IÞİD

Başlatan SKYWOLF, 11 Haziran 2014, 22:14:46

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Işidin Bölücü Terör Örgütü ile savaşması TÜRKİYE nin çıkarları açısından olumlu olmadımı?

OLUMLU
22 (55%)
OLUMLU DEĞİL
18 (45%)

Toplam Oy Verenler: 40

#350
21 Ağustos 2014 günü fuatavni haber vermişti


Mesajı Paylaş

Adı geçen terbiyesiz şerefsizin 6 ay önce verdiği bu haber bu kişilerin ne denli kötü niyetli olduğunu ve neyi amaçladıklarını açıkça ortaya koymaktadır. Mesajı Paylaş
ZOR HEMEN İMKANSIZ ZAMAN ALIR
             --------MAROON BERETS--------

Koalisyon güçlerinin saldırılarında IÞİD'in üst düzey komutanları öldürüldü
hurriyet.com.tr 26 Þubat 2015
IÞİD lideri Bağdadi ölmüş olabilir

Koalisyon güçlerinin Irak'taki IÞİD hedeflerine yönelik saldırılarında, IÞİD lideri Bağdadi'nin ölmüş olabileceği öne sürüldü.

ABD öncülüğündeki koalisyon güçlerinin Irak'ın Suriye sınırında bulunan El Kaim kasabasındaki IÞİD hedeflerine düzenlediği hava saldırılarında örgütün üst düzey bazı komutanlarının öldürüldüğü iddia edildi.

El Arabiya'nın haberine göre; IÞİD lideri Ebubekir El Bağdadi'nin bölgeye intikal halinde olduğunun bilinmesine karşın saldırılarda yaralanıp yaralanmadığı henüz netleşmedi.

Saldırıların net istihbari bilgilere dayanılarak IÞİD işgali altında bulunan beş bölgeye gerçekleştirildiğinin iddia edildiği haberde; 17 teröristin öldürüldüğü, 29'unun da yaralandığı belirtildi.

http://www.hurriyet.com.tr/dunya/28302418.asp Mesajı Paylaş
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com



IÞİD korkusu Ortadoğu'da savunma harcamalarını patlattı
Dünya askeri bütçeleri kısarken, IÞİD, Suriye, Yemen gibi birçok bölgesel tehditle karşı karşıya kalan Ortadoğu, savunmaya harcamalarını hızla artırıyor
IÞİD korkusu Ortadoğu'da savunma harcamalarını patlattı
28.02.2015 03:25

DIÞ HABERLER - Geçtiğimiz yıl dünyada savunma harcamaları artış gösterdikten sonra bu yıl ekonomik büyüme tahminlerinin aşağı çekilmesi ve petrol fiyatlarının düşmesinin birçok ülkeyi savunma bütçelerini daraltmaya itmesi bekleniyor. Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitütüsü'ne göre 30 yıl süren düşüşlerin ardından geçtiğimiz yıl dünyada savunma harcamaları reel anlamda yüzde 1.7 yükseldi. Rusya, Çin, Suudi Arabistan harcamalarını artırarak diğer bölgelerdeki düşüşü dengelediler. Ancak bu yıl sektördeki harcamaların yeniden düşmesi bekleniyor. En parlak pazar ise birçok koldan bölgesel tehditlerin arttığı Ortadoğu.

Suudi Arabistan geçtiğimiz yıl ABD ve Çin'in ardından en çok harcama yapan ülke oldu. Suudi Arabisbtan ve Körfez'in diğer üç büyük savunma müşterisi Birleşik Arap Emirlikleri, Umman ve Katar'ın 2014'te harcamaları 2012'ye kıyasla yüzde 44 artarak 109.9 milyar dolara ulaştı. Gelecek beş yılda Ortadoğu'nun savunma bütçesinde artışın devam edeceği öngörülüyor.

Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü'ne göre de 2015, küresel savunma sektörü için kötü bir yıl olacak. SIPRI, küresel askeri harcamaların 2015 yılında 2013 yılındaki 1.7 trilyon dolara göre yüzde 6 azalarak 1.6 trilyon dolara ineceğini tahmin ediyor.

Rusya'nın ekonomik baskılar nedeniyle son yıllardaki çift haneli artışlardan çok uzak olacağı hatta harcamaları küresel harcamalar içinde değerlendirilmeyen IÞİD'in bile Irak ve Suriye'de kontrolü altındaki bölgelerde yapması gereken harcamalar nedeniyle savunmaya daha az fon ayıracağı belirtiliyor.

Ortadoğu ve K.Afrika 6 yılda 920 milyar $ harcayacak

Harcamaların 2010 yılından beri reel olarak yüzde 8 azaldığı Avrupa'da da bir takım belirsizlikler mevcut. Avrupa'daki hükümetler askeri harcamaları artırma taahhüdünden bulunmuşlardı ancak bütçeleri denkleştirmede zorlanmaları harcamaları ilişkin soru işaretleri doğuruyor. Avrupa'nın en büyük savunma bütçesine sahip İngiltere'de, kazananı kestirmenin zor olduğu genel seçimler öncesinde sektöre yönelik fonların azalabileceği belirtiliyor.
Ortadoğu'da ise harcamalar önemli bir hızla artıyor. 2014 ve 2020 döneminde Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesini kapsayan MENA'da savunma harcamalarının düşük petrol fiyatlarına rağmen 920 milyar dolara ulaşacağı tahmin ediliyor. 2008'de dünyadaki savunma harcamları için yüzde 5.2 olan MENA'nın payı yüzde 7.8'e çıktı.

