Suriye Krizi

Suriye tarafından 22 Haziran 2012 tarihinde ihtarsız olarak, Türk Silahlı Kuvvetleri'ne ait RF-4E tipi keşif uçağı düşürüldü. Uçağın düşmesiyle şehit olan Hava Pilot Yüzbaşı Gökhan Ertan'ın babası Ali Ertan, Rus savaş uçağının düşürülmesini değerlendirdi. Angajman kurallarının oğlunun da içinde yer aldığı uçağın düşürülmesi sonucu değiştiğini anımsatan Ertan, şöyle dedi:

"2012'de oğlumun da içinde bulunduğu Türk askeri keşif uçağının düşürülmesinin ardından angajman kuralları değişmişti. Türk hükümeti, sınıra yaklaşan, sınır ihlali yapan uçakların düşürüleceği belirtilmişti. Bir süre önce de bir helikopter düşürülmüştü. 24 Kasım'da da angajman kuralları çerçevesinde Rus askeri uçağı düşürüldü. Bu devletin aldığı doğru bir karardır."

http://kokpit.aero/oglumun-ucagini-uyarmadan-vurdular

Anlaşılan o ki sebep yokken vurulan Türk uçağının,şehit olan pilotumuzun,Bayırbucakta katledilen Türkmenlerin,katledilen 380 bin Suriyelinin kıymeti harbiyesi yokmuş.Varsa yoksa iç siyaset.Kimse ruslar burada ne arıyor demiyor da sürekli bizi yargılama enterasan.

Anlaşılan o ki sebep yokken vurulan Türk uçağının,şehit olan pilotumuzun,Bayırbucakta katledilen Türkmenlerin,katledilen 380 bin Suriyelinin kıymeti harbiyesi yokmuş.Varsa yoksa iç siyaset.Kimse ruslar burada ne arıyor demiyor da sürekli bizi yargılama enterasan.

Kusura bakma da o kadar yazılandan hiçbir şey anlamamışsın. O bahsettiğin kayıpların çok büyük önemi var. Ve ne yazık ki bu yönetim zihniyeti ile çok daha fazla kayıplarımız olacak! Aklı başında olan, anı yaşamayı hayat felsefesi sananların değil, geleceği görenlerin en büyük endişesi bu! Esas konu "Ruslar buraya neden geldi "!

Bu iç siyaset konusu değil! Vatanın bütünlüğü konusu, memleket meselesi, varlığını koruma içgüdüsü, tarihte yaşananların tekerrür edeceğini hissedebilme öngörüsüne sahip olma yeteneği vs vs. Vatan; üzerinde yaşadığımız toprak parçası.. İçerisinde bulunduğumuz gemi! Gemiyi yürütmek bizlerin belirlediği rota ile olmalı. Başkalarının elimize tutuşturduğu planlarla değil! Elimize tutuşturulan rota bizi kayalıklara sürüklüyor. Tarih tekerrür ediyor. Bizden önce bu yolda giden gemilerin hepsi battı! Bu gemi battığında hepimiz suya gömüleceğiz. Sadece ısrarla bu rotayı savunanlar fareler gibi terk edecekler batmadan hemen önce!

Yazdıklarınızı okudum,okuğumuda iyi anlarım.Sizin çekinceleriniz girdap gibi içine çekmiş ve korkularınıza dönüşmüş sürekli geçmişden bahsederek tekerrür edeceği yönündeki beyanlarınız ise sadece vehimden ibaret.Aslına bakacak olursak sizin kızdığınız Kerkük-Musul durumlarındaki pasif kalma durumunun bir benzerini de sizler yapıyorsunuz.Ne yapalım peki sorusuna cevap vermeyip hala etrafından dönüyorsunuz.Savınız nedir?ülkenin ne yapması gerekir dış siyasette politikada güç dengelerinde net cevap yok.Diyarbakırdan verilen uçağı düşür emrini veren karargahdan yola çıkarak tüm siyasete yön vermeyi marifet mi sayıyorsunuz.Fareler gibi kaçmaya gelince sizlerin tabiriyle % 49 un içinde başka ülkelerde evi barkı ve dahi pasaportu olanları pek görmedimde şu ünlü %50.5 içinde avrupayla,amerikayla sıkı fıkı olup fareler gibi kaçmak fırsat kollayıp can atan çok köpek soyu gördüm.

