PKK İle Mücadele

Yenikapı'da düzenlenen Nevruz programında terör örgütü propagandası yapan ve paçavralarını açan 284 kişi gözaltına alındı

Kaynak: https://x.com/MGazete1283/status/1904190109726986426

Neden bu konu hakkında diğer medya kaynaklarında bir haber yok? Büyük haber sitelerinden birine rastgele giriyorum ve bu konuyla ilgili bir haber göremiyorum. Diğer olaylarla ilgili onlarca başlık var ama!

Ayrıca sadece Yenikapı'da değil, Diyarbakır'da, Doğubeyazıt'da ve pek çok yerde benzer şekilde terör örgütü propagandası yapılan gösteriler yapıldığına haberler gördüm sosyal medyada. Neden bunlara tomalarla, gazlarla vs müdahale edilmedi? Edildiyse neden tek bir haber paylaşılmadı?

Buyurun başka kaynaklar:

https://x.com/bpthaber/status/1904192405605089738
https://x.com/VoiceOfLevant/status/1904223791825260970
https://x.com/bosunatiklama/status/1904190367542497359

Kaldı ki emniyet amiri, müdürü ben değilim. Bu sorunun muhatabı da ben değilim. Bana düşüncemi soruyorsanız bu paçavraların orada açılması, Öcalan sloganlarının atılması şerefsizliktir. Buna en başından müsaade edilmemeliydi. Ama buna izin veren yahut müdahalede bulunmayan ben olmadığım için sorunun muhatabı da ben olmuyorum.

Sana sormuyorum zaten. Cevap veremezsin. Cevap vermeye yeltenip paylaştığın kaynaklar bile bahsettiğim haber kanalları değil. Ben yıllarca bölünmüş ekranlarla onlarca çok bilmişin çeşitli konularda beyin yıkamak için saçmaladıkları büyük haber kanallarından  bahsediyorum. Tek bir habere bile rastlamadım, ne kanallarında, ne de sayfalarında... Hiç takip etmem üstelik kendilerini...

Niye cevap veremeyeyim Sn. SKYWOLF?

Ben gördüğümü paylaşıyorum. Konunun muhteviyatı nedir ne değildir bilemem de cevap veremezsin ne demek? Orasını anlamayamadım.

Verebilir misin? Konunun muhatabı değilsin ya! Ya da o medya kuruluşlarının sahiplerinden biri de değilsin. Bahsettiğin emniyet amiri falan da değil. O sadece görevini yapan bir memur. Ona ne talimat verilirse onu uygulamakla yükümlü bir görevli. Sorun onlar değil zaten.

İki örnek vereyim. Sosyal medyada rastladığım bir videoda, son günlerde gerçekleşen halkın tepki gösterdiği olaylarla ilgili bir videoda, videoya göre olaylarla ilgisi olmayan baş örtülü bir bacım evine gitmek için metro istasyonuna ilerliyor. Sanıyorum gerçekleştirilen mitingin dağıldığı sırada gerçekleşiyor olay. Omzunda çantası, üzerinde herhangi bir bayrak yok, suçla ilişkilendirilebilecek bir şey de göremedim. Gayet mütevazi giyimli bir şekilde ilerliyor. Bir polisin yanından geçiyor. Polis elindeki jop ile bu bacımıza arkadan vuruyor! Hanımefendi şaşırıp tepki gösteriyor ama polisin sert tavrı karşısında hızla oradan uzaklaşıyor. Bu hanımefendiye neden böyle sert davranıldı?

Sanıyorum aynı yerde gerçekleştirilen mitingde, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanının bir açıklamasına da rast geldim. Terör örgütü üyelerinin, ellerinde paçavralar ve apo posterleriyle gerçekleştirdiği bir gösteride polisin müdahale neden müdahale etmediğini sordu benim gibi. Daha fazlasını söyledi. Oradaki polislerin, eyleme katılan gençlere pamuk şekeri dağıttığını, kendi mitinglerindeki gençlere de basınçlı su ve gaz bombaları için pamuk şeker dağıtmalarını vs anlattı.

Ertesi gün bu konuyla ilgili bir habere rastladım. DEM partililer ABB başkanının bu açıklamasına tepki göstermişler. Herhalde pamuk şekerlerleri başkalarıyla paylaşmak istemiyorlar! Daha da ilginci Cumhurbaşkanının açıklamasından bahsediyordu haber. Diyordu ki o gösteri sırasında bir polis, orada pamuk şeker satan biriden kendi parası ile bütün pamuk şekerleri satın alıp oradaki çocuklara dağıtmış. Bu kadar olay içerisinde CB'nin bu yönde bir açıklama yapması çok önemliydi zaten. Ülke genelinde bazı yerlerde halka açık alanlarda terör örgütü propagandası yapılması, buna müdahale edilmemesi o kadar önemli değil sanırım. Zaten ilk defa yapmıyorlar ki!

