Suriye Krizi

Başlatan Falcon, 20 Temmuz 2011, 18:41:46

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Sizce Türkiye Suriye'ye yapılacak bir askeri müdahaleye katılmalı mı?

Katılmamalı. Bizi hiç iligilendirmez.
18 (18%)
Kesinlikle katılmalı. Çünkü müdahale sonrası Suriye'de söz sahibi olmamız için şart.
53 (53%)
Engel olmalı. Çünkü Suriye'den sonra sıra İran'a, ondan sonra da sıra bize gelecek.
24 (24%)
Başka bir düşüncem var. Aşağıda paylaşıyorum.
5 (5%)

Toplam Oy Verenler: 100

Alıntı yapılan: fırtına06 - 29 Şubat 2020, 13:10:10
Elimizdeki raf ömrü dolmuş hava-hava füzelerini modifiye ederek Yemen'de Husilerin yaptığı gibi yerden fırlatsak aslında fena olmazdı. Büyük ihtimal Husiler, İran yardımıyla modifiye ediyorlar o füzeleri bizimde bu işi yapabilecek imkanımız vardır diye düşünüyorum.

Amraam'ları böyle bir işe sokmasalarda bence aim-7f sparrow'lar denenebilir. 70 km menzilleri ve zaten rf veri ağı içinde var. Vuruş ihtimalini arttırmak için bozdoğan'ın aktif radarı eklenebilir. Booster'da elimizde vardır. Ki olmasa bile Nike herculeslerin boosterlar tekli olarak kullanılabilir. Ancak bunun için orduda bunu düşünecek yaratıcılık ve işleme koyacak insiyatif lazım.Þöyle bir kaç hava saldırısı daha yersek belki akıllarına gelir. Mesajı Paylaş
Savaş Var Denildiğinde Biz;


Alıntı yapılan: serkan1976 - 29 Şubat 2020, 13:11:53

Dün sayın Putin'e de söyledim. "Sizin orada ne işiniz var, üs kuracaksanız üssü yine kurun. Ama şu anda siz bizim önümüzden çekilin, rejimle baş başa bırakın. Biz gereğini yaparız."


Görmek istemediğim için televizyonu kapatmıştım. Gülüyor falan... İnsanın ağırına gidiyor tabii. Bu millete gerçekten yazık yav! Ne günah işledik Yarab-ül Alemin? Mesajı Paylaş

Son yayınlanan 14 dakikalık videoyu izlediğimde gerçekten kara konuşlu ve iha saldırı kabiliyeti olarak çok ileri bir seviye'de olduğumuzu gördüm.

Eğer gps güdümlü topçu mühimmatı ve Uzun menzil ve yüksek irtifa kabiliyetli akıncı ve aksungurlarımızda olsaydı. Rejime çok daha güvenli irtifalardan çok daha etkili mühimmatlarla saldırabilirdik. Anlaşılan şu an için sadece ihalar sahada gezebiliyor. Akıncı ve aksungur sayesinde lazkiye, hama vb. geniş alanda mesela himeynim gibi üslere yüksek irtifadan kgk saldırıs yapmak mümkün olabilirdi. Mesajı Paylaş
Savaş Var Denildiğinde Biz;


Bizim şu anda rejimi hama,lazkiye yani İdlib dışında bir yerde vurmamız 3. Dünya savaşı çıkmış demektir. Rusya'yı kesin kez karşımıza almış oluruz... Bütün tezlerimiz geçersiz olur ve bir vekalet savaşının maşası olduğumuz izlenimi doğar...
33 şehit saldırısı olduğu gece Suriye'nin bütün hava üslerine bir kerelik cezalandırıcı şok bir saldırı yapsaydık İdlib meselesinde bence rusya ve rejime karşı daha net mesaj vermiş olurduk... Sonra da ufak ufak Ypg/pkk tehlikesi olmayan Suriye topraklarından çekilirdim...
Ben Türkiye'nin karar vericisi olsam bunu yapardım...

