PKK İle Mücadele

Pkknın eylemlerinin durma noktasına gelmedinin sebebi kim ne derse desin. İha ve siha kullamı, yoksa bunların durmaya niyetleri yok 2017 yılından itibaren verdikleri 20li kayıplardan sonra artıküçer beşer gezmeye başladılar. Yirmili gezince siha görüyor vuruyor yetmiyor f 16 geliyor o da vuruyor. Þamar alanına döndüler.

+1

Hatırlarsanız önceleri bu teröristler ellerini kollarını sallayarak karakollarımızı basıp onlarca şehit vermemize neden oluyorlardı. Hatt bu saldırıları önceden tespit edip önlem almamızı sağlayacak olan satın aldığımız insansız sistemler canlı olarak takip edereken!

Zaten çözüm süreci boyunca terörle mücadele neredeyse yoktu. Sokaklara hendekler bile açılmıştı! Ülke adeta bir iç savaşa hazırlanıyordu!

Senelerce terörle mücadele eden bir ülke olarak, terörle gerçek anlamda mücadele edebilecek yeterli teknik donanımımız yoktu.

Þimdi ise neredeyse her şeyimiz var. İnsansız hava araçları, silahlı insansız hava araçları, mayına dayanıklı araçlar, güvenli karakollar, gelişmiş gözlem araçları, gelişmiş elektronik sistemler, gelişmiş füzeler, bombalar,  tüfekler vs  pek çok şey...

Tabi ki bunları kullanabilecek bir irade de gerekliydi. Özellikle darbe girişiminden sonra bu irade oldukça etkili oldu!

Iha/siha etkisi bariz ortada. Daha 5 sene önce katırlarla 200 kişi sınırı geçip karakol baskınları yapıyordu. Abdnin F-35 veripte, 3 adet silahlı predatör ihayı neden çok gördüğü anlaşılıyor.

Serkan arkadaşın A TİPİK-B TİPİK sınıflandırmasının bir yere kadar doğruluk payı var. Fakat meseleyi çok yüzeysel tanımlıyor. Ayrıca zaman içerisinde kategorizasyon daha da çeşitlenmiştir. O da hayatın bir gerçeği, yadırgamıyorum. Aslında meselenin özü Alevi-Sünni meselesi değildir. Meselenin sadece görünen yüzüdür. Asıl mesele ekonomik modellerin çatışmasıdır. Bölüşüm kavgasıdan bahsediyoruz. Bugün de aynı şeyler geçerli değil midir? Tarih boyunca yaşanmış savaşların ana sebeplerini irdelemiş olsanız; meselenin özünde bölüşüm kavgası yatar. Hatta Dünya Savaşlarına; 1. Paylaşım Savaşı, 2. Paylaşım Savaşı derler. Dünya siyasi haritası da zaten bu paylaşımın sonucudur. Ne zaman ki mevcut paylaşımdan hoşnut olmayanlar ortaya çıkar, bu hoşnutsuzlar güç biriktirmeye de başladıklarında yeniden kavgaya tutuşurlar. Bu hayatın gerçeğidir. Örneğin dünyayı yeni bir paylaşım savaşı bekliyor. Çin Halk Cumhuriyeti, güç biriktirmeye devam ediyor. Ne zaman ki kendine güveni gelecektir; yeni bir dünya savaşı çıktı demektir. İşte ABD bunu engellemeye çalışıyor. hakimiyeti kaybetmek istemiyor. Paylaşım savaşlarının tarihçesi, Habil ile Kabil' e kadar gider. Kur' anda da bahsi geçer... merak edenler Habil-Kâbil kıssasını okuyabilir.  ( Maide Suresi 27-31)

Bir itiraz da şunadır... FETÖ' yü tutmuş ''B Tipik'' olarak sınıflandırmış. Oysaki hiç alakası yok. ''A2 TİP'' dese daha doğru olurdu. İki İslamcı grup birbiriyle çatışıyor; bunun ''B TİPİK'' ile ne alakası var! Kaldı ki sınıflandırma yapacaksak; Serkan' ın modellemesiyle yapmamamız lazım. Zaten yanlış sınıflandırma yaptığı, kabak gibi ortadadır.

Ek olarak;

A TİPİK-B TİPİK diyor ya... konuyla bağlantısın da yapılması lazım. Onuda yaparız ama ilk önce A TİPİK- B TİPİK olgusunun kökenine inmek lazım... Bu mevzu nereden çıkmıştır?