Ellerinde pkk paçavraları değil de, Türk Bayrakları ile tepki amacıyla sokaklara dökülen gençlere, herhangi bir devlet görevlisi kendi parası ile pamuk şeker veya başka bir şey verse acaba aynı açıklamayı yapar mıydı? Herhalde haklarında bir soruşturma açılmazdı diye düşünüyorum. Yok canım.

Amerikalı ünlü yazar Harper Lee "Bülbülü Öldürmek" romanında şöyle güzel bir tanımlama yapmış:

Çoğunluğa bağlı olmayan tek şey insanın vicdanıdır. İnsanın vicdanı dış etkilerden bağımsız bir şekilde doğruyu ve yanlışı ayırt edebilen bir pusuladır. Çoğunluğun ne düşündüğü, ne söylediği ya da ne yaptığı önemli olabilir. Ama insanın gerçek rehberi her zaman vicdanıdır. Vicdan, bir insanın en derin sesidir. Doğruyu bulmak, dürüst ve adil olmak için başka bir şeye ihtiyaç duymaz. Çoğunluk yanılabilir, yanlış kararlar alabilir ama o hep oradadır. Sessiz bir fısıltıyla doğruyu işaret eder. İnsanı insan yapan en değerli özellik, kendi içsel sesine kulak verebilmesidir. Onu dinlemek, hem kendimize, hem de çevremize olan sorumluluğumuzdur. Ve insan bu sesi duyduğu sürece gerçekten özgürdür.

Vicdan nedir tam olarak?

Pek çoğumuz müslümanız ve inancımıza göre bu gece bize bilmemiz gerekenleri öğreten kutsal kitabımızın ilk ayetinin geldiği gecenin yıl dönümü. Müslüman olarak bilmemiz gerekenleri merak edip, yaratıcının bizlere gönderdiği kitabı öğrenmek için okumadığımız için çoğu şeyden de haberdar değiliz. O kitapta derki mesela; "Yarattığı her şeyi güzel yaratan, insanı başlangıçta çamurdan yaratan, sonra onun soyunu, bayağı bir suyun özünden yapan, sonra onu şekillendirip ruhundan ona üfleyen Allah'tır."
Secde Sûresi Ayetler:7,8,9

Yani ilk Yaratılışta beden; var olan bir maddeden, topraktan yapılmıştır. Ona Ruh veren Yaratıcıdır! Sonrasında bu bedenlerin ürettiği eşey hücreleri içeren sıvıdan devam etmiştir. Eşey hücrelerin birleşmesiyle oluşan beden şekillenmeye başladığında, anne karnındayken ona Ruh veren yine Yaratıcıdır!

Yani hepimizin özünde Yaratıcıdan bir parça var. Hatta der ki " size şah damarınızdan bile yakınım"

Kısacası vicdan, yani içimizdeki bizi uyaran ses, yaratıcının sesidir. Yanlışı ve doğruyu net bir şekilde söyler. Hepimiz bunu duyarız. Kimimiz buna uygun davranırız. Kimimiz ise umursamaz. umursamayıp kötü yolda olanlara genelde vicdansız deriz. Vicdanları vardır ama yok saydıkları için...

Hatta yine dinsel açıdan bakarsak, kitlesel olarak vicdanının sesini umursamayan toplulukların sonu pek iç açıcı olmamıştır. Okuyup öğrenmemiz gereken kitapta pek çok örneği de belirtilmiştir.

Vicdanınızın sesine mutlaka kulak veriniz.

Sn SKYWOLF ne demek istiyorsunuz tam olarak?

Benim nasıl bir tepki vermemi bekliyorsunuz? Daha önce emniyet müdürü, cumhuriyet savcısı, içişleri bakanı olarak falan tanıttığımı hatırlamıyorum kendimi.

Bana niye bu kadar yükseldiniz.

ABB başkanının haklı tepkisinden bahsetmişsiniz, çok güzel. Özgür Özel'in çıkıp Mansur Bey'in fikri partiyi bağlamaz şeklindeki açıklamasına da bir zahmet yorumunuzu bekliyorum şimdi ben. Sırf DEM'lilere şirin görünmek için kendi belediye başkanını bile satan adamın yorumunu bi zahmet yapar mısınız? Ben öyle cevap veremezsin falan da demiyorum bayağı güzel bir cevap vereceğinizi tahmin etmekteyim. Hiç yükselmeden, kinaye yapmadan çok güzel şekilde cevap vereceksinizdir eminim.

