Suriye Krizi

Türkiye'yi olası bir Suriye bataklığına çekmek için her yol deneniyor,korkarım ki ilerleyen zamanda bu tarz tacizlerin dozu giderek artacak..Rusya'da barışı destekliyoruz laf salatası arasında Suriye'ye hiçbir kısıtlama olmaksızın silah satışına devam edeceklerini açıkladı..


Soğukkanlı olmak tahriklere kapılmamak lazım..

Burnumuzun dibinde bize sürekli saldıran bir terör örgütü ve o örgütün kollanıp beslendiği kuzey Irak varken biz neden hiç kendi çıkarlarımızı korumak için değil de, birilerinin çıkarları için Suriye veya İsrail ile uğraşıyoruz?

cevap basit , amerika  istedi  diye ,  israille  gerilimde  planlı  bir  gerilim  olabilir  ,  amerikanın ortadoğudaki halkı  kendisine  bağlayacak bir  mültefik  dosta  ihtiyacı  var  bunun içinde  türkiyeden  daha iyisi  bulunmaz  ama  yahudi  dostu bir  türkiyede islam  alemi  için  hoş  karşılanmazdı   ve  israil  gerilimi başlatıldı  , bir  anda  ortadoğunun kahraman lider  ülkesi  gözüyle  bakılmaya başlandı  , tabi  sadece  tahminde  bulunuyorum  belkide  çok daha farklı  hesaplar  yapılıyordur.

arabistan ve katar suriye muhalifleri destelekleyecekmiş.düne kadar bizede arap baharı sıçrar diye korkan ülkeler.suud ailesi türk düşmanı ve abd kölesi olduğu bir gerçekğinide hatırlarsak suriyede büyük bir oyun oynanıyor.umarım bizimde bir planımız vardır yoksa bize patlayacak. 1 sene öncesine kadar birleşme lafları konuşulurken avrupa basını osmanlı geliyor diye ortalığı ayağa kaldırmıştı bu gün ise türkeyeye sen suriyeye gir deniliyor 1 sene içinde ne değişti nasıl bir oyun var anlamak zor inşallah bir planımız vardır.

Suriye'den Türkiye'ye "müdahale" çağrısı


Müslüman Kardeşler örgütünün Suriye kolunun sürgündeki lideri Muhammed Riad Þakfa, Suriye'deki iç karışıklığın çözülmesi adına Türkiye'nin olası "müdahalesini" destekleyebileceklerini söyledi. Rusya ise Suriye'de yaşananların, "iç savaşa benzediğini" belirtti.

Þakfa, İstanbul'da düzenlenen basın toplantısında, "Suriye halkı, Batı'nın aksine Türkiye'nin müdahalesini kabul edebilir. Ancak bu müdahalenin amacı Suriye halkını korumak olmalı" dedi.



"Komşumuz olarak Türkiye'den daha fazlasını bekleyebiliriz" diyen Þakfa, Müslüman Kardeşler'in "kabul edilebilir göreceği bir müdahale şeklinden" bahsetmedi.



Müslüman Kardeşler'in siyasi liderlerinden ve aynı zamanda İstanbul'da kurulan Suriye Ulusal Konseyi'nin üyesi olan Muhammed Faruk Tayfur ise toplantıda yaptığı açıklamada, "birçok ülkeyle Suriye'deki şiddet olaylarını durdurmak için görüşmelerde bulunduklarını" belirtti.



"SURİYE'DEKİ DURUM İÇ SAVAÞA BENZİYOR"

Öte yandan Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Suriye'de yaşanmakta olan çatışmaları sadece Esad güçlerinin şiddet kullandığı tek taraflı bir müdahaleden çok "iç savaşa" benzettiğini belirterek, hem Suriye hükümetinden hem de rejim karşıtı Özgür Suriye Ordusu'ndan, saldırıları sonlandırmalarını istedi.



Basın toplantısında konuşan Rusya Dışişleri Bakanı, "Arap Birliği'nin 2 Kasım'daki girişimini desteklediklerini" belirtti ve "Suriye'de şiddet sadece hükümet kaynaklı değil" diyerek Arap Birliği'ni bu hususta uyardı. Lavrov, Arap Birliği'ni bu doğrultuda, daha gerçekçi kararlar almaya çağırdı.



