Suriye Krizi

Başlatan Falcon, 20 Temmuz 2011, 18:41:46

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 4 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Sizce Türkiye Suriye'ye yapılacak bir askeri müdahaleye katılmalı mı?

Katılmamalı. Bizi hiç iligilendirmez.
18 (18%)
Kesinlikle katılmalı. Çünkü müdahale sonrası Suriye'de söz sahibi olmamız için şart.
53 (53%)
Engel olmalı. Çünkü Suriye'den sonra sıra İran'a, ondan sonra da sıra bize gelecek.
24 (24%)
Başka bir düşüncem var. Aşağıda paylaşıyorum.
5 (5%)

Toplam Oy Verenler: 100

ABD: Türkiye'nin, Suriye'de tampon bölge oluşturacağı konusunda somut kanıt yok
Nafiz ALBAYRAK, NEW YORK, (DHA)
29 Haziran 2015
ABD'den Türkiye açıklaması

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcü yardımcısı Mark Toner, başkent Washington'da düzenlediği basın toplantısında,Türkiye'nin, Suriye'de tampon bölge oluşturacağı konusunda somut kanıt olmadığını söyledi.

Toner, bölgede yaşanan gelişmelerden kaygı duyduklarını da belirtti.

"POLİSİN NEDEN ÞİDDET KULLANDIĞINI ANLAMADIK"

Toner,bir soru üzerine,  İstanbul'da dün düzenlenen LGBTİ yürüyüşünde polisin neden şiddet kullandığını anlayamadıklarını dile getirdi. Türkiye'de insan hakları uygulamalarına ilişkin kaygıları olduğunu, bunu daha önce de dile getirdiklerini belirten Toner, ABD'nin barışçıl toplantıları ve düşünce özgürlüğünü her zaman desteklediğini söyledi.

http://www.hurriyet.com.tr/dunya/29415119.asp Mesajı Paylaş
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com


Kritik MGK'dan kritik açıklama
Bahar DEMİREL / ANKARA, (DHA)
29 Haziran 2015
Kritik MGK'dan kritik açıklama

Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda gerçekleştirilen ve 4 saat süren Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısının ardından açıklama yapıldı. MGK bildirisinde Suriye'deki gelişmeler hakkında "Bölgede yaşayan sivil halkı hedef alan terör saldırıları ile bölgenin demografik yapısının değiştirilmesine yönelik eylemlerden duyulan endişe dile getirilmiştir" ifadesi yer aldı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında toplanan MGK sonrası yapılan yazılı açıklama, şöyle:

"Vatandaşlarımızın huzur ve güvenliğine müteallik hususlar etraflıca görüşülmüştür. Ülke güvenliğine yönelik muhtemel tehditler ile alınan ve alınacak tedbirler hassasiyetle değerlendirilmiştir. Halkımızın demokratik hassasiyet bilinci içerisinde ve yüksek oranda bir katılımla gerçekleşen 25'inci Dönem Milletvekili Genel Seçimleri öncesinde ve seçim sırasında yaşanan hadiseler üzerinde durulmuştur. Milletimizin kardeşlik duygularını ve bir arada yaşama iradesini zayıflatarak ülke genelinde vatandaşlarımızın güvenliğini ve hayat hakkını ortadan kaldırmayı hedef alan terör örgütlerine yönelik mücadelenin kararlılıkla sürdürüleceğinin altı çizilmiştir.     

Ülkemizde ve yurtdışında meydana gelen hadiselerin tüm yönleriyle değerlendirilmesi suretiyle güncellenen milli güvenlik siyaseti belgesinin Bakanlar Kurulunda kabul edilmesinin toplumun huzur ve barışına önemli katkılar sağlayacağı ifade edilmiştir.

Milli güvenliğimizi tehdit eden, başta paralel devlet yapılanması olmak üzere, tüm yasadışı oluşumlara karşı yürütülen mücadeleye kararlılıkla devam edileceği bir kez daha dile getirilmiştir.

Güney komşularımızdan Suriye'de cereyan eden hadiseler etraflıca değerlendirilmiş, muhtemel tehditler ele alınmış, sınırlarımızda alınan ilave güvenlik tedbirleri üzerinde durulmuştur. Bölgede yaşayan sivil halkı hedef alan terör saldırıları ile bölgenin demografik yapısının değiştirilmesine yönelik eylemlerden duyulan endişe dile getirilmiştir. Uluslararası kamuoyunun bölgede yaşanan insan hakları ihlallerine karşı sürdürdüğü duyarsız tutumuna dikkat çekilerek, ülkemize sığınan insanların mağduriyetinin giderilmesi için bugüne kadar yapılan insani çalışmaların kararlılıkla devam ettirileceği ifade edilmiştir. Irak'ın, terör örgütleri ile mücadelesi kapsamında yaşanan son gelişmeler gözden geçirilmiş, ülkemizin ve bölge ülkelerinin Irak ile olan ilişkileri ele alınmış, Irak sınırları içerisinde yaşayan soydaş ve akraba toplulukların durumları hassasiyetle değerlendirilmiştir.