Pamuk şeker olayını yine yanlış anlamışsınız. Polisler mitinge gelenlere pamuk şeker falan dağıtmadı. Bir polis memuru engelli bir pamuk şeker satıcısından parasıyla pamuk şekerleri alıp çocuklara vermiş. Yani konuyu bile bilmeden yada yanlış bilerek peşin hüküm veriyorsunuz.

Sokağa dökülen herkesin elinde Türk bayrağı olduğunu mu iddia ediyorsunuz? Polise örneğin asit atanların elinde Türk bayrağı olsa da onları haklı gösterir mi? Ellerindeki içki şişeleriyle cami avlusunda içki içip onları da oraya atmalar sırf ellerinde Türk bayrağı var diye onları haklı mı gösterir?

Başörtülü bir hanımefendinin uğradığı muameleyi görmedim, okumadım, bilmiyorum. İlk defa da sizden duyuyorum. Başıörtülü olsun olmasın o polisin yaptığını zaten tasvip etmem edemem.

Lakin ne güzel öyle kinayeli kinayeli laflarla bana laf sokup cevap veremeyeceğimi söylemeye getiriyorsunuz. Sırf sizinle aynı görüşten olmadığım için yapılan her yanlışın sorumlusu ve yahut muhatabıymışım gibi beni niye suçluyorsunuz?

Ben size 2014-2024 arasında DEM/HDP ile her seçimde ittifak yapan muhalefeti niye eleştirmediniz diyor muyum? Niye o zaman sessiz sessiz takılıp, bu konularla alakalı yorumlar yazmadınız diyor muyum? Kent uzlaşısı kurulurken, her evden bir oy CHP'ye bir HDP'ye denilirken neredeydiniz Allah aşkına? HDP aday çıkarmayıp Kemal Bey'i Cumhurbaşkanı adayı olarak desteklerken neredeydiniz Allah aşkına?

Forumun genel yetkilisisiniz. Çok güzel alttan alta bana laf sokarak, cevap veremeyeceğimi düşünerek belki de korkacağımı çekineceğimi falan sanarak bana verebilir misin? Konunun muhatabı değilsin ya? şeklinde böyle aba altından sopa göstererek sorular soruyorsunuz ya, ben sıradan bir üye olarak soruyorum o zaman nerelerdeydiniz Sn. SKYWOLF? Benim oy verdiklerim yapınca görmezden geleyim, duymazdan geleyim, karşı taraf yapınca cevap verebilir misin mi oluyor?

Evet vicdan çok önemli ve herkes vicdanının sesine muhakkak kulak vermeli. Ama bu vicdan dönemden döneme, gündemden gündeme de değişmez öyle değil mi?

Ben hala durduğum yerdeyim. O paçavraların sallandırılması rezalet, buna göz yumulması rezalettir. Öcalan denilen şerefsizin mesajlarının okunması rezaletin dik alasıdır. Ama geçen seneye kadar eleştiri getirmeyenlerin, görmezlikten ve duymazlıktan gelenlerin de beni sanki sorguya çeker gibi, böyle aba altından sopa gösterir gibi sorularına da kimse kusura bakmayacak çekinmeden cevaplayacağını bilmesini isterim.

Yaşınız benden muhakkak ki büyük bunu da deklare ettiniz. Sizin samimiyetinize de inanırım, ama söylediklerimi bir düşünün. 2023-2024 yıllarında aynısı oldu siz dahil kimse ağzını açmadı. Hatta geçen hafta DEM'liler Saraçhane'ye gelip mitinglere destek verdi. Özgür Bey adeta Mansur Bey'i ıskartaya çıkartarak düşüncesinin partinin düşüncesi olmadığını Mansur Bey oradayken yüzüne vurmada mı? Şimdi ne yapalım bunu?

http

://youtube.com/shorts/rjp4k001Ius?si=HtNURW9Zm00HK01T

Konu CHP ve akp kavgası değil sadece bu haber ve görüntüden bile o yürüyüş yapan PKK ve bölücü kişilerin içeri alınıp alınmadığını anlayabiliriz.

