IÞİD

IÞİD Türk Konsolosluğu'na saldırıp çalışanları kaçırdı
Faruk BALIKÇI - Okan KONURALP - Uğur ERGAN
11 Haziran 2014
IÞİD Türk Konsolosluğu'nu ele geçirdi

Dün Musul'un tamamını ele geçiren Irak Þam İslam Devleti (IÞİD), bugün de kentteki Türk toprağına saldırdı. Militanlar, Türkiye'nin Musul Başkonsolosluğu'nu ele geçirdi. Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada Başkonsolos Öztürk Yılmaz'la birlikte 49 kişinin alıkonduğu bildirildi. Militanların bomba tehdidiyle binaya girdiği ve çatışma olmadığı öğrenildi.

Baskınla ilgili değişik iddialar ortaya atılırken, ikisi çocuk ve Musul Başkonsolosu Öztürk Yılmaz dahil 49 kişinin IÞİD'in elinde olduğu, bunlar arasında başkonsolosluğun güvenliğinden sorumlu özel harekat tim mensuplarının da olduğu ileri sürüldü.

'IÞİD KARARGAHINA GÖTÜRÜLÜYORLAR'
Reuters'a konuşan başbakanlık kaynakları, rehin alınan grubun sağlık durumlarının iyi olduğunu ve başkonsolosluk binasından IÞİD karargahına götürüldüklerini söyledi.

El Cezire Türkiye, militanların Başkonoslosluk binasına girmeye çalıştığını, personelin kapıları açmaması üzerine bombalı saldırı tehdidinde bulunduğunu ve bunun üzerine konsolosluk görevlilerinin kapıyı açmak zorunda kaldığını öne sürdü.

Rehinelerin, bir süredir IÞİD'in kontrolünde olan Musul Valilik binasına götürüldükleri iddia edildi ancak bu bilgi henüz teyit edilemedi.

  KARARDAN 24 SAAT SONRA BASILDI

KRİTİK ZİRVE
Baskın Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun New York'ta olduğu sırada gerçekleşti. Baskın üzerine Başbakan Tayyip Erdoğan da Başbakanlık Konutu'nda Başbakan Yardımcıları Bülent Arınç ve Beşir Atalay, İçişleri Bakanı Efkan Ala, MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Dışişleri Bakan Yardımcısı Naci Koru, Dışişleri'nin Ortadoğu'dan sorumlu müsteşar yardımcısı Ömer Önhon ve Ortadoğu Dairesi Genel Müdürü Þakir Torunlar ile acil bir toplantı yaptı.

Bu sırada Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün de toplantı sonrası Davutoğlu Ankara'da olmadığı için Bakan Yardımcısı Koru'yu Köşk'e çağırarak bilgi istediği öğrenildi. Bağdat Büyükelçisi Faruk Kaymakçı da Ankara ve New York ile doğrudan irtibata geçerek gelişmeler hakkında bilgi verdi.

    IÞİD'İN BEYNİ EBUBEKİR EL BAĞDADİ

Baskın bu çerçevede New York-Ankara-Bağdat üçgeninde değerlendirmeye alınırken, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu Başbakanlık'tan gelecek değerlendirme bilgilerini bekledi. Güvenilir kaynaklardan edinilen bilgiye göre, krizle ilgili yapılan değerlendirmelerde baskının uzaması halinde askeri seçenek dahil her türlü tedbirin görüşüldüğü ileri sürülürken, Ankara'nın sorunun "Yumuşak ve sakinliği kaybetmeden çözülmesinden yana olduğu" bildirildi.

EN ÖNEMLİ SORU İÞARETİ
IÞİD'in dün Musul'u ele geçirmesine rağmen Musul Başkonsolosluğu'nun neden tahliye edilmediği de soru işareti olarak kaldı.

Başbakanlık Konutu'ndaki toplantı ve Türkiye'nin tavrına ilişkin bir açıklama yapılması bekleniyor.

    IÞİD, TUZHURMATU KENTİNİ ELE GEÇİRDİ

'TÜRKİYE ÜZERİNE DÜÞENİ YAPACAK'
İçişleri Bakanı Efkan Ala ise gelişmeler üzerine şunları söyledi:

"Türkiye kendi çıkarları doğrultusunda üzerine düşeni yapacaktır. Özel Harekat polislerimiz de bulunuyor."

ÜÇ SORU ÜÇ CEVAP

* IÞİD bölgede nasıl palazlandı?
IÞİD, 7-8 yıldır nüfusu 2 milyonu bulan zengin petrol yataklarının üzerinde bulunan Musul kentinin kırsalında meşgulken kimse bunu umursamadı. Örgüt yoksul Sünni kesimlerden militan devşiriyor, esnaftan vergi topluyordu. Musullu akademisyen Ziya Halis'e göre merkezi hükümet ordu ve polisteki mezhebi dengeyi kurmak için Sünnilere 3 bin kadro açtı, ama sadece 50 kişi müracaat etti. Nedeni IÞİD korkusu. Taban bulmakta zorlanmayan IÞİD aileleri orduya katılmamaları yönünde tehdit ediyor.

