Akdeniz'de Enerji Krizi

Başlatan SKYWOLF, 11 Eylül 2011, 00:41:21

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Þu petrolü gazı bulamadık gitti. 50 milyar dolar her yıl para gidiyor ülke dışına. Mesajı Paylaş

Sondaj çalışması çıldırttı...Yunan ve Rum liderler Türkiye'yi AB'ye şikayet etti



Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras, Türkiye'nin Kıbrıs adası yakınlarındaki doğal gaz arama faaliyetleriyle ilgili, "Avrupa Birliği Türkiye'ye karşı net bir mesaj yollamalı." ifadesini kullandı.
Çipras, Romanya'nın Sibiu kentinde düzenlenen gayriresmi AB Liderler Zirvesi'nin ardından basına yaptığı açıklamada, Doğu Akdeniz'deki gelişmeleri Güney Kıbrıs Rum Yönetimi lideri Nikos Anastasiadis ile birlikte zirvenin gündemine taşıdıklarını belirtti.

Yunanistan'ın tezlerini zirvede anlattığını dile getiren Çipras, "Mayıs ve haziran aylarındaki zirvelerde, Türkiye eğer tahrik edici tutumuna devam ederse AB gerekli adım ve önlemleri ele almalı. Türkiye, tek taraflı adımlar yerine diğer Akdeniz ülkeleri gibi masaya gelerek konuşmalı." dedi.

NET BİR MESAJ YOLLAMALI

Çipras, Türkiye ile yaşanan meselenin ikili değil bir Avrupa sorunu olduğunu, AB'nin Doğu Akdeniz'deki enerji kaynaklarını ve jeopolitik çıkarlarını koruması gerektiğini savunarak, "AB Türkiye'ye karşı net bir mesaj yollamalı." ifadelerini kullandı.

Rum lider Anastasiadis de yaptığı açıklamada AB'yi Türkiye'ye karşı ortak harekete geçme çağrısında bulundu. Anastasiadis, Türkiye'nin faaliyetlerinde yer alanlara karşı kısıtlayıcı tedbirler uygulanması gerektiğini ileri sürdü.

KABUL EDİLMESİ MÜMKÜN DEĞİL

Türkiye, Barbaros Hayreddin Paşa sismik araştırma gemisi ve Fatih sondaj gemisi ile Kıbrıs adası yakınlarında çalışmalara başlamıştı.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı da yaptığı açıklamada tepkilere karşı, "Türkiye'nin kendi kıta sahanlığında gerçekleştirmekte olduğu sondaj faaliyetine ilişkin olarak bölge içi ve dışı aktörlerce yapılan açıklamaların kabul edilmesi mümkün değildir." ifadelerini kullanmıştı.
GKRY, ada çevresinde tek taraflı olarak ilan ettiği 13 parseli uluslararası şirketlere ihale ederek lisanslandırıyor.

Rum kesiminin Türk tarafının hak talep ettiği bölgelerde uluslararası şirketlere arama faaliyetlerinde bulundurması Türkiye ve KKTC'nin tepkisine yol açıyor.

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/sondaj-calismasi-cildirtti-yunan-ve-rum-liderler-turkiyeyi-abye-sikayet-etti-41209012 Mesajı Paylaş
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

Bunlar bu kadar havladıklarına göre doğru yoldayız demektir! Mesajı Paylaş
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

Evet şu an doğru yoldayız size katılıyorum butün velvele bu yüzden.

