IÞİD

Başlatan SKYWOLF, 11 Haziran 2014, 22:14:46

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Işidin Bölücü Terör Örgütü ile savaşması TÜRKİYE nin çıkarları açısından olumlu olmadımı?

OLUMLU
22 (55%)
OLUMLU DEĞİL
18 (45%)

Toplam Oy Verenler: 40

Kucuk savaslar zaman zaman iyidir. Tabii ki insan kayiplari iyi birsey degil ancak ordunun hamlasmasini da onler ve gercek buyuk bir harbe daha hazir olur. Mesajı Paylaş

AVCI'nın bahsettiği küçük bir savaş değil. Kardeşi kardeşe kırdıracak büyük bir savaş! Mesajı Paylaş
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

Türkiye'nin dış siyaset fiyaskosunun bir sonucu daha!





HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş çözüm süreciyle ilgili olarak "Erdoğan'ın muhataplığı bırakmayacağı kanaatindeyim, bizim için ismin kim olduğu önemli değil. Barajın kalkması için basıncı Cumhurbaşkanı üzerine yönelteceğiz" dedi. IÞİD'e karşı PKK'nın savaştığını vurgulayan Demirtaş, "Türkiye, PKK'ye silah yardımı yapmalı mı" sorusuna, "Madem barış olacak. Neden olmasın?" karşılığını verdi. Demirtaş Türkiye'nin dinlenmesi ve Paris cinayetleri konusunda da "Hiçbir devlet temiz değil. Türkiye MİT'i içerisinden bir ekiple bunların yapıldığı artık bir sır değil. Bu katliama bu ülkelerin istihbaratları bulaştı, şimdi birbirlerine karşı şantaj unsuru olarak kullanıyorlar" görüşünü dile getirdi.

Selahattin Demirtaş, bir grup gazeteciyle sohbet etti.

Cumhuriyet'ten Türey Köse'nin haberine göre, Demirtaş'a sorulan sorular ve verdiği yanıtlar şöyle:

Seçimlere parti olarak girebilir misiniz: Seçimlere partiyle girip girmeyeceğimize seçime yakın bir dönemde karar vereceğiz. Heyetlerimiz AKP'ye barajın kalkması talebini hep iletiyor. Baraj kalkarsa milletvekili sayılarının bir hayli düşeceğini görüyorlar. "Biz koymadık, niye biz kaldıralım" diyorlar. Barajı koyan Kenan Evren, adam da gelip kaldırmıyor ne yapalım? AKP ipe un seriyor. Bu, Davutoğlu'nun vereceği bir karar değil, Cumhurbaşkanı barajın kalkıp kalkmayacağına karar verecek. Yeni dönemde basıncı Cumhurbaşkanı üzerine yönelteceğiz.

'HİÇ KİMSEYE SORUMLULUK VERMEMİÞ'

Çözüm süreciyle ilgili görevlendirmeyi nasıl değerlendiriyorsunuz: Sorumluluk Başbakan'da olacak, Cumhurbaşkanı da bu işleri takip edecek öyle görünüyor. Erdoğan Cumhurbaşkanı olarak kontrol kendisinde olsun istiyor. Hiç kimseye tam sorumluluk vermemiş, Başbakan birinci derece sorumlu, diyorlar, e tabii öyle olacak. Bir boşluk var, bir heyet olarak yürütecekler anladığımız kadarıyla. Erdoğan'ın muhataplığı bırakmayacağı kanaatindeyim. Çözüm sürecinde 1. derece sorumlu kendisini görecektir. Fakat isim bizim için fark etmez, bizim için çok önemli değil.

1 Eylül için bazı beklentiler vardı, olmadı. Ortada netleşmiş bir takvim var mı: Valla basından okudum. Arkadaşlarıma sordum, görüntülü mesaj yok, dediler. Fakat gündeme gelince olsun istedik, görüntülü, sesli mesaj. Fakat olmadı. Sözlü olarak tartışılıyor fakat yazılı bir takvim yok. Önümüzdeki ekim, kasımda Meclis'ten çıkarılacak yasalar var. Terörle mücadele kanundan tutun ifade özgürlüğüne, TCK'ye kadar bazı düzenlemeler olabilir. Bir af düzenlemesi değil, ama geri dönüşü de kapsayan bir çalışma olabilir.

İmralı'ya giden heyetin yatılı kalması gündemde mi: İmralı'ya gidiş gelişler zahmetlidir, uzayacaksa mesai saatine bağlı kalmaksızın tartışmalar sürdürülebilir. Bizim heyetimiz buna kapalı değil, "İmralı'da bütün bu tartışmalar birkaç gün içinde bitirilebilir" dedik. Buna cevap verilmedi.

Heyetlerin genişletilmesi konusunda adımlar atılabilir mi: Onun olabileceği söyleniyor, fakat isim konuşulmadı. Muhtemelen gazeteciler, akil insanlar... Hükümet uzun süredir olabileceğini söylüyor ama bir türlü izin vermediler buna.

