikirlerim değişti ve şöyle düşündüm; teröristlerin geçişine izin verildiyse askerin başka bir planı vardır belkide o terörist grubun içerisinde istihbaratçılarımız vardır diye düşündüm.Fakat son yaşanan olaylardan sonra yüzlerce terörist sınırı geçip karakol basıyor ve kimsenin haberi yok bu ihmal ihanettir zaten bu olaylardan sonra ortaya çıkan ses kayıtlarıda herşeyi ortaya koyuyor hatta kobra pilotumuz aşağısı kum gibi terörist kaynıyor diye isyan ediyor ve takviye kobra istiyor çatışma devam ederken.

Mesajı Paylaş
Güçlü Ekonomi , Güçlü Ordu , Güçlü Türkiye

sapla samanı karıştıran arkadaşlara af nedir? sözlük anlamı nedir? ona bakmaya davet ediyorum. Afın ne olduğunu bilmeden bu mecburu tahliyelere af diyorlarsa söylenecek pek birşey yok.

Bunların yargılama süreçleri devam ediyor. Bunu görmezden geliyorsunuz.  Rahşan afıyla bu tahliyeleri karıştıracak kadar hukukdan anlamıyorsunuz. Mesajı Paylaş

Hukukçu değilim ama Rahşan ya da Hülya affıyla ya da 102 den tahliye olan bir katilin sokakta dolaşması arasında bir fark göremiyorum...

5 kişiyi kesen gasp ve tecavüz zanlısı 102 den serbest kalınca kalan 4 kişiyide kesecem demişti.Adam tekara cinayet işlemeden önce birisi çıkıp dur senin mahkemen bitmedi öldürme sakın mı diyecek çok merak ediyorum... Mesajı Paylaş

#896
Bence de pek bir farkı yok. Halkın güvenliği tehlikede olduktan sonra serbest bırakılmış veya tutuksuz yargılanacaklarmış ne farkeder? Mesajı Paylaş
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

su teror bitirirlememesinin sebebi disimizdakinden cok icimizdeki hainler yuzunden bunlar bazen asker bazen burokrat bazende siyasiler oluyor 33 askerimizin sehit edilmesinden tutunda cok olayda hep kafa karistiran ihmaller yapilmistir bilincli yada degil ama cana mal olmustur ve olmaya devam ediyor dagilica baskininda oldugu gibi ve sorumlu olaanlar ceza alacaklarina odullendiriliyorllar........ Mesajı Paylaş
Özgürlük için Pardus...

#898
arkadaşım bu düşük yoğunlukta bir savaş sa bu savaş kirleneli çok odu siyaset ön plana çıktı  vekili ordanam peşindeler sadece akp olayı da değil bu kaydı ısıtıp ısıtıp gündeme getirmeye de gerek yok o ölenlerin hesabını babacan verecek attığı imzanın bedelini kim ödetir bilmem ama yukarda allah var,düşün bir ordun var diyelimki üst kadro siyasete bulaşmış, sende hükümetsin tek başınasın sen ortaya irade koyuyorsun ve diyorsunki ben bu işi bitireceğim halk desteği arkanda ilk ne yaparsın çağırırsın sana bağlı olan kadrolarını dersiki kardeş ben bu illeti bitirmeye kararlıyım gerekli hazırlıklarını yaparsın 80 km içeri gireceksin uh-60 tıka basa 20 asker alır garanti ediyorum,kaç tane var elinde sayıda belli yaparsın baskınını iş tamam olur olmaz demeyin olur.çok bilmiş elemanlar buna karşı çıkıyor ama kıbrısa pat patlarla taşındı askerler diğer taşıyıcılarla berebar yeterki sen iste yok amerika abimiz kızarsa ama araplarla kötü oluruz dersen oyuncak maymun gibi olur elaleme makara olursun kadronmu dandik değiştirirsin atla deve değil ,2002 yılında sadece 4 asker ölmüştü bunlarıda hatırlayın. Mesajı Paylaş

Alıntı yapılan: Pardus-TR - 09 Ocak 2011, 11:25:14

Bazi askeri ve idari makamlari suclayan bir yazida olsa... yazilanlara katilmamak elde degil.
Tesekkurler, guzel bir paylasim, yanliz kaynak neresi onu ogrenebilir miyiz ?

(Samil Tayyar olabilir mi ?, Gazze Plani yazinizda ondan di...)


Suç varsa suçlamak ayıp mı?

Bölgede canla başla terörle mücadele etmeye çalışan vatansever idealist güvenlik güçlerinin ne şartlarda bulunduğu anlaşılsın diye paylaştım.

Hayır ş.t. değil. Mesajı Paylaş

ruhumuz var teslim etmeden önce


Paylaş whatsappPaylaş facebookPaylaş linkedinPaylaş twitterPaylaş myspacePaylaş redditPaylaş diggPaylaş stumblePaylaş technoratiPaylaş delicious
İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren Replikacep.com sitemizde 5651 sayılı kanunun 8. maddesine ve T.C.Knın 125. maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur.Replikacep.com hakkında yapılacak tüm hukuksal şikayetleri İletişim sayfamızdan bize bildirdikten en geç 3 (üç) iş günü içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek gereken işlemler yapılacak ve site yöneticilerimiz tarafından bilgi verilecektir.
Footer menü
Hakkımızda
Bize Ulaşın
Biz Kimiz
Hizmetlerimiz