Ermeni Soykırımı Yalanı

Başlatan SKYWOLF, 18 Mayıs 2009, 13:00:39

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Son 10 yılda dış siyasette o kadar berbat bir yönetim anlayışımız var ki, neredeyse bütün dünya, tamamen haklı olduğumuz bir konuda, koskoca Türkiye yerine el kadar Ermanistanı destekliyor. Herşeyimizi yabancılara verdik, şimdi milli olmayan birşey kalmayacak diye kandırmaya çalışıyorlar yine. Her konuda dışa o kadar bağlıyız ki, bizim bu bağımlılığımızı çok iyi bildikleri için istedikleri gibi yükleniyorlar. Bizimkiler de kendi beceriksizliklerini "dış güçler" masallarıyla örtbas etmeye devam etsinler. Dış güçler her zaman vardı, her zaman da var olacaklar. Siyasetçilerin görevi onları engellemek. Millete şikayet etmek, bahane uydurmak değil! Mesajı Paylaş
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

Obama, 24 Nisan'da 'soykırım' ifadesini kullanmayacak
Tolga TANIÞ/ WASHINGTON 22 Nisan 2015
Ve kararını verdi: 24 Nisan'da 'soykırım'...



Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun Washington'daki kritik temasları sona ererken, Hürriyet'e bilgi veren üst düzey bir Amerikan Yönetimi yetkilisi, Obama'nın 24 Nisan bildirisinde "soykırım" demeyeceğini ve yine "Meds Yeghern" ifadesini kullanacağını teyit etti. Beyaz Saray, Cuma günü Erivan'da yapılacak anma törenine de ABD adına Hazine Bakanı Jack Lew'in katılacağını açıkladı.

WASHINGTON Yönetimi, ABD Başkanı Barak Obama'nın 1915 Olayları'nın 100'üncü yıldönümü nedeniyle 24 Nisan'da yayınlayacağı bildiride soykırım ifadesini kullanmayacağını teyit etti. Hürriyet'e bilgi veren üst düzey bir Amerikan yetkilisi, "Geçmiş yıllarda belirlediğimiz yaklaşımımızın doğru olan olduğuna inanıyoruz" diyerek, Obama'nın bu sene de olayları Ermenice "büyük felaket" anlamına gelen "Meds Yeghern" ifadesiyle anacağını duyurdu.

TÜRKİYE İLE ÇALIÞABİLMEK İÇİN
Yetkili, konuyla ilgili Hürriyet'e yaptığı açıklamada, bu kararın "şimdiki hayatları kurtarmak için bölgesel ortaklarla (Türkiye) çalışma kabiliyeti" adına alındığını belirterek şunları ifade etti: "Başkan'ın 'Meds Yeghern' olarak bilinen, 1.5 milyon değerli hayatın kaybından oluşan vahşet konusunda geçmiş yıllarda olduğu gibi, olayların 100'üncü yıldönümünün tarihi önemine değinen bir açıklama yapmasını bekliyoruz. Ermeni halkı ve modern zaman vahşetleriyle savaşanlar için 100'üncü yılın çok önemli olduğunun farkındayız. Vahşetten arınmış bir dünya için yürüttüğümüz çabalarımıza daha da bağlanmışken hem açıklamalarımız hem de eylemlerimizle 1915'te başlayan olaylarda vahşice öldürülen herkesin yasını tuttuğumuzu net bir şekilde ifade etmeye odaklanmış durumdayız. Bu sene farklı bir dil kullanıldığını duymayı umanlar olduğunu biliyoruz ve saygı duyuyoruz. Hem geçmişin farkında olup hem de şu andaki hayatları kurtarmak için bölgesel ortaklarımızla çalışma kabiliyetimiz adına geçmiş yıllarda belirlediğimiz yaklaşımımızın doğru olan olduğuna inansak da, onların perspektiflerini anlıyoruz."

DİASPORA İLE BULUÞMA
Öte yandan, Amerikan Yönetimi dün Ermeni diasporasının temsilcileriyle de bir araya geldi. Ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun kentte temaslarda bulunduğu gün Beyaz Saray'da gerçekleşen toplantıya, Beyaz Saray Genel Sekreteri Denis McDonough ile Ulusal Güvenlik Danışman Yardımcısı Ben Rhodes katıldı. Beyaz Saray Sözcüsü Bernadette Meehan'ın yaptığı açıklamaya göre Yönetim bu toplantıda diaspora temsilcilerine 24 Nisan'da Erivan'da yapılacak anma törenine ABD'yi temsilen gidecek Başkanlık delegasyonuna da Hazine Bakanı Jack Lew'in liderlik edeceğini söyledi.

SOYKIRIM LAFI YOK
Amerika Ermeni Asamblesi ve diasporanın şahin kanadı ANCA'nın temsilcileriyle yapılan toplantının ardından yayınlanan, 'soykırım' ifadesinin yine kullanılmadığı duyuruda Meehan, görüşmede Ermenilere yönelik 1915 vahşetinin 100'üncü yılının tartışıldığını belirterek şöyle dedi: "McDonough ve Rhodes, Ermeni ve Amerikan halkları arasındaki derin bağları hatırlarken, korkunç dönemde sönen 1.5 milyon hayatı onurlandırmak için bu fırsatın önemini ele aldılar ve Ermeni Amerikan toplumunun adalet adına yürütükleri ilkeli mücadele için memnuniyet belirttiler. ABD'nin, bu fırsatı gerçeklerin tüm tarafların menfaatine olacak biçimde tam, açık ve adil olarak kabul edilmesi için kullanacağı sözü verdiler."

