Akdeniz'de Enerji Krizi

Sayın Gökbörü konuyu uzatmak istemem ama hafter için rus uzmanların yaptığı yorumlar vardı. kendisi zaten anlaşmaya meyilli olsa daha önceden anlaşırdı bizimkiler, en azından eski mevcut durum devam ederdi. şimdi durumda rusya ile anlaşmamız lazım, putin in sözünü dinler artık hafter.

AB'den Yunanistan'a kötü haber: O harita geçersiz

Güven ÖZALP
gozalp@hurriyet.com.tr



Avrupa Birliği Komisyonu Hürriyet'in sorusu üzerine yaptığı açıklamada Yunanistan'ın Doğu Akdeniz'de kendi tezlerini savunmak için öne sürdüğü 'Sevilla Haritası'nın 'AB'nin resmi belgesi olmadığını' belirtti. AB, bu açıklamayla Atina'nın tezleriyle arasına bir kez daha mesafe koymuş oldu.
Genelde "Avrupa Birliği'nin haritası" olarak tanımlanan "Sevilla Haritası", Doğu Akdeniz'de deniz yetki alanlarının belirlenmesi konusunda son dönemde sıkça gündeme getiriliyor. Özellikle Yunanistan'ın tezlerine destek olarak kullandığı haritaya Türkiye'de de yoğun atıf yapılıyor. AB tarafından 2000'li yılların başında İspanya'daki Sevilla Üniversitesi'ne sipariş edilen bir çalışmanın ürünü olmasından hareketle "AB'nin resmi belgesi" olarak algılanan haritanın Brüksel açısından niteliğini Avrupa Birliği Komisyonu'na sorduk.

RESMİ BELGE DEĞİL

AB'nin Sevilla Haritası konusundaki resmi tutumunun ne olduğu, bu haritanın AB'nin Akdeniz'deki deniz yetki alanları konusundaki hukuki pozisyonunu yansıtıp yansıtmadığı, AB'nin Akdeniz'deki deniz yetki alanları konusundaki tutumunun ne olduğu yönündeki sorularımıza AB Komisyonu dikkat çekici bir cevap verdi.



SINIR YETKİSİ YOK


AB Komisyonu'ndan Hürriyet'e verilen cevapta, "Kurumlar tarafından hazırlatılan harici raporlar AB'nin resmi belgeleri değildir ve AB için hukuki ve siyasi değerleri yoktur" denildi. AB Komisyonu, "Deniz alanlarının sınırlandırılması ve buralardaki kaynakların kullanımıyla ilgili konular ancak iyi niyetle, uluslararası hukuka uygun olarak ve iyi komşuluk ilişkileri doğrultusunda diyalog ve müzakere yoluyla ele alınabilir" ifadelerini kullandı.

Akademik çalışmalar başta olmak üzere bu haritaya referans olarak atıfta bulunulsa da AB'nin, deniz yetki alanlarının belirlenmesi de dahil, bu tür bir haritalandırma konusunda herhangi bir yetkisi bulunmuyor. Doğu Akdeniz'de Türkiye'nin haklarını korumak amacıyla attığı son adımlar konusunda da AB'nin "Sevilla Haritası'na uyun" diye doğrudan bir açıklaması yok.



DİYALOG HAVASI HÂKİM


AB'de dönem başkanı Almanya'nın da etkisiyle, diyaloğu öne çıkarmaya çalışan bir hava hâkim. Bu havanın son etkisi, geçtiğimiz günlerde Atina'nın talebi üzerine dışişleri bakanları düzeyinde yapılan toplantıda, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin Türkiye'ye yönelik daha sert tavır taleplerinin kabul görmemesi oldu.