Yazdıklarınızı okudum,okuğumuda iyi anlarım.Sizin çekinceleriniz girdap gibi içine çekmiş ve korkularınıza dönüşmüş sürekli geçmişden bahsederek tekerrür edeceği yönündeki beyanlarınız ise sadece vehimden ibaret.Aslına bakacak olursak sizin kızdığınız Kerkük-Musul durumlarındaki pasif kalma durumunun bir benzerini de sizler yapıyorsunuz.Ne yapalım peki sorusuna cevap vermeyip hala etrafından dönüyorsunuz.Savınız nedir?ülkenin ne yapması gerekir dış siyasette politikada güç dengelerinde net cevap yok.Diyarbakırdan verilen uçağı düşür emrini veren karargahdan yola çıkarak tüm siyasete yön vermeyi marifet mi sayıyorsunuz.Fareler gibi kaçmaya gelince sizlerin tabiriyle % 49 un içinde başka ülkelerde evi barkı ve dahi pasaportu olanları pek görmedimde şu ünlü %50.5 içinde avrupayla,amerikayla sıkı fıkı olup fareler gibi kaçmak fırsat kollayıp can atan çok köpek soyu gördüm.

Ben bugünlerde o %49'un içerisindeki, sıkı savunmacı itlerden, Rus uçağının düştüğü anda Avrupa'ya kaçmaktan bahseden, bu ülkeyi vatan olarak görmediğini belirteni de gördüm. Bu nedenle endişelerim çok daha arttı. Sadece Musul-Kerkük konusundaki pasiflik değil, koskoca imparatorluğun bile nasıl salakça idare yöntemiyle emperyalistlere peşkeş çekilmesi gibi pek çok tarihi örnek, sadece vehim değil, tarihin tekerrürden ibaret olduğu gerçeğini ortaya koyuyor!

Ülkeler arasında dostluk değil, çıkarlar söz konusudur. Bugün ülkemin bütünlüğüne açık şekilde kast edenlerle çıkarlarımızın uyuşması kesinlikle mümkün değildir.

Þu memleket yurttaşlarından bazılarına hayret etmemek mümkün değil ! IFF dedikleri Dost Düşman Tanıma Sistemleri hiç bir şekilde çalışmıyor ! Çünkü kullandıkları sistem milli değil. Amerika' nın kuyruğunu takılmış gidiyorlar. Dost kim, düşman kim haberleri yok. Yahu adam bangır bangır bağırıyor; Ortadoğuyu çil yavrusu gibi dağıtacağım, kendi çıkarlarıma uygun olacak şekilde yeniden dizayn edeceğim, haritaları baştan çizeceğim, 22 yeni devletçik kuracağım, milletin anasını ağlatacağım diyor- daha ne demesi lazım anlamıyorum ki !.. Yani yapacaklarını baştan söylüyorlar. Bu kadar da dürüstler. Birileri de kalkmış Amerikan projelerine taşeronluk yapıyor. Hiç bir şekilde taşeronluk yapmayacak vatanseverlere de ; haydi gelin birlikte taşeronluk yapalım diyorlar. Böyle bir saçmalık olabilir mi !.. Olacak şey değil.