OBAMA'YA AĞIR SÖZLER
Ermeni diasporası ise toplantının ardından sert bir bildiri yayınlayarak, Obama'nın 24 Nisan'da 'soykırım' ifadesini kullanmaktan kaçınacağını söyledi. Yapılan açıklamada, McDonough ve Rhodes'un görüşmede bunu teyit ettikleri belirtilirken, ANCA Başkanı Ken Hachikian konuyla ilgili şunları söyledi: "Başkan Obama'nın Türkiye'ye teslim oluşu, ulusal bir ayıbı temsil ediyor. Çok basit bir şekilde, bu gerçeğe, güvene ihanettir. Bütün dünyanın dikkati Ermeni Soykırımı'nın 100'üncü yıl anma törenlerinde toplanmışken, Başkan Obama, ulusumuzun ahlaki duruşunu trajk bir biçimde gerçeği savunmama yönünde kullanmıştır. Ve yabancı güçlerin susturmasını desteklemiştir."

http://www.hurriyet.com.tr/dunya/28801752.asp Mesajı Paylaş
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

Obama'nın 24 Nisan açıklaması
Tolga TANIÞ / WASHINGTON 24 Nisan 2015
Bir gün önce konuştu ve şunu dedi



Obama, bu sene 24 Nisan açıklamasını bir gün önceden yayınladı. Beklenildiği gibi açıklamada 'soykırım' sözünü kullanmadı. Ancak 1915 Olayları'nın 100'üncü yıldönümünde bildiriye 'soykırıma' işaret eden unsurlar ekledi. Kaynaklar, buna rağmen 'soykırım' lafı geçmediğinden bildirinin Türk tarafından büyük bir tepki çekmeyeceğini ve Ankara'nın Büyükelçi Serdar Kılıç'ı çekmesinin beklenmediğini belirtti.

ABD Başkanı Barack Obama, 1915 Olayları'nın 100'üncü yıldönümü sayılan 24 Nisan için hazırladığı geleneksel başkanlık bildirisini bu sene bir gün önce 23 Nisan akşamı yayınladı ve beklenildiği gibi 'soykırım' terimini kullanmayıp geçmiş senelerde olduğu gibi olayları yine Ermenice "büyük felaket" anlamına gelen "Meds Yeghern" ifadesiyle tanımladı. Ancak başkanlığı devraldığı 2009'dan beri yedinci kez 24 Nisan açıklaması yapan Obama, bu sene ilk kez 'soykırım' teriminin yaratıcısı hukukçu Raphael Lemkin'e atıfta bulundu. Ayrıca 12 Nisan'da 1915 Olayları'nın "yaygın biçimde soykırım olarak düşünüldüğünü" söyleyen Papa Françesko'nun görüşlerini açıklamasını memnuniyetle karşıladığını belirtti.

SARKİSYAN: ABD GERÇEKLERİN İÇERİĞİNDEN ÞÜPHE DUYMUYOR
Türk tezlerine uzak kalan bütün bu ayrıntılara rağmen metinde 'soykırım' ifadesinin kullanılmamış olması ve ayrıca hukuki olarak soykırım suçuna işaret eden "yok etme" ve "kasıt" gibi terimlerin metne eklenmemiş olması ise Türk tarafınca olumlu karşılandı. Kaynaklar, 'soykırım' sözü geçmediğinden bildirinin "yapıcı bir belirsizlik" taşıdığını vurgulayarak Ankara'nın sert bir tepki vermesinin beklenmediğini, bu açıdan Washington Büyükelçisi Serdar Kılıç'ın istişare için Ankara'ya çağrılmasının da gerekli olmayacağını aktardılar. Başkan Obama'nın bu sene öncekilerden farklı bir dil kullanılan beş paragraflık bildirisinde şöyle denildi:

Paragraf 1:

Bu sene, 20'nci yüzyılın ilk kitlesel vahşeti Meds Yeghern'in 100'üncü yıldönüme işaret ediyor. Osmanlı İmparatorluğu'nun Ermeni halkı, 1915'ten başlayarak tehcir edildi, katledildi ve ölüme doğru yürüdü. Kültürleri ve kendi kadim anavatanlarındaki izleri silindi. Her tarafın acı gördüğü korkunç şiddet sırasında 1.5 milyon Ermeni can verdi.

Yorum: Açıklamanın ardından başlayacak hukuki tartışmanın en can alıcı bölümü burası. Bir defa metnin daha hemen başında Başkan Obama'nın 1915 Olayları'nı 'soykırım' yerine "Meds Yeghern" terimiyle tarif etmeyi tercih ettiği görülüyor. Ve geçmiş senelerde olduğu gibi bu ifade yine 'vahşet' ve 'katliam' tabirleriyle güçlendiriliyor. Ancak ilk kez bu sene karşımıza çıkan bazı farklar var. Obama, 1915 Olayları'nı önceki bildirilerde "20'nci yüzyılın en kötü vahşetlerinden biri" diye tanımlardı. Bu sene ilk defa 'vahşet' sözcüğünün önüne 'kitlesel' sıfatını ekliyor ve açıkça "20'nci yüzyılın ilk kitlesel vahşeti" diyor. Ayrıca yine önceki senelerden farklı olarak, Ermenilerin kültürü ve izlerinin anavatanları Türkiye'den silindiğini vurguluyor. Evet, içinde "kitlesel vahşet" (mass atrocity), 'katledildi' (massacred), 'silindi' (erased), 'can verdi' (perished) gibi ağır ifadelerin kullanıldığı bir metin bu. Ama soykırımın hukuki olarak en önemli iki unsuru "yok etme" (destruction) ve 'kasıt' (intention) sözcüklerinin yer almadığı bir bildiri. Bu açıdan, Ermeni diasporasının kullandığı "20'nci yüzyılın ilk soykırımı" ifadesi yerine, metin, 1915 Olayları için "20'nci yüzyılın ilk kitlesel vahşeti" demeyi seçiyor ve işi hukuki tartışmadan sıyırıyor.

ALMANYA CUMHURBAÞKANI GAUCK'TAN ÞOKE EDEN AÇIKLAMA
Paragraf 2:

1915'in dehşeti yaşanırken ABD Büyükelçisi Henry Morgenthau ABD devletinin içinde alarm zillerini çaldı ve Osmanlı liderlerine karşı çıktı. Onunki gibi çabalar sayesinde de Meds Yeghern gerçeği oluştu ve bu, sonraki dönemlerde Birleşmiş Milletler'in ilk insan hakları anlaşmasının ortaya çıkmasına yardım eden Raphael Lemkin gibi insan hakları savunucularının çalışmalarını etkiledi.

Yorum: Metnin önceki yıllara göre başka bir çarpıcı farklılığı, 'soykırım' tabirinin yaratıcısı, ünlü hukukçu Raphael Lemkin'e olan atıf. Obama'nın Lemkin'le birlikte Birleşmiş Milletler'in 1948'de kabul ettiği "Soykırımı Önleme ve Cezalandırma Sözleşmesi"ne gönderme yapması da, 'soykırım' yorumunu güçlendiren bir unsur.