'AKP CESUR DEĞİL'

Aydınlık gazetesinde yayımlanan tutanaklar gerçek mi: Bizim tutanağımız değil, devletin tutanakları olduğunu da düşünmüyorum. Başka yerlerde düzenlenmiş sanki. Kaynakları bilmiyorum ama ben süreci yakından takip eden biri olarak, hiç tutanakları görmesem onları yazabilirim. Biz kendi tuttuğumuzu yayınlamaya hazırız. Devlette tabii sağlıklısı var ama henüz şefaflaşma konusunda bizim kadar cesur değiller. Öcalan'ın "Tutanaklar kitaplaştırılsın, yayınlansın" önerisi var. "Devlet de kabul ediyorsa ben kabul ediyorum" demişti. Ama hükümet bunu kabul etmiş değil.

Çözüm sürecinde başkanlık sistemi dayatılırsa tavrınız ne olur: Biz başkanlık sistemini kabul edemeyeceğimizi, desteklemediğimiz bir model olduğunu belirttik. Erdoğan'ı başkan ilan ettik diyerek başkanlık sistemi olmaz. Müzakere süreci pazarlık unsuru olamaz.

'HAYATA GEÇSİN İSTİYORUZ'

Müzakerelere ne zaman geçilecek: Müzakere diyalogdan farklıdır. Diyalog için bir masa iki sandalye yetiyor, müzakere için yetmiyor. O masada gözlemcilerin olması gerekiyor, sekreterya, dışarıyla bilgi akışı sağlayacak ekip gerekiyor. Devletin nasıl kendi mekanizmalarıyla temasa geçme imkânı varsa Öcalan'ın kendi örgütüyle temasa geçmesi imkânı gerekiyor. Bugünlerde bunun hayata geçmesini istiyoruz artık.

'PARİS CİNAYETLERİNE İSTİHBARAT ÖRGÜTLERİ BULAÞTI'

Türkiye'ye yönelik dinlemelerde Paris cinayetleri arasında bağlantı kuruluyor. Bu dinlemeleri nasıl değerlendiriyorsunuz: Ülkeler birbirini dinliyor. Biz de siyasetçi olarak dinleniyoruz. Türkiye Cumhuriyeti hükümetin görevi dinlemeyi önlemektir. Biz Türkiye Cumhuriyeti'nin milletvekilleriyiz, bürokratlarıyız, siyasetçileriyiz... Bu kadar rahat şekilde hem kendi ülkemiz bizi dinliyor yasadışı şekilde, hem de başka ülkeler dinliyorsa işin cılkı çıkmış demektir. Sadece telefonlar değil, toplantılarımız, aile ortamlarımız dinleniyor. Benim evimde arkadaşlarımla misafirlik toplantıları bile dinleniyor. Dışarıya araç geliyor, bazen korumaları gönderip uyarıyoruz, gidiyorlar. Hiçbir devlet temiz değil. Özellikle Paris cinayetleri konusunda Almanya'nın, Fransa'nın henüz verilmemiş bir hesabı var. Türkiye MİT'i içerisinden bir ekiple bunların yapıldığı artık bir sır değil. Fakat birbirine karşı şantaj olarak kullanıyorlar zannedersem bu mevzuyu. Bu katliama bu ülkelerin istihbaratları bulaştı ama bir araya gelip çözmek yerine birbirlerine karşı şantaj unsuru olarak kullanıyorlar. Bu dinlemeleri de bunun için yapıyorlar daha çok.

Cemil Bayık'ın 'HDP bazı marjinal yaklaşımlardan kendisini kurtarmalı' sözlerini nasıl karşıladınız: Cemil Bayık ciddi bir isimdir, 40 yıllık devrimcidir bir öneri yapıyorsa eksik de yanlış da olsa değerlendiririz. HDP yönetimi şunu düşünür: Bizim için marjinal diye nitelendirilen kesimler kimliği, cinsel yönelimi ne olursa olsun hak ve özgürlükleri savunulması gereken kesimlerdir. Ezilenden yana "ama"sız "ancak"sız bir tavrımız, duruşumuz vardır. Yanındayız ezilenin marjinal da olsa. Bayık tehlikeli bir marjinal anlayıştan, dar sokaklara, barlara hapsolmuş siyaset anlayışından söz ediyor tahmin ettiğim kadarıyla. Beyoğlu solculuğu diye bir şey vardır, bu bar, kafe solculuğudur. Buradan çıkması lazım, Türkiye devrim hareketinin, solculuğun. HDP de buradan çıkıp sokaklarda, meydanlarda büyümelidir gibi, ben böyle anladım.