Ancak doğru yolu bulana dek değerli bir zamanı boşa harcadık malesef .Þu anda yapmakta olduğumuz genelde hasmımızın almış olduğu hamleleri karşı karşı hamleler ile etkisiz hale getirme. Zaman kayıbı derken şunları kastedetmekteyim .Karşı tarafın oyunlarını bozucu hamleler yerine daha bütün bir stratejimiz olması lazım .Madem ismini de koyduk bu işin Mavi vatan diye ve içerisinde sadece Doğu akdenizi kapsamayıp ayrıca Ege ve karadenizi de kapsiyor o zaman daha genel  bir strateji geliştirmek zorundayız.  Arkadaşlar kızmasınlar ama hasımlarımız nerede ise atı alıp üsküdara geçmişken bizler, yıllardan beri abuk sabuk iç sorunlar ile uğraşmaktayız, şimdi ortalık ısınırken de yaklaşık 2 ay istanbul sorununa odaklanacağız. Mavi Vatan dediğimiz sadece sadece deniz sınırlarımızın belirlenmesi ile sadece çözülemez burada direk deniz sınırımız olan ülkelerle ilişkiler olduğu kadar MEB den dolayı yeni sınırdaş olunan ülkelerler ile de strateji geliştirmek zorundayız. Hali ile bu alanı ve daha fazlasını koruyabilmek için de stratejimize uygun nitelik ve nicelikte Deniz kuvvetlerine ihtiyacımız olacaktır.
'' Aynen bulmaca çözer gibi önce çerçeve parçalarını döşersin sonra içerisini ''  Mesajı Paylaş

Kıbrıs açıklarında doğalgaz krizi: Hangi ülke bölgede neyi amaçlıyor? Gerginliğin sebepleri neler?

Türkiye'nin Fatih sondaj gemisini Kıbrıs açıklarına göndermesi ve geminin Kuzey Kıbrıs'ın ruhsat verdiği bölgelerde doğalgaz aramalarına başlaması, Rum kesiminin yanı sıra Yunanistan, Avrupa Birliği, Mısır, İsrail ve ABD'nin tepkisiyle karşılaşmış durumda.

Güney Kıbrıs ve Yuınanistan, Fatih sondaj gemisinin faaliyetlerinin Kıbrıs'ın münhasır ekonomik bölgesinin ihlâli olduğunu söylüyor.

Avrupa Birliği de bu konuda Yunanistan ve Kıbrıs'ı destekliyor. Avrupa Konseyi Başkanı Donald Tusk, bu hafta yaptığı açıklamada "Avrupa Birliği Kıbrıs'ın arkasındadır. Türkiye'yi AB üyesi ülkelerin egemenliğine saygılı olmaya çağırıyoruz. Avrupa Konseyi gelişmeleri yakından izlemeye devam edecektir" dedi.

Türkiye ise sondaj çalışmalarına ara verilmeyeceğini, bölgeye ikinci bir sondaj gemisinin gönderilmesinin gündemde olduğunu söylüyor.

Doğu Akdeniz'deki gelişmeleri yedi soruda derledik:
Gerginliğin sebepleri neler?

Son dönemde giderek artan gerginliğin geçmişi, 2000'li yılların başına, yani Doğu Akdeniz'de zengin doğalgaz kaynaklarının yer aldığına ilişkin bilimsel öngörülerin ortaya çıkmaya başladığı döneme dayanıyor.

Kıbrıs Cumhuriyeti, 2002'den itibaren Doğu Akdeniz'de başta Mısır olmak üzere diğer kıyıdaş ülkeler Lübnan, Suriye ve İsrail ile Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) anlaşmaları yapmaya başladı.

Türkiye ise bu anlaşmaların Kıbrıs Türkleri ve Türkiye'nin haklarını çiğnediği gerekçesiyle konuyu BM'ye taşıdı ve kendi münhasır ekonomik bölge haritalarını BM nezdinde onaylattı.

Türkiye'nin BM nezdinde itirazlarına rağmen Kıbrıs, 2007'nin başında 13 adet arama sahası ilan etti ve büyük petrol şirketlerine ruhsat verme aşamasına geçti. Buna karşılık olarak Türkiye, Doğu Akdeniz'de kendi ekonomik bölgesinde Kuzey Kıbrıs'ta adanın kuzeyi ve doğusunda belirlediği bölgelerde TPAO'ya arama ruhsatları verdi.