Paragraf 3:

Bu korkunç kıyımın yarattığı ortama karşı, Amerikan ve Ermeni halkları ortak bir insanlık bağıyla bir araya geldiler. Sıradan Amerikan vatandaşları, ıstırap çeken Ermeni çocukları için milyonlarca dolar bağış topladı ve ABD Kongresi, uluslararası insani yardım alanında bir öncü olan Yakın Doğu Yardım örgütünü bu iş için tuttu. Binlerce Ermeni mülteci, güçlü ve canlı bir topluluk ve Amerikan toplumunun taşıyıcı unsurlarından biri haline geldikleri ABD'de yeni hayatlarına başladılar. İşadamı, doktor, öğretim üyesi, sanatçı ve sporcu olarak büyük saygınlık kazandılar, yeni evlerine değeri ölçülemeyecek katkılar sağladılar.

Yorum: Önceki yıllarda yapılan açıklamalarda da Ermenilerin Amerikan toplumuna kattığı değere vurgu yapan benzer sözler vardı. Bu yüzden de Beyaz Saray yetkilileri, bu seneki bildiride de 'soykırım' ifadesinin geçmeyeceğini Ermeni diasporasının üyelerine kendileri söylemek istediler. Pazartesi günü Ermeni örgütlerinin temsilcilerine bir mesaj gönderildi. Ve örgüt yöneticileri, Salı günü Beyaz Saray'ın içindeki Roosevelt Odası'nda toplantıya çağrıldı. Amerikan Dışişleri Bakanı John Kerry'nin Dışişleri Bakanlığı binasında Mevlüt Çavuşoğlu ile gazetecilere ortak açıklama yaptığı sırada, saat tam 14.30'da başlayan bir toplantıyla da, Ermeni diasporasına karar açıklandı. Görüşme 45 dakika sürdü. İlk 5 dakika içinde, bildiride 'soykırım' lafının geçmeyeceği açıklanmıştı.

Paragraf 4:

Bu 100'üncü yıl önemli bir an. Bizden tarihi anmanın ve zor ama gerekli olan geçmişle hesaplaşma işinin önemini yansıtmamızı istiyor. 1915'te ne olduğuyla ilgili kendi görüşümü tutarlı biçimde sık sık ifade ettim ve benim görüşüm değişmedi. Gerçeklerin tam, açık ve âdil biçimde kabul edilmesi herkesin menfaatine. İnsanlar ve ülkeler, geçmişin acı unsurlarını kabullenip bunlarla yüzleşerek daha güçlü büyür ve daha âdil ve hoşgörülü bir gelecek için temel inşaa ederler. Papa Françesko'nun, Türk ve Ermeni tarihçilerin ve tarihin bu karanlık devresine ışık tutmaya çalışan diğer herkesin görüşlerini ifadesini memnuniyetle karşılıyoruz.

Yorum: Obama, 2008'de başkan seçilmeden önce senatör olarak yaptığı açıklamalarda hep "Başkan olarak Ermeni Soykırımı'nı tanıyacağım" demişti. Ancak seçildikten sonra 1915 Olayları ile ilgili 2009'da yayınladığı ilk 24 Nisan Başkanlık bildirisinde 'soykırım' değil "Meds Yeghern" dedi. Ve sonraki bildirilerde de geçmişteki görüşünün kişisel olduğunu belirtmekle yetindi. Bu seneki bildiri bu açıdan farklı değil. Ancak bu sene asıl çarpıcı ayrıntı, 12 Nisan 2015'te olayları "yaygın biçimde soykırım olduğu düşünülen" diye tarif eden Papa Françesko'ya bildiride atıf yapılmış olması. Yine de Obama metinde Türk tarihçilerin çalışmalarına da gönderme yapıyor. Ve Papa'nın açıklamasına doğrudan bir destek vermek yerine tarihe dair yürüyen tartışmadan dolayı memnuniyet belirtmekle yetiniyor.

Paragraf 5:

Bu önemli yüzüncü yılda, kayıpları hatırlarken Ermeni halkıyla yan yana duruyoruz. Acı çekenlerin unutulmayacağı sözünü veriyoruz. Ve gelecek kuşakların bunu tekrar etmemeleri için kendi kendimize bu acı mirastan dersler çıkarma taahhüdünde bulunuyoruz.

Yorum: Geçmiş senelerde bildirilerin sonuna eklenen bölüm, şimdiye kadarki en sade ve en anlaşılır ifade şekliyle tekrar edilmiş. Yukarıda geçen bütün o hukuki tartışamalardan öte Ermenilerin 100 yıl önce yaşadıkları acıları kimsenin unutmaması gerektiğini hatırlatan en önemli bölüm.
http://www.hurriyet.com.tr/dunya/28821792.asp Mesajı Paylaş
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

Rusya Devlet Başkanı Putin: Etnik kaynaklı toplu katliamların haklı gerekçesi olamaz
CİHAN 23 Nisan 2015
Putin "soykırım" ifadesini kullandı



Ermenistan'da 24 Nisan'da yapılacak 1915 Olayları'nın 100'üncü yıldönümü törenlerine gitmeye hazırlanan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 'soykırım' ifadesini kullandı. Putin etnik kaynaklı toplu katliamların haklı gerekçeleri olamayacağını söyledi.

Moskova'da düzenlenen 'soykırımların olmadığı bir dünya' adlı programa gönderdiği mesaj, Kremlin internetin sayfasında yayınlandı.

Rusya Devlet Başkanı Putin mesajında, "24 Nisan 1915 insanlık tarihinin en korkunç ve dramatik olaylarından ve Ermeni halkının soykırımı ile ilgili kederli bir tarih" ifadelerini kullandı.

Rusya'nın bu trajediyi kendi acısı ve sorunu olarak gördüğünü belirten Putin, 100 yıl sonra söz konusu trajedinin kurbanları önünde başlarını eğdiklerini kaydetti.