IÞİD saldırılarından sonra peşmergeye silah yardımı gündeme geldi. Sizin bu yönde talebiniz oldu mu: Olmadı. Talep ederlerse, Türkiye'nin destek olması gerektiğini düşünürüz. Orada insanlar kendilerini savunabilecek imkânlara sahip değilken, sadece dualarımızla yardımcı olabilecek durumda değilsek Türkiye olarak sunabileceğimiz destek neyse sunabilmeliyiz. Silah yardımı olmalıdır. Türkiye asıl şu soruyu sormalıdır: Orada daha çok PKK savaşıyor. PKK, Türkiye'den silah yardımı isterse ne diyecek?

Türkiye'nin PKK'ye silah yardımı olabilir mi: Madem barış olacak neden olmasın? IÞİD gibi bir barbarlığa karşı onlar PKK'liler savaşıyor. Türkiye'de de barış olacak, PKK Türkiye'ye karşı silahları bırakacak. Orada da halkı savunan tek güç olarak da neredeyse onlar kaldı. Niye olmasın, marjinal gibi geliyor olabilir ama...

Odatv.com
http://odatv.com/n.php?n=turkiye-pkkya-silah-yardimi-yapsin-0309141200 Mesajı Paylaş
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

ABD helikopterleri Suriye'de iddiası!

IÞİD'in bazı sosyal medya hesaplarında, 20 ABD helikopterinin Türkiye üzerinden Suriye'ye girdiği iddia ediliyor. İddiaya göre, askeri helikopterler Tel Abyad'a girdi.
ABD helikopterleri Suriye'de iddiası!

ABD Musul Barajı için harekete geçti. Son haber ABD helikopterleri Suriye'de iddiası IÞİD'in bazı sosyal medya hesaplarında 20 civarında ABD helikopterinin Türkiye üzerinden Suriye'ye girdiği iddia ediliyor. Bölgeyi yakından izleyen kaynaklar, operasyonun ABD'li gazeteci Steven Sotloff'un IÞİD tarafından öldürülmesine misilleme olabileceğini öne sürdü.

Geçen günlerde ABD'nin Suriye'de de IÞİD hedeflerine hava operasyonu düzenlemesi gündeme gelmişti. Helikopterlerin bir kurtarma operasyonu için de Suriye'ye girmiş olabileceği belirtiliyor. Türk kaynaklar ne diyor Türk askeri kaynaklar ise iddiaların gerçeğini yansıtmadığını söyledi. Bölgedeki helikopter hareketliliğini doğrulayan askeri kaynaklar, 15-20 adet helikopterin radarda göründüğünü ancak, bunların Suriye'ye ait olduğunu öne sürdüler.


http://kokpit.aero/abd-helikopterleri-suriye-de-iddiasi Mesajı Paylaş
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com


IÞİD Lideri Bağdadi Öldü



Irak güvenlik güçlerinin iddiasına göre 2 Eylül'de Amirli'de yakalanan IÞİD üyesi bir militanın söylediklerine göre Ebu Bekir Bağdadi öldürüldü ve yerine de Ebu Müslim Türkmen'in getirildiği iddia edildi. Basnews'ın haberine göre güvenlik güçleri ismi Ebu Selma olan IÞİD üyesi, Bağdadi'nin 3 hafta önce Amerika'nın bombardımanı sonucu ağır yaralandığını ve tedavi için Suriye'ye gönderildiğini ancak ağır yarasından dolayı öldüğünü söyledi. Irak basını Ebu Selma'nın, "Eğer Bağdadi'nin ölüm haberi duyulursa IÞİD içinde karışıklık yaratacağından dolayı hemen yerine Ebu Müslim Türkmeni getirildi" demeçlerine yer verdi. Ancak IÞİD başsız kalmasın diye, Irak ve Suriye'deki militanların toplanıp yeni birini seçene kadar Türkmeni'nin kısa süreli olarak Bağdadi'nin yerine geçildiği tahmin ediliyor.

http://www.haberatesi.com.tr/dunya/isid-lideri-bagdadi-oldu-h1897.html
Mesajı Paylaş
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com


Türkiye IÞİD bildirisini imzalamadı



Uğur ERGAN / ANKARA
11 Eylül 2014
Türkiye bildiriyi imzalamadı

TÜRKİYE, Cidde'de yapılan ve Irak Þam İslam Devleti (IÞİD) ile mücadele kararlılığının vurgulandığı "Terörle Mücadele Toplantısı"nın sonuç bildirgesine imza koymadı.

ABD Dışişleri Bakanı John Kerry'nin bugün Ankara'ya yapacağı kritik ziyaret öncesi yaşanan bu önemli gelişme, özellikle IÞİD'e karşı "Çekirdek koalisyon" oluşturmayı planlayan ülkelerde soğuk duş etkisi yarattı. Türkiye ile ABD ve Arap ülkeleri araındaki bu sorunun Kerry'nin ziyareti sırasında çözülmesi umut ediliyor.

