PKK İle Mücadele

HDP önünde eylem yapan aile sayısı 4'e yükseldi



Oğlunun 4 ay önce kaçırıldığını söyleyen baba Celil Bektaş, "Ya oğlum gelecek ya ölüm çıkacak." dedi.

Diyarbakır'da, çocuklarının dağa kaçırıldığını iddia eden 3 ailenin eylemine 1 aile daha katıldı.

16 yaşındaki Yusuf Bektaş'ın babası Celil Bektaş, HDP İl Binasına gelerek oturma eylemi başlatanların arasına katıldı.

4 AY ÖNCE KAYBOLDU
Oturma eylemi başlatan 53 yaşındaki Celil Bektaş, oğlunun 4 ay önce kaybolduğunu ve en son HDP Diyarbakır İl Binasında görüldüğünü söyledi.



Acılı baba Bektaş, "Benim oğlum gelmeyene kadar ölüm de kalksa buradan ayrılmayacağım. Ben eylem yapmıyorum, ölüm orucuna giriyorum. Siyasi parti nasıl kepengini indirir, bu parti madem kepenk indirdiyse bundan sonra kimse bu partiye gelmesin artık. Allah belasını kim götürmüşse, kim sebep olmuşsa, ya oğlum gelecek ya ölüm çıkacak." dedi.

Celil Bektaş, oğlunun ortadan kaybolmasının ardından eşi Hediye Bektaş'ın hastalandığını ve bugüne kadar hastanede tedavi gördüğünü sözlerine ekledi.

https://www.ensonhaber.com/hdp-onunde-eylem-yapan-aile-sayisi-4e-yukseldi.html

Bugünlerde ana muhalefet partisi, terör nedeniyle görevden alınan HDP'li belediye başkanlarına, " seçimle gelen seçimle gider " diyerek destek veriyor. Kısmen doğrudur. Seçimle gelen seçimle gider. Ancak özel durumlar dışında bu geçerli değildir. Ki masum insanların yaşama haklarına tecavüz eden teröre verilen destek bu özel durumların başında gelir.

Yakın geçmişte mevcut iktidar partisi, pkknın siyasi uzantısı olan HDP'yi Kürt kökenli vatandaşlarımızın temsilcisiymiş gibi muhattap aldı. Bu mantıkla bugün ana muhalefetin verdiği görüntünün benzerlerini o zamanlar da görmüştük.

Oysa pkk ve onun siyasi uzantısı olan parti, bu ülkenin Kürt kökenli vatandaşlarını temsil etmiyor. Onların sorunlarından, gerçeklerinden çok uzaklar. Bu çocuklarını teröre kaptıran aileler bunun net kanıtı! Ana muhalefet partisi de vermiş olduğu dayanışma görüntüsü ile bu gerçeklerden çok uzak olduğunu ortaya koyuyor. Sadece muhalefet olsun diye, demokrasiyi öne sürerek teröre bulaşmış olanlara destek vermek, tıpkı daha önce yapılan çözüm süreci gibi vahim bir hatadır!

Bugünlerde ana muhalefet partisi, terör nedeniyle görevden alınan HDP'li belediye başkanlarına, " seçimle gelen seçimle gider " diyerek destek veriyor. Kısmen doğrudur. Seçimle gelen seçimle gider. Ancak özel durumlar dışında bu geçerli değildir. Ki masum insanların yaşama haklarına tecavüz eden teröre verilen destek bu özel durumların başında gelir.

Yakın geçmişte mevcut iktidar partisi, pkknın siyasi uzantısı olan HDP'yi Kürt kökenli vatandaşlarımızın temsilcisiymiş gibi muhattap aldı. Bu mantıkla bugün ana muhalefetin verdiği görüntünün benzerlerini o zamanlar da görmüştük.

Oysa pkk ve onun siyasi uzantısı olan parti, bu ülkenin Kürt kökenli vatandaşlarını temsil etmiyor. Onların sorunlarından, gerçeklerinden çok uzaklar. Bu çocuklarını teröre kaptıran aileler bunun net kanıtı! Ana muhalefet partisi de vermiş olduğu dayanışma görüntüsü ile bu gerçeklerden çok uzak olduğunu ortaya koyuyor. Sadece muhalefet olsun diye, demokrasiyi öne sürerek teröre bulaşmış olanlara destek vermek, tıpkı daha önce yapılan çözüm süreci gibi vahim bir hatadır!

