YAVRU VATAN KIBRIS' TAN GEZİ NOTLARI

Başlatan ORKAN, 01 Mayıs 2009, 14:40:32

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

tam olarak 21 gün kaldım kıbrısta...çok güzlmiş yavru vatanımız...ılk defa gıttım ve sımdıye kadar nıye gitmedım dıyede hayıflandım doğrusu....bu yaz ıcın tatıl planı yapmayanlar varsa kıbrısı lıstelerıne eklemelerını tavsıye ederım....

benım size anlatmak istedığım yerlerı özellıkle barbarlık müzesi, (doktor binbaşı Nihat İLHAN 'ın evinde 24 aralık 1963 te yapılan ve tarıhe kanlı noel olarak gecen katliam...) Þehit P.Kd.Alb. İbrahim KARAOĞLANOĞLU şehitliği ve burdakı acık hava müzesindeki askeri araçlar..Lefkoşa'dan Girne'ye doğru giderken Boğaz bölgesinde yer alan boğaz Þehitliğimizi anlatacağım...

öncelıkle sunu belirtmeliyim kı kendı cektığım resımler teknık bır arızadan dolayı suan elime ulaşmadı...ama konu ıle ılgılı netten bulduğum resımlerı yayınlayacam öncelıkle ...daha sonra kendı resımlerımde elıme gecınce onlarıda burda yayınlayacam inşallah. Mesajı Paylaş
  • Gösterim 13,835 
  • Fuarlar, Geziler ve Tatbikatlar / Expositions, Travel and Military Exercises
  • 18 Yanıtlar



BARBARLIK MÜZESİ:

24 aralik 1963 gecesi kibris türk kuvvetleri doktoru nihat ilhan'ın evinde yasanan olaydan sonra 1 ocak 1966 tarihinde ziyarete acilan muze.
olay gecesi ilhan evinde degildir. evde eşi mürüvvet ilhan, cocuklari murat, kutsi ve hakan, ev sahibi hasan yusuf gudum ve eşi ferdiye hasan gudum, ayrıca moralı ayse cankan, kizi isil cankan ve növber ibrahimoglu bulunmaktadir. gece olunca ev kursun yagmuruna tutulur. ilhan ve cocuklari banyo küvetine, digerleri küvetin cevresine, ferdiye hasan gudum da banyonun yanindaki tuvalete siginir. daha sonra, silahlılar iceri girer ve evi tarar. sonuçta m. ilhan ve cocuklari ile ferdiye hanim ölürler, diğerleri ise agir yaralanir.
ev, o günkü haliyle korunuyor, kan izleri var. kursun deliklerini ise saymak mümkün degil.....

olay esnasında evde bulunan hasan yusuf güdüm'ün ağzından:

24 aralık 1963 gecesi, eşim feride'yle komşumuz binbaşı nihat ilhan'ın evindeydik. akşam yemeği yiyorduk. ansızın kanlı dere tarafından eve kurşun yağmur gibi yağmaya başladı. bulunduğumuz yemek odası çok tehlikeliydi. çabucak banyoya koştuk. burasının daha güvenli olduğunu düşünmüştük. dokuz kişiydik. eşimden başka herkes banyoya sığınmış, eşim tuvalete saklanmıştı. korku ve dehşet içinde bekledik. binbaşı doktorun hanımı bayan ilhan banyoda, kollarında çocukları olduğu halde ayakta duruyordu. ansızın sokak kapısının büyük bir gürültü ile kırıldığını işittik. makineli tüfeklerle eve giren rumlar, her tarafı taramaya başlamışlardı. bir ara rumca bir sesin "taksim istersiniz ha!" diye bağırdığını işittim. tekrar kurşun yağmuru başlamıştı. bayan ilhan üç çocuğuyla birlikte küvetin içine yığılmıştı. vurulmuşlardı. bu esnada banyoya giren rumlar silahlarındaki kurşunları tekrar üstümüze boşalttı. binbaşının çocuklarından birinin inlemesini işittim ve kendimden geçtim bayılmışım.
iki üç saat sonra ayıldığım zaman bayan ilhan'ın ve çocuklarının küvette ölü yattıklarını gördüm. ben ve diğer komşular ağır yaralıydık. eşime ne olmuştu acaba? derhal tuvalete koştum. yerde yatıyordu en vahşi bir şekilde öldürülmüştü. sokaktan silah sesleriyle karışık " imdat! yetişin! bizi kurtaracak yok mu?" feryatları geliyordu. çok korkmuştum. yatak odasına geçtim ve karyolanın altına saklandım. bir saat daha geçmişti. uzaktan silah sesleri gelmeye devam ediyordu. ağzım kupkuruydu. karyolanın altından çıkıp biraz su içerek tekrar banyoya geçtim. bir saat önceki gibi, herkes olduğu yerde duruyordu. yaralı olanlara su verdim.
sabah saat beşe kadar banyoda bekledik. hiç sabah olmayacak sanmıştım. hepimiz yaralıydık ve hastaneye gitmemiz gerekiyordu. növber'le ben yürüyebiliyorduk. orada bazı kimselere rastladık. bizi alıp hastaneye götürdüler. yolda giderken evde daha yaralılar bulunduğunu söyledim.
hastanede üç gün kaldıktan sonra uçakla ankara'ya tedaviye gönderildim. orada 4 ay tedavi gördüm. fakat bir kolumu hala kullanamam. kıbrıs'a dönüşümde uçak alanında rumlar tarafından tutuklandım. bu anlattıklarımı tutukluluğum esnasında rumlara da anlattım. sonra serbest bırakıldım." Mesajı Paylaş