Irak, Suriye, Yemen ve İran silahlanmayı tetikliyor

Irak, Suriye ve Yemen'deki çatışmaların yarattığı bölgesel güvenlik tehditleri savunmayı kısa vadede önemli kılarken, uzun vadede bu trendin devam etmesi uzmanlara göre huzursuzluk veren bir silahlanma yarışına dönüşebilir.

2013 yılında dünyada en hızlı büyüyen beş savunma pazarının dördü Ortadoğu'da yer almıştı. Bu trend hızlanarak sürüyor. Körfez'deki petrol zengini krallıklar, savunmaya yönelik harcamalarını hızlı bir şekilde artırıyor. Düşük petrol fiyatları, 1999 yılında olduğu gibi, alım furyasını biraz yavaşlatabilir fakat şimdilik başta Suudi Arabistan olmak üzere Ortadoğu'ya silah satışları adeta patlamış durumda. Riyad, 2014'te savunmaya iki yıl öncesine göre yüzde 43 artışla 80.8 milyar dolar harcadı. SIPRI verilerine göre Suudi Arabistan geçtiğimiz yıl ABD ve Çin'in ardından en çok savunma harcaması yapan üçüncü ülke oldu. Körfez savunma müşterilerinin dört büyüğü Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Umman ve Katar'ın 2014'te harcamaları 2012'ye kıyasla yüzde 44 artarak 109.9 milyar dolara ulaştı. Gelecek beş yılda Ortadoğu'nun savunma bütçesinde artışın devam edeceği öngörülüyor. Ortadoğu ülkelerinde talebi, bölgedeki askeri değişimler tetikledi. Özellikle IÞİD'in yarattığı tehdit ve İran'ın bölgesel hedefl eri Körfez ülkelerindeki silahlanmayı ateşledi. SIPRI kidemli araştırmacılarından Pieter Wezeman, Wall Street Journal gazetesine yaptığı açıklamada, bölgede askeri harcamların artması yönündeki baskının 1990'ların sonundan bile yüksek olduğunu ve Ortadoğu ülkelerinin farklı yönelrden gelen birçok tehdit ile karşı karşıya olduklarını belirtti.

Ürdün, Bahreyn, BAE, Katar ve Suudi Arabistan; Suriye'deki IÞİD hedefl erine düzenlenen hava saldırılarına katıldılar. Bazen ABD ile ortak yürütelen bu saldırılara son olarak Mısır da destek verdi. Mısır, 21 Mısırlı Kıpti'nin infaz görüntülerinin yayınlanmasının ardından Libya'daki IÞİD hedeflerini vurdu.

Batılı savunma şirketlerinin iştahı kabarıyor

Ortadoğu'nun talebindeki artış Batılı savunma şirketlerinin iştahını kabartıyor. Birleşik Arap Emirlikleri'nin Başkenti Abu Dabi'de geçtiğimiz günlerde düzenlenen ve sektörde ağırlığı giderek artan Uluslararası Savunma Sanayi Fuar ve Konferansı'na ABD ve Avrupalı şirketlerin yanında China national Aero-Technology Import & Export ile Brezilya merkezli Embraer gibi rakipleri de katıldı. Kesenin ağzını açan Ortadoğulu müşteriler için yeni bazı ürünler görücüye çıktı fuarda. Bölgede ortaya çıkan yeni tehditler, her zamanki alışveriş listesinde yer alan savaş uçakları, tanklar ve tüfetlerin dışında bazı ekipmanlara ilgiyi artırıyor. Ortadoğulu müşteriler artık siber saldırılarla mücadele edebilecekleri ve bazı grupların yer hareketlerini takip edebilecekleri yollar bulmak istiyor. Ayrıca İran ile ilgili olası bir tehdite karşı daha sofistike anti-füze sistemleri alıyorlar. Geçtiğimiz yıl Suudi Arabistan, L-3 Communications Holding yapımı küçük bir casus uçağı olan Spydr'dan sekiz adet sipariş verdi. ABD, Afganistan'da Taliban'ın inlerini ve yerleştirdiği yol bombalarını tespit etmek benzer bir sistem kullanmıştı. Avrupalı havacılık ve savunma grubu Airbus da, geçen ay Lübnan İçişleri Bakanlığı'nın, istihbarat servisi için açtığı güvenli bir radyo sistemi ihalesini kazanmıştı.

Dünya genelinde düşüşe geçmesi beklenen savunma harcamaları sektörün satışlar açısından en büyüğü olan Lockheed Martin ve Avrupa'nın lideri olan BAE Systems gibi Batılı silah üreticileri için kötü haber olabilir. Fakat sektör uzmanları harcamalardaki gerilemenin Rusya ve Çin ağırlıklı olmasının Batı şirketlerine etkisinin sınırlı olacağını söylüyor. Lockheed martin geçtiğimiz ay, 2016'da karlılığa döneceği tahmininde bulunmuştu.

NATO ülkeleri savunma taahhütlerini tutturamayacak

Türkiye'nin de üyesi olduğu NATO'nun savunmaya en çok para harcayan altı ülkesinden sadece ikisi, beş yıy önceki NATO Zirvesi'nde verdikleri askeri bütçelerini koruma taahhüdünü yerine getirebilecek gibi gözüküyor. ABD'nin askeri bütçesinin GSYH'ye oranı, olması gereken yüzde 2'lik tavanın da üzerinde yüzde 3.4 olarak tahmin ediliyor. Fransa'nın GSYH'sinin yüzde 1.5'ine denk gelen savunma harcamalarını 2015'te koruyacağı belirtiliyor. Washington'dan sonra NATO'nun en büyük savunma harcamacısı İngiltere ise bu yıl askeri bütçesini 55 milyar dolardan 54 milyar dolara indirecek. Ekonomik büyüme dikkate alındığında bu meblağ, harcamaların GSYH'ye oranının yüzde 2.07 seviyesinden yüzde 1.88'e indiği anlamına geliyor.