Simdi Sayin SKYWOLF  diyecek Metin de ne oldu bugun ne yazarsam muhalif ." oyle bir durum yok hocam soz bugunluk son "


Ben buradan CHP elestirmeyi veya Iktidari  desteklemek yerine devletin devlet olarak gereklilik ne ise onu yapmasindan yanayim. Yani HDP suc islemekte ise yapilmasi gereken kanunlarin gerektirdigi sekilde cezalandirilmali. Yalniz bunu yaparken gercek suclara gore yapilmali yani teoriler varsayimlara gore degil delillere gore. Sayet HDP  anayasamizin ve kanunlarimizin ongordugu sekilde siyasetini surdurmekte ise o zaman HDP legal bir siyasi partidir. Memleketimizde daha onceleri haksiz mukerer parti kapatma kararlari verilmis oldugu icin ,yani bir baska deyim ile isin suyunu cikardigimiz icin temkinli davranilmasinda yarar oldugu kanisindayim. Normal sartlar altinda normal bir ulkede kisi ,kurum bir fiil ceza almadan ve aldigi ceza onaylanmadan once kisi kurum sucsuzdur "sanik olsada"

HDP icerisinde bulunan siyasilerin tumunu ayni kefeye koymanin da dogru olmadigi kanisindayim .Neticede  bir kurt sorunumuz mevcut ve bu konuyu kanunlar carcevesinde gorusup tartisabilmeliyiz. Aksi halde bu sorunu daha yillarca cozemeyecegimiz gibi baska ulkelerin de bunu surekli kasimasina imkan saglamis oluruz dusuncesindeyim.

Metin Bey burası bir tartışma platformu. Tabi farklı görüşler oraya konulacak ve belki de her iki görüşün ötesinde daha mantıklı bir yol bulunacak. O nedenle bir sıkıntı yok.

Amaç sadece muhalefeti eleştirmek değil. Hani hep şikayet ediyorlar ya bazı arkadaşlar, muhalefete hiç laf etmiyorsunuz diye, bu sefer eleştirilebilecek ciddi konu var. İktidarı desteklemiyorum. Kimseyi desteklemiyorum aslında. Mükerrer olarak  parti kapatılmasına da karşıyım. Ama görünen köy kılavuz istemezken, bunu resmiyete dökememek mümkün mü? Bu ülkenin istihbarat ve emniyet güçleri var değil mi? Var. Kimin kimlerle işbirliği içerisinde olduğunu tespit edebilmek de o zaman mümkün. Zaten bu yolla pek çok HDP milletvekili ceza almadı mı?

Günlerdir parti kapısında çocuklarını terörden geri isteyen anneler haksız mı?

Metin Bey burası bir tartışma platformu. Tabi farklı görüşler oraya konulacak ve belki de her iki görüşün ötesinde daha mantıklı bir yol bulunacak. O nedenle bir sıkıntı yok.

Amaç sadece muhalefeti eleştirmek değil. Hani hep şikayet ediyorlar ya bazı arkadaşlar, muhalefete hiç laf etmiyorsunuz diye, bu sefer eleştirilebilecek ciddi konu var. İktidarı desteklemiyorum. Kimseyi desteklemiyorum aslında. Mükerrer olarak  parti kapatılmasına da karşıyım. Ama görünen köy kılavuz istemezken, bunu resmiyete dökememek mümkün mü? Bu ülkenin istihbarat ve emniyet güçleri var değil mi? Var. Kimin kimlerle işbirliği içerisinde olduğunu tespit edebilmek de o zaman mümkün. Zaten bu yolla pek çok HDP milletvekili ceza almadı mı?

Günlerdir parti kapısında çocuklarını terörden geri isteyen anneler haksız mı?

Ne güzel uzun yazı yazmıştım ama neyse bu konuya dahil olmak istemiyorum kalsın

Metin Bey burası bir tartışma platformu. Tabi farklı görüşler oraya konulacak ve belki de her iki görüşün ötesinde daha mantıklı bir yol bulunacak. O nedenle bir sıkıntı yok.

Amaç sadece muhalefeti eleştirmek değil. Hani hep şikayet ediyorlar ya bazı arkadaşlar, muhalefete hiç laf etmiyorsunuz diye, bu sefer eleştirilebilecek ciddi konu var. İktidarı desteklemiyorum. Kimseyi desteklemiyorum aslında. Mükerrer olarak  parti kapatılmasına da karşıyım. Ama görünen köy kılavuz istemezken, bunu resmiyete dökememek mümkün mü? Bu ülkenin istihbarat ve emniyet güçleri var değil mi? Var. Kimin kimlerle işbirliği içerisinde olduğunu tespit edebilmek de o zaman mümkün. Zaten bu yolla pek çok HDP milletvekili ceza almadı mı?

Günlerdir parti kapısında çocuklarını terörden geri isteyen anneler haksız mı?

Ne güzel uzun yazı yazmıştım ama neyse bu konuya dahil olmak istemiyorum kalsın

Sizde katilin Sn DonnieBrasco degisik fikirler her zaman bizleri zenginlestirir

Diyarbakır'da çocuğu kaçırılan baba HDP'ye isyan etti



Çocuğu HDP tarafından kandırılarak PKK saflarına kazandırılan baba Celil Bektaş, Pervin Buldan'ın çocuklarının Fransa'da lüks içerisinde yaşadığını gösterdi.