Tarih araştırmacıları bilir ki, bu meselenin özü taaa Þelçuklular dönemine dayanır. Meselenin tarihçesi Selçuk Bey' in babası Dukak ile Yabgu arasında geçen bir husumete dayanıyor Dukak ordu komutanıyken (Subaşı); Yabgu ise Oğuz Boyunun Hakanıdır. (Konuyu uzatmayalım, kısa keseceğim) Dukak öldükten sonra oğlu Selçuk Bey Subaşılığa getirilmiştir fakat davranış bozuklukları nedeniyle (Türk Töresine aykırılıklar) DÜÞKÜN ilan edildiği yani Türk- Oğuz boyundan dışlandığı biliniyor. Taifesiyle birlikte sürülmüştür. Selçuklu-Oğuz kavgasının ana nedeni budur.

Efendime söyleyeyim, Selçuklular zaman içerisinde Sünnileşerek; Türk-Fars-Arap karışımı şeklinde bir konuma evrildiler. O nedenle Oğuz Boyları ile Selçuklular arasında ki husumet uzun süre devam etmiştir. Bir tarafta töreyi devam ettiren Oğuz boyları, diğer tarafta töreyi reddeden Selçuklular! Uzatmayalım, bu hikayenin detayları biliniyor, yeri gelirse anlatırız.

Gel zaman git zaman, Oğuz Boylarıyla Selçuklular arasında ki husumet iyice derinleşmiştir. Baba İlyas-Baba İshak Ayaklanmaları sonrasında isyan bastırılmış; kurtula bilenlerden ''Barak Baba'' gibi bazı babalar, Horasan diyarını aşarak -yaşadıkları katliamı anlatmak üzere- İlhanlı Devletine sığınmışlar ve Selçukluları Hükümdara şikayet etmişlerdir. Öçlerinin alınması için ricacı olmuşlardır. Bunun üzerine İlhanlılar Anadolu' ya gelerek Selçuklularla Kösedağ' da savaşa tutuştular. Savaşı İlhanlılar kazandı, böylece Selçuklu devleti yıkıldı. Tekraren Oğuz boylarına zulmetmesinler diye de devleti beyliklere böldüler. Böylece Beylikler dönemi başladı. İşte Osmanlı beyliği de bunlardan bir tanesidir.

Bütün bu olaylardan sonra, Osmanlı Beyleriyle Oğuz Boyları bir araya geldi. Osmanoğullarına destek verebileceklerini ancak Selçukluların Oğuzlara yaptığını, Osmanlıların da yapmaması konusunda teminat istediler. Bu teminat verildi ve Osmanlı devleti yükselişe geçti. Devletin asıl kurucuları Horasan erenleridir. Þeyh Edebalı' nın Osman Bey' e öğüdü biliniyor;

'' Ey Oğul! Beysin! Bundan sonra öfke bize; uysallık sana... Güceniklik bize; gönül almak sana.. Suçlamak bize; katlanmak sana.. Acizlik bize, yanılgı bize; hoş görmek sana.. Geçimsizlikler, çatışmalar, uyumsuzluklar, anlaşmazlıklar bize; adalet sana.. Kötü göz, şom ağız, haksız yorum bize; bağışlama sana... Bundan sonra bölmek bize; bütünlemek sana.. Üşengeçlik bize; uyarmak, gayretlendirmek, şekillendirmek sana...''

şeklinde devam eder gider... İşte bu Horasan erenlerinden biri olan Hacı Bektaş-i Veli' de askeri teşkilatı kurmuştur. Yeniçeri Ocağının kurucusu olarak bilinir...

Neyse... gel zaman, git zaman; Oğuz boylarıyla, Osmanlı sultanları arasında ki akit bozuluverdi. Þeyh Edebalı' nın yukarıda ki öğütleri unutuldu. Üstüne ekonomik dar boğaz da eklenince ''Celali İsyanları'' dedikleri isyanlar baş gösterdi.

Þimdi, @Serkan kardeş bütün bu bilgilerden bi' haber şekilde; BEN A TİPİĞİM, BUNDAN SONRA B TİPİKLERE ALET OLMAYACAĞIM diyor. Önce bil de sonra yine alet olma -diyesim geliyor. Hem A' yı, B' yi bilmiyorsun; hem de kendini kategorize ediyorsun. Yanlış şeyler bunlar.