* Asker niye kaçtı?
Sünni Musul'un güvenliği bu nedenle Þii güvenlik mensuplarına bırakılmıştı. Paralı asker, savaşta üniformalarını çıkartıp kaçtı. Þimdi Maliki halkı silahlandırmaktan bahsediyor ama Musul'dan bir Felluce çıkarmak da hayal. Felluce Amerikan işgaline karşı zorlu bir direniş sergilerken Musul kolayca teslim olmuştu. Musul, Suriye'nin Halep kenti gibi farklı dil ve milletlerin bir arada yaşadığı ılımlı ve uzlaşmacı bir medeniyet havzası. Tabi işgalin ardından palazlanan fanatik militanizm dokuyu fena halde örseledi.

* Neden Musul?
IÞİD'ın aniden kuzeyde Musul'un başkent olduğu Ninova ve Selahaddin vilayetlerine yüklenmesinin nedeni ise ülkenin orta kesiminde emirlik kurmaya çalıştığı Sünni üçgenindeki Anbar vilayetine bağlı Ramadi ve Felluce'de aldığı darbeler olabilir. IÞİD kuzeyde yeni cepheler açarak Felluce ve Ramadi üzerindeki baskıyı azaltmış ve Bağdat'a sarsıcı bir mesaj vermiş oldu. Ayrıca Baduş Cezaevi'ni basarak saldığı bini aşkın militanla da savaşçı açığını giderdi. Daha önce Ebu Gureyp baskınıyla bırakılanlar hem Irak hem Suriye cephesini kızıştıran bir etki yaratmıştı. Son gelişmeler Kürdistan Yönetimi'ne Musul'daki ihtilaflı Kürt bölgelerinde kontrolü sağlama fırsatı sunuyor. Maliki'nin Barzani yönetiminin yardım önerisini reddetmesinin altında da peşmergenin yerleşeceği korkusu yatıyor olmalı.

http://www.hurriyet.com.tr/dunya/26591687.asp

Kendi sinirlarimiz icinde ve okadar askerin yaninda bayrak indirdilerse tabiki baska yerlerde (sinirlarimiz disinda) baskalarida dünden böyle islere cesaret ederler.. Gidisat hic hayra alamet degil malesef. Yine olan ülkemin serefine ve onuruna oluyor. Böyle riskli bir cografyada neden konsoloslugumuz daha iyi korunmuyor veya geri cekilmiyor?
Sayin "Dünya lideri" göstersin bakalim kendini simdi. Öyle "one minute" demekle olmuyor. Icraat gerektiriyor.

Rehin alinan kisilerin yakinlarina sabir diliyorum umarim bu rehinlerin hic birinin burnu kanamadan yakinlarina kavusurlar. Gercekten cok aci bir durum.

Birde bu eksikdi sanki başbakan savaşa tövbe etmiş

Birde bu eksikdi sanki başbakan savaşa tövbe etmiş

Yok canım ne tövbesi, bizi ilgilendirmeyen her savaşa girmeye can atan kendisi değil mi? Irak'da conilerin katliamlarını daha rahat yapabilmeleri için Türk Askeri tarafından korunmaları amacıyla tezkere geçirmek için yırtınan, İsrail'e yardım gemilerinin korunmasız olarak gitmesini sağlayıp sonrasında Savaş tamtamları çaldırtan, her ne hikmetse Esad'a düşman olup her fırsatta Suriye'ye askerlerimizi sokmaya çalışan kimdi? Bu Işid denilen yobaz sürüsü geçtiğimiz aylarda  Türkiye Cumhuriyeti Devletini açık bir şekilde tehdit etmedi mi? Hani Süleyman Þah Türbesi'ne saldıracaklardı. Milli İstihbarat Teşkilatımızın görevi ülke güvenliğimizi tehdit eden herşey hakkında istihbarat toplamak mıdır? Yoksa başka birşey mi? Ülkeyi yönetenlerin içler acısı haline bir örnek daha...

İdlib'in Kaminas beldesindeki çatışmada yaralanınca Antakya'ya getirilerek tedavi edilen teröristlerin sözde komutanı Mazen Ebu Muhammed. MUSUL KONSOLOSLUĞUNU ELE GEÇİREN AKP NİN ZAMANINDA YARDIM ETTİĞİ İÞİD LİDERİ ÞU AN KONSOLOSLUĞUMUZDA BU MELUN...