Rusya'nın harcamaları % 10 daralacak kendi silahını kendi üretecek

Batı'nın uyguladığı yaptırımlar ve ekonomik durgunluk Rusya'nın savurma sektörünü büyük bir baskı altına soktu. Batılı ülkeler tarafından Ukrayna'daki ayrılıkçıları silah sağlamakla suçlanan ancak iddiaları kabul etmeyen Rusya'nın askeri harcamaları bu yıl dikkatle izlenecek. Geçtiğimiz ay Maliye Bakanı Anton Siluanov, savurma dışında hemen tüm sektörlerde hükümet harcamalarının azalacağını söylemişti. Ancak devlet kontrolündeki savunma şirketi Rostec'in CEO'su Sergei Chemozov , Abu Dabi'de yaptığı bir açıklamada, kesintilerin askeri harcamaları etkileyebileceğini ve ülkenin askeri bütçesi bu yıl yüzde 10 daralabileceğini söyledi. Chemozov bu oranını kesin olmadığının da altını çizdi. Batı tarafından uygulanan yaptırımların Rusya'yı kendi silahlarını kendi üretmeye zorladığını ifada eden CEO, yaptırımlardan önce, birçok savunma tesis ve fabrikasına sahip olan Ukrayna'danz silah tedarik edildiğini, 2017 itibariyle tüm ithalatın yerine yerli üretime bırakmasının planladığını kaydetti. Yüksek petrol fiyatlarının son bulduğu ve ülkenin gelirini önemli ölçüde azaldığı ortamda savunma ekipmanlarının Rus yönetimi için iyi bir döviz kaynağı olabileceğini dile getiren Chemozov, güçlü doların ülkenin silah ihracatına destek olacağını belirtti ve ekledi: "Rusya'nın gelecek üç-dört yılda teslim edeceğği 40 milyar dolarlık siparişi var ve en büyük müşteriler Hindistan, çin, Ortadoğu ve Latin Amerika. Rostec, 2014 yılı satışlarının 20.2 milyar dolarlık satış gerçekleştirdi. Kesin rakamlar mart ayında açıklanacak.

http://www.dunya.com/dunya/global-ekonomi/isid-korkusu-ortadoguda-savunma-harcamalarini-patlatti-254453h.htm Mesajı Paylaş

Muhalefetin hakkı var
Deniz ZEYREK / ANKARA
1 Mart 2015
Keşke o konuşmalar yapılmasaydı



Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, Þah Fırat Operasyonu nedeniyle MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel arasındaki 'vatanseverlik' tartışmasının yapılmaması gerektiğini vurgulayarak, "Çok üzüldüm" dedi. Başbuğ, muhalefet partilerinin hiç bilgilendirilmediğine de dikkat çekerek, "Doğası gereği tepki gösteriyorsunuz. Muhalefetin her türlü sözü söyleme hakkı doğuyor" diye konuştu.

26'ncı Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, Þah Fırat Operasyonu sonrasında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel arasında geçen 'vatanseverlik' tartışması için "Keşke o açıklamaların hiçbiri yapılmasaydı" dedi. Başbuğ, bugün ATO Congressium'daki Ankara Kitap Fuarı'nda okurlarıyla buluşacak ve 'Nasıl Bir Türkiye' isimli kitabını imzalayacak. Ankara'ya geldiğini duyunca kendisiyle buluştuk, hem kitabı hakkında sohbet ettik hem de geçen haftanın tartışma konusu olan Süleyman Þah Operasyonu'nu konuştuk. Arap Baharı sonucunda Tunus'ta, Libya'da, Mısır'da ve son olarak Suriye'de yaşananları anımsatan Başbuğ, Süleyman Þah meselesine Türkiye'nin başta Suriye olmak üzere bu konulardaki dış politikası açısından bakmak gerektiğini söyledi. Başbuğ, şu tespitleri yaptı:

CAYDIRICILIĞIMIZ ZEDELENDİ

Her ülkenin bir milli menfaati ve milli siyaseti var. Temel dış siyasetimiz komşuların iç işlerine karışmamaktır. Suriye'de bir olay var. Ne olursa olsun Suriye'nin iç meselesidir. Ortadoğu'da ülkeler arasında sorun varsa ona da karışmayın, tarafsız kalın. Kendinizi angaje ederseniz Süleyman Þah gibi sorunlarla karşılaşırsınız.

Caydırıcılık, silah atmadan milli menfaatlerinizi korumaktır ve çok önemlidir. TSK'nın temel görevi caydırıcılık. Asker savaşı hiç istemez. Görevimiz aslında barış zamanında savaşı engellemek. İki şey önemli. Bir, yönetimin kararlılığı. Kararlılıkta sendeleme olursa caydırıcılığınız zarar görüyor. Caydırıcılık bir sözdür. Söylediğiniz olmazsa karşılığını vermeniz lazım. Bunun için de Silahlı Kuvvetlerinizin güçlü olması lazım. Suriye olayına baktığımızda, caydırıcılığımızın da zedelendiğini, zaafa uğradığını söylemek mecburiyetindeyiz. Siyasi otorite bir söz söylediğinde arkasında duracak. Asker de imkan ve kabiliyetiyle caydırıcılık etkisi yaratabilmeli.