Tabi taaa en başında bu iç savaşı "Suriye'nin dostları toplantısı ayaklarıyla" hiç körüklemezdim orası ayrı... Mesajı Paylaş

Alıntı yapılan: BATTLESTAR - 29 Şubat 2020, 14:08:16
Son yayınlanan 14 dakikalık videoyu izlediğimde gerçekten kara konuşlu ve iha saldırı kabiliyeti olarak çok ileri bir seviye'de olduğumuzu gördüm.

Video adresini paylaşabilir misiniz? Mesajı Paylaş

Alıntı yapılan: BATTLESTAR - 29 Şubat 2020, 14:08:16
Son yayınlanan 14 dakikalık videoyu izlediğimde gerçekten kara konuşlu ve iha saldırı kabiliyeti olarak çok ileri bir seviye'de olduğumuzu gördüm.

Eğer gps güdümlü topçu mühimmatı ve Uzun menzil ve yüksek irtifa kabiliyetli akıncı ve aksungurlarımızda olsaydı. Rejime çok daha güvenli irtifalardan çok daha etkili mühimmatlarla saldırabilirdik. Anlaşılan şu an için sadece ihalar sahada gezebiliyor. Akıncı ve aksungur sayesinde lazkiye, hama vb. geniş alanda mesela himeynim gibi üslere yüksek irtifadan kgk saldırıs yapmak mümkün olabilirdi.

Hocam Pantsir gibi bir sistemi SİHA ile hemde radarı açıkken vurmak bizim kabiliyetimizmi yoksa bu Rus sistemleri korkulduğu ve övüldüğü kadar iyi değilmi bilemedim. Bu Rus sistemleri ABD ve İsrail'in, Suriye'de yaptığı saldırılarda da çok iyi bir performans gösterememişti. Ha tabiki önemli sistemler bunu inkar etmemek lazım fakat gerektiğinden fazlamı övülüyor ya da şişiriliyorlar acaba?
Mesajı Paylaş

Cumhurbaşkanı Erdoğan açıkladı! Esed'e büyük darbe! 2 bin 100'ün üzerinde askerleri öldürüldü



Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin İstanbul milletvekilleriyle Dolmabahçe Ofisi'nde buluşmasında konuştu. Erdoğan konuşmasında "İdlib harekatımızda şehit sayımız 34. Þehitlerimiz inanıyorum ki bu milletin vatan kılınması mücadelesinin zirve yaptığı noktalardır. Hamd olsun şehitlerimizin kanlarını yerde bırakmıyoruz, bırakmayacağız. Þu ana kadar 2 bin 100'ün üzerinde rejim unsuru; artık rejim unsuru demeyelim. Aralarında 94 tank, 17 zırhlı aracın da bulunduğu 300'e yakın araç gereç imha edilmiştir" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:

Ülkemizin göz bebeği İstanbul'da ikamet eden siz mevcut ve eski milletvekili arkadaşlarımla bu vesileyle bir araya gelmekten büyük bir memnuniyet duyuyorum. Özellikli bir mücadeleyi yürüttüğümüz dönemde burada yapacağımız istişarelerin önemli olduğuna inanıyorum. Suriye meselesi Türkiye için asla bir macera ve sınırlarını genişletme çabası değildir. gerek siyasette gerek medyada gerekse diğer çeşitli platformlarda ülkemizin Suriye'de yürüttüğü mücadelenin anlamını hala kavramayanlar bulunduğunu üzüntüyle görüyoruz.