Terör örgütü PKK'nın siyasi kanadı HDP'nin Diyarbakır'daki il başkanlığı binası önünde düzenlenen eylemler, bugün de devam etti.

Çocuklarını isteyen acılı aileler, eylemlerini mutlu sona ulaşıncaya kadar devam ettirmekte kararlı.

Evlat acısı yaşayan isimlerden biri de Celil Bektaş.

"BENİM OĞLUM DAĞDA, ONLARINKİ..."
Acılı baba, HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan'ın yurt dışında yaşayan çocuklarının fotoğraflarını basına göstererek, "Benim oğlum dağda, onların oğlu Fransa'da lüks hayat yaşıyor." ifadelerini kullandı.



"BENİM BURADAN ANCAK ÖLÜM GİDER"
Bektaş, "Onların çocukları Fransa'da lüks araçlarla gezip mangal keyfi yaparken, benim oğlumu da dağa götürdüler. Benim oğlum şu anda dağda ve ben ömrümde Fransa'yı görmemişim, lüks aracı bırakın bisikletim yok. Benim oğlumu getirsinler. Benim oğlumu getirene kadar benim buradan ancak ölüm gider." şeklinde konuştu.

https://www.ensonhaber.com/diyarbakirda-cocugu-kacirilan-baba-isyan-etti.html

Dunford'dan skandal açıklama



ABD Genelkurmay Başkanı Orgeneral Joseph Dunford, ABD'nin Suriye'nin kuzeyini tutmak için 50 bin ila 60 bin yerel güç eğitmesi gerektiğini ve şu anda bunun yarısı kadarını eğittiklerini söyledi.
Orgeneral Dunford, başta Suriye olmak üzere ABD dış politikası konusunda Dış İlişkiler Konseyinde düzenlenen panelde soruları yanıtladı.
Terör örgütü DEAÞ'ın geriletildiğini belirten Dunford, örgütün halen Irak ve Suriye'de önemli varlığı bulunduğunu kaydetti.

Dunford, DEAÞ'ın halen gerilla taktiği ile saldırılar gerçekleştirebildiğini anımsatarak, Suriye'deki mülteci sorununa ve SDG ismini kullanan YPG/PKK'nın elindeki DEAÞ tutuklularının da kaygı verici olduğuna dikkati çekti.

Suriye'nin kuzeydoğusundaki duruma işaret eden Dunford, şöyle konuştu:

"(YPG/PKK'nın paravanı) Suriye Demokratik Güçleri'nin, geride kalan DEAÞ kalıntıları ile mücadele etmek için koalisyonun desteğine ihtiyacı vardır. Aynı şekilde DEAÞ'tan temizlenen alanlarda güvenlik sağlamak da aynı şekilde önemlidir. Dolayısıyla daha yapılacak çok iş var ve bu alanı (Suriye'nin kuzeydoğusunu) tutmak için 50 ila 60 bin yerel gücün eğitilmesi gerektiğini tahmin ediyoruz ve muhtemelen henüz bunun yüzde 50'sini gerçekleştirebildik."

"Türkiye'nin Suriye sınırı konusunda meşru kaygıları var"

Türkiye'nin Suriye'nin kuzeydoğusunda YPG/PKK'ya müdahale etme ihtimaline yönelik soru üzerine Dunford, şunları ifade etti:
"Türkiye'nin Suriye sınırı konusunda meşru kaygıları var. Genelkurmay Başkanı olduğum süre içerisinde en az 12 kez Türkiye'ye gittim. DEAÞ ile mücadele kampanyamızı icra etmek ve Türkiye'nin kaygılarıyla ilgilenmek üzere mutabakata vardığımız çerçeve haftalarımızı aldı. Türk Genelkurmayı ile operasyonları koordine etmek için 10 gün önce bir merkez kurduk. Bu cuma günü Genelkurmay Başkanı (Orgeneral Yaşar Güler) ile konuşacağım. Onunla her gün iletişim halindeyiz. Türkiye'nin kaygılarını halledebileceğimizi düşünüyorum."