Yemen, Libya ve Mısır başta olmak üzere Kuzey Afrika ve Orta Doğu'da yaşanan gelişmeler ele alınmıştır.

Ukrayna'daki gelişmeler ele alınmış ve çatışmaların sona erdirilerek minsk önlemler paketinin uygulanmasının önemi vurgulanmıştır."

Toplantıda, iç ve dış gelişmeler ele alınacak.

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/29413003.asp Mesajı Paylaş
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

Bize bir saldırı olursa direniriz
PYD Eşbaşkanı Müslim, Türkmenlere etnik temizlik iddiasını yalanladı, Türkiye'nin Rojava'ya ancak NATO kararıyla girebileceğini belirtip böyle bir durumda ise direneceklerini söyledi...



Namık Durukan

Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) Suriye'ye askeri operasyon düzenleyeceği iddiaları Rojava bölgesinde de yakından izleniyor. PYD Eşbaşkanı Salih Müslim, Türkmenlere yönelik baskı, Kobani saldırısı, Ordunun Suriye'ye girmesi olasılığı ve bölgede bir Kürt devleti kurulması iddiaları konusunda Milliyet'in sorularını yanıtladı: 

Kürt-Türkmen iç içe 
Bölgede PYD'nin etnik temizlik yaptığı ve Türkmenlere baskı yapıldığı iddiası var? 
Türkmenlere ve Araplara etnik temizlik yaptığımız gerçek değil, kabul edilemez. Bizim bütün mücadelemiz bölgede yaşayan bütün halkların özgürlüğü içindir. Soykırım, katliam, diğerlerini dışlamak yok. Sadece Asuri, Süryanilerin köylerini kurtarmak için yüzlerce şehit verdik. O köylerdeki şehitlerimiz Süryanilerden fazladır. Aynı şekilde hem Ezidiler hem Türkmenler için durum aynıdır. Nerede olursa olsun Kürt ve Türkmen iç içedir. Türkiye'nin gireceğini belirttiği Cerablus'un batısında birçok Kürt hem Kürtçe konuşuyor hem Türkmence. Beraber yaşıyorlar. Aradaki Türkmenlere baktığınızda Türkmen de Kürtçe konuşuyor. Birbirlerine karışmışlar.
Türkmenlere yönelik IÞİD tehdidi     var mı? 
Türkmenlerle bir farkımız yok. Ancak bazı Türk yöneticiler, Türkmenleri Selefilere, cihadilere alet olarak kullanıyorlar. Onlar oraya gelirse, Türkmen Aleviler var. Bunların hepsini keserler. Türkmen oldukları için değil Alevi oldukları için keserler. Orada bir katliam olursa bu suçu Türkiye'ye yüklerler. 

Planlama Türkiye'de
Kobani baskınına katılanların Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) içine sızdıkları ve içeriden de yardım aldıkları belirtiliyor? 
ÖSO'nun sivilleri vurduğu anlayışı yanlıştır. Bu güçlerin içine sızmışlar. Saldırganlar içinde Kürtler de vardı. Irak Kürtleri vardı. Bir de Tel Abyad köylerinden gelenler var. Arap-Kürt karışık, bazı Araplar saf Kürtçe konuşuyor. Kürt olmadıklarını bilemezsiniz. Bazıları da YPG üniformaları giymişlerdi. 
Kobani saldırısının ardından yakalanın IÞİD'liler olayı anlattı mı? 
'Komşumuz ihanet etti' gibi söylemler bireyseldir. Mesele bunu planlayanın kim olduğu, saldırının kimden geldiğidir. Kobani'de yakalanan IÞİD'liler her şeyi anlatacaklar. Mısırlı olan biri konuştu. Nereden geldiklerini, nasıl girdiklerini, cephanelerin nereden geldiğini söyledi. Kısaca bazı gruplar Türkiye üzerinden geldi. Orada cephane daha önceden hazırlanmış. Planlama orada olmuş. Bunu onlar söylüyor, bizim bilgimiz değil. Biz hiçbir zaman Türkiye halkına bir kötülük düşünmedik. Biz her zaman kardeşlik elimizi uzattık. Türkiye bu tür hareketlerden vazgeçsin, özür dilesin demiyoruz. En azından kirli planlardan vazgeçilsin. 