'TERÖR ÖRGÜTÜNÜN SAHADA VARLIK GÖSTEREMEZ TEDBİRLERİ ALDIK'

Terör örgütünün sahada varlık gösteremez tedbirleri aldık. Terör örgütlerinin istismar ederek vatandaşlarımızın kafasını bulandırdığı sorun alanlarını çözmek için tarihi adımlar attık. Geniş bir yelpazede uzanan bu adımların olumlu neticesini de hamd olsun aldık. Ekonomide ve temel hizmet alt yapısında sağladığımız genel iyileşme ile tüm vatandaşlarımızın hayat seviyelerini yükselttik. Bundan 9 yıl önce 2011 yılında ilan ettiğimiz 2023 hedeflerimiz ulaşmak istediğimiz seviyeyi gösteren çok önemli bir çıtaydı. Türkiye şahlanışa geçmişken Gezi olaylarıyla başlayıp ardı arkası kesilmeden devam eden iç ve dış sıkıntılarla karşılaşmaya başladık. Milletimiz bu süreçte her zaman hayranlıkla ifade ettiğimiz derin irfanıyla oynanan oyunu gördü ve bizim yanımızda yer aldı.

'ÜLKEMİZİ BİR TERÖR KORİDORUYLA KUÞATMAYA KALKTILAR'

Allah'ın yardımı ve milletimizin desteğiyle engelleri birer birer aşarak yolumuza devam ettik. Elbette bedeller ödedik. Hedeflerimize ulaşmada gecikmeler yaşadık. Ama ülkemizin yere kapaklanmasına, yeniden eski günlere dönmesine asla fırsat vermedik. 15 Temmuz darbe girişimi Türkiye'yi içerden çökertme girişimlerinin zirvesini teşkil ediyordu. Buradan da netice çıkmayınca, bu defa ülkemizi bir terör koridoruyla kuşatmaya kalktılar. Þu gördüğünüz mekan 15 Temmuz'u tam manasıyla yaşamış bir mekandır. Çatımızın üstüne çıkmaya yeltendiler, duvarlara merhume annemle ilgili haşa edepsizce, hayasızca sloganlar yazdılar. Ve 500 metre ötede bezmi alem valide sultan camiini üç gün üç gece işgal ettiler ve orada bira şişelerini kutularını topladık. Bütün bunları yaşadık. Bunlar burada yaşandığı halde kendilerine güya vatansever havasına girenler, bu ülkeyi sevdiklerini ilan edenler ne yazık ki aydınlık gençler diye ana muhalefetin başı bu gençleri ilan etmeye çalıştı. Bunlar aydınlık filan değil tamamıyla aldatılmış gençler. Bu da ifademin en iyi yanıdır.

'4 MİLYON İNSAN SINIRLARIMIZA DOĞRU ÞU ANDA HAREKETE GEÇMİÞTİR'

Bölgede etkinlik gösteren güçlerle diyaloğu sürdürmeye özel ehemmiyet verdik. Ne kadar bize verilen sözlerin çoğu tutulmamış olsa da bu yolu açık tutmak için özel gayret gösterdik. İdlib meselesi ise diğer kazanımları elimizden almak için özellikle kurgulanan, kışkırtılan bir konu olarak önümüze geldi. Bölgede yaşayan ve diğer yerlerden kaçarak gelen 4 milyon insan rejimin kanlı saldırıları sebebiyle sınırlarımıza doğru şu anda harekete geçmiştir. Bunların 1,5 milyonu şu anda sınırımızdadır. Biz bütün bunlara yönelik bir güvenli bölge oluşturalım ve iskan edelim diye çalışmalar yürütüyoruz.

'BURADA GARİP ÞEYİ İFADE EDECEĞİM. MERKEL'E DEDİM Kİ...'

Burada garip şeyi ifade edeceğim. Merkel'e dedim ki, bak böyle bir durum var. Sizin bana daha önce verilmiş büyük rakamlarla sözleriniz vardı, şuraya gelin siz de destek verin, bir an önce burayı yapalım. Söyleye söyleye en fazla 25 milyon avro ben de vereyim dedi. Biz ona da tabi kabul dedik. Ve sonra kızılhaç'a vereceğini, kızılhaç'tan da kızılay'a bu aktarılır. Anlama, tanıma; ve bu rakam takip ediyoruz. Dediler ki BM Mülteciler Başkomiserliğine gitmek durumundadır. Mülteciler, dünya BM mülteciler başkomiserliğine gidecekler oradan da kızılhaç'a oradan da kızılay'a yaklaşımını ortaya koydular. Aradım tekrar şansölyeyi. Para hazır dedi. Dedim, hazır olan paranız buraya gelmiyor. Verecekseniz verin, vermeyecekseniz, dün söylediğimi söylüyorum. O zaman bu mültecileri biz size gönderelim, o zaman biz size 25 değil 100 milyon Euro gönderelim. Ben dedi onu istemem dedi. Ben sizin pratik olmanızı istiyorum dedim. Biz ölüm kalım mücadelesini veriyoruz.