AÇIKLIK POLİTİKASI YOK

Sadece Türkiye'de değil bütün ülkelerde dış siyaset konuları iç siyasetin malzemesi oluyor. Olmamalı, hele seçim malzemesi hiç olmamalı. Süleyman Þah olayı, Türkiye'nin bir milli konusu mudur? Evet. Öyleyse devlet bir mutabakatla çözüm bulmalı. İktidar partisinin en azından parlamentoda bir mutabakat araması lazımdı. Süleyman Þah'ta bir sorun var. Nedenlerini bilmiyoruz. Haklı da olabilirler, haksız da. Ama bu konuyu TBMM'ye getirin, bir anlatın. Hadi Meclis'e getirmediniz, muhalefet liderlerine anlatın. Deyin ki 'Bu bir milli bir meseledir. Bize bu konuda destek verin.' Acaba muhalefet 'hayır' mı diyecek? Elinizdeki gerekçeler doğru ise diyemezler. Bunu yapmayınca milli konuda yine ikiye bölünüyoruz. Bu ülkeyi zayıflatıyor. 'Biz anlatsaydık kabul etmeyeceklerdi' diyebilirler. Siz anlatın, 'Kabul etmediler' deyin.

Açıklık politikası da uygulanmıyor. Süleyman Þah'la ilgili TBMM'de sorular soruluyor. Yok yok yok diyorlar. 'Bir şey olursa 5 dakikada oradayız' diye meydan okuyorsunuz. Pat diye bu olayla karşılaşıyorsunuz. Hangi tehditten dolayı bu tedbiri alıyorsunuz? Asker niye istemiş? Askeri zaruret nedir?

YANSITILMA ÞEKLİ YANLIÞ

Bu olayda esas tehdit, terör örgütü değil mi? Orada bir şey olsa, müdahale etseniz, Suriye'deki olayın içine çekilirsiniz. Burdaki milli menfaatimiz ne? Bu, Türkiye'ye nasıl yansır? IÞİD, Türkiye'de terör eylemleri yapar mıydı? Belki de karar almada etken faktör bunlardı.

Geçici mi değil mi? Geçici ise niye ayrı bir yer yapıyorsunuz? Boşalttığın türbeyi niye bombalıyorsun? Bırak o yapsın. Zaten önemli şeyleri alıp getirmişsiniz? Son konu, bu olayın medyaya yansıtılma şekli. Çok yanlış. Ne olursa olsun, bu bir boşaltma faaliyetidir. Geri çekiliyorsunuz. Bunun medyayla olan bacağı bu kadar değil de daha sakin olsa, belki Türkiye bu kadar kilitlenmezdi, bu kadar itişmezdik.

ÇOK ÜZÜLDÜM DOĞRUSU

Bunları alt alta yazarsanız, muhalefet partilerinin yaptığına da yanlış diyemezsiniz. Milli bir konu ve resmin dışında bırakılıyorsunuz. Hiç bilgilendirilmemişsiniz. Doğası gereği de tepki gösteriyorsunuz. Muhalefetin de her türlü sözü söyleme hakkı doğuyor. Keşke o konuşmaların, ama bütün konuşmaların hiçbiri yapılmasaydı. Çok üzüldüm doğrusu."

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/28328600.asp Mesajı Paylaş
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

Irak ordusu 30 bin kişiyle en büyük saldırıya geçti
3 Mart 2015
İranlı komutanla Tıkrit'e taarruz



Irak güçleri baharda planlanan Musul'a yönelik harekât öncesinde devrik lider Saddam'ın memleketi olarak bilinen Tıkrit'i IÞİD'den geri almak için şu ana kadarki en büyük operasyonu başlattı.

30 bin kişinin katıldığı saldırının koordinasyonuna İran Devrim Muhafızları'nın seçkin birimi Kudüs Gücü'nün ünlü komutanı general Kasım Süleymani de yardım ediyor.

AFP, İran ve Irak medyasına dayandırdığı haberinde İran Devrim Muhafızları'nın elit birimi Kudüs Gücü'nün ünlü komutanı general Kasım Süleymani'nin de Selahaddin vilayetinde operasyonun koordinasyonuna yardım ettiğini bildirdi.



İran'ın yarı-resmi Fars haber ajansı da Süleymani'nin harekâttan iki gün önce vilayete gittiğini kaydetti. 1979 İran Devrimi ile İran-Irak Savaşı'na katılan Süleymani çok yetenekli bir askeri taktisyen olarak tanınıyor. Süleymani, 1997'de Kudüs Gücü'nün başına getirilmişti.

İran'ın Afganistan, Lübnan, Suriye, Irak ve Filistin politikalarında belirleyici olduğu söylenen İranlı komutan geçen sonbaharda IÞİD, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'ni tehdit ettiğinde de Peşmerge'ye cephede destek vermişti. Erbil'in düşmemesinde ve Bağdat savunmasında önemli rol oynadığı iddia edilmişti. Süleymani'nin Tıkrit'teki çatışmalara katılmasının tarihi bir önemi de var. Tikrit, Irak'ın ABD işgaliyle devrilen ve 2006 yılında yakalanarak idam edilen eski lideri Saddam Hüseyin'in memleketi. Süleymani, Irak-İran savaşında Saddam'ın ordusuna karşı savaşmıştı.