TÜRKİYE GÜÇLÜ BİR ÞEKİLDE REDDEDİYOR

Sevilla Haritası'nın kendisi açısından herhangi bir geçerliliği olmadığını sıklıkla dile getiren Türkiye, bu belgeyi referans alacak tüm girişimleri engellemek için yıllardır gerekli adımları atmayı sürdürüyor. Türkiye, konuya ilişkin mesajlarında da, bu belgenin barış ve istikrara katkı sağlamadığını her fırsatta dile getiriyor. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'ın geçtiğimiz günlerde Donanma Komutanlığı'nı ziyareti sırasında yaptığı, "Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Türk Silahlı Kuvvetleri, 83 milyon, yani bizlerin hiçbir şekilde bu Sevilla Haritası veya benzeri birtakım talep ve uygulamalarla adeta kıyılarımıza hapsedilmeyi kabul etmeyeceğimizi herkesin bilmesi lazım" açıklaması Tükiye'nin pozisyonunu özetler nitelikteydi.

https://www.hurriyet.com.tr/dunya/abden-yunanistana-kotu-haber-o-harita-gecersiz-41591335

AB tarafindan finanse edilen ve adi Sevilla haritasinin diye adledilen belgenin resmi bir belge niteligi tasimadigi bilinen bir durum .

Burada asil irdelenmesi gereken konu, niye boyle bir calismaya ihtiyac duyulmus? niye resmi bir niteligi olmayan belgeyi resmi imis gibi degelendirmeye alip onun uzerinden algi ve oldu bitti ile haritayi resmilestirmeye calisilmis?

Ben kisisel olarak ozellikle dis isleri bakanligimizin deniz hukugu konusunda uzman kisilerden olusan ayni zamanda universitelermizdeki konunun uzmanlarininda destek alabilecekleri guclu bir ekip olusturmalari gerekliligine inaniyorum. Mavi deniz madem ki bizim icin stratejik bir hedef o zaman bu kunuya gerektigi kadar onem vermeliyiz . Malesef su asamada konu ile ilgili olarak aktif degil reaktif durumdayiz bir an once bu durumu lehimize cevirecek sekle donusturmeliyiz.

Yunanistan her defasında böyle suni ve yapay haritalar peşinde  kostukça çözüm süreci olmaz nerede geçerliliği olmayan akademik çalışma yapılmışsa direk alıyorlar sahipleniyorlar bu bakımdan Avrupa Birliğinin bu yunan tarafına verdiği olumsuz mesajı önemli buluyorum bana kalsa meis adası karşısında ve etrafında mesaj verme amaçlı bir çıkarma tatbikatı başlatırım. Böylecelikle forumda merak edilen amfibi çıkarma birliğinin kabiliyetini adeta şov yapan futbol takımı gibi ahenk ve koordinasyon içinde kıyıya ayak basıp engelleri aştığını görebilirsiniz

Yunanistan her defasında böyle suni ve yapay haritalar peşinde  kostukça çözüm süreci olmaz nerede geçerliliği olmayan akademik çalışma yapılmışsa direk alıyorlar sahipleniyorlar bu bakımdan Avrupa Birliğinin bu yunan tarafına verdiği olumsuz mesajı önemli buluyorum

Esasinda olaya Yunan penceresinden baktigimiz zaman adamlar basarili.
Bir dusunun Yunanistanin elinde elle tutulur bir hak yok iken yoktan var olmus gayri resmi bir haritadan esinlenerek hak iddiasinda bulunmayi  da gecin adam sahanin cogu bana ait diyor. Bunu da lafta birakmayip dunya alemi ikna edip gozumuzun icerisine baka baka  anlasmalar yapmis.

Bence gayet uyaniklar ve derslerine iyi calismaktalar. Asil bizim bu olayi dogru okuyup ders cikarmamiz gerek .

AB Yunanistana olumsuz cevap vermedi." Diplomatik yoldan taraflar uzlasin mesajini verip biz senin yanindayiz diyor"  Bunun acilimi da su . Turkiye Cumhuriyeti sahadaki faaliyetlerine son versin ve her ikiniz Dogu Akdeniz konusunu gorusun" Eee adamin Dogu Akdenizde hakki yok neyi gorusecegiz? 