NATO kararı gerekir
Türkiye'nin Suriye'ye gireceği ancak ordunun buna direndiği ileri sürülüyor? 
Askerin tutumu doğrudur. Büyük devletlerin yetkilileri ile konuştuk. Bu korkuları vardı. Þöyle söylediler; 'Orası yalnız sizin ve Türkiye'nin sınırı değil, NATO'nun sınırıdır.' Açıkça bana söylediler. Öyle bir şey olursa, sınır ötesi bir harekât olursa NATO kararı gerektirir. Bu nedenle askerin tutumu doğrudur. Türkiye öyle bir girişimde bulunursa bu demektir ki NATO'nun kararıdır. NATO kararı olursa çok şey değişir. İlgili taraflar en büyük devletler bu işe karışır.   
Ordu Suriye'ye girerse, Rojava'ya geçerse PYD olarak nasıl bir tutum alırsınız? 
Bugüne kadar bölgemize, köylerimize rejimden, IÞİD'den veya herhangi bir güçten gelen saldırılar karşısında durduk. Başka yerden gelirse de buna direniriz.   
Rojava bölgesinde Kürt devleti kuracağınız ve Akdeniz'e açılacağınız iddiaları doğru mu? 
Suriye'nin sınırları içinde halkımızı, insanlarımızı demokrasi içinde yaşatmak istiyoruz. Böyle yalan dolan korkularla bazı kararlar almak çok yanlış olur. Öyle bir düşüncemiz ne pratikte oldu ne de açıklaması yapıldı. Başkalarının planları varsa da buna alet olmayız. 

http://www.milliyet.com.tr/bize-bir-saldiri-olursa-direniriz-gundem-2080925/ Mesajı Paylaş
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

Yahu benim kafam karıştı. Bahsedilen tampon bölgenin haritasını gördüm. Batıda kalan Kürtlerin nehrin doğusuna güvenli geçişi için yapılıyorsa ne ala. Yok doğu ve batı arasındaki Işid işgali altındaki bölgeden ışid'i kovup, Kurdistan'ı Hatay'a kadar uzatmak istiyorlarsa ne fena! Vallahi ben de şaştım. Mesajı Paylaş
''Başarının sırrı amaca sadakattir.''

Ne demek haritasını gördüm,böyle bir şeyi kim nerden bilebilir ki? Ayrıca tampon bölge yerine,güvenli bölge isteniyor.En son Dışişleri nin avrupa da israil temsilcileriyle görüşmesi Suriye konusunda olsa gerek...  Mesajı Paylaş
ZOR HEMEN İMKANSIZ ZAMAN ALIR
             --------MAROON BERETS--------

Yahu Cerablus, 90 km, vs vs. Harita zaten ortaya çıkıyor. Birileri de bunu kağıda dokmuş. Ne var bunda bilmeyecek? Ama ne amaçla? Asıl soru bu! Mesajı Paylaş
''Başarının sırrı amaca sadakattir.''

İşte İsrail'in Suriye'yi Planı
Bu plana bakıldığında Türkiye'deki siyasetin Suriye'de ne yapmak istediği de açıkça görülüyor...
İşte İsrail'in Suriye'yi Planı



İsrail, Müslüman coğrafyada yaşayan tek Yahudi devlet olarak, bölgede varlığını sürdürebilmek için Siyonist bir plan geliştirmiş ve bu planı Dünya Siyonist Dergisi Kivunim'de yayımlamıştır.