Konu çok geniş ve  derin . Hali ile sorunu sadece konu başlığına bakarak ''PKK ile Mücadele'' problemin  bir güvenlik problemi olarak algılamak ve yapılmış ve yapılmakta olan yaklaşık 40 yıllık mücadelede başarısız olunmuş  değerlendirmesi bana göre pek gerçekçi bir değerlendirme olarak görünmediği kadar bu uğurda   verilmiş olan nice şehit , gazi ve  geride kalmış ailelerinin pek işitmek istedikleri bir değerlendirme olmadığı kanısındayım.
Hemen hemen tümümüz kürt sorununun tohumlarının  yıllarca önce  İngilizler tarfından atılıp süre içerisinde atılmış olan tohumların yeşermesi kürt ayaklanmaları  adı altında başlamış olup Osmanlının önüne Sever de  resmi olarak konmuş olan uzun soluklu bir planın parçasıdır.
Sever sonrası Cumhuriyetin ilk yıllarında konu yine kaşınmaya devam edilmiş olup sayısız kürt isyanı adı altında tarihimizin tozlu sayfalarında yerini almıştır. Daha ileriki yıllarda konu bu defa sadece İngilizlerce olmayıp ,daha değişik ülkelerce PKK adı altında bizlere tezgahlanmaya başlandı.
Hali ile konuya sadece diş mihrak oyunu deyip geçiştirmemiz doğru olmaz . Ancak konu başlığımız kürt sorunu olmadığı için konuyu uzun uzun anlatmak niyetim yok. Ama bir gerçek var ki o da memleketimizin belirli bölgelerinde  düzeltmesi gereken eksiklikler mevcut. '' bölgedeki feodal yapı ,toprak reformları, ekenomik açılımlar ,etnik kimlik vs''.
Belirtmiş olduğum konuların bazılarını düzeltmek için ancak nice yıllar sonra bir takım çalışmalar başlatılabilmiş . Yapılmak istenen çalışmaların bazıları başarılı olmuş ,bazıları  siyasi isteksizlik rant , provokasyon dan dolayı başarısız olmuştur. 
PKK yapamadığımız, eksik biraktığımız konuların savunucusu olarak yöre kürt halkının sempatisini kazanmaya ve onların savunucusu olduğu savını işlemeye yeltenmiş olmakle birlikte  ,yurt içerisinde yaşamakta olan kürt halkının büyük bir kısmı bu oyuna gelmemiştir.
Siyasilerimiz malesef yapılması gereken çok ayaklı mücadelenin sadece güvenlik ayağına ağırlık vermek sureti ile işi askere polise havale etmekle yetindiler. İşte sırf bu nedenden yıllarca öncebaşlamış olan PKK ile mücade bir türlü sonlanamamıştır.
Güvenlik güçlerimizin kısıtlı malzemeleri var iken de şimdilerde olduğu gibi gelişmiş teknolojiye sahiplerken de PKK nın marjinalleşmesi kolunun bacağının kırılması muhtelif yıllarda gerçekleşmiştir.  Þu da bir gerçektir ki bugünlerde kendi bünyemizde geliştirip kullanmakta olduğumuz teknoloji sayesinde daha iyi organize olup daha az şehit vermekteyiz.
Başarı kıriteri miz PKK + Kürt sorununu etkisiz kılmak'se , o zaman sadece güvenlik bacağı haricinde atılması gereken adımlar olduğu kanısındayım. Aksi halde bizleri bu konuda daha çok kaşırlar.

Þimdi seçim olacak Partikül ile ben aynı malum partiye oy vereceğiz. Ben garibim masumum Fransızlar Almanlar gibi evrensel şeylerle bir sosyal demokrat olarak oyumu atıcam. Partikülde atacak ama onun kafasında neler var neler var. Bu yazdıkları var işte. Aynı partiye oy atıyoruz ama ben sosyal demokratım partikül ise dinci aslında belkide. Kaygılarımız aynı değil ve maalesef iktidara getirmek istediğimiz adamlarda Partikül ün partisi aslında tam benim değil. Bana parti yok yani bu memlekette aslında şu an için.

Canini sikma serkan. Yakinda yorgan gitti kavga bitti olacak.

Þimdi seçim olacak Partikül ile ben aynı malum partiye oy vereceğiz. Ben garibim masumum Fransızlar Almanlar gibi evrensel şeylerle bir sosyal demokrat olarak oyumu atıcam. Partikülde atacak ama onun kafasında neler var neler var. Bu yazdıkları var işte. Aynı sandığa oy atıyoruz ama ben sosyal demokratım partikül ise dinci aslında belkide. Kaygılarımız aynı değil ve maalesef iktidara getirmek istediğimiz adamlarda Partikül ün partisi aslında tam benim değil. Bana parti yok yani bu memlekette aslında şu an için.

