Akdeniz'de Enerji Krizi

Başlatan SKYWOLF, 11 Eylül 2011, 00:41:21

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Yapılacak iş belli, derhal o geminin yanında çatapat patlatmak. Kaçtı kaçtı kaçmadı, kim vurduya havale edecen. Yoksa bunlar iyice azar. Mesajı Paylaş

Benim konuya bakis acim biraz daha degisik.

Oncelikle Fransiz donanmasinin planladigi tatbikat tam nerede ona bakilmali NEVTEX  detayi.

Bahsedilmekte olan 3 Nolu parsel TC MEB dahil olmamakla birlikte GKRY ile KKTC MEB cakistigi bir bolge.

Bazilarimizin kavram kargasasindan dolayi asiri heycanlandigi kanisindayim.Bunu gidermek icin de, kargasaya neden olan terimlere tekrardan bakmakta yarar vardir." karasulari,bitisik bolge,Munhasir ekonomik bolge"

Kavram kargasasina yardimci olmak icin ekteki linke bir goz atmakta fayda vardir.
https://enerjler.weebly.com/deniz-hukuku.html

Fransizlarin yayinlamis olduklari NEVTEXT GKRY veya Lubnan Kara sulari icerisinde degil ise ve sadece MEB icerisinde ise o zaman da MEB  icerisinde yurutulen yabanci askeri faaliyetlerin hukuki niteligine bir bakmakta yarar vardir.


Bahsetmis oldugum konular incelendikten sonra TC veya KKTC MEB ini veya Ihtilafli alanlarda haklarimizin nasil korunabilecegini tartismamiz daha verimli olacagi kanisindayim.



Mesajı Paylaş

Baktılar israil den fayda yok, israil türkiye ile anlaşacak gibi, fransa bi el atınca hemen yılana sarıldılar. Ama yılandan iş çıkar mı? Bence israil in olduğu yerde fransa nın esamesi okunmaz. Frenkistan anca yunana göz kulak olup oyalar.

Þahsen ben ülkemizin doğu akdeniz karbon yatakları ile ilgili israil ile anlaşmasını istemiyorum. Hala da bu anlaşmanın olmayacağını düşünüyorum. Çünkü bu günkü şartlarda israil hem, filistin in hemde Lübnan ın kaynaklarını sömürecek ve ekonomik olarak güçlenip yine bize rakip olacak. Bu nedenle israil ile anlaşmayıp, onları bu kaynakları satmakdan alı koyabilirsek bizim için en iyisi bu olur.

Fakat hükümetin eli ekonomide daralıyor. Ne kadar daha dayanabiliriz bilmem.

En azından Libya hallolmuş olsa sıra Mısır da deriz ve bekleriz ama, daha Libya normalleşmedi. Hss ve mmu uçağı envantere girmedi. En azından Sisi yi sıkıştıracak pozisyona gelip anlaşma imzalatsak, sonra Libyada güçlenecek müslüman kardeşler örgütü onun icabına bakardı. Sonrası zaten çorap söküğü gibi gelirdi diye düşüncem var. Mesajı Paylaş

Dogu Akdeniz MEB  sinirlarinin belirlenmesi ve deniz altinda bulunan yer alti kaynaklarinin paylasimi konusundaki su anda ,GKRY ve Yunanistan haricindeki tum ulkeler ile cikarlarimizin bir gerekliligi olarak anlasabilmek oldugu yonunde.

Halen Turkiye Dogu Akdeniz cografyasinda tamami ile de olmasa yalniz sayilabilir.  KKTC nin taninmamisligi ,Libyada UMH yönetimiyle imzaladığımiz "deniz yetki alanının sınırlandırılması" anlaşmasının hayata tam olarak geçebilmesi için birincisi Libya düzleminde, ikincisi de Doğu Akdeniz düzleminde bazı gelişmelerin olması gerekir.

Libya düzlemi
Libya düzleminde olması gereken şu: Libya'nın birliği sağlanmalı ve Libya'nın bütününün yönetimi Turkiye – UMH  anlaşmasını sürdürmeli.
"Bölünmüş Libya" haritası, anlaşmayı anlamsız kılıyor zira anlaşmaya konu olan Libya sınırı Trablus merkezli Serrac bölgesinde değil, Tobruk merkezli Hafter bölgesinde.
Bu durumda ya UMH hükümeti Libya'nın tamamına egemen olacak ya da Ankara, Trablus dışında Tobruk'la da konu ile ilgili uzlasmasi gerekebilir. Kısa vadede her iki senaryo de pek mümkün görünmüyor. " Bu nedenle su anki Libya anlasmasi tek basina Dogu Akdenizdeki haklarimizin korunmasinda yuzde yuz garanti saglamiyor.