Rusya'nın objektif ve tutarlı olmaya devam edeceğini vurgulayan Rus lider, "Etnik kimliklere göre toplu katliamın haklı gerekçesi olamaz. Uluslararası toplum, bu tür vahşetlerin hiçbir zaman ve hiçbir yerde tekrarlanmaması için her şeyi yapmakla yükümlü." uyarısında bulundu.

Ermenistan ve bölgenin diğer halklarının yeni kuşaklarının barış ve uyum içinde yaşaması gerektiğini belirten Putin, din düşmanlığı, agresif milliyetçilik ve yabancı düşmanlığının neden olduğu korkuların bilinmemesi konularına dikkat çekti.

Putin mesajını dost ülke Ermenistan ve Rusya'da yaşayan Ermeni halkına huzur ve refah dileyerek tamamladı.

Rusya Parlamentosu'nun alt kanadı Duma, 14 Nisan 1995'te aldığı kararla 24 Nisan'ı soykırım kurbanlarını anma günü ilan etmişti.

http://www.hurriyet.com.tr/dunya/28812438.asp Mesajı Paylaş
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

Almanya Cumhurbaşkanı Gauck'dan şoke eden açıklama
AA 24 Nisan 2015
Almanya'dan şoke eden açıklama



Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck, "Ermenilerin kaderi 20. yüzyıla dehşet veren bir şekilde damgasını vuran toplu kıyım, etnik temizlik, tehcirler ve evet soykırım tarihi için bir örnektir" dedi. Gauck ayrıca Ermenilerin yaşadığı olaylara ilişkin "Fark gözetmeksizin, kadınlar ve erkekler, çocuklar ve yaşlılar zorla götürüldü, ölüm yürüyüşüne gönderildi, korumasız ve gıdasız bozkırlarda ve çöllerde bırakıldı, diri diri yakıldı, ölünceye dek kovalandı, öldürüldü ve vuruldu" ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Gauck, Berliner Dom katedralinde Almanya'daki kiliselerin ortak düzenlediği "Ermenilere, Süryanilere ve Pontus-Rumlarına uygulanan soykırımı anma töreni"ne katılarak bir konuşma yaptı.
     
Þu sırada yüz yıl önce planlı ve sistematik olarak katliam eylemlerine kurban giden Ermeni halkının üyelerini andıklarını savunarak sözlerine başlayan Gauck, 1915 olaylarında Ermenilerin yaşadıklarına ilişkin olarak, "Fark gözetmeksizin, kadınlar ve erkekler, çocuklar ve yaşlılar zorla götürüldü, ölüm yürüyüşüne gönderildi, korumasız ve gıdasız bozkırlarda ve çöllerde bırakıldı, diri diri yakıldı, ölünceye dek kovalandı, öldürüldü ve vuruldu" iddiasında bulundu.
   
"Bu planlı ve hesaplı caniyane eylem Ermenileri sadece bir sebepten dolayı vurdu: Ermeni oldukları için. Benzeri şey de aynı kaderi paylaşan Pontus Rumlarını, Asurileri ve Süryanileri de vurdu" diyen Gauck, sözlerini şöyle sürdürdü:
     
"Bugünkü bilgilerimiz ve son on yıllardaki siyasi ve insani felaket olayları gözümüzün önüne açıkça ortaya koyuyor ki, Ermenilerin kaderi 20. yüzyıla dehşet veren bir şekilde damgasını vuran toplu kıyım, etnik temizlik, tehcirler ve evet soykırım tarihi için bir örnektir."
     
Bu suçların savaşların gölgesinde işlendiğini ifade eden Gauck, savaşın bu cürümleri meşrulaştırdığını savundu.
     
Gauck, bunun 1. Dünya Savaşı'nda Ermenilerde vuku bulduğunu, yüzyıl boyunca başka yerde ve zaman zaman da bugün birçok başka azınlıklara uygulandığını kaydetti.
     
Bu kaderin unutulmaması için kurbanları andıklarını ifade eden Gauck, kurbanların sesi olunması ve hikayelerinin anlatılması için onları hatırladıklarını belirtti.
     
Gauck, halk gruplarının ayrıştırılması, etnik temizliğin ve tehcirlerin 20. yüzyılın başında çoğu zaman ulus devletlerin oluşmasının karanlık tarafını oluşturduğunu söyledi.
     
Ancak "tek tip" ve "saflık" ideolojisinin dışlanma, tehcir ve korkunç eylemlerle bitmediğini kaydeden Gauck, "Bundan Osmanlı İmparatorluğu'nda Ermeni halkının kurban haline geldiği 'soykırımsal' bir dinamizm gelişti" ifadesini kullandı.
     
100 yıl önce yaşanan olayların nasıl tanımlanması konusundaki bir tartışmanın içinde olduklarını ifade eden Gauck, bu tartışmanın bir kavrama indirgenmemesini istedi.
     
Bugün yaşayan hiç kimsenin sanık sandalyesine oturtulmadığını, vaktiyle bu fiilleri işleyenlerin bugün yaşamadığını, onların çocuklarının ve torunlarının suçlanamayacağını belirten Gauck, ancak kurbanların torunlarının tarihi gerçekleri ve böylelikle tarihi suçun kabul edilmesini haklı olarak bekleyebileceklerini savundu.
     
"ALMANYA'DA HATIRLANMASININ DERİN BİR ANLAMI VAR"
     
Gauck, Ermeni halkının öldürülmesinin Almanya'da hatırlanmasının derin bir anlamı ve geçerliliği olduğunu vurgulayarak, Ermenilerin ve Türklerin torunlarının bu ülkede kendi tarihleriyle yaşadıklarını kaydetti.
     
"Ermenilere soykırımla ilgili biz Almanların da genel olarak ortak sorumluluğu, belki de suç ortaklığı olup olmadığı konusundaki değerlendirmelerle yüzleşmemiz gerekiyor" diyen Gauck, sürgünün planlanmasında ve kısmen de uygulanmasında Alman askerlerinin katkısının bulunduğunu belirtti.
     
İlk kez 1915 olaylarıyla ilgili "soykırım" ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Gauck, Alman İmparatorluğunun müttefiki olan Osmanlılarla olan ilişkileri tehlikeye atmamak için Alman tanıkların ve diplomatların gönderdiği bilgileri görmezden geldiğini savunarak, bu konuda sözde bazı örnekler verdi.
     