Türkiye Cumhuriyeti pek çok şeyi başardı lakin bir şeyi başaramadı- vatandaşlarını eğitemedi. Tevhidi Tedrisat Kanunu ile eğitim öğretim birliğini sağlamayı düşünüyorlardı. Son derece doğru ve yerinde bir hareketti. Çünkü farklı farklı eğitim modelleri; farlı farklı insan tipleri yetiştirir. Atatürk' ün ölümü ile birlikte Tevhidi Tedrisat Kanununun da içine ettiler. En nihayetinde iki tip insan yetişmeye başladı.  Bunlar bir süre sonra birbirlerinden de ayrı düştüler. Bir tarafta Atatürk' ün aydınlattığı yoldan gitmeyi tercih eden vatanseverler; diğer tarafta ise padişahın kulları olmayı yeğleyen sözüm ona muhafazakarlar !.. Muhafazakarların tarihten gelen ortakları vardır; Amerika ve İngiltere !.. IÞİD denilen Ali Kıran Baş Kesenler, zaten bu ortaklığın ürünüdür.

Düşürülen iki tane RF-4 uçağı konusunda şaibeler var. Toplum vicdanı rahatlamış değildir. Aynı şekilde Afyon Cephaneliğinin patlaması olayı. Akabinde hapisten çıkartılan Hizbullah militanları- Bu adamlar nereye gitti belli değil !.. Hatırlatalım; bir kanun maddesine dayanılarak tutuklu bulunan Hizbullah militanları salıverilmişti. Hemen akabinde tekrar yakalama kararı çıkartıldı falan!.. Bunların hepsi şaibeli işlerdir. Uçağı şu düşürmüştü, bu yapmıştı falan- bunlara itibar edecek insanlar değiliz. Her söylenene inanacak kadar ahmak değiliz vesselam.

Sadece Türkiye' de değil, Rusya' nın da aklını peynir ekmekle yemiş bir dünya insanı var  Bunlardan birisi de Rus Liberal Demokrat Partisinin lideri ırkçı Jirinovski. İstanbul' un ortasına atom bombası atalım havaya uçuralım diyor. Nükleer savaş korkusundan NATO' nun sesi soluğu çıkmaz diyor.    ( https://www.cihan.com.tr/tr/jirinovskiden-korkunc-teklif-bogazi-bombalayalim-1949607.htm ) Akılsız, dünyanın her yerinde akılsız... ona hiç şüphe yok:)

Bu iş o kadar can sıkıcı ki anlatamam. Ne yazık ki bir adım sonrasını düşünemeyen öngörüsüzler ülkesi haline geldik. Denildiği gibi adamlar resmen günübirlik yaşıyor. Önünü arkasını düşünmeden o an için aklına ne geliyorsa onu yapıyorlar yani. Tepkisel reflekslere esir olmuşlar. Akıl diye bir şey hak getire !

Amerika' nın gazıyla Rus uçağının düşürülmesi, elimizi son derece zayıflatmıştır. Þimdi bir değil iki düşmanla mücadele etmek zorunda kalacağız. Daha doğrusu düşman kazanmak üzereyiz. Amerika' nın yanına bir de Rusya !.. Halimiz nice olur düşünebiliyor musunuz ? Savaşlar safları güçlendirerek kazanılır. Ne kadar çok düşmanın olursa, yapabileceklerinin sayısı o kadar azalır. Amerika, İngiltere, Fransa, Almanya ve İsrail, şiddetle Kürt devleti kurmak istiyor. Buna direnen kimlerdir; Suriye, İran ve Rusya !.. Rus uçağının düşürülmesinden sonra Rusya' da bu gruba dahil olarak YPG' ye destek vermeye başladı. Bütün bunlar yetmezmiş gibi iç siyasette de başkanlık rejimi meselesi var. Ne diyor, başkanlık sistemi iyidir. tamam da Başkanlık sistemi demek Federasyon demek. Federasyon' da bir sonra ki aşamada Kürdistan demektir. Görüldüğü üzere tezgahı gayet güzel kurmuşlar ! Bu işin sonu aynen kurtuluş Savaşında ki mücadeleye döneceğe benziyor. İçerde ki Kürtçü, şeriatçılarla mücadele ederken aynı zamanda Amerika, İngiltere, Fransa, Almanya ve İsraile karşıda savaş vereceğiz. Ancak bu sefer yanımızda Sovyetler Birliği olmayacak. Tezgahın büyüklüğüne bakar mısınız !

