Suriye Krizi

Bir diğer yanlış; NATO' dan, AB' den, BM' den medet umanlar var.

BM lerin ne tur sakincasini oldugunu dusunuyorsunuz Sn Partikul?

"kanimca BM her ne kadar da etkisiz olsa ve sonuc cikarmasada konuyu BM den yoksun birakmaktan daha iyidir neticede Idlipte  bizi gercekten ilgilendiren yegane ana sorun yurdumuz sinirlari icerisine girmeye calisacak olan yeni multeci dalgalari olmalidir. Multeci sorunun dogru adresi ise BM oldugu kanisindayim.

Ankara'daki kritik zirveden ilk mesaj: Kabul edilemez

Cumhurbaşkanlığı Sözücü İbrahim Kalın ile ABD Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey görüşmesinde İdlib'de rejim tarafından Türk gözlem noktalarının hedef alınmasının kabul edilemez olduğu ifade edildi. Görüşmede İdlib mutabakatı kapsamında Türk askeri ve sivillerin korunması konusunda Türkiye'nin kararlılığı güçlü şekilde vurgulandı.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey ile görüştü.

Cumhurbaşkanlığı Sözcülüğünden yapılan açıklamaya göre, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde basına kapalı gerçekleştirilen görüşme, yaklaşık 1,5 saat sürdü.
İdlib'de yoğunlaşan krizin çözümüne ilişkin görüş alışverişinde bulunulan görüşmede, rejim tarafından Türk gözlem noktalarının hedef alınmasının kabul edilemez olduğu belirtildi.

Görüşmede, İdlib Mutabakatı çerçevesinde, Türk askerlerinin ve sivillerin korunması konusunda Türkiye'nin kararlılığı güçlü bir şekilde vurgulandı.

Mutabakatın korunmasının önemine vurgu yapılırken, yaşanan insani krizin daha da derinleşmemesi için tüm ülkelerin sorumluluklarını yerine getirmeleri gerektiği kaydedilen görüşmede, siyasi çözüm sürecinin işletilebilmesi için rejimin saldırılarının sona ermesi gerektiği belirtildi.

Anayasa Komitesi çalışmalarının hızlandırılması ile adil ve özgür bir seçim ortamının sağlanması konularında uluslararası toplumun somut desteğinin önemine işaret edilen görüşmede, İdlib'deki sivillere yönelik rejim saldırılarının artmasıyla büyük bir insani trajediye dönüşen göç dalgasının önlenmesi için diplomatik girişimlerin ivedilikle artırılması gerektiğinin altı çizildi.

Bölgedeki terör unsurları ile ayrım gözetmeksizin, mücadele konusunda Türkiye'nin kararlılığının yinelendiği görüşmede, Libya ile ilgili son gelişmeler ele alınırken, ateşkesin sürdürülebilirliğinin sağlanması ve siyasi sürece geçişin önemi vurgulandı.

https://www.hurriyet.com.tr/gundem/son-dakika-haberler-ankaradaki-kritik-zirveden-ilk-mesaj-kabul-edilemez-41445903

BM lerin ne tur sakincasini oldugunu dusunuyorsunuz Sn Partikul?

Kendi sorununu kendin çözeceksin. Problemi uluslararası mesele haline getirmeyeceksin. Hele ki NATO' yu hiç bulaştırmayacaksın. Çünkü, her ne kadar bu örgütler uluslararası örgütmüş gibi görünse de, sadece beş ülkenin borusu ötmektedir.

Hani CB diyordu ya... Dünya Beş' ten büyüktür.

Eee... Dünya beş' ten büyükse; O beş ülke, nasıl oluyor da Dünya' yı insanlığa dar edebiliyor?

O nedene; Dünya' nın bu bölgesine O beş ülkeyi yanaştırmayacaksın. Ama şunu da söylemek gerekir ki, mecbur kalınırsa NATO' dan iyidir. 

Yalnız Irak'ın Kuveyt'e girmesinden farklı bir durum var. Kuveyt Emiri Irak'ın işgali sonrasında ABD başkanına resmen yalvarmıştı kendilerini kurtarması için.

Aynı yaştayız, konuları sende hatırlıyorsun. Öncesinde Saddam' ı gazladılar; Saddam belaya bir kere bulaştığı için sonradan geri adım atamadı. Sovyetler Birliği' nin kendisine yardım edebileceğini düşünüyordu. O tarihte Sovyetler Birliği henüz yıkılmamıştı.