Dünyanın her yerinden bu konuda verilen hatırlama ve uzlaşma işaretlerinden dolayı bugün müteşekkir olduğunu ifade eden Gauck, özellikle
Türkler ve Ermeniler arasında cesaretli anlayış ve yakınlaşma  işaretlerinden
memnuniyet duyduğunu kaydetti.
     
Kimsenin gerçeklerden korkmaması gerektiğini ifade eden Gauck, "Bizi geçmişte ve bugün ayıran şeyleri birlikte aşabiliriz" ifadesini kullandı.

http://www.hurriyet.com.tr/dunya/28821431.asp Mesajı Paylaş
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

Erdoğan: Eyy Avrupa Birliği, askeri arşivlerimizi de açmaya hazırız
DHA 24 Nisan 2015
'Hatta daha da ileri gidiyorum...'



Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlenen Çanakkale 100. Yıl Barış Zirvesi Yüksek Düzeyli Oturumu'nda konuştu.Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sözde Ermeni soykırımı iddialarıyla ilgili olarak, "Ey AB, 12 yıl başbakanlık yaptım. Her gittiğim uluslararası toplantıda biz arşivlerimiz açmaya hazır olduğumuzu söyledik. Diyorum ki Ermenistan da açsın, üçüncü ülkeler varsa onlar da açsın. Hatta daha da ileri gidiyorum biz askeri arşivlerimizi de açmaya hazırız" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlenen ve Çanakkale Savaşları'nın 100. yıldönümü nedeniyle Türkiye'ye gelen devlet ve hükümet başkanları ile diğer ülke temsilcilerinin katıldığı "Barış Zirvesi'ne yaptığı konuşmada, 1915'teki Ermeni olaylarına değinerek, "Bize ve milletimize yöneltilen saldırılar kesinlikle art niyetlidir. Biz yaşanan hiçbir acıyı yok saymadığımız gibi, acıların yarıştırılmasına da müsaade etmeyiz. O dönemde göçler sırasında ölen 4 milyon Müslüman için ne kadar üzüntü taşımışsak, hayatını kaybeden Ermeniler için de o kadar üzüntülüyüz. Onlar bize emanettir ya..." dedi.

Erdoğan, zirvede yaptığı konuşmanın önemli bölümünü 1915 Ermeni olaylarına ayırdı.

Cumhurbaşkanı, Türkiye'nin içinde bulunduğu coğrafyanın 1. Dünya Savaşı sırasında büyük acılar yaşadığını vurgulayarak, şunları söyledi:

"Coğrafyamız 1. Dünya Savaşı sırasında öyle acılar yaşamıştır ki, her birini anlatmaya haftalar, aylar yetmez. Bu topraklarda 349 şehitliği bulunan bir milletiz. O dönem bir düzine cephede savaşan bir milletin kendi topraklarında asayiş sorunları yaşaması kaçınılmazdı. Bu nedenle, bir bakıma savunmasız kalan Anadolu'da çeşitli güçlerin tahrik etmesiyle Ermeni çeteleri sivil halka karşı katliama giriştiler. Osmanlı devleti çeşitli tedbirler alma ihtiyacı duydu. Bunlar, Ermeni nüfusun ülkenin daha güneylerine göç ettirilmesiydi. Türkiye olarak bu süreçte yaşanan sıkıntıları gayet iyi biliyoruz. Hepsi de arşivlerimizde kayıtlıdır. Burada samimi olarak söylüyorum; 1915 olaylarındaki rakamlar dahil tüm iddiaların hepsi de dayanaksızdır, mesnetsizdir. Avrupa Birliği'ne tekrar seslenmek istiyorum: Türkiye'nin arşivlerini açmasını istiyor. Ey AB, 12 yıl Başbakanlık yaptım, şu anda Cumhurbaşkanıyım; her gittiğim toplantıda arşivlerimizi açmaya hazır olduğumuzu her zaman söylüyorum. Ve diyorum ki, Ermenistan'ın arşivleri de varsa, onlar da açsın. Hatta daha da ileri gidiyorum, biz askeri arşivlerimizi de açmaya hazırız diyorum. Bizim bu noktada endişemiz yok, korkumuz yok. Bizim ecdadımız zulmetmemiştir."

"YAÞANAN HİÇBİR ACIYI YOK SAYMADIĞIMIZ GİBİ..."
"Þu anda bizim ülkemizde 80 bin civarında Ermeni var. Bunların yarısı vatandaşımızdır, yarısı da Ermenistan'dan yoksulluk sebebiyle ülkemize gelmiştir. Ama biz onları deport etmedik, ülkelerine geri göndermedik. Beraber yaşıyoruz. Van'da, Akdamar Adası'nda Ermeni Ortodoks kilisesini Başbakanlık döneminde Hazine'nin parasıyla yaptıran bizzat biziz. Her yıl Ermeni vatandaşlarımız, yurtdışındaki çeşitli ülkelerden gelen Ermeniler ibarelerini yapıyor. Bize ve milletimize yöneltiten saldırılar kesinlikle art niyetlidir. Biz yaşanan hiçbir acıyı yok saymadığımız gibi, acıların yarıştırılmasına da müsaade etmeyiz. O dönemde göçler sırasında ölen 4 milyon Müslüman için ne kadar üzüntü taşımışsak, hayatını kaybeden Ermeniler için de o kadar üzüntülüyüz. Onlar bize emanettir ya... Tarihi kin ve nefret sahnesi haline getirmenin, başta Ermeniler olmak üzere kimseye faydası yoktur. Biz hiçbir zaman mazlumun kökenine, inancına, dinine bakmadık."