Yunanistan' a anladığı dilden konuşmak lazım. Çiçekler, böcekler... yok uzlaşalım, anlaşalım dediğiniz zaman adam bundan anlamıyor. Bunu zayıflık olarak algılıyor. Ha' bire istiyor. İsteklerinin ucu bucağı, sonu sonrası yoktur. Adamlara kalbinizi çıkartıp verseniz, yetmez ciğerini de ver diyecek! O kadar doyumsuz, o kadar ölçüsüz, o kadar şımarık bir millet yani. O nedenle bu kendini bilmez adamlara meşe odunuyla girişmek gerekiyor. Eşek sudan gelinceye kadar; yen mi yemen mi!

İçimden öyle geçiyor ki, şu Yunanların gırtlağına çökelim ve bütün sorunlarımızı kökten çözelim. Allah' tan niyazımız budur. Nedir bu ya..! resmen her taşın altından Yunanistan çıkıyor.

Yunanistan' a anladığı dilden konuşmak lazım. Çiçekler, böcekler... yok uzlaşalım, anlaşalım dediğiniz zaman adam bundan anlamıyor. Bunu zayıflık olarak algılıyor. Ha' bire istiyor. İsteklerinin ucu bucağı, sonu sonrası yoktur. Adamlara kalbinizi çıkartıp verseniz, yetmez ciğerini de ver diyecek! O kadar doyumsuz, o kadar ölçüsüz, o kadar şımarık bir millet yani. O nedenle bu kendini bilmez adamlara meşe odunuyla girişmek gerekiyor. Eşek sudan gelinceye kadar; yen mi yemen mi!

İçimden öyle geçiyor ki, şu Yunanların gırtlağına çökelim ve bütün sorunlarımızı kökten çözelim. Allah' tan niyazımız budur. Nedir bu ya..! resmen her taşın altından Yunanistan çıkıyor.

Sn Partikul hocam . Yazdiklariniza katiliyorum , sabrinizin tukendigini de anliyorum ." hepsi kabul"
Ben sizi bu platformda ayaklari her zaman yere basan yorumlarinizi okuyarak taniyorum. " Oncelikle bir miktar sakin olalim diyorum"

Evet Yunanistan ile sorunlarimiz cok bunlarrin cogu malesef kemiklesmis konular bu nedenle cozumleri de zor ama imkansiz degil .Ancak bu konularda basari elde edebilmemiz icin konulara Yunanlilardan daha fazla hakim olmamiz gerktigi gibi , yangin sonduruculugu bir tarafa birakip atak oynamaliyiz.

Atak oyun derken oncelikle icte bu konularin ulasal konular oldugunu idrak edip partizanlik ve muhalifligi bir tarafa birakip konularin siyaset ustu oldugunu kabullenmemiz ile baslayabiliriz. 

Yunanistan harici ulkeleri yanimiza cekmek icin tezlerimzi ,hakliligimizi, bikmadan usanmadan ucuncu ulkelere her platformda anlatmaliyiz. 

Bunu da yapabilmek icin devlet organlari ve siyasilermizin agzimizdan bir laf cikmadan once onun getirisini ve goturusunu hesaplayarak konusmaliyiz .

Butun bu saydiklarim elbette direk Yunanistanin iddialarinda geri atmasinda yetersiz kalir ancak bize su anda bu konulardaki yalnizligimizin giderilmesinde yardimci olabilecegi gibi sair tam ikna edemedigimiz ulkelerin de kafasinda soru isaretleri olusmasini saglar. 

Oncelikle Yunanistan ile hangi konuyu konusup konusamayacagimiza karar verip ona gore konusuruz demek daha dogru olur. Konusmaya mutabik kaldigimiz konu uzerinde diplomasi yetenegimize once sans vermeliyiz.

Gunun sonunda halen anlasamiyorsak ister gun boot diplomasisi ister baska yontemlerle oyunu lehimize cevirmekte kullanabiliriz. Baktik ki olmuyor ve dayanilir gibi de degil o zaman da geregi ne ise yapilir.