ANKARA ONAY VERMEDİ İDDİASI

Türkiye'yi Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun temsil ettiği Cidde'deki toplantı sonunda yayınlanan sonuç bildirgesinde katılımcı tüm ülkelerin "IÞİD'e karşı askeri yöntemler dahil aktif ve kararlı bir şekilde etkin mücadele etmesi gerektiği" şeklinde anlaşılabilecek ifadelerin yer aldığı ileri sürüldü. İddialara göre Çavuşoğlu bildirgeyi Ankara'ya ileterek değerlendirme istedi. Ancak Ankara onay vermeyince, Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu katıldığı toplantının sonuç bildirgesine imza koymadan Cidde'den ayrıldı. Ankara'nın Musul'da IÞİD'in elinde rehin tuttuğu Başkonsolos Öztürk Yılmaz dahil 49 personelin can güvenliğini tehlikeye sokmamak için bildirgeyi imzalamadığı iddia edildi. Cidde'de toplantıya katılan başta ev sahibi ülke Suudi Arabitan olmak üzere, ABD, Mısır, Irak, Ürdün, Lübnan, Katar, Kuveyt, Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri ve Umman'ın ise bildirgeye imza koyduğu öğrenldi.

"DURUMUMUZU BİLİYORLAR"

Gelişmelerle ilgili bir yetkili Hürriyet'e şunları söyledi:

"Evet sonuç bildirgesini imzalamadık. Gerekçesiyle ilgili ayrıntı veremeyiz. Ancak konunun Kerry'nin bugün Ankara'ya yapacağı ziyarette yeniden ele alınacağına kesin gözle bakabiliriz. Hem Galler'deki NATO Zirvesi'nde, hem de ABD Savunma Bakanı Chuck Hagel'in ziyaretinde Türkiye'nin Musul'da rehin tutulan vatandaşlarımız nedeniyle özel durumu olduğu, nasıl ve ne boyutta katkı verebileceği ayrıntılı şekilde anlatılmıştır."

ERDOĞAN, JOHN KERRY İLE GÖRÜÞECEK

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Dışişleri Bakanı John Kerry ile bugün bir görüşme gerçekleştirecek. Cumhurbaşkanı Erdoğan, John Kerry'yi saat 15.00'de Çankaya Köşkü'nde ağırlayacak. Bahar DEMİREL / ANKARA, (DHA)

http://www.hurriyet.com.tr/dunya/27188025.asp Mesajı Paylaş
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

ABD'lilerin Türkmen cevabı utandırdı



IÞİD'e operasyonda aktif rol almak istemeyen Türkiye, ABD ile yapılan görüşmede "Türkmenler için kamp" desteğiyle yetinmeye çalışınca ABD heyeti, "Geç kaldınız, artık kamp kursanız da kalacak Türkmen bulamazsınız" dedi. Taraf Gazetesi'nin haberine göre, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Barack Obama'nın Galler'deki NATO zirvesinde yaptığı özel görüşmede utandıran bir diyalog yaşandı. Zirvede, ABD'li ve Türk diplomatlar, olası IÞİD operasyonunu tüm yönleriyle masaya yatırdı. Türkiye, aktif olarak operasyona katılmak yerine, Türkmenler için kamp kurmayı, istihbarat ve ikmal desteği sağlamayı önerdi. Bunun üzerine, ABD'li diplomatlar IÞİD'in Musul ve Telafer'e saldırısı sırasında, buradan kaçan yüz binlerce Türkmen için, Duhok ve Zaho'da kamp kurmasını Ankara'dan talep ettiklerini ancak bu taleplerinin olumlu karşılanmadığını hatırlattı. ABD'li bir diplomat ise Türk yetkililere, "Þimdi kamp kursanız dahi kalacak Türkmen bulamazsınız" dedi. NATO zirvesinde yaşanan o olayın ayrıntıları şöyle: Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başkan Obama'nın, diplomasi ve güvenlik ekipleri, NATO zirvesinde olası IÞİD operasyonunu masaya yatırdı. Bu esnada Türkmenlerin durumu da gündeme geldi. Konuyu ABD'li diplomatlar açtı. Irak'taki son durum hakkında detaylı bilgiler veren ABD'li diplomat Türkiye'nin Türkmenlere yardım götürmek konusunda geç kaldığını söyledi. Yine aynı diplomat, Türkiye'nin Türkmenler için kamp açmamasını da eleştirdi. Ankara'nın bu konuda söz verdiğini hatırlatan diplomat, artık kamplar açılsa bile bu kamplara yerleştirilecek Türkmen kalmadığını belirtti. Bu esnada, Türk diplomatlar, Türkiye'nin Türkmenlere yaptığı yardımları anlattılar. Ve olası bir operasyon sırasında Türkiye'nin Türkmenler için kamp kurmasının ve kamplara sığınanlara destek olmasının daha doğru olacağına yönelik sözler sarfetti. ABD'li diplomatlar ise, IÞİD'in Musul ve Telafer'i ele geçirdiği dönemde buralardan kaçan Türkmenlerin Sincar'a (Þengal) sığınmak zorunda kaldığını hatırlattı. Ve bu dönemde Türkiye'den güvenli bölge olarak görülen Duhok ve Zaho'da kamp kurmasının talep edildiğini ancak bu talebin yerine getirilmediği vurgulandı. ABD'li diplomatlar, "Türkmen kampları o dönemde kurulmalıydı. Ve hızlı bir şekilde hareket edilmeliydi. Yüz bini aşkın Þii Türkmen Necef, Kerbela ve Bağdat gibi güneydeki şehirlere gitmek zorunda kaldı. Þimdi kurulacak kamplara Türkmen bulmakta zorlanabilirsiniz. Söz konusu bölgeden geriye dönüş daha riskli hale geldi" değerlendirmesinde bulundu.

