Akdeniz'de Enerji Krizi

Müslüman Kardeşler Hilafetin kaldırılmasına yanıt olarak 1928 yılında kuruldu.
Amacı Türkiye Cumhuriyetine meydan okumaydı.
Müslüman kardeşler örgütünün altı kurucusu, Süveyş kanalında çalışan İngilizlerin  kampında kalan kişilerdi.
Sonraları bu örgüt Almanya'daki CIA merkezinden yönetildi.
https://www.sozcu.com.tr/2019/yazarlar/soner-yalcin/ihvan-sevgisi-5185035/

2013-2014 yıllarında Suudi Arabistan, Mısır,BAE,Suriye Müslüman Kardeşleri Terörist ilan etti.
https://tr.wikipedia.org/wiki/M%C3%BCsl%C3%BCman_Karde%C5%9Fler

1928 yılında Mısır'da Hasan El Benna tarafından kuruldu
Örgüt çok geçmeden Başbakan Mahmud el Nukraşi'nin makamında uğradığı suikaste karışmakla suçlandı.
1929'da Nukraşi'nin öldürülmesini kınayan Benna da kimlikleri bilinmeyen, ancak güvenlik güçlerine bağlı olduğu tahmin edilen kişilerce düzenlenen suikaste kurban gitti.
https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-48107342

Yaşantımda aynı kelimeleri ,aynı söylevleri dile getirip, ufak farklar yüzünden,  birbirine saldıran gruplar da görmüştüm.
Zor bir süreç. Kim kimi maşa diye kullanıyor belli değil.
Poker suratı takınıp. Renk belli etmemek sanki en doğrusu.

Görevimiz tehlike filminden bir anektod:
"Uluslararası ilişkilerde müttefiklik diye birşey yoktur,karşılıklı çıkarlar vardır"
Mursi , Sisi ; Mısır halkının sorunu , biz hangisi Türkiye 'nin çıkarına olursa (gerçi hangisinin  çıkarımıza olduğunu anlayacak  siyaset aklı da yok bizde .Suriye iç savaşını alevlendirip emevi camisinde cuma namazı kılacağız diyen akıl) onu desteklemeliydik.
Sisi'ye sabah akşam diktatör,katil deyip , ihvancılık oynayarak koca müslüman Mısır'ı Rumların,yahudilerin kucağına attık.

Türkiye'nin Doğu Akdeniz stratejisinde önemli bir isim olan Tümamiral Cihat Yaycı, Cumhurbaşkanlığı Kararı ile Genelkurmay Başkanlığı karargâhına atandı.

Bazısı bu göreve pasife çekilmek diyor... Genelkurmay karargahına atanmak daha önemli değil mi?

Ne gibi mantiksiz bir hamleydi? Gidici olan Mubarakimi tutsaydik? Mursi isin basinda kalabilseydi belki Misir ile iliskilerimiz daha cok pekisirdi.  Müslüman kardesleri bizim tutup tutmamakla Mursi basa gelmedi o secim Misir halkin karariydi.

Amerikanin gazi Suriye meselesinde bir keren zerre kadar yoktur. Bir gün elbette Suriyeye girilecekti. Iran, Rusya ,Fransa ,Amerika, Israil, Suudi Arabistan kapimin önümde istedigi gibi at kosturacak bende geridenmi izeleyecegim? Yeterli Hard ware olmasaydi ,ki elimizde olan gayet yeterli, bu hamleye yine de mecbur kalirdik.

Sizi ben anladigim kadariyla " ne isimiz var Libyada ne isimiz var Suriyede " diyenlerdensiniz. Yanlisim varsa beni düzeltin.

+1

Sıkıntı yok. Tüm gizli ateistler de kendilerine alevi diyor.

Aslında haklılık payın var, şöyle ki; vatandaş diyor ki, bir yaratıcının varlığına inanmıyorum lakin senin inandığın Tanrıya inanmıyorum! diyor. Senin kavramlaştırdığın tanrıyla, benim tasavvur ettiğim tanrı aynı tanrı olamaz. Ve hatta senin inandığın din ile benim inandığım din aynı din olamaz diyor. Peki aynı kitap' a iman eden insanlar nasıl oluyor da birbirine bu kadar zıt düşünebiliyor?

TV programlarında çok defa şahit olmuşuzdur. Örneğin muhafazakar kökten gelen bir takım insanlar, yapılan bazı haksızlıkları görünce, isyan edercesine; din buysa ben dindar değilim, inanç buysa ben inançlı değilim, senin Allah'ın ile benim Allah'ım aynı Allah olamaz diyorlar! Halbuki aynı Allah' a iman ediyorlar.