İşte diktatörler, dünya gerçeklerinden bu kadar kopuk yaşayan insanlardır. Kibirlidirler... Saddam' da kibrine yenildi. Büyük devletler, kibirli insanları çok severler! O nedenle diğer ülkelerin krallar, şeyhler veya diktatörler tarafından yönetilmesini isterler. Hak yok, hukuk yok, denetim mekanizması yok... birazcık kibrini okşadıkları zaman; aslansın, kaplansın diyerek hataya zorlarlar; sonra git ülkesini işgal et!

Türkiye devleti ne Çoğrafi nede Askeri açıdan Saddam ile bir tutulamaz. AB ile sınır olan ve 80 küsür milyon nüfusu olan bir devletz. Bu devletin yıkılması demek Suriye ve Irakta ki savaşın AB sınırlarına gelmesi demek. Ta Afganistandan, iran, Suriye, Iraklı göçmenlerin Türkiyede ki 80 milyon insanla AB sınırlarına dayanması demek ki bu AB için sonun başlangıcı olur.

Türkiye devleti ne Çoğrafi nede Askeri açıdan Saddam ile bir tutulamaz. AB ile sınır olan ve 80 küsür milyon nüfusu olan bir devletz. Bu devletin yıkılması demek Suriye ve Irakta ki savaşın AB sınırlarına gelmesi demek. Ta Afganistandan, iran, Suriye, Iraklı göçmenlerin Türkiyede ki 80 milyon insanla AB sınırlarına dayanması demek ki bu AB için sonun başlangıcı olur.

Elbette bir tutulamaz, her şeyden önce bizler Türk' üz. Türk olmanın bir şerefi, bir haysiyeti, bir ağırlığı var. Bizler öyle, malı mülkü bırakıp kaçacak insanlar değiliz. Başka gidecek yerimiz yok, bizi kabul edecek başka millet de yok. Mecburuz bu toprakları savunmaya, mecburuz gerekiyorsa vatan için ölmeye. Ama vatan için, ama Türk milleti için...

Ben gidip de Amerika' nın BOP ' si için niye ölüyorum arkadaş ya? Sıkıyorsa, gelsin kendi ölsün; ben niye taşeronluk yapıyorum? Suriye şöyle oldu, Rusya böyle oldu -diyorlar. İyide bunlar sonuç... birde bunun sebebi var. Yani gömleğin ilk düğmesi. İlk düğmeyi yanlış iliklediler, ondan sonra aşağıya kadar yanlış geldi. Bi' ara FK, ZD ve BP Harekatları kapsamında üç düğmeyi doğru iliklemeye çalıştılar gerçi de... Ama bu şekilde de gömlek giyilmez ki! İlk iki düğmesi yanlış; üçüncü düğme beşinci ilikte, altıncı düğme yedinci ilikte! Gel şu gömleği düzeltelim arkadaş diyoruz, dinletemiyoruz.

Suriye Dışişleri Bakanlığı Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sözlerini içi boş ve gerçeklikten kopuk olarak açıklama yapmış. Eğer en kötü senaryo olurda Suriye Ordusu ile çatışmaya girersek, Türk Ordusu'nun balyozunu başlarına yediklerinde görürüz içi boşmu değilmi. Bunlar İran ve Rusya'dan aldıkları gazla bizi fazla küçümsemeye başladılar....

Rusya Dışişleri: İdlib'deki durumun nedeni Ankara'nın yükümlülüklerini yerine getirmemesi

Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, İdlib'deki durumun kötüye gitmesinin nedeninin Ankara'nın yükümlülüklerini yerine getirmemesi olduğunu söyledi.

Haftalık basın toplantısında konuşan Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Zaharova, İdlib 'deki mevcut durumun sorumlusu olarak Ankara 'yı işaret etti. Zaharova, bölgedeki durumun bozulmasının nedeninin Ankara'nın yükümlülüklerini kronik bir şekilde yerine getirmemesi olduğunu vurguladı.

Zaharova, "Mevcut gerilimin nedeni olarak, Türkiye'nin 17 Eylül 2018 tarihli Soçi Mutabakatı'ndaki yükümlülüklerini yerine getirmemesini görüyoruz" ifadelerini kullandı.

"TÜRKİYE İLE ÇALIÞMALARA DEVAM ETMEK İSTİYORUZ"
Sputnik Türkçe'nin aktardığına göre, Zaharova, İdlib'deki sorunun çözülmesi için Türkiye'yle çalışmaların devam etmesini beklediklerini ve buna ilişkin programın hazırlanmasına ilişkin çalışmaların sürdüğünü söyledi.

Zaharova, "Önümüzdeki dönemde Rus ve Türk temsilcilerin İdlib sorununa kapsamlı bir çözüm bulunması için çalışmalarına devam etmelerini bekliyoruz. Rus heyeti geçtiğimiz günlerde Ankara'daydı. Þu anda kurumlar arası yeni temasların takvimi oluşturuluyor. Bununla ilgili açıklama yapılacak" dedi.