1982 yılında, siyonizmin önde gelen liderlerinden İsrael Shahak ve Oded Yınon tarafından kaleme alınan bu stratejik plan, Müslüman coğrafyayı etnik ve dinsel temelde ayrıştırıp parçalamayı ve parçalanan ülkeler içerisinde İsrail'e müttefik devletler kurmayı amaçlamaktadır.
Fas'tan Mısır'a, Ürdün'den İran'a ve Afganistan-Pakistan'a kadar Orta Doğu coğrafyasındaki tüm ülkeler bu planın hedefi durumundadır.
Günümüzde "Arap Baharı" olarak kamuoyuna duyurulan ve "Müslüman ülkelere demokrasi geliyor" şeklinde bir propaganda ile dikkatlerden kaçırılan bu plan, bölgemizdeki iç karışıklıklarının temelindeki stratejiyi ortaya koymaktadır.
Yani mesele "demokrasi ve insan hakları" talebi ile sokağa dökülen insanlar değil, İsrail'in siyonist planına göre bu ülkelerin ayrıştırılması meselesidir ve bu olayların altında Israil'in parmağını aramak en akılcı yaklaşım olacaktır.
Siyonist plan çerçevesinde bugün Suriye'de gelişen olaylara baktığımızda, Suriye bir iç savaşın tam ortasındadır.
Siyonist medya Suriye'deki olayları, olduğunun çok ötesinde göstererek bir insanlık dramı görüntüsü yansıtmakta ve Suriye'deki hükümetin devrilerek yerine ABD yani İsrail yanlısı bir hükümetin geçmesi için büyük çaba harcamaktadır.
Bundaki amaç İran'ın yalnızlaştırılmasıdır, İsrail'in en büyük korkusu olan nükleer güce sahip olduğu düşünülen İran'ın...
Siyonist planın Suriye için ortaya koyduğu strateji şudur;
"...Lübnan'ın beş bölgeye bölünmesi Mısır, Suriye ve Irak da dahil olmak üzere tüm Arap dünyası için bir başlangıçtır ve aslında Arap yarımadası şimdiden bu yolda ilerlemektedir.
Suriye ve daha sonra Irak'ın feshi ve Lübnan'da olduğu gibi etnik ve dini bölgelere ayrılması İsrail'in uzun vadede Doğu cephesindeki bir numaralı hedefidir ve bunun için kısa vadede bu devletlerin askeri gücünün feshi ana hedeftir..."
Ve bu strateji Suriye'ye demokrasi ve insan hakları getirmek düşüncesinden oldukça uzaktır.
İsrail Planı Suriye'yi parçalamayı hedeflemiştir;
"...Suriye etnik ve dini yapısına istinaden tıpkı bugün Lübnan'da olduğu gibi birkaç eyalete bölünecek ve kıyıda Þii-Alevi bir eyalet, Halep bölgesinde Sünni bir eyalet, Þam'da Kuzey komşusuna düşman olan bir diğer Sünni eyalet olacak ve Dürziler de belki bize ait olan Golan'da, mutlaka Havran'da Kuzey Ürdün'de başka eyaletler kuracaklardır. Bu gelişmeler uzun vadede barış ve güvenlik için garantör olacaktır ve bu hedef bugün bile erişebileceğimiz bir noktadadır..."
Yayınlanmasından bu yana geçen otuz yıla rağmen bu siyonist planın Türkiye'de gündeme alınmamış olması oldukça ürkütücüdür.
Her gün televizyonlarda boy gösteren strateji uzmanlarının ve akademisyenlerin, başta Libya, Mısır ve Suriye'de yaşanan iç karışıklıkları, gerçeğin aksine bir Arap Baharı gibi algılamaya yol açan analizler yapmaları ise daha da ürkütücüdür.
Çünkü bu plan, bölge coğrafyasındaki ülkeleri etnik ve dinsel temelde ayrıştırma, çatıştırma ve parçalamayı hedefleyen bir plandır.
Türkiye'de her gün "Alevi-Sünni", Kürt-Türk" kavram ve tanımlarının insan aklına yerleştirildiği bu süreçte bu planı görmezden gelmek demek, kamuoyunun dikkatlerini başka yöne çekmeye çalışmakla eş anlamlıdır, yani gerçeği gizlemek.
Gerçek bu iken, bunu görmezden gelen bir anlayış nedendir, diye sorulduğunda, verilecek cevap hep aynıdır; aydın ihaneti!
Türkiye Suriye'deki olayları yakından izlemektedir.
Suriye üzerindeki bu Siyonist plan her cephesi ile açık ve net iken, Türkiye'nin bu planı desteklemeye kalkışması ulusal çıkarlarımıza aykırıdır. Çünkü Türkiye, bugün Suriye üzerinde oynanan oyunlardan nasibini almakta gecikmeyecek ve bunun bedeli diğer ülkelere oranla çok ağır olabilecektir.

Erdal Sarızeybek

SARIZEYBEK HABER

http://www.sarizeybekhaber.com.tr/guvenlik-politics-foreign-politics-security/iste-israil-in-suriye-yi-plani-h3188.html Mesajı Paylaş
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

Fırat'ın batısı kırmızı çizgi
PYD'nin Fırat'ın batısındaki Cerablus'a ve Suriye'nin İdlib'in kuzeyine göç dalgasına yol açacak harakatı "kırmızı çizgi ihlali" olarak nitelendirilecek. Asker emir almadan harekete geçecek