Esad karşıtı Özgür Suriye Ordusu'nun son olarak, Þam'ın dışındaki bir askeri istihbarat üssüne saldırdığını hatırlatan Lavrov, hem Batı'nın hem Arap ülkelerinin sadece Beşar Esad'a yüklenmemesi gerektiğini belirtti.



Kaynak : http://www.hurriyet.com.tr/planet/19265079.asp

Esad'ın kıyamet senaryosu

İstihbarat raporları, Suriye lideri Esad'ın vahim kıyamet senaryosunun detaylarını ortaya çıkardı.
Senaryoya göre Esad, Þam ve Halep'te de şiddet uygulayacak. Þebbiha örgütü ise etnik unsurları kullanarak bölgeyi istikrarsızlaştıracak

Sabah Gazetesi'nin haberine göre: Başbakan Tayyip Erdoğan'ın, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'a ilişkin sert ifadelerinin arka planına ilişkin önemli ayrıntıları şöyle:

Son AK Parti Gruptoplantısında Suriye'deki şiddetin arttığına dikkat çeken Erdoğan, "Kendisine hatırlatıyorum: Zulüm ile abad olunmaz, mazlumun kanı üzerine gelecek inşa edilmez" diyerek Esad'a uyarıda bulunmuştu. Erdoğan, "Tarih bu tür liderleri kanla beslenen liderler olarak anar. Ve Esad, sen de şu anda o sayfayı açmaya doğru gidiyorsun. Mazlumların ahını alanlar er ya da geç bunun bedelini öderler" demişti.

CADI AVI BAÞLATILDI
Erdoğan'ın bu kadar sert ifadeler kullanmasında, son 15 gün içinde Þam ve Halep'te katliamların artmasının etkili olduğu belirtildi. İstihbarat raporlarına göre, Arap Birliği'nin 3 gün süre tanıdığı Þam yönetimi bir "kıyamet senaryosu" hazırladı. Bu senaryoya göre Esad rejimi, uluslararası kamuoyundan gelen "Derhal çekil" baskılarına karşı vuruşma stratejisi uygulayacak. Hama ve Humus'tan sonra Þam ve Halep'te artmaya başlayan muhalif gösteriler sert bir şekilde bastırılacak. Türkiye'ye düşman tanımlaması yapan Beşar Esad'ın kardeşi Mahir Esad'a bağlı Þebbiha örgütü, özel infaz timleri oluşturdu. Muhalifleri yargılamadan infaz eden Þebbiha, gerekirse çatışmaları tüm etnik unsurlara yayarak bölgeyi istikrarsızlaştıracak. Suriye'de çatışmaların başladığı günden bu yana resmi olmayan rakamlara göre 7 binden fazla sivil öldürüldü, 20 bine yakın kişi yaralandı. Orduda cadı avı başlatıldı, önde gelen 14 muhalif komutan öldürüldü. Durumu şüpheli görülen tüm memurlar devlet dairelerinden uzaklaştırıldı. İhbar mekanizması ile birçok muhalif tutuklandı ve Esad yanlıları ödüllendirildi. Tecavüz edilen kadınlar öldürülüp gömülüyor. Esad yönetimi şüphelileri bile görevden uzaklaştırıyor. Yurt dışı çıkışlar sınırlandırıldı ve yabancılara yönelik saldırılar arttı. Sınır ve kıylardaki askeri birliklere Esad ailesine yakın kişiler atandı. Özellikle Türkiye sınırına sivil göçü önlemek için Hatay'a giden yollar tutuldu. 7 milyon Suriyeli'nin silahlı olması, çatışmaların kontrolden çıkabileceği kaygısını güçlendirdi.

