Suriye Krizi

Eklemiş olduğum videoda zannediyorum teknik bir hatadan dolayı konuşmalar dakika olarak 03:17 den itibaren başlamaktadır.

biz o ikisinin geçmişte ne pazarlıklara girdiğini de biliriz. belgesiyle, ses kaydıyla, görüntüsüyle...

biz o ikisinin geçmişte ne pazarlıklara girdiğini de biliriz. belgesiyle, ses kaydıyla, görüntüsüyle...

Ne biliyorsanız açıklayın da herkes bilsin.Öyle üstü kapalı olmaz bu işler.Ayrıca konu Suriye Krizi.Kendi kişisel istikballeri için bir takım pazarlıklar yapmak başka, Suriye ile ilgili tespitler yapmak başka bir şeydir.

mesela nkz'ye, bir MHP'yi bölme görevi verilmiştir ki evlere şenlik.

mesela nkz'ye, bir MHP'yi bölme görevi verilmiştir ki evlere şenlik.

Alın size bir pazarlık yapma çabası.Namık Kemal Zeybek kendi ağzı ile anlatıyor.Buyrun !

''Machiavelli'nin bir öğrencisi olsaydı, ilk öğüdü Makyavelizm'e nasıl hakaret edilir olurdu''

''Machiavelli'nin bir öğrencisi olsaydı, ilk öğüdü Makyavelizm'e nasıl hakaret edilir olurdu''

İnsan hayatında ,Allaha tam teslim olmak gibi,Allahın kuluna tam teslim olmak diye bir kavram var mıdır ! Yanlışı gördüğü yerde eleştirmek,inandığı doğruları söylemek fazilettir.Gerekiyorsa Machiavelliyi de eleştirir,mensubu bulunduğu siyasi hareketi de eleştirir.İnsan beşerdir, şaşar.Þaşkın bir insanın peşinden giden de şaşkındır.Olayları doğru analiz edelim !

Başka bir savunma forumunda bu konuları tartışırken,üyelerden birisi niye ESAD değil de ESED diyorlar diye sordu.Orada konuya açıklık getirdim.Burada da konuyu açıklamak isterim.

Þimdi ESAD saadetli anlamına geliyor ESED ise aslan anlamına geliyor.Bizler yıllardır ESAD ailesi olarak tanıdık öyle bildik.Ne zaman ki Suriyede iç savaş ortamı yaşanmaya başladı ESAD oldu ESED.Peki niye ?

Þöyle bir örnek vermiş olalım ,diyelim ki adamın adı MAHMUT.MAHMUT demek ''övülmeye değer,övgüye değer'' anlamına gelirken, tutup da sen adama MAHMUT değilde MAMMUT dersen; MAMMUT buz devrinde yaşamış bir çeşit FİLİN adıdır.Ayrıca MAHMUT Peygamber Efendimizin isimlerinden biridir ki,müslüman aleminde bu isme kutsallık atfedilmektedir.Yani sen adamın müslümanlarca kutsal bir isim olarak algıladığı MAHMUT ismini aldın bir çeşit ilk çağ hayvanının ismini vererekten aşağılamaya çalışmış oldun.

Bir örnek daha verelim.Diyelim ki adamın ada MUSTAFA.MUSTAFA demek ''seçilmiş,seçkin,temizlenmiş''anlamına gelirken,sen tutup da adama MUZKAFA dersen adamı bir meyve olan MUZ'un sivriliğine itafen SİVRİ KAFA demiş oluyorsun ki,tamamen aşağılamak kastıyla yapılan bir harekettir.Ayrıca MUSTAFA yine Peygamber Efendimizin isimlerinden biridir.Yani Müslümanlarca kutsal bir isim olarak kabul edilir.

Televizyonda bir tartışma programı seyrediyordum.islamcı olarak bilinen gazeteci yazar Serdar ARSEVEN ile İstanbul Barosu başkanı Ümit KOCASAKAL arasında ki tartışmada,gazeteci serdar ARSEVEN ısrarla İstanbul Barosu başkanı Ümit KOCASAKALA ,sayın KABASAKAL diye hitap ediyordu.Efendim benim soyadım KABASAKAL değil KOCASAKAL demesine rağmen bu davranışını devam ettirdi.Son derece terbiyesizce ve çocukça yapılan bu davranış ile karşısında ki şahsa hem hakaret etmeye çalışmakta,hemde aşağılamaya çalışmaktaydı.Son derece kalitesiz bir gazeteci olduğunu bu şekilde anlamış olduk.

Görüldüğü üzere ESAD, ESED örneğinde de olduğu gibi tamamen psikolojik bir hareket tarzı ile direkt olarak insan kişiliğine ve kimliğine saldırma amacı güdülmektedir.ESAD değilde ESED diyenleri bu açıdan değerlendirmek doğru olur.

Ne yani? ESAD çok iyiydi de, ESED olunca mı tu kaka oldu? Veya ESAD halim selim biri de, RTE onun kuyusunu mu kazıyor?

Sizin duruşunuz nedir Sayın KORAYKURT? Bizim hedefimiz ne olmalı ESAD konusunda? Suriye İç Savaşından bağımsız soruyorum bunu. Savaş hiç çıkmamış varsayın.