#2
barbarlık müzesinden resimler:



















Mesajı Paylaş

#3









Mesajı Paylaş

#4
Şehit P.Kd.Alb. İbrahim KARAOĞLANOĞLU şehitliği :
1974 Barış Harekatı'nda bu bölgede şehit düşen Piyade Kıdemli Albay İbrahim Karaoğlanoğlu dahil 7 subay, 14 astsubay, 50 erbaş ve er olmak üzere toplam 71 şehit anısına yaptırılan şehitlik, 20 Temmuz 1976 tarihinde ziyarete açıldı. Restorasyonu 29 Ekim 1994 tarihinde tamamlanarak, anıtı yenilenen şehitlik, batı kısmındaki açık hava müzesi ile bir bütün oluşturuyor.
Özellikle Türkiye'den gelen ziyaretçilerin yoğun ilgi gösterdiği şehitliğin girişinde bulunan iki sütun anavatana açılan kapıyı, sağ taraftaki heykel grubu Türkiye Cumhuriyeti'ni sol taraftaki heykel grubu da KKTC'yi simgeliyor.
İki heykel arasındaki boşluk anavatana açılan pencereyi, dört ayak üzerinde duran heykel üzerindeki kartal, gemi burnu ve personel figürleri, harekatın kara, hava ve deniz kuvvetlerince müşterek olarak yapıldığını anlatıyor.
Mehmetçik ve arkasındaki Türk Bayrağı, Barış Harekatı'nın Türkiye tarafından yapıldığını, kendinden emin ve vakur Türk Milleti'ni heykel üzerindeki diğer değişik motifler ise Türk askerinin harekat anındaki duygusallığını, yardımseverliğini, azmini ve kararlılığını ifade ediyor.
karaoğlanoğlu şehitliğinden resimler:

anıt:


sehit albay ıbrahim karaoğlanoğlunun mezarı...









Mesajı Paylaş

#5
karaoğlonoğlu şehitliğindeki acık hava müzesinde savast kullanılan askeri araçlar:























Mesajı Paylaş

#6
BOĞAZ ŞEHİTLİĞİ:

Lefkoşa'dan Girne'ye doğru giderken Boğaz bölgesinde yer alan bir Şehitliğimiz vardır, bu şehitliğimiz 1974 Mutlu Barış Harekatı'nda bölgede şehit olan subay, astsubay, erbaş ve erler ile mücahitlerden bir kısmının yattığı Boğaz Şehitliği, şehitlere layık bir anıtsal yapı, GKK Komutanı Tuğgeneral Galip Mendi'nin girişimleriyle anıtsal bir hale getirildi.