'BİZ ORAYA ESED'İN DAVETLİSİ OLARAK GİTMEDİK...'

Üç beş yaşındaki yavruların ne halde olduğunu izlemiyor musunuz dedim. E izliyorum. E o zaman bunu bir an önce göndermeniz lazım.  Yani güvenmek mümkün değil. Hep söylüyorum ya biz kendi göbeğimizi kendimiz kesmeye mahkumuz. Sadece 3,7 milyon Suriyeliyi biz ülkemizde barındırıyoruz. Tabi yeni bir göç dalgasını kaldıracak durumda değiliz. Ayrıca İdlib'deki, onca insanı rejimin insafına terk etmek de bizim ne tarihimize ne inancımıza sığar. Bize diyorlar ki "Sizin orada ne işiniz var" Þu anda Suriye tabi ki diyorlar, işgal altındaki topraklarını korumak durumundadır. Bunu da çok açık net söyleyenlere söyledim. Dedim ki, kusura bakmayın; biz oraya Esed'in davetlisi olarak gitmedik. Biz oraya Suriye halkının davetlisi olarak gittik.

'TRUMP DİYOR Kİ, PUTİN'İN NE BEKLENTİSİ VAR?'

Suriye halkı "tamam bu iş bitti" demeden bizim oradan çıkma niyetimiz yok. Bunu da dedim özellikle bilmenizi istiyorum. dün sayın Putin'e de söyledim. "Sizin orada ne işiniz var" Üs kuracaksanız üssü yine kurun. Ama şu anda siz bizim önümüzden çekilin, rejimle baş başa bırakın. Biz gereğini yaparız. E tabi ona da "biz çekildik" diyemiyorlar. Menfaatleri nedir? İnanın bunu çözebilmiş değiliz. İki üç tane üs ise e kurun. Bununla bizim bir derdimiz yok. Ve dün gece Trump diyor ki, burada Putin'in diyor ne beklentisi var, ne isteği var? Bunları söyledikten sonra Kamışlı'da bir petrol olayı bunların dedim. Orada petrol var mı dedi, orada petrol var dedim. Ama Deyrizor kadar değil dedim.

Ondan sonra böyle bir tabloyla karşı karşıyayız. Fakat bizim böyle bir derdimiz yok. Ne petrol derdimiz var, ne toprak derdimiz var. güvenli bölgeyle sınırlarımızı teminat altına almak istiyoruz. Bütün bunlardan sonra tabi İdlib'de şu anda 3-4 milyon insanın yaşadığı yerde her tarafı yerle yeksan ettiler acımasızca. İdlib'deki ısrarla mücadeleyi sürdürmenin arkasında bu yavruların, insanların muhatap kılındıkları acımasız felakettir.

'HERKESİN GÖRMESİ VE KABUL ETMESİ GEREKİYOR'