Güzel kardeşim, sana bir şey söyleyim mi; ben siyasi tarafımı hiçbir zaman gizlemedim. Tarafım bellidir; ben Türkçü-Turancı, aynı zamanda Türk milleyetçisi, Atatürkçü, Kemalist bir insanım. Bunların hepsi birarada nasıl oluyor dersen; okursan öğrenirsin. Olması gereken budur. Kesinlikle diğer ırkları, kavimleri dışlamıyorum fakat kendimi de biliyorum.

Hiçbir zaman liberalin, kapitalistin, ağanın, beyin, şeyhin, dervişin yaşanması olmadım-olmayacağım. Açık söyleyeyim; HİÇ BİR ÞEKİLDE SAĞCI OLMAM, OLAMAM. Çünkü sağcıdan Türkçü olmaz-olamaz. Kendimi solcu olarak da sınıflandıra mıyorum. Ama Sol değerlere yakın bir insanım. Çünkü bende HAK-ADALET duygusu var. Bunu ALLAH korkusundan yapmıyorum, insan olduğum için yapmaya çalışıyorum. Konuyu inanca indirgersek; çünkü her insanın özünde yaratıcının bir nüvesi vardır. Ne diyordu; YARATILANI SEV YARATANDAN ÖTÜRÜ! zamanımızda, her önüne gelen dinci bunu kelimeleri söyler ama; LAF OLA BERİ GELE! aynen nafile namazlar gibi. Gösteriş için, laf olsun diye, kandırmak için, kendini gizlemek için. Her kelime her insanın ağzından çıkabilir ama bazı insanların ağzına bu tür özlü sözler yakışmaz. Çünkü gerçek duyguları olmadığını bilirsiniz.

Arkadaşım, ben Atatürkçüyüm fakat günümüze ki CHP' nin Atatürkçüsü değilim. Kesinlikle şeriatçı, dinci, İslamcı, liberal, kapitalist partilere oy vermem; yani senin tanımlamanla ''A TİPİK'' değilim. Ben Türk Oğlu Türk' üm. Ama Amerikan Türkçüsü de değilim. Türk-İslam Sentezini kabul etmiyorum ve de inanmıyorum. Bütün şuurumla, benliğimle; en küçük molekülüme kadar Türk oğlu Türk' üm. Kendimi bildiğim için de bir Arapçıya kesinlikle oy vermem. Bu kadar net yani. Kendini bilmeyle alakadar bir konudur bu. Anlatabiliyor muyum.   

... Aynı partiye oy atıyoruz ama ben sosyal demokratım partikül ise dinci aslında belkide. Kaygılarımız aynı değil ve maalesef iktidara getirmek istediğimiz adamlarda Partikül ün partisi aslında tam benim değil. Bana parti yok yani bu memlekette aslında şu an için.

SKYWOLF üstadın affına sığınarak yazıyorum; siyaset için değil, cevap vermek için.

Serkan' cığım, şunu da söylemiş olayım. Tuaf gelecek ama bana da parti yok. CHP' ye oy vermek istemiyorum. AKP' ye zaten oy vermem. HDP direkt kapsam dışı; parti olarak bile göremem. Direkt kapatılması lazım. MHP desen; ne olduğu belli değil! İYİ Parti ha keza aynı şekilde...

Sana bir şey diyeyim mi; gerçek dava partileri aslında küçük partilerdir. HEPAR gibi, Vatan Partisi gibi... efenim bir süre küçük küçük Türkçü-Turancı partiler var mesela... diğer küçük İslamcı partiler var... Bu adamların parayla pulla işleri olmaz. Bunlar dava partileridir. Örneğin Osman Paşa' nın partisine gitseler, paşam seni milletvekili yapacağız deseler; anında kapı dışarı ederler. Bunların parayla, pulla; makam veya mevkiyle- vaatlerle elde edemezsiniz. O nedenle sadece küçük partilere saygım var. Çünkü bunlar gerçek inanmışlardır. Duygu ve düşüncelerinde samimiler. Örneğin en radikal İslamcı partilerden HÜDA-PAR diyelim; bana terso gelir ama... mesela bu adamları kesinlikle satın alamazsınız. Adamlar kendilerini davalarına adamışlardır fakat diğerleri öyle değildir, düzen partisidirler. Köşe kapma derdindeler. O nedenle bizim midemiz bunları kaldırmaz. Sadece küçük partilere saygı duyuyorum fakat bu partileri sevdiğim anlamına da gelmez. Bazı küçük partiler ise yedekte dursunlar diye veya başka bir art niyetle kurdurulmaktadır. Onlar da kapsam dışı. 

Canini sikma serkan. Yakinda yorgan gitti kavga bitti olacak.

Ne olacak, Amerika Türkiye' yi işgal mi edecek yoksa?

Hocam şu mevzuyu biraz açar mısın!