326 şehitin mezarının bulunduğu Boğaz Şehitliği'ne anıtsal özellik kazandırılması, Tuğgeneral Galip
Mendi'nin girişimleriyle Prof. Dr. Tankut Öktem'in yaptığı heykellerle gerçekleşti.

Bursa'nın Küçük Kumla Beldesi'ndeki atölyesinde çalışan Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tankut Öktem, Boğaz Şehitliği için büyük bir Mehmetçik, 4 aslan, 4 adet kompozisyon içeren anıtsal türden heykel ve 5 adet rölyef yaptı.

Eserlerin KKTC'ye gelişini de, Türkiye Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt sağladı.

Tuğgeneral Mendi Boğaz Şehitliği hakkında, Mutlu Barış Harekatı'nda bu vatanı kurtarmak, Kıbrıs Türkü'nün varlığını korumak ve özgür olarak barış, huzur ve güven içerisinde ayyıldızlı bayrak altında yaşaması için seve seve canlarını feda eden mehmetçik ve mücahidin yan yana yattığını sözleriyle vurguluyor.

Yüce bir ülkü, kutsal bir amaç uğruna en değerli varlıklarını feda eden, bu suretle büyük Türk milletinin ve Kıbrıs Türk halkının ebediyen varoluşunun sebebini oluşturan, yıllar süren ızdıraplarını dindiren, özlediği özgürlüğe kavuşturan Barış Harekatı'nda bu toprakların vatan yapılması uğrunda canlarını feda eden şehitler için yapılan herşeyin yetersiz kalacağını vurgulayan Tuğgeneral Mendi, onların aziz hatırlarını sonsuza kadar yaşatmak ve milli mücadele tarihini yeni nesillere öğretmenin öncelikli görevlerinden biri olduğunu ifade ediyor.

boğaz şehitliğinden resimşler:











Mesajı Paylaş

Vatani vazifem nedeni ile yavru vatanda 1 yıl kaldım Çok güzel dogası vardır ama kıbrıs çok ihmal edilmiş bir yer bence hiç gitmeyenlerin aklına Çok gelişmiş bir yer olarak gelebelir ama otelleri dışında pek öyle bir yer değil her  milleten insanı fazlasıyla bulmak mümkün afrikalı ögrencilerin bol oldugu bir yer acilen yaıtımlara itiyacı oldugunu düşünüyorum kaoalı maraş bölgesine girme imkanı olanların mutlaka içine girip görmesi gerekir bence.Gerçi herkesi almıyorlar. Mesajı Paylaş

bunlar benım cektığım resımler .... burda daha buyuk boyutlu yayınlayamıyorum....daha buyuk boyutlu gormek ıstersenız.

http://www.treconomy.com/forum/viewtopic.php?f=34&t=1456

btr-152


btr-152


zırhlı personel tasıyıcı


gaz g3 4x4 kamyon


mucahıtlerın sılahları


mucahıtlerın sılahları


rumların sılahları


rumların sılahları






zırh kesıf dıngo


tank


t33485 orta tank



sehıtlıkte anıt
Mesajı Paylaş

Alıntı yapılan: ORKAN - 01 Mayıs 2009, 15:09:38











O hadiseleri ben 11-12 yaşlarında yaşadım , yaşadım derken olayları izledik..Tüm benliğimizde acılarını hissettik. Gel gelelim Kıbrıs Türk halkı o günleri çabuk unuttu...Gençlerin hiç umurunda değil. Talat ve Ekibi zaten Kıbrıs'ın Bağımsızlığını elleri ile teslim etmek için uğraş veriyorlar... Mesajı Paylaş


Paylaş whatsappPaylaş facebookPaylaş linkedinPaylaş twitterPaylaş myspacePaylaş redditPaylaş diggPaylaş stumblePaylaş technoratiPaylaş delicious
İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren Replikacep.com sitemizde 5651 sayılı kanunun 8. maddesine ve T.C.Knın 125. maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur.Replikacep.com hakkında yapılacak tüm hukuksal şikayetleri İletişim sayfamızdan bize bildirdikten en geç 3 (üç) iş günü içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek gereken işlemler yapılacak ve site yöneticilerimiz tarafından bilgi verilecektir.
Footer menü
Hakkımızda
Bize Ulaşın
Biz Kimiz
Hizmetlerimiz