Irak'ın ikinci büyük kenti Musul'u terör örgütü Irak-Þam İslam Devleti'nden (IÞİD) baharda geri almanın planlandığı bir ortamda Bağdat, örgütün elindeki Selahaddin vilayetinin başkenti Tıkrit'e dün şu ana kadar ülkedeki en büyük çaplı kara harekâtını başlattı. Irak Başbakanı Haydar el Ibadi önceki akşam televizyondan operasyonu duyurmuştu. Dün sabahın erken saatlerinde başlayan harekâta Irak ordusu, hükümet kontrolündeki Þii milislerin oluşturduğu Halk Topluluğu ile IÞİD karşıtı Sünni aşiretlerin yer aldığı 30 bin kişi katılıyor.

Fransız haber ajansı AFP'ye konuşan üst düzey bir Iraklı komutan kente üç cepheden ilerlediklerini bildirdi. Amerikan haber ajansı AP, kentin özellikle doğusunda çarpışmaların şiddetli olduğunu belirtti. Harekâtta şu ana dek kentin güneyinde ilerleme sağlandı. Irak güçleri, polis akademisi binasını ele geçirdi. El-Kadisiye mahallesinde de kontrolü sağladı. IÞİD'in Tıkrit merkezine doğru geri çekildiği belirtildi. Salahaddin Valisi Raid el-Ceburi de AA muhabirine yaptığı açıklamada, "IÞİD'in kontrolündeki Elbu Þevarib Köprüsü ile El-Hasani, Elbu eş-Þeyh Muhammed köylerini geri aldı" dedi. AA'ya konuşan Selahaddin Aşiret Meclisi Sözcüsü Mervan Naci, operasyonlar sırasında çıkan çatışmalarda şu ana kadar 3 askerin öldüğünü, 35'inin yaralandığını söyledi.         

NEDEN TIKRİT HÂLÂ KİLİT?
Irak'ın başkenti Bağdat'ın 160 kilometre kuzeyinde olan Tıkrit, adını Kürt kökenli ünlü Müslüman komutan Selahaddin Eyyübi'den alan Selahaddin vilayetinin başkenti olarak biliniyor. Þehir Bağdat'ı Musul'a bağlayan anayol ile kuzeydeki Kerkük'e giden yolun kesiştiği yerde bulunmasından ötürü stratejik önemde. 250 km uzaklıktaki Musul'u almadan önce Tıkrit'i kontrol etmek gerekiyor.  IÞİD, geçen Haziran ayında şehri kontrol altına almıştı.

http://www.hurriyet.com.tr/dunya/28344143.asp Mesajı Paylaş
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

Niğde IÞİD davasında fuhuş çıktı
Dinçer GÖKÇE 3 Mart 2015
Niğde IÞİD davasında fuhuş çıktı



Niğde Ulukışla'da, IÞİD'in 3 üyesinin saldırısı sonrası açılan dava dosyasına kadın ticaretine ilişkin çarpıcı telefon konuşmaları girdi. Kayıtlara göre, savaştan kaçan Suriyeli kadınlara Reyhanlı'da fuhuş yaptırıldığı anlaşılıyor. Telefonda, 16 yaşındaki bir kızı Reyhanlı'daki bir doktora pazarlayan isimlerden Ahmet Yumuşak, aynı zamanda IÞİD üyelerini sınırdan Reyhanlı'ya getiren iki kişiden biri. Dosyada yer alan tapelere göre ayrıca, Yayladağı Polis Karakolu'ndaki bir memur yardımı ile Suriye'ye, patlayıcı yapımında kullanılan 50 kilogram alüminyum tozunun da geçirildiği anlaşıldı.

Adalet Bakanlığı kararı sonrası bir sonraki duruşması 5 Mart'ta Niğde Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek olan 11 sanıklı terör örgütü IÞİD (Irak Þam İslam Devleti) davasının 17 klasörden oluşan ek delil klasörlerinde çarpıcı bilgiler yer alıyor. Silah ticaretinden insan kaçakçılığına değin bir dizi suç konuşmasının yer aldığı tapelerde Suriyeli kadınlara da fuhuş yaptırıldığı anlaşılıyor.

DİNLEMEYE ALININCA...
Söz konusu fuhuş organizasyonu mahkemece telefonu dinlenen isimlerden sanık Ahmet Yumuşak'ın (29) konuşmaları sonrası ortaya çıktı. Yumuşak, abisi ile birlikte IÞİD üyelerini Altınözü'ne bağlı Hacıpaşa Köyü'nden, Reyhanlı merkeze 50 dolar taksi ücreti karşılığı getiren isim. Telefonunun dinlendiğinden habersiz, Reyhanlı'da fuhuş yaptıran Suriyeli bir kadın ile temasa geçen Yumuşak, kendisine ulaşmak istediğini belirtiyor. F.K., Yumuşak ile yaptığı bir konuşmada elinde, küçük yaşta 2 güzel kızın olduğunu söylüyor.