Kıbrıs'ın 13 parselinden 1, 4, 5, 6 ve 7 no'lu parsellerin bir bölümü, Türkiye'nin TPAO'ya ruhsat verdiği bloklarla kesişiyor. 3 no'lu parsel ise Kuzey Kıbrıs'ın TPAO'ya verdiği ayrıcalıklı alan ile çakışıyor.
Gerginlik nasıl büyüdü?

Türkiye-Kıbrıs arasındaki gerginliğin boyutu, 2010'dan itibaren Doğu Akdeniz'de zengin hidrokarbon yataklarının keşfedilmesi ve uluslararası büyük enerji şirketlerinin bölgeye akın etmesiyle birlikte daha da arttı.

ABD'nin Noble ve Exxon Mobil şirketlerinin yanı sıra İtalyan ENI ve Fransız Total şirketleri Kıbrıs ile yaptıkları anlaşmalar çerçevesinde bölgede faaliyetlerini devam ettiriyorlar.

Exxon Mobil'in 2018 sonunda Kıbrıs Adası'nın güney tarafında yer alan 10 numaralı parselde doğalgaz aramaya başlaması gerginliği daha da artıran bir adım oldu.

Türkiye'nin Kıbrıs'ın bu hamlesine yanıtı gecikmedi. İlk sondaj gemisi Fatih'i Türk savaş gemilerinin korumasında Akdeniz'e çıkaran Türkiye, kendi kıta sahanlığında kalan bölgelerde doğalgaz arama faaliyetlerine başladı.

Türk hükümeti, ikinci sondaj gemisi Yavuz'un da yakında hem Türkiye hem de Kuzey Kıbrıs karasularında doğalgaz arama faaliyetlerine başlayacağını açıkladı.
ABD ve AB niye Türkiye'ye tepki gösterdi?

Taraflar arasında son günlerde yaşanan karşılıklı söz düellosu, Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun 4 Mayıs'ta Kuzey Kıbrıs'a yaptığı bir ziyaret sırasında Fatih'in adanın batısında doğalgaz arama çalışmalarına başladığını açıklamasıyla başlamıştı.

Kıbrıs'ın aramanın kendi egemenlik alanlarını da kapsadığı gerekçesiyle tepki verdiği Türkiye'nin bu hamlesine ilk yanıt AB'den geldi.

AB'nin Dışişleri Bakanı konumundaki Federica Mogherini, Türkiye'nin Kıbrıs'ın egemenlik haklarına saygı duyması çağrısında bulunurken, ABD Dışişleri Bakanlığı da provokatif bulduğu bu adımın gerginliği artırma riski taşıdığını kaydetti. Her iki taraf da Türkiye'den faaliyetlerini durdurmasını istedi.

Türk Dışişleri Bakanlığı da yaptığı iki ayrı açıklamayla ABD ve AB'ye yanıt verdi. ABD'nin açıklamasını gerçeklikten kopuk bulan Dışişleri, "Üçüncü tarafların kendilerini adeta uluslararası mahkeme yerine koyarak deniz sınırlarının nereden geçeceğini tayin etmeye çalışmaları kabul edilemez" dedi.

AB'yi de Kıbrıs sorunun çözümü konusunda şu ana kadar hiçbir olumlu adım atmamakla suçlayan Türkiye, Doğu Akdeniz'deki enerji denkleminden dışlanmasına dönük çabalara karşı çıkacağını kaydetti.
Gerginlik askeri çatışmaya dönüşür mü?

Doğu Akdeniz, son dönemde askeri hareketliliğin çok arttığı bir bölge konumunda. Suriye meselesi nedeniyle Rusya Federasyonu, ABD, Büyük Britanya ve Fransa gibi ülkeler bu bölgede önemli bir deniz gücü bulunduruyorlar.

Türkiye ve Yunanistan da bu bölgede önemli bir askeri hareketlilik içindeler. Bölgedeki varlığının sınırlandırıldığı kaygısındaki Türkiye son dönemde yaptığı Mavi Vatan-2019 tatbikatıyla gündeme geldi. Yunanistan ve Kıbrıs'ın da bölgedeki tatbikatlarını artırdığı gözleniyor.