Ne yani? ESAD çok iyiydi de, ESED olunca mı tu kaka oldu? Veya ESAD halim selim biri de, RTE onun kuyusunu mu kazıyor?

Sizin duruşunuz nedir Sayın KORAYKURT? Bizim hedefimiz ne olmalı ESAD konusunda? Suriye İç Savaşından bağımsız soruyorum bunu. Savaş hiç çıkmamış varsayın.

Sayın Merzifonlu her ortamda duruşumu açık açık yazıyorum.Defencetürk sitesi Suriye konusunda eski sayfalara giderseniz bir sürü yazılarım var ,isterseniz bakabilirsiniz.Fakat madem sordunuz bir kez daha sizin için açıklamış olayım.

Benim düşüncem odur ki;Türkiye Cumhuriyeti Devletini dış politikası şu şekilde olmalıdır.Komşularının iç meselelerine karışmayan,kendi iç meselelerimize de karışılmasına müsade etmeyeceğimiz,karşılıklı çıkar ve iyi niyet ölçülerinde ilişkiler geliştirebileceğimiz,ticari ve siyasi ilişkilerimizin güçlü olduğu,bölgesel kalkınma ve iş birliklerine önem veren bir dış politika Milli menfaatlerimizin gereğidir.Komşularımızla iyi ilişkiler hem Milli güvenliğimiz hemde ticari ilişkilerimiz için şarttır.

Þimdi Suriye örneğine dönecek olursak,Suriye ile savaşmak veya düşmanlık geliştirmek bizim için felaket olur.Çünkü savaştığın zaman bütün bir halkı karşına almış olacaksın ki,biz bu insanlarla kıyamete kadar aynı coğrafyada komşu olarak yaşamak zorundayız.Elin Amerikalısı yarın buradaki çıkarları bittiği zaman çeker gider,lakin bizler bu coğrafyada kalıcı olanlarız.Ayrıca Suriye halkı ile kardeşlik bağlarımız vardır.Akrabalık ilişkilerimiz vardır.Durup dururken yüzyıllar sürecek bir düşmanlığın tohumlarını elin amerikalısı istedi diye niye atalım.Bakınız bizler hala Birinci Cihan Harbinde Araplar Osmanlıyı arkadan vurdu diyoruz öyle değil mi.Osmanlı İngilize karşı topraklarını korurken,bir takım Arap aşiretlerinin Osmanlıyı arkadan vurması nedeniyle din kardeşi olduğumuz ,yüzyıllardır birlikte yaşadım insanlarla aramıza husumet girmiş oldu.Arabistanlı Lawrence olayını bilmeyen yoktur sanırım.şimdi siz diyeceksiniz ki;biz Suriye halkı ile savaşmayacağız ki,ESED rejimi ile savaşacağız.peki niye ?çünkü ESED rejimi yıllarca PKK ya destek verdi ayrıca kendi halkının tepesine bomba yağdırmaktadır,katletmektedir diyebilirsiniz.Bu şekilde bir yaklaşım son derece sığ ve yanlış bir yaklaşım tarzı olur.Bir kere ESAD rejimini Suriye halkı desteklemektedir.Eğer Suriye halkı ESAD rejimini desteklemiş olmasa idi Libyada,Mısırda,Tunusda olduğu gibi arap baharı iki ayda biter suriyede rejim derhal yıkılırdı.Esad arkasında halk desteği olduğu için iki yıldır ayaktadır.Bunu iyi anlayalım.Þimdi siz Suriyeye savaş açtığınız zaman bu gerekçelerle suriye halkını da karşınıza almış olursunuz.Son derece yanlış bir şey olur ki, acısı yüzyıllar boyunca devam eder gider.

Ayrıca Esad ın iyimi kötümü olması bizi ilgilendirmez.İyi ise halkına iyi kötü ise halkına kötü.Genel ilke şu olmalı ki komşu ülkelerin iç meselelerine karışmak son derece yanlış olur.Bakınız bizim de o kadar çok iç meselemiz var ki günün birinde  birisi de gelir bizim iç sorunlarımızı kaşır o zaman.Türkiyede iş meseleden çok hiç bir şey yoktur.Alevi meselesi var,Kürt meselesi var,azınlık meselesi var,diğer etnik meseleler var,dincilerin rejimle meseleleri var,Atatürkçülerin siyasal islamcılarla meseleleri var,ulusalcıların iktidarla meseleleri var,Türkçülerin Kürtçülerle meseleleri var,dindarların laiklik ile meseleleri var,laiklerin dinciler ile meseleleri var,sağcıların solcularla,socuların sağcılarla meseleleri var,işçi ve memurların kadro sorunları var,geçim sorunları var ,öğrencileri eğitim sorunları ,YÖK meselesi var,Türban meselesi var,yaşam tarzına müdahale meselesi var,Fethullacıların Askerlerle meselesi var,askerlerin şeriatçılarla meseleleri var,iktidarın herkes ile meselesi var,var oğlu var.Yani birileri kaşımak istese ülkemiz bir SAATLİ BOMBADIR.Kendi sorunlarımızı çözmeye çalışmak yerine gidip kendimize başka düşmanlar yaratmaya çalışmanın bir alemi yok diyorum.