ESAD'A VERİLEN SÜRE DOLDU
Arap Birliği'nin Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'a tanıdığı 3 günlük süre doldu, ancak Suriye yönetiminin kabul ettiği gözlemcilerin gönderilmesi için pazarlıklar devam ediyor. Esad'ın aralarında Türklerin de bulunacağı yabancılar tarafından denetime karşı çıktığı öğrenildi. Arap Birliği'nin tavrı, Esad yönetimine karşı Ankara- Kahire ittifakının da geleceğini belirleyecek. Arap Birliği, Suriye'ye insan hakları aktivistleri, medya mensupları ve askeri gözlemcilerle müttefik ülkelerin bağımsız üyelerinden oluşacak bir heyet göndermek için Þam ile bir mutabakat imzalanmasını istedi. Arapların yaptırımlarını durdurmak için öneriyi kabul eden Esad yönetimi ise sunulan metnin bazı bölümlerine itiraz etti. Þam yönetimi, gözlemci heyetinde sadece Arapların olmasını istedi. Esad'ın şartlarına karşı Arapların izleyeceği tutum, Türk-Arap ittifakının da geleceğini belirleyecek. Suriye'ye ilk etapta 50 kadar gözlemci gönderilmesi bekleniyor. Arap Birliği'nden, Ankara'ya, "Gönderilecek gözlemciler arasında Türkler olmasın" mesajı gelmesi halinde, Türkiye de tutumunu gözden geçirecek. Türk diplomatik bir kaynak, henüz Türkiye'den gözlemci talebinde bulunulmadığını belirtti.

İSRAİL HERONLARI, SURİYE İÇİN BİLGİ TOPLUYOR
İsrail'in, insansız hava aracı Heronları kullanarak muhaliflerin bilgilerini Þam'a aktardığı iddia edildi. Heronların iç çatışmaların yoğun olduğu Hama, Humus, Halep ve Þam'da bilgi topladığı belirtiliyor. İsrail yönetiminin ayrıca Hatay'daki tüm kampları yakından izlediği de belirtildi. Kamplarda kalan Suriyelilerin bölgedeki ziyaretlerine ilişkin görüntülerin de İsrail'de bulunduğu ifade edildi. Bir süre önce Adana'nın Karataş ilçesi açıklarında bir balıkçının ağına Heron parçaları takılmıştı. Heron'un Türkiye'de istihbarat faaliyeti yapma ihtimalinin yanı sıra Suriyeli muhaliflere yönelik uçuş da gerçekleştirmiş olabileceği belirtiliyor.

'ASKERİ DEĞİL SİYASİ MÜDAHALE İSTİYORUZ'
Geçtiğimiz günlerde Suriye Müslüman Kardeşler Teşkilâtı Başkanı Riyad Þukfa'nın sarf ettiği "Batılı güçlerin müdahalesindense, Türkiye'nin müdahale etmesi Suriye halkı tarafından kabul edilecektir" sözlerine düzeltme geldi. Teşkilâtın Başkan Yardımcısı Faruk Tayfur, Þukfa'nın sözlerinin yanlış anlaşıldığını dile getirdi. Suudi Þark el Evsat gazetesine bir açıklamada bulunan Tayfur, "Türkiye müdahale etsin derken askeri operasyon kastedilmedi. Þukfa bu müdahalenin siyasi bir müdahale olmasını vurguladı" şeklinde konuştu.

CLİNTON: ESAD GİDİCİ, İÇ SAVAÞ ÇIKABİLİR
ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın mutlaka gideceğini kaydetti. Amerikan CBS televizyonuna verdiği mülakatta Clinton Suriye için iç savaştan endişe ettiğini de söyledi. Suriye'deki değişim sürecinde Türkiye'nin kilit bir role sahip olduğunu da kaydeden Clinton, "Suriyelilerin kulak vereceği bir ses olmadığımızın farkındayız. Bu yüzden Suriye'nin göz ardı edemeyeceği, giderek büyüyen ve şu anda Türkiye ile Arap Birliği'nin öncülük ettiği sürece katkı sağlamaya karar verdik" dedi.