Bölgede en son askeri gerginlik, Türk savaş gemilerinin 2018 başında bölgeye gelmeye çalışan ENI'ye ait SAIPEM2000 sondaj gemisini Kıbrıs açıklarında engellemesi ile yaşanmıştı. Türkiye, Yunanistan'a bir firkateynin Ekim 2018'de Kıbrıs'ın Güzelyurt açıklarında araştırma yapan Barbaros Hayreddin Paşa sismik araştırma gemisini taciz ettiğini açıklamıştı.

Her ne kadar risk olsa da tarafların sonunda kendi çıkarlarına zarar verecekleri bir çatışmayı göze almayacakları öngörülüyor.
Tarafların temel politikası nedir?

Kıbrıs, son 10 yılda bulunan doğalgaz kaynaklarını ekonomik zenginliğe çevirme arayışında. Türk tarafının da elde edilecek gelirden yararlanacağını, bunun için bir fon oluşturulacağını belirten Kıbrıs hükümeti, başta BM olmak üzere uluslararası toplumdan gelebilecek baskıyı hafifletmeyi amaçlıyor.

Türkiye'yi uluslararası planda zor duruma düşürmeyi de hedefleyen Kıbrıs hükümeti, bu politikaya paralel olarak, BM gözetimindeki müzakere sürecini de ucu açık bir sürece yaymayı öngörüyor.

Türkiye ise Kıbrıs'ın tek taraflı olarak gördüğü politikasına karşı hamlelerini sürdürüyor.

Kendisini Doğu Akdeniz'de sadece Antalya Körfezi tarafına sıkıştıracak politikaları boşa çıkartmaya çalışan Türkiye, hem kendisinin hem de Kıbrıs Türklerinin haklarını korumak için imkanlarını seferber ediyor.
Enerji gerginliği bölgesel denklemi nasıl değiştirdi?

Doğu Akdeniz'de hidrokarbon rezerv yataklarının keşfedilmesi, kıyıdaş ülkeler arasında hem yeni işbirliği alanları hem de ittifaklar kurulmasına neden oldu.

İsrail'in Tamar ve Leviathan, Mısır'ın Zohr ve Kıbrıs'ın Afrodit yataklarında bulduğu doğalgaz rezervlerinin çıkartılıp boru hatları aracılığıyla Avrupa pazarına taşınması hedefinde birleşen bu ülkeler, Yunanistan'ın da katılımıyla yeni bölgesel işbirliği platformları oluşturmaya başladılar.

Ocak ayında Kahire'de bir araya gelen Kıbrıs, Yunanistan, İsrail, İtalya, Ürdün, Filistin ve Mısır, Doğu Akdeniz Gaz Forumu'nu kurduklarını ilan ettiler. Forumun amacı bölgesel kaynakların üretimi, tüketimi ve pazarlanması süreçlerinde işbirliği yapmak ve Doğu Akdeniz'i yeni bir enerji üssüne dönüştürmek olarak açıklanıyor.

Bu sürece paralel olarak Kıbrıs, Yunanistan ile birlikte Mısır, İsrail ve Ürdün'le ayrı ayrı üçlü işbirliği oluşumları kurarken, hem ABD'nin hem de AB'nin güçlü desteğini de aldı.

Bu gelişmeler, Doğu Akdeniz'in önde gelen ülkelerinden biri olan Türkiye ve Kıbrıs adasının bir parçası olan Kıbrıs Türkleri'nin izolasyonuna neden oldu. Kıbrıs'ı zaten egemen bir devlet olarak tanımayan, Mısır ve İsrail ile ilişkileri de son derece gergin olan Türkiye, ekonomik ve siyasi haklarını korumak için daha yüksek sesle görünür olma politikasına yöneldi.