"BARIÞ ELİMİZ HEP HAVADA KALDI"
Biz, Yunus Emre'nin deyişiyle, 'Yaradılanı, Yaradan'dan ötürü sevdik.' Ermenilere barış eli uzatan mesajlar yayınladım. Yarın benim bir mesajım daha yayınlanacak. Maalesef bizim barış elimiz hep havada kaldı. Hiçbir Ermeni lider Türkiye kadar masum sicile sahip değildir. Kinin, düşmanlığın arkasında duranları, bulundukları yeri gözden geçirmeye davet ediyorum. Bu iddiaları soruşturmak siyasetçilerin veya parlamentoların işi değildir. Tarihçilerin işidir. Ermeni iddialarını destekleyenleri, aynı dönemde hayatını kaybeden 4 milyon vatandaşımızın acısını da paylaşmaya davet ediyorum. Aynı zamanda, Ermeni teröristlerin katlettiği 40'ı aşkın diplomatımızın ailelerinin acılarını anlamaya davet ediyorum. ASALA tehditler savuruyor, 'Ya Ermenistan'a gelin, Türkiye'ye giderseniz akıbetinizi bilemeyiz.' Bütün mesele bu... Uluslararası terörizm karşısında hep birlikte olmamız şart. Ermeni iddialarını tarihi hakikat kabul edip, aksi yöndeki görüşleri yasaklayan kararların adaletle bir ilgisi olamaz. Bunu siyasi rant meselesi haline getiren Ermeni diasporasıdır. Bu konuyu Ermeni toplumuyla her zaman görüşmeye hazırız. Ortak bir noktada buluşacağımıza da samimiyetle inanıyorum. Yarın sabah Ermeni Patrikhanesi'nde bir tören var. AB Bakanımız katılacak. Benim de bir mesajım olacak. Çünkü yabancı değiliz. Mesafeli de değiliz. Birileri bizimle aramıza duvarlar örme gayretine giriyor. Gazi Mustafa Kemal, 'Bir milletin hayatı tehlikeyle karşı karşıya kalmadıkça savaş bir cinayettir' demişti. Türkiye olarak bugün de aynı anlayışla hareket ediyoruz."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, terör örgütü IÞİD'e değinerek, "DEAÞ'ın (IÞİD) sadece silahla, savaşla yok edilmesinin zorluğunu şu anda tecrübe ediyoruz. Bu örgütün İslam'la yakından uzaktan bir alakası yoktur. Çünkü bizim dinimiz barış dinidir. Bizim dinimizde bir insanın öldürülmesi, tüm insanlığın öldürülmesidir. Bir insana hayat kazandırabilmek, tüm insanlara hayat kazandırabilmektir. Öyleyse, bu dinin mensubu olduğunu söyleyenler, çocukları, kadınları kör bıçakla kesemezler, öldüremezler" dedi.

Erdoğan, konuşmasına, Çanakkale Savaşları'nda şehit düşenleri anarak başladı. Cumhurbaşkanı, "100 yıl önce pek çok asker hayallerini Çanakkale'de bırakarak hayata veda etti. Dünyanın dört bir yanından gelen kardeşlerimiz burada koyun koyuna toprağa düştü. Bu cephede yaşananlar, Rusya'daki 1917 Ekim Devrimi başta olmak üzere pek çok tarihi gelişmeye yol açtı. Çanakkale dahil bir düzine cephede aynı anda savaştık. Bu şehitler takdirle anılmayı hak ediyor. Her biri Çanakkale Savaşı'nı 'centilmenler savaşı' haline getirerek tarihteki şerefli yerlerini aldılar. Çanakkale, evet bir savaştır, ama barış adına çok çarpıcı görüntülere sahne olmuş bir savaştır. Zaten çok az olan kendi ekmeğini, suyunu paylaşan Mehmetçik'in hikayesini bir Anzak askerinden dinledik. Mehmetçik'in, süngü savaşında kendisini öldürmek yerine, zorla "Siperine geri dön" dediğini dinledik. İnsanlık tarihinin en kanlı savaşlarından birinden çıkaracağımız derslerin, bugünümüzü ve geleceğimizi aydınlatacağıma inanıyorum. Çanakkale Savaşları'nın tüm tarafları olarak bugün burada bir aradayız. 100 yıl sonra, böylesine geniş bir katılımla Barış Zirvesi'nde bir araya gelerek tüm dünyaya verdiğimiz mesajı çok önemli görüyorum. Çanakkale Savaşı'nın detaylarını tarihçilere bırakıyorum. Bizler, ülkelerimizi bir daha yeniden böyle bir şeye sürüklenmekten nasıl kurtarabiliriz, onu düşünmemiz lazım. 100 yıl önce Anzak askerini Osmanlı askeriyle karşı karşıya getiren bir dünya sistemi, bugün çok daha karmaşık hale geldi. Dünyanın herhangi bir yerinde tutuşan ateş, dünyanın başka bir yerinde çıkıyor. Hiçbirimizin evi, kapılarını kapattığımız kadar güvenli ve müstakil değil. İşbirliği halinde hareket etmemiz artık bir tercih olmaktan çıkmış, bir zorunluluk haline gelmiştir."

BM'YE ELEÞTİRİ
"Bizim BM işleyişi ve yapısına getirdiğimiz eleştiride işte bu tespitler var. Çünkü tüm dünya 5 ülkenin iki dudağı arasına hapsedilemez. Aynı zamanda AB başta olmak üzere bölgesel örgütlerin çok daha aktif, öncü rol üstlenmeleri lazım. Irak'ın, Suriye'nin, Yemen'in hali ortada. Acaba bunlar nasıl bu hale geldi diye kendimize sormayacak mıyız? Sorun çıktığında müdahale etmek yerine, sorun çıkmadan çözüm üreten küresel bir sistemin arayışı içinde olmalıyız. 600 yıl boyunca bu toprakların en güçlüsü olarak varlığını sürdüren Osmanlı toprakları içinde bugün 64 bağımsız ülke bulunuyor. Dünya savaşının olumsuz etkilerinin halen devam ettiğini görüyoruz. Örtülü olarak h?l? savaş sürüyor. Cetvelle çizilen suni sınırlar çözüm değil. Etnik, dini ve mezhep kökenli ayrışmalar sürekli canlı tutularak, herkesin huzuru ve refahını tehdit eden bir duruma ulaştı. Hiç uzağa gitmeye gerek yok. Yanı başımızdaki Ortadoğu coğrafyasına bakmak yeterli. Dünyanın en kadim medeniyetlerine sahne olmuş Ortadoğu çok vahim durumdadır. Ülkemizde şu an 2 milyon sığınmacı var. 1 milyon 700 bin Suriyeli, 300 bin Iraklı. Suriye'de ölen insanların sorumluluğunu hiçbir toplum, hiçbir insan kaldıramaz."

