Rusya-Ukrayna Kırım Krizi

Rusya/Sibirya deyince yabancılar mesela her tarafta ayılar gezen, gece gündüz sunun yerine vodka içen, her evin duvarında Keleş kesin asılıdır, erkekleri ve kadınları "uşanka" dedikleri şapkayla geziyor.  İnternet var, globalleşme devam ediyor,  bunlar ne içip ne yiyor, aç mı veya oldüler mi diye bir bakar merakından.

Şu anda Sovyet Rusyasından tarım alanı 40% az ama üretimi 1980'lere göre 40-50% fazla, peki neden? Özel sektör tarafından yapılıyor. Komunist sistem olsaydı, ne de olsa devletin, çalışsan da veya uyusan da aynı maaşı alırsın, devlet sana evini bile verir mantığı var idi.

Meyve üretiminde Sovyet Rusyası bir cüceydi, şu anda at koşturuyor. 2023'de eski yıla göre 8% atmış, 2024'de 6% arttı.  Sibirya'da yazın karpuz, domates, salatalık bile yetiştiriyor açık tarım alanında. Eski tarım alanlarını çalıştırsın yeter artar bile. Gençler eskiden şehire kaçardı, şu anda köylere kaçıyor. 49 yıla neredeyse bedava istediğin kadar tarım alanı verilir ilk sene deneme için 30 hektar, sonraki sene 100 ve öyle her sene artar. Faizsiz biçer, traktör vs verir, tahılını topla sonbarada verirsin. Devlet bu şekilde teşvik ederek insanları şehirden köylere kovuyor, millet gidiyor.

Rusya/Sibirya deyince yabancılar mesela her tarafta ayılar gezen, gece gündüz sunun yerine vodka içen, her evin duvarında Keleş kesin asılıdır, erkekleri ve kadınları "uşanka" dedikleri şapkayla geziyor.  İnternet var, globalleşme devam ediyor,  bunlar ne içip ne yiyor, aç mı veya oldüler mi diye bir bakar merakından.

Şu anda Sovyet Rusyasından tarım alanı 40% az ama üretimi 1980'lere göre 40-50% fazla, peki neden? Özel sektör tarafından yapılıyor. Komunist sistem olsaydı, ne de olsa devletin, çalışsan da veya uyusan da aynı maaşı alırsın, devlet sana evini bile verir mantığı var idi.

Meyve üretiminde Sovyet Rusyası bir cüceydi, şu anda at koşturuyor. 2023'de eski yıla göre 8% atmış, 2024'de 6% arttı.  Sibirya'da yazın karpuz, domates, salatalık bile yetiştiriyor açık tarım alanında. Eski tarım alanlarını çalıştırsın yeter artar bile. Gençler eskiden şehire kaçardı, şu anda köylere kaçıyor. 49 yıla neredeyse bedava istediğin kadar tarım alanı verilir ilk sene deneme için 30 hektar, sonraki sene 100 ve öyle her sene artar. Faizsiz biçer, traktör vs verir, tahılını topla sonbarada verirsin. Devlet bu şekilde teşvik ederek insanları şehirden köylere kovuyor, millet gidiyor.

Iklim o kadar mı değişti, başka sırları mı var?

Iklim o kadar mı değişti, başka sırları mı var?

Kazakistan sınırına yakın Sibirya steplerinde karpuz büyük tarım alanlarında yetiştiriliyor. Toprağı verimli, çöl karışımlı bölgelerdir, ormanlık alan neredeyse yoktur, yazın 40-45 dereceye kadar sıcaklık oluyor. Çilek, domates, salatalık, dolma biber daha kuzey bölgelerinde de yetişiyor. Buğday, patates, ayçiçek, lahana, greçka falan tundra bölgesi olmadıkça her yerinde yetişebilir.

Sibiryada ayçiçek binlerce hektarlık alanda Kasım ayında bile biçerle toplanıyor, karla kaplı buzlu eksi derecede bu iş yapılıyor. İşte onlardan çıkan yağlar Türkiye'ye ihracat oluyor, zaten ithal ayçiçek yağın 50% falan Rusyadan alıyor. Bu sene bir bölgede ekim yapılıyorsa, sonraki en az 3-4 sene dinlendirilir. Tarımla uğraşacak olanlar yine de çok az, Rusya tarım potansiyelinin 20% bile kullanamıyor.  Adama sorarlar Ukrayna'daki toprağı nerene sokacaksın...

Eskiden de iklim elverişliydi ama son 20 senedir baya değişti olumlu yönde. Çariçe 2.Katerina Alman olduğu için Almanlar Rusya'ya gelmeye başladı Volga nehri kıyısında çok sayıda idi. 2.Dünya Savaşında Stalin onları Sibirya'ya sürgün etti nazilere müttefik olur korkusuyla. Sonra esir düşen Alman askerleri ile evlenerek ve sayısı eklenerek Sibirya'da baya nufüsü vardı. Onlar da çok iyi tarımla uğraşıyordu, hala Alman köyleri var.

Karpuz yetiştiren Sibiryalı Alman kadın.