ROBERT FİSK'TEN SURİYE YORUMU
Tunus, Libya, Suriye, Filistin, Lübnan ve Mısır'dan aktivistler Nahda Network organizasyonuyla Arap Devrimleri'ni tartışmak üzere İstanbul'daydı. Kapanış konuşmasını AB Bakanı Egemen Bağış'ın yaptığı toplantılara İngiliz gazeteci Robert Fisk, Suriye'de yaşananları yorumladı. Suriye'de hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını dile getiren Fisk, "Beşar Esad her şeyin farkında. Muhalifler Suriye'nin kuzeyinde oldukça etkin. Ordu kendini geri çekmeye başladı fakat devreye istihbarat örgütleri girmiş durumda" dedi.

http://www.ozgurdunyam.com/haberlergos-3249-Kiyamet_Senaryosunu_Suriye_Baslatiyor.html

Hacı konvoyuna saldırı
Suriye'nin Humus kenti yakınlarında Türk hacı konvoyuna saldırı düzenlendi. Saldırıda yaralananlar olduğu bildirildi.



SUUDİ Arabistan'dan dönen Türk hacıları taşıyan otobüs, Suriye'nin Hama kenti yakınlarında silahlı saldırıya uğradı. Otobüs şoförü ile 1 hacının yaralandığı saldırıda Suriyeliler, 5 hacıyı da rehin alıp, Türkiye ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a hakaret etti.

Kutsal topraklardaki görevlerini tamamlayan Þanlıurfalılar'ı taşıyan Naci Özata yönetimindeki 71 EP 806 plakalı otobüs, Türkiye'ye dönerken Suriye topraklarında silahlı, taşlı ve sopalı saldırıya uğradı. İddiaya göre, Hama ve Humus kentleri yakınlarında silahla ateş edilerek durdurulan otobüse asker üniformalı bir grup, taş ve sopalarla saldırdı. Bu sırada otobüs şoförü Naci Özata silahla, hacılardan Emin Doğan da atılan taşların vücuduna isabet etmesiyle yaralandı. Saldırganlar hacıların paralarını gasp etti, Türkiye ve Başbakan Erdoğan'a ağır hakaretlerde bulundu. Kimlikleri belirlenemeyen 5 Türk hacıyı da alıkoyan Suriyeliler, otobüsün yoluna devam etmesini istedi.



Yedek şoförün yönetiminde Hatay'ın Reyhanlı İlçesi'ndeki Cilvegözü Gümrük Kapısı'na gelen otobüsün camlarının kırık olduğu kurşun izleri olduğu görüldü. Yaralı şoför Naci Özata, çağrılan ambulansla Antakya Devlet Hastanesi'ne götürülerek tedavi altına alındı. Hayati tehlikesi bulunmayan hacı Emin Doğan'ın ise Reyhanlı Devlet Hastanesi'ne götürüldü. Þanlıurfalı hacılardan Ahmet Okkaş, İbrahim Tombul, Halil Okkaş, Ahmet Bağdiken, Mehmet Arpacı, İbrahim Dörtgöz, Suriye'de yaşadıkları dehşet anlarını anlattı. Otobüsün silahla ateş edilerek durdurulduğunu belirten hacılar, paralarının da gasp edildiğini söyledi. 5 hacının rehin alınıp kendilerinin salıverildiğini belirten hacılar, Türkiye'ye dönebildikleri için çok mutlu olduklarını, Suudi Arabistan'dan dönen 2 otobüsün de saldırıya uğradığını ileri sürdü. Hacılar, işlemlerinin yapılmasının ardından Þanlıurfa'ya gitmek üzere gümrük kapısından ayrıldı.



Kaynak : http://haber.gazetevatan.com/haci-konvoyuna-saldiri/412297/1/Gundem

Haber Videosu : http://videogaleri.gazetevatan.com/15978_9_Suriyede-hac-konvoyuna-saldr.html

Suriye ordusunun en çok güvendiği silahlar arasında bulunan Scud ve Sam füzeleri 1500 km menzile sahip!..

Türkiye'nin demokrasi taleplerine karşı Suriye, askeri güç gösterisiyle cevap verdi.

Türkiye Gazetesi'nin haberine göre, nükleer başlık takılabilen SCUD füzelerini Türkiye'ye çeviren Esad yönetimi, en çok elindeki bu Rus silahlarına güveniyor. Yakın zamana kadar ABD ve İsrail'in korkulu rüyası olan SCUD füzeleri Irak-Türkiye sınırına Kamışlı ve Ayn Diwar'da konuşlandırılmış durumda.