"AKDENİZ'DE BOĞULAN İNSANLAR..."
"Ama Akreniz'de, ülkelerinde kaçan insanlar botlarda boğuluyor. Diyorlar ki, 'Boğulsun.' Nerede kaldı İnsan Hakları Beyannamesi? Niçin bunları kurtarmak için gayret etmiyoruz? Biz boğulmalarını istemiyoruz. Bizim sahil güvenlik botlarımız gider, kurtarır, besleriz, sonra da ülkesine göndeririz. Hiçbir uluslararası konjonktür bahanesi, binlerce insanın ölmesini meşru gösteremez."

"DEAÞ'IN İSLAM İLE İLGİLİ YOK"
"Irak'ın DEAÞ denilen bir terör örgütünün baskısı altında yaşaması gerçekten üzüntü vericidir. DEAÞ'ın sadece silahla, savaşla yok edilmesinin zorluğunu şu anda tecrübe ediyoruz. Bu örgütün İslam ile yakından uzaktan bir alakası yoktur. Çünkü bizim dinimiz barış dinidir. Bizim dinimizde bir insanın öldürülmesi, tüm insanlığın öldürülmesidir. Bir insana hayat kazandırabilmek, tüm insanlara hayat kazandırabilmektir. Öyleyse, bu dinin mensubu olduğunu söyleyenler, çocukları, kadınları kör bıçakla kesemezler, öldüremezler. Bu örgütün dayandığı sosyal, ekonomik sorunların çözülmesi gerekiyor. Bugün aramızda bulunan Irak Cumhurbaşkanı Masum ile uzun uzadıya konuştuk. Gösterdiği çabayı yakından takip ediyor ve destekliyoruz. Yemen bu ateşin yakıp kavurduğu son ülkedir. Tarafların uzlaşmayla çözmesi gereken sorunların bir savaş haline dönüşmesi üzüntü vericidir. Biz Yemen'deki sorunların barışçı yolla çözümüne desteğimizi sonuna kadar sürdüreceğiz. Filistin topraklarının işgali sona erene, 1960'lı yılların öncesine gelmesi durumuna, başkenti Kudüs olan Filistin kurulana kadar bu sorunun çözümü mümkün değildir."

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/28819785.asp Mesajı Paylaş
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

avrupa birligine girmek  icin yapmadigi pislik kalmadi Mesajı Paylaş

Ermeni soykırımı masalı konusunda önceki hükümetler de, bugünkü hükümet de aynı şeyleri yapmış görünüyor. Yani arşivlerimiz açıktır, konu tarihçileri ilgilendirir ve isteyen her tarihçi arşivlerimizi inceleyebilir. Benim gözüme çarpan bir fark ABD'deki yahudi lobisini geçmişte, ermeni lobisine karşı yanımızda buluyorduk. Ancak İsrail ile ilişkilerin bozulmasından sonra bu desteği kaybettik. Bir yandan bu iyi oldu. Çünkü bu konudan kar elde edenler bulunuyordu. Ayrıca ABD'deki durum hep aynı gibi. Her sene başka soykırım kelimesini kullanmadan soykırım var demek beterden konuşur. Bizimkiler sevinir, ermeniler kızar böyle devam eder gider. Bu sene de farkı yok.

ABD dışındakilerde nedense bir baskı var. AB ve Rusya nedense bu sene çok sertler bu konuda. Oysa Rus arşivleri de bizim haklılığımızı kanıtlıyor nitelikte. Bu işin altında başka bir şey var gibi... Mesajı Paylaş
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

Türkiye'den iki açıklamaya sert tepki
DHA (ANKARA) 25 Nisan 2015
Liderlere 1915 olayları tepkisi



Türk Dışişleri Bakanlığı Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande, ABD Başkanı Barack Obama ve Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck'un ifadeleri hakkında üç açıklama yayımladı.

Dışişleri Bakanlığı, ABD Başkanı Barack Obama tarafından 24 Nisan dolayısıyla yapılan açıklama hakkında "Açıklamanın, I. Dünya Savaşı'nda yaşananların, Ermeniler kadar Türk halkı bakımından da hassasiyet taşıdığı gerçeğinden kopuk olması ve tek taraflı bir bakış açısını yansıtması sorunludur. Bu seçici ve tarafgir adalet anlayışını reddediyoruz" açıklamasında bulundu.

İşte Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan o açıklama;

"ABD Başkanı Obama'nın 23 Nisan 2015 tarihinde yaptığı açıklamanın Türkler ile Ermenilerin ortak tarihlerinin acılı bölümünü adil bir hafıza temelinde değerlendirmekten çok uzak olduğunu üzüntüyle not ettik.

Açıklamanın, I. Dünya Savaşı'nda yaşananların, Ermeniler kadar Türk halkı bakımından da hassasiyet taşıdığı gerçeğinden kopuk olması ve tek taraflı bir bakış açısını yansıtması sorunludur. Bu seçici ve tarafgir adalet anlayışını reddediyoruz.

Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın Başbakanlığı döneminde 23 Nisan 2014 günü yayınladığı taziye mesajı ile daha sonra Başbakanımız Ahmet Davutoğlu tarafından 20 Ocak 2015 ve 20 Nisan 2015 tarihlerinde yayınlanan açıklamalar konuya Türkiye'nin bakış açısını özenle yansıtan metinlerdir.

Bunlar, geçmişte yaşanan acıları inkâr etmeden, doğru tanım ve tutumlarla paylaşmayı, Osmanlı Ermenilerinin kayıpları dâhil tüm kayıplarımızı birlikte ve saygıyla anmayı, dahası ortak geleceğimizi yeniden inşa etmeyi teklif eden samimi çağrılardır.

Bu tarihi konuda herkesi sağduyuyla hareket etmeye davet eden yaklaşımımıza ve uzattığımız dostluk eline olumlu karşılık almayı umut ediyoruz. 

Türklerle Ermenilerin barışmalarına giden yola adil bir biçimde katkıda bulunacak her ülke bu "dostluk projesinin" ortakları olarak tarihteki yerlerini alacaklardır. 

Bu çerçevede dost ve müttefik ülkelere düşen rolün ayrı bir önem taşıdığı da açıktır."