Bu canilere yardım ve yataklık suçundan yargılanması gerekenler var bu ülkede! 

ülkede bu kadar karışıklık  varken suriye konusunu unuttuk büyük bir güvenlik zafiyeti

Suriye unutulmaz merak etme,medyada suriye konuşulmuyor diye Tsk nın unuttuğu söylenemez.Orada devamlı sınır hattı boyunca gerekli güvenlik alınmaya çalışılıyor.Konuya gelecek olursak;

1-Öncelikle oradaki konsolosluk çalışanlarının ve tır şoförlerimizin sağlıklı bir şekilde ülkemize getirilmesi

2-Ardından hava kuvvetlerinin ve özel kuvvetlerin bölgeye operasyon yapması.Gerekirse 3 adet T129 özel kuvvetlere yakın destek için gönderilebilir.Hava kuvvetlerinin de hava sahamız içinden som füzesi ile belirtilen hedefleri vurması gerekebilir.

3-Musulu temizledikten sonra Ankara antlaşmasını tam bilmiyorum ama bu olay bizim için fırsat olabilir.Oradaki Türkmenlerin zaten kendine ait bir bölgeleri yoktu.Türkmen kardeşlerimize aynı kuzeyde olduğu gibi bölge temin edilmelidir.

12 Haziran 2014 Perşembe   Ergün Diler/YAZAR

Maskeli operasyon..!