http://www.haberinyeri.net/dunya/obamanin-turkmen-cevabi-utandirdi-h4134.html
Mesajı Paylaş
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

Başbakan Davutoğlu: O silahlar IÞİD'in eline geçti


13.09.2014 09:06
Başbakan Davutoğlu: O silahlar IÞİD'in eline geçti!
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Kanal 24'te gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

500 bine yakın yurttaş sansüre karşı birleşiyor! Destek için Beğen takip et

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Amerika'nın Irak'a bıraktığı silahların IÞİD'in eline geçtiğini kaydeden Davutoğlu, "Kendilerinin dışlandığını hissedenler radikalleşmeye yönelir. Amerika'nın Irak'a bıraktığı silahlar, külliyen, topluca, en sofistike silahlar IÞİD'in eline geçti" dedi.

"ESAD'A NEREDEYSE YALVARDIK 'BU GİDİÞAT KÖTÜ REFORMLAR YAPIN' DİYE"

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Kanal 24'te gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Türkiye'nin IÞİD politikasına ilişkin Davutoğlu, "Suriye, bölgenin en önemli bölgesi. Suriye krizinin bir anca çözülmesi lazım. 'Suriye krizi kontrol altına alınmazsa buraların hepsinde çok ciddi depremler yaşanır' diye hep anlatmaya çalıştık. Başta Esad'a anlattık. 8,9 ay. Anlamadı dinlemedi. Neredeyse yalvardık 'bu gidişat kötü reformlar yapın' diye. Dinlemedi bizi. Bu defa başka ülkelere konuyu anlattık. Türkiye her toplantıda neredeyse feryat etti" diye konuştu.



"AMERİKA'NIN IRAK'A BIRAKTIĞI SİLAHLAR IÞİD'İN ELİNE GEÇTİ"

Amerika'nın Irak'a bıraktığı silahların IÞİD'in eline geçtiğini kaydeden Davutoğlu, "Kendilerinin dışlandığını hissedenler radikalleşmeye yönelir. Maalesef olan Suriye'de yüzde 12'lik bir sınırlı bir azınlık geri kalanına hükmetmeye çalışınca bir mezhep çatışmasına dönüştü. Amerika'nın Irak'a bıraktığı silahlar, külliyen, topluca, en sofistike silahlar IÞİD'in eline geçti. Radikalleşme büyük tehdit. Biz sınırımızda herhangi bir terör yapılanması, radikalleşme istemeyiz. Sünni, Þii olması önemli değil. Þiiler yalnızlaşmış olsa onları da savunmak gerekirdi. Yapılması gereken derhal bu tür tehditlere karşı ortak bir tutum sergilemek. Ortak tutumun bir taraf adına dönüşmemesine özen göstermek" ifadelerine yer verdi.

DHA
http://www.ulusalpost.com/basbakan-davutoglu-o-silahlar-isidin-eline-gecti-25559h.htm Mesajı Paylaş
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

#88
Çiçeği burnunda başbakan, eski başarısız dışişleri bakanı Davutoğlu'na sormak lazım; Suriye'nin iç işleri ile neden bu kadar ilgileniyorsunuz? Size ne reform yapıp yapmamasından. Suriye'de radikalleşmeden, Þiilerin yalnız kalmasından bahsediyorsunuz da neden bunların karşısındakilere destek çıkarak taraf oldunuz? O silahların Işidin eline geçebileceğini Milli İstihbarat Teşkilatınız size zaten daha önce söylemedi mi? Yoksa kendileri internet üzerinde sizin ideolojinize uygun olmayan insanları tespit edip fişlemekle mi görevli? Hadi onlar söylemedi, internette sörf yapan trollerinizin de mi gözünden kaçmış? O bahsettiğiniz silahların çok daha gelişmişlerinin de artık PKKnın eline geçtiğini bu başlıktaki yazıları okuyarak öğrenebilirsiniz!