"BAĞLILIĞIMIZI KORUYORUZ"

Rusya'nın Astana görüşmeleri kapsamında yapılan İdlib'le ilgili mutabakatlara bağlılığını koruduğunu ve bunların tamamen uygulanması için ortak çalışmaları sürdürme eğiliminde olduğunu belirten Zaharova, "Moskova, mevcut koşullar altında, en önemli görevin sahadaki gerilimin azaltılması, garantör ülkelerin gerilimi azaltma bölgesi içindeki ve dışındaki askerlerinin güvenliğinin sağlanması ve düşünülmeden gerçekleştirilen güç eylemleri sonucu silahlı çatışma yaşanmasının önlenmesi olduğunu düşünüyor" ifadelerini kullandı.

https://www.haberler.com/rusya-disisleri-idlib-deki-durumun-nedeni-ankara-12912247-haberi/

Arkadaşlar şu Suriye olaylarının başından beri olanları gördünüz.
Emevi camisi fantazisinden , Rus uçağı düşürülmesine ;  bölgede oluşan siyasi boşluktan ortaya çıkan boğaz kesen İşid'lilerin Türkiye'yi kana bulamalarından , nerdeyse sınırımızdaki ypg devletinin kurulacak olmasına ; milyonlarca mültecinin Türkiye'nin demografik-ekonomik yapısını mahvetmesinden Fırat'ın doğusunun tamamen emperyalistlerin eline geçmesine ; kontrol noktası diye iç savaşın tam ortasına mehmetçiği gönderip her gün şehitler gelmesine kadar o kadar olay gördünüz ...

Bu kadar hata üstüne hata yapmamıza rağmen şaşkınlıkla izliyorum ki hala hala hala " Oraya dalalım , buraya girelim , Þam'ı bombalayalım , Rusları yakalım " saçmalıklarını savunuyorsunuz...

Görüyorsunuz rüzgarın önündeki yaprak gibi bir oraya bir buraya savruluyoruz...Dünya tarihinde ABD güdümünde veya Rusya güdümünde birçok ülke vardır. Ama Türkiye gibi 3 gün ABD , 3 gün Rusya  politikası güden başka şaşkın bir ülke var mı vallahi bilemedim...

Sonuç: Türkiye maalesef ekonomik-siyasal-askeri  olarak hele de işin içinde ABD-RUSYA-İSRAİL gibi devler varken bölge politikası oluşturabilecek güçte bir ülke değil.Bunu anlamamakta ısrar edip ideolojik takıntılarla maceralara girersen rüzgarın önündeki yaprak gibi bir o yana bir bu yana savrulursun...

Sen asimetrik savaş uygun ordunu yapılandır. Majör platformları envantere al sana kimse birşey yapamaz. Bizi siyasiler veya trollerle karşılaştırma. Kimse şamı vuralım, Suriye'yi işgal edelim demiyor. İsrail işte ortada o ne yapıyorsa sende onu yapacaksın. Yüksek teknoloji silahlara ihtiyacımız var. Ama biz sırekli yok işletim maliyeti, yok pahalı, yok şu yok bu. Ulan görmüyor mu düşmanları. Koca hava nüfusu 10 milyonljk Yunan hava kuvvetleri bizimle eşit güçte. Koca orduya milli gelirin %2'sini bile harcamıyoruz. Biz iskandinav ülkesimiyiz ? Onlarda bile Sm-2 kabiliyetli destroyerler var. F-35 alıyorlar. Leopard tankları 2a6 modernize ediyorlar. Apache, CH-47 var. Cepheden cepheye koşan mehmedime ne veriyorsun senn

Sayın Mermi sizinle aynı düşünüyoruz AMA siz bu donanımı edinmeden harekete geçelim tarzı konuşuyorsunuz , ben bu donanımı edinip harekete geçelim diyorum...
Þam'a girelim diyen ben değilim siyasiler ve troller diyorsunuz ama o siyasi dediğiniz kişi bugün Suriye politikasını belirliyor siz değil...

Bir de ben forumdaki arkadaşların düşüncelerini tam anlayamadım ; Tüm forumda da aynı kafa karışıklığı var...Siz şu anda Suriye'de ne istiyorsunuz?  Biraz büyük resme bakıp ne yapılmalı onu yazın lütfen...5 yıl sonra nasıl bir Suriye olsun istiyorsunuz?
Statüko değişince bölgemiz nasıl olacak , nasıl olmalı?
5 şehit verildi şurayı vuralım , 3 şehit verildi burayı vuralım ile  olmaz ki bu işler...