Çok detaylı, karmaşık ve çok fazla aktörün bir araya getirdiği bir sorunla karşı karşıyayız!
Bir çırpıda "şu ÞUDUR" deme şansımız yok!
Ama yine de anlamak durumundayız!
Çünkü ortaya çıkan senaryo ve figüranlar gerçekten ilginç!
Yapılmak istenen daha da ilginç!
Sıçraya sıçraya gidip büyük fotoğrafı görmeye çalışalım...
Musul'da dün Türk konsolosluğu basıldı! Ve içerideki 50'ye yakın kişi rehin alındı!
Son kare şu an için böyle!
Buradan oyunun bütününü görme şansımız yok!
Derinlere inelim!
Önce İÇERİYE bakalım!
Bir anda Diyarbakır'daki 2.
Hava Kuvvet Komutanlığı'nın içine girildi ve oradaki TÜRK BAYRAĞI indirildi!
İndirenin hiçbir önemi yoktu!
Birileri "git" dedi, o da gereğini yaptı! Amaç BAYRAK üzerinden Türk-Kürt gerginliği çıkarmaktı!
Başarılı oldular! TÜRKLER'i sokağa döktüler!
Ortada çok ciddi bir durum vardı!
Oradaki direğe kimse çıkamaz ve bayrağı indiremezdi!
Asker garip bir şekilde daha başlamadan önleyebileceği bir olayı görmezden geldi!
Denemesi bedava, o bölgeye yakın biri gidip aynı şeyi DENESİN bakalım!
İnanın direğin yanına yaklaşamaz!
Bu bir!
Bunun yanında KIÞLALARIN üzerine molotof yağıyor ama bölgedeki POLİS kılını kımıldatmıyordu!
Polis ortalarda görünmezken biri asıl işini yapıp bütün OLANLARI FOTOĞRAFLAYIP basına sızdırıyordu!
Düğmeye basıldıktan sonra TÜRKLER'in ayağa kalkması kadar normal bir şey yoktu! Çünkü bizi çok iyi tanıyorlardı!
Anlattıklarım MUSUL'un öncüsüydü!
Þimdi dışarı çıkalım!
Önce "IÞİD kim?" diye bakalım!
Konsolosluğumuza gelmeden bir gün önce Irak'taki BADUÞ Cezaevi'ne baskın düzenlendi ve oradaki 3 bin mahkum kurtarıldı!
Bu kadar mı?
Elbette HAYIR!
Ebu Gureyb ve Taci cezaevlerinden 2 bin kişi kaçırıldı...
Halep Merkez Cezaevi'nden bin 700 kişi elini kolunu sallayarak çıkıp gitti...
Müslimiye Cezaevi'nden 900 kişi kapıları açık bulup gereğini yaptı...
Þam Hapishanesi'nden 2 bin 300 kişi firar etti...
Musul'da boy gösteren bu örgüt insan malzemesini CEZAEVLERİNDEN temin ediyordu!
Saddam'ın devrilmesinden sonra Amerika'nın filizlenmesine izin verdiği bir oluşumdu!
Zamanla bölge karışınca özellikle ESAD'ın destek verdiği bir yapı haline geldi!
Geçtiğimiz haftalarda RAKKA'daki merkezlerinde ilk kez değişik bir olay yaşandı! IÞİD'in Rakka'daki EMİR'leri değiştirilmek istendi! Örgüt bunda ısrar ediyordu! Ancak Suriye'de taş üstüne taş koymayan Esad yıllardır koruduğu ve gözü gibi baktığı IÞİD'e ilk kez bomba yağdırdı!
Örgüt taleplerinden hemen vazgeçti!
EMİRLER görevine devam etti!
IÞİD, Nuri el Maliki için de aynı noktadaydı!
Onlar da "KARÞI GİBİ YAPARAK" yanlarında yer alıyordu!
En arkada ise malum BÜYÜKLER vardı!
İşte bu birkaç bin kişilik örgüt, MUSUL'u aldı! Aldı çünkü Maliki, ABD ve İNGİLTERE'nin geri gelmesine direnmedi! Onların dönüşü için zemin hazırladı!
Bu örgüt de hiç vakit kaybetmeden çok önemli bütün PETROL MERKEZLERİNİ tuttu!
Zaten bu nedenle oradaydı!
Amacı Türkiye'nin Barzani ile kurduğu enerji trafiğini kaldırıp atmaktı! Görevi buydu!
Bu yüzden gelip konsolosluğumuzu bastılar!
Bir taşla üç kuş vurmak için yola düşmüşlerdi!
Rehin alınan Türkler sonuçta IRAK topraklarındaydı!
Yapılacak bir operasyon Ankara'yı ÞİİLERLE karşı karşıya getirecekti!
Özellikle İRAN ile yaşanan İNANILMAZ YAKINLIK bundan zarar görecekti!
Herkese rağmen dönen ticaret çarkı büyük yara alacaktı! İlk adım Þİİ ve İRAN kartıydı! İkincisi ise enerji hatlarını kontrol edip Barzani'nin Türkiye ile ilişkisini kesmek ve Kürtler'le çatışma yaratıp bölgeyi istikrarsızlaştırmaktı!
Savaşın olduğu yerden kimse ne petrol gönderir, ne de alırdı!
Üçüncüsü ise daha vahimdi!
Bu maskeli PİLLİ BEBEKLERİ kurup bölgeye salanlar IÞİD ile yani RADİKAL İSLAMCI TERÖRİSTLER ile Ankara'nın savaşmasını istiyordu!
Böyle bir belanın üzerimize gelmesi arzulanıyordu!
Yani BAYRAK üzerinden Türkler, IÞİD üzerinden Kürtler sıkıştırılıyordu!
Hedefleri Barzani'ydi!
Plan oyunu kuranların istediği gibi işlerse ENERJİ koridoru ve Türk-Kürt kardeşliği ister istemez zarar görecekti! İçeride de siyasi sonuçları hedefleniyordu!
Ancak hesap edemedikleri tek bir şey vardı!
O da BARZANİ'nin nasıl davranacağı!
Uzun zamandır MALİKİ ile problem yaşayan Barzani GÜVENLİK gerekçesine sığınarak "BEN ARTIK IRAK'IN PARÇASI DEĞİLİM!
BAĞIMSIZLIĞIMI İLAN EDİYORUM!" diyebilirdi!
Bu da çok yüksek bir ihtimaldi!
İşte bu noktadan sonra OYUN ters bir sonuç verip onlar için OLUMSUZ sonuçlar doğurabilirdi!
IÞİD'i oyunda kullananlar Kürtler'i Türkiye ile birleşmenin eşiğinde görebilirdi!
ORTADOĞU filmlerde bile bulamayacağımız senaryolarla iç içe!
Biri bitiyor, diğeri başlıyor!
Karşımızdakini çok ciddiye alacak değiliz! Elbette anladıkları dilden konuşup gereği yapılır! Bunda sorun yok!
Ama "BÖLGEYİ NASIL KENDİMİZE ÇEKERİZ?" sorusunu biraz daha düşünmeliyiz!
Galiba Barzani ilk adımı atacak ve bizi rahatlatacak!
Hesap edemedikleri taş, başlarını yakacak! Soğukkanlı bir şekilde izleyelim!
Bakalım günün sonunda tabelada ne yazacak?
Ben de merak içindeyim!

Birşeyi merak ediyorum;acaba Türk Silahlı Kuvvetlerinin envanterinde bulunan silah araç ve gereçleri ne işe yarar ! Bu silahlar çocuk oyuncağı mı ! Bu F-16 lar,helikopterler,tanklar toplar ne için tedarik ediliyor !?

Türk Bayrağı gönderden indiriliyor ,ses yok ! Türk askerinin kafasına çuval geçiriliyor ,ses yok ! Türk Konsolosluğundan ;Diplomatlar,Özel Harekatçılar,diğer görevliler derderst ediliyor ,çık çıkmıyor !

Bu nasıl iştir !

Bu konu hakkında gelişmeler nelerdir? Ne oldu rehin alınanlar? Onları kurtarmak için bugüne kadar yapılanlar nedir?