Suriye için her toplantıda feryat eden sizler, neden bugüne kadar, koyun gibi insan kesen canilerin elinde bulunan 49 vatandaşımız ve sınırımıza sığınmak için gelen ve geri çevrilen binlerce Türkmen için kılınızı bile kıpırdatmadınız? Sayın Davutoğlu, kısacası kafanıza Esad kadar taş düşsün. Orada hayatını, ailesini, yuvasını vs herşeyini kaybeden milyonlarca insanın vebali ne yazık ki sizlerin üzerinde.... Mesajı Paylaş
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

İşte kafa kesen IÞİD militanlarını sınırdan geçiren o Türk'ün anlattıkları

15.09.2014 18:13



Tanıştığımız insan taciri, kendisi ve diğer meslektaşlarının (!) Türkiye'den Suriye'deki kanlı savaşa kaç tane yabancı cihatçıyı kaçırdığını bildiğini söyledi. Telefon numarasını iş kartı gibi kullanıyor: boyutu küçükte olsa bir çeşit reklam! Numarayı yayınlamak kimliğini ifşa edeceğinden, basına konuşuyor olmasından dolayı haklı olarak teröristerin gazabından korkmakta.

SON İKİ YILDAN BİNDEN FAZLA KİÞİYE SINIRI GEÇİRDİ

Kendisi son iki yılda binden fazla yabancı savaşçı sınırı geçerken bu telefon numarasının kullanıldığını söyledi. Sınırı geçenlerin çoğunluğu IÞİD'e katılarak IÞİD'in dünyayı tehdit etmesine yardımcı oldular. Sınır şehirlerinden birinde buluştuğumuz lokantada ayak ayak üstüne atarken, artık bütün müşterilerinin IÞİD olduğunu söyledi.

Yirmili yaşlarında Yusuf lakabı ile haberi yapmamıza izin veren insan taciri, 2012 yılının kışında mesleğe(!) başladığını söyledi. O zaman Suriye'li asilerin çok az uluslar arası destek alabileceği belli olduğundan, yerli direnişçiler yabancılara kucak açtı. Sınıra yakın havaalanı olan şehirlere sakallı ve yabancı aksanlı insanlar dolmaya başladı ve otel ve kahvelerde çaylarını yudumluyorlardı. Bu sırada Yusuf "müstakbel mücahitlerden" yoğun talep almaya başladı; tek istekleri sınırı geçebilmekti. Kendisine Facebook'tan ulaşılıyordu ve hatırladığı şuydu: "Bütün dünyadan geliyorlardı!"

Önceleri sadece Arap yoğunluklu iken, çatışma uzayıp görüntü din savaşı algısı ile harmanlanınca yabancılar akın etmeye başladı.

ÇİN VE ARJANTİN'DEN GELENLERE BİLE HİZMET VERDİ

Çeçen, Arnavut, İngiliz ve Fransız savaşçılar vardı. Bazısı eşleri ile gelmişti.

En sonunda Yusuf, Çin ve Arjantin'den gelenlere bile hizmet verdi. Hatta bir avuç Amerikalı'ya sınırı geçirdiğini ve onları çok iyi hatırladığını söylüyor.

Yusuf bu işi hem para kazanmak, hem de gelenlerin amacını desteklediği için yaptığını söylüyor. Türkiye'de yabancıları karşıladığı bazı hava alanlarını sayıyor: İstanbul, Gaziantep, Hatay, Antalya. Herhangi bir şoförün yaptığı gibi hava alanının gelen bölümünde elinde müstakbel mücahitin ismi olan bir kağıt ile bekliyor. "Çoğu zaman beni neşeyle karşılarlar. Ben onlara, onlar bana kardeş gibi sarılır" dedi Yusuf.

Arap olmayan bir çok savaşçı Arapça bilmediği için akıllı telefonundaki Google Çeviri programı ile anlaşıyorlar. Bazıları tamamen kayboluyorlar: Hava alanında karşıladığı biri, Yusuf'un onu kaçıracağından şüphe edip kaçmış. Yusuf sadece İngilizce konuşan bir başka Amerikalı'nın izine bir başka sınır köyünde boş boş panik içinde gezinirken rastlıyor.

TÜRK YETKİLİLER SINIRI GEÇEN YABANCI SAVAÞÇILARIN PASAPORTLARINA MÜHÜR DAHİ VURUYOR

Yusuf, bütün bu operasyonu yöneten"Emir"inin adını vermeye çekiniyor. Yusuf, emirin IÞİD ile çalıştığını söylüyor ve potansiyel acemi erlere bir kaç dilde yayın yapan Facebook ve Twitter gibi sosyal medyadan ulaştıklarını söylüyor. Emir'in güvenini kazanan acemi er adayları ise Yusuf ve arkadaşlarına iletiliyor.

Yabancılar Türkiye'deki sınır şehirlerine ulaşınca, çete mensubu ile buluşup sınıra doğru hareket ediyorlar. Oradan dağlık yollardan Suriye'ye giriş yapılıyor. Daha eski zamanlarda yabancı sayısı azalma gösterirken, farklı yabancı grupları birleştirip birlikte sınırı geçtiklerini belirtti. Yusuf sınırı geçmek için uzun zaman müşteri beklediklerini hatırlıyor ilk zamanlar.