Bugün Kamışlı'da Tel Abyad'da Cerablus'da Münbiç'de El Bab'da İdlib'de vermediğimiz savaşı Allah göstermesin yarn Þırnak'ta Hatay'da Gaziantep'te Þanlıurfa'da vermek zorunda kalırız. Karşımızdaki senaryonun asıl hedefi Suriye değil, Türkiye'dir. Suriye'de istediklerini alanlar namlularını yarın Türkiye'ye çevireceklerdir. PKK'nın 1984 yılında gerçekleştirdiği ilk eyleminden itibaren kendi topraklarımızda 7 bin 500'e yakın güvenlik görevlimiz ile 6 bin 800'e yakın sivil vatandaşımızı kaybettiğimizi unutmayalım. Bugün sadece Suriye'de eğitilmiş ve donatılmış bölücü terörist sayısı 40 bin ile 60 bin arasında ifade ediliyor. Suriye'deki mücadeleyi başarıyla sonuçlandıramazsak teröristlerin çoğu ülkemize yönelecektir.  Öyleyse Suriye'de verilen mücadelenin hepimizin geleceğiyle ilgili olduğunu herkesin görmesi ve kabul etmesi gerekiyor.

'HANGİ BEDELİ ÖDEMEMİZ GEREKİYORSA ÖDEYECEĞİZ'

Milletime özellikle söylüyorum. "Türkiye'nin Suriye'de ne işi var" sorusu, aslında Türkiye terör örgütlerine ve kendine düşman bir rejime teslim olma önerisini bize tavsiye ediyorlar. Buradan milletime soruyorum. Terör örgütlerine teslim mi olalım? Ülkemize düşman rejime düşman rejime boyun mu eğelim? Vatanımızın bütünlüğüne göz dikenlerin önünde diz mi çökelim? Bölgemizde her yerde evinden yurdundan olanların gidecek yerleri var. En azından onları koyalım bir kenara hiçbir şey olmasa bile Türkiye var.

Peki bizim evimizden yurdumuzdan olduğumuzda gidecek bir yerimiz var mı? Kimileri Avrupa'yı kimileri Amerika'yı aklından geçirebilir. Ama milletimin herhangi bir ferdinin gitmeyi düşünebileceği hiçbir yer olmadığını biliyorum. Değerli arkadaşlar şahsen benim yok. Sizlerin de olmadığına inanıyorum. Öyleyse ülkemize, devletimize, vatanımıza sıkı sıkıya sahip çıkacak bunların bekası için hangi mücadeleyi vermek gerekiyorsa vereceğiz, hangi bedeli ödememiz gerekiyorsa ödeyeceğiz.

'ÞEHİT DÜÞEN HER EVLADIMIZIN ACISI YÜREĞİMİZİ DAĞLIYOR'

Þehit düşen her evladımızın acısı yüreğimizi dağlıyor. Bin yıldır bu topraklarımızı vatanımız kılmak için yürüttüğümüz mücadeleyi verdiğimiz sayısız şehitler kervanına bunu da ilave etmemiz gerekiyor. Ve şehitler tepesi hiçbir zaman boş kalmayacak. İdlib harekatımızda önceki gün vermiş olduğumuz şehit sayısı 34. 20 günlük harekat boyunca vermiş olduğumuz şehitlerin ailelerine şahsım, milletim adına baş sağlığı dilerken milletimizin de başı sağ olsun diyorum.

Yaralı kahramanlarımıza da rabbimden acil şifalar niyaz ediyorum. Amacımız ülkemizi, şehitler vermediğimiz huzurlu, güvenli, müreffeh bir geleceğe inşallah taşımaktır. Bugün canımız dahil her şeyimizi ortaya koyacağız ki yarın bu hedefe ulaşabilelim. Uğruna nice güneşler batsa da Allah'ın izniyle bu hilal hiçbir zaman oradan inmeyecek. Hamd olsun şehitlerimizin kanlarını yerde bırakmıyoruz, bırakmayacağız.