Yunanistan, Kıbrıs ve İtalya'nın AB üyesi olması, Doğu Akdeniz'de ABD, Katar, Fransa gibi ülkelerin büyük şirketlerinin yer alması Türkiye'nin daha da yalnızlaşmasına neden oldu. Türkiye, bu nedenle, Kıbrıs sorunun çözümünde tek yetkili olan BM'nin bu süreçte daha çok ses çıkarmasını talep ediyor.
Bölgedeki enerji kaynakları ne kadar?

Son 10 yılda yapılan sondajlar sonunda İsrail, Tamar yatağında 320 milyar metreküp, Leviathan'da 600 milyar metreküp, Kıbrıs ise Afrodit'te 130 milyar metreküp, Kalipso'da ise 200 milyar metreküp civarında doğalgaz bulduğunu ilan etti. Bölgenin en büyük doğalgaz kaynağı 800 milyar metreküplük rezerviyle Mısır'ın Zohr bölgesi oldu.

Ancak bulunan doğalgaz miktarının küresel ölçekte çok az olması, bulunan kaynaklarının nasıl işletilip, pazarlanacağı konusunda soru işaretlerine yol açıyor.

Kıbrıs'ın bir LNG terminali inşa etme maliyetinin 5 milyar Euro olacağı, Kıbrıs-Yunanistan-İtalya doğalgaz hattının da 6 milyar Euro gibi bir maliyetle yapılacağı hesap ediliyor.

Türkiye üzerinden bir doğalgaz hattının da siyasi nedenlerle yapılamayacağı hesap edildiğinde İsral ve Kıbrıs açısından en uygun formülün Mısır'ın mevcut LNG ihraç terminallerini kullanması olacağı öngörülüyor.

https://www.havadiskibris.com/kibris-aciklarinda-dogalgaz-krizi-hangi-ulke-bolgede-neyi-amacliyor/

Mesajı Paylaş

Alıntı yapılan: SKYWOLF - 10 Mayıs 2019, 08:36:31
Bunlar bu kadar havladıklarına göre doğru yoldayız demektir!

Hemde tamamen doğru yoldayız. Madem Avrupa Birliği Doğu Akdeniz'de çıkarlarını korumak istiyor neden seneler önce Türkiye AB' ye alınmadı? Türkiye'nin tüm iyi niyetine rağmen Rumlar Anan planı neden reddettiler ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetin halkın isolasyonu devam ediyor? Avrupa Birliğin paragrafında ihtilaflı devletler üye olamazlar diye kayıt yok muydu?

Onlar her yaptıklarını doğru biliyorlarda Türkiye doğal hakkına sahip çıkıncamı yanlış yapıyor acaba ? Ki bizim hakkımızı korurken bu Uluslararası yasa çerçevesinde olarak yapılıyor.

Þantajdan başka bir eylem bilmeyen adaletsizlere yapılan az bile.

Bundan sonra önümüze bakarak yola devam.


Gayet ve gayet doğru yoldayız.

Mesajı Paylaş

Alıntı yapılan: Tigerfish - 10 Mayıs 2019, 12:06:50
Alıntı yapılan: SKYWOLF - 10 Mayıs 2019, 08:36:31
Bunlar bu kadar havladıklarına göre doğru yoldayız demektir!

Hemde tamamen doğru yoldayız. Madem Avrupa Birliği Doğu Akdeniz'de çıkarlarını korumak istiyor neden seneler önce Türkiye AB' ye alınmadı? Türkiye'nin tüm iyi niyetine rağmen Rumlar Anan planı neden reddettiler ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetin halkın isolasyonu devam ediyor? Avrupa Birliğin paragrafında ihtilaflı devletler üye olamazlar diye kayıt yok muydu?

Onlar her yaptıklarını doğru biliyorlarda Türkiye doğal hakkına sahip çıkıncamı yanlış yapıyor acaba ? Ki bizim hakkımızı korurken bu Uluslararası yasa çerçevesinde olarak yapılıyor.

Þantajdan başka bir eylem bilmeyen adaletsizlere yapılan az bile.