900 kilometrelik sınırda insan kaçakçılığı yapmak, Yusuf, meslektaşları ve diğer insan tacirleri için büyüyen bir iş koluydu. Genellikle çok kolaydı. Türk yetkililer, yabancıların sınırı geçmelerine engel olmuyordu çoğu zaman, hatta hoş karşılanıyordu; muhtemelen yabancılarında asilere katılmasının savaşı çabuk bitireceğinden hoş görülüyordu. Bazen sınır yetkilileri geçecek yabancıların yasal geçişlerine müsaade edip pasaportlarına resmi mühür bile bastıkları olurdu. Yusuf gelen mücahit adayları akşam yemeğini İstanbul'da, kahvaltısını sınır şehrinde ve öğle yemeğini Suriye'de yaptıklarını söyledi.

KUZEY SURİYE'DEKİ ASİLERE GİDEN SİLAHLAR İNSANI YARDIMLA BİRLİKTE TÜRKİYE SINIRINDAN GEÇİYOR

Türkiye bu sürede Suriye'li muhalifleri desteklerken, sınır geçişleri için göreceli olarak kolaylık ve dinlenme yeri, yaralıların tedavisi ve mühimmat sağlama konusunda katkı sağlıyor. Kuzey Suriye'de asilerin kullandığı silahların çoğu, ki Suudi Arap ve Katar gibi ülkeler sağlamıştır, insani yardımla birlikte Türkiye sınırından geçmektedir.

Türkiye, hükümetinin tahmini ile bir milyondan fazla mülteciye ev sahipliği yapıyor. Sınırlardaki görülen laçkalığın bir sebebi de Suriyeli biçare sığınmacılara kapıları açmaktır.

Ancak aynı hükümet yabancı savaşçı sorununa sırtını çevirmiştir ve bu sayede Suriye savaşında yer alan aşırı İslamcıların ana adresi ve geçiş yolu olmuştur. Son zamanlarda sık sık yapılan bir tahmine göre 12 binden fazla insan bu yollu kullanmıştır ancak gerçek sayıyı bilmek imkansızdır. En başında Türkiye, Suriye rejimini yabancı savaşçılarla erkenden yıkma umudu ile Suriye muhalefeti ile aynı kumarı oynadı.

Onun yerine savaş bir sarmala girdi ve yabancı savaşçılar asiler içinde tutundu ve muhalefetin radikalleşmesine sebep oldular. Tercihleri olan IÞİD, önce diğer muhalifleri bölgeden atıp Suriye'den Irak'a sıçradılar. Her ne kadar ılımlı muhalifler uyarsa da, Türkiye ve diğer müttefikleri yabancıların getirdiği radikalleşme tehdidini kavrayamadı.

Þimdi, Irak'ta ABD hava taarruzları başlamışken ve diplomat ve ailelerinden oluşan 49 Türk vatandaşı IÞİD'in Musul taaruzunda kaçırılınca, Türkiye'nin politikası çatlama sinyalleri vermeye başladı. Geçen hafta IÞİD üyesi olduğundan şüphelenilen on dokuz kişi Gaziantep'te tutuklanınca, sınırın Suriye tarafında bu durum gözden kaçmadı. Sınırın Türkiye tarafında sınır güvenliğinin arttırılması ayrıca dikkat çekmiştir. Geçen hafta ABD Savunma Müsteşarı Chuck Hagel IÞİD ile mücadelede Türkiye için "Kesinlikle Öncelikli" müttefik tanımlaması yaptı.

IÞİD'E MİLİTAN KAÇIRAN İNSAN TACİRLERİNE TÜRK POLİSİ BİLGİ TAÞIDI

İnsan tacirleri ve bazı Suriye'liler sınır geçişlerinde güvenlik önlemlerinin arttığını söylerken, yabancıların bazı sınır şehirlerinde göreceli olarak kolay geçiş yaptıklarını eklediler. IÞİD kontrolündeki Suriye bölgesine insan kaçıran bir insan taciri, bu yaz Türk polisi tarafından uyarıldığını ancak çalışmaya devam ettiğini söyledi. Düzenli olarak yabancıları sınırdan geçirdiğini söylerken, en son geçtiğimiz hafta sınırı geçtiklerini ekledi. Bu insan taciri şöyle dedi:" Sürekli buradan geçiş yapıyoruz. Yabancıları burada ayırt etmek çok kolay ama polis bu konu ile ilgilenmiyor".

Adını ve bulunduğu şehrin yazılmasını istemeyen başka bir insan taciri Suriye'lilere kolaylık sağlamak için yapılan düzenlemeleri, yabancılar tarafından kötüye kullanıldığını söylüyor. Savaşta pek çok Suriye vatandaşı pasaportunu kaybetti. Yani sınırdaki yetkililer haftada bir pasaportu olmayan Suriyeliler için sınır kapılarını açmakta ve tabii ki yabancılarda kalabalığa karışmakta. Sözünü şöyle bitirdi: "Hemen sınır kapısının arkasındaki kahvede oturduklarını görebilirsiniz, tabii ki kalabalığı bekliyorlar".