Doğu Akdeniz düzlemi
Doğu Akdeniz düzleminde ise olması gereken şu: Türkiye'nin Trablus yönetimiyle yaptığı "deniz yetki alanının sınırlandırılması" anlaşmasını, Doğu Akdeniz'deki birkaç ülkeyle daha yapması gerekir.
Çünkü Ankara'nın daha 2 Mart 2004'te "genel bir tutum" olarak ilan ettiği üzere "deniz yetki alanlarının ilgili tüm kıyı devletleri arasında yapılacak antlaşmalar yoluyla belirlenmesi" gerekir.
Bu hem hukuken böyledir hem de Doğu Akdeniz'in "çanak" yapısının ortaya koyduğu coğrafi zorunluluktur. Zira bu harita içinde yapılacak ikili "deniz yetki alanını sınırlandırma" anlaşması en az bir üçüncü ülkeyi kesişen olması nedeniyle ilgilendirmektedir.

O nedenle Türkiye'nin Trablus hükümetiyle yaptığı anlaşmayı Libya'nın bütünüyle yapılan bir anlaşma seviyesine yükseltmesinin dışında, ayrıca Doğu Akdeniz'de başka ülkelerle yapılacak anlaşmalarla da taçlandırması gerekmektedir.

Gürdeniz-Yaycı'nın görüşü
Konunun Türkiye'de iki önemli uzmanı var: Em. Tümamiral Cem Gürdeniz ve Tümamiral Cihat Yaycı.
Gürdeniz'in bu konudaki görüşünü, yönettiği Yeni Deniz Mecmuası dergisinin yayın kurulunda bulunmam nedeniyle çalışmalar sırasında yaptığımız sohbetlerden, Yaycı'nın görüşünü de Kırmızı Kedi Yayınevi'nden yayımladığımız Doğu Akdeniz'in Paylaşım Mücadelesi ve Türkiye kitabından biliyorum: Türkiye Trablus'la yaptığı anlaşmanın benzerini, Doğu Akdeniz'deki ülkelerin en az ikisiyle daha yapmalı!
Yaycı, kitabında olması gereken o anlaşmaların haritasını da veriyor. Sayfa 43'te, "GKRY'nin, İsrail'in hakkını gasp ettiği deniz alanını gösteren harita" olarak, sayfa 94'te "Türkiye-İsrail; karşılıklı kıyıları gösteren harita" olarak, sayfa 166'da "Türkiye-İsrail, Türkiye-Libya anakaralarının karşılıklı kıyılarını gösteren harita" olarak ve sayfa 168'de de "İsrail'in Türkiye ile yapacağı anlaşma ile kazanacağı alanı gösteren harita" olarak...
Yine sayfa 103'te, "Türkiye-Lübnan; karşılıklı kıyıları gösteren harita" da var.

Yani konunun uzmanları, Türkiye'nin İsrail ve Lübnan'la da benzer anlaşmayı yapması gerektiğini ve bunun mümkün olduğunu belirtiyorlar. Zira bu iki ülkenin de GKRY yerine Türkiye ile anlaşması halinde daha çok alan kazandığı ortada.

İsrail'in yeşil ışığı
Peki, böyle bir olasılık var mı? Özellikle şu iki mesaj, olabileceğini gösteriyor:

1) Mısır, BAE, Yunanistan, GKRY ve Fransa 11 Mayıs'ta ortak bir Doğu Akdeniz açıklaması yayımlayarak üç konuda Türkiye'yi (GKRY'nin MEB'inde sondaj yapmakla, Yunanistan'ın hava sahasını ihlal etmekle ve Libya'daki tutumu nedeniyle) hedef aldı. Ancak İsrail bu beşliye dahil olmadı ve açıklamaya imza atmadı!