"2 BİN 100 REJİM ASKERİ ÖLDÜRÜLDÜ"

Þu ana kadar 2 bin 100'ün üzerinde rejim unsuru; artık rejim unsuru da demeyelim. Onların askerleri öldürülürken aralarında 94 tank, 37 obüs topu, 28 çok namlulu roketatar, 17 zırhlı aracın da bulunduğu 300'e yakın araç gereç imha edilmiştir. Ayrıca aralarında uçak pistlerinin kimyasal silah üretim tesislerinin yer aldığı pek çok yer de ağır ateş altına alınmak suretiyle onlar da tahrip edilmiştir. Her geçen gün bu baskıyı artıracak, rejime de onları destekleyenlere de kararlılığımızı göstereceğiz. Dün akşam itibariyle 7 kimyasal ürünlerin olduğu depo onlar da yine patlatılmıştır. İşin bu noktaya gelmesini asla arzu etmezdik, ama madem ki kendileri bizi buna zorladılar sonuçlarına da katlanacaklar.

'ANA MUHALEFETİN BAÞI HARİÇ. O ARAMA LÜTFUNDA BULUNMADI'

Bir an için empati yapalım. Ve Suriye'de ne işimiz var diyenlere hak verip hemen bugün son askerimize kadar oradan çıktığımızı düşünelim. Türkiye olarak yarın sabaha daha güvenli, huzurlu, güçlü bir şekilde mi uyanacağız? Rusya'sından Amerika'sına rejiminden terör örgütlerine kadar mücadele ettiğimiz herkes tüm projelerinden vazgeçip bizi mi alkışlayacak? Milyonlarca Suriyeli güle oynaya evlerine dönüp kendilerine yeni bir gelecek mi acaba kuracaklar? Türkiye'nin etrafındaki kuşatma kalkacak herkes bize destek vermek için seferber mi olacak? Yoksa Suriye içinde tuttuğumuz sorunların peşimizden sınırlara dayandığını mı göreceğiz? Cesaretlenen terör örgütleri, rejim yeniden şehitlerimizi bombalamaya işgale mi yeltenecek? İnanın bütün bunlar olurken tabi dün gün boyu sürekli liderlerle görüşmelerimiz oldu; ana muhalefetin başı hariç. O arama lütfunda bulunmadı, neymiş ben onu arayacakmışım. Ben seni niye arayayım ya? Dünya bizi arıyor, sen de bizi arayacaksın, biz de sana her şeyi veririz. Milletimiz kendi zihninde bu meseleyi çözdüğü için mücadeleye kayıtsız şartsız destek veriyoruz. Kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz.

Suriye'de 30 km derinliğinde bir güvenli bölgeyi oluşturmak için çalışmalarımız devam ediyor. Dün sayın Putin'e de Trump'a da söyledim ve diğerlerine de. Bize verilen söz neydi? "YPG'yi PYD'yi bunlar bu bölgeden çıkaracaklardı. Ne Rusya verdiği sözü tutabildi ne Amerika; çıkaramadılar. PYD YPG buralarda yine terör estiriyorlar. Bunları her iki liderle de paylaştım. Kalkıp şunu diyemiyorlar. "Hayır çıkardık" diyemiyorlar. Ama biz yazılı sözleşmeyle onlardan bunun sözünü aldık, altında imzaları var. ve bu sözleri yerine getiremediler. Ve şimdi kalkıp bize yok şöyle yok böyle diyorlar. Biz gereğini yapıyoruz ama onlar gereğini yapamıyorlar. Ve teröristler her fırsatta saldırıyor veya sızmaya çalışıyorlar. İdlib'de de mutabakatlara uymadı. Rejim yüz bin defa ateşkesi bozduğu halde bunu asla gündeme getiremeyenler, kendi topraklarını savunan muhalifleri gerekçe gösteriyor. Masum insanlar öldürülürken seslerini çıkarmayanlar, bizim huzuru koruma çalışmalarımıza ateşle karşılık veriyorlar. Bunu sadece seyretmekle kalıp üzüntü beyanlarında bulunanlar samimi değildir. Terör örgütlerine binlerce TIR silah, mühimmat, araç gereç yardımını yapanlar; rejim çok ciddi manada silah mühimmat füze her şeyi yine bu ülkelerden alırken, kimse Türkiye'ye ne bu konuda bir destek veriyor ne de bu mültecilerle ilgili bize destek veriyor.