Bir diğer insan taciri ise yeni gelen yabancıları görünce dolmuşçu gibi "tele, tele" diye çığırtkanlık yapmaya başlıyor. Tel derken sınır demek istediği aşikarken, yerel insan kaçakçılığının da canlı olduğunu ve devam ettiğini gösteriyor.

Kaçakçıların popüler mekanı olan Kilis'in Suriye tarafındaki sınırda çalışan bir Suriyeli son zamanlarda muhaliflerin elinde tuttuğu bölgelere sorunu kendi elleri ile taşıdıklarını söyledi. Son iki ayda sınırı geçmeye çalışan on beş yabancı yakaladıklarını belirtti. En son geçen hafta bir Çeçen'in yakalandığını, sorgusunda ise Çeçenlerin ülkedeki durumunu bilmediğini iddia ettiğini söyledi.

BU SAVAÞTA EN ÇOK TÜRKİYE ZARAR GÖRÜR

En iyimser niyetle bakılınca dahi, Türkiye'nin yabancı akışını durdurması çok zor. Sınır güvenlik güçleri tarafından korunması için uzun ve zor olsa da, bir çok sınır şehrinin sınırın öte tarafında işbirlikçileri, yani sınırı iki taraflı geçiş için eskiye dayanan işbirlikleri var. Kaçakçılık rotaları savaştan öncede mevcuttu ve işler halde idi. Ancak iki yıldan fazladır yoğun ve düzenli kullanımdan sonra, yabancılar için kaçak rotalar çok iyi planlanmış.

IÞİD'e karşı Obama idaresinin oluşturduğu koalisyondaki ülkeler dahil, bu savaşta en çok Türkiye zarar görecek durumdadır. IÞİD'in sınırın belli bölgelerini elinde bulundurması, IÞİD'e karşı girişilecek bir operasyon ile tetiklenebilir konumda. Washington Enstitüsü'nün Türkiye Araştırma Programı müdürü Soner Çağatay Musul konsolosluğundaki baskında esir verdiği personel düşünüldüğünde, IÞİD'e karşı başarılı sonuçlar elde edecek koalisyonun Türkiye açısından acı sonuçları olacağını değerlendirdi. Çağatay şöyle konuştu : "Türkiye sınırını tamamen kapatmak istese bile, bunu yapabileceğinden emin değilim. Ve şimdi bir de IÞİD'e karşı yapılacak operasyonun Türkiye'yi hedef ülke yapacağı korkusu başladı. Sanırım uzunca bir süre Türkiye IÞİD'i idare ettiğini, edebildiğini düşündü. Musul'daki konsolosluk saldırısı ile acı acı çalan bir saatin uyandırma sesine uyanması gibi duruma ayıldı."

EL NUSRA İÇİN SAVAÞACAK

İnsan kaçakçılığı yapan Yusuf, IÞİD bir yıl kadar önce diğer muhalif gruplar ile dahili bir savaş başlatınca mesleğini bırakmış. Ancak hala faal olarak yabancıların sınırı geçmesine yardımcı olmakta. Kendisi ile konuştuğumuz gün, ertesi gün Suriye'ye geçecek bir Arap'a ev sahipliği yapıyordu. Bu Arap bizimle konuşmayı reddetti ancak Yusuf, El Kaide'nin bir kolu olan El Nusra için savaşacağını söyledi.

Yusuf şunu da ekledi : "Sınır geçişleri zorlaşsa dahi emin olun ki yabancılar sınırı hala geçmekte. Þu anda IÞİD'e karşıyım ancak binden fazla yabancı savaşçısını Suriye'ye soktuğum için pişman değilim. Kesinlikle değilim çünkü nihayetinde onlar da cihatçı oldu!"

Kaynak: (BuzzFeedNews / Mike Giglio )

http://www.buzzfeed.com/mikegiglio/meet-the-smuggler-who-has-brought-more-than-1000-foreign-fig#3evixm1

Çeviri: Alpay Tekin

Odatv.com
http://www.odatv.com/n.php?n=iste-kafa-kesen-isid-militanlarini-sinirdan-geciren-o-turkun-anlattiklari-1509141200 Mesajı Paylaş
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com


Paylaş whatsappPaylaş facebookPaylaş linkedinPaylaş twitterPaylaş myspacePaylaş redditPaylaş diggPaylaş stumblePaylaş technoratiPaylaş delicious
İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren Replikacep.com sitemizde 5651 sayılı kanunun 8. maddesine ve T.C.Knın 125. maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur.Replikacep.com hakkında yapılacak tüm hukuksal şikayetleri İletişim sayfamızdan bize bildirdikten en geç 3 (üç) iş günü içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek gereken işlemler yapılacak ve site yöneticilerimiz tarafından bilgi verilecektir.
Footer menü
Hakkımızda
Bize Ulaşın
Biz Kimiz
Hizmetlerimiz