Fırat'ın batısı  kırmızı çizgi
ANKARA Milliyet

Suriye'nin kuzeyinde PYD'nin Kobani ve Cizire arasındaki Tel Abyad'ı alarak sınırın önemli bir bölümünde hakimiyet kurması, yine PYD kontrolündeki Afrin ile Kobani arasındaki, rejim muhaliflerinin etkin olduğu Cerablus bölgesine IÞİD'in saldırması nedeniyle alarm durumuna geçen Türkiye, gelişmeleri dikkatle izlemeye başladı. Suriye sınırındaki gelişmelerin masaya yatırıldığı Milli Güvenlik Kurulu'nda (MGK) bütün ihtimaller ayrı ayrı değerlendirilirken, MİT, Genelkurmay, Dışişleri Bakanlığı elindeki bilgileri ve atılabilecek adımlara yönelik planlamaları kurul üyeleriyle paylaştı. Güvenlik zirveleri ve MGK'da Türkiye'nin kırmızı çizgileri de netleştirildi. Buna göre, Türkiye, PYD'nin haritada Fırat Nehri'nin batısında kalan Cerablus bölgesine yönelik askeri bir harekatta bulunmasını,  kuzeyine doğru rejim güçlerinin operasyon yaparak büyük bir göç dalgasına neden olmasını "kırmızı çizgi ihlali" sayacak. TSK ise bu durumda, ikinci bir direktife gerek kalmaksızın, belirlenen planları uygulayacak. MGK'da, konunun bütün taraflarının Türkiye'nin verdiği mesajları net olarak algıladığı yorumlarının yapıldığı kulislere yansıdı. Suriye rejimi, PYD ve IÞİD'in, Türkiye'den gelen mesajları algıladığına dönük hareket tarzları geliştirdiğinin gözlendiği tespitinde bulunuldu.



Kürt hattı hesabı
PYD'nin Kobani ve Cizire kantonları arasında yer alan Tel Abyad'tan IÞİD'i çıkartması, Tel Abyad'ı beklenenin aksine yoğun çatışmalara girmeden terk eden IÞİD'in, Kobani ile Afrin arasında yer alan ve Türkiye sınırında PYD'nin kontrolünde bulunmayan tek nokta olan Cerablus bölgesine yönelik saldırılara başlaması üzerine Ankara alarma geçmişti.
IÞİD'in bu bölgedeki muhaliflere karşı zafer kazanması durumunda iki sınır kapısının kontrolünün IÞİD'e geçeceğini not eden Ankara, PYD'nin de ilerleyen dönemde bu bölgeden IÞİD'i çıkartması durumunda, Suriye'nin bütün Türkiye sınırına hakim olacağını, Suriye'de bir Kürt hattı kurulacağını da hesapladı. Ankara, bunun üzerine, terör örgütü olarak nitelediği PYD ve IÞİD'in Cerablus bölgesine hakim olması olasılığına karşı planlamalara başlamıştı. Sınırın Türkiye tarafından bölgenin kontrol altına alınmasından, sınırın Suriye tarafında güvenlik kuşağı oluşturulmasına kadar uzanan planlamalar geçen hafta yapılan güvenlik toplantılarında ve önceki gün gerçekleştirilen MGK'da masaya yatırıldı.
İki kırmızı çizgi
Alınan bilgiye göre, toplantılar sonucunda Türkiye, kırmızı çizgilerini netleştirdi ve konunun muhataplarına net mesajları medya ve uluslararası kamuoyu aracılığıyla verdiği noktasında tespitte bulundu. 
Buna göre, PYD'nin, Fırat'ın batısında kalan Cerablus bölgesinde hakimiyet kurmaya yönelik bir hareketinin saptanması durumunda, "kırmızı çizgi ihlali" sayılacak. MGK'da PYD'nin mutlak amacının bu olduğu yönünde hükümet ve asker arasında görüş birliğinin bulunduğu bildirildi.
Rejim güçleriyle muhaliflerin çatıştığı İdlib'in kuzeyine doğru bir askeri operasyon yapılması ve yüz binleri bulan bir göç dalgasının tetiklenmesi de, "kırmızı çizgi ihlali" olarak nitelendirilecek.
Emir beklenmeyecek
Hükümet ile asker arasında, Cerablus bölgesiyle ilgili olarak, "yazılı direktif" konusunda görüş ayrılığı yaşandığı, askerin harekete geçmek için direktif istediği, hükümetin ise önce "zaten verilmiş direktif var" yanıtını verip daha sonra yeni bir yazılı direktif hazırladığı iddiaları kamuoyuna yansımıştı. Alınan bilgiye göre, kırmızı çizgilerin ihlali durumunda TSK, herhangi yeni bir direktif beklemeksizin belirlenen yol haritası doğrultusunda harekete geçecek.
Mesaj alındı
MGK'da, Türkiye'nin son bir haftadır verdiği net mesajların muhataplar tarafından algılandığı tespitinin yapıldığı da öğrenildi. PYD'nin Cerablus'a yönelik bir hazırlığının gözlenmediği, IÞİD'in sınır hattına yönelik hareketlerinin farklılaştığı, Esad güçlerinin de İdlib'in kuzeyinden Lazkiye'ye doğru çekilerek, burayı kontrol altına aldığı yorumları yapıldı. Bu durum, Türkiye'nin gerekirse Suriye'ye girilmesi dahil alacağı önlemlere yönelik verdiği mesajların algılandığı yorumlarına yol açtı.