'KAPILARI AÇTIK BUNDAN SONRAKİ SÜREÇTE DE KAPATMAYACAĞIZ'

Ne dedik aylar önce "Böyle giderse kapıları açmak zorunda kalacağız" İnanmadılar. Biz dün ne yaptık? Kapıları açtık, bu sabah itibariyle 18 bin oldu. Bugün herhalde 25 bin 30 bini bulabilir. Biz bu kapıları bundan sonraki süreçte de kapatmayacağız ve bu devam edecek. Neden? AB sözünde durması lazım. Sözünü tutması lazım. Biz bu kadar mülteciyi bakmak, onları beslemek durumunda değiliz. Eğer dürüstseniz, samimiyseniz o zaman siz de buradan bir paylaşımda bulunacaksınız. Bulunmadığınız takdirde biz bu kapıları açarız.

https://www.hurriyet.com.tr/gundem/son-dakika-cumhurbaskani-erdogan-suriye-meselesi-turkiye-icin-macera-degildir-41458076 Mesajı Paylaş
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

Alıntı yapılan: fırtına06 - 29 Şubat 2020, 15:06:10
Alıntı yapılan: BATTLESTAR - 29 Şubat 2020, 14:08:16
Son yayınlanan 14 dakikalık videoyu izlediğimde gerçekten kara konuşlu ve iha saldırı kabiliyeti olarak çok ileri bir seviye'de olduğumuzu gördüm.

Eğer gps güdümlü topçu mühimmatı ve Uzun menzil ve yüksek irtifa kabiliyetli akıncı ve aksungurlarımızda olsaydı. Rejime çok daha güvenli irtifalardan çok daha etkili mühimmatlarla saldırabilirdik. Anlaşılan şu an için sadece ihalar sahada gezebiliyor. Akıncı ve aksungur sayesinde lazkiye, hama vb. geniş alanda mesela himeynim gibi üslere yüksek irtifadan kgk saldırıs yapmak mümkün olabilirdi.

Hocam Pantsir gibi bir sistemi SİHA ile hemde radarı açıkken vurmak bizim kabiliyetimizmi yoksa bu Rus sistemleri korkulduğu ve övüldüğü kadar iyi değilmi bilemedim. Bu Rus sistemleri ABD ve İsrail'in, Suriye'de yaptığı saldırılarda da çok iyi bir performans gösterememişti. Ha tabiki önemli sistemler bunu inkar etmemek lazım fakat gerektiğinden fazlamı övülüyor ya da şişiriliyorlar acaba?
Rus sistemleri güvenilir bence. Ama batı teknolojisine ulaşamaz. Suriyede Rusya sayıca az. 4 batarya S300 ve 1 filo bile etmeyen Su-34 var. Bu kadar azlığa iyi iş çikartıyorlar bence. 1 tabur asker nüfuz edici bomba ile hedef alındı. Ne çabuk unuttuk. Ve bunun faili Rusya biz rejimi vuruyoruz. Mesajı Paylaş

Pantsir vurduğumuz kesin mi? Önce bunu sorgulamak lazım... Nerede vurmuşuz?
Kritik tesis, hss korumak için kullanılan değerli bir sistem pantsir... Idlib'de nerde bulmuşuzda vurmuşuz? Mesajı Paylaş

Konuyu siyasete çekmek istemiyorum. Ancak...

Her fırsatta neredeyse tüm kanallarda gördüğümüz, canlı yayınlarla ekranlarımızı kaplayan cumhurbaşkanımız sonunda kendisini göstermiş. Türk Milletinin büyük tepki gösterdiği askerlerimize saldırı sonrası kendisini ekranlarda milleti bilgilendirirken görmek istedik. Ama yoktu!