Buradan hareketle, hiçbir insanın Ateist olabileceğini düşünmüyorum. Belki ağzından öyle çıkabilir ama meseleyi aklına danıştığında ya da derinlemesine düşündüğünde; muhakkak ki bir yaratıcının varlığını kabul edecektir. ha...! O yaratıcı senin düşündüğün yaratıcı olmayabilir; orası ayrı mesele. Çünkü Semavi dinler olarak adlandırılan dinler, aslında Tanrı kavramını Yunan mitolojisinde ki Zeus ile özdeşleştirmişlerdir. Olimpos Dağının tepesinde bir Zeus var ve bütün dünyaya hükmediyor(!) Hristiyanlık, Yahudilik ve hatta İslamiyette ki Tanrı kavramı Zeus' la özdeşleştirilmiştir. Orada bir Tanrı ver ve tahtında oturuyor! İşte insanlar tanrı kavramını bu şekilde tasavvur etmiştir. Tanrıya izafe edilen betimlemeler ise söylenip geçilen, üstünde derinlemesine düşünülmeyen betimlemeler olarak tekrara edilen nakaratlardır. Örneğin; ''Size şah damarınızdan daha yakınım'' diyor - şimdi bundan ne anladın? genelin anladığı şekliyle; her şeyi görürüm, her şeyi duyarım ve her şeyden anında haberim olur -şeklinde anlaşılıyor. İşte bu şekilde olduğuna inananlara Vahdet-i Þuhutçular denmiştir. Onlar tanrıyı evrenin dışındaymış gibi tasavvur ederler; aynen Zeus gibi... Orada ki dağın başında bir Tanrı var ve her şeyi kontrol ediyor -gibisinden. Diğer görüş ise Vahdet-i Vücut görüşüdür. Evet bir Tanrı var ama evren tanrının içinde tanrı da her şeyin içinde! İşte bu görüşü savunanlara da  Vahdet-i Vücutçular deniliyor. Anadolu erenlerinin görüşü  bu görüştür... Mevlana, Yunus Emre, Hacı Bektaş-ı Veli gibi. Hani Yunus diyor ya; bir ben var bende benden içeru..! Evren Tanrının içinde Tanrı da her şeyin içinde...

Sadede gelecek olursak,  Vahdet-i vücutçular ile Vahdet-i Þuhutçuların Tanrısı aynı tanrı olabilir mi? O nedenle adam, ben Ateistim deyip için içinden çıkıyor. İşin aslı budur hocam.

Konu dağılmasın (anti parantez) not düşeyim dedim...

Mursi ile akdenizde MEB anlaşması ve bazı denizcilik alanlarında anlaşmamız vardı veya yapılacaktı. Darbe sonrası Sisi bunları iptal etti. darbeciden ziyade mursi nin veya demokratik yolda giden mısır ın ileride türkiye nin çıkarına olduğuna inanıyorum.

Bazısı bu göreve pasife çekilmek diyor... Genelkurmay karargahına atanmak daha önemli değil mi?

Amiralimiz bugün istifa etti...

Çavuşoğlu: Rum kesimi hariç herkesle işbirliğine varız.

Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye'de yayın yapan yerel bir kanalda katıldığı programda, Doğu Akdeniz'de yaşanan gelişmelere ilişkin bir soruyu yanıtladı.

Rumların, adadaki Türk tarafının haklarını yok sayarak tek taraflı sondaj çalışmalarına devam ettiğini belirten Çavuşoğlu, "Rum tarafı KKTC'nin tavsiyelerini, tekliflerini dikkate alsaydı, paylaşmayı öğrenseydi bu gerginlikler olmazdı." ifadelerini kullandı.

Her zaman öncelikle diplomasiden yana olduklarını vurgulayan Çavuşoğlu, "Maalesef biz diplomasi dedikçe bunlar zaafiyet olarak algıladı. Biz de gemilerimizi gönderdik, sondajımızı başlattık. Bugün baktığımız zaman kim var orada? Þimdi yıl sonuna kadar herkes çekildi. Kim var? Bir tek Türkiye var. Bunun anlamı şudur. Rum tarafı da KKTC ile anlaşarak uzlaşıya gitmelidir. Doğu Akdeniz etrafındaki ülkeler için de mesaj, burada Türkiye var. Türkiye ile işbirliği yapmak durumdasınız''

Sahada ve masada güçlü Türkiye'nin olduğuna dikkati çeken Çavuşoğlu, "Türkiye'nin hem Kıbrıs Türk halkının hem de Türk devletinin ve milletinin çıkarlarını koruyacak gücü var. Dolayısıyla biz çalışmalarımızı sürdüreceğiz. KKTC 'Biz anlaştık benim de burada haklarım garanti altına aldı, artık sondaja gerek yok' derse KKTC'nin bize ruhsat verdiği yerlerde o zaman değerlendiririz ama benim yine Kıbrıs'ın güney batısında kıta sahanlığı içinde sürdürdüğüm sondajlar var. Orası benim egemenlik alanıma giriyor. Benim egemenlik hakkımı da kimseye tartıştırmam." dedi.

Yunanistan'ın bu konuyu sürekli olarak Avrupa Birliği toplantılarına taşıdığını aktaran Çavuşoğlu, AB üyesi ülkelerin de konuyu gündemde tuttuğuna değindi.

Çavuşoğlu, "Yunanistan ve diğerleri olumlu yaklaşırlarsa biz de paylaşmaya her zaman varız, işbirliğine varız. Rum kesimi hariç herkesle bu işbirliğine varız. Rum kesimi ise KKTC'ye Kıbrıs Türklerine gitmeli." diye konuştu.

https://www.havadiskibris.com/mevlut-cavusoglu-rum-kesimi-haric-herkesle-isbirligine-variz/

Siz bunu nasil degerlendiriyorsunuz? Yunanistanla ne kadar antlasma icin yanassak karsi tarafdan en ufak bir yaklasim gelmeyeceginden eminim. Libya hükumetiyle deniz sinir atnlasmasi kendilerine ok gibi saplandi ve bunu hic bir zaman kabullenmeyecekler, tarihte gecmisi kabullenmedikleri gibi.