ALMANYA CUMHURBAÞKANI GAUCK'UN AÇIKLAMASINA TEPKİ

Dışişleri Bakanlığı'ndan Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck'un ifadeleri hakkında da açıklama yayımlandı.

Bakanlık tarafından yapılan yazılı açıklamada "Almanya Federal Cumhurbaşkanı Gauck, 23 Nisan 2015 tarihinde Berlin Katedralinde düzenlenen ve Türk kimliğine, tarihine ve toplumuna mesnetsiz ithamların dillendirildiği bir törene iştirak etmiştir. Cumhurbaşkanı Gauck'un, hukuka ve tarihi gerçeklere aykırı şekilde, Türk milletine işlemediği bir suçu isnat etme hakkı yoktur. Toplumsal birlik, bütünlük ve uyumu temsil etme makamında olanlardan, toplumu oluşturan tüm fertlerin hassasiyetlerini dikkate almaları ve daha kucaklayıcı bir yaklaşım sergilemeleri beklenir. Bu bağlamda, Gauck'un, temsil ettiği insanlar arasında bulunan yüzbinlerce Türk asıllı Alman vatandaşının düşüncelerini yok sayması ibret vericidir. Türk tarihi ve kimliği, Türk-Alman toplumunun ayrılmaz bir parçasıdır. Bu kimliği karalamaya yönelik girişimlere bu toplumun fertleri sessiz kalmayacaklardır. Türk halkı, Almanya Cumhurbaşkanı Gauck'un bu ifadelerini unutmayacak ve affetmeyecektir. Önümüzdeki günlerde, 1915 olayları konusunda bir karar tasarısını ele alması öngörülen Almanya Federal Meclisinin, bu tarihi mesele konusunda  tarafsız ve yapıcı bir tutum içerisinde olmasını, Türk-Alman ilişkilerine uzun dönem olumsuz yansımaları olacak bir yaklaşım sergilememesini temenni ediyoruz" ifadeleri kullanıldı."
FRANSA CUMHURBAÞKANI HOLLANDE'A TEPKİ
Fransa Cumhurbaşkanı Hollande, uzun süre öncesinden ilan ettiği üzere, 24 Nisan 2015 tarihinde Erivan'da düzenlenen ve iddia edildiği gibi geçmişte yaşanan kayıpların anılmasından çok, Türk kimliğine, tarihine ve toplumuna yönelik iftiraların dillendirildiği bir tören şeklinde cereyan eden etkinliklere iştirak ederek, Ermeni anlatısına verdiği desteğini tekrarlamıştır.
Benzer şekilde, Fransa Başbakanı Valls bugün Paris'te, tarihten barış ve dostluk değil, husumet çıkarma üzerine kurulu bir etkinliğe katılarak tarihsel gerçekleri çarpıtan ve hukuku tahrif eden ifadeler kullanmıştır.
Cumhurbaşkanı Hollande'dan, sözkonusu törenler sırasında, Osmanlı İmparatorluğunun çöküşü sürecinde hangi dine ve etnik kökene mensup olursa olsun, tüm Osmanlı vatandaşlarının büyük acılar yaşadıklarını teslim etmesi beklenirdi. Farklı dinlerin mensuplarının acıları arasında ayrım yapmayan böyle bir yaklaşım, kuşkusuz, Fransa'daki 600 bin Türk tarafından da, olumlu ve kucaklayıcı bir davranış olarak görülürdü. Ancak, Fransa maalesef bir kere daha ayrımcı yaklaşımını sürdürmeyi tercih etmiştir.
Fransa'nın bu haksız ve tarafgir tutumu Türkiye tarafından reddedilmekte ve kınanmaktadır.

http://www.hurriyet.com.tr/dunya/28830680.asp Mesajı Paylaş
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

Kremlin Sözcüsü Peskov: Putin "soykırım" tanımı yapmadı
Nerdun HACIOĞLU/MOSKOVA 28 Nisan 2015
Türkiye'ye flaş 'soykırım' mesajı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Rusya lideri Vladimir Putin adresinde "soykırım" ifadesi yüzünden yeni eleştiriler yöneltmesi üzerine Moskova'da basına açıklama yapan Putin'in sözcüsü Dmitriy Peskov, "Türkiye ile ilişkilerimizin sekteye uğramadan planlandığı gibi gelişmeye devam edeceğine inanıyoruz" dedi.

Türkiye Cumhurbaşkanı tarafından yapılan son açıklamaların geride kalan güncel konular yanı sıra Başkan Putin'e aktarıldığını belirten Peskov, "Türkiye ile ilişkilerimizin sekteye uğramadan çok yönlü partnerlik şeklinde devam edeceğine inanıyoruz. Daha önce de belirttiğimiz gibi Türkiye ile işbirliği bizin acımızdan çok önemli. Beklentimiz bunun ileride de böyle devam etmesidir. Birlikte başlattığımız bir dizi önemli projeler bizi bekliyor. Yapacağımız daha çok işler var" ifadesini kullandı.

Açıklamanın sonunda Rusya lideri Putin'in 24 Nisan Erivan konuşmasında "soykırım" ifadesini konuyla bağlantılı olarak kullanmadığını da söyleyen Peskov, "Başkan Putin'in ağzından Erivan'da soykırım ifadesi tek bir sefer çıktı. O da BM tarafından zamanında kabul edilen soykırım bildirgesiyle ilgili. Onun dışında Putin 1915 olayları hakkında soykırım tanımı yapmadı" dedi.

http://www.hurriyet.com.tr/dunya/28853459.asp Mesajı Paylaş
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com


Paylaş whatsappPaylaş facebookPaylaş linkedinPaylaş twitterPaylaş myspacePaylaş redditPaylaş diggPaylaş stumblePaylaş technoratiPaylaş delicious
İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren Replikacep.com sitemizde 5651 sayılı kanunun 8. maddesine ve T.C.Knın 125. maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur.Replikacep.com hakkında yapılacak tüm hukuksal şikayetleri İletişim sayfamızdan bize bildirdikten en geç 3 (üç) iş günü içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek gereken işlemler yapılacak ve site yöneticilerimiz tarafından bilgi verilecektir.
Footer menü
Hakkımızda
Bize Ulaşın
Biz Kimiz
Hizmetlerimiz