http://www.milliyet.com.tr/firat-in-batisi-kirmizi-cizgi/siyaset/detay/2081424/default.htm Mesajı Paylaş
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

Halep'te büyük saldırı
BBC Türkçe 3 Temmuz 2015
Halep'te büyük saldırı



Suriye'nin ekonomik başkenti olarak bilinen Halep kentinde farklı İslamcı grupların bir araya gelerek ordunun elindeki alanlara yönelik büyük bir operasyon başlattığı bildiriliyor.

Muhalif İslamcı grupların Halep'te oluşturdukları ittifakın adı Ensar El-Þeria (Þeriatın Yardımcıları).

Ensar El-Þeria açıklamasında, operasyonun amacının 'Halep kentini özgürleştirmek olduğunu' belirtti.

Ensar El-Þeria'nın açıkladığı hedefler arasında, Halep'in ele geçirilmesinden sonra kentin şeriat kurallarına göre yönetilmesinin sağlanması da var.

El Kaide'nin Suriye'deki kolu Nusra Cephesi ve başka bir İslamcı grup olan Ahrar'uş Þam, Ensar El-Þeria içinde yer alıyor.

Yoğun çatışmalar
Operasyon ardından kentte yoğun çatışmalar yaşandığı belirtiliyor.
İngiltere merkezli, muhaliflere yakın Suriye İnsan Hakları için Gözlemevi (SOHR) Müdürü Rami Abdul Rahman, saldırıların Cemiyet el-Zehra mahallesinde yoğunlaştığını, grupların ordunun elindeki bu bölgeye havan bombaları attığını belirtti.

Çatışmalarda en az dokuz kişinin öldüğü, onlarca kişinin yaralandığı aktarılıyor.

Suriye ordusuna bağlı uçakların da çatışmalara katıldığı bildiriliyor.

Kent ikiye bölünmüş durumda
Halep 2012'deki yoğun çatışmaların ardından ikiye bölünmüştü.
Kentin Batı bölümü Suriye yönetimi, Doğu bölümüyse muhalif güçlerin kontrolünde.

Geçtiğimiz aylarda yine Nusra Cephesi ve Ahrar'uş Þam'ın önemli bileşenleri olduğu bir ittifak grubu olarak kurulan Fetih Ordusu, Suriye'nin kuzeybatısındaki İdlib kentini ele geçirmişti.

Farklı gruplar arasında benzer bir ittifak de Suriye'nin güneyindeki Dera kentine yönelik saldırılar için sağlanmıştı.

Güney Fırtınası adlı bu ittifak grubuyla ordu arasındaki çatışmaların sürdüğü belirtiliyor.

http://www.hurriyet.com.tr/dunya/29447248.asp Mesajı Paylaş
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

5 maddede Ankara'nın Suriye yol haritası
Cansu ÇAMLIBEL 3 Temmuz 2015
5 maddede Ankara'nın Suriye yol haritası



Türkiye-Suriye sınırındaki kritik noktaların son dönemde savaşan taraflar arasında el değiştirmesinin ardından Ankara her türlü seçeneğe karşı bir yol haritası hazırladı. Bu plan şöyle özetlenebilir:

1- Esad rejiminin IÞİD'e 'Halep'in kuzeyini size bıraktık' dediği istihbaratı var. Bu Türkiye'ye 4.5 milyonluk yeni göç anlamına gelebilir.
2- Ankara, Arap-Kürt çatışmasından kaygılanıyor. Bu nedenle PYD'nin Fırat'ın batısına geçmesini istemiyor.
3- Ankara, rasyonel olması durumunda PYD ile uzlaşılabileceği mesajı veriyor. IÞİD'i ise muhatap alınacak aktör olarak görmüyor.
4- Türkiye, Suriye'ye tek taraflı bir müdahaleden ziyade koalisyonla operasyon yapılmasını müzakere ediyor.
5- Uluslararası camiada Esad sonrası için planlı geçiş seçeneğine yönelik yeni bir arayış başlayabileceği düşünülüyor.
TÜRKİYE-Suriye sınırındaki kritik noktaların son haftalarda savaşan gruplar arasında el değiştirmesinin Ankara'da neden olduğu alarm hali devam ediyor. MGK toplantısının ardından Türkiye askeri harekât planları da dahil her türlü seçeneği içeren bir yol haritası hazırladı. Ancak şu an için Suriye'ye tek taraflı bir müdahaleden ziyade 'IÞİD'e karşı koalisyonun parçası olarak operasyonlara katılma' seçeneği üzerinde ABD ile aktif müzakere yürüyor. Türkiye açısından öncelikli mücadele alanı IÞİD'in yönelmesinden kaygı duyulan 4.5 milyonluk nüfusu kapsayan Mara hattı. Ankara'nın PYD'den beklenti ise 3 maddede özetleniyor; 1-Tel Abyad halkı geri dönsün 2-PYD bayrağı insin 3-Yerel yönetimde etnik hiyerarşi kurulmasın. PYD'nin IÞİD'den farklı olarak Ankara açısından rasyonel bir aktöre dönüşebileceği belirtiliyor.

4.5 MİLYONLUK HATTAN GÖÇ PATLAMASI KORKUSU:
Ankara'yı Suriye konusunda alarma geçiren ana gelişme 28-31 Mayıs tarihleri arasında yaşandı. İdlib ve Cisr El Þuğur'un muhaliflerin eline geçmesinin ardından Esad rejiminin muhaberatının kilit ismi Ali Memlük ile IÞİD komutası arasında Haseke'de bir toplantı gerçekleşti. Türk tarafının edindiği bilgiye göre Esad rejimi bu görüşmede IÞİD'e "Halep'in kuzeyini size bıraktık. Biz de hava harekatıyla destek veririz" mesajı verdi. Bunun üzerine IÞİD, Kilis'in hemen karşısındaki Azez'e harekât başlattı. Bu hareketlenme Türkiye açısından dönüm noktası oldu. Zira Türkiye sınırında IÞİD'in hedefi haline gelme potansiyeli taşıyan bölgede toplamda yaklaşık 4.5 milyonluk nüfus yaşıyor. Dolayısıyla da Ankara'da IÞİD'in Mara hattında yönelik operasyonlarının Türkiye açısından altından kalkamayacağı bir göç dalgasına neden olabileceği tespiti yapılıyor. Bu göç patlaması tehlikesi karşısında askeri senaryoları da kapsayan bir yol haritası üzerinde çalışılıyor.

PYD'NİN FIRAT'IN BATISINDA İÞİ YOK:
Ankara'da tereddüt yaratan PYD'nin kendisinden ziyade silahlı gücü YPG/YPJ'nin Tel Abyad'ı ele geçirme şekli. Tel Abyad'ın IÞİD'den kurtulmasının Türkiye'nin menfaatine bir gelişme olduğu ancak PYD'nin burada bir etnik temizliğe girişmesi durumunda Türkiye sınırında çok uzun sürebilecek bir Kürt-Arap çatışmasının tetiklenebileceği kaygısı hâkim. Sınır boyundaki pek çok Türk ilinde de Kürt ve Arapların beraber yaşıyor olması korkuları katmerlendiriyor. Ankara'nın bu kaygılarını en çok besleyen gelişme ise Tel Abyad'ın düşmesinin ardından Kandil'den gelen 'iki kantonun birleşmesini kutlayan' açıklama olmuş. Üst düzey yetkiliye göre PKK'nın Tel Abyad'daki başarının sahibi gibi açıklama yapması örgütün fütuhat (fetih) mantığını kanıtlayan bir tavır. Durumu şöyle özetliyor: "PYD'nin Fırat Nehri'nin batısında işi yok. O kadar alanı kontrol edecek gücü olmamasına rağmen buna girişmesinde kan davası niyeti sezinliyoruz. PYD eğer IÞİD'le mücadeleyi istismar edecek maceraya kalkışırsa sonucuna katlanır".

PYD İLE UZLAÞMAK MÜMKÜN:
Halihazırda PYD ile Ankara arasındaki iletişim kanallarının açık olduğu vurgulanıyor ancak temasın kimler arasında olduğu noktası muğlak bırakılıyor. Üst düzey yetkili "IÞİD ile PYD arasında çok büyük fark var. Biz IÞİD'in rasyonel ya da muhatap alınacak bir aktör olduğunu düşünmüyoruz. PYD'nin ise yaptığı yanlışlar var. Tel Abyad gibi yanlışlar yaparlarsa hem Türkiye'ye, hem Suriye'ye hem de kendilerine zarar verirler. Ancak rasyonel davranırlarsa uzlaşma mümkün. PYD aynı yanlışları yapmazsa rasyonel bir aktör olabilir" diyor.