ADALET BAKANLIĞI, NİĞDE'DEKİ IÞİD DAVASININ BAÞKA İLE NAKLİNİ REDDETTİ
Yumuşak da, bu konuşmadan 2 saat sonra aradığı bir kişiye söz konusu kızları pazarlarken "Zaten biri 16 yaşında, biri fazla güzel değil ama 18-19 yaşlarında" diyor. Yumuşak'ın kadın pazarlamak istediği kişilerden biri de Reyhanlı'da görev yapan bir doktor.
İÞTE O TELEFON KAYITLARI
Gelene göre para alırım
13 Haziran 2014 saat 22.29
F.K. Alo
Yumuşak: Selam Aleyküm
F.K.: Sen kimsin.
Yumuşak: Ben Ahmet,
F.K.: hangi Ahmet,
Yumuşak: Reyhanlı'dan ben, Yenişehir'den telefonunu aldım
F.K: Kimden,
Yumuşak: H. H.'ın yerinden aldım
F.K. H. H. mı?
Yumuşak: Evet Suriyeli çalışandan seni nasıl göreceğiz.
F.K: Sen ve kim?
Yumuşak: Ben ve arkadaşım:
F.K: Ben gelene göre para alırım
Yumuşak: Nasıl?
F.K.: Gelenden 90 lira alıyorum
Yumuşak: Para önemli değil ben sana paranın lafını bile getirmedim.
F.K. :Yemin ederim ki bazıları 100 veriyor üzerine 20 lira bahşiş veriyor çünkü iyi davranıyoruz.
Elimde küçük yaşta kızlar var
14 Haziran 2014 saat 18.03
F.K: Alo
Yumuşak: Alo merhaba
F.K: Canım benim nasılsın
Yumuşak: Valla elhamdülillah dün beni ektin
F.K.: Þimdi sen nerdesin
Yumuşak: Valla akaryakıt istasyonundayım çay içip geleceğim.
F.K: Yenişehir'de misin?
Yumuşak: Evet
F.K: Gel o zaman elimde iki, küçük yaşta çok güzel tatlı kızlar var.
Yumuşak: Nerdesin sen?
F.K: O...u çocuğu yanına birini al gel gelirken de bana bira ve sigara al.
Yumuşak: Tamam.

CEPHANEYLE GELDİLER
Doktor da dinlemeye takıldı
Ahmet Yumuşak ile yaptığı telefon konuşması dinlemeye takılan kişilerden biri de Reyhanlı'da görev yapan bir doktor. Yumuşak, fuhuş yaptıran F.K. isimli kadın ile yaptığı görüşme sonrası Doktor Þ.G.'ye irtibata geçiyor. Yumuşak'ın pazarlamaya çalıştığı kızlardan biri henüz 16 yaşında. Þ.G. ile Yumuşak arasında 10 dakika ara ile yapılan iki konuşmada, Doktor Þ.G. "Peki kızların geceliği kaç TL" diyor, Yumuşak'tan aldığı yanıt "400 kağıt" şeklinde oluyor.
İki Suriyeli var istiyor musun?
14 Haziran 2014 saat 20:10
Þ.G.: Alo
Yumuşak: Ne yapıyorsun abi?
Þ.G.: Reyhanlı'ya doğru geliyorum
Yumuşak: Niye nerdesin?
Þ.G.: İskenderun'da.
Yumuşak: Müsait misin arkadaş bayan var mı yanında?
Þ.G.: Yok
Yumuşak: İki Suriyeli  var istiyor musun?
Þ.G.: Nasıl fiyatı ne?
Yumuşak: 90-100 lira veririm ben.
Þ.G.: Değerler mi?
Ahmet: Zaten biri 16 yaşında. Biri fazla güzel değil ama 18-19 yaşlarında. Ama 16 yaşındaki dehşet içim yandı.
Þ.G.: Nerede bunlar Reyhanlı'da mı?
Yumuşak: Evet.
Þ.G.: Tamam geldiğimde seni ararım.
Kızların gözü açılmasın
14 Haziran 2014 saat 23.01
Yumuşak: Alo
F.K.: Efendim hayatım.
Yumuşak: Benim yanımda iki amcamın oğlu var kızları görmemiz lazım.
F.K. Getir fakat görüşme yok. Adamları sen getirirsin. Onlara dersin ki ben kızları gördüm güzelleri geçtim yaptım ödedim dersin.
Yumuşak: Peki.
F.G.: Kızların gözünün açılmasını istemiyorum. S...k olan gelir parasını öder; kızın yanına gider.
Yumuşak: 100 mü?
F.G: 100'den aşağı kimse giremez senin hatırın için 90 olur.
Yumuşak: Tamam.
F.G.: Ya Allah.
ALİMİNYUM TOZU İÇİN POLİSTEN YARDIM
Dosyada çok sayıda telefon konuşması bulunan isimlerden biri de Suriye Türkmen Kitlesi isimli derneğin yöneticilerinden Ayhan Orli. Niğde savcılığını dosyasına ayırdığı Orli'nin Yayladağı Polis Merkezi Amirliği'nde görevli çok sayıda memur ile telefon konuşması bulunuyor. Dava dosyasında "Ayhan Orli'nin Antakya'ya Alüminyum tozu geçirmesi görüşmesi" başlığı ile yer alan kayıtlardan biri 21 Haziran 2014'de saat 13.13'e ait. Orli ile polisler arasında geçen bir diğer konuşmada ise, Lazkiye ve Keseb'deki sivil katliamlarına adı karışan ve El Kaide'nin bir türevi olarak görülen Ahrar-uş Þam isimli örgütün üst düzey yöneticilerinden birine ilişkin. 28 Haziran 2014 tarihli konuşmada Orli, E.Ç. ve İ.Y. ile yaptığı görüşme sonrası Ahrar-uş Þam'ın Dış İlişliler sorumlusunun Suriye'ye geçmesini sağlıyor. 
İşte dava dosyasına giren alüminyum tozu ile o konuşma:
Orli: Eee jeneratörü geçen seferde götürmüşler de, şey var beraberinde eee alüminyum tozu...
E.Ç.: One ya!
Orli: Alüminyum bildiğimiz Alüminyum borda.
E.Ç.: Ne kadar?
Orli: Ha iki bidon plastik bidonda...
E.Ç.: Þey kilosu ne kadar yani kaba mı şey mi?
Orli: Bidonlar her biri 20 kg yani toplam 40-50 kg
E.Ç.: Tamam getirsinler o zaman bakarız.
dgokce@hurriyet.com.tr