Bunca yıldır ülkeyi yönetiyor ve sayısız kriz yönetti. Ancak hiç bu kadar saçmaldığı bir açıklama yaptığını hatırlamıyorum. Gezi olayları, 15 Temmuz'dan tutun da Merkel'e şunu dedim, Trump bana şunu sordu vs. Putin Kamışlı'daki petrolün peşinde dedim. Bize ne! Türk milleti telefon görüşmesiyle yapılan dedikoduyu mu merak ediyor sanıyorsunuz? Bunlar yaşanılanlar karşısında milletin tepkisini yumuşatacak mı gerçekten? Yoksa tam tersi bir etki mi yapacak!

Alıntı yapılan: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan - 29 Şubat 2020, 15:11:19

'HERKESİN GÖRMESİ VE KABUL ETMESİ GEREKİYOR'

Bugün Kamışlı'da Tel Abyad'da Cerablus'da Münbiç'de El Bab'da İdlib'de vermediğimiz savaşı Allah göstermesin yarn Þırnak'ta Hatay'da Gaziantep'te Þanlıurfa'da vermek zorunda kalırız. Karşımızdaki senaryonun asıl hedefi Suriye değil, Türkiye'dir. Suriye'de istediklerini alanlar namlularını yarın Türkiye'ye çevireceklerdir. PKK'nın 1984 yılında gerçekleştirdiği ilk eyleminden itibaren kendi topraklarımızda 7 bin 500'e yakın güvenlik görevlimiz ile 6 bin 800'e yakın sivil vatandaşımızı kaybettiğimizi unutmayalım. Bugün sadece Suriye'de eğitilmiş ve donatılmış bölücü terörist sayısı 40 bin ile 60 bin arasında ifade ediliyor. Suriye'deki mücadeleyi başarıyla sonuçlandıramazsak teröristlerin çoğu ülkemize yönelecektir.  Öyleyse Suriye'de verilen mücadelenin hepimizin geleceğiyle ilgili olduğunu herkesin görmesi ve kabul etmesi gerekiyor.

https://www.hurriyet.com.tr/gundem/son-dakika-cumhurbaskani-erdogan-suriye-meselesi-turkiye-icin-macera-degildir-41458076


Karşımızdaki senaryonun hedefinin sadece Suriye olmadığını, sonrasında diğer ülkelerin ve özellikle Türkiye'nin hedef olduğunu biz çok uzun yıllardır biliyor ve dile getiriyoruz. O nedenle her zaman Suriye'nin, Irak'ın, İran'ın toprak bütünlüğünün korunması gerektiğini söylüyoruz. Suriye'ye gönderilen silahların zamanı geldiğinde Türkiye'ye yöneleceğini her zaman uyarı olarak belirtiyoruz. Ancak o silahlar gemilerle, uçaklarla, tırlarla, ülkemiz üzerinden geçip oralara giderken bu ülkeyi yönetenler  herhalde tanımadığımız birileri değildi! Eğer bir komuşunuzun toprak bütünlüğünün korunmasından, o ülkenin terör yuvası olmamasından bahsediyorsanız, o ülkeyi parçalamak için oraya silah yığanlara göz yummazsınız! Eğer o bir ülkeyi düşman olarak görüyorsanız, o ülkeye desteği engellemelisiniz. Daha dün boğazdan Rus gemileri geçti! Bir önceki gün 33 askerimizi şehit eden Esad'a destek veren Rus gemileri!

Bu kadar tutarsızlık asla kabul görmez! Mesajı Paylaş
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com


Paylaş whatsappPaylaş facebookPaylaş linkedinPaylaş twitterPaylaş myspacePaylaş redditPaylaş diggPaylaş stumblePaylaş technoratiPaylaş delicious
İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren Replikacep.com sitemizde 5651 sayılı kanunun 8. maddesine ve T.C.Knın 125. maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur.Replikacep.com hakkında yapılacak tüm hukuksal şikayetleri İletişim sayfamızdan bize bildirdikten en geç 3 (üç) iş günü içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek gereken işlemler yapılacak ve site yöneticilerimiz tarafından bilgi verilecektir.
Footer menü
Hakkımızda
Bize Ulaşın
Biz Kimiz
Hizmetlerimiz