ABD İLE 'OPERASYON' MÜZAKERESİ:
Mara hattındaki IÞİD tehlikesinin büyümesi üzerine Türkiye ile ABD arasındaki 'operasyon' temalı görüşme ve müzakereler yoğunlaştı. Ankara'daki bilgiye göre mayıs sonundan bugüne kadar o hattaki IÞİD hedeflerine ABD yaklaşık 5-6 hava harekâtı düzenledi. Türkiye'nin IÞİD'e karşı koalisyonun operasyonlarına Türk hava unsurlarıyla ya da başka şekilde katılıp katılmayacağı ise Washington ile yürütülen güncel aktif müzakerelerin parçası. Ankara "ortak planlama olursa gereğini yaparız" noktasında ancak önşartlarını da muhafaza etmeye devam ediyor. İncirlik'in kullanımı gibi kritik konular yine bu müzakerelerin bir parçası. Türkiye'nin uzun zamandır savunduğu 'güvenli bölge' konusunda ise ABD rezervini korumaya devam ediyor. ABD ile mevcut görüş ayrılıklarına rağmen üst düzey yetkilinin anlatımından bugün için Ankara'nın Suriye'ye tek taraflı bir müdahaleden ziyade koalisyonun parçası olarak operasyonlara katılma seçeneğine ağırlık verdiği anlaşılıyor. Üst düzey yetkili öyle ifade etmese de Ankara'nın son haftalardaki gelişmelerin ardından ABD'nin "Suriye'de öncelik IÞİD'le mücadele" tezine yaklaştığı hissediliyor.

ESAD SONRASI PLANLI GEÇİÞ:
Ankara'ya göre Suriye ile Irak arasında temel bir fark var. Irak düzleminde bugün artık doğru sorunun 'Bölünecek mi' değil 'bütünleşebilecek mi' olduğunu belirten üst düzey yetkili Suriye'nin ise coğrafi olarak parçalanmasının her şeye rağmen o kadar kolay görünmediğini belirtiyor.  Rusya'nın dahi Esad rejiminin ani bir çöküş yaşayabileceğine yönelik sinyaller almaya başladığı Ankara'nın kulağına gelen bilgiler arasında. Uluslararası camiada Esad sonrası için planlı geçiş seçeneğine yönelik yeni bir arayış başlayabileceği düşünülüyor. Ancak çeşitli ülkeler tarafından 'B Planı' olarak telaffuz edilen 'Lazkiye merkezli küçük bir homojen Nusayri devleti' seçeneği de tamamen gündemden düşmüş değil.

ANKARA'NIN PYD'DEN ÜÇ BEKLENTİSİ VAR
Üst düzey Türk yetkili Ankara'nın PYD'den 3 beklentisini şöyle sıralıyor:

1- Çatışma sırasında kaçan Tel Abyad halkı geri dönsün
2- PYD bayrağı insin.
3- Yerel yönetimde etnik hiyerarşi kurulmasın.
Bu taleplerin PYD tarafına net bir şekilde iletildiği belirtiliyor. Üst düzey yetkili devam ediyor: "PYD'nin yanlışları oldu ama düzelebileceğine inancımız var. Uzlaşma imkanı var. PYD, Suriye'nin geleceğinde rasyonel bir aktör olabilir ama bu rasyonel davranıp davranamayacaklarına bağlı. Tel Abyad'da süreci nasıl yönettikleri PYD'yi sınamak açısından bir test olacak".

http://www.hurriyet.com.tr/dunya/29446455.asp Mesajı Paylaş
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com


Paylaş whatsappPaylaş facebookPaylaş linkedinPaylaş twitterPaylaş myspacePaylaş redditPaylaş diggPaylaş stumblePaylaş technoratiPaylaş delicious
İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren Replikacep.com sitemizde 5651 sayılı kanunun 8. maddesine ve T.C.Knın 125. maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur.Replikacep.com hakkında yapılacak tüm hukuksal şikayetleri İletişim sayfamızdan bize bildirdikten en geç 3 (üç) iş günü içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek gereken işlemler yapılacak ve site yöneticilerimiz tarafından bilgi verilecektir.
Footer menü
Hakkımızda
Bize Ulaşın
Biz Kimiz
Hizmetlerimiz