Ama once diger yapmamiz gerekenleri eksiksiz yapalim . Yunanistan ile sorunlarimiz saymakla bitmez sayet kotek atmamiz gerektirse bile aramizdaki bu sorunlari giderecek kadar bir kotek atma imkanimiz ve vaktimiz olmayacagi gibi kotek sonrasinda bazi sorunlar cozumlenmis gorunse dahi yeni sorunlarimiz ortaya cikacak.

Sn Partikul hocam . Yazdiklariniza katiliyorum , sabrinizin tukendigini de anliyorum ." hepsi kabul"
Ben sizi bu platformda ayaklari her zaman yere basan yorumlarinizi okuyarak taniyorum. " Oncelikle bir miktar sakin olalim diyorum"

Türklük açısından dünya üzerinden iflah olmaz iki devlet vardır; bunlar Yunanistan ve Ermenistan' dır. Bunlar ebedi Türk düşmanlığını seçmiştir. İki kere iki dört... bakınız halkına birşey demiyorum, devlet olarak diyorum. İnsan olarak belki hepimizin Ermeni veya Rum dostları olmuş olabilir. Orası ayrı mevzu... devlet olarak bu iki devlet kendilerini ebedi Türk düşmanı olarak konumlandırmıştır. Düşmanlığa düşmanlık hocam. Madem ebedi olarak Türk düşmanı olmayı tercih ettiniz; o halde inceldiği yerden kopsun diyoruz. İnsanların olduğu kadar, devletlerinde bir sabrı vardır.

O halde inceldiği yerden kopsun diyoruz. İnsanların olduğu kadar, devletlerinde bir sabrı vardır.

Sn Partikul, Sizi anliyorum diyorum ama derdimi anlatamiyorum

Elbette devletin de insanlar gibi bir sabri vardir. Ancak kisilerin sabri ve devletin sabri arasinda da fark var. Kisiler sabrini tuketip aksiyon alabilirler ama aldiklari aksiyonun yarari veya zarari oncelikle kendilerini baglayici olacak. Halbuki devletin sabir tasi kisinkinden cok daha fazla olmali cunku devletin atacagi her adim o ulusun tumunun gelecegine etki edecektir. Bu yuzden ben devlet olarak yapmamiz gerekenleri oncelikle yapip yalnizligmizi giderip aksiyon alinmasinin daha dogru olacagi kanisindayim . Aksi halde yalnizlik degil izolasyon da soz konusu olabilir ki bunlar bizim  kirilgan ekonomimizde cok derin yaralar acabilir.

Her ikinize de katılıyorum. Ancak Partikül'e biraz daha fazla. Mevcut durumda yalnızız. Yalnız olma nedenlerimiz tartışılır. Onu geçelim. Yalnız olarak ne savaş ne de diplomasi pek işe yaramaz.

Ama her zaman mı yalnızdık? Þu Yunana karşı her zaman yalnız kalıyorsak bu konuda ciddi bir sorun var demektir. Yok eğer her zaman yalnız değildiysek o zaman da neden sorunlar aynen devam ediyor sorgulamak gerek.

Aç gözlü Yunanistan diplomasiden anlamaz. Sırtını dayayacak birilerini bulduğunda havlamaya başlar. Kendi uydurduğu hikayeleri dünyaya gerçekmiş gibi yutturmaya çalışır, ortalığı ayağa kaldırır. Sonunda tokadı yer oturur aşağı. Tıpkı terör örgütü Pkk gibi. Ondan farkı sadece AB üyesi  demokratik bir devlet olması.

Tabi ki diplomasiyi elden bırakmamalıyız. Sürekli her alanda bizi yalnızlıktan kurtaracak adımlar atmalıyız. Ama diplomasiden asla anlamayacak, daha doğrusu diplomasiyle asla kazanamayacağını bilen Yunanla ilk fırsatta zor kullanarak hakkımızı alıp sorunu kökünden çözme taraftarıyım.