Bundan sonra önümüze bakarak yola devam.


Gayet ve gayet doğru yoldayız.

Abi bunlara rağmen hala kıbrıslı gençler ve Cumhurbaşkanları garip davranışlar sergilemekte.
garip garip açıklamalar tutarsız davranışlar. Mesajı Paylaş

Doğru yolu bulmak evet güzel ,ama bu bizler için yeterli değil;

Þu an doğu Akdenizde yapmakta olduğumuz hamleler genelde hasımlarımız tarfından yapılmış olan hamleleri nötürleştime .

Bizler bulunduğumuz coğrafyanın etkin bir bölge ülkesi olarak ,sadece  doğu akdeniz ile  kısıtlı olmayan ,ülkemizin çevreleyen tüm denizlerimizi  kapsayacak şekilde kara suları sınırlarımızı, ilgili denizlerdeki MEB haklarımızı, stratejik  hedeflerimiz doğrultusunda daha katılımcı ve bütünleştirici bir strtejik bir yol izlememiz gerekliliği kanısındayım.

Bahsetmekte olduğum hedef kısa sürede elde edilebilir bir hedef değil. Hedefin hem ulusal hem de stratejik boyutu olduğu için siyasal görüşlerden arınmış zaman kaybedilmeden planlanıp uygulamaya konulmalıdır.

Mesajı Paylaş

Alıntı yapılan: Afşar1 - 10 Mayıs 2019, 14:07:51
Alıntı yapılan: Tigerfish - 10 Mayıs 2019, 12:06:50
Alıntı yapılan: SKYWOLF - 10 Mayıs 2019, 08:36:31
Bunlar bu kadar havladıklarına göre doğru yoldayız demektir!



Hemde tamamen doğru yoldayız. Madem Avrupa Birliği Doğu Akdeniz'de çıkarlarını korumak istiyor neden seneler önce Türkiye AB' ye alınmadı? Türkiye'nin tüm iyi niyetine rağmen Rumlar Anan planı neden reddettiler ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetin halkın isolasyonu devam ediyor? Avrupa Birliğin paragrafında ihtilaflı devletler üye olamazlar diye kayıt yok muydu?

Onlar her yaptıklarını doğru biliyorlarda Türkiye doğal hakkına sahip çıkıncamı yanlış yapıyor acaba ? Ki bizim hakkımızı korurken bu Uluslararası yasa çerçevesinde olarak yapılıyor.

Þantajdan başka bir eylem bilmeyen adaletsizlere yapılan az bile.

Bundan sonra önümüze bakarak yola devam.


Gayet ve gayet doğru yoldayız.

Abi bunlara rağmen hala kıbrıslı gençler ve Cumhurbaşkanları garip davranışlar sergilemekte.
garip garip açıklamalar tutarsız davranışlar.

Þerefsizler soydaşlarımızın uğruna akıtılan şehit kanını ve kendilerine yürütülen soykırımını her geçen gün ile unutuyorlar.
Onların tutarsız davranışların canı cehenemme. Þerefli duruş sergileyecek yerde birlik ve beraberlik adına kendilerini satan satsın gerçeği değiştirmez. Kıtasahanlığı içinde mavi vatan benim bahçem. Nokta. Mesajı Paylaş



Paylaş whatsappPaylaş facebookPaylaş linkedinPaylaş twitterPaylaş myspacePaylaş redditPaylaş diggPaylaş stumblePaylaş technoratiPaylaş delicious
İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren Replikacep.com sitemizde 5651 sayılı kanunun 8. maddesine ve T.C.Knın 125. maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur.Replikacep.com hakkında yapılacak tüm hukuksal şikayetleri İletişim sayfamızdan bize bildirdikten en geç 3 (üç) iş günü içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek gereken işlemler yapılacak ve site yöneticilerimiz tarafından bilgi verilecektir.
Footer menü
Hakkımızda
Bize Ulaşın
Biz Kimiz
Hizmetlerimiz