2) İsrail devleti bir gün sonra resmi Twitter hesabından Türkiye'ye sıcak bir mesaj gönderdi: "Türkiye ile diplomatik ilişkilerimizle gurur duyuyoruz. Bağlarımızın gelecekte daha da güçlenmesini umuyoruz."
İki tutum da sürpriz değil. Zira İsrail Doğu Akdeniz'deki Yishai gaz sahası sınırı ile GKRY'nin ilan ettiği parsellerde yer alan Afrodit gaz sahasının sınırının çakıştığını belirterek bölgedeki saha geliştirme faaliyetlerine 10 Aralık 2019'da itiraz etmişti. Hatta beş gün sonra İsrail resmi radyosu, Türkiye'nin Tel Aviv'e "Avrupa'ya doğalgaz transferi konusunda müzakereye hazırız" mesajı ilettiğini haber yapmıştı. O haberden iki gün sonra da İsrail'in yayın kuruluşu KAN, İsrailli yetkililerin "müzakereye açığız" mesajı verdiğini duyurmuştu.

Dogu Akdeniz Cephemizi daraltmamiz sart.
Türkiye'nin sadece Libyaya asker değil, Kahire ve Tel Aviv'e diplomat göndermesi gerekir.
Doğu Akdeniz'de çıkarlarımizin en yüksek seviyede korunabilmesi için Türkiye'nin sadece İsrail ve Lübnan'la değil, Mısır ve özellikle de Suriye'yle anlaşması gerekir.
Böylece Doğu Akdeniz'deki büyük cephe yarılmış ve Fransa-Yunanistan-GKRY üçlüsüne daraltılmış olur.

" Paylasmakta oldugum yazinin buyuk bir kismini Cumhuriyet gazetesinden alinti"
Mesajı Paylaş

Su sisiyi ortadan kaldiramadik  yahudilerler anlasma büyük ihtiman ile ola bilir Mesajı Paylaş

Sisi'yi kaldırsan yerine Pisi getirilecekti... Sisi sadece ABD-İsrail politikasını uygulayacağını bu devletlere deklare ettiği için şu an o mevkide...Sisi bunu kabul etmeseydi ABD-İsrail başka bir general getirirdi Mısır'ın başına... Mesajı Paylaş

Mâlesef mısır ordusu batı yanlısı. Temizlik şart aksi taktirde muhafazakar kesim iktidar olamaz olsa bile darbe ile indirirler. Baksanıza Sisi için tek muhalif çıkmadı koskoca orduda. Genel yapı batı ve israil yanlısı gibi görünüyor. Mesajı Paylaş

Ordunun maaşını ve silahını amerika verirse adamı böyle devşirirler Mesajı Paylaş

#758
Fransa kendi petrol şirketinin hatrına gelip orada tarafını belli etmek zorunda. Bu gayet beklenen bir durum.  Herkesin bir şekilde bize ambargo koyma gibi bir merakı var zaten. Buna Fransayı da katıp Polat Alemdar gibi ağzının payını vermeden önce uluslararası hukuku gözden geçirip davranmak gerekir. Karasularımız olmadığı için bunu düzenlemeye hakları varsa buyursunlar. Biz de Yunanistanın güneyinde güneybatısında tatbikat da değil arada operasyon yapıyoruz. Biraz bunun ezikliği biraz da bakın biz yalnız değiliz durumu.

Ama Fransa bu, ne kokar ne bulaşır. Libyada Suriyede vs hep en başta bir kaç ses çıkarır operasyona dahil olur ardından kenara çekilir takılır. Belki de Amerikaya alternatif silah satıcısı olma rolünün gereği kimseyle papaz olmuyorlar. İş ciddiye binene kadar Amerikanın büyük müttefiğiyiz tavırları bir kaç sorti falan sonra "beyler akşam olmuş brn kaçar" modu.

Siz ellemezseniz Fransa göstermelik bir kaç şey yapar Rumları gevşetir gider. Ama gemiyi indirirseniz imajımız bozulur. Haksız duruma dahi düşebiliriz. Mesajı Paylaş

Ah işde, şimdi bi kaç tane nükleer bomba olsa, gık diyemezlerde, neyse. Mesajı Paylaş


Paylaş whatsappPaylaş facebookPaylaş linkedinPaylaş twitterPaylaş myspacePaylaş redditPaylaş diggPaylaş stumblePaylaş technoratiPaylaş delicious
İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren Replikacep.com sitemizde 5651 sayılı kanunun 8. maddesine ve T.C.Knın 125. maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur.Replikacep.com hakkında yapılacak tüm hukuksal şikayetleri İletişim sayfamızdan bize bildirdikten en geç 3 (üç) iş günü içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek gereken işlemler yapılacak ve site yöneticilerimiz tarafından bilgi verilecektir.
Footer menü
Hakkımızda
Bize Ulaşın
Biz Kimiz
Hizmetlerimiz