Dunford, Türkiye'nin Suriye'nin kuzeydoğusuna müdahalesine ilişkin ise şunları kaydetti:

"Türkiye'nin kuzeydoğu Suriye'ye gireceğine dair siyasi retoriği duymuşsunuzdur. Bu ihtimal var mı? Bu ihtimal var. Bunun ortak menfaatlerimiz konusunda faydalı olacağına inanmıyorum ve tam da bunun için Türkiye'nin endişelerine hitap edecek ve Suriye'nin kuzeydoğusunda DEAÞ ile mücadele kampanyasını devam ettirecek kabul edilebilir yollar aramaya bu kadar odaklandık."

http://www.hurriyet.com.tr/dunya/dunforddan-skandal-aciklama-41323509

HDP binasının önünde eylem yapan aileler koruma altında



HDP önündeki eylem 7. gününde. "Tehdit ediliyoruz, boyun eğmiyoruz" açıklamalarıyla eyleme katılan ailelerin sayısı artıyor.

Çocuklarının dağa kaçırılmasından HDP'yi sorumlu tutan Diyarbakırlı annelerin, 3 Eylül'de HDP İl Başkanlığı önünde başlattıkları oturma eylemi devam ediyor.

Çocuklarını kurtarmak için oturma eylemine katılan Biçer ailesi, HDP Bağlar İlçe Gençlik Kolları üyesi 3 kişinin, eylemlerini sonlandırmaları için uzun namlulu silahla kendileri tehdit ettiğini ileri sürmüştü.



Bunun üzerine harekete geçen Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, HDP Diyarbakır il ve ilçe örgütleri hakkında soruşturma başlattı.

Başsavcılıktan konu ile ilgili yapılan açıklamada şunlar kaydedildi;
"Ulusal ve yerel basın yayın organlarında, çocuklarının PKK terör örgütünün elinden kurtarılmasıyla ilgili oturma eylemi yapan ailelerin terör örgütü yandaşları tarafından, eylemlerini bitirmeleri için tehdit edildikleri ve çocuklarını kandırarak terör örgütüne HDP'lilerin götürdüğü şeklinde çıkan haberlerle ilgili olarak kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla aşağıdaki açıklamanın yapılması gereği duyulmuştur.



"AİLELER KORUMA ALTINA ALINMIÞTIR"
"Bilindiği üzere PKK terör örgütü tarafından çocukları kaçırılan ailelerin HDP Diyarbakır İl Binası önündeki oturma eylemleri Hacire Akar'la başlamış ve akabinde 16 ailenin daha katılımıyla büyüyerek devam etmiştir. Bu süreçte ailelere ülke kamuoyundan yoğun destek verenler olduğu gibi, örgüte müzahir kişiler ve örgüt yanlıları tarafından da çeşitli taciz ve tehditler edilmeye başlanmıştır. Bununla ilgili olarak Emniyet birimlerine, bütün oturma eylemi yapan ailelerin korunması için tedbir alınması yönünde talimat yazılmış, aileleri tehdit eden kimliği belirlenmeye çalışılan kişilerle ve çocuklarının kandırılarak PKK terör örgütüne katılmasını sağladıkları iddia edilen HDP il ve ilçe yöneticileriyle ilgili adli soruşturmalar başlatılmıştır. Kamuoyunun bilgisine sunulur. "



https://www.ensonhaber.com/diyarbakirda-hdp-il-ve-ilce-orgutleri-hakkinda-sorusturm.html

Erdoğan'dan ABD'ye güvenli bölge mesajı



Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Anlaşılan o ki müttefikimiz, bizim için değil terör örgütü için güvenli bir bölge oluşturmanın peşinde. Böyle bir anlayışı reddediyoruz" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Malatya'da 15 Temmuz Demokrasi Meydanı'nda düzenlenen toplu açılış törenine katılarak, vatandaşlara hitap etti.

İdlib tarafında rejimin yeni katliamlarına engel olmak için Rusya ve İran'la iş birliği halinde yoğun çaba harcadıklarını vurgulayan Erdoğan, "Bir sonraki haftanın başında İstanbul'da Rusya ve İran liderleriyle üçlü zirvede bu konuları bir kez daha ele alacağız" diye konuştu.

Erdoğan, ülke olarak tehditin Fırat'ın doğusundaki terör yapılanması olduğunu belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:

"ABD YPG İÇİN GÜVENLİ BÖLGE ARAYIÞINDA"
"Fırat'ın doğusundan başlayıp Irak sınırına kadar uzanacak bir güvenli bölge oluşturmak için Amerika ile görüşme halindeyiz. Amerika'yla da görüşüyoruz ancak bu konuda bizim istediklerimizle onların kafalarındakinin aynı şey olmadığını attığımız her adımda tekrar görüyoruz. Biz bölgede yuvalanan terör örgütünü tamamen ortadan kaldırmayı hedeflerken onlar terör örgütüyle bizi aynı zeminde idare etmenin hesaplarını yapıyorlar. Anlaşılan o ki müttefikimiz bizim için değil, terör örgütü için güvenli bir bölge oluşturmanın peşinde. Böyle bir anlayışı reddediyoruz."

https://www.ensonhaber.com/erdogandan-abdye-guvenli-bolge-mesaji.html