Ne dem'den ne PKK kadrolarından hükümete demokratik haklarımız engelleniyor şeklinde itiraz gelmedi ne hikmetse

Archangel,

Sorduğun soruların cevabı zaten iletimde yazılı. Anlamak için okursan anlar ve aynı soruları tekrar sormazsın. Vicdanının sesine kulak veren herkes gibi... Yıllardır forumda yazıp halen benim hiç bir partiyi desteklemediğimi öğrenemediğin, ama kendi desteklediğin siyasi görüşü haklı olarak eleştirenleri, klasik olarak siyasi rakiplerini desteklediğini sanman gibi. Ben senin gibi siyasi bir fanatik değilim.  Ben hiçbir zaman hiç bir siyasi partiyi desteklemedim. Hiçbir siyasi partiye üye olmadım. Olmayı da düşünmüyorum. Nerede olduğumu bahsettiğin zamanlarda da buradaydım. Her zaman aynı yerdeydim. Bazıları gibi rüzgar nereye eserse o yöne dönenlerden olmadım. Her zaman dedim terörle müzakere olmaz! Mücadele olur. O mücadeleyi kazanmak için  sakal tıraşı yapar gibi budamak değil, terörün başını keserek tamamen bitirmek gerektiğini defalarca dile getirdim. Bilenler bilir, bugüne kadar bunu bilemeyenler kendi bilgisizlikleriyle kalsın.

Biz her zaman terörü bitireceğiz diyerek hareket ediyor. Nedense sonunu getiremiyoruz. Mesela örgütün elebaşısını ele geçirdik. Ama örgütü tamamen bitirecek son hamleleri yapmadık. Elebaşısını kaydebden terör durgun bir döneme girdi. o dönemde bizde Siyasi yönetim değişti ve bu konuda bir şeyler yapılmadı. O dönemde örgüt yeniden güçlendi. Yine saldırmaya başladı. Yüklendik yine, ama işi bitiremedik.

Terörü siyasal zemine çekmeye çalıştık. Çözüm süreci diye bir saçmalık ortaya atıldı! Acaba kimin fikriydi! FETÖ olabilir mi? Teröriste inanılmaz hoşgörü dönemine girdik. Sınırlarda bile karşıladık. Siyasetçiler sayın öcalan demeye başladılar vs. Terörü destekleyen siyasi yapıyı  Kürt kökenli vatandaşlarımızla bir sayıp siyasallaştırmaya çalıştılar. Yok etmemiz gereken teröristlerin silahlarıyla birlikte sınırlarımızdan geçip başka bir ülkeye gitmesine izin bile verdik. Sonuç değişmedi. Terör yine terörlüğünü yaptı. Tüm Güneydoğu sınır hattımız boyunca bir terör devleti kurmak üzereydiler.

Bir sürü yatırım yaptık terörle mücadele için. Bir yığın silah sistemi geliştirdik. Bunları etkin bir şekilde kullandık. Kaç defa operasyonlar gerçekleştirdik. İçeride ve dışarıda. Nedense son noktayı koyamadık. Hatta bazıları çıktı terör asla bitmez, mücadele de bitmez dedi.

Geçtiğimiz günlerde Suriye'de Esad rejimi hızlı bir şekilde devrildi. Bunu biz gerçekleştirmişiz havası yaratıldı medya aracılığıyla. Artık Suriyeliler evlerine dönecek, terör bitecek vs havası esiyordu. Ama yine olmadı. Geçmişe döndük sanki. Her seçim, meydanlara ip atıp apo iti için idam cezası isteyen politikacı, bu defa apoyu milletin meclisinde konuşmaya davet etti. Birlikte hareket ettikleri Hükümet ve ek olarak muhalefet de buna destek verir gibi davranışlar gösterdi. Yani yine son darbeyi vurmak yerine, başka bir yol seçtik. Yine tüm Kürt kökenli vatandaşlarımızı ülkeyi bölmeye çalışan terörün siyasi uzantısına teslim ederek sorunu çözmeye girişiyoruz. Ülkede her kesimi temsil eden bir parti var neredeyse. Ama bu kadar süre içerisinde özellikle Kürt kökenli vatandaşlarımızı teröre bulaşmadan destekleyecek bir siyasi yapı çıkarılamadı! Ek olarak, ne yazık ki HER KESİME EŞİT MESAFEDE OLAN BİR SİYASİ PARTİMİZ de olamadı.

Buraya kadar özetlediğim olaylara bakınca halen farkında olmayanlar için belirtmekte fayda var. Yıllardır içinden çıkılmayan bir kısır döngüdeyiz. Sürekli aynı şeylerle karşılaşıyor, aynı şekilde davranıyor, aynı sonuçlara ulaşıyoruz. Bu böyle sürüp gidiyor. "Aptallığın en büyük kanıtı, aynı şeyi defalarca yapıp farklı bir sonuç almayı ummaktır." demiş Albert Einstein. Dolayısıyla bu kısır döngüyü kırmak için farklı yollar bulmalıyız.