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/28342254.asp Mesajı Paylaş
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

Türkiye'nin Musul hazırlığı
Ankara üslerin kullanıma açılmasına sıcak bakıyor, Hava Kuvvetleri'nin operasyona katılması konusunda "Sürpriz olmaz" yorumu yapılırken, Süleyman Þah operasyonunun zamanlamasında "Musul"un etkili olduğu ifade ediliyor.
0Sitene Ekle
GÖKÇER TAHİNCİOĞLU / ANALİZ

ABD başta olmak üzere, IÞİD karşıtı koalisyona destek veren ülkelerin, terör örgütünü Musul'dan çıkarmak için başlatacakları harekâta Türkiye'nin katılıp katılmayacağı Ankara'da birkaç gündür yüksek sesle konuşuluyor. Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz'ın, dün bu konudaki sorulara, "Türkiye'nin koalisyon üyesi olarak zaten somut katkı verdiği, ulusal çıkarlar gözönüne alınarak sorumlulukların yerine getirilebileceği" yanıtını vermesi de Türkiye'nin mevcut katkısının ne olduğu ve ne gibi katkılar verebileceği konularında soru işaretlerine yol açtı. Ankara'da Türkiye tarafından eğitilen peşmergenin kara harekâtına katılacak olmasının zaten verilen katkıyı gösterdiğini düşünülüyor. Operasyonun başlamasıyla İncirlik başta olmak üzere askeri üslerin hava operasyonları için açılmasına "sıcak bakıldığı" belirtilirken, Türk savaş uçaklarının operasyona katılması konusunda da "sürpriz olmaz" görüşü dillendiriliyor. Türkiye'nin kara operasyonuna askeri birlikleriyle katılması konusunda ise Ankara'da "Henüz verilmiş karar yok" deniliyor, ancak bu ihtimale de kapı kapatılmıyor. Kaynaklar, Süleyman Þah Türbesi'nin yerinin değiştirilmesi operasyonu ve operasyonun zamanlaması konusunda ise Türkiye'nin Musul harekatına vereceği katkılar nedeniyle IÞİD'in türbeye saldırma olasılığına da işaret ediyor.




Musul harekâtı
Ankara'da birkaç gündür gündemin en önemli başlıklarından biri ABD başta olmak üzere IÞİD karşıtı koalisyonun, Musul'u IÞİD işgalinden kurtarmak için gerçekleştireceği harekât oldu. Harekât kapsamında, büyük bölümü merkezi Irak Ordusu ve Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nin askeri gücü olan peşmergeden oluşacak 20 bin kişilik bir ordu savaşa hazırlanıyor.  Ordu, IÞİD'i Musul'dan çıkarmak için koalisyon ülkelerinin havadan vereceği destekle hareket edecek. Kara birliklerinin içinde de ABD başta olmak üzere farklı ülkelerden az sayıda da olsa asker bulundurabileceği belirtiliyor. Operasyonun amacı IÞİD'i sadece Musul'dan değil, Irak'ın tamamından söküp atmak. Suriye'de de Kobani'de uğradığı yenilgiyle gerileyen örgütü Irak'tan bütünüyle temizlemek ve Suriye'de dar bir alana hapsetmek.

Irak ziyareti
Musul Valisi Esil Nuceyfi, önceki gün yaptığı açıklamada, "Türkiye Musul operasyonuna katılmaya karar verdi" dedi, ancak desteğin boyutlarının ne olacağı konusunda net bir açıklama yapmadı.
Bu soru dün Milli Savunma Bakanı Yılmaz'a yöneltildi. Yılmaz, "Türkiye, bu koalisyonun üyesi olmakla somut katkı vermeye başlamıştır. Bunun dışında ne gibi bir katkı olur, ulusal çıkarlar göz önüne alınarak zamanı geldiğinde bir değerlendirme yapılır ve koalisyon üyesi olmanın gerektirdiği sorumluluklar yerine getirilir" dedi.
Yılmaz, "ABD'de konuşulan bir şey var, Türk askerinin direkt karadan girmesi. Böyle bir seçenek gelirse Türk askeri karadan Irak'a girer mi" sorusu üzerine, "Sayın Başbakanımız ne demişti. 'Diğerleri kendi üzerine düşeni yaparsa Türkiye de üzerine düşeni yapmaya hazırdır'" ifadelerini kullandı. Yılmaz, çarşamba günü (yarın) Irak'a gideceğini, Erbil ziyaretinin de programında olduğunu da kaydetti. Yılmaz'ın ziyareti, Türkiye'nin operasyona vereceği desteğin boyutlarının netleşmesi açısından önem taşıyor.
Yılmaz, her ne kadar ziyaretin Musul harekâtıyla ilgili olmadığını söylese de Dışişleri Bakanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı'ndan temsilcilerin de yer alacağı heyetin, bu konuda kritik görüşmeler yapmasına kesin gözüyle bakılıyor.