Cumhuriyetçilere çok iş duşecek. Anladık ki Ortadoğu olarak biz kendimizi yonetemiyoruz. Ben dahil bütün o anti-amerikancılığın içi boşmuş.

Ben bugünlerde o %49'un içerisindeki, sıkı savunmacı itlerden, Rus uçağının düştüğü anda Avrupa'ya kaçmaktan bahseden, bu ülkeyi vatan olarak görmediğini belirteni de gördüm. Bu nedenle endişelerim çok daha arttı.

valla ben o %49'un içinde değilim ama ben de Mısır ya da Tunus düşünüyorum be Skywolf. Rahatıma düşkün olduğumdan değil, ne bileyim öyle işte...

Jirinovski zır delisini dünyada ciddiye alan var mıdır acaba? Sadece bizdeki her şeyi bildiklerini sanan kahvehane kahramanları var bence!

Gerilimin ortaya çıkışı ve ilerleyişine bakarsak, ABD ve saz arkadaşları, önceki eylemlerindeki iç karışıklıklara ek olarak Rusya'ya da görev verecekler gibi! Umarım Rusya'yı yönetenler bu tuzağa düşmezler! Her sıkıştıklarında hep birilerinin yönlendirmesiyle başkalarını suçlayarak "büyük oyun" diye saçmalayanlar, ülkeyi esasında uydurduklarının aksine gerçekten büyük bir oyunun içerisine sürüklediklerinin farkında bile değiller!

Uyvar arkadaşım, isteyen istediği yere gidebilir! Savaştan iğreniyor olabilir insanlar. Hiçbir şeye karışmadan yaşamayı tercih ediyor da olabilir. Ama benim gibiler kaçmaz. Büyük dedem Yemen'de Osmanlı askeri olarak savaştı. Ömrünün son 14 yılını orada görev yaparak tamamladı. Diğer bir dedem ise henüz bıyıkları terleyen genç bir delikanlıyken Kurtuluş Savaş'ında Yunan askerlerine karşı savaştı. Onunla birlikte savaşan kardeşi de İstiklal Gazisiydi. O dedemin eşi olan büyükannem anlatırdı, henüz çocuk sayılacak yaştayken köylerine gelen Yunan askerlerinin, köylerine ilk geldiklerinde bütün hayvanlarını nasıl katlettiğini... Yumurtadan yeni çıkmış civcivlere kadar. Köyde sadece yaşlılar ve çocuklar olduğunu, Yunan askerlerinin gençlerin nerede olduklarını sorduğunu. Köye ikinci geldiklerinde kalan yaşlı ve çocukları bir araya toplayıp tam katledecekleri anda "MUSTAFA KEMAL'İN ASKERLERİNİN" nasıl yetişip kurtardıklarını anlatırdı. Anadolu'nun başka yerlerinde onlar kadar şanslı olamayanlar da az değildi! Tecavüze uğrayanlar, camilere toplayıp yakılanlar, kurşuna dizilenler... Tarih bunların hepsini yazıyor.

Bütün bu gerçeklere rağmen bugün, tarihin yalan olduğunu söyleyip, Yunanlılarla bile bir savaş yapmadığımıza inanan büyük bir beyinsizler topluluğu bile var bu ülkede! Gerçeği görmezden gelip büyük bir ısrarla yalanı savunanlar o kadar fazla ki! Bunların arasında İstiklal gazisi dedenin torunu olan kuzenlerim bile var! Bu ülkedeki kutuplaşmanın geldiği noktayı varın siz düşünün. Başkalarını bilmem ama "O" olmasaydı olmazdık muhtemelen. Allah'a şükürler olsun ki tam zamanında O'nun gibi bir lideri gönderdi bu millete! Bir daha böyle bir durum olsa gönderir mi bilemem. Çünkü Allah nankörlük edenlere yardım etmez!