Bu çağda Rusya nın açlık çekmeyeceğini zaten biliyoruz adamlar soğuksa basar Sibirya doğal gazını yakar serada, güneş yoksa ultraviyole lambası koyar lazım ceyranıda nükleer santrali bağlar bu işe yine aç kalmaz. Kaldı ki karnını tok tutacak kadar iklimi de güneşi de toprağı da var. Ayrıca Çin gibi dünya devi tarım ülkesi var yanında. Rusya yı geri adım attıracak şey halkın bıkkınlığı olacaktır bu çağda böyle medeni bir ulusu ne kadar dünyadan izole kalmaya razı edebilirsin en sonunda halk bir çözüm bekler. Sonuçta seçim yapılan demokratik bir ülke sandıkta bir başına kaldım mı kimse bu kadar keyfi konuda ömrünü feda edip vatanseverlik yapmaz bir noktadan sonra.  Batı daha tam izolasyon kartını kullanmadı. Batıda zarar görüyor tabi ama birisi istilacı öbürü buna karşı tavırlı taraf bunların ahlaki zaruri zeminleri aynı değil. Batı sıkıntıya katlanmaktan başka çaresi yok Rusya ise kendi keyfi ile bu maceraya girişti onların edepsiz bir inadı söz konusu daha önce yılmaları daha olası. 

Rusya'nın tarımsal potansiyelini sorgulayan yok ki. Mesele çiftçilerin üretemiyor olmasında.

- Finansal sıkıntıları var. Nabulina Hanım, "aman enflasyon canım enflasyon" diye faizi dayadıkça dayadı, çiftçiler için dahi kredi faizleri uçtu.

- Tarım araçları aşırı pahalı, çünkü tek kaynaktan alınıyor, yani Çinden. Onlar da tenhada yakaladıkları çiftçileri iyi öpüyorlar! Yerlisi de üretilemiyor, çünkü fabrikalar silah üretmekle meşgul.

- Gübre ve kaliteli tohuma erişim sorunları da var. Rafinerilere düzenlenen saldırılar ve ambargolar yüzünden, gübre üretimi sıkıntıya girdi. Devlet "illa yerli ve milli tohum istirem" diye tohum ithalatına engel çıkartıyor.

- İşgücünde de sorunlar var. Sebebi belli: Savaş kayıpları.


Savaş 6 ay içerisinde fiili olarak sonlanmazsa, 2025 yılının ikinci yarısından itibaren gıda tedariğinde büyük sorunlar çıkacaktır.

Tarım'a devlet sahip çıkmazsa tarım çöker. Türkiye bunun başlangıcını yaşıyor. Yerli tarımda rant olmadığından destek yok. Dışarıdan ithalat yapıp kaymak yeme derdinde olunca baştaki şişman kediler, iç üretim çökme noktasında.
Aynı şey Rusya içinde geçerli. Üreticiyi destekleyecek kararnameler çıkarılmazsa tarım çöker. Stalin zamanında bunu yaşadı Sovyetler. Bilhassa Ukrayna'da devlet eliyle yaratılan ve 4 milyon insanın ölümüne yol açan "Holodomor" açlık günleri tarihin karanlık sayfasıdır.

- Rusya varolduğundan itibaren dışarıdan gübre alan ülke değildi, tam tersi dünyadaki en çok ihraç eden ülke. Sovyetlerden kalan ağır kimyasal sanayisi vardı, şu anda her sene üretimi artarak 2023'de 26 milyon ton üretmiş, Türkiye 5.5 milyon ton.

- Tahıl üretiminde biçerdöver hava ve su kadar önemli. 2021'e kadar dünya biçerdöver üretiminin 20% üretiyordu. 2022'de 32% azalmış, 2023'de 23% artmış, 2024'de 7% artması bekleniyor. Türkiye dahil, Asya, Afrika'ya ihraç ediyor. Evet Sovyetlerin araba üretimi ve kalitesi berbat idi ama traktör, biçerdöver üretiminde ve kalitesi dünya deviydi, hala da öyle. Tarım araçları bakımından Rusya dışarıya bağlı ülke değildir, traktörler diğer oblastı olan Belarus üretimi.

- Tarım sektöründe araç alırken faizsiz devlet destekli taksitle ödersin. Tarım alanı çok ucuz, bazı bölgelerde bedava.

- Türkiye ekvatora daha yakın dağlı bölgede olduğu için toprakları verimsizdir kuzey ülkelerine göre, artı yorgun her sene dinlendirilmeden işletildiği için. Akaryakıt pahalı, tarım alanı küçük ve pahalı. Kanada, Rusya gibi tahıl üreten ülkeler ile rakbet etmesi imkansız onun için her sene küçülen tarım sektörü var.

- Türkye'de enflasyon 50% dünyadaki en yüksek ülkeler arasında. Rusya'da enflason savaş olmasına rağmen 8-10%.

- Türkiye'de faizler 50%, Rusya'da 25%.

Rusya batının dediklerine inanacak olursak her sene batıyor, çoktan öldü, tükendi.