"Sürpriz olmaz"
Yılmaz'ın sözlerindeki, "Türkiye somut katkı vermeye başlamıştır" ve "sorumluluklar yerine getirilir" ifadelerinin ne anlama geldiği dün Ankara'da en çok yanıtı aranan soruydu. Ankara, şu aşamada verilen somut katkı konusunda, Türkiye'nin IÞİD karşıtı koalisyonun zaten üyesi olmasına ve özel kuvvetlerin uzunca bir süredir Kuzey Irak'ta peşmergeye eğitim vermesine işaret ediyor.
Eğitim verilen peşmergenin de harekâta etkin biçimde katılacağına dikkat çekiliyor.
Peki dolaylı verilen bu katkı dışında Türkiye'den beklenenler ve karşılanacak beklentiler hangileri?
Kaynaklar, öncelikle üslerin kullanımının masada olacağına işaret ediyor. İncirlik başta olmak üzere üslerin koalisyon uçaklarına açılmasına Ankara'nın da sıcak baktığına işaret ediliyor. Türkiye'nin hava operasyonlarına katılıp katılmayacağı, Hava Kuvvetleri'nin Musul harekâtının parçası olup olmayacağı konusunda ise, "Verilmiş bir karar yok ama sürpriz olmaz" yorumu yapılıyor. Bu durum Türkiye'nin ABD ve koalisyon ülkeleriyle konuyu müzakere ettiği şeklinde de yorumlanabilir. Kara birliklerinin harekâta katılması konusunda ise, "Verilmiş bir karar yok" deniliyor. Ancak bu ihtimale de kapı kapatılmıyor.

Þah Fırat operasyonu
Mart veya nisanda Musul harekâtının yapılmasına yönelik planlamaların, Türkiye'nin Þah Fırat operasyonu için şubatta düğmeye basmasına yol açtığına işaret ediliyor. Türkiye'nin, Musul harekâtına vereceği destek nedeniyle IÞİD'in türbeye saldırma ihtimalini de gözönüne alarak operasyonu gerçekleştirdiği kaydediliyor.
http://www.milliyet.com.tr/turkiye-nin-musul-hazirligi-gundem-2021930/ Mesajı Paylaş
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

ABD: IÞİD El Bağdadi kasabasından temizlendi
AFP 7 Mart 2015
O kasaba IÞİD'den temizlendi



ABD IÞİD'in Irak'ın El Bağdadi Kasabası'ndan temizlendiğini duyurdu.

IÞİD geçtiğimiz şubat ayında Irak'ın El Anbar eyaletinde yer alan El Bağdadi kasabasını kontrolünü eline geçirmişti.

Stratejik öneme sahip kasabada yakınlarında  ABD'nin askeri üssü de bulunuyor.

IÞİD'in Irak'ın El Bağdadi kasabasında Sünni "Elbu Ubeydi" aşiretine mensup 150 kişinin başını keserek infaz ettiği iddia edilmişti.

http://www.hurriyet.com.tr/dunya/28384327.asp Mesajı Paylaş
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

Muharrem İnce ; 9 Tank Kayıp

CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce, Þah Fırat operasyonu için Suriye'ye giden tankların dokuzunun geri gelmediğini iddia etti. Muharrem İnce ; 9 Tank Kayıp

Türkiye'nin sınırları dışında sahip olduğu tek toprak parçası olan Süleyman Þah Türbesi'nin nakli ve Süleyman Þah Saygı Karakolu'nun tahliyesinin gerçekleştirildiği ''Þah Fırat Operasyonu',' 39 tank, 57 zırhlı araç ve 572 personel ile yapıldı. CHP'li İnce, 39 tanktan 9′unun geri dönmediği iddiasını gündeme taşıdı. İnce 9 tankın ''Kaçarken mi bırakıldığı yoksa birilerine mi bırakıldığı" sorusunu hükümet yetkililerinin yanıtlamasını istedi.

İnce Sözcü'den Başak Kaya'ya yaptığı açıklamada şöyle konuştu: ''Dokuz tankın orada kaldığını söylüyorum. Benim muhatabım siyaset kurumudur. Ben Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'na soruyorum. Kaçarken orada tank bıraktınız mı? Bu sorunun yanıtını istiyorum. Tankları kaçarken mi bıraktınız ya da birilerine mi bıraktınız? Cumhuriyet tarihinde böyle bir olay var mı? 1699′dan 1922′ ye kadar 220 sene Osmanlı sürekli toprak kaybetti. 30 Ağustos 1922′den sonra Cumhuriyetin kurucuları, o iki ayyaş dedikleri, Atatürk ve İsmet Paşa, Hatay ve düşman elindeki işgal edilmiş toprakları geri aldılar. Biz Cumhuriyetçiyiz, siz harbiden Osmanlıcısınız...Seyyar vatan toprağı yaptılar. Mobil vatan toprağı yaptılar. Tankları bıraktınız mı? Hükümet cevap versin...''

Sözcü

http://www.sarizeybekhaber.com.tr/haberler/muharrem-ince-9-tank-kayip-h1510.html

SarızeybekHaber Mesajı Paylaş
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com


Paylaş whatsappPaylaş facebookPaylaş linkedinPaylaş twitterPaylaş myspacePaylaş redditPaylaş diggPaylaş stumblePaylaş technoratiPaylaş delicious
İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren Replikacep.com sitemizde 5651 sayılı kanunun 8. maddesine ve T.C.Knın 125. maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur.Replikacep.com hakkında yapılacak tüm hukuksal şikayetleri İletişim sayfamızdan bize bildirdikten en geç 3 (üç) iş günü içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek gereken işlemler yapılacak ve site yöneticilerimiz tarafından bilgi verilecektir.
Footer menü
Hakkımızda
Bize Ulaşın
Biz Kimiz
Hizmetlerimiz