Suriye ordusu füzelerin dışında, Rusya'dan sonra bölgenin en fazla zırhlı aracına sahip kara birliğiyle tanınıyor.

310 bin kişilik ordunun ağırlığını 220 bin kişiyle kara birlikleri oluşturuyor. Suriye ordusunda 1.700 adet T72 -M1 tankı ile 1.100 adet T62-MK ve 2.500 adet T55 tankı bulunuyor. Rusya, Kuzey Kore ve İran yapımı 1600 adet değişik çap ve markalarda top, Suriye Kara Kuvvetleri'ne hizmet veriyor. Suriye ordusunun piyadeleri ise, eski SSCB döneminin marka silahı Kaleşinkoflar'ı kullanıyor.


NÜKLEER BAÞLIKLI

1500 kilometre menzilleri var

Þam yönetiminin elinde, yıllardır İsrail ve Lübnan'daki muhaliflere karşı koz olarak kullandığı füzelerin 1500 kilometre menzili füzeler bulunuyor. SSCB döneminden kalma SCUD B/C serisi füzelerin nükleer başlık kapasitesi İsrail'in korkulu rüyası olarak biliniyor.

Rus yapımı uçakları güçlükle havalanıyor

Suriye Hava Kuvvetleri'nin omurgasını yine SSCB döneminde satın alınan MIG23 savaş uçakları oluşturuyor. 106 adet MIG23 savaş uçağının yanı sıra 80 adet MIG29, 90 adet SU22 ve 20 adet SU24 savaş uçağı envanterde yer alıyor. Ancak bu uçakların büyük bölümünün Lübnan savaşı sırasında ağır yara aldığı ya da düştüğü biliniyor. Suriye Hava Kuvvetleri'nin elinde 148 adet MI8 ve MI25 helikopterleri ile 1948 adet ZSU23, S60, SA2 serisi Hava Savunma bataryası bulunuyor. Toplam 4 bin kişinin görev yaptığı Suriye Deniz Kuvvetleri'nde 2 adet fırkateyin, 8 adet hücumbot ile 12 adet helikopter görev yapıyor.

http://www.haber7.com/haber/20111126/Suriye-fuzelerini-Turkiyeye-cevirdi.php

Suriye ordusu düşündüğüm kadar güçsüz değilmiş. Scud füzeleri bildiğim kadarıyla çok isabetsiz. Çok korkmamıza gerek yok. Sam füzeleri hakkında bilgim yok. Bu konuda bilgilendirseniz müteşekkir olurum.

Olası bir askeri müdahalede hava kuvvetlerimiz önce hava savunmalarını, hava alanlarını, radarlarını ve füze bataryalarını havaya uçurur. Eğer Suriye bize Scud ve Sam atarsa çok eleştirilen Nato Kalkanı devreye girer. Nato kalkanı ilk kez kullanılır. Marifetleri görülür.  Hava harekatından sonra zaten Suriyenin birşey yapabileceğini tahmin etmiyorum. Hava kuvvetleri ve hava savunması olmayan bir devletin ordusunda isterse en modern kara kuvvetleri olsun. Pek bir işe yaramaz. Ne yazık ki bizim hava savunmamız çok zayıf. Derhal kuvvetlendirilmeli.

türkiyenin politikasından bizzat türk vatandaşı olarak endişe duyuyorum. güneyimizde bir yunan-rum-israil ittifakı , güneyimizde yok sebepten ötürü düşman olduğumuz suriye ve onun sahibi iran (iranla da ayrıca kalkan sorunu var) , ve bu suriye ile iranın baş komutanı rusya.... gerçekten tehlike içinde olduğumuzu belirtmek istiyorum. eğer bir savaş çıkarsa tüm dünyayı ilgilendirir , sıradan bir  arjantin-şili , pakistan-hindistan gibi kücük caplı ülke savaşı olmaz... Allah sonumuzu hayır eylesin.