"Aynı şey Rusya içinde geçerli. Üreticiyi destekleyecek kararnameler çıkarılmazsa tarım çöker. Stalin zamanında bunu yaşadı Sovyetler. Bilhassa Ukrayna'da devlet eliyle yaratılan ve 4 milyon insanın ölümüne yol açan "Holodomor" açlık günleri tarihin karanlık sayfasıdır. Mesajı Paylaş"

iyi tesadüf etti,  ben de bu dönemi okuyorum bu aralar.
fakat  bir düzeltme yapayım müsadenizle.
o dönemde Ukrayna'da  milyonlarca insanın açlıktan öldüğü  doğru;  fakat bu açlıktan ölenler Sovyet tarımı çöktüğü  için açlıktan ölmedi.
o dönem tarımsal üretimde bir çökme veya  azalma filan yok,  tam tersine  tarımsal üretimde bir rekor  kırma durumu var.
öyle ki,  Avrupa  devletleri  SSCB'yi  damping yapmakla suçluyorlar.
1930  ile 1933 arasında  Ukrayna  başta olmak üzere  SSCB  tüm özel tarım alanlarını kamulaştırıyor,  bunun o cenahtaki  terimi "kollektifleştirme"  olarak biliniyor.
kollektifleştirmeyle  topraklarına  el koyulan Ukrayna  halkı  kendi çiftliklerinde  ırgat haline düşüyor.
daha sonra  SSCB  tarımsal üretimi  daha da arttırmak için  birtakım yasal tedbirler geliştiriyor.
 kollektifleştirmeye karşı çıkanları  devlet düşmanı  statüsüne sokma ve  kollektif çiftliklerden tarım ürünü  saklayan köylülere karşı  "3 başak yasası"  olarak bilinen  tarım hırsızlığı  yasası gibi  tedbirler  durumu tam bir faciaya çeviriyor.
netice itibariyle,  bu  3 4 yıllık dönemde SSCB'de  bilhassa tahıl  olmak üzere,  tarımda dev bir örgütlenme ve  üretimde   rekorlar oluşuyor; fakat  bu  üretim artışları halka sefalet ve açlıktan başka bir şey getirmiyor.
 
bu durum tarihte  "Holodomor"  olarak bilinir  ve Ukrayna'nın  2. Dünya savaşından beri  Rus  karşıtlığının  en belirgin nedeni de  zaten Holodomor  dönemidir.

1931-33 arası yukarıda bahsedilen açlık dönemi yaşanmıştır. Kamulaştırma(коллективизация) sürecinde insanların elindeki toprakları, buğday, patates, tüm tarımsal ürünlerine ve evcil hayvanları(at, inek, koyun, domuz) devlet tarafından el konuldu. Tüm Sovyetlerde açlık oldu, Ukrayna bunu 1990'larda siyasi amaçla Rusları suçlamaya başladı. Açlık buğdayın en çok yetiştirilen Kuzey Kafkasya, Kransodar, Ukrayna, Volga, Kazakistan, Ural, Tataristan'da yaşandı. Milyonlarca insan öldü tam sayısı belli değil, en çok Rus, sonra sırasıyla Ukrayna, Kazak, Tatar, Cerkez, Çeçen, Dağıstanlı öldü. O dönemde devletin başında Gürcü-Osetin karışımlı Stalin celladı vardı.

En yoğun insan ölen bölge Ukrayna değil, Kuzey Kafkasya, Krasnodar, Stavropol. Sadece Kazakistan'da yaklaşık 3 milyon açlıktan öldü. Kim suçlu, kimi suçlayacaksın, o dönemde Stalinin anavatanı Gürcistan halkı tokluktan göbekli gezerken diğer milletler ölüyordü. Rusya Holodomoru inkar etmiyor, oldu hatta en çok biz etkilendik diyor. Ukrayna'nın suçlamalrının ardı arkası bitmiyor ki, oysa Sovyetleri en çok yönetenler Ukrayna'dan çıkanlar Hruşçev, Brejnev, Çernenko. Hruşçev Kırımı hediye etti, 2.Dünya Harbi sonrası Polonya, Çekoslovakya,  Romanya, Macaristan toprakları Ukrayna'ya hibe edildi.

1931-33 arası açlıktan en çok ölen bölgeler, en koyu olan bölgelerde en fazla ölüm vardı.



Kazakistan'da 2.3 milyondan 3.5 milyona kadar insan öldü açlıktan, 1 milyon insan göç etmek zorunda kaldı. Ö dönemdeki Kazakistan halkının neredeyse yarısı öldü, Ukrayna'dan daha ölümcül sonuçları vardı halkının sayısına göre kıyaslarsak.

Sovyetlerin sanayisi yerlerde sürünüyordu, kısa sürede kalınmak için ABD'den fabrika, baraj, santral inşaatı için mlazemeleri milyonlarca ton buğdayla takas ederek aldı. ABD o dönemde kriz sonrası tarım sektörü neredeyse ölü haldeydi, Sovyetler milyonlarca kendi halkını ölüme sürdü sanayileşmek için. Bu şeklide tank, uçak, araba fabrikaları, baraj, santraller inşaa etti.

Çok kısaca anlatımı bu şekilde oldu, daha derinlere inersek 7 haftada bile tartışma bitmez.